PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İslam, silm, selam, barış


ozkanates
16. June 2015, 09:24 AM
“İslam” kelimesinin köklerinden “silm”; barış, güven ve huzur; “selam” ise güven, mutluluk, esenlik demek.

“Ey iman sahipleri! Sabredin, sabır yarışı yapın, nöbet tutarak savaşa hazırlıklı bulunun1.” Ali İmran 200

“Fitne/baskı ve bozgunculuk3, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye2 kadar sizinle savaşmayı sürdürürler4.” Bakara 217

“Kendilerine savaş açılanlara savaşma izni verilmiştir6. Çünkü onlar zulme uğratıldılar5.” Hac 39

“Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda siz de savaşın6. Ancak aşırı gitmeyin7. Çünkü Allah aşırı gidenleri sevmez.” Bakara 190

“Müşrikler sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa8 siz de onlarla topyekün savaşın.” Tevbe 36

“Sizden uzak durmaz, size barış teklif etmez ve ellerini çekmezlerse8 onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün.” Nisa 91

“Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize saldırırlarsa8, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler9.” Tevbe 12

“Fitne/baskı kalmayıncaya8 ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Vazgeçerlerse9 kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir.” Enfal 39

“Hiçbir zulüm ve baskı kalmayıncaya8 ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Onlar savaşmaya son verecek olurlarsa, artık düşmanlık yalnız zalimlere karşıdır9-10-11.” Bakara 193

“Eğer onlar barışa yanaşırlarsa10 sen de ona yanaş11 ve Allah'a dayan, çünkü O, işitendir, bilendir.” Enfal 61

“Küfre batmışlarla burun buruna geldiğinizde, boyunlar vurulur. Nihayet onları bastırıp sindirdiğinizde10, antlaşma bağını sıkı bağlayın. Artık bundan sonrası ya bir bağışlama ya bir fidyedir. Nihayet, harp, ağırlıklarını yere bırakır. İşte böyle! Eğer Allah dileseydi, onlardan öç alırdı. Ama kiminizi kiminizle denemek için böyledir11.” Muhammed 4

“Ancak sizinle aralarında antlaşma olan bir topluma sığınanlarla, kendi toplumlarıyla yahut sizinle savaşma konusunda yürekleri yetersiz kalıp da size gelenlere12 dokunmayın13. Allah dileseydi onları elbette sizin üstünüze salardı, onlar da sizinle mutlaka savaşırlardı. O halde, sizden uzak durur, sizinle savaşmaz, size barış eli uzatırlarsa10, artık Allah size, üzerlerine gitmek için bir yol vermemiştir11.” Nisa 90

“Eğer müşriklerden12 biri senden güvence dilerse/senin yakınına gelmek, sana komşu olmak isterse, ona güvence ver/ounu yakınlaşma isteğini kabul et ki, Allah'ın kelamını dinleyebilsin. Sonra da onu, güvenli gördüğü yere kadar götür13. Böyle yapmanın gerekçesi şudur: Bunlar bilmeyen bir topluluktur.” Tevbe 6

“Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere12 iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez. Allah, adaleti ayakta tutanları sever13.” Mümtahine 8

1- İslam’da barış, sabırla nöbet tutma ile savaşa hazırlıklı olma dönemi çünkü…
2- Kendinden farklı olanlara, 3- baskı yapmak için barışı bozarak, 4- savaş açanlar hep var.
5- Savaş açmak bir zulüm. 6- Bu zulme uğrayanların kendini savunma hakkı = savaş izni var.
7- Ancak bu izin, aşırıya gitmemek = savaşın sürme nedeni olmamak = zulüm etmemek için,
8- Savaş açanın savaşı sürdürme koşuluna, 9- ve onu savaştan vazgeçirme amacına sınırlı.
10- Savaş açan savaşmaktan vazgeçtiğinde onun zulmü = zalim sıfatı son bulacağından,
11- Savaş açılanın kendini savunma hakkı = savaş izni son bulur; ve o artık savaşamaz.
12- Savaş açmamış veya savaş açıp sonra barış antlaşması yapmış tüm insanların,
13- Güvenliği = silmi = selamı = barışı müminlerin üzerine olan bir görev.

“Müminlerden iki zümre çarpışırlarsa, onların aralarında hemen barışı kurun1. Eğer onlardan biri öteki2 aleyhine sınır tanımazlık3 edip saldırırsa4, azgınlık edenle, Allah'ın emrine dönünceye5 kadar savaşın6. Eğer vazgeçerse7-8-9, yine ikisi arasını adalet ve dürüstlükle10 sulh edin11. Kuşkusuz, Allah adalette titiz davrananları12-13 sever.” Hucurat 9
Müminler arasında barış aynı şekilde.

“İyilik etmenize, takvaya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah'ı yeminlerinize siper haline getirmeyin.” Bakara 224
Günümüzdeki halin öngörüsü.

“Ey iman sahipleri! Hepiniz toptan barış içine girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin.” Bakara 208
İslam’da barış.