PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kuran'ın tek mutlak doğru olduğunun kanıtı


Hanifi_Bahadir
29. January 2014, 07:56 PM
Materyalizm ve ondan daha geniş alan olan Ateizm hakkında on yılı aşkın araştırma ve incelemelerde bulunuyorum. Hemen hemen bütün ateist yazıların mantığını ezbere bilmekteyim. Tüm ateist felsefelerin ve düşüncelerin bütün yönlerini bildiğim için , bu yazımı bütün ateist felsefelerin varlığını ve söylemlerini akılda tutarak yazdım. Ateizm mantığını çok ciddi bir şekilde muhatap alarak aşağıdaki yazımı hazırladım. Bu yüzden Müslüman kardeşlerimce aşağıdaki yazı gereksiz hatta saçma belki de tehlikeli olarak değerlendirilebilir. Zaten Müslüman kardeşlerimi değil de ateistlerle tartışma ve tebliğ ortamında yazı yazıldığı için , Müslüman kardeşlerimden yıkıcı eleştirilerde bulunmamalarını rica ederim, acizane. Aşağıdaki yazı ateistlerin tüm iddiaları taranarak oluşturulmuştur ; müminlerce bir şey ifade etmeyebilir ama, ateist felsefenin girdabındaki insan için çok kuvvetli deliller sergilemektedir. Burada yayınlamamın sebebi de ; bu yazının Müslüman kardeşlerimce ateistlere karşı kullanılmasının , yazının yazılma amacını gerçekleştireceğidir. Çünkü aşağıdaki tespitler , Apoculuktan Alevi inanışa, pozitivizmden doğaya tapmağa kadar bütün ideolojilerin temel görüşlerine inen bir özelliğe sahiptir.

Kuran-ı Kerim

Değerli arkadaşım, bu yazıyı okurken sizden isteyeceğim şey sadece düşünmenizdir. Bu yazı , Kuran-ı Kerim’in tek mutlak doğru olduğunu sadece Kuran-ı Kerim’in kendisini göstererek ispatlamıştır. Kuran-ı Kerim’in tek doğru olduğunun anlaşılmasının bir yolu, yine Kuran-ı Kerim’in kendisidir. Nasıl mı?

Elinize bir Kuran alınız. Okuyunca Kuran-ı Kerim’deki en büyük azarlanan toplumun İsrailoğulları olduğunu göreceksiniz. Eğer elimizdeki Kuran-ı Kerim, aslı bozulmuş ve değiştirilmiş olsaydı, bu tahrifatı İsrailoğulları yapmalıydı. Çünkü Kuran-ı Kerim’de en fazla azarlanan toplum İsrailoğullarıdır. Ayrıca İsrailoğulları , İslam düşmanı Müşriklerden farklı olarak üstün ırk psikolojisine sahip olduğundan İsrailoğullarının diğer topluluk ve tapımlardan daha fazla Kuran-ı Kerim’e düşmanlık potansiyelleri vardır(*). Şu anda dünyamızı saran karanlık bulutlar uyuşturucu , silah ve daha diğer mafyaların eseridir. Tüm bu mafyaların altında yatan gerçek ise ; bu düzenin mimarlarının ve ana uygulayıcılarının İsrailoğulları olduğudur. Eğer İsrailoğulları , Kuran-ı Kerim’i tahrif edebilseydi, eğer Kuran-ı Kerim metni , bozulmaya değiştirilmeye uğrasaydı , ilk önce İsrailoğullarını azarlayan ayetler bozulur tahrif edilirdi. Kuran-ı Kerim’deki ‘İsrailoğulları’ imajı silinmeden İsrailoğullarına rahat yaşam , rahat faaliyet olamazdı. Geçmiş yüzyıllarda, İslam topraklarında ise İsrailoğulları, yalancı müslümanlık-münafıklık temelinde bu tahrifi yapabilecek ilk kişilerdi. Ama elimizdeki Kuran-ı Kerim’de İsrailoğullarına dikkat çeken , onları azarlayan ayetleri görüyorsak demek ki Kuran-ı Kerim hiç değiştirilmemiştir(**).

Elinize bir Kuran alınız. Okuyunca Yunus Suresi 37. ve 38. ayetlerinde şunu göreceksiniz: “Bu Kuran, Allah’tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir. Yoksa : “Bunu kendisi(Muhammed Peygamber) yalan olarak uydurdu” mu diyorlar? De ki : “Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın.””. Bu ayetlerde Kuran-ı Kerim’in insan kelamı olduğundan şüphelenenlere ‘o zaman haydi benzerini yazın yoksa zilleti kabul edin’ düellosu yapılmıştır. Eğer Kuran-ı Kerim’dekine benzer ayet yazılabilseydi, bu metin Mekke döneminde ve yedinci yüzyıldan itibaren , İsrailoğullarınca muhafaza edilir ve İsrailoğulları kanalıyla günümüze kadar gelir ve şimdi her yere dağıtılırdı. Bu durum hala geçerlidir. Kuran-ı Kerim ayetine benzer cümle yazılabilse , Yahudilerin bunu Dünya kamuoyuna bomba gibi düşürmesi gerekmez mi? Kuran-ı Kerim’de insan ürünü cümle olsa idi,bu cümleye bakılarak, Kuran-ı Kerim’e benzer cümle yazılmaya teşebbüs edilebilinirdi. Demek ki Kuran- Kerim, insan yapımı değildir(***).

Buraya kadar anlattığım, Kuran-ı Kerim’in insan yazımı olmadığı, insan sözü olmadığı ve insanlar tarafından da değiştirilmediğidir. Satırı satırına her cümlesinin doğru olduğudur. Dolayısıyla Materyalizm ve Materyalist Ateizm, sadece Kuran-ı Kerim’e bakarak Kuran-ı Kerim’in tek mutlak doğru olduğunu , Allah’ın kelamı olduğunu anlayabilecektir inşaAllah. Bu makalede hedef olarak şüpheci mantığı bombardımana tuttuk. Yani sözgelimi, “Muhammed Peygamberin yaşadığını nereden biliyorsun?” , “Kuran’ın değiştirilmediği ne malum?” , “Kuran Ortaçağın sonlarında insanlarca yazıldı” , “İslami tarih tabiiki Kuran’ı savunur , İslami tarih ne derece güvenilirdir?” “Başörtüsü ile ilgili ayetler insanlar tarafından Kuran’a sonradan yazıldı” gibi şüpheleri giderdiğimiz inancıyla muhataplarımızla Kuran-ı Kerim’in ışıklandırdığı temelde yürüyoruz.

Kuran-ı Kerim’de , yedinci yüzyıldan itibaren bir değişiklik olsa idi , Yahudiler bunu kullanırlardı, herkesi haberdar edip, Kuran’ın yayılmasını engellemeye çalışırlardı.

