Şii mezhebi ve İtikadı

[khaos]

Şia kaynaklarına göre Şiilik inancı

1. Peygamberin vefatından sonra üç kişi hariç herkes İslam’ı reddetti: Mikdad, Ebu Zer ve Selman-ı Farisi! (Kur’an-ı Mecid, Makbul Hüseyin Dehlevi, Sayfa 134)

2.Tüm imamlar makam ve mertebe olarak Muhammed Peygamber’e denktirler. (Usûl-u Kâfi, Cilt 1, Sayfa: 270)

3. Gerçek Kur’an-ı Kerim’de 17.000 ayet vardır! (el Şafi, Cilt 2, Sayfa 616)

4. Sahabey-i Kirâm Ali’nin ilahi hakkını (vilayet) inkar ederek kafir olmuşlardır. İlk üç halife ve diğer Sahabeler vilayeti kabul etmeyerek kafir olmuşlardır.

5. Allah ile Ali arasında farklılık. (Cila’ul-Uyûn, Cilt 2, Sayfa 66)

6. Bizler Allah’ın nazarında kullarının gözleriyiz ve tüm insanlık için nihai otoriteyiz. (Usûl-u Kâfi, Cilt 1, Sayfa 145)

7. Kur’an-ı Kerim’in tam bilgisine İmamlar hariç kimse sahip değildir. (Usûl-u Kâfi, 1, Sayfa 228)

8. “Bidat”; Allah yalan söylüyor. (Türkiye’deki Şii Caferiler de dahil tüm Şiilerin en temel eseri olan Usûl-u Kâfi, Cilt 1, Sayfa 148)

9. Ebubekir öldüğü sırada kelimeyi (şehadet) söyleyemedi! (Israr-ı Muhammed, Sayfa 211)

10. Kaimimiz (12. İmam) kalktığında, Humira (Ayşe) mezarından kaldırılacak ve Muhammedin kızı Fatıma’nın intikamını almak için kırbaçlanarak cezasını çekecek. (el Şafi, Cilt 2, Sayfa 108)

11. Ali İlahtır! (Cila’ul-Uyûn, Cilt 2, Sayfa 66)

12. Allah ’ın (varlığının hücceti) bilinmesinin yolu İmam olmaksızın tesis edilemez. (Usûl-u Kâfi, Cilt 1, Sayfa 177)

13. Sarhoş Hulafay-i Raşidin için Kur’an’da değişiklik yapılmıştır. (Kur’an Tercümesi, Makbul Hüseyin Dehlevi, Sayfa 479)

14. Şeytan camide Ebu Bekir’e sadakat yemini edenlerin birincisiydi. (Israr-ı Muhammed, Sayfa 30)

15. Muhammed ’i hanımları olan Ayşe ile Hafsa zehirlemiştir.(Cila’ul-Uyûn, Sayfa 118)

16. İmamlar İlahtır. (Cila’ul-Uyûn, Cilt 2, Sayfa 85)

17. İmam ölüm saatini bilir ve ölümü onun kontrolü altındadır! (Şiilerin en muteber kitabı Us’ul el Kâfi, Cilt 1, Sayfa 258)

18. Pakistan hakiki Kur’an-ı Kerim’de bahsedilmiştir, şimdiki Kur’an anlamsızdır. (Hazar Tümhari Das Hamari, Sayfa 554)

19. Ömer ’in kafirliği hakkında şüpheye düşmek küfürdür! (Cila’ul-Uyûn, Sayfa 63)

20. Abdullah İbni Sebe İmamet’in zorunlu olduğunu savundu ve Ali ’nin gerçek ilah olduğunu iddia etti. (Envar-ı Nu’maniye, Cilt 2, Sayfa 234)

21. Şiilere göre hiçbir şey İmamlardan gizli kalamaz ve onlar geçmiş, mevcud ve gelecek zamanın tam bir bilgisine sahiptirler. (Usûl-u Kâfi, Cilt 1, Sayfa 260)

