PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : TÜRKIYE'de NELER OLUYOR?


merdem
29. May 2013, 12:19 AM
Degerli Kardeslerim,

Anavatandan uzak oldugum icin haberleri sagdan soldan, medyadan duyuyor ve okuyorum.

Türkiye de ne dolaplar dönüyor lütfen bana izah edermisiniz?

Islam mi ateist mi hangi görüs önemli rol oynuyor?

Islam adina kimler ne dolaplar ceviriyor? Hani hacisidir hocasidir cüppelisidir BOSS takimlisidir ne oluyor Anavatan da? Nereye hangi yöne gidiyor Türkiye?

Ben dehsetle izliyorum internette haberleri. Türkiye'nin geleceginden endise ediyorum. Türk vatandasi ne düsünüyor? (Yazi nerede gecirsem misali vermeyin lütfen).

Israil mi Suriye mi Iran mi Suudiler mi hepsimi hicbirimi kimdir dostumuz düsmanimiz?

Istikbal hangi yönde? Hangi konularda ileri hangi konularda geriyiz?

Deprem harici sallantilar?

Bir de asagidaki haber tuz biber oldu yani endiselerime? Ates olmayan yerde duman tütmez!

Almanya'nin haline dönmeyelim diyecegim ama, bir yerde Alman halki hakliydi: Hitlerin yaptiklarindan haberimiz yoktu! demekle.

Cünkü o zamanlar radio televizyon(!) gazeteler zaten devletin kontrolü altindaydi. Spionculuk en yüksek noktasinda bulunuyordu.

Günümüzde ama öyle degil, her türlü kaynaktan faydalaniliyor, 1001 cesidinden yayin yapiliyor.

Evet, Türkiye'nin durumunu ögrenmek istiyorum, sizlerin dilinden.


Selam ve dua ile.

****

Türkiye’ye korkunç suçlama: Suriyelilerin organları çalınıyor



Türkiye’ye tedavi için getirilen Suriyeli genç yaralıların organlarının çalındıktan sonra katledildiği ileri sürüldü. Öldürülenlerin bir bölümünün naaşlarının iade edilmediği, Türkiye’de gömüldüğü iddia edildi.

Türkiye’ye yönelik bu ağır organ mafyası ve cinayeti suçlamasını Lübnan’dan yayın yayın El Diyar gazetesi gündeme getirdi. Suriye Haber Ajansı’nın (SANA) söz konusu gazeteye dayanarak verdiği habere göre; Suriye’deki iç savaşta çeşitli nedenlerle yaralanan Suriyeliler, tedavi için getirildikleri Türkiye’de anesteziyle uyutulduktan sonra karaciğer, kalp, böbrek gibi organları alınıyor.

Türk yetkililerin gözetimi altında Türkiye’ye tedavi için geterilen yaralılar, önce Hatay ve Antalya’daki bazı hastanelere sevkediliyor. Bu hastanelerde yaralıların organları alındıktan sonra öldürülüyor. Öldürülenlerin cesetlerinin bir bölümü, Suriye’ye iade edilirken, bir bölümünün Suriye’ye gönderilmelerinin zorluğu ileri sürülerek, Hatay ve Antalya’da gömülüyor.

Lübnanlı gazete haberinde, olaya tanık olarak bir Fransız doktoru gösterdi. Doktorun iki gün önce İdlib’e bağlı Selkin Beldesi’nden Türkiye’ye tedavi için gönderilen Suriyeli bir gençte tanık olduğunu söyledi. Gencin ayağından aldığı kurşunla yaralanması üzerine Türkiye'de hastaneye kaldırıldığını, ancak ölmüş olarak iade edildiğini belirtti.

Fransız doktorun özellikle yabancı doktorlar arasındaki organ hırsızlığı yapıldığı söylentiler nedeniyle durumdan kuşkulandığını ve gencin cesedini incelediğini iddia eden gazete, dürüstlüğü ile bilinen batılı bilimsel web siteleri ve gazetelerin bu tür haberleri doğruladığını ileri sürdü. Gazete, Almanya, Fransa ve Belçika'dan uzman Suriyeli doktorların bu haberler üzerine inceleme yapmak için Türkiye'ye geldiklerini, fakat Türk Ordusu tarafından engellendiklerini savundu.

Gazete; Dünya Sağlık Örgütünün konuya ilişkin soruşturma başlattığını da ileri sürdü.

SEDD-İ ZERÂYİ'
29. May 2013, 03:13 AM
Türkiye’ye korkunç suçlama: Suriyelilerin organları çalınıyor



Türkiye’ye tedavi için getirilen Suriyeli genç yaralıların organlarının çalındıktan sonra katledildiği ileri sürüldü. Öldürülenlerin bir bölümünün naaşlarının iade edilmediği, Türkiye’de gömüldüğü iddia edildi.

Türkiye’ye yönelik bu ağır organ mafyası ve cinayeti suçlamasını Lübnan’dan yayın yayın El Diyar gazetesi gündeme getirdi. Suriye Haber Ajansı’nın (SANA) söz konusu gazeteye dayanarak verdiği habere göre; Suriye’deki iç savaşta çeşitli nedenlerle yaralanan Suriyeliler, tedavi için getirildikleri Türkiye’de anesteziyle uyutulduktan sonra karaciğer, kalp, böbrek gibi organları alınıyor.

Türk yetkililerin gözetimi altında Türkiye’ye tedavi için geterilen yaralılar, önce Hatay ve Antalya’daki bazı hastanelere sevkediliyor. Bu hastanelerde yaralıların organları alındıktan sonra öldürülüyor. Öldürülenlerin cesetlerinin bir bölümü, Suriye’ye iade edilirken, bir bölümünün Suriye’ye gönderilmelerinin zorluğu ileri sürülerek, Hatay ve Antalya’da gömülüyor.

Lübnanlı gazete haberinde, olaya tanık olarak bir Fransız doktoru gösterdi. Doktorun iki gün önce İdlib’e bağlı Selkin Beldesi’nden Türkiye’ye tedavi için gönderilen Suriyeli bir gençte tanık olduğunu söyledi. Gencin ayağından aldığı kurşunla yaralanması üzerine Türkiye'de hastaneye kaldırıldığını, ancak ölmüş olarak iade edildiğini belirtti.

Fransız doktorun özellikle yabancı doktorlar arasındaki organ hırsızlığı yapıldığı söylentiler nedeniyle durumdan kuşkulandığını ve gencin cesedini incelediğini iddia eden gazete, dürüstlüğü ile bilinen batılı bilimsel web siteleri ve gazetelerin bu tür haberleri doğruladığını ileri sürdü. Gazete, Almanya, Fransa ve Belçika'dan uzman Suriyeli doktorların bu haberler üzerine inceleme yapmak için Türkiye'ye geldiklerini, fakat Türk Ordusu tarafından engellendiklerini savundu.

Gazete; Dünya Sağlık Örgütünün konuya ilişkin soruşturma başlattığını da ileri sürdü.

ismi verilen gazete lübnan gazetesidir.bu gazete suriye ile türkiye arasında ki gerilim in başladığından beri türkiye alehine yazı yazmaktadır(sadece bu konuda değil).gazete esad ın ve lübnandaki şii grupların finansı ile çıkmaktadır.
iddialar dünyada kimsenin ciddiye almadığı iddalardır.yapılan yayınlar yalan ve kasıtlıdır.bu gibi yayınları türk medyasına(belli medyaya) servis edende bellidir.
Haber yalandır ve mide bulandırıcıdır.haberi yapanlar ile reyhanlı da bombayı patlatanlar aynı karanlık güce hizmet etmektedir.

merdem
29. May 2013, 03:23 AM
Kardesim, haber Lübnan ajanindan olabilir, ama Türk gazeticilerinin sitesinden yayinlanmis birincisi, ikincisi olarak tüm Türkiye haberleri sunuluyor sitede.

Yalnizca yabanci haberler sunulmuyor ki sitede.

Has behas Türk gazeteciler sitesi!

http://www.gazetecileronline.com/newsdetails/9983-/GazetecilerOnline/erdogan-kaldigi-surece-turkiye-huzur-goremeyecek

http://www.gazetecileronline.com/newsdetails/10093-/GazetecilerOnline/devleti-kiraci-yapiyorlar-akp-boyle-soyduruyor

http://www.gazetecileronline.com/newsdetails/9922-/GazetecilerOnline/basbakanin-10-yillik-hayali-icin-iptal-basvurusu

http://www.gazetecileronline.com/newsdetails/9955-/GazetecilerOnline/neyi-gizliyorsunuz-reyhanli-saldirilarina-sansur


Gerisini kendin arastirabilirsin.

Selam ve dua ile.

SEDD-İ ZERÂYİ'
29. May 2013, 03:36 AM
merdem kardeşim
yine söylüyorum sen bu verdiğin link teki yazılara bak bir bakalım bir tane tarafsız yazı var mı?bu linkte verilen yazılarda bir başkasının yandaşı.hani yandaş medya deniyor ya
özgürsün tabi
haberi istediğin kaynaktan alabilirsin
ama senden ricam bir karara varmadan önce başka kanallardan da araştır olur mu?

merdem
29. May 2013, 03:46 AM
merdem kardeşim
yine söylüyorum sen bu verdiğin link teki yazılara bak bir bakalım bir tane tarafsız yazı var mı?bu linkte verilen yazılarda bir başkasının yandaşı.hani yandaş medya deniyor ya
özgürsün tabi
haberi istediğin kaynaktan alabilirsin
ama senden ricam bir karara varmadan önce başka kanallardan da araştır olur mu?


Napalim, artik yarin dizerim degisik kaynaktan olan linkleri, ne degisecek ki Kardesim, Tayyip yine ayni Tayyip kalacak, keske kaynaklarin degismesiyle adamcagiz da degisse :p

Selam ve dua ile.

bartsimpson
29. May 2013, 01:22 PM
CIA'in olduğu yerde her dümen döner, sürpriz değil...

https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-frc1/383414_470508683030203_1467699627_n.jpg

John McCain, paralı askerlerini teftişte...
İşte size ÖSO,
Özgür değil...
Suriyeli değil...
Ordu değil...
ABD-İsrail beslemesi çapulcu kiralık katiller

merdem
29. May 2013, 02:56 PM
Ne anlamam gerekir bundan Bart Kardesim?

Ister Nato adina olsun, ister devlet adina olsun, ister bilmem neyin ricasi/emri adina olursa olsun, sanki kapi komsusuymus gibi günümüzde ordulariyla/capulculariyla Irak, Suriye, Libya, Misir, Pakistan, Afganistan, Myrannar (midir nedir) ... bu ülkelerde kimi kime karsi savunuyorlar.

Kimin ne yaptigi belli mi ki?

Tayyip kalkip ta nasil bir CHP görevlisini sucluyor, elinde delilleri mi var Reyhan'daki olaylarin sebeplisi olarak?

Kimlerin oyununa geliyoruz?

Neler örtbas ediliyor?

Kim kimin adamidir?

Iskembe corbasi bunlardan daha anlayisli :p icinde ne oldugunu hem kendi biliyor hem de yiyenler.

Terrörist dedikleri nedir? Kendileri terröre yol acanlar baskalarini nasil oluyorda terrörist diye sucluyorlar? Dünyaya yanlis haberler yayinliyorlar?

Zaten her yayinlanan/sergilenen dogru olsaydi....

Bir Türk vatandasi olarak tarafsiz haber ajanlari varmi? Ne kadar güvenilebilinir?

Ve Türkiyemizin durumu nedir su an? (türban kavgasi haric :p)

Selam ve dua ile.

bartsimpson
29. May 2013, 03:57 PM
Bak bak ne buldum...

https://fbcdn-sphotos-h-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash3/945573_669801136369803_1748681988_n.jpg

bartsimpson
29. May 2013, 04:00 PM
Yeni hali nasıl olucak görücez bakalım...

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/23390657.asp

Demiş ya "Eğer tarihe saygınız varsa, önce o Gezi Parkı denilen yerin tarihi nedir onu araştır bak. Orada tarihi yeniden ihya edeceğiz."

https://fbcdn-sphotos-d-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/934101_613592771985068_1489706273_n.jpg

Taksim gezi parkı 1944

merdem
29. May 2013, 04:47 PM
Yeni köprü yapilsin mi yapilmasin mi? Shakespeare olsa ne derdi o ayri mesele :p

Bart Kardesim, bir düsünecek olursak dünyanin hangi bir yerinde kurulmus bina, köprü vardi insanoglunun ilk yaratildigi zaman?

Ulasim kolayligi, mesken vb. insaa etmedigimiz yer kaldi mi ki neredeyse. Millet suyun orta yerine dahi sehirler konduruyor sanki saglam toprak üzerinde yer kalmadi.

Peygamber sehri cöl olmaktan cikti modernlikte yarisir oldu.

Her bakan, basbakan kendi görüsüne göre bir seyler atiyor ortaya, sözüm ona biri tabiati koruyalim diyor öbürkü vatandasa hizmet sunalim falan filan.

Berlin'de de her bir tarafa binalar yapiliyor, ama ormanlarini agaclik bölgelerini bir görsen aklin durur, her yer yemyesil yinede.

Bir tarafa bir seyler insaa edildiginde baska bir tarafi yesillendirmek gerekir ki tabiatta düzen saglansin.

Ben Tayyip'in neler planladigini bilmiyorum, ama halki görüsüne aykiri planlamalarda bulunuyor, ille de kendi düdügünü örttürmek istiyorsa, o düdügü günün birinde girtlagindan asagiya kaydirirlar, kendi düdügünü kendinden baskasi duymaz olur.

Selam ve dua ile.

merdem
29. May 2013, 05:39 PM
Recep Tayyip Erdoğan Köprüsü olsun


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’un fethinin 560’ıncı yılı dolayısıyla Fatih Sultan Mehmet’i saygıyla andığını ifade ederek, AK Parti iktidarının İstanbul’a sahip çıkmadığını savundu. 3’üncü köprünün adının Recep Tayyip Erdoğan köprüsü olmasını istediğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, bu isteğinin nedenini şöyle anlattı:

“Bize emanet edilen bu kenti yeterince koruyabildik mi? Bu soruyu kendimize sorduk mu? 3. Köprünün temelini attılar. Biz fuara katılacağız ya apar topar 3’üncü köprünün temel atma törenini aynı saate koydular. 3 Köprünün adını Recep Tayyip Erdoğan köprüsü koysunlar. Kendisi de istiyor, ben de onay veriyorum. 3’üncü köprünün adı Recep Tayyip Erdoğan köprüsü olsun, olsun ki bugün, yarın hatta 100 yıl sonra o köprüyü gören herkes Kuzey Marmara’nın son orman alanını yok eden kişinin, orman düşmanı olan kişinin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu görsün. Bizim bebeklerimiz 50 yıl sonra köprüyü gördüklerinde şöyle düşünecekler. Bir zamanlar burası ormandı. Bu orman İstanbul’un nefes almasını sağlayan son yeri.