(*) : 1965-1973 yılları arasında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası Büyük Üstadı olan Hayrullah ÖRS; “Musa ve Yahudilik” isimli kitabının 37. sayfasında şu bilgileri verir: “ M.Ö. 300’e doğru da Tarihler, Ezra ve Nohemya bölümleri. Bu son tarihten sonra Eski Ahd’in (Tevratın) artık şimdiki şeklinde kaldığı, hatta bir harfinin bile değiştirilmediği bir gerçektir.” Dolayısıyla şu an elimizdeki Tevrat ; tüm İslam tarihini görüp geçirmiş bir kitaptır. İşte bu kitabın yani Tevrat’ın birçok bölümlerinde İsrailoğullarına , kendi ırkı dışındaki herkese kindarlık telkin edilmektedir. Örnek olarak ; Yasanın Tekrarı Bab 14 ayet 2 : “Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. RAB öz halkı olmanız için yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti.” . Yasanın Tekrarı Bab 7 ayet 22 ve 23 : “Aranızda olan Tanrınız RAB ulu ve heybetli bir Tanrı’dır. Bu ulusları önünüzden azar azar kovacak. Onları birden ortadan kaldıramazsınız. Yoksa çevrenizde yabanıl hayvanlar çoğalır. Tanrınız RAB onları elinize teslim edecek ve hepsi yok oluncaya dek onları şaşkına çevirecek.”. Yaratılış Bab 13 ayet 14 ve 15 : “Lut Avram’dan ayrıldıktan sonra, RAB Avram’a, “Bulunduğun yerden kuzeye, güneye, doğuya, batıya dikkatle bak” dedi, “Gördüğün bütün toprakları sonsuza dek sana ve soyuna vereceğim.”. Mezmurlar Bab 2 ayet 7 - 9 : “RABbin bildirisini ilan edeceğim: Bana, “Sen benim oğlumsun” dedi, “Bugün ben sana baba oldum. Dile benden, miras olarak sana ulusları, mülk olarak yeryüzünün dört bucağını vereyim. Demir çomakla kıracaksın onları, Çömlek gibi parçalayacaksın.”. Dolayısıyla yahudiler için yahudi olmayanlara savaş açmak bir ibadettir. Bu yüzden Kuran-ı Kerim yahudiler için en büyük tehlike olarak kabul edilmiştir.

(**) : Bir itiraz olarak şu düşünce öne sürülebilir: “Yahudiler , ayet tahrif etse ; önce Tevrat’ta; Yehova’nın yahudileri azarladığı ayetleri değiştirirlerdi.” Cevaben diyorum ki : her din kendi içinden bakıldığında tutarlıdır. ‘Üstün Irk’ psikolojisine sahip yahudilerin , Tevrat’ı; diğer milletlere iyi görünmek için değiştirmesi mümkün değildir. Ayrıca Tevrat’taki Tanrı kavramı İslam’daki Tanrı kavramı gibi değildir, Tevrat’ta ‘Tanrı Yehova’ yorulur dinlenir güreşir ve güreşte yenilir. Böyle bir Tevrat yapısında yahudilerin ‘Tanrı Yehova’ tarafından azarlanması yahudiler için büyük bir övünç olmaktadır. Dolayısıyla sözünü ettiğimiz itiraz geçersizdir.

(***) : Bir itiraz olarak şu düşünce öne sürülebilir: “Sen Nazım Hikmet gibi şiir yazamazsın; nasıl Nazım Hikmet’in şiir üslubu kendine özgüyse Kuran da kendine özgüdür; benzerinin yazılamaması doğaldır” diyenlere cevap verelim; 21. Yüzyılda “Kuran-ı Kerim’e benzer, Kuran-ı Kerim’e alternatif kitap” (!) olarak tanıtılan ‘True Furqan’ yazılmıştır;kimsenin üzerinde durmayacağı kadar önemsiz bulunmuştur bu çalışma. Ama bizi ilgilendiren , şu gerçektir : ‘True Furqan’ ’ın varlığı gösterdi ki, Kuran-ı Kerim’e benzer ayet yazılmaya ortam müsaittir ,Kuran-ı Kerim’e benzer cümle yazmaya özgür ortam mevcuttur. Dolayısıyla sözünü ettiğimiz itiraz geçersizdir.

İKİNCİ BÖLÜM

Kuran-ı Kerim’de , yedinci yüzyıldan itibaren bir değişiklik olsa idi , Yahudiler bunu kullanırlardı, herkesi haberdar edip, Kuran’ın yayılmasını engellemeye çalışırlardı.

Kuran-ı Kerim’in insan kelamı olmadığı ve insanlar tarafından değiştirilemediği gerçeğini böylece delillendirdikten sonra, geriye metafizik mahlukların Kuran-ı Kerim’e müdahalesi konusu kalıyor. Elinize bir Kuran alınız. Kuran-ı Kerim’de Tanrı hakkında ‘Tek İlah’ bilgisi verilmektedir. Bu ‘Tek İlah’ bildirisi ise Kuran-ı Kerim’in metafizik mahluk ya da mahlukların sözü olmadığını ispatlar. Şöyle ki ; Kuran-ı Kerim’de çok yerde insanlara ve cinlere , ‘Cennet’ hedefi gösterilerek, imansız insan ve cinlere karşı cihad emredilir. Eğer Kuran , metafizik mahluk ya da mahlukların sözü olsa idi , bu cihad emirlerinin sahibi işte bu metafizik varlık ya da varlıklar olacaktı , dolayısıyla bu cihad emirlerinin karşılığındaki mükafat vaadlerinin de hepsi yalan olacaktı. İnsanların ve cinlerin , ‘Cennet’ hedef gösterilerek birbirleriyle öldürüşmeleri mümkün olacaktı. Tanımadığı canlıları yalan bir hedef doğrultusunda birbirlerine tahrik ettirip, kırdırmak, öldürmek üzere emir veren, kutsal kitap yazan bu mahluk ya da mahluklar, bu işlevde art niyetli olacaktır. Eğer Kuran-ı Kerim, metafizik varlık ya da varlıkların sözü olsa idi işte Kuran-ı Kerim’in bütününe art niyetli bir anlamın oturmuş olması gerekirdi. İnsanların zihinlerini altüst edecek, kafalarını karıştıracak cümleler yazmaları gerekir. Oysaki elimizdeki Kuran-ı Kerim’deki ‘Tek İlah’ mantığının , zihinlerde bıraktığı yalınlık, sadelik, temizlik ve masumiyet kesinlikle art niyetli bir üsluba benzemiyor. Dolayısıyla elimizdeki Kuran-ı Kerim, metafizik mahluk ya da mahlukların sözü olamaz. Elimizdeki Kuran-ı Kerim’den Yunus Suresi 37. ve 38. ayetleri inceleyelim : 37- Bu Kur'an, Allah'tan başkası tarafından yalan olarak uydurulmuş değildir. Ancak bu, önündekileri doğrulayan ve kitabı ayrıntılı olarak açıklayandır. Bunda hiç şüphe yoktur, alemlerin Rabbindendir. 38- Yoksa: 'Bunu kendisi yalan olarak uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru sözlüyseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.' .

