PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tedebbür ilmi


beyazasi
28. August 2015, 03:11 PM
Sevgili hanif dostlar bir konuda sizlerden yardım almak istiyorum.gecenlerde sosyla medya hesaplarda dolaşırken bir kaç paylaşım dikkatimi çekti.kendilerini tedebbür ilmi,nin alimleri gibi gösterip Kurana başka anlamlar yüklediklerine şahit oldum.belki sizde farketmişsinizdir.örnek bir süre veriyorum sonra üstünde tartışırız.

2/196 : Artık kim hidayeti bulamadı ise bilsin ki ! Kendi özüne dönmeyenlere hidayet helal değildir. Ve sizi kafasız yaratmadı ergenlik çağına gelinceye kadar. Eğer Allah’ın emirlerine uyup aklınızda tutuğunuzu canlandırırsanız hüsrana uğramazsınız. Sonucu kötülüğe varacağını anladığınız şeyleri devam ettirmekten vazgeçin. Ve böylece halk hazır bulunduğu zaman sizden kim hasta ise onunla acı çekiyorsa onun güvende olması için fidye verin . Ve hidayete yakınlaşmak için bir sebep olarak bilge kişilerden faydalanın. Emredilenler ile aklınızda tutuğunuz şeyleri canlandırırsanız ancak böylece kendinizi keşf edersiniz. Böylece kişi kendi özüne döner ve döndüğü zaman da kendini geliştirirse işte bu kimse için hidayet yakın olur. Böylece üçüncü veya yedici veya onuncu aşamaya gerildiğinde sonucu kötülüğe varacağını anladığınız şeyleri devam ettirmekten vazgeçin. Ve Allah’a karşı sadık ve dürüst olun iç ve dış mekanınıza haram koymayın. Muhakkak ki Allah kazandığınız kötülüklere karşılık sizi şiddetle cezalandıracaktır.

böyle bir anlam vermiş birde Hakkı yılmazın çevirisine bakalım.

Bakara-196
Ve hac/programlı ilâhiyat eğitimi ve umre’yi/seminer, sempozyum gibi kısa süreli eğitimleri Allah için tamamlayın. Buna rağmen, eğer siz alıkonursanız/ engellenirseniz, o zaman ilâhiyat eğitimi görenlere kolayınıza gelen şeylerle destek olun! Bununla beraber bu ilâhiyat eğitimi görenlere hediye; vereceğiniz destek, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Artık içinizden hasta olana veya başından tıraşa bir rahatsızlığı bulunana oruç veya sadaka yahut da ibâdetten; herhangi bir kulluk görevinden bir fidye/ karşılık! Artık emin olduğunuz zaman da her kim umrede/kısa süreli eğitimde hacca; programlı ilâhiyat eğitimine kadar kazanç sağladıysa, artık hediyeden; eğitime destekten kolayına geleni! Fakat kim bulamazsa artık üç gün hacda; programlı ilâhiyat eğitimi süresi içinde, yedi de döndüğünüzde oruç tutması! Bu, tam ondur. Bu hüküm, ailesi Mescid-i Harâm’da; dokunulmaz ilâhiyat eğitim merkezinde hazır olmayanlar içindir. Allah’ın koruması altına girin ve şüphesiz Allah’ın cezasının çok şiddetli olduğunu bilin.

galipyetkin
28. August 2015, 04:42 PM
Sayın beyazasi.

İlk önce şu ayetlere bir bakıver ve de ne anlattıkları üzerinde düşün ve biraz da araştırma yapıver: 4.Nisa-82 ve 38.Sad-29.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

beyazasi
28. August 2015, 06:10 PM
Galip hocam ben burda sizin ve diğer değerli dostların fikirlerini almak istedim

Nisa 4-Ve yetimlerin kadınlarına mehirlerini seve seve veriniz. Artık kendileri alacaklarından bir kısmını size hoş ederlerse/ikramda bulunurlarsa da onu afiyetle, çekinmeden yiyiniz.


Nisa 82-Onlar hâlâ, Kur’ân'ı gereği gibi düşünmezler mi? Eğer ki o, Allah'tan başkası tarafından olsaydı, kesinlikle onun içinde birçok karışıklıklar bulurlardı.

Sad 29-Bu, temiz akıl sahipleri onun âyetlerini düşünsünler ve öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz bereketli bir kitaptır.