Bu ormanı Recep Tayyip Erdoğan diye biri kesti diye düşünecekler. Bir köprünün adının Recep Tayyip Erdoğan köprüsü olsun dememin başka bir nedeni de tıpkı kazıklı voyvoda gibi Recep Tayyip Erdoğan’ın adı da bir utanç tarihine kayıtlı olsun diye. İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet şöyle diyor, ‘bir ağaç kesenin başını keserim’. Siz İstanbul’un binlerce yıllık ormanını kesiyorsunuz. Bir ağaç değil, bin ağaç değil, binlerce ağacı kesiyorsunuz. İstanbul’un akciğerlerini yok ediyorsunuz. Köprüler, yollar elbette uygarlığın göstergesi. Köprü yapılabilir ama akılla mantıkla yapılır. Soruşturulup, soruşturulur. Yoksa helikoptere binip, köprüyü buradan yapalım diye, köprünün k’sını bilmeyen bir adamın düşüncesiyle köprü yapılmaz. Dünya alay eder yoksa. Nitekim geldiğimiz nokta da bu.”

“Ben yaptım oldu mantığıyla sistem yürümez” diyen Kılıçdaroğlu, Taksim’de Gezi Parkı’nın yıkılmasını eleştirerek, “İstanbul’un ihtiyacı Kuzey Marmara ormanını korumaktır.Eğer geçiş yapılacaksa en az 3 tüp geçişe ihtiyaç var. Bunun yapılması lazım. Hayatları rant üzerine kurulu. Rant üzerine olduğu için maalesef İstanbul kaybediyor. Dünya kültür mirasının ortasına bir kazma vurdular. Buradan tüp geçiş yapacağız dediler. Uzmanlar uyardı, sorun çıkar dediler. Onlar biz yapacağız dediler. Kısa bir mesafe. 10 yıl geçti bitiremediler. 10 yılda İngiltere ile Fransa arasında Manş tüneli yaptılar. Bu saatten sonra bitirsen ne olur, bitirmesen ne olur. Zaten dünya sizinle dalga geçmeye başladı. Sultanahmet’te tarihi, Sulukule’de yoksulu, Taksim’de kültürü mahvettiler. Taksim’de gezi parkına avm yapmak ancak düşünemeyen insanların öngörüsüdür” dedi.

SEDD-İ ZERÂYİ'
29. May 2013, 09:35 PM
bir dakika
ben Türkiye de herşey süt liman lay lay lom yaşıyoruz demedim.
iktidar güç demektir güç ise bağımlılık yapar.bu herkes için geçerlidir.isimlerin önemi yok.Ayrıca gücünüz arttıkça düşmanlarınızda çoğalır.benim burada söylemeye çalıştığım şey başka.

Orta doğuda yaşıyoruz.Tarihin başından beri dünyanın en ihtilaflı bölgesi.Her dakika güç dengeleri ve politikalar değişebiliyor.Bu gün müttefik olduğunuz kişiler yarın düşmanınız olabiliyor.Hemen hemen her ülkenin ajanlarının özellikle Osmanlının son dönemlerinden itibaren otoban yaptığı bir zone burası.Bu yörede güçlü olmanız dengeleri gözetmeniz bazen de kumar oynamanız gerekebilir.

mesela Suriye
Hatay ve su meselesi yüzünden yıllarca Türkiye nin en büyük yarası terör örgütü melanetini suriyenin başındaki adam ve babası beslemedimi? daha sonra kendisine verilen fırsatı yine tipik orta doğulu kafasıyla geri tepti.Uzatılan barış çubuğunu kırıp attı.Yıllardır mezhepçiliğin daniskasını yapan bu eleman bunları yaparken ülkesindeki halkı ezip tarumar ederken sözüm ona bizim demokratik elitlerin hiç kılı kıpırdamıyordu.

gelelim İran a
İran la olan sorunumuz çok daha eskilere dayanır.Bu ülkede hatırı sayılı Türkçe konuşan ve kendini Türk diye niteleyen milyonlarca insan olduğunu unutmayın.Rejim gazeteleri bu günlerde milyonlarca Türk için bölücüler diye başlık atıyor.Molla rejimi ile yönetiliyor halk fakir ülke silah üretimi haricinde hiç bir yeniliğe imza atmıyor.istihbarat örgütleri orta doğunun her yerinde şii nufusun egemenliği için her türlü pis işi geriden yönetiyor.Treör örgütleri besleniyor.Ortada bir güç savaşı var ve bu güç savaşında en büyük rakip sünni çoğunluğa sahip Türkiye.Çok güçlenen bir İranın yarın öbürgün ülkemzideki Alevi vatandaşlarımızı kışkırtmayacağı ne malum.Nitekim Htayda bunun kıvılcımlarını atmaya başladılar bile.Bu güne kadar Türkiye İran a dönüşmesin laiklik elden gidiyor diye bağıran gurupların bu gün İran ı savunması ne kadar komik.

Irak meselesi belkide bizi en çok ilgilendirmesine rahmen Türkiye nin en az dahil olduğu konuydu.Taki bu günlere kadar.Irakta belirgin bir politika yeni yeni izlemeye başladık.Artık santrançta taşları yerinden oynatan oyunculardan biriyiz.Irak da Maliki nin şii iktidarını güçlendirmesi Türkiyenin kuzeydoğu anadolunun başından yani Iğdır dan başlayarak Hatay a kadar şii nufusun ablukasında dolayısıyla İran ın ablukasında olması demek.Biz ne yapalım oturup bana dokunmayan yılan bin mi yaşasın diyelim.Kendi içimize kapanıp aman bana bir şey olmasın diyip yirmi yıl sonra bunun faturasını mı ödeyelim.

Her yönden güçlü olacaksın ekonomin, savunma gücün, demokrasin,isthbaratın her şeyin güçlü olacak.Güçlü olursan bu gün belki müttefik olup yaptıklarına katlanmak zorunda olduğun ülkelere de işte o zaman dur diyebilirsin.
Türk vatandaşları olarak yağ, tüp kuyruklarını gördük.Ülkenin gençlerinin sen sağcısın sen solcusun diye birbirini öldürdüğünü gördük.Yüce divana gitmesinler diye ülkenin başındakilerin birbirini akladığını gördük.Milyarlarca doların bir gecede uçup gittiğini gördük.develüasyonlar gördük.paramızın zibil olduğunu gördük.Başbakanlarımızın üç kuruş için IMF e yalvardığını gördük.genç aslanlarımızın tabutlara bayraklarla sarılı evlerine döndüğünü gördük.ülkemizin liderlerinin diğer ülke liderlerinin yanında pısmış kedi gibi olduklarını gördük gördükte gördük.

Peki şimdi
kendi füzemizi, kendi tankımızı, kendi helikopterimizi, kendi savaş gemimizi, üretiyoruz.ihracatımız dünyadaki krize rağmen tam gaz gidiyor.(cari açık ta ülkenin koştuğunun göstergesidir hızla kapanıyor)ülkenin bir ucundan bir ucuna hızlı tren projeleri yaplıyor.köprüler, tüp geçitler,hastaneler, yeni hava alanları, avm ler(avm ye karşı çıkanlara şaşıyorum bakkaldan alışveriş yapsanız daha mı iyi)piyasada para dönüyor.Dünyanın en büyük onyedinci ekonomisi oluyorsunuz.oluyorsunuzda oluyorsunuz.

Yalnıııız
nasıl bir başbakan var.konu bu
öyle veya böyle kendi ideolojisine göre hareket eden, salla baş olmayan, tehditlere boyun eğmeyen, bildiğinden dönmeyen bir adam.Evet belki böylesine alışık değiliz ama halk memnun ki her seçimde oyunu artırıyor.bunuda zavallı kafalar getirip iki kilo makarnayla iki torba kömüre bağlıyorlar.Hayır efendim kazın ayağı öyle değil.dediğim gibi insanlar ülkedeki değişimi görüyor.
Ama başbakan Amerika nın kölesi amerika ne derse onu yapıyor.Bop un eş başkanı...
Sayın seyirciler Türkiye Amerika ile yeni tanışmıyor.Bunu söyleyen insanların da dünyada olup bitenden haberi olmadığı belli.Bu gün Amerika Rusya ya bile askeri değil ekonomik gücüyle istediği anlaşmaları imzalatabiliyor.
Eeee napalım Amerikanın kölesi mi olalım onun çıkarlarına göremi hareket edelim?
Tabi ki hayır.
yukarıda kırmızı ile yazdığım cümleyi ne zaman başarırsak işte o zaman kimseye eyvallah demeyiz.Yoksa Amerika olmaz Rusya olur.Rusya olamz çin olur.Her güçlü ülke seni kullanmaya çalışacaktır.


not:yalnız başbakanın FENERBAHÇEMİZE yaptığını hakikaten affedemem.

merdem
29. May 2013, 11:49 PM
not:yalnız başbakanın FENERBAHÇEMİZE yaptığını hakikaten affedemem.

Bir tuhaftir benim Memleketim:)

Güzel Kardesim, taraftarliktan vazgecelim, ister spor ister politika ister mezhep olsun, yolumuz , düsüncelermiz, eylemlerimiz hep dogrudan yana olsun.

Bak müzik ve renk zevkine karisamam, damak zevkine karisamam, onlar ayri bir sey, ama taraf tutmak? Olmaz ki böyle.

Hani yani bilhassa futbol yüzünden dahi insanlar kanli bicakli olabiliyorlarsa, ona ben spor demem, o bir nevi Romalilarin Gladyatör yada Ispanyollarin Boga Güresi, bazi acayip kisilerin köpek ve horoz kavgalari olur.

Selam ve dua ile.

SEDD-İ ZERÂYİ'
30. May 2013, 12:29 AM
merdem kardeş sonda söylediğim sadece latifeydi :) yani Fenerbahçe konusu

merdem
30. May 2013, 12:34 AM
merdem kardeş sonda söylediğim sadece latifeydi :) yani Fenerbahçe konusu


Memmun oldum Kardesim :)

Miralay
30. May 2013, 08:14 AM
:)

Fenerbahçe deyince, eskiden koyu bir Beşiktaş taraftarıydım. Fenerbahçe'yi ve Fenerbahçelileri hiiç sevmezdim. Zamanla insan, böyle şeylerin saçma olduğunu anlıyor.
Sonuçta hepimiz müslümanız ve mü'min kardeşleriz. Spor takımı hava civa...
Şimdi arada sırada kendi takımlarımızın uluslararası maçlarını izliyorum. Zevkine yani.
Amaç ülkemin hangi takımı kazanırsa ülkeme Euro gelsin. Yani bir nevi direkt ihracat yapmış gibi oluyoruz. Ülkemize döviz girdisi oluyor.

Selamlarımla

galipyetkin
30. May 2013, 10:55 AM
Sayın Miralay.

Bir husus belirtmek istiyorum. Bunu bir düşüncemi aktarmak için yapıyorum.
Demişsiniz ki: "Amaç ülkemin hangi takımı kazanırsa ülkeme Euro gelsin". Bu bir rekâbettir. Rekâbet de düşman yaratıp onu yok ederek haklarını ele geçirmektir. Dikkât edin "rekâbet" yarışma değildir. Yarışma "kumar", karşındakini olanaklarından mahrum bırakıp onları ele geçirmek değildir. Yarışma rekâbet içermeyen fedakarlık, kendinden verebileceğin kadarını başkaları lehine terk etmek, ve daha iyiye toplumca ulaşmaktır. Onun için de "hasenatta, iyiliklerde yarışma" önerilmiştir müslümanlara.
Benim anlayışıma göre ihracat kâr amaçlı olamaz; ihtiyaçlar yönünde değer değişimi, mal değişimidir. Yani zekât vermenin toplumsal olanıdır ki tabii olarak bu yöntem müslüman (ki lafta müslüman olan değil) devletler arasında uygulanabilir.Maide-12. ayet bana bunları anlatıyor.

Saygılarımla.

merdem
31. May 2013, 11:31 PM
Degerli Kardeslerim,

inanin ne kadar üzüldüm Bart Kardesimizin Türkiye'de ic savas cikmistir diye chat penceresinde yazisini okudugumda.

Halkin sesini ne zaman ciddiye alacaklar acaba?

Yönetime getirilenler kime nasil hizmet etmelerini ne zaman ögrenecekler.

Secilene kadar uydurmadiklari kalmiyor nutuk üzerine nutuk atiyorlar, basa gectikten sonra bildiklerini okuyorlar.

Hakkinizi aramaya ve bu ugurda cabalar göstermenizi tüm kalbimle tastikliyorum Kardeslerim.

Selam ve dua ile.

n24 te online haberleri takip ediyorum.

merdem
2. June 2013, 12:08 AM
Insani meraktan catlatmayin, icinde yasadiginiz olaylari, yeni haberleri direk sizlerden bekliyorum lütfen.

Medyaya pek güven olmuyor maallesef, canli yayinlar haricinde.

Selam ve dua ile.

SEDD-İ ZERÂYİ'
2. June 2013, 11:20 PM
merdem kardeş
halk tv yi seyret birde ulusal kanalı

Türkiye de 27 ekim 2013 te yerel seçimler var.Bakalım halk ne karar verecek. :) ben az çok tahmin ediyorum ya neyse...

