PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Halklar kardeştir 2


ozkanates
10. September 2015, 02:37 PM
Mustafa Kemal, 250.000 kişilik Yunan ordusuna karşı bin bir sıkıntı ile 60.000 kişilik orduyu kurar. Ancak ilk büyük çatışmada 30.000'i firar edecektir. Hemen hemen tamamı, yokluk içindeki orduya ait silahını da birlikte alarak. Kurmayların yorumu şaşırtıcı: "İyi oldu, çürükler ayıklandı, geri kalanların oluşturacağı güçlü çekirdeğin etrafında sağlam bir ordu kurarız."

2 ay önce denk gelip okuduğum Şu Çılgın Türkler, İngiliz lordunun "kağnı kamyonu yenemez" cümlesi ile başlıyor. Büyük Taaruz'da 6 kamyon ele geçer. Bunları yakmak zorunda kalırlar çünkü kamyon sürmeyi bilen yoktur. Savaş sırasında rayları tamir etmek gerekir. Bunu çevre köylerden kadınlar yapar çünkü o köylerde erkek kalmamıştır. Kitabın bitişi, bu koşulları anlatan "kağnı kamyonu yendi" ile.

Yokluğun, kıtlığın, çaresizliğin daha nice örnekleri. Ama ben kitabı okuyunca gördüm ki Mustafa Kemal'in büyük başarısı bunlar değil, ordu değil, zafer değil. Halkın, bürokratların, aydınların umutsuzluğunu, çaresizliğini, yılgınlığını, teslimiyetini yenmekti asıl başarı: "Bakın şu kendini bilmez, haddini bilmez Kemal taraftarlarına. Bütün dünyayı güldürmekteler. Dostlarımızla (Batı işgal kuvvetleri) aramızı bozmadan bu hainler derhal yakalanmalı, en ağır cezaya çarptırılmalı".

Hayretle gördüm ki, bugün savunulan tezlerle o günküler aynı. Neden? Çünkü Mustafa Kemal kağnıya değil kağnıcıya, kamyona değil kamyoncuya bakarak ülkesinin gücüne güvendi; tek başına ayakta durabileceğine, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmadığına inandı, bağımsızlığa inandı. Ve başardı, başardık.

Ama bu ancak birinci raund idi. Üzerinde yaşayabileceğimiz toprakları, kendi ekonomimizi kendi ordumuzu kurabileceğimiz toprakları, vatanı geri alış idi. Sonraki 80 yılda işte bunları kurduk. Ve şimdi son 10 yıldır Türkiye bağımsızlığın ikinci raundunda: Siyasi bağımsızlık. Batı'nın uydusu olarak değil, tek başına ayakta durabilen, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmayan, kimseyi sömürmeyen ve kimsenin sömürülmesine razı olmayan. İşte aynı bağımsızlık mücadelesinin iki aşaması olduğundan, 90 yıl önce konuşulanlar ile bugün konuşulanlar aynı.

Bugünkü noktada halklar seçim yapmak zorunda. Batı'nın böl-öldürt-yönet sistemine devam mı yoksa bağımsızlık mı. 80 öncesinde beyaz Türkler bizi sol-sağ, alevi-sünni diye böldüklerinde bu numarayı yedik. Ama 80 sonrası Kürt-Türk, dindar-laik diye bölmek istediklerinde çoğunluk bunu yutmadı. Tam tersine, 2002'de 14 aylık bir partiye %36 oy vererek sessiz direnişine = bağımsızlık mücadelesine başladı.

Artık sonuç ufukta göründü. Bunu sadece biz değil, Batı da görüyor. O yüzden 6 ayda bir darbe girişimi oldu ve şimdi tüm uzantılarını birleştirerek topyekün bir girişim yapıyor.

Beyaz Türkler ve Beyaz Kürtler, Türk-Kürt ayrımı yaratmak için el ele 30 yıldır uğraşıyorlar. Ama Türkiye eski Türkiye değil. Artık ne zulümle sinmiş bir halk var ne de o zulmü göre göre devletinden uzaklaşmış, sessizce sırtını dönmüş bir halk. Evet, bağımsızlık mücadelesi zor ve çok kafalar halen karışık, bağımlılığa bağımlı. Ama devletine bakınca artık utanç duymayan, karakolun önünden geçerken korkmayan, orduyu dipçik değil ülke koruması olarak gören, istihbarat deyince yüz binlerce bilimsel işkence mağdurunu değil zalimin hedefinde olanı anlayan, etnik deyince ana dili konuşma cezasını değil ülkenin vatandaşı olmayı anlayan bir toplum da ortaya çıkmakta. Birbirini karşı kamp, devleti ortak zorba olarak değil, birbirini ve devletini sırtını yaslayacağı vatanı olarak gören bir toplum.

Bu yüzden, Beyaz Kürtlerin etki sahasındaki Kürt kardeşlerim seçim yapmak zorunda olduklarını, sonsuza kadar iki taraflı birden, hem şahin hem güvercin olamayacaklarını, bir ülkede iki iktidarın mümkün olmadığını görmeliler. Amerikan şahinlerinin vaat ettiği ülkenin, Batının 300 yıllık hilesi olduğunu, Batının ancak uydulara ve kendi zulmüne geçit verdiğini, onun da zaten Eski Türkiye olduğunu görmeliler.

Ve bugün sokağa çıkan Türk kardeşlerim de, Amerikan şahinlerinin uydusu Beyaz Türklerin ekmeğine yağ sürdüklerini görmeliler. Ülkeye sahip çıkmak, devletin güçlerini iş yapamaz hale getirmek değil. Güçlü devlet hem vatandaşını hem kendini korur. Terör aktivitesi bu yüzden ancak kaosa, sokağa, kimin kimi niye vurduğunun bilinmediği toz duman kargaşaya dayanır. Halk sokaktan çekilmedikçe terör onun içine gizlenir ve şiddet sarmalını başlatmak için tarafları birbirine kırdırır.