Değerli arkadaşım, isterseniz şimdi de Kuran-ı Kerim’in metafizik mahluk ya da mahluklarca değiştirilmesi konusunu inceleyelim. Kuran-ı Kerim’in değiştirilemeyeceği , Allah tarafından korunduğu; Hicr Suresi 9. Ayette yazılıdır. Acaba bu ifade doğru mudur, yani Hicr suresi Allah kelamı mıdır , onu inceleyelim. Eğer Hicr Suresi Allah kelamı ise , yani metafizik varlık ya da varlıkların kelamı değilse , Kuran-ı Kerim’i Allah’ın koruduğu gerçeği kesinleşir. Öyleyse Hicr Suresine yoğunlaşalım. Elinize bir Kuran alınız. Okuyunca Hicr suresi 9. Ayeti ve Yunus suresi 37-38. Ayetleri bulacaksınız. Eğer Hicr Suresi 9. Ayet, Yunus Suresi 37 ve 38. Ayetlerden önce Kuran’a girmiş ise Kuran ; Allah tarafından korunuyor demektir. Çünkü Yunus Suresi 37 ve 38’de ‘Kuran Allah kelamıdır’ denmektedir (Yunus Suresinin bu ayetlerinin Allah kelamı olduğu yukarıda ispatlanmıştır, çünkü Yunus Suresinin adı geçen cümlesinde ‘Tek İlah’ kavramı geçmektedir.) ve dolayısıyla kendisinden önce inen Hicr Suresi 9. ayetin de Allah kelamı olduğu anlamına gelir. Kuran-ı Kerim’in değiştirilemeyeceği , Allah tarafından korunduğu; Hicr Suresi 9. Ayette yazılıdır. Buradan Kuran-ı Kerim’i metafizik varlık ya da mahlukların değiştiremeyeceği anlaşılır.

Eğer Hicr Suresi 9. Ayet, Yunus Suresi 37-38’den sonra Kuran’a girmiş ise şunu belirlememiz gerekir : Eğer Hicr Suresi 9. Ayet, metafizik varlık ya da varlıkların sözü ise , ayet yazmadaki bu yeteneğe sahip olan bu varlık ya da varlıklar; Hicr Suresi’nden önce inen Yunus Suresi’ndeki ‘Kurana benzer cümle yazın’ çağrısına cevap verebilirlerdi. Bu cevabı da dünya kamuoyuna bomba gibi düşürürlerdi. Ama öyle bir metin bulunmadığına göre Hicr suresi 9. Ayet metafizik varlık ya da varlıkların sözü değildir, yani Allah sözüdür, dolayısıyla Kuran-ı Kerim; Hicr suresi 9. Ayette belirtildiği gibi , Allah tarafından korunmaktadır. Kuran-ı Kerim’e müdahale için, Kuran-ı Kerim’i tahrif için Kuran-ı Kerim’e düşmanca yaklaşmak lazımdır. Kuran-ı Kerim’e Hicr Suresi 9. Ayeti metafizik varlık ya da varlıklar eklemiş olsa idi ; Kuran-ı Kerim’e bu tahrifi yapabilecek varlıkların, Kuran-ı Kerim’e düşmanca yaklaşmaları anlaşılmalıdır, Kuran’a düşmanca yaklaşmaları ise şunu gerektirir: metafizik varlık ya da varlıkların; Kuran’a herhangi bir cümleyi eklemeleri için Kuran’ın özelliklerinden haberdar olması , ortamı bilmesi ; tedbirleri gereğidir. Yani Kuran-ı Kerim’in en çarpıcı, inkarcılar için en büyük özelliği olan; ‘Ya Kuran’ın benzerini yazın ya da zilleti kabul edin’ hükmünü bilmeleri gereklidir. Eğer Hicr Suresi 9. Ayeti yazabiliyorlarsa, Yunus suresi 37-38’e cevap yazabilirlerdi. Yani Kuran’a benzer cümle ya da metin yazabilirlerdi . Bu metin, şu anda da dünyamızdaki müşriklerin eline çoktan geçmiş olurdu. Kuran-ı Kerim’in Yunus Suresi 37-38’deki düellosuna karşı , müşrik metafizik varlıkların müşrik insanlarla işbirliği zaruri görülmektedir. Ve bu metin, şu anda da dünyamızdaki müşriklerin eline çoktan geçmiş olurdu. Dünya haberdar olurdu. Ama Kuran’a benzer metin ortada mevcut olmadığından , anlaşılıyor ki Hicr Suresi 9. Ayet Allah kelamıdır ve bu ayette geçtiği gibi Kuran-ı Kerim korunmaktadır.

Özet olarak : Kuran-ı Kerim ; insan & metafizik varlık müdahalesine kapalı olarak oluşmuş ve yine insan & metafizik varlık müdahalesine kapalı olarak günümüze kadar gelmiştir. Bunu sadece elimize Kuran meali alarak da anlayabiliriz. Dolayısı ile Kuran, ilk günkü Vahy gibi taze ve değiştirilmemiştir, günümüze kadar gelmiştir. Kuran; yaşayan mucizedir, yaşayan Vahydir , baştan sona kadar Allah (Celle Celalühü)’ın sözüdür. Allah için bu gerçekleri delilleri yayalım.

khaos
30. January 2014, 09:48 PM
Materyalizm ve ondan daha geniş alan olan Ateizm hakkında on yılı aşkın araştırma ve incelemelerde bulunuyorum. Hemen hemen bütün ateist yazıların mantığını ezbere bilmekteyim. Tüm ateist felsefelerin ve düşüncelerin bütün yönlerini bildiğim için , bu yazımı bütün ateist felsefelerin varlığını ve söylemlerini akılda tutarak yazdım. Ateizm mantığını çok ciddi bir şekilde muhatap alarak aşağıdaki yazımı hazırladım. Bu yüzden Müslüman kardeşlerimce aşağıdaki yazı gereksiz hatta saçma belki de tehlikeli olarak değerlendirilebilir. Zaten Müslüman kardeşlerimi değil de ateistlerle tartışma ve tebliğ ortamında yazı yazıldığı için , Müslüman kardeşlerimden yıkıcı eleştirilerde bulunmamalarını rica ederim, acizane. Aşağıdaki yazı ateistlerin tüm iddiaları taranarak oluşturulmuştur ; müminlerce bir şey ifade etmeyebilir ama, ateist felsefenin girdabındaki insan için çok kuvvetli deliller sergilemektedir. Burada yayınlamamın sebebi de ; bu yazının Müslüman kardeşlerimce ateistlere karşı kullanılmasının , yazının yazılma amacını gerçekleştireceğidir. Çünkü aşağıdaki tespitler , Apoculuktan Alevi inanışa, pozitivizmden doğaya tapmağa kadar bütün ideolojilerin temel görüşlerine inen bir özelliğe sahiptir.

hanifi bahadır kardeşim hoşgeldiniz

makale yarım mı?
yada sadece bir kısmınımı copy-paste yaptınız.
giriş kısmı ile yazının arasında çok fark var.yazının giriş kısmında ateizmden, materyalizmden, pozitivizmden bahsederken konuyu israiloğullarına getirip öylede tamamlamışsınız
bir soru:sizce kur'an bugün orjinal halindemi?

Hanifi_Bahadir
31. January 2014, 06:15 PM
Bu makaleyi ben yazdığım için bazı yerleri geliştirdim, bazı yerleri de senin tabirinle 'sadece bir kısmınımı copy-paste' yaptım.