Taksim deki gezi parkının bayburt taki vatandaşı çok ırgaladığını sanmıyorum.Yada 3. köprünün adının Yavuz Sultan Selim olmasının Trabzondaki bir vatandaşı ilgilendirdiğini...

gerçekten çok masumane başladığını düşündüğüm gezi parkı olayı maalesef polisin aşırı ve gereksiz güç kullanması sebebiyle yine malum grupları harekete geçirdi.Maksadı gezi parkı ,AKM, ağaçlar yada demokrasi olmayan militarize olmuş, her toplumsal olayda sağı solu yakıp yıkmayı marifet sayan aynı insanlar yine üşüştüler bala üşüşen sinekler gibi.(polisinde bunlara çanak tuttuğunu düşünüyorum)
Aynı şehirler ,aynı guruplar, aynı sloganlar... (bunları kendileri ile bıraksan bu sefer birbirleri ile kavga ederler çünkü dertleri başka)

ha şimdi bu kadar yaygara çıkarıldı bir sürü olay oldu dediğim gibi ekimde seçim var bakalım oy oranları nasıl gerçekleşecek.
merdem kardeş
Sana sadece şunu söyleyeyim.Halkın bu olaylara bakış açısı Anadolu da farklı.Cumhuriyet mitinglerini yapanlar(cumhuriyet te ,Atatürk te, bayrak ta, istiklal marşı da bunların babasının tapulu malıdır.)Ak Partinin oylarını nasıl artırdıysa bu olaylarda artıracaktır.
Bidon kafalı dedikleri,iki torba makarnaya vatanı satıyor dedikleri halk işte seçimler geldimi adamın yüzünü böyle kızartır.
adama sorarlar arkadaş adama diktatör diyorsun ya bu seçimlerde insanların başına silah mı dayanıyor ki bu halk yine aynı adamı seçiyor?
ya siz diktatör görmemişsiniz(esed diktatör değil ya) yada hakikaten polis jopu yememişsiniz.

merdem
2. June 2013, 11:54 PM
Seddi Kardesim, belki de olaylar büyütülüyor, icinde olmadigim icin bilemiyecegim.

Almanya da Stuttgart sehrinde de eski tren istasyonunu (tarihi bir gecmisi olsa gerek) son derece model bir istasyon insaatiyla degistirmek istendigi icin halk tarafindan aylarca süren celiskili gösteriler yapildi.

Birdenbire hic bir sey duymaz olduk hakkinda, yapildimi yapilmadimi haberim yok, internete bakmam lazim.

Böyle olaylar devamli tekrarlaniyor. Herkesin görüs acisi tabii ki farkli oldugundan cogunlugun kimler oldugu anlasilamadan bir bakiyoruz hic bir sey olmamis gibi hayat devam ediyor.

InsaAllah Türkiyedeki olaylar fazla uzamaz da bariscil bir ortamda halledilir.

Tabi ki secimlerin yakinligi dolayisiyla olaylari baska yönlere ulastiranlar olacaktir. Bir nevi göz boyamak olacaktir.

Rabbim, Türk halkini kararlarinda dogru yoldan ayirmasin. Kalbim sizlerle atiyor.

Selam ve dua ile.

merdem
5. June 2013, 03:16 AM
Dogru mu bu haberdeki sayilar? Gercekten bu kadar ileri mi gidilmistir haksizliklarda?

*****



http://www.barandergisi.net/iktisad/haberler/her-mahalleye-3-milyoner-5-bin-issiz-h544.html

HER MAHALLEYE 3 MİLYONER 5 BİN İŞSİZ
Yiyin efendiler yiyin bu hân-ı iştiha sizin…
22 Kasım 2012 Perşembe 13:16


Türkiye'deki milyonerlerin sayısı yüzde 15 artarak 51 bini bulunca "Her mahallede 3 milyoner" diye başlık atmış iktidara yakın gazetelerden birisi. Bu başlığı atanlar 150 kişilik işe 10 bin kişinin başvurduğu iş ilanlarını, yem masrafını karşılayamadığı için süt ineğini satan üreticileri, milyonlarca genç ve okumuş işsizi, çaresizlikten kredi ve kredi kartı batağına mahkum edilenleri, dükkanını kapatmamak için direnen esnafı, tüccarı, sanatkarı, patlama yapan karşılıksız çekleri her nedense görmüyorlar. Varsa yoksa bankalarda, bankaların ahlaksız kârlarında, borsada, sıcak parada, milyoner hesaplarda gözleri. Sanki milyonerlerin sayısı artınca gelir dağılımı düzeldi, paylaşım adilleşti, milyonlarca insan geçim derdinden kendini kurtarabildi. Görmek istemeyen gözler şu acı gerçeği bile görmüyor, göremiyor veya görse de anlamlandıramıyor.

Bahsi geçen 51 bin milyoner hesap Türkiye'deki 705 milyar liralık toplam mevduatın yüzde 46.5'inin, yani 327 milyar liranın sahibi. 52 milyon hesaptan sadece ve sadece 51 bini, toplam pastanın neredeyse yarısını alıyor. Tam bir "bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa" durumu. Bir de şöyle bir çarpıcı gerçek var. Sürekli surette Türk halkının borç batağına sürüklendiğinden, hane halkının borç yükünün arttığından ve bundan bankalar başta olmak üzere rantiyenin kazançlı çıktığından bahsediyoruz. Buyurun bir örnek daha. 2002 yılında 3.4 milyar lira olan hane halkının kredi ve kredi kartı borcu, geçen 10 senede tam tamına 73 kat artarak 251.7 milyar dolara çıkıyor. Yaklaşık yüzde 750 civarında bir artış yani.” (17.11.2012 Milli Gazete)

Yiyin efendiler yiyin bu hân-ı iştiha sizin… Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin.

merdem
6. June 2013, 12:39 AM
Afrika temaslarının duraklarından Cezayir ziyaretinin ikinci gününde Başbakan Erdoğan’a, Cezayir Üniversitesi tarafından 'İnsani ve sosyal ilimler ile insanlığa katkısı'ndan ötürü fahri doktora unvanı verildi.



Başbakan Erdoğan ise besmeleyle başladığı yaptığı teşekkür konuşmasında, iki ülke eğitim kurumlarının işbirliği içerisinde olmasını temenni ettiğini dile getirerek, "Bu konuda bizler üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız. Cezayirli gençler bizim ülkemize, bizim gençlerimiz de buraya gelsin" dedi.

Arapça konusunda Türkiye’nin ciddi bir açığı olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "80’i aşkın ilahiyat fakültemiz var. Grameri hallediyorlar ama Arapça’yı konuşma konusunda zayıflık var. Biz bunu Cezayir gibi Mısır gibi Ürdün gibi ülkelerle gidermenin gayreti içerisindeyiz." Törene Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Cezayir Yüksek Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Bakanı Raşit Haravbiyye de katıldı.



****

Acaba Türkiye'yi araplastirmak istediginden dolayimi verilmistir bu ünvan Tayyip'e?

Bundan sonra "Sayin Doktor Tayyip" olarak mi hitap edilecek?

merdem
7. June 2013, 06:51 AM
Ben birsey anlamadim, ha bu adam ne demek istiyor, ne tavsiye ediyor, ne düsünüyor diye bu konuda.

Onu ilgilendiriyor mu acaba Türkiye'de neler oluyor diye?

Said Nursi aklima geldi, herhalde o da ayni keseden atardi diye :p Ikisinin de dilinden anliyamiyorum nedense.

Bir de Obama var :D o da birseyler anlatip durmustu Amerika da secimlerden evvel, hic bir kesin sonucu olmayan konusmalar.....

****


Fethullah Gülen, Gezi Parkı ve kendi resminin kullanıldığı internet sitesinde şu açıklamaları yaptı:


Gülen, Gezi Parkı ve kendi resminin kullanıldığı internet sitesinde şu açıklamaları yaptı:

Bir yerde bir haksızlığı bastırmak için elli türlü haksızlık yapıyoruz, elli türlü zulme giriyoruz. Elli türlü zulüm ve haksızlığa sebebiyet veriyoruz. Kinleri, nefretleri körüklüyoruz. Üstesinden gelinmez bir şeye sebebiyet veriyoruz.

HAFİFE ALMAK
Hafife almak, akıllı Mehmet'in işine benzer: Kırkı bir uçurumdan aşağı inmek için el ele tutunmuşlar, el ele tutunarak oradan inmek istemişler. Sonra hepsi çözülmüş, yere düşmüşler; otuz dokuzu ölmüş, birinin de kolu-kanadı kırılmış. Demişler, "Akıllı Mehmet ne oldu?" "Sormayın, demiş, az daha bir sakatlık çıkaracaktık." Umursamaz ruhlar, anlamaz düşünceler meseleye böyle bakacak.

BİZİM İHMALİMİZİN MEYDANA GETİRDİĞİ NESİLLER
Şimdi "Bütün bütün böyle.. bir hak arama meselesi hiç yoktur!" derseniz, oradaki bazı masum insanları, masum istekleri de görmezlikten gelirsiniz. Bir kere başta, biz onları ihmal etmişiz. Onlar bizim ihmalimizin meydana getirdiği nesillerdir. Saniyen; bazı makul istekleri vardır onların. Hakikaten "Bir park.. ağaçları sökülmemeli; insanların gezisine müsait hal, o durum, o tablo korunmalı!" diyebilirler, öyle değerlendirebilirler. "Ekosistem" diyebilirler, "Yeşili öldürüyorsunuz!" diyebilirler.

SANKİ KIYAMET KOPMUŞ GİBİ
Bir yönüyle bizim bir zayıf yanımızı, bazı masum insanların belki zayıf yanları sanılan masum isteklerini istismar etmek isteyen dışta ve içte bir sürü, böyle kulaklarıyla genel havayı almaya çalışanlar da var. Şimdi dünyada bütün medya Türkiye'nin aleyhinde; burada da öyle, başka yerde de öyle, Avrupa'da da öyle. Sanki kıyamet kopmuş gibi bir halleri var.

'ZULME ZULÜMLE KARŞILIK VERME'
KABAHAT HER ŞEYİ HAFİFE ALAN DA MI
Bakış zaviyemizi bir kere daha gözden geçirmemiz lazım. Acaba kabahat bu meselelere karşı umursamazlık içinde bakan, her şeyi hafife alan, "şuydu, buydu" deyip geçiştirende mi? Yoksa sokakları bir yönüyle harp meydanlarına çeviren insanlarda mı? Ya da bütün bunların kabahati, sistemde mi? Bizim iyi nesiller yetiştiremeyişimizde mi? Onlara yürekten sahip çıkamayışımızda mı? O zaman sistemin gözden geçirilmesi lazım. Bizim, düşüncelerimizi bir daha gözden geçirmemiz lazım. Biz ettiysek bunları, bence, kendimize dönerek, kendimizle yüzleşerek, burada kendimizle hesaplaşarak, daha büyük hesaplarla karşı karşıya kalmamızdan sıyrılmamız lazım. Şimdi kendimizle yüzleşmezsek şayet, kendimizle hesaplaşmazsak, altından kalkamayacağımız hesaplarla karşı karşıya kalırız, hafizanallah.

BİZ ASLINDA BİZE ETTİK... SİSTEMİ GÖZDEN GEÇİREMEDİK
Bizim bize bakmamız lazım. Biz aslında bize ettik yani. Sistemi gözden geçiremedik; "Nasıl yaparsak bu nesiller ciddi nefis muhasebesi içinde, bir nefis muhasebesi yapan nesil olarak yetişir, insan olarak yetişir; tahribatları tahribatla karşılamak değil de, tahribatları tamiratla gidermeye çalışan bir nesil yetişir?"

Düşünmedik bunları.

ONLARI HAFİFE ALDIK... ONLARA ŞEFKAT ETMEK LAZIM
Çok defa onları hafife aldık. "Bir avuç" dedik onlara..Onlara acımak lazım, şefkat etmek lazım.

MÜŞTEREK AKIL ORTAK PROJE ÜRETMELİ
Bugün böyle gitse de bence aklı başında kanaat önderleri, ilim adamları, psikologlar, pedagoglar bir araya gelerek, müşterek akıl bir araya gelerek, bu mevzuda projeler oluşturması lazım.

BİRİ OLUP BİTEN ŞEYLERİ HAFİFE ALIRSA..
Biri olup biten şeyleri hafife alırsa, yangını hafife alıyor gibi, savaşı hafife alıyor gibi… Savaş başladı ama arzu ettiğiniz yerde onu durduramadınız. Her şeyi seylaplar halinde önüne kattı, sürükledi götürdü.

MESELE KÜÇÜKKEN ONU SÖNDÜRMEYE BAKIN
Yangın ve savaş.. siz başlatsanız bile arzu ettiğiniz yerde onu durduramazsınız. O nerede duracaksa, gider orada durur. O açıdan da mesele küçükken, bir mangal közü halindeyken onu söndürmesini beceriyorsanız, orada söndürmeye bakın. Yoksa bir alanı aldığı zaman, bazen üstesinden gelemezsiniz. İtfaiyeler onunla başa çıkamaz. Onun için çok küçük bir tulumbayla bile söndürülebilecek küçük bir yangında bile, bence bütün itfaiye erlerine seslenmek lazım; "Tulumbanı al, yetiş imdada, yangın var!" diye seslenmek lazım.

KARINCA DEYİP GEÇMEYİN
Akıllı davranmak lazım, en küçük gaileleri, badireleri çok büyük görmek lazım; akıllıca üzerine yürümek lazım. Bir karınca istilasına maruz kalmışsanız, karınca deyip geçmeyin. Karınca istilasıdır bu; sizin yağ çanaklarınıza, bal çanaklarınıza kadar girerler, zehir taşır ve kirletirler oraları; hafife almayın. Olumsuzluğu hafife almak, zihnin hafifliğinden kaynaklanır, mantık hafifliğinden kaynaklanır, muhakeme hafifliğinden kaynaklanır. Her şeyi olduğu gibi görmek çok önemlidir. O zaman isabetli projeler, planlar ortaya koyma imkanı doğar.

NESLİN RESTORASYONA TABİ TUTULMASINA İHTİYAÇ VAR
Meselenin dipten ele alınmasına, çerik-çürük hale gelmiş, enkaz halindeki bir neslin yeniden elden geçirilmesine, restorasyona tabi tutulmasına ihtiyaç var. Sorumluluğumuzu çok iyi kavramamız lazım. Mesele dipten ele alınmazsa, nesillerin ıslahıyla işe başlanmazsa; o nesillere, o masum nesillere, ruh ve mana köklerinden akıp gelen şeyler tanıttırılmaz, duyurulmaz, ruhlarına içirilmezse; beyinleri onların elden geçirilmezse, nöronlarına onların yeni bir adab u erkan talim edilmezse, bu azgınlıklar devam eder.