Halkını çevresine toplamış bir devlet güçlüdür. Halka düşen sokakları boşaltmak, devlete engel olmamak.

kuman
10. September 2015, 09:38 PM
10.09.2015 20:24 Karakter boyutu :

'''




A Haber’de programa katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir haftadır polis ablukası altında olan va çok sayıda can kaybının yaşandığı Cizre’de yaşananları değerlendirdikten sonra, tek bir sivil kaybı olmadığınısöyledi.

sendika.org'ta yer alan habere göre, Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinin hangi şartlar altında olursa olsun yapılacağını da söyleyerek, “Tek parti iktidarına gidecek şekilde güçlendirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Oylar istikrara yöneliyor. Partimizin oylarında yükseliş trendi var” diye konuştu.
''

Ne beyaz türkü ne beyaz kürdü ......

kuman
10. September 2015, 09:41 PM
Bazen gerçekten nerde yaşadığımı şaşırıyorum.
Geçmiş diyorum acaba bizim hayal dünyasında yaşadığımız olaylar görüntüler ve konuşmalarmöıydı diye....
Kötü bir rüya mıydı acaba diyorum. Sonra internette bir dolaşıyorum gerçeklerle yüzyüze geliyorum

khaos
11. September 2015, 02:40 AM
Halklar kardeştir!
Buna inanmayanlardan biriyim...

Müslümanlar kardeş midir?
Bittabi işte buna inanırım.

olaya hangi pencereden baktığınla alakalı

galipyetkin
11. September 2015, 02:25 PM
..............

Ve şimdi son 10 yıldır Türkiye bağımsızlığın ikinci raundunda: Siyasi bağımsızlık. Batı'nın uydusu olarak değil, tek başına ayakta durabilen, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmayan, kimseyi sömürmeyen ve kimsenin sömürülmesine razı olmayan. İşte aynı bağımsızlık mücadelesinin iki aşaması olduğundan, 90 yıl önce konuşulanlar ile bugün konuşulanlar aynı.

Emin misiniz?
Türkiye'den bahsediyorsunuz değil mi?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

ozkanates
11. September 2015, 03:55 PM
10.09.2015 20:24 Karakter boyutu :

'''A Haber’de programa katılan Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir haftadır polis ablukası altında olan va çok sayıda can kaybının yaşandığı Cizre’de yaşananları değerlendirdikten sonra, tek bir sivil kaybı olmadığınısöyledi.

sendika.org'ta yer alan habere göre, Davutoğlu, 1 Kasım seçimlerinin hangi şartlar altında olursa olsun yapılacağını da söyleyerek, “Tek parti iktidarına gidecek şekilde güçlendirilmesi için elimizden geleni yapıyoruz. Oylar istikrara yöneliyor. Partimizin oylarında yükseliş trendi var” diye konuştu.
''

Ne beyaz türkü ne beyaz kürdü ......

Bazen gerçekten nerde yaşadığımı şaşırıyorum.
Geçmiş diyorum acaba bizim hayal dünyasında yaşadığımız olaylar görüntüler ve konuşmalarmöıydı diye....
Kötü bir rüya mıydı acaba diyorum. Sonra internette bir dolaşıyorum gerçeklerle yüzyüze geliyorum

Halklar kardeştir!
Buna inanmayanlardan biriyim...

Müslümanlar kardeş midir?
Bittabi işte buna inanırım.

olaya hangi pencereden baktığınla alakalı

Batı ve doğu olmak üzere iki tip emperyal var:

Batı tipi emperyal, kolonizasyon = işgal.
Kendi toprakları dışında kononiler oluşturur,
Oraların zenginliğini kendi topraklarına aktarır.
Halklar el konacak zenginlikleri kadar yaşar.

Doğu tipi emparyal ise birlikte yaşama = fetih.
Bunda zenginliklerin yağması ve transferi olmaz.
Halklar birlikte yaşar, birlikte üretir, birlikte ölür.
En bildiğimiz örnekler Osmanlı ve Sovyetler Birliği.

Bu işler bize göründüğü gibi kolay değil,
Bugünkü 64 ülkeyi yüzlerce yıl bir arada tutmak.

Denir ki, "Osmanlı Filistin'i 12 çavuş ile yönetti".
Kimisi de der ki, çok göndermiş 2 çavuş yeterdi,
Çünkü o 12 çavuş, adalet üzerine bir devletindi.

Aynı Filistin dünyaya meydan okuyan bir gücün,
60 yıllık emsalsiz zulmüne karşı hala yönetilemiyor.

Amerika, dünyanın süper gücü, en güçlü ordusu,
Tam donanımlı tam teknolojik 500.000 asker ile,
Irak'da yıllarca kaldı, dümdüz etmediği yer kalmadı,
Sonunda İran'a teslim edip çıkmak zorunda kaldı.

Afganistan işgal edildiğinde millet gülüyordu,
Milyon dolarlık füzeyle çadır mı vurulacak diye.
Afganistan 3,6 milyon can verdi ülkesini vermedi.

100 yıldır Batı'nın kültürel kodlarıyla yaşadığımızdan,
Artık vahşetin olmadığı bir dünya tahayyül edemiyor,
Bir devletin şerefli olabileceğini hayal edemiyor ve,
Vaktimizi, realite bildiğimiz bu hastalık hali için,
Birbirimizi suçlamaya yatırıyoruz.

ozkanates
11. September 2015, 03:56 PM
..............

Ve şimdi son 10 yıldır Türkiye bağımsızlığın ikinci raundunda: Siyasi bağımsızlık. Batı'nın uydusu olarak değil, tek başına ayakta durabilen, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmayan, kimseyi sömürmeyen ve kimsenin sömürülmesine razı olmayan. İşte aynı bağımsızlık mücadelesinin iki aşaması olduğundan, 90 yıl önce konuşulanlar ile bugün konuşulanlar aynı.

Emin misiniz?
Türkiye'den bahsediyorsunuz değil mi?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Evet.

galipyetkin
11. September 2015, 05:00 PM
Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
..............

Ve şimdi son 10 yıldır Türkiye bağımsızlığın ikinci raundunda: Siyasi bağımsızlık. Batı'nın uydusu olarak değil, tek başına ayakta durabilen, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmayan, kimseyi sömürmeyen ve kimsenin sömürülmesine razı olmayan. İşte aynı bağımsızlık mücadelesinin iki aşaması olduğundan, 90 yıl önce konuşulanlar ile bugün konuşulanlar aynı.

Emin misiniz?
Türkiye'den bahsediyorsunuz değil mi?

Saygılarımla.
Galip Yetkin
-----------

Evet.

-************

100 yıldır Batı'nın kültürel kodlarıyla yaşadığımızdan,............

Saygılarımla
Galip Yetkin

kuman
12. September 2015, 12:40 AM
'' Doğu tipi emparyal ise birlikte yaşama = fetih.
Bunda zenginliklerin yağması ve transferi olmaz.
Halklar birlikte yaşar, birlikte üretir, birlikte ölür.
En bildiğimiz örnekler Osmanlı ve Sovyetler Birliği '''

Özkanateş ile ilk defa bir konuda mutabık kaldık.
Doğu tipi emperyal....

