PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sen sor kur’an cevaplasın – 1


merdem
5. July 2013, 04:50 PM
Degerli Alkenuta Kardesimize bu güzel yazisindan dolayi, emeginden dolayi tesekkür ederim. Sizlerle paylasmak istedim Degerli Kardeslerim.

Esasinda bu satirlari yazdirip camiilerin, imam hatiplarin kapilarinda dagitmak, ese dosta, akrabaya, bilhassa cocuklarimiza okutmak lazim..

Kücük bir kitapcik halinde okullarda din dersinde sunmak lazim...

Devaminin gelmesi dilegiyle......

Selam ve Dua ile.

***

http://www.diniyazilar.com/2013/06/sen-sor-kuran-cevaplasin-1-3/

Ben de senin gibi toplumun doğru ve yanlışlarına bakarak bu hayat serüveninde bir yol seçmiştim. Toplumun inancı neyse adımlarımı ona göre atmıştım. Bu inanç uğruna birtakım çalışmalar ve araştırmalar yaparak da inandığım değerin temelini sağlamlaştırmaya çalışıyordum.

Sonra ne oldu biliyor musun? Zaman içinde inandığım değerler üzerinde çelişkilerden oluşan garip bir rüzgarın estiğini farkettim, ama aldırış etmedim. Belki benim ‘akıl yetmezliği’inden kaynaklanan bir sorunum vardı. Belki doğruları yanlış gören bir mantık anlayışım vardı. Hayır hayır, böyle iyimser davranmak bir sonuç getirmiyordu. Tutarsızlıkların olduğu bir inancı bile bile savundum ve sırf bu çelişkileri örtbas etmek için sağdan soldan edindiğim dini kaynakları inceden inceye irdeledim. Ne yazık ki olmadı, bu tutarsızlıkları bertaraf edemedim. Doğru ile yanlışın harmanlaştığı bir inancı benimsediğimi zamanla kabul ettim ama yine de bırakamadım. Anlayacağın bu inanç duygusal bir bağa dönüşmüştü. Fakat bunun beni gerçeğe ulaştırmayacağının da bilincindeydim.

Demek ben yıllarca çelişkilerle dolu bilgilerin, bunu rehber edinen akımların, toplulukların, ideolojilerin, tarikatların ve cemaatlerin savunucusu olmuşum. Kur’an’la beraber kendi aklımı ve fikrimi bir kenara bırakarak başkalarının ‘doğru’ dediğine doğru, ‘yanlış’ dediğine yanlış demişim. Demek korkularım ve inandığım değer üzerindeki duygusal saplantılarım gerçeğe ulaşmamda engel teşkil etmiş.

Aslında Kur’an’ın çelişkiyi barındırmadığını, evren ve insan hakkında muazzam bilgiler içerdiğini az çok biliyordum. Fakat “Kur’an’ı normal bir insan anlayamaz.” “Kur’an’ı herkes anlayamaz.” “Kur’an’ı anlamanın belli aşamaları vardır.” “Kur’an’ı tefsirsiz anlayamazsınız” gibi toplumun insana sunduğu dayatmalar beni Kur’an’dan soğutmuştu. Çünkü herkes gibi ben de yaşamımı topluma göre belirliyordum. Belki de bu yüzden Kur’an’ı çoğu kez anlamadım. Elbette Kur’an’da anlamadığımız bazı ayetler bulunacak ancak bu Kur’an’ı anlayamayacağımız anlamına gelmez.

Kur’an’da anlamadığım ayetler kafamda soru işaretleri bırakıyorsa, bu sorunu da çözecek olan yine Kur’an olacaktır. Farklı doğruların ve yanlışların barındığı ‘sözde dini kitaplar’ın fetvaları tutarsızlıklarla dolu olduğundan onları bir kenara bırakıyoruz. Böyle bir kanaat bizi nasıl bir sonuca götürecek?

Bakalım vardığım bu kanaat sonucu her soruya Kur’an’dan cevap alabilecek miyim? Aldığım cevaplar toplumun cevaplarına göre nasıl bir gerçek ortaya koyacak?