KABADAYILIK YAPMIŞ OLURUZ SADECE

Biz de hep böyle plansız projesiz, azgınlara karşı azgınlıklara karşı tepki göstermek, reaksiyon göstermek suretiyle sadece karbondioksit atmış oluruz. Kabadayılık yapmış oluruz. Meselenin dipten ele alınmasına ihtiyaç var. Problemimiz nedir bizim? Bu nasıl giderilir, nasıl tamir edilir? Meselenin öyle ele alınması, peygamber yolunda yürünmesi lazım.''

merdem
7. June 2013, 08:10 AM
Arsalar devletler arasi alinip satilinca ne oluyor, sahislar arasinda uygulandigi zaman ne oluyor, aradaki fark nedir?


****


Taksim Gezi Parkı’nda iyi niyetle başlayan protestoların yasa dışı grupların provokasyonuyla anarşiye dönüşmesi sonucu huzursuz günler yaşayan Türkiye, şimdi de Atatürk Orman Çiftliği arazisinin ABD Büyükelçiliği’ne satılacağı haberini konuşuyor.

Taksim Gezi Parkı’nda iyi niyetle başlayan protestoların yasa dışı grupların provokasyonuyla anarşiye dönüşmesi sonucu huzursuz günler yaşayan Türkiye, şimdi de Atatürk Orman Çiftliği arazisinin ABD Büyükelçiliği’ne satılacağı haberini konuşuyor.

Ankara’da başörtülü eşi davaya giremediği için destek vermeye giden Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’a yapılan saldırının failleri, ağaçları korumayı çok seviyorsa ABD Büyükelçiliği’nin önünde çadır kurmalı. Özgürlük talep edenlerin, özgürlük mücadelesi verenlere karşı olan tutumu “özgürlük”ün neye göre olduğunu gösteriyor.

ABD Ankara Büyükelçiliği Basın Sözcüsü T.J. Grubisha, AA’ya yaptığı açıklamada, büyükelçiliğin Türk hükümeti ile uzun süredir yeni bir elçilik arazisinin satışı için görüşme halinde olduğunu belirtti. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisinin büyükelçiliğe satılacağına ilişkin iddialar hakkında, “Söz konusu arazinin şu andaki sahibi hakkındaki tüm sorular Türk yetkililerine sorulmalıdır” açıklamasını yaptı. ABD Büyükelçiliği Basın Sözcüsü T.J. Grubisha, büyükelçiliğin Türk hükümeti ile uzun süredir yeni bir elçilik arazisinin satışı için görüşme halinde olduğunu belirtti.

“Basında, hali hazırda bir Türk kurumu olan TOKİ’ye ait bir arazinin ABD hükümetine satışının planlandığına dair haberler yer almaktadır” hatırlatmasını yapan Grubisha, “Söz konusu arazinin şu andaki sahibi hakkındaki tüm sorular Türk yetkililerine sorulmalıdır” dedi. Grubisha, yeni büyükelçilik yerleşkesi için arazi alımının tüm Türk ve Amerikan kanun ve yönergelerine uygun olarak gerçekleşeceğini kaydetti.

merdem
7. June 2013, 08:13 PM
Türkiye'de herkes bir ev sahibi oldu mu, yoksa mal elden ele belli bir bölümün arasinda mi dolasip duruyor? Kimdir alan kimdir satan? Vergi dairesini mi kazikliyorlar?


*****



Son yıllardaki en düşük konut kredisi faizleri dolayısıyla bugüne kadarki en hareketli günlerini yaşayan konut piyasasında satışlar rekor üstüne rekor kırıyor.

ANKARA - Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, bu yılın ilk çeyreğinde konut satışlarında yeni bir rekora imza atıldı.

En çok konut satışının gerçekleştiği 2013’ün ilk çeyreğinde iş günü ve mesai saatleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, günde 4 bin 346, saatte 543 konut el değiştirdi. Söz konusu dönemde 1 dakikada 9 konut satıldı.

İstanbul, 58 bin 682 konut satışıyla başı çekerken, kentte günde 931, saate 116 konut satıldı. Yaklaşık 2 dakikada bir konutun satıldığı İstanbul, bu alanda ulaşılması güç bir satış hacmini yakaladı.

İkinci sıradaki Ankara’da 63 iş gününde 34 bin 786 konut satışı olurken, başkentte günde 552, saatte 69 konut el değiştirdi. Ankara’da yaklaşık olarak her dakikada 1konut satış rakamına ulaşıldı.

İzmir, 17 bin 602 konut satışıyla üçüncü sırada yer aldı. Kentte günde 279, saatte 35 konut satıldı.

merdem
9. June 2013, 12:42 AM
Gezi Parkinin gösterislerine yine bir kulp bulundu: PKK

Hani gökten tas yagacak olsa yine PKK'nin sucu diyecekler.

Kimse ses cikarmasa Gezi Parkinin yerine gökdelenler kurulsa yine PKK suclu olur.

Basim agridigi zamanlar, halsiz düstügüm zamanlar vb.... ben de hep HAVA'dandir diyor ve her bir seyi havanin üstüne atiyorum, pekala ben de PKK'nin yüzünden diyebilirim.:p

Birileride Ayet'in yok olmasini kecinin yemesine bagliyor.:p Acep o zamanlar da PKK var mi piyasada, bir arastirma yapsak fena olmaz.

Mazeretlerimiz bitmiyor ki. Dünyadaki kargasaliklarin sorumlusu Yahudi, Türkiyenin ki PKK.

Insanin adi cikacagina cani ciksin diye de bosuna denmiyo herhalde :D

ates demir
9. June 2013, 01:18 PM
Yeter.
Yeteeeeeer.
Yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeer.
Bir insanı öldüren onun ölümüne neden olan tüm insanlığı öldürmüş değil midir?
Bırakın yaşantıyı, dinde bile baskı ve zor kullanma yasak edilmemiş miydi bize? Bakara suresini demi okumadınız?
Yeteeeeeeeeeeeeeeeeeeer.

merdem
9. June 2013, 02:27 PM
Yezmesine coktan yettide Ates Kardesim, gelde güc pesinde para pesinde kosanlara anlat.

Adem'in cocuklari arasinda baslayan rekabet günümüzde halen sürüyor, sebebi ne olursa olsun ve hic de bitmeyecege benziyor.

Kendini (hasa) Allah yerine koyan, soylarini tükettikleri milletlerin (Afrika, Hawai, Avusturalya vs. ) hesabini nasil verecek bu katiller din gününde?

Incir cekirdegini doldurmayacak sebeplerden dolayi birbirlerini öldürenler, tecavüz edenler, baskalarinin hürriyetini gasp edenler (esirlik yoluyla) halen sürüp gidiyor. Ne devlet durdurabiliyor ne kanunlar durdurabiliyor (belki de islerine öyle geliyordur).

Dün n24 de tüm nefretimle izledim Amerikalilarin ve Avrupalilarin diger ülkeleri nasil sömürüp bu günkü güclerine sahip olduklarini. Ellerinden gelen tüm imkanlari kullanarak dünyayi nasil alt üst ettiklerini.


En azindan 200-300 sene evveli olmus bu olaylardan kimse bahsetmiyor. Ama Israil daha evvelden Yahudilere ait idi diyerek nasil da topraklari baskasina ait olan ülkeyi hemencecik ellerine tutusturuyorlar.

Rabbimizin laneti üzerlerine olsun hepsinin, yapilan tüm savaslar zerre kadar dahi olsa HAKK adina yapilmamistir.

Uyutulmaktan, ahmak yerine koyulmaktan biktik usandik artik.

Birileri ciksada artik haksizliga ugramis olanlarin haklarini ellerine geri verebilseler.

Esasinda tüm kargasalik aninda engel olunmamaktan doguyor, firsat vermemek lazim. Is isten gectikten sonra düzene sokmak zor oluyor. Agac yas iken egilir. Demir sicak iken islenir:)

Kiyametin bundan alasi olurmu?

Yeryüzü nasil milyarlarca yillar sonunda insanoglunun yasamasina uygun bir duruma dönüstürülmüs ise, kiyametin kopmasina sanki tüm insanlar elbirligi ile ugrasiyorlar.

InsaAllah, Rabbimize "Orada kan dökücü birisini mi halife kilacaksin?" diye soran meleklere Rabbimizin: "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim." demesinde bir hikmet vardir. InsaAllah kan dökücü olmaktan bir gün vazgeceriz, ama vakit gec olmazsa!

Selam ve dua ile.

merdem
10. June 2013, 08:23 PM
ARTE'de bu gün haberlerde Erdogan'in bir konusmasindan kisa görüntüler sunuldu.

Protestoya katilanlari "CAPULCULAR" olarak nitelendiriyor ve Sizler Türkiye'nin gelismesini, kalkinmasini istemiyorsunuz dedi.

Arkasindan Anadolu'da/Siirt yapilan gösteri sunuldu. Alevilere hic bir hak taninmadigina deginildi. Agaclarin birer canli varlik olduklari ve kesilmelerini oylamadiklarini acikladilar.

Kardeslerim, 14 gün oluyor demolarin basladigi, kisaca bilgi sunarsaniz memnun olurum.

Selam ve dua ile.

merdem
11. June 2013, 12:41 PM
ÜLKEMİZİN
İÇLER ACISI HALİ...
BIKMADAN PAYLAŞALIM...
PAYLAŞTIKÇA AYDINLANALIM...
AYDINLANDIKÇA AKP'YE BİLENELİM...
BİLENDİKÇE MEYDANLARI VE
MUTLAKA SİLİVRİ TOPLAMA KAMPINI DOLDURALIM....
BİLELİM Kİ BİZE YOL GÖSTERENLERİN TÜMÜ
ZİNDAN DA ESİR...
AKP Genel Merkezi'nin canını oldukça sıkan
Elektronik Posta bugüne kadar tam 16 milyon kişi gördü...

* İşte AK Parti' nin canını çok sıkan o mail:

Türkiye' deki icraatlarının unutulmaması ve
bakar körlerin gak guk etmemesi için
Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP' nin
Türk siyaset tarihindeki bazı ilklerini hatırlatmakta
yarar görüyorum.

* 1- İlk defa bir Başbakan
" Tezkere geçmezse memura maaş ödeyemeyiz " dedi

*2- İlk defa ekonomi büyürken işsizlik arttı.

*3- İlk defa cari açık verilirken döviz kuru arttı.

*4- İlk defa bir Başbakan zam isteyen memura
" İMF' yi ikna edin " dedi.

*5- İlk kez ithalat 100 milyar doları aştı.

*6- İlk kez cari a çığın üstünde borçlanma yapıldı

*7- İlk kez Yunan kilise bankası
Türkiye' de banka satın aldı.

*8- İlk defa domuz, kesimlik hayvanlar arasına alındı

*9- İlk defa düşük faizli dış borç,
yüksek faizli iç borç ile ödendi.

*10- İlk defa bir Başbakan ve Dışişleri Bakanı,
islâmiyeti yok etmeye yemin eden
bir Papa' nın heykeli önünde fotoğraf çektirdi.

*11- İlk defa bir Başbakan
" Toprak satılıyorsa alıp götürmüyorlar ya " dedi.

*12- İlk defa bir cami kiliseye çevrildi.

*13- İlk defa kilise ve havralar imar planında yer aldı.

*14- İlk defa bir Başbakan Yahudi düşünce kuruluşundan
" Üstün Cesaret Ödülü " aldı.

*15- İlk defa Türk askerinin başına
ABD güçlerince çuval geçirildi.

*16- İlk defa bir Başbakan
" bir dönem dini kullandık " dedi.

*17- İlk defa petrol kanunu ile
yabancılara 50 yıllık imtiyaz verildi.

*18- İlk defa yabancı rantiyecilere
vergi muafiyeti tanındı.

*19- İlk defa iletişim sektörünün tamamı
yabancıların eline geçti.

*20- İlk defa tezkere ret edilmesine rağmen
Dış İşleri Bakanlığı genelgesi ile
silahlar Türkiye üzerinden geçti.

*21- İlk defa bir Başbakan
İslâm dünyasının sınırlarını değiştirecek
BOP' un eş başkanı oldu.

*22- İlk defa bir Başbakan
Müslüman topraklarını işgal eden
ABD askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için
dua ettiğini açıkladı.

*23- İlk kez İsrailli bir işadamına çok gizli bir şekilde
800 milyon dolar kaynak aktarıldı.

*24- İlk defa bir Başbakan yapılan ihalede
önce uçak istedi
ama sonra Mercedes' e razı oldu.

*25- İlk defa fındık üreticileri en büyük mitingi yaptı.

*26- İlk defa bir Başbakan
Türkiye' yi pazarladığını açıkça itiraf etti.

*27- İlk defa tarımsal üretimde
dış ticaret açığı ortaya çıktı.

*28- İlk defa bir Başbakan çiftçilere
" Gözünü toprak doyursun " dedi.

*29- İlk defa kap kaç diye bir sektör ortaya çıktı.

*30- İlk defa zina suç olmaktan çıktı.

*31- İlk defa bir Başbakan en fazla yurt dışı gezisi yaptı.

*32- İlk defa bir Başbakan
" Borç yiğidin kamçısıdır " diyerek
borçlanmayı bir başarı olarak gösterdi.

*33- İlk defa enflasyon % 10 artarken
pancar fiyatları 99 kuruştan 88 kuruşa indi.

*34- İlk defa çiftçi ve emekliden
vergi alınması sözü verildi.

* 35- İlk defa bir Başbakan Danışmanı
Amerikalılara Başbakan için
" Bu adamı kullanın, onu rogara süpürmeyin " dedi.

*36- İlk defa GSMH artarken
KDV tahsilâtı yerinde saydı.

*37- İlk defa bir Başbakan TMSF katkısıyla
bu kadar çok TV ve gazete yönlendirdi.

*38- İlk defa Türkiye Cumhuriyeti' nin
Cumhurbaşkanı misafir olarak gelen bir kralın
ayağına gitti. Hem de 10 Kasım günü.

*39- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN
ÇİFTÇİYE " ANANIDA AL GİT " DEDİ...

*40- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN ŞEHİD ZİYARETİNDE
" ASKERLİK YAN GELİP YATMA YERİ DEĞİLDİR " DEDİ

*41- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN 300 METRELİK GEMİYE
GEMİCİK DEDİ.