Neymiş öğrenelim...

Örneğin Mısır da adeletsizlik yaşanıyormuş Osmanlı buraya gidip adelet getirmiş. Adelet getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil...

Arap yarım adasında adeletsizlik diz boyu hemen Osmanlı gidip adelet getirmiş getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil.

Bugün ki İran adeletsiz bir yermiş savaşmış adelet için ama yenemediği için adelet getirememiş bu yüzden İran da halen adeletsizlik diz boyu...
Biz bu coğrafyadan aldığımız hazineleri İslam uğruna batı seferlerinde harcadığımız için halk verdikleri bu hazinelere göz yummuş.

Ama bu topraklarda 1800 yıllarının ilk zamanında isyan çıkmışşş Gerçi bu isyan adelet ile değil mezhep ile ilgili

Sonra batıya adelet getirmişiz... Vergiler savaş ganimetleri vesaire...

Onlarda fazla adeletten yorulup isyan etmişler...

Osmanlı aldığı topraklardan 1 vergi alıp 10 yatırım yapmış...

Bu arada kendi topraklarında buşunan Türkmenler adeleti sevmediğinden durmadan isyan etmiş...

Tarih tarih

Doğru Doğu tipi emperyal Rus larda acaip bir adelet getirmiş her ele geçirdiği toprağa....

Hepsi birlikte savaşmış birlikte ölmüş birlikte yaşamış...

Ama bu XWYZ 16 adlı gezegende olmuş....

kuman
12. September 2015, 12:42 AM
Düzgün cümle ile anlatılacak bir konu değil kimse kusura bakmasın.

Osmanlı hakkında bu kadar yanlış bilgi pes doğrusu.

Ben Osmanlıyı severim sonuçta benim dedem Osmanlı mensubu ama arkadaşım HİKAYE ANLATMA.....

galipyetkin
12. September 2015, 12:48 AM
Hay ağzına sağlık be Kuman.

Bundan 75 sene önce de bu memleketin düşmana karşı yetersizliği iddiası ile bunu düzeltmek üzere getirttirilen Amerika bu güne kadar ÇOK ÇALIŞIP ÇOK KARMAŞIK OLAN DURUMU HALEN ÇÖZEMEDİĞİNDEN bu gün kendi çözümü için bu memleket insanlarına baseball sopası dahi gösterebilmektedir

Anlayana.

Saygılar, sevgiler.
Galip Yetkin.

kuman
12. September 2015, 12:50 AM
ABD İran a bırakmış Irak ı ne güzel yapmış...
Irak ta petrol çıkarabilmek için ne yapmak gerekir ????
İran dan izin mi almak gerekiyor???

Filistin ile duygu sömürüsü yapmayın.
Adamlar savaştı ve aldı Araplar nerdeydi ???

Boşverin bu duygusal çıkarımları.

Bu bölgenin ilk düşmanı ABD sonra Rusya sonrada Çin yani büyük devletler...

Son söz ;
KİMSE ADELET İÇİN SAVAŞMAZ....

kuman
14. September 2015, 11:31 AM
Bir yonetici kendi halkina guvenemezse olacagi bu... Baska halk gelir sizi kurtarir (SOMURUR)

Mustafa Kemal i Ataturk yapan hangi degerlerdir iyi bilmek gerekiyor.

ozkanates
15. September 2015, 03:51 PM
-************
Saygılarımla
Galip Yetkin

Galip kardeşim,

Herkes bir diğerine kızgın,
Ya çarpılık laflar ya çarpılar.
Oysa her mefhum zıttıyla daim.
Zıddını bilmeyen kendini de bilmez.

ozkanates
15. September 2015, 03:57 PM
'' Doğu tipi emparyal ise birlikte yaşama = fetih.
Bunda zenginliklerin yağması ve transferi olmaz.
Halklar birlikte yaşar, birlikte üretir, birlikte ölür.
En bildiğimiz örnekler Osmanlı ve Sovyetler Birliği '''

Özkanateş ile ilk defa bir konuda mutabık kaldık.
Doğu tipi emperyal....

Neymiş öğrenelim...

Örneğin Mısır da adeletsizlik yaşanıyormuş Osmanlı buraya gidip adelet getirmiş. Adelet getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil...

Arap yarım adasında adeletsizlik diz boyu hemen Osmanlı gidip adelet getirmiş getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil.

Bugün ki İran adeletsiz bir yermiş savaşmış adelet için ama yenemediği için adelet getirememiş bu yüzden İran da halen adeletsizlik diz boyu...
Biz bu coğrafyadan aldığımız hazineleri İslam uğruna batı seferlerinde harcadığımız için halk verdikleri bu hazinelere göz yummuş.

Ama bu topraklarda 1800 yıllarının ilk zamanında isyan çıkmışşş Gerçi bu isyan adelet ile değil mezhep ile ilgili

Sonra batıya adelet getirmişiz... Vergiler savaş ganimetleri vesaire...

Onlarda fazla adeletten yorulup isyan etmişler...

Osmanlı aldığı topraklardan 1 vergi alıp 10 yatırım yapmış...

Bu arada kendi topraklarında buşunan Türkmenler adeleti sevmediğinden durmadan isyan etmiş...

Tarih tarih

Doğru Doğu tipi emperyal Rus larda acaip bir adelet getirmiş her ele geçirdiği toprağa....

Hepsi birlikte savaşmış birlikte ölmüş birlikte yaşamış...

Ama bu XWYZ 16 adlı gezegende olmuş....

Düzgün cümle ile anlatılacak bir konu değil kimse kusura bakmasın.

Osmanlı hakkında bu kadar yanlış bilgi pes doğrusu.

Ben Osmanlıyı severim sonuçta benim dedem Osmanlı mensubu ama arkadaşım HİKAYE ANLATMA.....

ABD İran a bırakmış Irak ı ne güzel yapmış...
Irak ta petrol çıkarabilmek için ne yapmak gerekir ????
İran dan izin mi almak gerekiyor???

Filistin ile duygu sömürüsü yapmayın.
Adamlar savaştı ve aldı Araplar nerdeydi ???

Boşverin bu duygusal çıkarımları.

Bu bölgenin ilk düşmanı ABD sonra Rusya sonrada Çin yani büyük devletler...

Son söz ;
KİMSE ADELET İÇİN SAVAŞMAZ....