Sad 36-38.Bunun üzerine Biz de, o’nun emriyle istediği yere yumuşacık akıp giden rüzgârı, şeytânları; tüm dalgıç ve yapı ustalarını ve zincirlere bağlanmış olan diğerlerini o’nun emrine verdik.

galipyetkin
29. August 2015, 12:21 AM
Sayın beyazasi.

Ben senin tedebbür ilmi yönünden bilgi istediğini zannetmiştim. O nedenle Kur'an'daki tedebbür ayetlerini verdim ve araştır dedim. ,
Ayetlerin verilmiş mealleri "iyiden iyiye" veya "iyice düşünün" gibi basit tanımlar vermiş.

Kitap Arabça indirilmiştir. Fakat bazı ayetler çok iyi tercüme edilmiş olsa bile sırf kelimelerin verdiği anlamlarda kalınınca tatmin edici bir anlama ulaşılamamaktadır. Mesela Yunus Peygamberin bir balık tarafından yutulup da balığın karnında yaşaması gibi.

Yine yukarıda Sayın Hakkı Yılmaz'ın Bakara-196. ayeti çevirisinde şöyle denilmiş: "...... artık ÜÇ gün hacda; programlı ilâhiyat eğitimi süresi içinde, YEDİ de döndüğünüzde oruç tutması! Bu, TAM ON'dur."
Üç ile yedinin toplamının on olduğunu beş yaşında okula başlayan çocuklar bile bilmesine rağmen, Kitab'a ayrıca "TAM ON" diye yazılmasında ve dolayısı ile diğer rakamların da yazılmasında bir özellik olabilir mi?
Bir de ayrıca bir şart var: "Bu hüküm, ailesi Mescid-i Harâm’da; dokunulmaz ilâhiyat eğitim merkezinde hazır olmayanlar içindir."
Biraz tuhaf değil mi?
Her hacca giden ailesini de götürüp ilahiyat merkezinde "hazır ol"da mı bekletiyordu?

Mesela "dört haramlar veya dört haram ay" ifadesinde bu ayların hangileri olduğu çıkartılamıyor.

Bu hususların çok iyi araştırılıp, konu bütünlüğü içinde derinlemesine sorgulanıp da
kelimelerin bu bütünlük içinde verebileceği yaşanan hayata uygun mânâlarına "Kur'an",
bunların araştırılmasına, yani Kitap İlminden Kur'an İlmine geçmeye,
Kitab'ın esas anlamını bulma çabasına, ifadelerin mânâ derinliğine, "mecaz" ve"geri plan" araştırılmasına "tedebbür etmek" denir.
Bu araştırma soruşturma sonucu elde edilenlerin insan hayatına uygulanabilir/yaşanılabilir, insanın yaşamı içinde olması gerekir; çünkü Kitap'tan ulaşılan sonuç kişinin kendisine, bu gününe inen Kur'an'dır (ki yukarıda verilen birinci 196. ayetteki "fidye verme" islama aykırıdır, islâm yaşamına aykırıdır ve sunulan metin de mealin kendisinden de daha anlaşılmazdır. Bu nedenle (hedy=hidayet hariç) kaale almıyorum).

Yapılan böyle araştırmalar ile Kur'an insana iner de iner. Bu da, Kur'an'ın ramazanda inmesi de, işte insanın böyle zor karşısında çare olarak Kitab'a her baş vurduğunda inmesidir.

Üstün körü olarak anlattığım bu bilgileri ben kendim araştırarak edindim. Senin de böyle yapman gerekir.

Ama sen bizi on sene evvelki televizyondaki Yaşar Nuri Öztürk'ten istenenler gibi ayet çözümünü istiyorsun. Onlar için biraz çaba sarf et arkadaşım.

Ayrıca bir ricam var. Bana "hoca, moca, filan" diye hitap etmeyin lütfen. Öyle bir sıfatım yok. Yakıştırmaya da ihtiyacım yok. Benim bir ismim var. Lütfen.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

dost1
30. August 2015, 02:14 AM
Selamun aleyküm, değerli beyazasi kardeşim,
Sorunuz olan dübürcüler ile ilgili aşağıdaki bağlantılara bakar mısınız?

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1758&highlight=D%FCb%FCr+anlam&page=3

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2037&highlight=D%FCb%FCr+anlam

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2446&highlight=D%FCb%FCr+anlam

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

beyazasi
30. August 2015, 04:53 PM
Aleyküm selam değerli Halil bey yazılanları ve yazdıklarınızı gördüm tefekkür ettim Allah sizden razı olsun.