*42- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN .....
GAZETELERİNİ OKUMAYIN, TELEVİZYONLARINI
AÇMAYIN DEDİ.

*43- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNEN İNSANLARI
DİNSİZLİKLE SUÇLADI.

*44- İLK DEFA BİR BAŞBAKAN İÇİN
CUMHURİYET MİTİNGLERİ YAPILDI.

*45- İLK DEFA BİR HALK KENDİ LÂİKLİĞİNDEN VE ÖZGÜRLÜĞÜNDEN KORKTU...

*46- İLK DEFA ATAMI ANLIYORUM.

Bu hızla Tayyip Erdoğan, bu dönemde
ülkemizdeki her şeyi özelleştirmiş olacak...
İş bu ya özelleştirmeye ve satmaya kafayı takmış olan başbakanımız en sonunda kendisini özelleştirir mi?
*- Türk Telekom, Arap' ın.
*- Telsim İngiliz' in.
*- Kuşadası Limanı İsrailli' nin.
*- İzmir Limanı Hong Konglu' nun...
*- Araç muayene işi Alman' ın.
*- Başak Sigorta Fransız' ın.
*- Adabank Kuveytli' nin.
*- İETT Garajı Dubaili' nin.
*- Avea Lübnanlı' nın.
*- Petkim? Ermeni' nin.
( Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bir çıkardık Ermeni...)
*- Rakı, Amerikalı' nın.
*- Finansbank Yunanlı' nın...
*- Oyakbank Hollandalı' nın.
*- Denizbank Belçikalı' nın.
*- Türkiye Finans Kuveytli' nin.
*- TEB Fransız'ın.
*- Cbank İsrailli' nin.
*- MNG Bank Lübnanlı' nın.
*- Alternatif Bank Yunanlı' nın.
*- Dışbank Hollandalı' nın.
*- Şekerbank Kazak' ın.
*- Yapı Kredi' nin yarısı İtalyan' ın.
*- Turkcell' in yarısı Finli' nin Rus' un.
*- Beymen' in yarısı Amerikalı' nın.
*- Enerjisa' nın yarısı Avusturyalı' nın.
*- Garanti' nin yarısı Amerikalı' nın.
*- Eczacıbaşı İlaç, Çek' in.
*- İzocam, Fransız' ın.
*- TGRT ( Fox ) Amerikalı' nın.
*- Demirdöküm Alman' ın.
*- Döktaş Fransız' ın.
*- Süper FM Kanadalı' nın.

Hepsi TÜRK'tü bir zamanlar...Sadece 8.5 yıl önce.
( Yani AKP hükümetinden önce)

TATLI UYKULAR TÜRKİYE...

merdem
11. June 2013, 01:17 PM
M.Tanzer ÜNAL - Bu “kuru inat”ın sonu nereye varacak?



Pazar günü televizyonda Başbakan Erdoğan’ı dinlerken rahmetli Osman Bölükbaşı’ yı hatırladım.
Ve Bölükbaşı’nın o meşhur lafını…
“Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı da kuru inat batırır.”
Mükemmel bir hatipti.
Tek başına muhalefetti.
Verdiği mücadeleyle “fenomen” haline gelmişti.
İyi bir “ayar” ustasıydı…
“Tokat gibi” cevaplarıyla ünlüydü.
Bu dönemde yaşasa, şüphesiz ülkemizin en “mücadeleci” ve “renkli” politikacısı olurdu.
O’nu ve sözlerini unutmak mümkün değil.
1911-2002 yılları arasında yaşadı.

1950-1960 yılları arasında Kırşehir, 1961-1973 yılları arasında ise Ankara milletvekilliği yaptı.
Millet Partisi, Cumhuriyetçi Millet Partisi ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi genel başkanlıklarında bulundu.
Demokrat Parti, Osman Bölükbaşı’nın milletvekili seçilmesini önleyemeyince, Kırşehir’i “ilçe” yapmıştı.
Türk siyasi tarihinde hiç unutulmayacak bir olaydır bu!
Bölükbaşı’nın sözleri bugün de hâlâ dilden dile dolaşır.

*(Kendisine TIRT OSMAN lakabının takılması üzerine)”Hırtı çok olan bir ülkede varsın bir de TIRT olsun!”
*”Türkiye’deki bütün sektörleri tetkik ettim. En büyük kazanç sağlayanın din ticareti olduğunu tespit ettim.”
*”Eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır.”
*”Siyasi hayatımda beni en çok üzen, ne zaman konuşmaya başlasam, İsmet Paşa’nın kulaklığını çıkarıp masaya koymasıydı.”
*(Siyasetçiler için)” Bunların en namuslusu genelevden emeklidir.”
*(Halka hitaben) “Sizin harmanınız büyük de taneniz çıkmıyor. Burada beni dinlerken aşka gelip Rahman’ı alkışlarsınız, sandık başına gidince şeytana sarılırsınız.”

*(İşadamlarına) “Ah benim aslan görünüşlü, tavşan yürekli sermayem.”
*(Atalarımızın Viyana’da ne işi vardı, sorusuna) “Haçlı seferlerine iade-i ziyaret…”:)
*(Kırşehir’in ilçe yapılması üzerine) “Vilayeti kaldırdınız, bizi de kaldırın da zulmünüz tamam olsun!”
Osman Bölükbaşı’nda laf tükenmezdi.
Kurşun gibi, tam hedefine oturturdu.
**********
Osman Bölükbaşı’nın yıllar önce söylediği “Zengini hayırsız evlat, memuru süslü avrat, politikacıyı da kuru inat batırır” sözü bugünü de anlatmıyor mu?
Şu olup bitene bakın!
Şu yaşadıklarımıza bakın!
Bir kişi, Başbakan Erdoğan, “kuru inadı” yüzünden kendisini de ülkemizi de ne hale getirdi.
Sağduyunun sesine kulak vermiyor…
Sokaktakileri duymamazlıktan geliyor…
“Bildiğim bildik, dediğim dedik, çaldığım düdük” diyerek burnunun doğrultusunda yürüyor.
Hiç kimseyi dinlemiyor.
Dinledikleri, yandaşları…
Kendisini gaza getirenler…
Bütün sağduyu çağırışlarına kulaklarını kapıyor, sadece “kendi sesini” dinliyor.
Kendi sesinden tahrik oluyor, konuştukça konuşuyor…
Kendi sesini, tanrının sesi mi sanmaya başladı, ne?
************
Ne yalan söyleyeyim, o konuşmalardan ben ürktüm.
Bir millet bu kadar azarlanmaz ki!
Millete bu kadar bağırılmaz ki!
Millet, bu kadar ayrıştırılmaz ki!
Millet bu kadar tehdit edilmez ki!
Sanatçılar bu kadar aşağılanmaz ki!
Memlekette demokrasi varsa…
Hele hele AKP’nin tanımıyla “ileri demokrasi” varsa…
Halk gösterisini de yapacak, görüşünü de açıklayacak.
Millet sokağa dökülmüş mü, dökülmüş…
“Ben daha fazlasını sokağa dökerim” diyemezsin.
Gezi Parkı’na nispet olsun diye, bir günde 6 noktada miting yapmazsın.
Bu hafta sonunda, yine nispet olsun diye Ankara ve İstanbul’da miting yapma kararı almak, milletle inatlaşmak, ülkeyi yönetme iddiasında olanlara yakışıyor mu?
Erdoğan, söz tutmayan çocuğuna bağırır gibi, millete bağırıyor.
Herkes sanki “emir eri”…
Otur otur, kalk kalk!
*********
Sonra…
Başbakan Erdoğan’ın, kendi ifadesiyle “çapulcu” dediklerine kızmaya ne hakkı var ki!
Bu çapulcular, AKP döneminin çapulcuları…
AKP iktidar olduğunda 10 yaşında olanlar, bugün 21 yaşındalar.
O çapulcular ki, lise ve üniversiteyi bitirdikleri halde aralarında 2. 5 milyon işsiz var.
Bir şey daha…
Dinimizde, insanlara kötü ve aşağılayıcı söz söylemek günah değil mi?
Nerede kaldı Müslümanlık?
Gerçi artık bu söz, salt Erdoğan tarafından söylendiği için, “onur sözü” olarak kabul ediliyor.
Çevrenize kulak verin, ortalık, “çapulcu olmakla gurur duyduğunu” dile getiren insanlarla dolu.
***********
Benim gördüğüm şu:
Bu işin sonu iyi görünmüyor.
“Kuru inat”, Başbakan Erdoğan’a da ülkemize de zarar veriyor.

SEDD-İ ZERÂYİ'
11. June 2013, 09:16 PM
TAYYİP ERDOĞAN cumhuriyet tarihinin gördüğü en büyük liderdir.

Türk Milletinin 45 günlük hafızası var.2000 li yılların başını hatırlıyorum ülke ne haldeydi.Peki ya 90 lar... aman Allah ım ne günlerdi.80 ler hayali ihracaat diz boyuydu.gerisini saymıyorum bile.Balık hafızalı insanımız.Sen alışmışsın insan yerine konulmamaya şimdi az biraz durumun düzeldi yine kaşıntın başladı.
bu söylediğim tabi küçük bir yüzde için yakıp, yıkmak, bombalamak, öldürmek bunların genlerine işlemiş.
yabancı istihbarat örgütlerinin oyuncağı olmuş teröristler yine bu gün ortalığı yaktılar.Bunlar ne demokrasiden, ne insan haklarından anlar.tek bildikleri köhnemiş yok olmuş gitmiş pis ideolojilerinin hala nefes aldığını göstermek.Halk bıktı her gün bunların teranesini seyretmekten.
Ulusal tv ve Halk tv kendi yandaşlarını galeyana getirmek için bir sürü yalanı saydırıyorlar.Vallahi televizyon karşısında gülmekten yerlere yatıyorum.Bir kanal taksimi gösteriyor gezi parkında hiç bir olay yok. ulusal kanalda gezi parkında onlarca ağır yaralı var diyor çok acil ambulanslara ihtiyaç var deniyor.Maksat ne? maksat ağzı köpürmüş yandaşlarını dahada kudurtmak.
Bir adamı gösteriyorlar polis diye.Adamda gaz maskesi var molotof atıyor.Adam yakalanıyor bir bakıyorsun SDP üyesi çıkıyor.Devrimci karargah örgütü suçlamasıyla içeride yatmış.
Apo ile Mustafa Kemal posterleri yan yana sallanıyor,Türk bayrağı yakılıyor, gezi parkının içinde aponun sözleri çarşaf çarsaf pankart olmuş asılıyor.
İnsanlar artık neyin ne olduğunu görmeye başladı.Bu solcu teröristler amaçlarına ulaşamayacak.Çünkü halk yanlarında değil.Yanlarında olanlarında kimler olduğunu yurdum insanı çok iyi biliyor.

SEDD-İ ZERÂYİ'
11. June 2013, 10:21 PM
.

Bu hızla Tayyip Erdoğan, bu dönemde
ülkemizdeki her şeyi özelleştirmiş olacak...
İş bu ya özelleştirmeye ve satmaya kafayı takmış olan başbakanımız en sonunda kendisini özelleştirir mi?
*- Türk Telekom, Arap' ın.
*- Telsim İngiliz' in.
*- Kuşadası Limanı İsrailli' nin.
*- İzmir Limanı Hong Konglu' nun...
*- Araç muayene işi Alman' ın.
*- Başak Sigorta Fransız' ın.
*- Adabank Kuveytli' nin.
*- İETT Garajı Dubaili' nin.
*- Avea Lübnanlı' nın.
*- Petkim? Ermeni' nin.
( Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bir çıkardık Ermeni...)
*- Rakı, Amerikalı' nın.
*- Finansbank Yunanlı' nın...
*- Oyakbank Hollandalı' nın.
*- Denizbank Belçikalı' nın.
*- Türkiye Finans Kuveytli' nin.
*- TEB Fransız'ın.
*- Cbank İsrailli' nin.
*- MNG Bank Lübnanlı' nın.
*- Alternatif Bank Yunanlı' nın.
*- Dışbank Hollandalı' nın.
*- Şekerbank Kazak' ın.
*- Yapı Kredi' nin yarısı İtalyan' ın.
*- Turkcell' in yarısı Finli' nin Rus' un.
*- Beymen' in yarısı Amerikalı' nın.
*- Enerjisa' nın yarısı Avusturyalı' nın.
*- Garanti' nin yarısı Amerikalı' nın.
*- Eczacıbaşı İlaç, Çek' in.
*- İzocam, Fransız' ın.
*- TGRT ( Fox ) Amerikalı' nın.
*- Demirdöküm Alman' ın.
*- Döktaş Fransız' ın.
*- Süper FM Kanadalı' nın.

Hepsi TÜRK'tü bir zamanlar...Sadece 8.5 yıl önce.
( Yani AKP hükümetinden önce)

TATLI UYKULAR TÜRKİYE...

Yukarıdaki yazı cahilce yazılmış.Şirketler özelleştirildi deniyor.Yahu yukarıdaki şirketlerin %90 ı zaten özel şirket nasıl özelleştirilmiş.
Denizbank ı kar eder vaziyetteyken Ahmet Nazif ZORLU ya başbakan mı sattırdı.Eczacıbaşı ilaç ı zentivaya başbakan mı sattırdı.yada süperfm i ...komik olmayın ya
yukarıdaki şirketlerin çoğusu ya aile şirketi yada holding.Özel sektör bu.Adam para kazanmaya bakıyor.serbet piyasa ekonomisinin gereğini yapıyor.
petkim ermenilere satılmış, hani hepiniz ermeniydiniz ne oldu.
kaldı ki bizim firmalarımızda yurtdışında şirketler alıyor.Mesela Denizbank ı satan Ahmet Nazif Zorlu Fransızların en büyük tekstil firmasını satın aldı. buna ne diyeceksiniz.
ne istiyorsunuz kardeşim
başımızı kuma gömelim,sınırlarımızı kapatalım,ithalat ihracat yapmayalım,teknoloji alışverişi yapmayalım,dünya yı takip etmeyelim,kapalı kutumu olalım. Valla on senede somaliden farkımız kalmaz.Dünya artık eski dünya değil.dünya küçüldü,sınırlar kalkıyor.siz hala İsmet inönü nün zamanını hayal ediyorsunuz. pesssss.Uyanında balığa gidelim

Fers
11. June 2013, 10:28 PM
sayın merdem sadece kopyalar yapıştırır, o na sorma şuna sor...

merdem
11. June 2013, 11:22 PM
sayın merdem sadece kopyalar yapıştırır, o na sorma şuna sor...