Bir yonetici kendi halkina guvenemezse olacagi bu... Baska halk gelir sizi kurtarir (SOMURUR)

Mustafa Kemal i Ataturk yapan hangi degerlerdir iyi bilmek gerekiyor.


Özet şurada:
Jean-Paul Roux, Türklerin Tarihi http://hanifler.com/showpost.php?p=20093&postcount=1

Bunun dışında kalan bir bilgin varsa dinlemek isterim.

kuman
15. September 2015, 08:30 PM
....

kuman
15. September 2015, 08:54 PM
Yazdim sildim tekrar yazdim tekrar sildim kafamda kurdum yazdim sildim...

Son karari verdim.

Allah ilkokul mezunu dis iliskiler uzmanindan bu vatani korusun.

galipyetkin
16. September 2015, 12:39 AM
yenisi aşağıda.

galipyetkin
16. September 2015, 12:43 AM
Sayın Özkanates.

1- Bana hitaben yazdığın yazıda, birinci bölümde, benim selamımı, isim ve soyadımı alıntılayıp bırakmışsın. Nerede benim orada yazdıklarım?

2- İkinci bölümde:
Herkes bir diğerine kızgın,
Ya çarpılık laflar ya çarpılar.
Oysa her mefhum zıttıyla daim.
Zıddını bilmeyen kendini de bilmez.
demişsin.
Bu deyişin sebebiyle mi herkesle kavga etmeye çalışıyorsun. Biraz serin gelsen....

Saygılarımla
Galip Yetkin.

ozkanates
16. September 2015, 09:09 AM
Yazdim sildim tekrar yazdim tekrar sildim kafamda kurdum yazdim sildim...

Son karari verdim.

Allah ilkokul mezunu dis iliskiler uzmanindan bu vatani korusun.


Canın sağolsun.

ozkanates
16. September 2015, 09:30 AM
Sayın Özkanates

1- Bana hitaben yazdığın yazıda, birinci bölümde, benin selamını, isim ve soyadımı alıntılayıp bırakmışsın. Nerede benim orada yazdıklarım?


Galip kardeşim,

Eğer http://hanifler.com/showpost.php?p=20539&postcount=8 'deki mesajını söylüyorsan orada çarpılar, selamın, adın ve soyadından başka sözün yok.

Eğer sana yazdığım mesajda, son mesajını alıntı/quote tuşuna basmamamı ama geçmişe doğru sözlerinin arşivini oluşturmamı istiyorsan, ne yapalım, onu da yaparız.


2- İkinci bölümde:

demişsin.
Bu deyişin sebebiyle mi herkesle kavga etmeye çalışıyorsun. Biraz serin gelsen....

Saygılarımla
Galip Yetkin.

Çarpı ve nokta kötü söz yerine, kötü sözü işaret etmek için kullanılır.
Veya en azından "sana muhatap olmuyorum" demek için.

Oysa sözlerine "evet"ten başka bir şey demedim.
"Evet" demek kavga etmeye çalışmak mı,
"Evet" demek serin gelmemek mi.

ozkanates
16. September 2015, 09:34 AM
Zıddını bilmeyen kendini bilmez.
Kendini bilmeyen zıddını bilmez.

galipyetkin
16. September 2015, 10:09 AM
"Ve şimdi son 10 yıldır Türkiye bağımsızlığın ikinci raundunda: Siyasi bağımsızlık. Batı'nın uydusu olarak değil, tek başına ayakta durabilen, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmayan, kimseyi sömürmeyen ve kimsenin sömürülmesine razı olmayan. İşte aynı bağımsızlık mücadelesinin iki aşaması olduğundan, 90 yıl önce konuşulanlar ile bugün konuşulanlar aynı."
Bu yazı senin değil mi?
Bunun altında kırmızı ile yazılmış "evet" yok mu? Var!

Bu yazı:
"Emin misiniz?
Türkiye'den bahsediyorsunuz değil mi?"
sorusu da benim sorum değil mi?

Aynı yazıda:
"Alıntı:
özkanates Nickli Üyeden Alıntı
100 yıldır Batı'nın kültürel kodlarıyla yaşadığımızdan,............
diye kendi yazınla kendini tekzip ettiğin ve senden alıntıladığım yazıyı yazmıyorsun diyorum; bana zıtlıklar, kendini bilmek, çarpı ve noktalardan bahsediyorsun.

İyisin değil mi?

Saygılarımla
Galip Yetkin.

ozkanates
17. September 2015, 09:45 AM
"Ve şimdi son 10 yıldır Türkiye bağımsızlığın ikinci raundunda: Siyasi bağımsızlık. Batı'nın uydusu olarak değil, tek başına ayakta durabilen, kimsenin korumasına ve sömürmesine ihtiyacı olmayan, kimseyi sömürmeyen ve kimsenin sömürülmesine razı olmayan. İşte aynı bağımsızlık mücadelesinin iki aşaması olduğundan, 90 yıl önce konuşulanlar ile bugün konuşulanlar aynı."
Bu yazı senin değil mi?
Bunun altında kırmızı ile yazılmış "evet" yok mu? Var!

Bu yazı:
"Emin misiniz?
Türkiye'den bahsediyorsunuz değil mi?"
sorusu da benim sorum değil mi?

Aynı yazıda:
"Alıntı:
özkanates Nickli Üyeden Alıntı
100 yıldır Batı'nın kültürel kodlarıyla yaşadığımızdan,............
diye kendi yazınla kendini tekzip ettiğin ve senden alıntıladığım yazıyı yazmıyorsun diyorum; bana zıtlıklar, kendini bilmek, çarpı ve noktalardan bahsediyorsun.

Galip kardeşim, diyalogları çarpılara indirirsek birbirimizi nasıl anlayacağız? Buyur:

-************
Sana şimdi ne dedim, sen ne anladın?

Ben çarpılamam anlamaya çalışırım, şöyle:

"Galip kardeşim,
İki yazım arasında bir öz-tekzip görmedim.
Nasıl bir çelişki tespit ediyorsun belirt."



İyisin değil mi?

Saygılarımla
Galip Yetkin.

İyi olmayan bir durum yok ki,
Ben hep iyiyim.

ozkanates
17. September 2015, 09:49 AM
Kendini bilen kardeşini bilir.
Kardeşini bilen kendini bilir.

galipyetkin
17. September 2015, 05:28 PM
Eh!......
İyi öyleyse.....
Devam et bari.....