İki:

Pozitivist ve ateist... İkisinin de felsefelerine inen tespitler hazırladım. Yani objektif bilgilerin Kuran'ın tek mutlak doğru olduğunu delillendirmelerini sonuçlayan tespitler. Bu tespitleri ; -az da olsa- Tevrat bilgisi olanlar doğrulayacaktırlar.

Üç:

Kuran-ı Kerim bazı bilgilere göre Hz. Osman döneminde yeniden yazıldı ve orjinalleri yakıldı. Ama metin harfi harfine orjinal kalmıştır. İtirazı olan varsa tartışalım. ;/

khaos
31. January 2014, 09:23 PM
orjinalleri yakıldımı?
neden?
Osman döneminde yeniden mi yazıldı.?
enteresan...

Peygamber zamanında kur'an neden kitaplaştırılmadı?

Ebubekir döneminde yazılan kitaba ne oldu?

Aişe nin var olduğunu iddia ettiği ''keçinin yediği'' ayetler neden kur'ana giremedi?

Halife Osman döneminde kur'anın müslümanlar tarafından yanlış okunduğu şikayeti varmıydı?

ayrıca Osman tarafından ''yazdırılan'' mushafın orjinali varmı?

ve tabiki şu an elimizdeki en eski mushaf örneği kaçıncı yüzyıla aittir.


Aşağıda Kur'an da dahil kutsal kitaplarda bulunan ayetler var.Bu ayetlerin hepsinde ne enteresandır ki Tanrının ayetlerinin değiştirilemeyeceğinden bahsediyor.Ama şu an en azından müslümanlara göre bu iki kitap tahrif edilmiştir.Yani değiştirilmiştir.


Hicr-9: “Şüphesiz o zikri (Kuran’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz…”

Yeşaya / 40-8: “Ot kurur, çiçek solar ama Tanrımızın sözü sonsuza dek durur.”

Matta / 5-18: “Size doğrusunu söyleyeyim: Yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden Kutsal Yasa`dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak!”

Markos / 13-31: “Yer ve gök ortadan kalkacak ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.”

Hanifi_Bahadir
1. February 2014, 01:30 PM
orjinalleri yakıldımı?
neden?
Osman döneminde yeniden mi yazıldı.?
enteresan...

Peygamber zamanında kur'an neden kitaplaştırılmadı?

Ebubekir döneminde yazılan kitaba ne oldu?

Aişe nin var olduğunu iddia ettiği ''keçinin yediği'' ayetler neden kur'ana giremedi?

Halife Osman döneminde kur'anın müslümanlar tarafından yanlış okunduğu şikayeti varmıydı?

ayrıca Osman tarafından ''yazdırılan'' mushafın orjinali varmı?

ve tabiki şu an elimizdeki en eski mushaf örneği kaçıncı yüzyıla aittir.


Aşağıda Kur'an da dahil kutsal kitaplarda bulunan ayetler var.Bu ayetlerin hepsinde ne enteresandır ki Tanrının ayetlerinin değiştirilemeyeceğinden bahsediyor.Ama şu an en azından müslümanlara göre bu iki kitap tahrif edilmiştir.Yani değiştirilmiştir.


Hicr-9: “Şüphesiz o zikri (Kuran’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz…”

Yeşaya / 40-8: “Ot kurur, çiçek solar ama Tanrımızın sözü sonsuza dek durur.”

Matta / 5-18: “Size doğrusunu söyleyeyim: Yer ve gök ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden Kutsal Yasa`dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile yok olmayacak!”

Markos / 13-31: “Yer ve gök ortadan kalkacak ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.”

senin duymak istediğin cümle şu: 'Kuran her yüzyıl yenilenmiş ve değiştirilmiştir.' Oysaki başlıktaki yazımın tamamını okusaydın bu inancından vazgeçerdin. Ama ne yazık ki okusan bile düşüncelerini değiştirmeyeceğini zannediyorum. Çünkü dayandığın temeller yanlışlara dayanıyor, çok tecrübem var.

Turan Dursun'un bakkal defterinden alıntıladığın cümlelerin, benim başlıktaki yazımı okusaydın hiç bir olumsuz durum oluşturmadığını görecektin. Allah ayetini neshetmek isterse keçiyi bile kullanabilir ve bu durum Hicr Suresi 9. ayet(*) kapsamında gerçekleştirilmiştir.

Neshedilmiş ayetlerden haberi olmayan sahabelerce neshedilmiş ayetler, bir müddet namazlarda okunmuş da olabilir, ama bu yanılsama Kuran'ın değiştirildiğini göstermiyor.

(*) : İncil ve Tevrat'ın değiştirildiğine Kuran'da işaret edilir. İstersen delillerini yazarım. Bu yüzden İncil ve Tevrat metinleri senet olamaz. Kuran ise yaşayan mucizedir, satırı satırına doğrudur. Başlıktaki yazımı okumadığından burada tekrarlamayacağım.

khaos
1. February 2014, 09:40 PM
1)- Benim ne duymak istediğimi nereden biliyorsun.Veya neye inandığımı? müneccimmisin?
2)- İnancımı tabiki senin söylemenle değiştirmeyeceğim.Rabbim korusun...
3)- Turan Dursun dan alıntı yapmadım.İslam tarihi hakkında bilgin olsaydı bu konuların yüzyıllardır tartışılageldiğini bilirdin.
4)- Yazım yazım diyip duruyorsun yazını anlamak için decoder lazım.Herşeyi karman çorman etmişsin.Önce kafandaki düşünceleri bir toparla sonra sıraya koy sonrada yaz.
5)- Sorduğum soruları cevaplamamışsın bunu bekliyordum.Tipik karşı saldırı moduna girmişsin.olsun böyle böyle öğrenirsin.ziyanı yok.
6)- Tanrı hangi ayeti nesh etmişse sahabenin haberi nasıl olmaz sabah akşam peygamberin kapısında yatıyorlardı.(ayetle sabit)
7)- AteistlerLe pozivitistlerle bu elindeki argümanlarla tartışıyorsan her zaman kaybedersin.Eğer yardıma ihtiyacın olursa haber ver her zaman yardımcı olurum.
8)- Önce bu dünyada niye olduğunu kavra ve seni yaratanı Tanrı nı tanı.Böylece ufak hesaplar peşinde koşmak zorunda kalmazsın.
9)- Aklını kullan, sorgulamacı ol. O zaman seni yaratanın azametine hayranlığın dahada artacaktır.
10)- Yok ben masal dünyasında yaşayacağım diyorsan sana mürşit çok git bir tanesine yazıl

Hanifi_Bahadir
1. February 2014, 09:54 PM
Eleştirilerin için teşekkür ederim ama 6. madde için 'Müslim'de geçen bir-iki hadisten haberin yok' diyeceğim. Şu an numarası aklımda değil. Orada sahabenin neshedilmiş bir ayeti namaz suresi olarak -yanlışlıkla- okudukları yazılı.

Başlıktaki yazımı ise bütün ateizm iddialarını aklımda tutarak hazırladım, bu yüzden katı ve iddialı, çünkü sadece Kuran meali elimize alarak Kuran'ın tek doğru yol olduğunu anlayabileceğimizi anlatıyor ve de ispatlıyor; istersen yazdıklarını bir de aynanın karşısında oku.

khaos
1. February 2014, 11:01 PM
6 numaralı maddee
ateistleri bile sadece kur an ayetleri ile ikna edebilen kardeşim bana hadisle örnek veriyor.