YES Fers Kardesim.

Birdenbire site canlaniverdi.

Günlerce rica ettim bana lütfen Türkiye deki olaylari özetlermisiniz diye, Bart Kardesimizin haricinde kimseden bir cit duymadim.

Ben koyalayip yapistirinca ayaklanma oldu :p

SEDD-İ ZERÂYİ'
12. June 2013, 12:12 AM
merdem kardeş herkesin bir bakış açısı var ben kendi bakış açımdan ülkede nelerin olduğunu sana yazmaya çalıştım.

Bak tüm samimiyetimle söylüyorum ilk günlerde gezi parkında yapılan eylemi çevreci ve samimi buluyorum.Polisin gereksiz ve aşırı güç uyguladığını düşünüyorum.

peki ya daha sonrası...
sonrası malum.yine aynı militarize olmuş aşırı sol yasa dışı örgütler sazı eline aldı.molotoflar,havaii fişekler,demir bilyeler,sis bombaları ve hatta bugün yakalanan Sdp üyesi elemanda silah.
iş maksadını aşmış amalanan şey raydan çıkmıştır.bu artık bir kalkışmaya dönüşmüştür.
devlet ne yapacak buyurun her yeri yakıp yıkın mı diyecek.onların hakkı kadar benimde hakkım var .Ve ben bu rezillikleri görmek istemiyorum.Bunlar yüzünden üle ekonomisinin sekteye uğramasını istemiyurm.Yada en basitinden bu gün gidip istiklal caddesine yada taksim meydanında gezmek istiyorum.Ama bu işgalciler yüzünden maalesef öyle bir özgürlüğüm yok.senin özgürlüğünün sınırları benim özgürlüğüme müdahale etmeye başladığın an biter.

merdem
12. June 2013, 12:37 AM
merdem kardeş herkesin bir bakış açısı var ben kendi bakış açımdan ülkede nelerin olduğunu sana yazmaya çalıştım.

Bak tüm samimiyetimle söylüyorum ilk günlerde gezi parkında yapılan eylemi çevreci ve samimi buluyorum.Polisin gereksiz ve aşırı güç uyguladığını düşünüyorum.

peki ya daha sonrası...
sonrası malum.yine aynı militarize olmuş aşırı sol yasa dışı örgütler sazı eline aldı.molotoflar,havaii fişekler,demir bilyeler,sis bombaları ve hatta bugün yakalanan Sdp üyesi elemanda silah.
iş maksadını aşmış amalanan şey raydan çıkmıştır.bu artık bir kalkışmaya dönüşmüştür.
devlet ne yapacak buyurun her yeri yakıp yıkın mı diyecek.onların hakkı kadar benimde hakkım var .Ve ben bu rezillikleri görmek istemiyorum.Bunlar yüzünden üle ekonomisinin sekteye uğramasını istemiyurm.Yada en basitinden bu gün gidip istiklal caddesine yada taksim meydanında gezmek istiyorum.Ama bu işgalciler yüzünden maalesef öyle bir özgürlüğüm yok.senin özgürlüğünün sınırları benim özgürlüğüme müdahale etmeye başladığın an biter.

SEDD-I Kardesim,

bir de olaylari baska yönden düsünelim.

Bir basbakan baskanligini bilmeli, halka posta koyarcasina dedigim dedik caldigim düdükle idare yürümez.

Demek ki halki artik sabri tasmis, son damla bardagi tasirmis ki artik isyan ediyor. Ates olmayan yerde duman tütmez.

Halki secimiyle idare basina gelen bir devlet adami halki cocunlugunun arzularini isteklerini göz önünde bulundurmalidir.

Devlet idaresi elma dersem cik armut dersem cikma demekle yürütülmez, ciddi bir meseledir.

Türk devletinin idare sekli ne olursa olsun, ne isim verilirse verilsin daima haktan yana olmalidir. Bilhassa basbakan kendini ön plana gecirip ille de ben bunu yapacagim/yaptiracagim diye tutturursa o ülkede serbestlik/hürriyet ölmüstür.

Halk oyuyla idareye secilenler ayni sekilde halk oyuyla da idareden geri cevrilmeleri mümkündür. Türkiye ne bir krallik ne de diktatörlük bir rejimle idare edilmedigine göre, halkin sesine önem verilmelidir, cocunlugun sesine, bir iki kisinin degil.

Kardesim senin benim görüsümle degisecek degildir elbet olaylar, cogunlugun sesinden bahsediyorum.

Bir Menderes'in idam edildigi bir ülkedir Türkiye, bicak kemige dayanmadan olaylar tatlilikla halledilmelidir.

Uzun süren kargasaliklarin ne sonuclar getirdigini gün be gün komsu devletlerde meydana gelen olaylardan örnek almamiz gereklidir.

Farz edelim, Tayyip Erdogan disari ülkelerden el altindan yardim dilemeye kalkti, buyrun cenaze namazina!

Kimse kimseyi , ama hic bir sekilde tam olarak taniyamaz. Ne emeller tasidigini bilemez. Bu yüzden acik sözlü olmak mecburidir, iki yüzlülüge lüzum yok, ki az cok herkes kendini tanitmis olsun, idare basindakilerin en önemli vazifelerinden biridir bu.

Yalanla dolanla politika ayaklariyla dönen dolaplar elbet bir gün dönmez olur.

Erdogan müslüman ayaklariyla, haniminin basörtüsüyle göz boyamasin. Ille de örtü der oraya buraya zirt pirt ziyaretler hatunu yaninda, bizim kiz bizden kacar misali.. oturtsun o zaman hatununu evinde. Kim idare ediyor devleti? Osmanli hatunlarinin devrine mi dönecegiz?

Hatun okul aciriyor kendi adini veriyor okula. Önce sormak isterim o acilan okullarin, köprülerin masraflari nereden geliyor, kime ait? Halka mi sahsa mi? Sahsa ait ise ne zaman nasil birikmistir onca servet, hic mi baskalariyla paylasilmamistir? Neden normal bir vatandasin ismi verilmiyor acilan kurumlara? Ille de adi mi kazilmasi lazim birilerinin tarihe?



Selam ve dua ile.

SEDD-İ ZERÂYİ'
12. June 2013, 01:03 AM
başka açıdan düşünelim
bir kere şu başörtüsü alerjini anlamıyorum.İnsanlar ister inandığı için ister moda için taksın bu kimseyi ilgilendirmez.
Sana daha öncede sormuştum cevap alamammıştım.Sence eşi başı örtülü insanlar hangi mesleği yapmalı.Mesela eşi baş örtülü diye bir adam başbakan yada cumhurbaşkanı olamasın mı?
Eşi başörtülü diye bu insanlar bu ülkeden gitsin mi?(merak ediyorum geriye kim kalacak)


Menderes i sudan sebeplerle idam ettiler.Ve idam ettirenler bu halkın gönlünde lanetlenmiştir.Kimse Tayyip ERDOĞAN için buna cüret edemez.O seçimle gelmiş bir insan.gücü yeten varsa seçimle indirir.Aksini savunmak bu ülkeyi çok kötü kaosa sürükler.

çoğunluğun sesinden bahsediyorum diyorsun.Bende sana soruyorum nerde bu çoğunluk.polise molotof atan üç beş çapulcumu çoğunluk.Yda izmir de buluttan nem kapan kuru kalabalık mı?Anadolu ya gel Anadolu ya bak bakalım işin rengi nasıl değişiyor.

haa demokratik her ülkede her bireyin ve azınlıklarında hakları çoğunluk kadar kutsaldır.bunu diyorsan önünde saygıyla eğilirim.Herkes bu düşüncede olursa(mesela sende insanların baş örtüsüne saygı duyarsan veya inançlarına)o zaman sıkıntı kalmaz.

Gördüğüm kadarıyla bu iş biraz sidik yarıştırma işine döndü.Umarım aklı selim galip gelir ve her şey yoluna girer.Tam Turizm mevsimi bir çok insan bu işten ekmek yiyor bari onların işleri sıkıntıya girmesin.

merdem
12. June 2013, 01:22 AM
başka açıdan düşünelim
bir kere şu başörtüsü alerjini anlamıyorum.İnsanlar ister inandığı için ister moda için taksın bu kimseyi ilgilendirmez.
Sana daha öncede sormuştum cevap alamammıştım.Sence eşi başı örtülü insanlar hangi mesleği yapmalı.Mesela eşi baş örtülü diye bir adam başbakan yada cumhurbaşkanı olamasın mı?
Eşi başörtülü diye bu insanlar bu ülkeden gitsin mi?(merak ediyorum geriye kim kalacak)


Menderes i sudan sebeplerle idam ettiler.Ve idam ettirenler bu halkın gönlünde lanetlenmiştir.Kimse Tayyip ERDOĞAN için buna cüret edemez.O seçimle gelmiş bir insan.gücü yeten varsa seçimle indirir.Aksini savunmak bu ülkeyi çok kötü kaosa sürükler.

çoğunluğun sesinden bahsediyorum diyorsun.Bende sana soruyorum nerde bu çoğunluk.polise molotof atan üç beş çapulcumu çoğunluk.Yda izmir de buluttan nem kapan kuru kalabalık mı?Anadolu ya gel Anadolu ya bak bakalım işin rengi nasıl değişiyor.

haa demokratik her ülkede her bireyin ve azınlıklarında hakları çoğunluk kadar kutsaldır.bunu diyorsan önünde saygıyla eğilirim.Herkes bu düşüncede olursa(mesela sende insanların baş örtüsüne saygı duyarsan veya inançlarına)o zaman sıkıntı kalmaz.

Gördüğüm kadarıyla bu iş biraz sidik yarıştırma işine döndü.Umarım aklı selim galip gelir ve her şey yoluna girer.Tam Turizm mevsimi bir çok insan bu işten ekmek yiyor bari onların işleri sıkıntıya girmesin.

Degerli Kardesim,

bak ne güzel bir konuya degindik yine: BASÖRTÜSÜ

Basörtüsüyle hangi meslek yapilir yapilmaz sorusuna kendin cevap vermis oluyorsun Kardesim.

Tayyip Erdogan'in hanimi basörtülü degil mi, evet, o örtülü halinle resmi davetlere katiliyormu katilmiyormu? Katiliyor.

Gelelim coba salatasina. Erdogan bie baskan olarak kendi istedigini demek yapabiliyor(!), hanimini türbaninla resmi davetlere yaninda canta gibi tasiyor, tasisin iyi güzelde, acaba bu adam neden resmi dairelerde, mecliste, unilerde baska kadinlar/kizlar türbanlariyla kabul edilmiyor?

Bu ne perhiz bu ne lahana tursusu.

Kimdir ortaligi ayaklandiran.

Bu adam sadece kendine mi müslüman? Diger hanimlarin hakki degil mi baslarindaki türbanlariyla meclise katilmalari, unilerde yer almalari, resmi dairelerde calisabilmeleri?

Bu adam sadece isine gelen yerde mi müslüman? Sadece kendi cennetine gelince mi müslüman?

Lafa bakiniz bir kere Kardeslerim, Erdogan bla bla ile zamaninda akrabalarinin türbanla okuma imkanlari olmadigi icin yurt disinda okumak/diploma almak zorunda kalmislar! Mis mis lar, madem o kadar iyi biliyor durumlari da, neden Türkiyede bir düzen tutturmuyor?

Tutturamaz, yoksa koltugundan olur. Erken öten horozu erken keserler. O yüzden daha cooook seneler iktidarda kalmaya niyetliye benziyor. ne menfaati var ise.

(Laf arasinda, sayet Erdogan mert biri ise, önce mali durumunu bir izah etsin, paralar nereden gelip nereye gidiyor)

Belesten hic bir akli basinda insan kalkip ta devlet yönetme gibi zor bir ödevi sebepsiz yere üstlenmez.

Kendi vataninda o türbanla istedigi yere girip calisamadikatan sonra o diplomanin ne önemi var?

Hangi bir yurttasin mali durumu müsait yurt disinda ögrenim yapmaya? Tüm türbanlilarimiz Amerika'nin Ingiltere'nin kapisinda mi ögretim görecekler?

Ya hep ya hic! Budur HAK!

Selam ve dua ile.

Miralay
12. June 2013, 05:18 PM
Selamünaleyküm değerli kardeşlerim.

Ben Gezi Parkı olaylarından endişe ediyorum.

Tamam, belki olaylar ilk başta masumane başladı;fakat daha sonra TV kanallarında ya da internette gördüğünüz üzere gerçekten de marjinal gurupların eline geçti.
"Kurt puslu havayı sever." misali, ne kadar illegal örgüt varsa ortaya çıktı.
Benim polisim de asayişi sağlamaya çalışınca,"vay efendim biber gazı,tazyikli su,orantısız güç, polis şiddeti" feryatları ortalığı kapladı.
Eğer oraya polis gitmese ve arbede esnasında ölenler olsa," devlet güvenliğimiz sağlamıyor" denilecek.

Adamlar (ki onlara adam demeye haya ederim) yüzlerinde maske,ellerinde molotof,taş ve fişek atan garip bir araçla benim ülkemin polisine saldırıyor. Polis araçlarını,ambulansları,itfaiye araçlarını yakıyor.

O fişek atan aleti de satanlar iyi para kazanıyorlar bu arada. Fırsat bu fırsat;ganimet bol nasıl olsa.
Şunu unutmamak gerekir ki;bir savaşı,kavgayı ilk çıkaranlar silah satanlardır. Her iki tarafa da silah satar ve böylece para kazanırlar.

Halkımın demokratik tepkilerini dile getirmek için eylem yapmalarına eyvallah. En doğal haklarıdır. Ama bu yakıp yıkarak,terör örgütlerinin afiş ve pankartlarını oraya buraya asarak,kabul etsin-etmesin devletin başbakanına küfürler ederek yapılmaz.
Ben geçen hafta İstanbuldaydım. Tam da Kadıköy iskelesinden karşıya geçecektim ki, olayların tam ortasına düştüm.
Bağdat Caddesi'nde altında Ferrarisi ve hayatımda markasını bile duymadığım lüks arabası olan kalabalıklar gövde gösterisi yaptılar. (En fakirinin altında Mercedes vardı.)