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

kuman
17. September 2015, 07:39 PM
Ben;
'' Doğu tipi emparyal ise birlikte yaşama = fetih.
Bunda zenginliklerin yağması ve transferi olmaz.
Halklar birlikte yaşar, birlikte üretir, birlikte ölür.
En bildiğimiz örnekler Osmanlı ve Sovyetler Birliği '''

Özkanateş ile ilk defa bir konuda mutabık kaldık.
Doğu tipi emperyal....

Neymiş öğrenelim...

Örneğin Mısır da adeletsizlik yaşanıyormuş Osmanlı buraya gidip adelet getirmiş. Adelet getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil...

Arap yarım adasında adeletsizlik diz boyu hemen Osmanlı gidip adelet getirmiş getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil.

Bugün ki İran adeletsiz bir yermiş savaşmış adelet için ama yenemediği için adelet getirememiş bu yüzden İran da halen adeletsizlik diz boyu...
Biz bu coğrafyadan aldığımız hazineleri İslam uğruna batı seferlerinde harcadığımız için halk verdikleri bu hazinelere göz yummuş.

Ama bu topraklarda 1800 yıllarının ilk zamanında isyan çıkmışşş Gerçi bu isyan adelet ile değil mezhep ile ilgili

Sonra batıya adelet getirmişiz... Vergiler savaş ganimetleri vesaire...

Onlarda fazla adeletten yorulup isyan etmişler...

Osmanlı aldığı topraklardan 1 vergi alıp 10 yatırım yapmış...

Bu arada kendi topraklarında buşunan Türkmenler adeleti sevmediğinden durmadan isyan etmiş...

Tarih tarih

Doğru Doğu tipi emperyal Rus larda acaip bir adelet getirmiş her ele geçirdiği toprağa....

Hepsi birlikte savaşmış birlikte ölmüş birlikte yaşamış...

Ama bu XWYZ 16 adlı gezegende olmuş....


sonra ;

Kimse adelet için savaşmaz demişim...

Sen;
Link paylaşmışsın. Bu linkte de Türkler hakkında genel bir görüş sunan bir Türkolog tan bahsetmişin ama cevap olmamış.
Ben Türklerin karakteristik özelliklerinden bahsetmiyorum.
Emperyal kuvvetlerden bahsediyorum. Sen karekter analizi yapıyon...

Şuna mı varıyorsun ; Bu karekter özelliklerinde olan bir millet sömürfemz mi demek istiyorsun ? eğer öyle ise açıkça söyle.

Varsa başka bilgi alıyım diye not düşmüşün. Hangi konuda ?
Türklerin karekteristik özelliği konusunda mı yoksa Türklerin emperyal devletleri hakkında mı ?

Hangisi???

ozkanates
18. September 2015, 10:27 AM
Ben;
'' Doğu tipi emparyal ise birlikte yaşama = fetih.
Bunda zenginliklerin yağması ve transferi olmaz.
Halklar birlikte yaşar, birlikte üretir, birlikte ölür.
En bildiğimiz örnekler Osmanlı ve Sovyetler Birliği '''

Özkanateş ile ilk defa bir konuda mutabık kaldık.
Doğu tipi emperyal....

Neymiş öğrenelim...

Örneğin Mısır da adeletsizlik yaşanıyormuş Osmanlı buraya gidip adelet getirmiş. Adelet getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil...

Arap yarım adasında adeletsizlik diz boyu hemen Osmanlı gidip adelet getirmiş getirirkende bir miktar hazine almış olabilir ama sorun değil.

Bugün ki İran adeletsiz bir yermiş savaşmış adelet için ama yenemediği için adelet getirememiş bu yüzden İran da halen adeletsizlik diz boyu...
Biz bu coğrafyadan aldığımız hazineleri İslam uğruna batı seferlerinde harcadığımız için halk verdikleri bu hazinelere göz yummuş.

Ama bu topraklarda 1800 yıllarının ilk zamanında isyan çıkmışşş Gerçi bu isyan adelet ile değil mezhep ile ilgili

Sonra batıya adelet getirmişiz... Vergiler savaş ganimetleri vesaire...

Onlarda fazla adeletten yorulup isyan etmişler...

Osmanlı aldığı topraklardan 1 vergi alıp 10 yatırım yapmış...

Bu arada kendi topraklarında buşunan Türkmenler adeleti sevmediğinden durmadan isyan etmiş...

Tarih tarih

Doğru Doğu tipi emperyal Rus larda acaip bir adelet getirmiş her ele geçirdiği toprağa....

Hepsi birlikte savaşmış birlikte ölmüş birlikte yaşamış...

Ama bu XWYZ 16 adlı gezegende olmuş....


sonra ;

Kimse adelet için savaşmaz demişim...

Sen;
Link paylaşmışsın. Bu linkte de Türkler hakkında genel bir görüş sunan bir Türkolog tan bahsetmişin ama cevap olmamış.
Ben Türklerin karakteristik özelliklerinden bahsetmiyorum.
Emperyal kuvvetlerden bahsediyorum. Sen karekter analizi yapıyon...

Şuna mı varıyorsun ; Bu karekter özelliklerinde olan bir millet sömürfemz mi demek istiyorsun ? eğer öyle ise açıkça söyle.

Varsa başka bilgi alıyım diye not düşmüşün. Hangi konuda ?
Türklerin karekteristik özelliği konusunda mı yoksa Türklerin emperyal devletleri hakkında mı ?

Hangisi???


Doğu tipi emperyal sömürü değil ortak yaşam.
O link, Türklerin 2200 yıllık yazılı tarihinin özeti.
Konusu Türk karakter analizi değil devlet yapısı.
Şimdi buna uymayan bir durum biliyorsan paylaş,
Bilmiyorsan bilmiyorum ama gene de böyledir de.

Ahmet Şimşirgil anlatıyor:

Bulgaristan'da bir tarih konferansında bir Türk tarih profesörü der ki, "Osmanlı bin tane lord, paşa ve ağadan ibaretti", yani koca imparatorluk çalışır, bin kişi de yerdi anlamında. Bir Bulgar profesör söz alır: "Bakın, 80 yıl esaret altındayken biz de sizin gibi biliyorduk, sizin gibi anlatıyorduk. Ama son 20 yıldır anlıyoruz ki bu böyle değil. Osmanlı'nın kurucu öğesi Türklerdi ama Osmanlı'nın kendisi bir şemsiyeydi, 72 millet üzerindeki bir şemsiye. İstanbul 450 yıl bizim de başkentimizdi, çağırın gelelim".

kuman
19. September 2015, 12:58 AM
Hayatımda kimseye bilgi vermek gibi bir saçmalığa kapılmadım kapılmamda herkes kendi araştırdığını öğrenir.

kuman
19. September 2015, 01:03 AM
Sana tavsiyem.
İmparatorluk nedir devlet nedir tarihteki imparatorluklar hangileridir, nasıl yönetilmişlerdir, en büyük ve en etkili imp. hangileridir
Bir araştır...