En temel sorulardan başlayarak sorularımı soracağım ve Kur’an’ın bu konudaki hükmünü anlamış olacağız. Toplumun doğrularına göre hareket ettiğimde çoğu kez hayal kırıklığına uğradım. Bakalım Kur’an bu konuda bize ne diyecek? Saplantılar içinde yaşamaya devam mı edeceğim yoksa o beni nura mı ulaştıracak? Lafı fazla uzatmadan ilk soruma geçeyim.


1.Kur’an nedir?
Bubir kitaptır ki, Rabbinin izniyle insanları karanlıklardan nura (aydınlığa), O övgüye layık, Aziz olanın yoluna çıkarman için sana indirdik. (İbrahim, 1)

2.Bu Kur’an kimden gelmiştir?
(Resulüm!) Şüphesiz ki bu Kur’an, hikmet sahibi ve her şeyi bilen Allah tarafından sana verilmektedir. (Neml, 6)

(Bu Kur’an) üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. (Yasin, 5)


3.Ey Allah’ım bu Kitabı indirmenin sebebi nedir?
Biz, Kur’an’dan öyle bir şey indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise yalnızca ziyanını artırır. (İsra, 82)

Şüphesiz ki bu Kur’an en doğru yola iletir; iyi davranışlarda bulunan müminlere, kendileri için büyük bir mükâfat olduğunu müjdeler. (İsra, 9)


4.Bu Kur’an’ın bir uydurma olduğunu veya değiştirildiğini yani korunamadığını söyleyenler var.
Bu Kur’an Allah’tan başkası tarafından uydurulmuş bir şey değildir. Ancak kendinden öncekini doğrulayan ve o Kitab’ı açıklayandır. Onda şüphe yoktur, o alemlerin Rabbindendir. (Yunus, 37)

Rabbinin Kitabı’ndan sana vahyedileni oku. Onun kelimelerini değiştirebilecek yoktur. O’ndan başka bir sığınak da bulamazsın. (Kehf, 27)

Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. (En’am, 115)
Kur’an’ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız. (Hicr, 9)

5.Kur’an dediğimiz Kitap’ta çelişki de mi yok?
Onlar hâlâ Kur’an’ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilaflar) bulacaklardı. (Nisa, 82)

6.Yani bu Kitap’ta hiç bir şey eksik değil mi, tamamlanmış mı?
Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. (En’am, 38)
Rabbinin sözü hem doğruluk, hem adalet bakımından tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. (En’am, 115)


7.Peki Allah’ım bu Kitap’ta her şeyi açıkladın mı?
Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.(Nahl, 89)
O yalnızca bir öğüt ve Mübin (apaçık) bir Kuran’dır. (Yasin, 69)
Andolsun ki size açıklayıcı/açık delil (beyyine) ayetler, sizden önce gelip geçenlerden örnekler ve korunup, sakınanlar için de bir öğüt indirdik. (Nur, 34)

8.Ey Allah’ım Kur’an’ı senden başkası açıklayamaz mı?
Şüphesiz onu toplamak ve okutmak bize düşer. O halde Biz onu okuduğumuzda, sen de onun okunuşunu izle. Sonra onu açıklamak da bize düşer. (Kıyamet, 17, 18, 19)


9.Ey Allah’ım Kur’an’ın yorumunu kim yapacak?
Onların sana getirdikleri hiçbir örnek yoktur ki, biz sana gerçeği ve en güzel yorumu
(ahsena tefsir) getirmiş olmayalım. (Furkan, 33)


10.Kur’an’ı sen yorumladığına göre, Kur’an benim için yeterli midir?
Kendilerine okunmakta olan Kitab’ı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? (Ankebut, 51)


11.Ey Allah’ım hayretler içerisindeyim. Kur’an’da açıklanmayan bir şey varsa -ki yok diyorsun- Başka dini kitaplara veya hocalara soru sormamayım mı?
Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım? (En’am, 114)

12.Hani ben Kur’an’da unutulmuş ve Peygamberimiz’in veya alimlerin açıklaması
gereken bir hüküm var zannediyorum.
Rabbin asla unutkan değildir. (Meryem, 64)

13.Peygamberimiz veya alimler Kur’an’da bulamadığı hükümleri kendisi verebilir mi?
Hüküm yalnız Allah’ındır. O kendisinden başkasına kulluk etmemenizi emretmiştir. Dosdoğru olan din işte budur. Ama insanların çoğu bilmiyorlar. (Yusuf, 40)

