PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Atatürk ün dine bakış açısı


khaos
24. April 2016, 02:30 AM
Atatürk'ün Dine Bakış Açısı
Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk 'ün kuşkusuz en tartışılan yönü din meselesi olmuştur. Kimileri Atatürk ün din ve İslam düşmanı olduğunu, İslami tüm değerleri ayaklar altına aldığını, kimileri ise Atatürk ün dini vicdan meselesi olarak görüp sade haliyle yaşanması gerektiği görüşünde olduğunu savunmuştur. Ölümünün üzerinden 77 yıl geçmesine rağmen hala bu konudaki tartışmalar sürüp gitmektedir.

Atatürk 'ün dinle tanışması Rumeli bektaşi geleneklerine bağlı, hatırı sayılır derecede dindar olan annesi sayesinde oldu. Zübeyde Hanım'ın düşlerini onu Selanik Bektaşi postnişinde huu diyerek ilahiler okumasını hayal etmesi süslese de babasının kıvrak zekası sayesinde küçük bir okul değişikliği belkide Mustafa Kemal in hayatını tümden değiştiren bir etken oldu. Her ne kadar can çekişir vaziyette olsa da imparatorluğun son dönemlerinde bazı okullarda batılı sisteme geçilmesi, yabancı dilde eğitim yapılması onun önünde büyük ufuklar açmıştır. Yalnız geçirdiği okul yıllarında kafasını kitaplara gömmüş, dünyaya bakış açısı değişmiş başka medeniyetler, başka kültürler hakkında bilgiler edinmiş özellikle İstanbul yıllarında kıyaslamalar yapmış ve kafasında o dönemde bile geleceğe dair bir şablon oluşturmuştur.

Köhne, hastalıklı bir yapıya sahip imparatorluğun özellikle son döneminde her köşe başında türeyen tekkelerin, tarikatların insanları nasıl da miskinleştirdiği, tembelleştirdiği, kaderci hatta pesimist yaptığı gözünden kaçmamıştır. Akıldan, bilimden, düşünmekten uzak tamamen hurafelerle menkibelerle bezenmiş içe kapanık bir din anlayışının halkı hem sömürdüğünü hem de geriye götürdüğünü görmüştür.

Cumhuriyetin ilanından sonra ilk amacı hastalıklı, tamamen Arapçı ve insanları teslim alan bu yaşam biçimini değiştirmeye çalışmak olmuştur. Yaptığı devrimlerle Türkiye nin devlet olarak batı medeniyetlerin yanında yer alması, Türk Milletinin ise bilime, akıla, sanata önem veren, düşünebilen, karşılaştıran, kıyaslama yapabilen insanlar olabilmesi için uğraş vermiştir.

Kuşkusuz bu devrimler içinde en çok tartışılanı laikliğin anayasaya girmesidir. (1937)
Atatürk dini bir vicdan meselesi olarak görmüş, dine saygılı olduğunu belirtmiş, herkesin dinini serbestçe, buna uygun olarak ta dini ritüel ve merasimlerini özgürce yapabilmesi gerektiğini savunmuştur.

Peki Atatürk'ün karşı çıktığı neydi?
Dinin kişisel ve vicdani bir mesele olmaktan çıkıp devlet işlerinin verilen fetvalara göre yönetilmesiydi.
Atatürk'ün karşı olduğu şey dinin siyasete, dini merasimlerinde siyasi gösteriye dönüştürülmesiydi.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey hukukun insanların dinine, mezhebine, görünüşüne göre karar vermesiydi.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey Şeyhlik, dervişlik, çelebilik, halifelik, falcılık, büyücülük, türbedarlık gibi kıymeti kendinden menkul sıfatlara sahip insanların bu ünvanlarla halkı sömürmesi ve bu sıfatları çıkarları uğruna kullanmasıydı.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey ümmetçilik masalıyla bir milletin dilinin, kültürünün benliğinin yok olmasıydı.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey herhangi bir dine veya mezhebe ayrıcalık tanınması veya herhangi bir din veya mezhebin başkaları üzerinde tahakküm kurmaya çalışmasıydı.
Atatürk'ün karşı çıktığı şey tarih kadar eski bir milletin din adına Araplaştırılmasıydı.

Elbette bazı okuyucular Afet İnan ın yayınladığı Medeni Bilgiler kitabından örnekler vererek Atatürk'ün dinsiz, İslam ve Peygamber düşmanı olduğunu iddia edebilirler.
Nitekim bu sığ bir düşünce olarak kalacaktır. İyice okunduğunda aslında Atatürk'ün karşı olduğu şeyin ''Araplaşma'' yada bilinçli bir şekilde Türk Milletini ''Araplaştırma'' olduğunu görülecektir.