Senin gönderdiğin alıntıda Türkler Her tarafa saldıran bir topluluk görünümünde başka hiç bir özelliği yok diğer imparatorluklardan farkı yok , yönetimleri aynı, sosyal gruplara yani diğer milletlere davranış şekilleri aynı, dine bakışları aynı.....
Soyluluk yok demişsin Emin misin ? İlla ki Lord ve Sir ler olmak zorunda mı?

kuman
19. September 2015, 01:10 AM
Bu ülkede Prof olma şartı şudur;
Doç al 5 sene bekle Prof sun fazla bir şey yapmana gerek yok

ozkanates
28. September 2015, 09:29 AM
Hayatımda kimseye bilgi vermek gibi bir saçmalığa kapılmadım kapılmamda herkes kendi araştırdığını öğrenir.

Sana tavsiyem.
İmparatorluk nedir devlet nedir tarihteki imparatorluklar hangileridir, nasıl yönetilmişlerdir, en büyük ve en etkili imp. hangileridir
Bir araştır...

Senin gönderdiğin alıntıda Türkler Her tarafa saldıran bir topluluk görünümünde başka hiç bir özelliği yok diğer imparatorluklardan farkı yok , yönetimleri aynı, sosyal gruplara yani diğer milletlere davranış şekilleri aynı, dine bakışları aynı.....
Soyluluk yok demişsin Emin misin ? İlla ki Lord ve Sir ler olmak zorunda mı?

Bu ülkede Prof olma şartı şudur;
Doç al 5 sene bekle Prof sun fazla bir şey yapmana gerek yok

Evren bir ayna, gördüğümüz kendimiz.

kuman
28. September 2015, 12:14 PM
Eee tabi Ahmet Simsirgil i okuyup Osmanli
Jaen Poul Roux okuyup Turklugu anlayan ( ki onuda yanlis anlamisin)
Evreni, bilimi, dini de zaten cozmustur.

Bizim ki laf ebeliginden oteye gecmez.

ozkanates
29. September 2015, 03:17 PM
Eee tabi Ahmet Simsirgil i okuyup Osmanli
Jaen Poul Roux okuyup Turklugu anlayan ( ki onuda yanlis anlamisin)
Evreni, bilimi, dini de zaten cozmustur.

Bizim ki laf ebeliginden oteye gecmez.

Estağfurullah, sözümden bu anlaşıldıysa affola.
Benim sözüm, kötü sözün sonunun olmadığı.
Fikri olan söylesin, söz söylenen dinlesin,
Alacağı olan alsın, olmayan almasın,
Sonra yallah herkes yoluna.

İkna için burada değiliz.
Varsa iki bildiğimiz onu paylaşmak,
Ve var ki çok bilmediğimiz, işte onu da bilmek.

ozkanates
29. September 2015, 03:19 PM
Yolcu bildiğiyle değil bilmediğiyle övünür.
Bildiği zaten onda, marifet bilmediğinde.

kuman
21. October 2015, 08:46 PM
Yolcu bildiğiyle değil bilmediğiyle övünür.
Bildiği zaten onda, marifet bilmediğinde.

Yolcu gittiği yeri bilmesi gerekir neresi güvenli hangi yol tekin hangi yol tehlikeli.
Nerede kalmalı nerede yaşamalı. Bilmez ise sonu kötü. Bu yüzden göçebe toplumlar (yani türkler) başarı kazanabilmiş yerleşikler göç etmiş. Türkler en güzel örnektir göçebeliğin ne kadar bilgi gerektiğine.

Eğer mecaz anlamda ise bu cümle biz bu dünyaya şahit olmaya geldik yani bilmeye...

Sahip olup hükmetmeye değil...

Kısaca Yolcu ne olduğunu bilmeli en azından anlayabilmeli.
Geçmişinden ders alabilmeli...
alamaz ise yok olup gitmeli...

ozkanates
2. November 2015, 04:46 PM
Yolcu gittiği yeri bilmesi gerekir neresi güvenli hangi yol tekin hangi yol tehlikeli.
Nerede kalmalı nerede yaşamalı. Bilmez ise sonu kötü. Bu yüzden göçebe toplumlar (yani türkler) başarı kazanabilmiş yerleşikler göç etmiş. Türkler en güzel örnektir göçebeliğin ne kadar bilgi gerektiğine.

Eğer mecaz anlamda ise bu cümle biz bu dünyaya şahit olmaya geldik yani bilmeye...

Sahip olup hükmetmeye değil...

Kısaca Yolcu ne olduğunu bilmeli en azından anlayabilmeli.
Geçmişinden ders alabilmeli...
alamaz ise yok olup gitmeli...

Sohbet bu yüzden.

ozkanates
3. December 2015, 04:07 PM
Kendimizden duyunca anlam ifade etmiyor, başkasından duyalım:


Bildt: Osmanlı Gitti Huzur Bitti

Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından kurulan ülkelerdeki kargaşa devam ederken, eski İsveç Başbakanı Carl Bildt, bir internet sitesinde bu konuyla ilgili makale yayınladı.

Orta Doğu’daki pek çok çatışmanın köklerinde Osmanlı’nın çözülüşünün bulunduğunu ifade eden eski Başbakan Bildt, “Osmanlı İmparatorluğunun birbirine karışmış kültürler, gelenekler ve dillerle zengin mozaiğini oluşturan Bosna Hersek’teki Bihac’tan Irak’ın Basra şehrine kadar geniş bölge, İstanbul’daki Sultan’ın otoritesiyle başarılı bir şekilde yönetiliyordu” dedi. Osmanlı’nın bölgeyi yüzlerce yıldır barış içinde yönettiğini belirten Bildt, “Osmanlı parçalanmaya başladığında şiddet de başladı. Dış güçler Balkanlar, Mezopotamya, Doğu Akdeniz’de Osmanlı haritasını yeniden çizdi, birçok ülke ortaya çıktı. 1917 Balfour Deklarasyonu ile İngiltere, Filistin’de bir İsrail devleti kurulması için harekete geçti. 1948 yılında İsrail devletinin kurulmasını; çatışmalar ve müzakereler takip etti.1990’larda Balkanlarda savaşlar yaşandı. Irak’ı Sünni ve Şiiler arasında paylaştırmak, Mezopotamya’yı 1947 yılında Asya’daki trajedinin yeniden yaşanmasına yol açabilir. O tarihlerde Hindistan ile Pakistan ayrılmış, milyonlarca kişi Pakistan’a gitmek isterken hayatını kaybetmişti.