22. Kur’an dört kısımda indirilmişken şimdiki Kur’an üç kısımdan oluşmaktadır. (Şia Aur Tahrif-i Kur’an, Sayfa 62)

23. Ali ’in ilk halife olduğunu inkar edenler kafirlerdir. (Envar-ı Nu’maniye, Cilt 3, Sayfa 264)

24. Hz. Ayşe (ra) kafir bir kadındı. (Hayat’ul Kulûb, Cilt 2, Sayfa 726)

25. Bizler halifesi Ebubekir olan ne Allah’ı ne de Peygamberi kabul etmeyiz! (Envâr-ı Nu’maniye, Cilt 2, Sayfa 278)

26. İmam Peygamberin sahip olduğundan daha fazlasına sahiptir. (Usûl-u Kâfi, Cilt 1, Sayfa 388)

27. Şimdiki Kur’an kısaltılmışken Gerçek Kur’an İmam Mehdi tarafından muhafaza edilmektedir. (Hazaar Tumhari Das Hamari, Sayfa 553)

28. Ebu Bekir ve Ömer Şeytan’dan daha fazla zorbaydılar. (Hakkul Yakîn, Sayfa 509)

29. İmam Mehdi (12. İmam) Ayşe’yi soyarak cezalandıracaktır. (Hayat’ul Kulûb, Cilt 2, Sayfa 901)

30. Farklı bir şehadetin kabul edilmesi (Usûl-i Şeriat fi Akaidul Şiâ, Sayfa 423)

31. İmam’ın hareketlerine ağlamak ve gizli tutmak Cihaddır. (Usûl-u Kâfi, Cilt 2, Sayfa 226)

32. Şeyheyhn (Ebubekir ile Hz. Ömer kast ediliyor) Ali tarafından derlenen Kur’an-ı kabul etmediler! (Faslul-Hitab, Sayfa 44)

33. Hz. Ebubekir ile Hz. Ömer (ra) cehennemin yedi kapısı arasındadırlar. (Hakkul Yakîn, Sayfa 500)

34. Ayşe ve Hafsa münafık ve kafir kadınlardı! (Hayat’ul-Kulûb, Cilt 2, Sayfa 900)

35. Kelime-i Tayyibe’nin değiştirilmesini kabul etmeleri (Şii Mezhebi Hak Hai, Cilt 2, Sayfa 57)

36. Kur’an bir keçi tarafından yendi. (Min Kitabul Burhan Fi Tefsir’ul Kur’an, Sayfa 38)

37. İmam Mehdi, Şeyheyhin ( Ebubekir ile Ömer ) mezarlarının kazılarak ölü cesetlerini çıkartacak, onları diriltecek ve cezalandıracaktır. (Hakkul Yakin, Sayfa 371)

38.“Ayşe bir münafıktı!” (Hayatul Kulûb, Sayfa 867)

39. Ali’den yardım dilemek bir şirk olmayıp Peygamberin ’in yoludur! (Hathi Kay Daant Khanay Kay Aur Dikhanay Kay Aur, Cilt 2, Sayfa 41)

40. İmam Mehdi tüm Sünni alimleri katledecek. (Hakkul Yakîn, Sayfa 527)

41. Kur’an-ı Kerim’i başlıca derleyenler tahrif edilmiş, bozulmuş ve kötüye kullanılmış Kur’an-ı Kerim’i aktardılar. (El İhticac, Sayfa 257)

42. Ebubekir, Ömer, Osman ve Muaviye tıpkı put gibidirler, onlar Allah’ın tüm yaratıklarının en kötüsüdürler. (Hakkul Yakin, Sayfa 519)