Tamam da Atatürk'ün dini inancı neydi? Allah'a inanıyor muydu? İslam'a bakış açısı nasıldı?

Doğrusunu söylemek gerekirse sözleri incelendiğinde hem inançlı olduğuna, hemde inançsız olduğuna dair fikirler edinebilirsiniz.

Fakat bundan bize ne?
Kendisi bu konu ile ilgili ne diyordu;
-Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz.

Bizde bu bakış açısı ile bakmalıyız. Onun inançlı olup olmaması bir millete yeniden kimlik kazandırdığı, bir milleti hürriyetine kavuşturduğu, bir millete yeni bir gelecek sağladığı gerçeğini asla değiştirmeyecek.
Biz de onu böyle hatırlamalıyız.
Bu günümüzü borçlu olduğumuz kişi olarak

ATATÜRK olarak...

mert25
20. May 2016, 06:22 PM
Cumhuriyet döneminde (1923-1938) ülke halkına yapılan zulümler ne olacak peki? Kurulan İstiklal Mahkemeleri, yapılan haksız yargılamalar, muhalefete tahammül edilememesi vs vs... Fakat sizler eğer o dönemde halka yönelik hiç zulüm yapılmamış diyorsanız zaten sizinle tartışmaya gerek yok demektir.

bartsimpson
21. May 2016, 08:59 PM
Bence de...
Sen yazma bence gerek yok.
Gerekli değilsin.

mert25
24. May 2016, 09:50 PM
Bence de...
Sen yazma bence gerek yok.
Gerekli değilsin.

Muhammedin örnekliği (örnek alınması) böyle oluyor demek???
Eleştiri gelince tavra bakar mısınız? Çok müslümanca tavır herhalde???
Bir tarafta Kur'an dışında din edinmiş milyonlar, diğer yanda Kur'an diyen ama tavırları ve söylemleri ile hiç de Kur'ani olmayan sizler.
Vah bizlere gerçekten.
Atatürk'ün bu ülkede ne zulümler yaptığını (Kemalistler dahil) herkes biliyor, bir tek sizler bilmiyor ya da görmezden geliyorsunuz.
Ömrü boyunca tüm kararları içki sofralarında alan, hemen her akşam içki sofraları kurup alemler yapan kişi gerçek İslamı getirecekti değil mi bu ülkeye?
Sahi buna gerçekten inanıyor musunuz?
Nedir bu Kur'ancıların Atatürk hayranlığı bir türlü anlayamadım gitti.

Site moderatörü olarak kullandığın bu dil ve tavırdan sonra bir daha bu siteye uğramak mı, tövbeler olsun. Siz varın halkına zulmetmiş Atatürkünüzle başbaşa kalın. Hesap günü kişi sevdikleri ile beraber olacakmış derler. Herhalde hayranı olduğunuz Atatürkünüzle çok mutlu olursunuz o gün.

Bir zamanların çok popüleri olan Atatürk hayranı Sayın Yaşar Nuri Öztürk'ün tv ekranlarında düştüğü zavallı durumları görmüşsünüzdür mutlaka. Demek ilim bazen tek başına bir işe yaramıyor. Dilerim onun durumundan ders alırız.

Mesajıma istediğiniz cevabı yazabilirsiniz, çünkü dönüp bakmayacağım ve dolayısıyla okumayacağım. Ne isterseniz yazın, ya da hiç kaale almayın, çünkü çok gereksiz biri bir daha gelmeyecek buralara. Fakat lütfen sağda solda Muhammedi örnek aldım demeyin, çünkü çok gülünç olursunuz.

Moderatör olarak lütfen üyeliğimi silin.

ilme muhtaç kul
24. May 2016, 10:14 PM
Bizde bu bakış açısı ile bakmalıyız. Onun inançlı olup olmaması bir millete yeniden kimlik kazandırdığı, bir milleti hürriyetine kavuşturduğu, bir millete yeni bir gelecek sağladığı gerçeğini asla değiştirmeyecek.
Biz de onu böyle hatırlamalıyız.
Bu günümüzü borçlu olduğumuz kişi olarak

ATATÜRK olarak...

bak kardesım ataturke degıl Allaha borclusun o dılemesıydı bırsey olmazdı ve kısılerı yuceltme tevhıd ters bız peygamberlerımızı yıllrca yucelttık dıye bugun tevbe edmekten dılımızde tuh bıttı. hanıf olan durusa ters onlarda atalarına borclu oldugunu dusunduklerınden dolayı sırke battılar ya Borclu oldugun sukru odemek zorunda oldugun tek mercı Allahtır . yarın InsALLAH yazıcam bu konuda kapatmak zorundayım.