Sahabelerin verdiği rahatsızlık o kadar hat safhaya ulaşıyorki Tanrı ayet göndermek zorunda kalıyor.Ahzab 53. sabah akşam peygamberin dibinden ayrılmayan sahabeler nesh edilen ayetleri bilmiyorlarsa kimse bilemez.Eeee bu gün ki İslam dünyası neredeyse bu sahabelerin ''naklettikleri'' hadislerle ayakta duruyor.Peki peygamberin yanındayken nesh edilen ayetleri bilemeyen bu sahabelerin aktardıkları güvenilir olabilir mi.Birde tabi buna kulaktan kulağa olayı eklenince iş mikserde dönen meyve püresine döner.O yüzden bana müslüm den verdiğin örneği maalesef dikkate alamayacağım.

Hanifi_Bahadir
1. February 2014, 11:54 PM
Bu hadisi sadece Kuran' ayetinin neshedilmesi hakkında olduğu için naklettim. Yani Kuran hakkında olduğu için.

Yoksa yazdığım başlık, sadece Kuran-ı Kerim'i bürhan olarak yeterli görüyor.

Yazdığın mantık sana has ve yanlış, Müslim'in hadisini doğru sayarsak,bu hadis sadece bir kısım sahabileri ilgilendiren bir hadistir ve Ahzap 53. ayetine yaptığın açıklama yanlış olmakla beraber, eğer Kuran nakledicileri ayrılık içinde olsalardı fitne çıkardı ve Kuran düşmanları bunu kullanırlardı.

khaos
2. February 2014, 12:08 AM
ahzap 53 e açıklama yapmıyorum.ayet sarih.ayeti bir daha oku.
neyse konuyu değiştirme
ben hala orjinaller neden yakıldı oradayım.onun cevabı havada kaldı.ayrıca ikinci nüshada imha edildi.Sakıncalı bir durum mu vardı ? Son Halife Osmanın derlediği... peki o nerede? şu an elimizdeki en eski kur'an örneği kaçıncı yüzyıla ait?

khaos
2. February 2014, 12:15 AM
AHZÂB - 53
Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir.

Hanifi_Bahadir
2. February 2014, 12:28 AM
Orjinallerin neden yakıldığı Eshab-ı Kiram'a has bir bilgidir. Kuran'ın satırı değiştirilmemiştir. Orjinallerin yakılmasının sebebi eğer , 'sakıncalı durum' olsa idi 'Kuran'ı tahrif etmek isteyip de yaktıkları' anlamı çıkar ki bu konuda Kuran'a tahrifi onlardan önce İsrailoğulları-münafıklık- kılıfında yaparlardı. Ve Kuran'dan İsrailoğullarını azarlayan ayetleri kaldırırlardı.

Bütün Kuran-ı Kerim metinleri ilk indirildiği gibi değişmemiştir. Tarihlerini öğrenmem için Topkapı sarayını taramam gerekir, ama evdeki Kuran'ımı ben 8 yıl önce aldım, bu yüzyıla ait :) , Kuran'ın en eski yazmaları ile bugünün Kuran metinleri arasında zerre fark yok. Hicr Suresi 9. ayet de bunu belgeliyor. Eğer Hicr suresi 9. ayet insan kelamı olsaydı bu ayete bakılarak , Kuran düşmanları Kuran'a benzer yazı yazılabilme cüreti gösterebilirlerdi ve gösterirlerdi. Ama öyle bir metin yok, demek ki Hicr Suresi 9. ayet Allah kelamıdır. Ve bu ayette geçtiği gibi, Kuran korunmaktadır.

khaos
2. February 2014, 12:48 AM
ashab-ı kiram a kırıldım doğrusu :) keşke bizlere kur'anın orjinalini bırakabilselerdi.İşin içine insan faktörü, dönemin şartları, siyasi çekişmeler girince bir çok şey olmuş olabilir. Orjinali herşeyden önce müslümanlara en büyük miras olurdu.Bizde kur'anı ilk elden okurduk.

Büyüklerimden aydınlatıcı yazılar gelmediği sürece bu konudaki yorumum bu kadar olacak.Elbette kendime ait düşüncelerim var ama yazacağım şeyler kimseyi üzsün istemem.

bartsimpson
2. February 2014, 12:53 AM
Hoşgeldin Hanifi Bahadır.

Selam Khaos, bakıyorum tartışacak konu çıkınca sesiniz soluğunuz çıkmaya başladı. nerelerdeydiniz??? Özlettiniz kendinizi.

Sevgili Hanifi Bahadır hadi çorbada benim de tuzum olsun

"LA İLAHE İLLALLAH"

khaos
2. February 2014, 12:56 AM
abi napayım yoksunuz ortalıkta.bakıyorum online mısın diye tık yok.sen yoksun galip abi yok.naaptınız.okullar ara verdi tatildesiniz galiba.

Hanifi_Bahadir
2. February 2014, 01:04 AM
Teşekkür ederim . Hoşbulduk.

La İlahe İllallah

bartsimpson
2. February 2014, 01:06 AM
Teşekkür ederim . Hoşbulduk.

La İlahe İllallah

??????

bartsimpson
2. February 2014, 01:09 AM
Senin hesaba göre postlar okullar tatile girince çoğalmış :) tatil foruma yararmış yani.

bartsimpson
2. February 2014, 01:11 AM
konuyu tam kavrayamadım sorun yazılı metinlerin, sayfaların üzerine mi? yoksa kuran'ın (zikr'in) üzerine mi?

Hanifi_Bahadir
2. February 2014, 01:16 AM
Elimizdeki Kuran-ı Kerim'in , sadece kendisine bakarak (Kuran'ın) tek mutlak doğru olduğunu nasıl bulabiliriz ? Konu bu.

bartsimpson
2. February 2014, 01:18 AM
Elimizdeki Kuran-ı Kerim'in , sadece kendisine bakarak (Kuran'ın) tek mutlak doğru olduğunu nasıl bulabiliriz ? Konu bu.

sizin için önemli olan o sayfalarda yazanlar mı?

peki o sayfaları kim yazdı?

Hanifi_Bahadir
2. February 2014, 01:23 AM
Allah kelamı yani Hükmullah ; Kuran'ın kendisidir. İlk muhatap Hz. Muhammed (S.A.V.)'dir, O'nun bize bildirdikleri ile Kuran-ı Kerim yazılmaktadır.

bartsimpson
2. February 2014, 01:36 AM
Peki onlara bildirilen ne idi kainat gazetesi magazin sayfası mı?

Al-i İmran (75) kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet etsen, onu sana iade eder.

Al-i İmran (113) Onların hepsi bir değildir. kitap ehli içinde, gece saatlerinde ayakta duran, secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okuyan bir topluluk da vardır.

Al-i İmran (199) kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a, size indirilene ve kendilerine indirilene, Allah'a derinden saygı duyarak inanırlar. Allah'ın âyetlerini az bir değere satmazlar. Onlar var ya, işte onların, Rableri katında mükafatları vardır. Şüphesiz Allah hesabı çabuk görendir.