43. Aişe alenen terbiyesizlik işlemiştir. (Kuran-ı Mecid, Makbul Hüseyin Dehlevi, Sayfa 840)

44. Aliyyun Veliyullah demeksizin kelimey-i tayyibe yanlıştır. (Şia Mezheb Hak Hai, Sayfa 2)

45. Ebubekir ve Ömer Şeytan’ın takipçileriydi! (Kur’an-ı Mecid, Makbul Hüseyin Dehlevi, Sayfa 674)

46. Allah mutlu olduğunda Farsça konuşmaya başlar, kızdığında ise Arapça konuşur! (Tarihul İslam, Sayfa 163)

47. Kur’an-ı Kerim’de fahşa (kötülük) Ebubekir’i, munkir Ömer’i, baği (isyankar) Osman’ı kast etmektedir. (Kur’an-ı Mecid, Makbul Hüseyin Dehlevi, Sayfa 551)


Hümeyni'nin el İslam ve Meşru ed Devleh ve Nizamul Hükm – el Hukumeh el İslamiye kitabından bir alıntı:
“Mezhebimizin zaruriyatlarından biri de imamların manevi mertebesine kimsenin ulaşamayacağıdır. Hatta ne yakın bir melik ne de gönderilen bir Peygamber!

[khaos]

Ayetullah Humeyni'nin Şii mezhebi ne göre verdiği bazı fetvalar.Bazıları gerçekten normal insanın midesinin kaldıracağı türden değil. Aşağıda yazılanlardan şüphesi olanlar en azından Caferilik.com dan İmam Humeyni nin tam ilmihalini okuyabilirler.


• Kur’an-ı Kerim ve diğer bütün ilahi kitaplar, zaman içerisinde bir çok kez tahrif edilerek insanların eline sunulmuştur. Müslümanların Yahudilere ve Hıristiyanlara yönelttikleri tahrif suçlaması, şüphesiz sahabe üzerinde de sabittir. (El-Kur’an/Bab Marifetullah)
• Sahabe için Kur’an’dan ayet çıkarmak kolay olmuştur. Müslümanların Yahudilere ve Hıristiyanlara yönelttikleri tahrif suçlaması, şüphesiz sahabe üzerine sabittir. (Keşf’ul Esrar)
• Arkadan ilişkiye girmek caizdir. (Tahrir’ul Vesile-11.mesele)
• Bir erkek, koyun, inek, dev ve benzeri hayvanlarla cinsel ilişkiye girebilir. (Tahrir’ul Vesile)
• 9 yaşından küçük çocuklarla nikahlanabilir. Erkek, nikahlandığı kız süt emme çağında bile olsa, ona şehvetle dokunup sarılabilir. (Tahrir’ul Vesile-12.mesele)
• Erkek, çocuk yaşındaki eşiyle vajinal yolla ilişki yaparsa çocuğa acı verebilir ama anal yoldan ilişki kabul edilebilir. (Tahrir-ul vesile)
• Kadınlarla geçici nikahlanmak (mut’a) caizdir.
• Hz. Peygamber tebliğ vazifesini hakkıyla yerine getirmemiştir. (Muhtarat Min Ehadis ve Hitabat)
• Apaçık görünüyor ki, Nebi Allah’ın imamet konusunda ona vahyettiğini tebliğ etmemiştir. Eğer Nebi, tebliği yapmış olsaydı, şu anki İslam beldelerinde Müslümanlar arasındaki bu ihtilaflar ve münakaşalar patlak vermezdi. (Keşful Esrar, Sayfa 149 – 155).
• Mehdi zuhur edene kadar cihat yoktur (Tahrirul Vesile)
• İmamlar için övülmüş bir makam vardır. İmamların makamına ne melekler, ne resuller, ne de nebiler ulaşamazlar. (El-Hükümetü’l İslamiyye)
• Batıl bir amel olsa bile taştan veya kayadan bir şeyler talep etmek şirk değildir. Nitekim bizler Allah’ın kendilerine kudret verdiği İmamların ve Peygamberlerin mukaddes ruhlarından medet umuyoruz. (Keşfu’l Esrar, Sayfa: 49)
• “Sünniler ve Hariciler necistir. Bizler onların kesinlikle kafir olduklarını söyledik hatta bazı durumlarda öldürülmeleri vaciptir!” (Kitabut Tahareh, sayfa 458)

