PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Açlığa mahkumiyet


galipyetkin
13. September 2014, 12:36 PM
Açlığa Mahkûmiyet
Yılmaz Yunak.

Yoksulsun.
Hatta açsın.
Mahkûmsun buna!
“Bir şey” seni açlığa mahkûm ediyor ve sen sesini çıkarmıyorsun.
Aç kalacaksın, diyor sana; sen açlık çekmeye, yoksulluk çekmeye mahkûmsun!
Kimden alıyoruz bu bilgileri?
TÜİK’ten, yani Devletten…
Aydınlık Gazetesi ayrıntısını veriyor; Türkiye’de 50 milyon kişi yoksulluk sınırında yaşıyor, 15 milyon kişi açlık sınırında.
Ya işsizler?..
Kendi anavatanlarında, vahşi hayvanlar gibi açlıkla boğuşuyorlar.
“Bir şey” mahkûm ediyor onları buna.
İşte her şey, bu “bir şey”de bitiyor.
Nedir bu şey?
Nedir seni açlığa mahkûm eden?

*** *** ***

Hane halkı aylık ortalama tüketim harcaması 2.572 liraya çıkmış.
Peki asgari ücret ne kadar?
810 lira.
Gerisi nereden geliyor peki?
Gelmiyor!
Dolayısıyla açlığa mahkûm fakir fukara takımı!
TÜİK, Türkiye’de maaşların üçte ikisinin gıdaya ve kiraya gittiğini söylüyor.
Düşünün:
810 liranın üçte ikisi 540 lira eder; bu para hem gıdaya yetecek, hem de kiraya…
Peki, giyim kuşam ne olacak, sağlık, eğitim, eğlence, diğer ihtiyaçlar?
Evin reisi aç kalmamak, en azından insani ihtiyaçlarını karışlamak için her ay 2.500-3.000 lira bulmak zorunda.
Kaç eve ayda bu kadar para giriyor?
“Bir şey” engelliyor bunu ve Türk insanı yoksulluğun pençesinde kıvranmaya devam ediyor.
“Bir şey” yoksul kılıyor Türk insanını; “bir şey” Türk insanın alın terini gasp ediyor, kazancını elinden alıyor ve kendi deposuna yığıyor.
Kimileri Karun kadar zengin olup, ayakkabı kutularında dolar saklarken, kimileri de aç aç dolaşıyor ortalıkta.
Türkiye’de, pirzolanın tadını bilmeyen milyonlarca çocuk yaşıyor!
İlahi fakir!
Pirzolaymış…

*** *** ***

Seni mahveden bu “bir şey”i tespit etmek zorundasın; aksi takdirde yaşamın boyunca yoksul kalacak, açlığa mahkûm olacaksın.
Bu “bir şey” konusunda iki seçenek var:
Ya Allah alnına “yoksul kalacaksın/açlığa mahkûm olacaksın” diye yazmış; ya da sistemin kodamanları fiilen yapıyor bunu.
Karar vermek zorundasın:
Suç Allah’ta mı, sistemde mi?
Bu sütunda bugüne kadar yeteri kadar ayet okudum size!
İnsan, Allah’ın en nadide yaratıklarından biri ve Allah bu insanın dünyada mutlu olmasını istiyor.
Bunun için Kuran’a hüküm üzerine hüküm koymuş.
“Bölüşün” diye uyarıyor ve tavır koyuyor; bölüşün, mal, nimet ve rızıklar tüm kullarım arasında eşit olarak tüketilsin.
Ya bu Kuran hükümlerini dışlayıp suçu Allah’a atacaksın, ya da seni açlıkla terbiye eden sistem kodamanlarının yakasına yapışacaksın.
Bunu bugüne kadar anlayamadıysan, bu konuda bir kez daha düşünmeye davet ediyorum seni.
Kapitalist sistem ve bu sistemin kodamanları senin alın terini çalıyor, çoluk çocuğunun rızkını elinden alıyor, seni ve aileni açlığa/yoksulluğa mahkûm ediyor.
Ne diyordu TÜİK:
50 milyon yoksul, 15 milyon aç…
Bir de bu sisteme bile giremeyen işsizler!
Karar senindir; ya tüm bunları sana reva görenTanrın gaddar bir Tanrı, ya da seni yönetenler gaddar kişiler, içinde bulunduğun sistem gaddar bir sistem.
Başka yolu yok Müslüman!
Seni yoksunluğa mahkûm eden bu “bir şey”, kapitalist sistem ve kodamanları…
Senin çoluk çocuğun açlıkla mücadele ederken, onlar senin hakkın olan mal, nimet ve rızıkları kendi depolarında biriktiriyorlar.
Sana dinden imandan söz eden adama sor bunu kardeşim; sor bakalım seni kendi topraklarında hayatta kalmaya çalışmaya iten bu şey ne?
Allah mı, kapitalist sistem mi?
Sor hocaya, neden açım diye!
Ve artık kararını ver Allah aşkına!
Önce tavır koy, isyan et, yakalarına yapış, sonra Allah’a tevekkül et.
Allah bu zulmü onaylamıyor; hatta bu zulme karşı savaşılmasını emrediyor.
Mecidiyeköy’de şehit olan on emekçiye bunu Allah mı reva gördü; sistemi yönetenler mi?
Seni Allah ile kandıranlara sor bunu.
Ağzından dini imanı düşürmeyen adamlara sor bunu; bu mahkûmiyet neden?..
Neden bu denli hazin bir biçimde yoksulsun?..
Allah’a emanet olun...

