PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Nice iş?


muvahhit
7. October 2008, 04:51 PM
selam,

Evvelki ümmetlerden bazılarının kıssaları Kuranda anlatılır,gelen ister Nuh ister hud,salih şuayb ibrahim lut olsun farketmez verilen mesajlar aynıdır,lakin o gelen elçilere inanmayan insanların dikkat çeken ortak bir özellikleri vardır...evvelki atalarından böyle bir şey duymadıklarını varsa bile onların masal olduğuna inanıp inatla kabul etmemeleridir,peki ne oluyor bu insanlarada inatla kabul etmiyorlar?Onlar da istemez mi Allahın müjdesine vakıf olmayı..ne oluyor da bu insanlar red ediyor?

sizce?

muvahhit
8. October 2008, 10:50 PM
selamlar,

Yukardaki yazının sonu hayırdır arkadaşlar, yok mu çağrıya kulak veren?

dost1
9. October 2008, 07:04 PM
Selamun Aleykum! Değerli Muvahhit Kardeşim!
selam,

Evvelki ümmetlerden bazılarının kıssaları Kuranda anlatılır,gelen ister Nuh ister hud,salih şuayb ibrahim lut olsun farketmez verilen mesajlar aynıdır,lakin o gelen elçilere inanmayan insanların dikkat çeken ortak bir özellikleri vardır...evvelki atalarından böyle bir şey duymadıklarını varsa bile onların masal olduğuna inanıp inatla kabul etmemeleridir,peki ne oluyor bu insanlarada inatla kabul etmiyorlar?Onlar da istemez mi Allahın müjdesine vakıf olmayı..ne oluyor da bu insanlar red ediyor?

sizce?

Allah razı olsun.Önemli bir olaya dikkatlerimizi çekmek istemişsiniz.

Sitemizde Allah Resulu Muhammed (Allah'ın selamı üzerine olsun) ile ilgili ayetleri yorumsuz olarak asıyorum. Henüz tamamlanmadı. Fırsat buldukça yazacağım. İnşaallah.

Kur'an'a baktığımızda;

Allah Resulu Muhammed'in;
Allah'ın gözetiminde büyütüldüğü,(Duha;6-8)
Ticaretle uğraştığı,(Duha;8)
Ümmi olduğu,(A'raf 157,158;Ankebut 48;Kasas 45,46;şura 52)
Üstün ahlaklı olduğu,(Kalem 4;A'raf 199;Ahzab 21)
Örnek insan olduğu,(Ahzab 21)
Dost olduğu Maide 55;(Tevbe 16,128)
Hicret ettiği,
Allah'ın yardım ettiği,
Gögsünün genişletildiği,
Ağırlıklarının giderildiği,
Mükafatlandırıldığı,
Resul/Nebi olarak gönderildiği,
Bütün insanlara gönderildiği,
RAhmet olarak gönderildiği,
İnananlar için lutuf olarak gönderildiği,
Kur'an'ın verildiği,
Hidayet rehberi olduğu,
Üstün yetenekler verildiği,
Önceki Resul/Nebileri onayladığı,
Dosdoğru bir yol üzerinde olduğu,
Hakk din ile gönderildiği,
Mecnun olmadığı,
Nuru yayan olduğu,
Kur'an'ın kendi sözü olmadığı,
Övülen ve övülmüş olduğu,
Uyarıcı ve korkutucu olduğu,
Tebliğ görevinin olduğu,
İnsanlardan hiçbir karşılık beklemeden hizmet ettiği,
İtaat edilmesi gereken olduğu,
Saygı gösterilmesi gerektiği,
İnanılması gereken kişi olduğu,
Desteklenmesi gerektiği,
Sevilmesi gerektiği,
Uyulması gerektiği...

bilgilerinin olduğu görülmektedir.

Ortada bir problem vardır.
İnsanların hiç ummadığı, kendi ölçülerine uymayan birisi Abdullah oğlu Muhammed, Allah'tan vahiy aldığını, Allah tarafından Resul/Nebi olarak görevlendirildiğini ilan etmiştir.