Trafiği tıkadılar. 1 km.yolu yarım saatte gidebildik. Taksimetrenin ne yazdığını siz tahmin edersiniz artık.

Başbakanı ve hükümeti ister kabul edersiniz,isterseniz etmezsiniz. Ama ülkeyi iç savaşa sürüklemenin,kaosa itmenin anlamı yok.
Ülkeyi yönetenlerden şikayeti olanlar gitsin sandıkta göstersinler kendilerini.

merdem
12. June 2013, 07:57 PM
Ve Aleykum Selam! Degerli Kardesim Miralay,

olaylar belki de oldugundan fazla büyütülüyor. Esasinda bu Türkiye sinirlari icinde kalmalidir.

Her devlette bu türden gösteriler oluyor.

Almanya'da her 1. Mayis ta Almanya'nin tüm polisleri Berlin'de toplaniyor. Felaket sekilde arabalar yakiliyor, ortalik darmadagan ediliyor. Her sene.

Yine her sene atom cöplügü trenlerle Almanya'nin bir taraflarina tasiniyor ve günlerce haftalarca evvelinden gösteriler basliyor. Polislerin sayisi alabildigine.

Stuttgart'a eski tren istayonunu yenilemek istediler, bi riki sene oluyor olay Stuttgart21 diye adlandirildi. Orada da asirlik agaclar yikilmasin diye halk ile polis yine birbirine girdi, cok uzun bir zaman sürdü.

Inan ki haberimiz dahi yok sonuctan ne oldu diye, öylesine bir yankilanma yapilmisti ama sonuc soru isareti olarak kaldi.

Türkiye de yine aynidir durum herhalde, ama dedigin gibi birileri olaylara baska yönler vermek istiyor. Politikacisindan bakkalina kadar herkes bir baska havadan caliyor.

Benim cekindigim nokta da budur, agac korunumundan dünya ormanlari sorunu olmamali bu olay. Tatlilikla bir sonuca varmali, hem halkin hayrina hemde devlet idarecileri hayrina bir karara varilmali.

Biliyormusun Kardesim bu isler ayni 40 yillik ciftlerin durumuna döndü. Hani esler vardir birbirlerinin dilinden anlamazlar, konulari aninda halletmezler. Herhangi bir cingar ciktiginda bütün eski camasirlar ortaya cikarilir. Halbuki bir meselenin öbürüyle alakasi yoktur. Birbirine karistirmamali.

Türkiye'nin gelecegi hakkinda en iyi umutlarimizi sürdürmeye devam edelim ve uygulamaya calisalim.

Dost uyur düsman uyumaz. Türkiyemizde tüm dünyanin gözü vardir sahane cografi bakimindan, kimbilir kimler ne hayaller pesinde kosuyordur asirlardan beri.

Türkiye altin yumurtlayan tavuktur, degerini aninda ve her zaman icin bilip degerlendirmek gerekir. Tüm vatandasin el ele vererek gönül birligi ile calismalarini tüm kalbimle diliyorum.

Selam ve dua ile.

merdem
12. June 2013, 11:52 PM
https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/p480x480/947356_481849991887239_2119054454_n.jpg

Miralay
13. June 2013, 08:16 AM
https://fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net/hphotos-ak-prn1/p480x480/947356_481849991887239_2119054454_n.jpg

:)

Tam yol ileri ama barış içerisinde olması kaydıyla.
Ben halkın tepki göstermesine birşey demiyorum. Benim kastım orada üzüm yemek isteyenlerin yanında, bağcıyı dövenlerin de olması.

Devletin araçlarını yakıp, yıkıyorlar. Onlar bizlerden kesilen vergilerle temin ediliyor.

Orada bazı örgütler fırsat bu fırsat diyerek boy gösteriyorlar. Onları fışfışlayanları da çok iyi tanıyorum. Bazı aşırı militan ve ateist, Atatürkçülüğü paravan yapan internet siteleri.

Dünya tarihi üzerinde adı fitne,fesat ve kötülükleri yaymak için kullanılan tek lider sanırım Atatürktür. Ne yazık. O değerli kişinin bile adını kötülüklerde kullanıyorlar.

merdem
13. June 2013, 01:46 PM
Degerli Miralay Kardesim,

bir ülkede beraber yasamdan dogan problemleri bir kenara birakalim, misal olarak internet sitelerini örnek vereyim, bazi sitelerde gercekten birbirleriyle yüz yüze gelmedikleri halde insanlarin birbirlerine karsi düsmanca yazismalari hayret verici birsey. Kardesligi internette dahi uygulayamiyoruz, sanki rüyada celisiyoruz birbirlerimizle.

Dedigin o kadar dogru ki, islam adi altinda yapilan propagandalar o kadar cok yönlü bir durum almis. Gercekten neyin ne oldugunu anlamak icin Rabbimizin bizlere bahsetmis oldugu aklimizi kullanarak ulasabiliriz.

Hani bir sayim yapacak olursak, internette kurulan tuzaklar hadislerin sayisindan daha cok ve daha etkili olabiliyor.

Hepsi sanki alim kesilmis, verilen fetvalar insani hayretler icinde birakiyor. Anlamadigim bir sey var, nasil oluyor bu insanlar müslümanim diyerek bu alimciklere(!) sorular soruyorlar, hic mi daha evvelki cevaplari okuyup sacmaliklarin farkina varamiyorlar.

Vakiflar adi altindaki siteler yine ayri bir alem.

Birileri kendi kendini yönetmekten aciz olup nasil olur da baskalarini yönetmeye kalkarlar, uyanlarin aklina sasarim.

Karl Marx'a da Obama'ya da Einstein'a da müslümandir diyerekten onlarin fikirlerini dahi yutturanlar olursa hic sasmam.

Kimin ne denli müslüman oldugunu kim nereden biliyor? Canlari alinirken yanlarindamiydilar, sahit mi olmuslar müslüman olarak bu dünyadan göc ettiklerine? Zan altinda kalarak, sirf kendi menfaatlerine alet etmekten dolayi karistirilmadik halt kalmadi. Olmayani müslüman sayarlar, olani tekfir ederler.

Allah'in vazifelerini üstlenmek degildir iman etmek, Allah adina bizlerin verecegi kararlar degildir bunlar.

Dan Brown'in KAYIP SEMBOL kitabini okudum, adam sapitmis sonunda, Vatikana yaltanlakmak zorunda kalmis olabilir tehdit edilmis olabilir, ama ideallerini bu denli nasil degistirebilir, insanlari bu denli nasil hayal kirikligina ugratabilir. Incil'i göklere cikartiyor, bir övüyor hayret dogrusu.

Anlayisimin kitligina ver, sayet yanlis anlamis isem, kitabi almanca okudum, sonunda demek istiyor ki, tüm insanlar ilahmis/GOTT. Incilde Allah "BIZ" diye bahsediyormus, hoppla! Kur'anda da "BIZ" diye hitap ediyor Rabbimiz, tüm insanlari mi katmak lazim o "Biz" sözcügünün icine?

Yaradan ile yaratilan belli. Yaratilanlar YARADAN'in emirlerin, buyruklarina uymak zorundadirlar. Rabbimizin kanunlari bellidir, kimse degistiremez.

Ayetleri evirip cevirip kendimize uygun bir sekle sokar oldukm ilahlar üzerine ilahlar katar olduk. Insan ortak kosmadan iman etmez! Isin ciddiyetini anliyamadik gittik.

Hepimiz ölecegiz sonunda. Yaptiklarimiz bizimle beraber olacak ve onlardan sorulacagiz. Dünyayi Rabbimiz oyuncak olsun diye yaratmadi, eglencelik aramis olsaydi bize ihtiyaci olmadan da eglenebilirdi. Ama biz halen dünyayi da dinimizi de imanimizi da eglence yaptik. Karsiligini cok aci bir sekilde ödeyecegiz.

Ya uygulanir ya da uygulanmaz, ama ortak kosulmaz.

Biz müslümanlar dahi ölümü düsünmez olduk. Bu dünyada varoldugumuz müddetce yasariz diyenlerden olduk. Aksini iddia eden varsa, öncelikle hayat sekillerini, düsüncelerini, eylemlerini inceden bir gözden gecirsin. Ondan sonra iddia etsin.

Baskalarinin hatalarini görmek icin büyültec, kendi hatalarimizi görmek icin mikroskop kullanmaktan vazgecelim. Tüm hatalari en kücük atomuna kadar bir gözeyenin oldugunu unutmayalim.


Yaziklar olsun, Ahireti unuttuk. Dünyayi mesken edindik, emellerimize usak olduk. Iblisin ordulari daha simdiden savasi kazanmis olarak kahkahalar atiyor. Bu muydu Rabbimize verdigimiz söz!

Sadik kaldigim tek sey türk dili oldu, senelerdir almanya da yasiyorum.

Ne mutlu almanim diyerek irk kirimciligina giresecek olanlari devlet cezalandiriyor. Hitler öldü, onunla beraber ideallerini de gömdüler. Almanya hayata yeniden basladi.

Selam ve dua ile.

merdem
15. June 2013, 05:52 PM
Yüce Allah'in Selami hepimizin üzerine olsun degerli Kardeslerim,




Her hangi bir konuyu/bir olayi tesvik/tenkid etmeden evvel o konuda/olay üzerine genis ve kesin bilgi sahibi olmak gerekir.

Körü körüne evvelkilerden edindigimiz/etkisi altinda kaldigimiz, enine sonuna kadar arastirmadigimiz konularda/ olaylarda verecegimiz her karar yanlis olacaktir.

Düsünmek/aklini kullanmak gibi bir fazilete sahip olan insanogluna her ne konuda/olayda olursa olsun düsünmesi/aklini kullanmasi farz kilinmistir.

Dogruya dahi ulastirmayacak olsa bizleri, yine de her ince noktasina kadar arastirip incelemeden ön yargili olmayalaim.

Haftalarca gösteri yapilan meydanda boy göstermelerin/slogan atmalarin/ ortaligi kargasaliga vardirmanin ne sonuclar getireceginide iyice bellemek lazim.

Imkanim olsa gösterilere katilan tüm Kardeslerimize iletmek isterdim bu satirlari:

Her seyden önce sessizce evlerine cekilmelerini, Allah'in emirlerini/tavsiyelerini Kur'an isiginda olmak sartiyla bir kac gün zaman ayirip belli basli terimleri/sözcükleri iyice incelemelerini/manalari üzerinde geregince düsünmelerini tavsiye edecegim.

Kur'an Isiginda:

ISLAM/ HAKK DÎN
MÜSLÜMAN
VATAN/YURT
HICRET
MÜLK ve IDARE
BÖLÜNMELER
MÜSLÜMAN DEVLETI
ULÜ'L- EMIR
VELÂYET
VEKÂLET
VELÎ
SECMEN/SECIM
DEMOKRASI ile ISLAM Karsilastirmasi
CIHAD
SAVAS
ALLAH YOLUNDA ÖLMEK/ÖLDÜRMEK
SEHID
HEVA
DÜNYA HAYATI/AHIRET HAYATI

Rabbimiz Mü'minlere bu dünyada da ahirette güzellik bolluk vaad ediyor. Sözün en güzelini ve dogrusunu ileten yüce Allah va'dinden dönmez. Demek ki hata bizlerde, o yüzden bu dünyada güzelligi bollugu ve iyiligi bulamiyoruz, ki ahirette nasil bulacagiz.

Kimleri IDOLLER ediniyoruz, kimleri savunuyoruz, kim icin yasiyoruz, kime karsiyiz

Kararlarimizi neye göre veriyoruz, arzumuz nedir, degisikliklere hazirmiyiz, eski tas eski hamam (rahatimiz bozulmasinda ne olursa olsun mu)

Aldandiklarimiz/aldatanlarimiz

Acik sözlülügümüz (!)


Hepimizin RABBI olan ALLAH ve Katinda degerli olan DÎN ISLAM
Ortada tartisilacak problem nedir?

Görüslerimiz sadece bu ölümlü dünya icin mi yoksa hesaplarin görülecegi Din Gününe göremidir?

Ben koskoca yeryüzünde bir tek Müslüman Devleti göremiyorum

Müslümanligimiz dilimizin ucunda kaliyor, kalbimize inemiyor, yasiyamiyoruz/yasatamiyoruz

Bu dakika son nefesimizi verip veremiyecegimizden emin degiliz, nedendir telasemiz, kimlere hizmet eder olduk?

ISLAM demek savas demek degildir, Müslüman demek savasan demek degildir. GÜVEN kelimesi hepimize yabanci oldu nedense.

Ellerimizde tuttugumuz MUSHAF ile LA ILAHE ILLALLAH yeterli gelmez olduguna göre. yine bir yerlerde yanlislar yapmis oldugumuzu kavrayalim. Yemek yerken nasil lokmalari sindirime uygun bir sekilde agir agir ciyneyip yutuyorsak, Ayetleri de gönlümüze, kalbimize yerlestirmek amaciyla sindire sindire okuyalim. Gözlerimizle gördüklerimizi, dilimizle tekrarlayip kalbimize yerlestirelim ve uygulayalim.

Müslümanlar birbirlerinin kardesleridir, sözde degil sadece.
Iki kisinin kavga ettigi yerde ücüncüye gülmek düsmemelidir. Yapici olmayi kavrayamadik gitti.

Herkesin KITABI ellerine verildigi gün INSAALLAH "BOZGUNCULARDANDI" sözcügü ile karsilasmayiz!

Selam ve dua ile.

merdem
18. June 2013, 02:03 AM
...Hani su asagidaki habere bir göz attigimda, ister istemez aklima geldi.

Kesilecek bir iki agactan dolayi yapilan gösteriler acaba insanlar kiyilirken neden yapilmiyor?

Neden önlemler alinmiyor?

Illede birilerinin anasi, bacisi, baldizi, ninesi mi ..... olmali aralarinda, ki gösteri yapilsin diyecegim, ama bu insanlar hepten mi gariban, hic mi bir sahipleri yok?

Ne diyelim, demek kimse sorumlu degilmis olanlardan.....

Ölen öldügünle kaliyor, geride kalanlar eski tas eski hamam ugrasiyor, sanki ölüm kendilerine gelmeyecekmis gibi!