Saygılarımla
Galip Yetkin.

dost1
13. September 2014, 11:50 PM
Selamun aleyküm, değerli Kardeşlerim,

Lütfen! Aşağıda yazılı olan âyetlerden sonra Galip Yetkin Kardeşimizin alıntıladığı yazıyı yeniden okur musunuz?
Maide33,34:
"Allah'a ve Elçisi'ne karşı savaşan; bozum yapmaya teşebbüs etmiş olan ve yeryüzünde kargaşa çıkarmaya çalışanların –siz onlar üzerine güçlü olmazdan/onları yakalayıp denetim altına almazdan önce hatalarından dönenler hariç– karşılığı, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama/ arka arkaya kesilmesi, ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onlar için dünyada bir aşağılıktır. Âhirette de onlar için büyük bir azap vardır. Artık iyi bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir."

Açlığa Mahkûmiyet
Yılmaz Yunak.

Yoksulsun.
Hatta açsın.
Mahkûmsun buna!
“Bir şey” seni açlığa mahkûm ediyor ve sen sesini çıkarmıyorsun.
Aç kalacaksın, diyor sana; sen açlık çekmeye, yoksulluk çekmeye mahkûmsun!
Kimden alıyoruz bu bilgileri?
TÜİK’ten, yani Devletten…
Aydınlık Gazetesi ayrıntısını veriyor; Türkiye’de 50 milyon kişi yoksulluk sınırında yaşıyor, 15 milyon kişi açlık sınırında.
Ya işsizler?..
Kendi anavatanlarında, vahşi hayvanlar gibi açlıkla boğuşuyorlar.
“Bir şey” mahkûm ediyor onları buna.
İşte her şey, bu “bir şey”de bitiyor.
Nedir bu şey?
Nedir seni açlığa mahkûm eden?

*** *** ***

Hane halkı aylık ortalama tüketim harcaması 2.572 liraya çıkmış.
Peki asgari ücret ne kadar?
810 lira.
Gerisi nereden geliyor peki?
Gelmiyor!
Dolayısıyla açlığa mahkûm fakir fukara takımı!
TÜİK, Türkiye’de maaşların üçte ikisinin gıdaya ve kiraya gittiğini söylüyor.
Düşünün:
810 liranın üçte ikisi 540 lira eder; bu para hem gıdaya yetecek, hem de kiraya…
Peki, giyim kuşam ne olacak, sağlık, eğitim, eğlence, diğer ihtiyaçlar?
Evin reisi aç kalmamak, en azından insani ihtiyaçlarını karışlamak için her ay 2.500-3.000 lira bulmak zorunda.
Kaç eve ayda bu kadar para giriyor?
“Bir şey” engelliyor bunu ve Türk insanı yoksulluğun pençesinde kıvranmaya devam ediyor.
“Bir şey” yoksul kılıyor Türk insanını; “bir şey” Türk insanın alın terini gasp ediyor, kazancını elinden alıyor ve kendi deposuna yığıyor.
Kimileri Karun kadar zengin olup, ayakkabı kutularında dolar saklarken, kimileri de aç aç dolaşıyor ortalıkta.
Türkiye’de, pirzolanın tadını bilmeyen milyonlarca çocuk yaşıyor!
İlahi fakir!
Pirzolaymış…