Maide (68) De ki: "Ey kitap ehli! Tevrat'ı, İncil'i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadıkça hiçbir şey üzere değilsiniz.

Ha bide...

Maide (14) "Biz hıristiyanız" diyenlerden de sağlam söz almıştık. Ama onlar da akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını unuttular. Bu sebeple biz de aralarına kıyamet gününe kadar sürecek düşmanlık ve kini salıverdik. Allah ne yapmakta olduklarını onlara bildirecek!

"Alınan söz" ve "Akıllarından çıkarmamaları istendiği halde unuttukları önemli şeyler"

Acaba ne ola????

galipyetkin
2. February 2014, 01:30 PM
Saygın Khaos.

Yokluğumuzdan bahsetmişsin. Sağ olasın hatırlanmak güzel şey. Sizleri, yazılarınızı takip ediyoruz.

Yazılarınızda "nesh"ten bahsetmişsiniz. Şunu aklınızdan çıkartmayın: Allah'ın adetinde ve sünnetinde hiçbir değişiklik yoktur. O halde Kitap'ta yazılı bir ayet diğeri ile çelişmez, Tevrat'taki ile İncil'deki ve Kur'an'daki ayetler arasında bir çelişki bulamazsınız. Aksi Allah'a iftiradır. Kitapta yazılı bir ayet hakkında Allah'ın "Aaaa.... yalnış söylemişim; doğrusu şu olmalıydı" demesini beklemek midir nesh de kendisini alim zanneden bazılarının kendileri kendi kafalarına göre bunu açıklıyorlar. Allah iki fikri yanyana getirmekten veya birbirinden ayırmaktan mı aciz.

Nesh, kitabın bir ayetini diğer bir ayet ile kaldırmak değildir; kaldıki o ayet yazılı olarak yine kitapta durmakta ve nesh hakkında kitapta Allah'ın bir sözüne rastlanılmamakta. Kendilerine "alim" diyen bazıları neshin varlığından bahsederek bunu yapmakla Kur'an'ı tahrif ediyorlar.

Nesh bir önceki kitaptaki bir ayetin gerek yazılışının gerek manasının değiştirilip doğrusu buymuş gibi anlatılması ve yazılması üzerine bir sonraki kitap ayeti ile bunun ilk kitapta yazılanın tekrarı ile düzeltilmesidir. Nesh=nüsha.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

khaos
2. February 2014, 04:44 PM
Galip abi öncelikle iyi olduğunuzu görmek güzel.Epeydir yazmadığınız için Allah muhafaza rahatsız falan olabileceğinizi düşündüm.Allah sağlık sıhhat versin.

abi nesh meselesine sonra gelecektim.Ama konunun daha başını halledemedik.Oyüzden detaylara giremedik.

Ben büyüklerimiz aydınlatıcı yazılar yazana kadar yorum yapmayacağım demiştim.Kaleminize sağlık nesh konusunda sizinle aynı paralelde düşünüyorum.Allah ı ikide bir sözünden dönen çocuklar gibi anlatıyor maalesef kıymeti kendinden menkul sayın alimlerimiz

mustafabey
3. February 2014, 05:52 PM
Selamün Aleyküm

Elimizdeki Kuran-ı Kerim'in , sadece kendisine bakarak (Kuran'ın) tek mutlak doğru olduğunu nasıl bulabiliriz ? Konu bu.

Mutlak doğru nedir?

Kelamların, kelimelerin “mutlak doğruluğu” olur mu? Bunun üzerinde düşünmek gereklidir.

Bir şey mutlak doğru ise, o şey yaratılmıştır.

Allahın yaratma sıfatının tecelliyatıdır.

Mutlak doğrudur.

Bunu anlatan, tarif eden kelamların görevi ise haber vermektir, insanların anlamasını sağlamak için bir uyarıdır.

Mutlak doğru olanlar Allahın yarattığı ve yaratmaya devam ettiği her şeydir.
Bunlar yaratılan ayetlerdir.

Uyarmak için, haber vermek için, rehber olsun diye söylenenler, kelamlar; mutlak doğru olmayıp, mutlak doğruların anlaşılmasını teşvik edendir, hidayet kaynağıdır.

aorskaya
6. February 2014, 05:35 PM
Selamun aleyküm,

Bir kardeşimiz, imansızlarla mücadele etmek için kendi mantığıyla kabul ettiği bir metni kullanmış ve ayrıca buraya üye olarak bizlerin de görüş ve faydasına sunarak eleştirileri de bekleyeceğini belirtmiştir.

Ancak, sadece yazıdaki argümanlarla iddialarını doğrulamaya çalışması bana göre yeterli değilse de kardeşimizin yazısındaki mantık yürütme, düşünme gayretini görüyor ve bu bakımdan kendisini tebrik ediyorum.

Kardeşimizin yazısındaki hususlara ve kur'anı hem Allah kelamı kabul ederken, hem de bunun tek başına yeter olduğunu atlayarak, nesh hadisi gibi, tırmizi vb. hadis derleyicilerine referans vermesi hususundaki yanlışlarına sonra değinebilecek olsam da öncelikle bu forumda çok önemli bulduğum bir yanlışa değinmek istiyorum.

Burada, bazı eski kardeşlerimizin yeni üye olan kardeşlerimize ayar çekmeye çalışan yazılarına tanık oluyorum. Bu bizzat benimde yaşadığım ve o zamanda tepki gösterdiğim bir konu olup, bu yanlış sanki khaos kardeşime de sirayet etmiş gibi geldiğinden bu kardeşimin bu hususta dikkatini çekmek isterim.

Buraya yazan kardeşlerimizin yazısı, bize yanlış gelmesi halinde onların yazılarından alıntılarla yanlışlarını ortaya koymaya ve doğrularını yazmaya çalışmak yeterli olmalıdır. Şahsi çekişmelere, hakkında kesin bilgi olmayan şeyler üzerinde kısır tartışmalara girmek, dillendirmek olmamalıdır.

Kardeşlerime görüşlerini sunmalarını, kişisel çekişmeye girmemelerini bir kez daha dileyerek, yazarların sonraki yazılarındaki bir kaç husus hakkında rabbim izin verirse ben de görüş ve sorularımı yazmaya çalışacağım.

Saygılarımla...
aorskaya

Not: Ateist gibi imansızlarla yazışmalar için yeni gelen kardeşim üzerinden kısa bir açıklama:


Ateist ve bunların içinde de önce müslümanken (!)sonradan ateist olanlara ise Allah, din, peygamber veya kitap kabul ettirmeye çalışmanın boşa uğraş olacağını, ama onlara yazdıklarını gören kandırılmaya müsait müslümanlara bir bakış açısı sağlayacağını bilmek gerekir.

Dolayısıyla, bu kardeşimize yeri gelmişken ateistlere değil, onların kandırmaya çalıştıklarına hitaben yazılarını yazmasını önermek isterim.

aorskaya
6. February 2014, 05:59 PM
bir soru:sizce kur'an bugün orjinal halindemi?

selamlar,
bu soruyu siz delillerinizi de yazarak cevaplarmısınız lütfen...

aorskaya
6. February 2014, 06:05 PM
Kuran-ı Kerim bazı bilgilere göre Hz. Osman döneminde yeniden yazıldı ve orjinalleri yakıldı. Ama metin harfi harfine orjinal kalmıştır. İtirazı olan varsa tartışalım. ;/

Selamlar,
Bu bilgi, taihi bir bilgi olup, insan kaynaklı değilmidir? Siz, sanki bizzat o dönemde tanık olmuş gibi bir cümle yapısıyla neden anlatıyorsunuz?