Orada yaşayan müşrikler ve başka yerde bulunan müşrik ve ehli kitaptan insanlar şaşırmışlardır.

Ben Allah'ın Resuluyum diyen insan kafalarındaki oluşturdukları Resul/Nebi modeline uymamaktadır. Bu nedenle de şiddetle karşı çıkmışlardır.

Allah'ın Resulu/Nebisi olan Muhammed'e (Allah'ın selamı üzerine olsun) 13 yıllık Mekke döneminde bir avuç insan inanmıştır. (Sayıları rivayetlerde farklı olmakla birlikte en fazla 250 kişi olduğu belirtilmektedir.)

Sizin de belirttiğiniz gibi Kıssalarda insanların bu durumlarına çokca gönderme yapılmıştır.

Bu durum;

Bakara;170:Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler!...

şeklinde birçok ayette vurgulanmıştır.

Değerli Kardeşim.

Bütün mesele Allah'ın Resul/Nebilerine inanabilmektir.

Abdullah oğlu Muhammed'in, Allah'ın Resulu/Nebisi olduğuna inanıyorum.
Allah'tan aldım dediği vahyi Allah'tan aldığına inanıyor ve güveniyorum.
Tebliğ ettiği ve Mushaflaştırdığı Allah'ın vahyinde belirtilen tüm bilgilere inanıyor, güveniyor ve o bilgiye teslim oluyorum.

Allah Resulu Muhammed'in tebliğ ettiği ve kendisi için yaşam kitabı yaptığı Kur'an'ı kendim için yaşam kılavuzu kabul ediyorum.

Tebliğ ettiği Kur'an'ı her okudukça da Mekkeli olan Abdullah oğlu Muhammed'in Allah'ın Resulu/Nebisi olduğunu anlıyorum ve Allah'ın Muhammed ile birlikte Resul/Nebilik kapısını kapadığına inanıyorum.

Değerli Kardeşim!

Allah'a inanmak kolaydır da Resullerine/Nebilerine inanmak zordur.
Özellikle de Alemlere Rahmet,Nur ve Kılavuz olarak gönderilen Resul/Nebilerinin sonuncusu Muhammed'e.

Unutmayalım ve kesinlikle bilelim ki, Allah'ın Resulu/Nebisi Muhammed yoksa Allah'ın Kur'an'ı da yoktur.

Selam olsun Allah'ın son Resul/Nebisine. And olsun Allah'a! Verdiği ömrü, Resulu/Nebisi Muhammed ve getirdiklerini desteklemeyle geçireceğim.Hiç bir şart ve hiç bir mazeret de ileriye sürmeyeceğim.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

hasyetullah
11. January 2009, 07:56 PM
kuranda verilen kıssaların dikkat edilirse hep mekkeye yakın yerlerde olması sizin için kanılar vardır ayetini anlamaları içindir çünkü mekkeliler ipek ticareti yapıyorlardı kervanlardan geçerken kalıntılar görüyorlardı

velid b.mugire olsun ebu leheb olsun bu kişiler kuranın sözlerine karşı hiç bir şey diyemiyorlardı velid kurana kimse galebe çalamaz diyordu ebu leheb ise dini kabulediyor ama muhammedin peygamber olduğunu kabul edemiyordu

bu dinde idrak çok önemlidir zati ayette Allahdan size gönül gözleri geldin gören kendine görür görmeyende aleyhine görür ben sizin üstünüze vekil değilim diyerek ayette idraka vurgu vardır

selametle

ates demir
20. January 2013, 01:40 PM
selam,

Evvelki ümmetlerden bazılarının kıssaları Kuranda anlatılır,gelen ister Nuh ister hud,salih şuayb ibrahim lut olsun farketmez verilen mesajlar aynıdır,lakin o gelen elçilere inanmayan insanların dikkat çeken ortak bir özellikleri vardır...evvelki atalarından böyle bir şey duymadıklarını varsa bile onların masal olduğuna inanıp inatla kabul etmemeleridir,peki ne oluyor bu insanlarada inatla kabul etmiyorlar?Onlar da istemez mi Allahın müjdesine vakıf olmayı..ne oluyor da bu insanlar red ediyor?

sizce?

