PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Google...


PİLOT
5. October 2008, 10:21 PM
Google

Şimdi Google’lu olduk

Eskiden bir konuda çıkmaza düşüp kararsız kalındığında ‘bir bilen’e sorulurdu. Bu anlayış, zihinlerde yer etmiş ‘akıl akıldan üstündür’ ilkesinin bir gereğiydi.

‘Her şeyi ben bilirim’cilerin henüz böylesine ortalığı kaplamadığı bir zamanda fikir alınır, ehline sorulur ya da istişare yapılırdı. Şimdi ne oldu da böyle çevremiz baştanbaşa ‘sen ne anlarsın’cıların istilasına uğradı acaba? Artık söze şerh düşmek bile dostunuzu düşman kılmaya yetip artıyor.
İkaz etmek, eğri olanı doğrulamaya yönelik iyi niyetli bir girişim olmaktan çoktan çıkmış. Günümüzün en büyük felaketi, göğün yere ilgisizliği ve yerin göğe müdanesizliğidir. Ne zaman ki bilgi alışverişinde insanlar birbirlerine istiğna duygusu sergilemeye başlamışlar, işte o andan itibaren, kendini doğrunun merkezine yerleştirmiş insan tarafından “yalan” ve “yanlış” kutsanır hale gelmiştir.

Bilgi neredeyse insanın üzerine zimmetlenebilir, alınır satılır tarzda bir mülkiyete dönüşmüştür. Bilginin değeri, bireyin gündelik işlerini kolaylaştırma özelliğiyle doğru orantılıdır. Bunun için çok uzun yollar gidip, çok büyük zamanlar ayırmanıza da gerek yoktur.

Market sistemiyle istediğiniz paket bilgiye ulaşabilir, bedelini ödeyerek hızlandırılmış kurslar sayesinde uzun zaman alacak maharet ve marifete bir anda sahip olabilirsiniz. Aklınıza bir şey mi takıldı, onu zihninizin kursağından çekip çıkaracak bir çengel bulmanız yeterlidir.

İnternet’in arama kanalları sayesinde kimseye bir şey sormadan, tenezzülsüz bilgiye ulaşabilir tereddüt ettiğiniz konularda emin olabilirsiniz. Örneğin, bugün internet ortamının en kapsamlı arama motoru Google’ın kapısını tıklayarak en ayrıntı bilgiyi anında edinebiliyoruz. Google ya da benzeri arama motorları hiçbir doğru-yanlış ayıklaması yapmaksızın sizi aradığınız adreslere götürebiliyor.

İhtiyacınız olan anlık bilgiyi size aktaran bu kanallar, dünün malumatfuruş insanına benzetilebilir. Çok şey söyleyen ama hiçbir şeyi esaslı olarak bilip neticelendiremeyen insanlar gibi.

“Google Kültürü” ile yetişmiş kuşakların derine inmeleri ya da uzun yol çiğneyerek konuyu “bir bilen”e sormaları elbette beklenemez.

Okullarda öğrencilere verilen günlük, haftalık ya da dönemsel ödevleri düşünün, hazırlanan bu ödevlerin hepsi aynı tornadan çıkmış gibi renksiz, heyecansız ve kuru kuruya bilgiler olduğunu göreceksiniz.

Nefes almayan sıkıştırılmış bilgi konserveleridir bunlar. Çünkü öğrenci kargadan başka kuş görmediği gibi, google’dan başka bir müracaat kaynağı bilmemekte ve tanımamaktadır.

Hız çağının hantallaştırdığı zihinler, hemen bir üst kattaki uzman kişiden araştırdığı konunun cevabını aramak yerine, elinin altındaki fareyi tıklatmayı daha kullanışlı ve daha az yorucu görüyor artık.

Google gerçekten sağlıklı bir bilgi kaynağı mıdır? Buna “evet” diyebilmemiz için bütün dedektiflik kurumlarına ve insanları mahrem hayatlarına izleyip fişleyen kuruluşlara kadar teşhirci her çalışmayı yararlı addetmemiz gerekir.

Bilgi arama kanalları sizden habersiz size ait olan her türlü bilgiyi dünyanın her yanındaki kişiye ulaştırabiliyor. Hatta şimdilerde “google earth” programı ile evinizin yeri, binanızın içi bile bütün dosta düşmana işaret edip gösterilebilmektedir. Meselenin mahremiyet tarafı bir yana, kişiler ve kuruluşlar açısından emniyet tarafı göz ardı edilemeyecek bir öneme sahiptir.