14.Peygamberimiz(s.a.v.) din hakkında hüküm veremez mi?
(Allah) Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz. (Kehf, 27)

15.Peki ya Peygamberimiz(s.a.v.) nasıl hüküm verecek?
(Ey Peygamber) Sen de aralarında, Allah’ın indirdiğiyle hükmet.(Maide, 49)

16.Peygamberimiz’in hadisleri Kur’an’da geçmesede Allah’ın ona bildirdiği sözler değil midir?
Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.Sizin hiçbiriniz ona siper de olamazdınız (Hakka, 44, 45, 46, 47)

17.Ama Peygamber’imiz gaybdan/gelecekten bize haber vermiştir. Dolayısıyla Peygamber’imiz gaybı biliyor. Bunu hadislerden görüyoruz.
“De ki: “Ben, size Allah’ın hazîneleri benim yanımdadır” demiyorum. Yok, “Ben gaybı bilirim.” Yok, “Ben meleğim.” de demiyorum. Bana ne vahyediliyorsa, ben ancak ona tabi olurum” De ki: “Kör, görenle bir olur mu? Hiç düşünmüyor musunuz?”” (En’am, 50)

18.Peki ya bu ahir zamana ve kıyamet alametlerine dair hadisleri Peygamberimiz söylememiş midir? Uydurma hadisler mi bunlar?
“Sana kıyamet saatinin ne zaman geleceğini sorarlar. De ki: “Onun ne zaman geleceğine dair bilgi yalnız Rabbimin nezdindedir. Vaktini O’ndan başkası açıklayamaz. O öyle bir meseledir ki, ne göklerde ve ne de yerde ona tahammül edecek hiç kimse yoktur!” O size ansızın gelecektir. Sen sanki onu biliyormuşsun gibi onu sana soruyorlar. De ki: “Ona dair gerçek bilgi yalnız Allah’ın nezdindedir; ama insanların çoğu bunu bilmezler.”” (Araf, 187)

19.Nasıl olur ya, Peygaberimiz kainatın efendisi, iki cihan serveri değil mi?
“De ki: “Ben sadece sizin gibi bir insanım. Ancak şu farkla ki bana “sizin ilahınız tek İlahtır” diye vahyediliyor. Artık kim Rabbine âhirette kavuşacağını umuyorsa, makbul ve güzel işler işlesin ve sakın Rabbine ibadetinde hiç bir şeyi O’na ortak koşmasın.”” (Kehf, 110)

20.Peygamber’imiz diğer peygamberlerden üstün değil mi yani?
Elçi, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü’minler de. Tümü, Allah’a, meleklerine, Kitaplarına ve elçilerine inandı. ‘O’nun elçileri arasında hiç birini (diğerinden) ayırdetmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sana’dır’ dediler. (Bakara, 285)

21.Peki bu uydurma hadislerle biz kandırılıyor muyuz?
“Az kalsın, seni bile sana vahyettiğimizden başka bir şeyi uydurup, Bize mal etmen için akılları sıra kandıracak ve ancak o takdirde seni dost edineceklerdi.” (İsra, 73)

22.Kur’an dışındaki sözler ve hadisler, Kur’an kadar sadık ve doğru değil mi yani?
Allah’tır O, ilah yoktur O’ndan başka. Hakkında hiçbir kuşku bulunmayan kıyamet gününde, hepinizi muhakkak bir araya toplayacaktır. Hadis/söz bakımından, Allah’tan daha sadık kim olabilir? (Nisa, 87)

23.Kur’an’dan başka dini kitaplara itibar etmeyelim mi?
Elleriyle (bir) Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için “Bu Allah katındandır” diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların! (Bakara, 79)


24.Ey Allah’ım Kur’an’ı anlamam için ne yaptın?
Bak iyice kavramaları için ayetleri nasıl türlü şekillerde açıklıyoruz (nusarriful). (En’am, 65)
Andolsun bu Kuran’da her örnekten insanlar için türlü türlü açıklamalarda (sarrafna) bulunduk. İnsanların çoğu ise tanımamakta ayak diretmektedirler. (İsra, 89)
Bunları Kuran’da türlü türlü şekillerde (sarf) açıkladık ki öğüt alıp hatırlasınlar. Fakat bu sadece kaçışlarını artırıyor. (İsra, 41)
Andolsun Biz Kur’an’ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı? (Kamer, 17-22-32-40)


25.Peki ya Kur’an’ı kimler anlar?