*** *** ***

Seni mahveden bu “bir şey”i tespit etmek zorundasın; aksi takdirde yaşamın boyunca yoksul kalacak, açlığa mahkûm olacaksın.
Bu “bir şey” konusunda iki seçenek var:
Ya Allah alnına “yoksul kalacaksın/açlığa mahkûm olacaksın” diye yazmış; ya da sistemin kodamanları fiilen yapıyor bunu.
Karar vermek zorundasın:
Suç Allah’ta mı, sistemde mi?
Bu sütunda bugüne kadar yeteri kadar ayet okudum size!
İnsan, Allah’ın en nadide yaratıklarından biri ve Allah bu insanın dünyada mutlu olmasını istiyor.
Bunun için Kuran’a hüküm üzerine hüküm koymuş.
“Bölüşün” diye uyarıyor ve tavır koyuyor; bölüşün, mal, nimet ve rızıklar tüm kullarım arasında eşit olarak tüketilsin.
Ya bu Kuran hükümlerini dışlayıp suçu Allah’a atacaksın, ya da seni açlıkla terbiye eden sistem kodamanlarının yakasına yapışacaksın.
Bunu bugüne kadar anlayamadıysan, bu konuda bir kez daha düşünmeye davet ediyorum seni.
Kapitalist sistem ve bu sistemin kodamanları senin alın terini çalıyor, çoluk çocuğunun rızkını elinden alıyor, seni ve aileni açlığa/yoksulluğa mahkûm ediyor.
Ne diyordu TÜİK:
50 milyon yoksul, 15 milyon aç…
Bir de bu sisteme bile giremeyen işsizler!
Karar senindir; ya tüm bunları sana reva görenTanrın gaddar bir Tanrı, ya da seni yönetenler gaddar kişiler, içinde bulunduğun sistem gaddar bir sistem.
Başka yolu yok Müslüman!
Seni yoksunluğa mahkûm eden bu “bir şey”, kapitalist sistem ve kodamanları…
Senin çoluk çocuğun açlıkla mücadele ederken, onlar senin hakkın olan mal, nimet ve rızıkları kendi depolarında biriktiriyorlar.
Sana dinden imandan söz eden adama sor bunu kardeşim; sor bakalım seni kendi topraklarında hayatta kalmaya çalışmaya iten bu şey ne?
Allah mı, kapitalist sistem mi?
Sor hocaya, neden açım diye!
Ve artık kararını ver Allah aşkına!
Önce tavır koy, isyan et, yakalarına yapış, sonra Allah’a tevekkül et.
Allah bu zulmü onaylamıyor; hatta bu zulme karşı savaşılmasını emrediyor.
Mecidiyeköy’de şehit olan on emekçiye bunu Allah mı reva gördü; sistemi yönetenler mi?
Seni Allah ile kandıranlara sor bunu.
Ağzından dini imanı düşürmeyen adamlara sor bunu; bu mahkûmiyet neden?..
Neden bu denli hazin bir biçimde yoksulsun?..
Allah’a emanet olun...

Saygılarımla
Galip Yetkin.

khaos
14. September 2014, 12:19 AM
Vahşi kapitalizm in en şiddetli şekilde uygulandığı bir ülkenin Anayasasında sosyal devlet yazsa ne olur.

galipyetkin
14. September 2014, 05:06 PM
Anayasayı koruyacaklarına dair namus ve şerefleri üzerine yemin ettiklerine göre bu yemin edenlerin ne oldukları, veya ne olmadıkları belli olur.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.