Evet, nice iş.

merdem
20. January 2013, 02:05 PM
selam,

Evvelki ümmetlerden bazılarının kıssaları Kuranda anlatılır,gelen ister Nuh ister hud,salih şuayb ibrahim lut olsun farketmez verilen mesajlar aynıdır,lakin o gelen elçilere inanmayan insanların dikkat çeken ortak bir özellikleri vardır...evvelki atalarından böyle bir şey duymadıklarını varsa bile onların masal olduğuna inanıp inatla kabul etmemeleridir,peki ne oluyor bu insanlarada inatla kabul etmiyorlar?Onlar da istemez mi Allahın müjdesine vakıf olmayı..ne oluyor da bu insanlar red ediyor?

sizce?

O inatla inkar edenler, isin en mühim tarafi atalarindan öyle sey duymadiklarindan degil, bile bile inkar etmeleridir.

Tarihte hic bir olay kaybolmaz, vukua bulan her olay az cok her bölümdeki insanlara duyurulagelmistir. Ve her zamanki gibi olaylar degistirilerek anlatilir. Gercek söylendigi zaman da inanmazlar, cünkü uydurulan kendilerine daha uygun düser ve inatla üzerinde dururlar. Böyle bir sey atalarimizdan duymadik demeleri yalandir. Duyduk ama inanmiyoruz demeleri daha uygun düserdi.

Günümüzün hiristiyanlarina da bir sürü Kur'an Ayetlerden örnekler veriliyor Allah'i üclemesinler diye, yine de inatla üclemede kaliyorlar. Isa peygamber kendini tüm insanlar icin feda etmis, tüm insanlarin günahlarina kefil olmus ve onlara cennet müjdelemis inancinda olduklarindan daha baska görüslere yer vermeyi sacma görüyorlar.

Insanlar isin kolayina gitmeyi tercih ediyorlar, Allah'in rizasi var mi yok mu dikkate alinmadan, körü körüne inanarak üstüne üstlük kendilerini Allah'a herkesten yakin buluyorlar.

Inanc meselesi, kalbi yamuk olanlar da inandiklarinin dogru oldugu iddiasinda.

Sapiklikta israr edenler sapik olarak kalir. Kul Rabbine yönelmedikce, Rabbimiz kimsenin kalbine haketmedigi sevgisini yerlestirmez.

Ölüm ani gelip cattigi an anlayacaklar, ne hata ettiklerini de.

Aklini kullanmayanlarin üzerlerine yagan pisliklerden nasiblerini almalari gerekir ve alacaklalrdirlar da.

Insanoglunun her ne hususta olursa olsun dogruyu kendi arastirmasi ve bulmasi gerekir. Imkanim yoktu demek affedilecek bir mazeret olamaz.

Yalniz zorluk altinda bulunanlar ve akil yoksunu olanlar baskadir.

ates demir
21. January 2013, 12:38 AM
Ya imkana sahib olmayanlar.
Benim kızlar okumaz diye okula gönderilmeyen ve okuma yazma dahi bilmeyen ninemi neye göre yargılayacaksınız?
Allah adildir...O hiçkimseyi bir başkasına/bir şeye/bir aracıya muhtaç etmez.
Bu yüzden de aklı başında yeterince ömürlenmiş herkes yargılanabilir. Ninem bile...
Sayın muvahhit in sorduğu soru yerinde ve guzel bir tespit.
Ne olmuş bu insanlarada birçogu inanmamış? Nerede yanlış yapmışlar? Din algıları neymiş, Allah ve nebileri neden düzeltme ihtiyacı duymuş?
Yapılan yanlışı görmek belki bir nebze olsun doğruya yaklaştırır bizleri...