[khaos]

Muhtârât min Ehadîsi ve Hitâbâti’l-İmami’l-Humeynî” isimli eserde Şiilikte bulunan “Beklenen Mehdi” inancına değinen el-Humeyni şöyle fetva vermiştir;

Peygamberlerden her biri sadece adaleti ikame etmek için gelmiştir ve hedefi o adaleti âlemde tatbik etmek olmuştur. Ancak bunu başaramamıştır. Adaleti tatbik etmek, beşeri manevi kirlerden arındırmak ve ıslah etmek için gönderilen Nebilerin sonuncusu bile aynı şekilde buna muvaffak olamamıştır. Âlemin her yanında adaleti tatbik edip kelimenin tam anlamıyla bunu başaracak olan sadece beklenen Mehdi’dir.


Mushaf-ı Fatıma inancı

Bu inancın temeli Küleynî’nin “el-Kâfî”sindeki şu olaya dayanmaktadır: “Allah Nebi (s.a.v)’in ruhunu kabzedince Hz. Fatıma (Radıyallahu Anha) Cenab-ı Hak’tan başka kimsenin bilemeyeceği derecede üzüldü. Allah (Azze ve Celle)’ da ona kendisini teselli edip onunla konuşacak bir melek gönderdi. Bu durumu Hz. Ali’ye şikâyet eden Hz. Fatıma’ya Hz. Ali “Bunu bir daha hissettiğinde ve bu sesi duyduğunda bana haber ver”dedi. Bu hadise bir daha tekerrür edip ona haber verdiğinde Hz. Ali eşi Fatıma’dan o anda duyduğu her şeyi yazdı. Ve böylece Fatıma’nın mushafını oluşturdu.”

[kuman]

Biride kalkıp ehli sünnetin saçma düşünce ve fetvaları hakkında bir şey yazabilir.
Ehli sünnet böyle ehli beyt böyle.
Bırakın bunları.

[khaos]

Biride kalkıp ehli sünnetin saçma düşünce ve fetvaları hakkında bir şey yazabilir.
Ehli sünnet böyle ehli beyt böyle.
Bırakın bunları.

Neyi bırakalım?
Bu nasıl bir yaklaşım?
Bir şeyi sorgulayıp sorgulamama konusunda senden mi icazet alacağım?
Ehl-i sünnette tartışılsın Şia da. Mezheplerin bilmediğimiz bir kutsiyeti mi var?

Konunun başlığını nerede açımışım?
-Mezhepler!
Daha önce çeşitli mezheplerle ilgili görüşler yazılmış mı?
-Yazılmış!
Daha önce Ehl-i sünnete ait saçma düşünce ve fetvalar tartışılmış mı?
-Tartışılmış.
Konu başlığı altında o inanç grubuna ait olmayan düşünceler yada fikirler paylaşılmış mı??
-Hayır! Sadece Şiilik mezhebinin önemli kaynaklarından alıntı yapılmış. Fetvalar üzerinde oynama yapılmamış.

Buradaki insanların büyük bir bölümünde mezheplere karşı bir duruş var. Bende bunlardan biriyim. Kendime günaha, hataya veya suça meyilli insanoğlunu ve fikirlerini değil ''KUR'AN'' ı rehber olarak alıyorum. İnsan eliyle yazılmış yada söylenmiş her türlü düşünceyi de tartışırım. Hatta bu konu üzerinde artık yorumlarıyla beraber düşüncelerimi paylaşacağım. Senin bırakın bunları demen motivasyonumu kat be kat artırdı. Demek ki bir rahatsızlık yarattım. Mizaç olarak rahatsızlık vermeye de müsaitim. O zaman durmak yok yola devam.