(Bu Kur’an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır. (Sad, 29)


26.Ey Allah’ım bu indirdiğin kitabı nasıl okuyayım ve nasıl dinleyeyim?
Kur’an okuduğun zaman o kovulmuş şeytandan Allah’a sığın! (Nahl, 98)
Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin. (Araf, 204)

27.Kur’an’ı anlamadığım zaman ne yapabilirim?
Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki: ‘Rabbim, ilmimi arttır.’ (Ta-ha, 114)

merdem
5. July 2013, 05:00 PM
Bu yazının ilk kısmında Allah, Kur’an ve Peygamber hakkında yüce Kitab’ımıza sorular sorarak toplumun din konusunda bize öğrettiği ‘doğrular’ın ve ‘yanlışlar’ın yanılgılarla dolu olduğunu öğrendik. Dolayısıyla, akılla tam bir uyum içinde olan Kitab’ımızın, zihinlerimize nasıl bir zincir vurulduğunu bize göstermesi ve bu sis perdesini kaldırmaya yönelik delilleri kendisine olan güvenimizi gitgide arttırmıştır. Bu delillerle toplumumuzu uyandırmaya çalıştık.

Gördük ki, her ne kadar Kuran’ın bildirdiği gerçeği anlatsak da toplum tarafından yanlış karşılanmaya, zamanla nefret edilecek kişi haline getirilmeye çalışıldık. Çünkü bu toplum gerçeklerden uzak, çünkü bu toplum menfaatleri üzerine kurulan sistemin yıkılmasından endişe duyuyor. Biz burada sorularımızı daha da netleştirerek hem kendimize hem de temiz akıl sahiplerine yardımcı olmaya çalışacağız.

İlkyazımıza buradan ulaşabilirsiniz; http://www.diniyazilar.com/2013/06/sen-sor-kuran-cevaplasin-1-3/

Kaldığımız yerden devam ediyoruz.

28. İslam’ın bir taklit dini olduğu görüşü yaygındır. Bu ne kadar doğrudur?


Yahudiler: “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler; hristiyanlar da: “Mesih Allah’ın oğludur” dediler. Bu, onların ağızlarıyla söylemeleridir; onlar, bundan önceki inkâr edenlerin sözlerini taklid ediyorlar. Allah onları kahretsin; nasıl da çevriliyorlar? (Tövbe, 30)

Ey Resulüm de ki: “İşte benim yolum budur! Ben insanları Allah’ın yoluna, düşünmeksizin, taklit yolu ile değil, delile dayanarak, idrâklerine hitab ederek dâvet ediyorum. (Yusuf, 108)


29. İslam’ın iman esaslı olduğu, bir yerden sonra aklın devre dışı kalması gerektiğini savunanlar var.


Gerçekten Biz onu, belki aklınızı kullanırsınız diye Arapça bir Kur’an kıldık. (Zuhruf, 3)

Allah’ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır. (Yunus, 100)

“Sana bu mübarek Kitap’ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.” (Sad, 29)


30. Gaybı Peygamberimizin bildiğini ve bildirdiğini ısrarla söyleyenler var. Bunun böyle olmadığını Enam, 50’den başka ifade eden bir ayet var mı?


De ki: “Ben elçilerden bir türedi değilim, bana ve size ne yapılacağını da bilemiyorum. Ben, yalnızca bana vahyedilmekte olana uyuyorum ve ben, apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim.” (Ahkaf, 9)


31. Kuran’ın din konusunda yeterli olduğunu ayetlerden anlıyoruz. Peki ahirette hadislerden sorumlu tutulmayacak mıyız?


Resul de şöyle der: “Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur’an’ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular.” (Furkan, 30)

Ve şüphesiz O (Kuran) sana ve toplumuna bir hatırlatmadır. O’ndan sorumlu tutulacaksınız. (Zuhruf, 44)


32. Peygamberimiz’in yalnızca Kur’an’la hüküm vermesi gerektiğini ayetlerden anlıyoruz. Peygamberimiz Kur’an dışı hüküm vermiş midir?