Osman döneminde yazılıp, orijinallerinin yakıldığını görmediğinize göre, bunu anlatan kaynağa nasıl %100 kefil olup, savunabiliyorsunuz?

Kardeşim, kur'an dışındaki kaynaklara göre dini, kur'anı açıklamaya, savunmaya çalışmayınız. Sonra iyi niyetli de olsanız, içinden çıkamayacağınız durumlara düşebilirsiniz.

Kur'an kendisinin Allah kelamı olduğunu, yine kendisi ispatlar. Bu bakımdan başka kaynaklara gerek kalmadan bizatihi kuran'dan bunu bulmaya ve göstermeye çalışmak gerekir.

saygılarımla...
aorskaya

aorskaya
6. February 2014, 06:15 PM
senin duymak istediğin cümle şu: 'Kuran her yüzyıl yenilenmiş ve değiştirilmiştir.' Oysaki başlıktaki yazımın tamamını okusaydın bu inancından vazgeçerdin. Ama ne yazık ki okusan bile düşüncelerini değiştirmeyeceğini zannediyorum. Çünkü dayandığın temeller yanlışlara dayanıyor, çok tecrübem var.


Selamlar,

Duymak istediğinin o oluşunu nereden bildiğini şu an düşünüp söyleyebilirmisin? Cveap; "hayır!" değilmi?

Çünkü, bu bilgi kendisinden bizzat işitmediğiniz sürece sadece "zan" olacaktır. Ama zannın peşinden gitmenin yanlış olduğunu, bu konuda rabbimizin ikazını da hatırlayarak bilebiliriz. Bu nedenle şu an bu düşüncenin değiştiğini sanıyorum.


Turan Dursun'un bakkal defterinden alıntıladığın cümlelerin, benim başlıktaki yazımı okusaydın hiç bir olumsuz durum oluşturmadığını görecektin. Allah ayetini neshetmek isterse keçiyi bile kullanabilir ve bu durum Hicr Suresi 9. ayet(*) kapsamında gerçekleştirilmiştir.

Neshedilmiş ayetlerden haberi olmayan sahabelerce neshedilmiş ayetler, bir müddet namazlarda okunmuş da olabilir, ama bu yanılsama Kuran'ın değiştirildiğini göstermiyor.


Aynı kitapta nesh olmaz, olursa çelişki doğurur ki, kur'anda çelişki yoktur. İnsan kaynaklarına, Buhari, Tırmizi, Müslüm yada kim olursa olsun şüpheyle yaklaşmalısın!

AYrıca; siz nasıl bildiniz muhatabınızın Turan DUrsun'dan alıntıladığını? Bunu, sevgili khaos kardeşimde Turan Dursun hakkındaki düşüncesini kısaca yazarak belirtirse herkes öğrenmiş olur.


(*) : İncil ve Tevrat'ın değiştirildiğine Kuran'da işaret edilir. İstersen delillerini yazarım. Bu yüzden İncil ve Tevrat metinleri senet olamaz. Kuran ise yaşayan mucizedir, satırı satırına doğrudur. Başlıktaki yazımı okumadığından burada tekrarlamayacağım.

Tevrat ve incil hükümleri orijinal haliyle kalabilseydi, sanırım kur'anın inmesine gerek kalmazdı! Bu bakımdan bu görüşünüze katılıyorum.

saygılarımla...
aorskaya

aorskaya
6. February 2014, 06:24 PM
7)- AteistlerLe pozivitistlerle bu elindeki argümanlarla tartışıyorsan her zaman kaybedersin.Eğer yardıma ihtiyacın olursa haber ver her zaman yardımcı olurum.


Kardeşimizin sadece bunlarla sınırlı olduğunu sanmıyorum. Öyleyse gerçekten çok yetersiz olur. Kaldıki, daha önce de değindiğim gibi ateistlerle tartışmak boşunadır. Onlara bir şey kabul ettirmek mümkün değildir. (Bu kuran'da da belirtilmiştir.) Ancak, onların tuzağa düşürecekleri kimselerin dikkatini çekmek için faydalı olabilir.


8)- Önce bu dünyada niye olduğunu kavra ve seni yaratanı Tanrı nı tanı.Böylece ufak hesaplar peşinde koşmak zorunda kalmazsın.


Kardeşimizin yazısında ben şahsen ufak yada büyük hesaplar peşinde olduğunu göremedim. Siz nereden çıkarıyorsunuz?



9)- Aklını kullan, sorgulamacı ol. O zaman seni yaratanın azametine hayranlığın dahada artacaktır.
10)- Yok ben masal dünyasında yaşayacağım diyorsan sana mürşit çok git bir tanesine yazıl

Kardeşimizin yazısında o kadarıyla yetersiz olsa da akıl kullandığını göremediniz sanıyorum. Bence kendince mantıklı şeyler yazmış. Size yada bize basit yada yetersiz gelse de akıl kullanma var sonuçta...

Masal dünyası deyimi hoş olmamış...


Kardeşlerim, konuların özünden uzaklaşarak şahsi cepheler açmayalım.

saygılarımla...
aorskaya

aorskaya
6. February 2014, 06:30 PM
Selamün Aleyküm

Mutlak doğru nedir?

Kelamların, kelimelerin “mutlak doğruluğu” olur mu? Bunun üzerinde düşünmek gereklidir.

Bir şey mutlak doğru ise, o şey yaratılmıştır.

Allahın yaratma sıfatının tecelliyatıdır.

Mutlak doğrudur.

Bunu anlatan, tarif eden kelamların görevi ise haber vermektir, insanların anlamasını sağlamak için bir uyarıdır.

Mutlak doğru olanlar Allahın yarattığı ve yaratmaya devam ettiği her şeydir.
Bunlar yaratılan ayetlerdir.

Uyarmak için, haber vermek için, rehber olsun diye söylenenler, kelamlar; mutlak doğru olmayıp, mutlak doğruların anlaşılmasını teşvik edendir, hidayet kaynağıdır.

Selamlar,

Kelamların, kelimelerin “mutlak doğruluğu” olur mu? Bunun üzerinde düşünmek gereklidir.


Allah kelamı ile insan kelamını birbirinden ayırmak gerekir. Eğer Allah kelamından söz ediyorsak; bu kelamların mutlak doğru olduğunu da bilmemiz gerekir.

Allah, hata yapmaz, şaka yapmaz, yalan söylemez... O halde kelamları mutlak doğrudur.

Şimdi; bunun üzerinde isterseniz hala düşünebilirsiniz.

saygılarımla...
aorskaya

aorskaya
6. February 2014, 06:44 PM
Saygın Khaos.

Yokluğumuzdan bahsetmişsin. Sağ olasın hatırlanmak güzel şey. Sizleri, yazılarınızı takip ediyoruz.