Irak’ta Araplar ve Kürtler arasında da parçalanma ülkede uzun süren kanlı günlerin yaşanmasına yol açabilir. Suriye’de de çözüm bulmak güçleşiyor. Ülkenin sahil kesimlerinde Rusya destekli Alevi ülkesi sürdürülebilir gibi gözüküyor. Ancak böyle bir durumda Hristiyan azınlık kurban edilmiş olur. Savaşların ve devrimlerin ardından geride sadece bir gerçek kaldı; Osmanlı’nın kurduğu düzeni bozan her şey bölgede daha fazla kan gölüne dönmesine yol açtı. Uluslararası toplum, bölgede barışı tesis etmek için çalışıyor. Ancak bölge ülkelerinin liderleri geçmişten ders almalı” dedi.


http://www.kanalahaber.com/haber/gundem/bildt-osmanli-gitti-huzur-bitti-270747/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Carl_Bildt

kuman
3. December 2015, 09:52 PM
Bu derin analizi için özkan ateş burada bizimle paylaştığı için teşekkür ederim.
İsveç eski başbakanı gerçekten muhteşem bir analiz örneği sergilemiş ve sevgili özkan ateş te bizimle paylaşmış.


Soralım ;
1-) Roma yönetiminde bulunan halklar barış ve huzur bulunmuyor muydu?
2-) Roma İmp dağıldıktan sonra neler olmuştur. İmp. dağıldıktan sonra roma da yaşayan halklar arasında savaşlar olmuş mu dur ve ne zaman son bulmuştur.
3-) Emeviler zamanın da Arabistan yarım adası veya K. Afrika da ve hatta İspanyanın bir bölümünde ki halklar içinde huzur ve barış yok muydu?
4-)Emeviler güçten düştükten sonra işgal ettiği topraklarda neler oldu ve ne zamana kadar?
5-Selçuklu zamanın da Selçuklu boyunduruğunda bulunan halklar barış ve huzur içinde yaşamıyor muydu ?
6-) Selçuklu zayıfladıktan sonra neler olmuştur ? ve ne zaman kadar ?
7-) Araplar neden uzun zamandan beri karşılıklı savaşmıyorlardı ?
............

Çok fazla örnek verilebilir.

Örneğin balkanlar Osmanlı dan sonra savaşlar göçler yaşamıştır ve 1990 lardan sonra tekrar karışmış ve savaşlar olmuştur. peki neden 1970 lerde 60 larda 50 lerde değil de 1990 larda savaşmışlardır?

USA 1700 lerin sonlarında sonra neden tekrar birbirleri ile savaşmamışlar ? ve şimdiye kadar hiç savaşmamışlar ?
peki eğer ki USA güçten düşerse İsveç eski başbakanına göre tekrar bu eyaletlerin bir kısmı kendi içlerinde savaşır mı ?

kuman
3. December 2015, 10:10 PM
90 yıllık reklam arasının başlangıç şahsı adına söylenen bir kaç kelam...

Kendimizden duyunca anlam ifade etmiyor, başkasından duyalım:



T

O büyük insan yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.

Emanullah HAN
Afgan Kralı


Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi. O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.

Bayan Sucheta KRIPALANI

Hint Parlamento Heyeti Başkanı


Mustafa Kemal Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılapçı olmuştur.

Ben Gurion
İsrail Başbakanı (1963

Büyük adamlar, kuşaklarının başındadır. Türk Milleti'nin başındaki büyük ve dahi Atatürk, politika ve savaş alanlarında yılmayan büyük ve yurtsever bir insandı.

KERAMA

Lübnan Başbakanı, 10 Kasım 1963)

Kemal Atatürk, yalnız bu yüzyılın en büyük adamlarından biri değildir. Biz Pakistan'da, O'nu geçmiş bütün çağların en büyük adamlarından biri olarak görüyoruz. Askeri bir deha, doğuştan bir lider ve büyük bir yurtsever...

Eyüp Han
Pakistan Cumhurbaşkanı

Şöhreti bütün cihana yayılmış olan tecrübeli başkanın yönetimi herkesin sevgi ve saygısını çeken büyük Türk Milleti'nin milli bağımsızlığını devamlı bir başarı ile kuvvetlendirmiş ve yeni milli yapısını yaratmıştır.

Sovyet Başbakanı Kalinin


Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır... Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.

John F. KENNEDY

Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.

Roozwelt (Franklen D.) 1928
Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı

Bir ulusun hayatında bu kadar az sürede bu denli kökten değişiklik pek seyrek gerçekleşir... Bu olağanüstü işleri yapanlar, hiç kuşkusuz kelimenin tam anlamıyla büyük adam niteliğine hak kazanmışlardır. Ve bundan dolayı Türkiye övünebilir

Eleftherios Venizelos, Yunanistan Başbakanı, 1933

kuman
4. December 2015, 11:50 PM
Bu yazının bir kısmı analiz bir kısmı tarih.
analiz kısmına katılırsınız yada katılmazsınız. Ama tarih ile ilgili kısmı kabul edin....


ABD’nin Erdoğan’a Rus uçağını düşürtmesi ile başlayan süreç, Türk-Rus ‘düşmanlığı’nı kışkırtan yönde ilerliyor…

Türkiye’deki yandaş Osmanlı heveslileri, yani ‘Çakma Osmanlılar’ bu savaşa balıklama daldılar…

Yani Kırım Savaşı’nda (1853-56) İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı’yı Rusya’ya karşı kışkırtıp Osmanlı’nın ekonomik çöküşüne götüren yolu açmasını bile anımsamadan, Baltacı-Katerina çığlıkları atmaya başladılar…

Yandaşlar ne yapsın?

Balık baştan kokar…

‘Çakma Osmanlı’ Saray’dan başlıyor…

Erdoğan Rusya krizine bula bula Sokollu’nun ‘Biz Kıbrıs’ı alarak kolunuzu kestik, siz donanma yakarak sakalımızı kestiniz’ sözünü buldu…

Kıbrıs’ın AKP Hükümeti ve Erdoğan tarafından bugün içine düşürüldüğü durumu görse, Rahmetli Sokollu’nun vereceği tek emir acaba ne olurdu?..