“Allah seni affetsin; neden onlara izin verdin de beklemedin ki, doğru söyleyenler sana açık-seçik belli olsun da yalancıları bilesin.” (Tevbe, 43)


33. Şimdi bu ayette yanlış hüküm verdiği için Allah’ın kendisini eleştirdiğini görüyoruz. Bir dakika! Peygamberimiz kendi nefsine göre konuşmaz ki?


O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri), yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir. (Neml, 3-4)


34. Kur’an’ı vahyederken kendi arzusuna göre konuşmaz.

(Neml, 3-4) Ama günlük konuşmalarında kendi arzusuna göre hareket ettiğini öğreniyoruz şimdi. (Tevbe, 43) Peygamber’in vahiy ile günlük konuşmalarını ayırt eden insanlar olmuş mu?


“Onlara bir ayet getirmediğinde, ‘Onu da şuradan buradan derleseydin ya!’ diye konuşurlar.” (Araf, 203)

35. Buradan günlük konuşmaları ile vahyin ayırt edildiğini görüyoruz. Peygamberimiz’in günlük konuşmalarının olduğunu ve bu konuşmaların yine Allah tarafından eleştirildiğini gösteren başka ayet var mı?



“Ey peygamber, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek, Allah’ın sana helal kıldıklarını niçin haram kılıyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.” (Tahrim, 1)


36. Allah’ım, tatmin olmam açısından soruyorum; Peygamber’in vahiy ile günlük konuşmalarını ayırt eden insanların olduğuna başka bir delil gösterebilir misin?


“İman edenler derler ki: ‘Bir sure indirilseydi olmaz mıydı?’ Fakat hükmü kesinleşmiş bir sure indirilip de içinde savaş da anılınca, kalplerinde hastalık olanların, ölüm baygınlığına tutulmuş bir bakışla sana baktıklarını görürsün. Onlara uygun olan da odur.” (47:20)


37. Demek Peygamber’in her sözü vahiy olsaydı Müminler, Allah katından bir sure indirilmesini istemezlerdi. Peki, Vahiy yalnızca Kuran mı yoksa ek olarak Peygamber’imizin sözleri mi?


“İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kuran vahiy ettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplanma günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.” (Şura, 7)


38. Vahyin sadece Kuran olduğunu Peygamberimiz de ifade etmiş midir?


“Bu Kuran bana vahiy olundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım.” (Enam, 19)


39. Allah’ım din konusunda canımızı sıkan şeyler var, özellikle ibadet konusunda. Kuran şu an indirilmekte değil, alimlere sorarak onların verdiği hükümlere mi uyalım yoksa Kuran’la mı yetinelim?


“Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kuran indirilmekteyken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onları affetmiştir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok yumuşak davranandır.” (Maide, 101)

40. Bu ayetle görüyorum ki, dinle ilgili soruların cevabını Kuran’da aramakla yetinmeliyim. Peygamber’in her söylediğinin vahiy olmadığını açıklayan başka bir ayet var mı?


“Yapılacak işler hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.” (Ali İmran, 159)

41. Yine anlıyoruz ki, Peygamber’in her söylediği vahiy olsaydı müminlere danışmazdı. Kuran’ın açıklanmadığı kısımlarını Peygamber’in açıkladığını hadislerle görüyoruz. Bu ne kadar doğru?


“Biz Kitap’ı sana, her şeyin açıklayıcısı, Müslümanlar’a bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.” (Nahl, 89)


42. Madem Kuran’da her şey açıklanmış, bu binlerce hadisler de nedir Allahım? Esasen Peygamber’in üstlendiği görev nedir?

“Ey Elçi! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır. Doğrusu Allah, kâfirler topluluğuna rehberlik etmez.” (Maide, 67)

“Şüphesiz, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği gibi hükmetmen için biz sana Kitap’ı hak olarak indirdik. Hainlerin savunucusu olma.” (Nisa, 105)

43. Peygamberimiz’e Cebrail tarafından gösterilen uygulamalar ve Kuran’da geçmeyen açıklamalar öğretildiğini görüyoruz. Bu Kuran’da geçmiyor. Böyle birşey var mı?