Yazılarınızda "nesh"ten bahsetmişsiniz. Şunu aklınızdan çıkartmayın: Allah'ın adetinde ve sünnetinde hiçbir değişiklik yoktur. O halde Kitap'ta yazılı bir ayet diğeri ile çelişmez, Tevrat'taki ile İncil'deki ve Kur'an'daki ayetler arasında bir çelişki bulamazsınız. Aksi Allah'a iftiradır. Kitapta yazılı bir ayet hakkında Allah'ın "Aaaa.... yalnış söylemişim; doğrusu şu olmalıydı" demesini beklemek midir nesh de kendisini alim zanneden bazılarının kendileri kendi kafalarına göre bunu açıklıyorlar. Allah iki fikri yanyana getirmekten veya birbirinden ayırmaktan mı aciz.

Nesh, kitabın bir ayetini diğer bir ayet ile kaldırmak değildir; kaldıki o ayet yazılı olarak yine kitapta durmakta ve nesh hakkında kitapta Allah'ın bir sözüne rastlanılmamakta. Kendilerine "alim" diyen bazıları neshin varlığından bahsederek bunu yapmakla Kur'an'ı tahrif ediyorlar.

Nesh bir önceki kitaptaki bir ayetin gerek yazılışının gerek manasının değiştirilip doğrusu buymuş gibi anlatılması ve yazılması üzerine bir sonraki kitap ayeti ile bunun düzeltilmesidir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Selamlar,

1- Sizinde hatırlayacağınız gibi rabbimiz kur'anda "biz bir ayetin hükmünü kaldırır veya değiştirirsek onun yerine mutlaka daha iyisini getiririz" diyerek kitapta neshten bahsetmiştir. Ancak, sizinde yukarıda belirttiğiniz gibi bu nesh aynı kitaptaki ayetleri değil, önceki kaynaklardaki ayetleri ele alır. Aksi halde kitapta çelişki ortaya çıkarki, kur'anda çelişki yoktur.

Bakara 106
"biz, bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak (ertelersek) mutlaka daha iyisini veya benzerini getiririz...."


2- Nesh, yine önceki kitaptaki bir ayetin anlamının farklı sunulması yada iddiasını düzeltmek değildir.

Önceki uygulamalardan bazılarının değiştirilmesidir. Örneğin bazı haram-helal konusunda değişiklik yapılmasıdır. Sığır ve koyunların iç yağlarının haram kılınmasının kaldırılması hemen akla gelen kitabi örnektir.

Enâm 146
Sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları ya da kemiğe karışan yağlar hariç olmak üzere sığır ve koyunun iç yağlarını da onlara haram kıldık...

saygılarımla...
aorskaya

khaos
7. February 2014, 08:54 PM
aorskaya
''o hoş olmamış, şu güzel olmuş, aferin, sana zayıf, anlayamamışsın'' benzeri tavırlarla, tartışan kişilerin cümlelerini tek tek yazıp lütfen bir daha not vermeye kalkma

ayrıca şahsi cepheleşme konusunda söylediklerin konusunda haklısın.ama sanada tavsiyem sahsi cepheleşme görüyorsan konunun içine yeni bir cephe açarak girme sen doğru söylemişsin sen yanlış söylemişsin diye.Su akar yolunu bulur.

konunun ilk 5 yazısını oku neyin nerden nereye geldiğini göreceksin.

ben burada bize yeni katılan arkadaşların savunduğu her düşünceye saygı duyarım.Kimseyi korkutup kaçırmak niyetinde asla değilim.Ama ortaya biri bir konu atarsa ona cevap verecek başkalarıda çıkar.Buranın özgür bir platform olduğu bilinir.Sizde bu platformun etkili üyelrinden birisiniz.Lütfen bazı kuralların sadece başkaları için geçerli olmadığını unutmayalım.

mustafabey
9. February 2014, 01:54 AM
Din akıl sahiplerine indirilmiştir, kelam kelime sahiplerine, duygu sahiplerine indirilmemiştir.

Kelamlar bir araçtır, insanların iletişim kurması, biribirlerine ulaştıkları, elde ettikleri bilgileri aktarmak, depolamak için kullanınlan bir araçtır.

Kelamları anlayan algılayan, yorumlayan akıldır. Kelamlar yardımcı unsurdur.
Kuranın türkçesi “toplanan” ve “okunan” demektir.

İki elimizin arasına aldığımız, önlerimizdeki iki kapaklı musaf; hadis ve hadiselerden zuhur etmiş, hadisi kutsi olarak sunulmuş yazıtlar, Allahın varlığını ve birliğini anlatan, insanları Allah yoluna davet eden, ibret alınmasını isteyen, uyaran kelam halinde sunulmuş kitaplar resullerin insanlığa bıraktığı mirastır. Bu resullerin okudukları, topladıkları(kuran) yazıtlardaki açıklamaların amacı insanı takvaya ulaştırmak içindir.

Allahın konuşması, kelamı yaratmasıdır. Allah yarattığında doğruyu söyler, gösterir.

Allahın yarattığında, hata, şaka, yanlışlık yapmaz!


Mutlak doğru yoktur, her doğrunun bir doğrusu vardır, herşeyi yaratan ve yaratmaya devam eden bir Yaratıcı var, yaratılış bitmeyeceği için mutlak doğru yoktur.


Bize göre, belli zaman diliminde, belli şartlar altında doğru diye genelleştirdiklerimiz vardır.

Bu sebeplerden dolayıdır ki; herşeyin doğrusunu Allah bilir denmektedir.
Zaman akmakta, içinde bulunduğumuz şartlar, mekan değişmekte, insanlığın bilgisi sürekli artmaktadır.

Herşeyi anlayacak, çözecek ve yorumlayacak olan akıldır, aklımızı başımıza toplamalıyız, bütün etmeliyiz ki zamanın doğru bilgisine ulaşalım, okuyalım, toplayalım.


Kelamlar bir araçtır, amaç değildir.

Düşünüp akledelim; madem islam toplumu olarak bizlerin elinde mutlak doğru var! Diye iddia ediyoruz ama; neden tüm islam coğrafyaları bir çöküş içerisindedir?, insanlığa hiçbir katkısı olmayan sadece tüketen, geçmişte yaşamaya çalışan, ilerleyemeyen, geçmiş ataların düşünce ve aklıyla yaşamı okumaya çalışan, taklitçi, geçmişten medet uman, anlamadığı kelimelere tapan, geçmişin kelimelerini tekrar etmeyi açıklama, mucize sanan bir toplum, topluluklar var.

Kurandaki kelam ve kelimeler birer konu başlığıdır, bir konuda açıklama yaparken kurandaki kelamları tekrar etmek; konuyu çözmek veya açıklığa kavuşturmak olmayıp, kelimeleri tekrar etmektir, doğruyu ortaya çıkarmaz, herşey havada kalır. Kelamlar ham bilgidir, yaşamla bağı kurulamadığı zaman bir yere ulaştırmaz, hatta yanıltır. Yanlış kurulan bağlarda insanları pislikten çıkarmaz. İnsanları pislikten çıkaracak, düzlüğe çıkaracak Allahın insana bahşetmiş olduğu akletme ve düşünebilme yetisidir, en sağlam iptir.