Çakma Osmanlılar başa bela…

Zerre kadar Osmanlı bilmiyorlar…

Osmanlı’dan zerre kadar ders almıyorlar…

Baksanıza yandaş medyanın en ‘Çakma Osmanlı’sı İbrahim Karagül ne demiş?

Rus uçağını düşürmemiziKabe’yi savunmaya bağlamış…

Kabe çevresinde yaşanacak tank savaşında da Kabe’yi Allah sayesinde Türkiye savunacakmış!..

Allah Allah?

Bu aralar Türk-Rus kapışmasında Allah’ın adı fazlaca anılır oldu!...

Bu hiç hayra alamet değil…

Üstelik Putin de ‘Allah Türk yönetiminin aklını başından alarak onları cezalandırdı’ dedi..

Putin’in bahsettiği Allah aynı Allah olsa gerek…

Ünlü fıkrayı bilirsiniz:

Türkler’in savaşa girdiğini duyunca Allah ‘Getirin çizmelerimi’ demiş!...

Melekler ‘Neden?’ diye sormuşlar…

Allah ‘Eh onlar işlerini hep bana bırakırlar!’ demiş…

Erdoğan Rusya’ya karşı giderek sertleşerek, işi NATO-Obama ve Allah’a bırakma yönünde ilerliyor…

Ciddi bir devlet adamlığı göstermiyor…

ABD’nin Türkiye’yi ittiği Rusya tuzağında, hala başkanlık hevesiyle debeleniyor…

Bu saatten sonra ‘Başkan’ olsan ne yazar?

Ortada hükümet mi bıraktın!

Saray’da muhtar heyetinle herşeyi yönetiyorsun işte…

Dönelim Kabe’ye…

Evet Yavuz Selim 1517’de Mekke ve Medine’nin anahtarlarını teslim aldı…

Haremeyn’in kapıcısı ve koruyucusu oldu…

Osmanlı bu şerefli görevi 400 sene sürdürdü…

Arada şimdiki Suud’un ataları ve IŞİD ideolojisinin öncüsü Vahhabiler Mekke ve Mediye’yi ele geçirdiler….

Ancak o sırada Osmanlı’nın Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, II. Mahmut’un emriyle,Vahhabileri ezerek, kutsal kentleri kurtardı (1813)… Vahhabi kellelerini de ibret olsun diye İstanbul’a yolladı…

Bu kelleler Topkapı Sarayı önünde sergilendi…

Mekke ve Medine 400 yıl kadar sonra I. Dünya Savaşı’nda yeniden tehlikeye girdiler…

1916’da Mekke Emiri Şerif Hüseyin İngilizlerle işbirliği yaparak Osmanlı’ya karşı isyan etti…

Mekke düştü, Kabe düştü, Haşimi ordusu ve İngilizlerin egemenliğine geçti…

Medine ise düşmedi…

Çünkü burada bir Osmanlı garnizonu vardı

Osmanlı Garnizonu’nun komutanı Fahrettin Paşa burada tarihe geçen efsanevi bir ‘Medine direnişi’ sergiledi…

Haşimi Ordusu ve İngiliz kuşatması altında Osmanlı Garnizonu aç, susuz, gıdasız 2 sene 7 ay direndi…

30 Ekim 1918’de Osmanlı’nın İngilizlere teslim olduğu Mondros Mütarekesi imzalandı…

Fahrettin Paşa teslim olmadı…

Adana’da Mustafa Kemal de teslim olmamış ve Mondros’u tanımamıştı…

Osmanlı padişahı Vahdettin Mustafa Kemal’i görevden alıp İstanbul’a çağırdı…

Fahrettin Paşa’ya da Medine’yi terkedip gelmesi çağrısı yaptılar…

Fahrettin Paşa kimseyi dinlemedi, Hz. Peygamber’in mezarının ve mescidinin bulunduğu kutsal Medine’de direnişi sürdürdü…

Ama o Medine’yi savunurken, İstanbul düştü…

13 Kasım 1918’de İngiliz-Fransız-İtalyan-Yunan gemileri İstanbul’u işgal ettiler…

Osmanlı kutsal yerleri bölgedeki Arap ihanetine rağmen savunurken, İstanbul düştü…

İngilizlerin ve Padişah Vahdettin’in tüm çağrılarına rağmen Fahrettin Paşa direnişi sürdürdü…

Sonunda İngilizler Vahdettin’i yeniden savaşa başlamakla tehdit ettiler…

Bu Vahdettin’in tahttan indirilmesi demekti…

Vahdettin, tahtını kurtarmak için Fahrettin Paşa’ya şahsen rica etti…

Nihayet Fahrettin Paşa Osmanlı’nın teslim olmasından 1.5 ay sonra Medine’yi İngilizlere teslim etti…

İngilizler Fahrettin Paşa’yı hemen tutuklayıp Malta’ya sürdüler…

Fahrettin Paşa Malta’dan kurtulur kurtulmaz soluğu Ankara’da M.Kemal’in yanında milli mücadele saflarında aldı…

Osmanlı’nın son sultanı Vahdettin İngiliz gemisi ile İstanbul’u terkederken, Medine kahramanı Fahrettin Paşa, Mustafa Kemal ile birlikte İstiklal Savaşı veriyordu…

Şimdi ‘Çakma Osmanlılar’, Suriye’de Esad-İran-Rusya cephesine karşı ABD-İngiliz ve Fransız (NATO) saflarında savaştıklarına göre Kabe’ye İran-Rus tanklarının geleceği endişesi taşıyorlar…

Eh, böyle bir durumda Erdoğan önderliğindeki Çakma Osmanlılar (İbrahim Karagül dahil), Kabe’yi ABD ve İngiliz uçakları, NATO tankları eşliğinde gidip kurtarırlar…

İngilizler ne de olsa, Kabe’yi, Mekke ve Medine’yi teslim almada tecrübelidirler…

Ey Çakma Osmanlılar!

Biraz Osmanlı bilseniz, alacak ne çok ders var….

Dikkat edin de, Kabe’yi savunayım derken yine İstanbul elden gitmesin!..

Bir daha kurtaracak M. Kemal bulmak da zor…

Kerem Çalışkan

Odatv.com

khaos
13. December 2015, 11:04 AM
Siyah yada beyaz olmayın arada sırada gri de olun. Yada grinin tonları...
Şu ülkede doğru dürüst adam gibi analiz yapan kalmadı. Biri Amerika nın sesi radyosu, biri Rusya nın, Biri de fars ın.

Bu konu hakkında yazacağım...