“Biz onların dediklerini çok iyi biliriz. Sen onların üzerinde bir zorba değilsin. Tehdidimden korkanlara Kuran’la öğüt ver.” (Kaf, 45)

44. Allah tarafından Peygamberimiz’e verilen başka bir kitapla biz, Deccal ve Mehdi hakkında uyarıldığımızı öğreniyoruz hadislerden. Peygamberimiz’in böyle Kuran dışı bir kitaba ve ilme sahip olduğu doğru mudur?


“Benimle sizin aranızda Allah şahittir. Bu Kuran bana, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi uyarmam için vahiy olundu.” (Enam, 19)


45. O halde Kuran dışı bir kitabı din konusunda delil olarak göstermem yanlış. Kuran dışı böyle bir kitap indirildiği doğru değil.


“Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Doğrusu, zalimler birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler.” (Fatır, 40)

“Ne oluyor size, nasıl hüküm veriyorsunuz? Hiç düşünmüyor musunuz? Yoksa sizin açık bir deliliniz mi var? Doğru sözlülerden iseniz, kitabınızı getirin!” (Saffat, 154-157)

46. Kuran’la yetinmekle birlikte bizi sadece Allah’a yaklaştırmalarından dolayı cemaatlerin ve tarikatların peşinden gitmemiz doğru değil mi?


“Kitap’ın indirilmesi, Üstün ve Bilge olan Allah’tandır. Şüphesiz, sana bu Kitap’ı hak ile indirdik; öyleyse dini yalnızca O’na has kılarak Allah’a ibadet et. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Arı-duru din yalnız ve yalnız Allah’ındır! O’nun yanında birilerini daha veliler edinerek ‘Biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz.’ diyenlere gelince, hiç kuşkusuz, Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir. Şu bir gerçek ki, Allah, yalancı ve nankör kişiyi iyiye ve güzele kılavuzlamaz.” (Zümer, 1-3)


47. Din hakkında bilmediğimiz hükümleri ilim sahiplerine sormamız gerekmiyor mu? Bununla ilgili ayet var sanırım.


Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur’an ehline sorun. (Enbiya, 7)


48. Ayetten anladığım kadarıyla ‘Kuran’ ehline sormamız gerekiyor. ‘Kuran’ dışı açıklama veya hüküm verdiğini nasıl anlayacağım?


…O halde, iyice araştırın, anlayın dinleyin. Çünkü Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır. (Nisa, 94)


49. Ayetlerden Peygamberimiz’i örnek almamız isteniyor. Bunun için rivayetlerle bize ulaşan hadis ve sünnetleri uygulamamız doğru olmaz mı? Peygamber’i örnek almamızın başka yolu mu var?


“İnkara sapanlar, ‘Sen gönderilmiş bir elçi değilsin.’ diyorlar. De ki: ‘Benimle sizin aranızda tanık olarak Allah, bir de yanında Kitap bilgisi bulunanlar yeter.’” (13:43)


50. Yani Peygamberi örnek almak için sadece Allah’ın Kitab’ındaki bilgileri edinmek yeterlidir. Ey Allah’ım, Peygamberimiz’i örnek alacağımız bir ayet var mı?



“Ben sadece bana vahiy olunana uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim.” (10:15)

51. Rabbim, beni bu konuda daha da ikna edebilir misin?


“İbrahim ve onunla birlikte olanlarda sizin için güzel bir örnek vardır.” (Mumtehine, 4)


52. Şimdi ben sorumu şu müslümanlara soruyorum; Peygamberimizin örneğini hadis kitaplarında bulmalıyız diyen kişiler bu ayet için ne diyecekler? Bu yüce Kitap bana yetiyor da onlara niçin yetmiyor?


Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? (Ankebut, 51)


53.“Allah’ın elçisine Kuran’ın benzeri bir kaynak verildi” diyebilir miyiz?


“De ki: Andolsun, bu Kuran’ın bir benzerini ortaya koymak üzere insan ve cin toplulukları bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.” (İsra, 88)

54.Son olarak, bu ayeti netleştirebilir miyiz?



“Yahut ‘Onu kendisi uydurdu!’ mu diyorlar? Hayır, onlar inanmazlar. Eğer doğru iseler onun benzeri bir ‘hadis’ (söz) getirsinler.” (Tur, 33-34)