PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : [B]Bu Günün Türkiyesinden Ermenilere ve Yaptıkları Katliamlara Bakış[/B]


khaos
6. January 2014, 03:08 AM
Ermeni tezleri karşısında Türk olmanın dayanılmaz hafifliği

Çocukken hep benzer öyküleri dinledim.İnsan kanını donduran ve vicdanlarda tsunami etkisi yaratan. Göğüsleri kesilen, karınları yarılıp bebekleri ateşe atılan hamile kadınlar.Duvarlara ellerinden kalın mıhlarla çivilenen, gözleri çıkarılıp,burunları kesilen, karınlarında ateş yakılan, kurşuna dizilen erkekler.Duyunca insanın beynini zonklatan akıl almaz işkenceler ve tacavüzler. Büyük annem, Büyük babam, hal hatır sorduğum yaşlı dedeler ve nineler...bazen gözleri dolarak bazen hiddetlenerek, hepsi benzer hikayeler anlattılar.Ermenilerin yaptığı onursuz, aşşağılık, barbarca cinayetleri.

Bunlar uydurulmuş yerel hikayeler mi? yoksa bir ülke halkının farklı bakış açısından benzer tezleri savunan başka bir ülke halkını sindirmek için yaptığı propaganda mı?
Farklı bölgelerden ve azımsanmayacak sayıdaki insanlardan duyulduğuna göre ne deli saçmasıdır ne de yerel hikaye. Çünkü kayıtlı belgeli maddi deliller var ortada. Öyle ki bu maddi deliller ülkenin dört bir yanında neredeyse topraktan fışkırır vaziyette. Erzurum ili Ilıca kazası Alaca köyün de ortaya çıkarılan toplu mezarlar ve köyde yapılan katliamdan sağ kurtulmuş insanların beyanları yaşanan tüm trajediyi adeta özetler vaziyette.
Bunun yanında farklı kaynaklar tarafından hazırlanan raporlar, arşivlenmiş belgeler ve fotoğraflar. Özellikle titizlikle tutulmuş Genel Kurmay Başkanlığı nın arşivleri, Rus subayların, yabancı gazeteci ve misyonerlerin anıları. Hepsi insan olma onurundan yoksun bu canilerin yani ermenilerin yaptıkları katliamları anlatıyor.
Ankara,Yozgat, Adapazarı, Bursa Çengiler, İzmit’in Bağçecik, Arslanbey ve Yuvacık, Malatya, Hatay Dörtyol, Maraş, Urfa, Silvan, Haçin(saimbeyli), Kars, Sarıkamış, Bayburt, Erzurum, Erzincan, Sivas, Iğdır, Van. Bu şehirlerin yada kasabaların her bir karış toprağı bu zulmü en şiddetli ve dramatik haliyle yaşadı.

Peki soruyorum milli hafızamızda travmaya yol açan bu toplu kırımlar hangi ders kitabında anlatılıyor? Hangi gün bu konuyla ilgili etkinlik düzenleniyor? Hiç değilse televizyonda bir tartışma programı
yok yok yok...

Durun bir dakika çok mu geçmişe gittim
Ermeni kasaplarının 1970-1980 yılları arasında 21 ülkede yaptığı silahlı ve bombalı terör saldırılarında ölen 42 diplomat ve vatandaşımız. Onları hatırlayan var mı?
Peki ya Hocalı Katliamı? 1992 de Azerbaycan ın Dağlık Karabağ Bölgesinde katledilen 83 ü çocuk olmak üzere 613 Azerbaycan Türk'ü. Bu katliam ki Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan tarafından intikam saldırısı olarak düzenlendiği söylenmiştir. Var mı hatırlayan?

Bu katliamlarda yitip giden isimsiz insancıklara hiç mi bir şey borçlu değiliz? Bu katliamlar masallardaki çok çok uzak bir ülkede mi yaşandı.Neden bu kadar duyarsızız. Millet olarak bu kadar mı uykudayız? Eğer bilinçli değilse kime şirin görünmek istiyoruz? Sistematik yapılan bu cinayetler neden anlatılmıyor yada konuşulmuyor? Yurttaşlarımızın tarihin bu kısmına karşı en ufak bir ilgisi var mı? yada bilgisi
Ne o? yoksa hepimizzz gerçekten Ermeni mi olduk?

Ermeniler dünyanın her yerinde ''sözde soykırım'' hikayelerini her platformda anlata dursun, açık ve aleni biçimde Türk Milletine hakaret etsin, böğürerek intikam için ant içsinler, ülkemizdeki uzantıları (dönmeler yada işbirlikçileri) kutsal saydığımız değerlerin üstüne işesin, biz hala ona buna yaranacağız diye şirinlik abidesi kesilelim. Bizim için sadece 24 Nisanda Amerikan kongresinde yapılan oylama önemlidir. Big boss Amerikan Başkanı soykırım mı diyecek, trajedi mi? Oysa biz kuma başımızı gömdüğümüz için Allah ın Uruguay ı 1965 te soykırım demiştir bile. Hala savaş zamanı çıkarılan Sevk ve İdare Kanunu (Tehcir Kanunu) nu anlatamıyoruz muhataplarımıza.Yada bizi bu kanunu çıkarmaya iten nedenleri. Dünya da yirmiden fazla devlet, bir o kadar da kuruluş Yüce Türk Milleti ni soykırım yapmakla suçlarken bizler gerek içeride gerekse dışarıda başımıza dayatılanı baş üstü ediyoruz.

Ses çıkarmayalım hiçbir şeye, dilimiz kesilene kadar.Uyuyalım düşmanın süngüsü gırtlağımıza girene kadar.
Su uyur düşman uyumaz diyen bir millet için ne acı bir manzara.

khaos
16. July 2015, 02:35 AM
Atatürk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Yrd. doç. dr. Mehmet Said Dilek in Paris Barış Konferansın da Ermeni Sorunu isimli yayını.


https://docs.google.com/file/d/0BzTG7ZKYLQglQ3lHM0ZvUGlHQ3M/edit?pli=1