Ehl-i sünnete ait saçma düşünce ve fetvalar söz konusu olduğunda sazan gibi atlayan arkadaşlardan bu konu ile ilgili müspet yada menfi herhangi bir yorum yapılmaması da dikkat çekici doğrusu.

Kur'an a inanan, hayatını Kur'an a göre yaşamaya çalıştığını söyleyen site sakinlerinden hiç kimsenin yukarıda önemli kaynaklarından alıntı yaptığım ki bazıları gerçekten mide bulandırıcı bazıları ise İslam ın ruhuna tamamen aykırı fetvalar konusunda ''gık'' sesini bile çıkarmamaları beni hayal kırıklığına uğrattı. Oysa söz konusu saçmalıklar Ehl-i sünnete ait olduğunda çoğunun ''Denizli horozu'' kesildiğini görmüşlüğüm de vardır.

Mesela Mushaf-ı Fatıma hiç kimsenin ilgisini çekmedi. Yada mehdi inancı. Veya Allah ın mutlu olduğunda Farsça konuşması. Onu geçtim hepimiz burada Kur' anı ı anlamaya çalışıyoruz. Şii da şimdi ki Kur’an kısaltıldığı gerçek Kur’an ın ise İmam Mehdi tarafından muhafaza edildiği inancı var. Bunu da yukarı da paylaştım. Bunlar içinde çıt ses çıkmadı.

Yok yok pardon bir çıt sesi çıktı...
-Bırakın bunlarıııı


Benim için mezheplerin hepsi bir. Şii yada Sünni. Alevi yada Vahhabi...

Hepsini tartışırım, hepsini eleştiririm. Bu inanışlar içinde Kur'an a, akla, mantığa, ahlaka, doğaya, bilime aykırı hangi düşünce varsa tartışırım da eleştiririm de

[kuman]

Okudugunu iyi anla bence.

[khaos]

Okudugunu iyi anla bence.

Beni kendinle karıştırma...




Benim Ehl-li sünnet tartışılmasın diye bir derdim yok. Kaldı ki siteyi biraz araştırmış olsaydın Ehl-i sünnet hakkında da dünya kadar eleştirel yazı olduğunu görürdün.

[khaos]

Şia ya göre İmamların yaratıldığı toprak veya çamurda özeldir.

Şia ya göre;
İmamların ruhları Allah ın nurundan yaratılmıştır. Bedenleri ise Kürsi nin altında ''gizli nurunu'' karıştırdığı özel bir çamurdan yaratılmıştır.

İmamlar özel nurdan ve çamurdan yaratıldığına göre bu imamlara uyan Şia mensuplarınında özel malzemeden yapılmış olması gerekir.
Şia inancı onu da şöyle açıklar;
Şia’nın ruhları imamların bedenlerinin yaratılmış olduğu çamurdan ve bedenleri ise bundan daha alt seviyedeki bir çamurdan yaratılmıştır. Buna ilave olarak söz konusu rivayetlerde, Muhammed Peygamber hariç diğer bütün peygamberlerin yaratılma hususunda Şiayla aynı konumda olduğu belirtilmiştir.

Yani şii iseniz yaratılış esnasında kullanılan malzeme (toprak , su, nur) peygamberlerin malzemesiyle aynıdır.

[khaos]

Bugün Şia inancı Fars resmi ideolojisine dönüşmüş, Iran'ın siyasi ve iktisadi etki alanını genişletmesi için kullanılan bir araç haline gelmiştir. Türkiye de yaşayan Caferi mezhebine mensup vatandaşlarımız Türk kökenli olmalarına rağmen İran'ın da etkisi ile bölücü örgüt üyeleri ile toplantı yapar hale gelmiştir.
Yakın zamandaki Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki 2.
Karabağ savaşında İran'lı mollaların Ermenistan lehine açıklamalar yaptığını sıklıkla gördük. Türk düşmanlığını her seferinde açıkça dile getiren molla rejiminin Şia mezhebini ideolojik enstrüman olarak kullandığını unutmamalıyız.