Hani nasil diyoruz her zaman: Islam insan haklari getirmistir, bilhassa kadinlara ve cocuklara. Kitabi halen tersinden tutuyoruz herhalde.

Yaz geldi, bir de sinek avina cikalim oldu olacak cihad yerine!

***




Bir yılda 225 kadın öldürüldü:


"Kadın intiharlarında 48 ölüm ve 8 yaralanma, ev içi şiddete uğrayan kadınlarda 31 ölüm ve 176 yaralanma, toplumsal alanda kadına yönelik şiddet, tecavüz ve tacizde 146 ölüm ve 546 yaralanma, fuhuşa zorlanan kadınlarda ise 225 ölüm ve 822 yaralanma olmak üzere toplam kadınların yaşam haklarına yönelik ihlallerde 225 ölüm ve 822 yaralanma yaşandı."




İHD ve TİHV'nin 2012 yılı Türkiye insan hakları raporunda, 2012 yılının insan hakları ihlalleri açısından 2011 yılındaki bilançodan farkız olmadığına dikkat çekilerek, 550'si çocuk olmak üzere toplam 12 bin 300 kişinin gözaltına alındığına kaydedildi. Raporda, 125'i çocuk olmak üzere toplam 2 bin 788 kişinin tutuklandığı belirtilerek, 411 hasta mahpustan 124'ünün derhal tahliye edilmesi gerektiği kaydedildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), 2012 yılı Türkiye insan hakları ihlalleri raporunu, Mülkiyeliler Birliği'nde basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve TİHV Genel Sekreteri Metin Bakkalcı katıldı. İHD Genel Başkanı Türkdoğan tarafından açıklanan raporda, 2012 Türkiye insan hakları ihlallerindeki bilançonun 2011 yılındaki bilançodan farksız olmadığına dikkat çekildi. Raporda, yaşam hakkı ihlalinde yargısız infaz sonucu 47 kişinin öldürüldüğü ve 119 kişinin yaralandığı belirtilerek, cezaevinde ikisi tahliye olmak üzere 73 tutsağın yaşamını yitirdiği, 7 tutsağın ise yaralandığı kaydedildi. Raporda, gözaltında ölüm sayısı 10 olarak belirlenirken, faili meçhul saldırılar sonucu 27 kişinin yaşamını yitirdiği ve 34 kişinin yaralandığına dikkat çekildi. Raporda, resmi hata ve ihmal sonucu 13 kişinin yaşamını yitirdiği, 911 kişinin ise yaralandığı belirtilerek, polis ve asker intiharları, intihar teşebbüsleri ve şüpheli ölümlerde 69 kişinin yaşamını yitirdiği ve 15 kişinin ise yaralandığına vurgu yapıldı. Raporda, saldırıya uğranılması sonucu 68 kişinin yaşamını yitirdiği kaydedilerek, 398 kişinin ise yaralandığı aktarıldı. Raporda, silahlı çatışma sonucu ölen asker, polis ve geçici köy korucusu sayısı 199 olarak belirlenirken, bunlardan 360'ının ise yaralandığı vurgulandı. Raporda, silahlı çatışmada yaşamını yitiren militan sayısının 307 olduğu öne sürülerek, 13 militanın ise yaralandığına işaret edildi. Raporda, silahlı çatışma sonucunda 1 sivilin yaşamını yitirdiği ve 21 sivilin ise yaralandığı kaydedildi. Raporda, "yasadışı örgüt" cinayetleri ve yaralanmalar sonucu 4 kişinin yaşamını yitirdiği ve 10 kişinin yaralandığına dikkat çekilerek, "Mayın ve sahipsiz bomba patlatması sonucu ölen sivillerin sayısı 19 ve yaralanan siviller ise 85, kuşkulu ölümde 21 kişi ve kuşkulu yaralanmada ise 1 kişi. Namus cinayetleri sonucunda 9 kişi öldü. Nefret cinayetlerinde 9 kişi öldürülürken, 1 kişi ise yaralandı" denildi.


Bir yılda 225 kadın öldürüldü


Raporda, kadınların yaşam haklarına yönelik ihlallere ilişkin şunlar kaydedildi: "Kadın intiharlarında 48 ölüm ve 8 yaralanma, ev içi şiddete uğrayan kadınlarda 31 ölüm ve 176 yaralanma, toplumsal alanda kadına yönelik şiddet, tecavüz ve tacizde 146 ölüm ve 546 yaralanma, fuhuşa zorlanan kadınlarda ise 225 ölüm ve 822 yaralanma olmak üzere toplam kadınların yaşam haklarına yönelik ihlallerde 225 ölüm ve 822 yaralanma yaşandı."


91 çocuk 2012 yılında kurban edildi


Çocukların yaşam haklarına yönelik ihlallere de yer verilen raporda, 38 çocuğun yaşamını yitirdiği ve 8 çocuğun ise yaralandığı belirtilerek, ev içi ve toplumsal alanda şiddete uğrayan çocuk sayısında 50 ölümün yaşandığı ve 2 yaralanmanın olduğu kaydedildi. Raporda, toplumsal alanda çocuğa yönelik şiddet, tecavüz ve taciz sonucu 3 ölümün ve 204 yaralanmanın olduğu aktarıldı.


Kişi güvenliği ve özgürlüğüne yönelik ihlaller:


2571 Raporda, 293 kişinin gözaltında işkence ve kötü muamele gördüğü kaydedilerek, 102'si çocuk olmak üzere 433 kişinin gözaltı yerleri dışında işkence ve kötü muamele gördüğüne işaret edildi. Raporda şunlar kaydedildi: "Köy korucuları tarafından yapılan işkence ve kötü muamele 13 kişi, cezaevlerinde işkence kötü muamele 583 kişi, kolluk güçleri tarafından tehdit ve ajanlık teklifi edilenler 189 kişi, toplumsal gösterilerde güvenlik güçlerinin müdahalesi sonucu dövülen ve yaralananlar 791 kişi, özel güvenlik görevlileri tarafından işkence ve kötü muameleye maruz kalanlar 20 kişi, okulda şiddet 222 kişi, ölen kişinin bedenine yönelik insanlık dışı muamele 27 kişi olmak üzere toplamda kişi güvenliği ve özgürlüğüne yönelik ihlaller sonucunda 2 bin 571 kişi." Raporda, 550'si çocuk olmak üzere toplam 12 bin 300 kişinin gözaltına alındığına dikkat çekilerek, 125'i çocuk olmak üzere 2 bin 788 kişinin tutuklandığı belirtildi. Raporda, gözaltına alınan sığınmacı ve göçmenlerin ise 14 bin 24'ünün Suriyeli olmak üzere toplam 17 bin 540 kişinin çeşitli yollardan Türkiye'ye girmek isterken gözaltına alındığı kaydedildi. Raporda, 75 sığınmacı ve göçmenlerin yaşamını yitirdiği kaydedildi.

Yasaklanan etkinlik sayısı 110 olarak belirlendi

Raporda, ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerde ise yasaklanan etkinlik sayısı 110 olarak belirlenirken, bunlardan 15'i yürüyüş, 48'i Newroz kutlaması, 15'i çadır kurma etkinliği, 13'ü miting, 2 anma, 9 imza kampanyası ve standı, 2 konser, 1 festival, 1 tiyatro, 2 basın açıklaması, 2 panel ve 1 açlık grevi eylemi olarak kaydedildi. Raporda, toplatılan, yasaklanan ve para cezası uygulanan yayın organları sayısı ise şöyle açıklandı: "7 gazete toplam 13 kez, 8 dergi 13 kez toplatıldı. 4 pankart, 1 el ilanı, 6 afiş, 1 takvim yasaklandı ve toplatıldı. 2 gazete 1'er ay yayın durdurma cezası aldı. 1 Tv programı yasaklandı (Gün Tv). 558 kitap toplatıldı. Aram Yayınları'ndan 10 kitap hakkında soruşturma açıldı. 1 kitap müstehcen olduğu iddiasıyla MEB'in 100 temel eser listesinden çıkarıldı. RTÜK, Radyo ve Tv kuruluşlarına 603 uyarı, 73 yerel ve ulusal Tv kanalına ise toplam 13 milyon 500 bin 532 TL para cezası verildi. Baskına uğrayan gazete ve yayın organı sayısı 6, engellenen internet siteleri 6 bin 621."

İfade özgürlüğünde bir yılda 2 bin 173 yıl hapis

Raporda, ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerde 2012 yılında 11 soruşturma ve bin 91 kişi hakkında soruşturma açıldığı belirtilerek, 2012 yılında ise 298 kişi hakkında 36 davanın açıldığı ve 433 kişi hakkında 96 davanın sonuçlandığı ve toplam 2 bin 173 yıl bin 224 ay hapis cezası ile 147 bin 50 TL para cezasının verildiği kaydedildi. Raporda, toplantı ve gösteri özgürlüğüne yönelik ihlallere ilişkin ise şunlar belirtildi: "Güvenlik güçleri tarafından müdahale edilen toplantı ve gösteriler 424. 140 kişiye 6 soruşturma. 484 kişi hakkında 21 dava. 252 kişi hakkında 46 dava sonuçlandı. Rapora göre; toplam bin 163 yıl bin 293 ay hapis cezası ile 35 bin 162 TL para cezası verildi."




Hasta mahpuslar derhal serbest bırakılmalı (numaradan hepsi hasta olursa hapishaneye de lüzum kalmayacak)


Raporda, baskına veya saldırıya uğrayan siyasi parti, sendika ve derneklerin sayısı 68 olarak belirlenirken, bunlar arasında 17 parti temsilciği, 18 dernek, 12 Kültür Evi, 8 sendika ve 13 belediye olduğu kaydedildi. Raporda, kapatılan ve kapatılmak istenen siyasi partiler, sendika ve dernek sayısının ise 18 olduğu kaydedilerek, şunlar belirtildi: "Cezaevinde sağlık hakkı ihlali 372, cezaevinde haberleşme hakkı ihlali 69, cezaevlerinde disiplin cezaları bin 794, cezaevlerinde sevk uygulamaları 2 bin 892 olmak üzere cezaevlerinde 5 bin 127 hak ihlali yaşandı." Raporda, cezaevlerinde bulunan 411 hasta mahpustan 124'ünün derhal tahliye edilmesi gerektiği çağrısı yapıldı.

907 işçi yaşamını yitirdi

Raporda, insan hakları savunucuları üzerindeki soruşturma, dava ve hak ihlallerine de yer verilerek, 2 İHD şubesine soruşturma açıldığı aktarıldı. Raporda, 12 insan hakları savunucusunun gözaltına alındığı belirtilerek, 4 insan hakları savunucunun tutuklandığına işaret edildi. Raporda, 5 İHD yöneticisinin tehdit edildiği, işkence ve kötü muameleye maruz kaldığı ve saldırıya uğradığına dikkat çekilerek, İHD yöneticileri hakkında 8 soruşturma ve 10 dava açıldığı kaydedildi. Raporda, 2012 yılı İHD ve İş Sağlığı Meclisi verilerine göre; 907 işçinin yaşamını yitirdiği ve 3 bin 190 işçinin yaralandığı belirtildi.(diha)

merdem
18. June 2013, 02:15 AM
Türk-İş Mayıs 2013 Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'nı açıkladı

27 Mayıs 2013


Mayıs ayında dört kişilik ailenin açlık sınırı 995 lira, yoksulluk sınırı ise 3 bin 242 lira oldu.

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş), Mayıs 2013 Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'nı açıkladı.

Buna göre, dört kişilik bir ailenin dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı 995 lira, gıda ile birlikte giyim, konut, ulaşım, sağlık benzeri harcamalarının minimum tutarı ise 3 bin 242 lira olarak hesaplandı.

Mutfak enflasyonu Mayıs ayında yüzde 1,69 geriledi, geçen yıl Mayıs ayına göre artış oranı ise 7,56 oldu.

***

Cevrenizdeki tanidiklar, akrabalar, komsular kazaniyormu yukarida verilen sayilari?

merdem
21. June 2013, 04:41 PM
Vikipedia daki dökümanlar/terimlerin izahlari/ bilgileri sayet hic kimse tarafindan itiraz edilmez ve degistirilmez ise, yazilanlarin hepsi gercektir.

Viki'nin sartlarindan biridir bu.

Iste Gezi Parkinin Tarihcesi:

Gezi Parkının bulunduğu yere 1806 yılında Halil Paşa Topçu Kışlası adıyla Rus ve Hint mimarisinden izler taşıyan Ana gövdesi iki katlı, soğan kubbeli ve kule görünümlü, köşeleri ise üç katlı olan bir topçu kışlası yapıldı. Kışla binası pek çok savaş gördü. 31 Mart Olayları'nda (1909) isyancıların karargahı olmuştur. Hareket ordusunun müdahalesiyle sona eren olaylar sırasında kışla top atışına tutularak ayaklanma bastırıldı. Top atışları sırasında kullanılamaz hale gelen kışla bir dönem esrarkeşlerin ve evsizlerin mesken tuttuğu bir yer oldu.

Beyoğlu'nun giderek Şişli yönüne doğru gelişmesiyle işlevini kaybetmeye başlayan Taksim Kışlası, 1922 yılında içindeki alana tahtadan tribünlerin inşa edilmesiyle Taksim Stadı adıyla stadyuma çevrildi. Türkiye Milli Futbol Takımı ilk resmi futbol maçını Romanya ile, Gezi Parkı'nın bugün bulunduğu, bu statta 26 Ekim 1923'de oynadı ve maç 2-2 berabere sonuçlandı.

Şehircilik uzmanı Henri Prost imar planını hazırlarken, Dolmabahçe'den Nişantaşı'na yükselen Kadırgalar Vadisi'ni (Harbiye Kongre Vadisi) büyük bir park haline getirme planı dahilinde, Taksim Gezisi'ni de yetkililere önerdi. İnönü stadyumunun yapılmasıyla işlevini kaybeden stadyum ve harabe halindeki kışlanın, 1940 yılında dönemin İstanbul Valisi Lütfi Kırdar tarafından, Henri Prost'un hazırladığı imar planı çerçevesinde istimlak edilerek yıktırılmasından sonra, İstanbul'un Cumhuriyet döneminde yapılan ilk parkı oldu.[1] Mermer parmaklıklı mermer merdivenler, Boğaziçi'ne bakan oturma mekanları, banklar, çim sahaları, Gezi'yi halkın sık sık gelip dolaştığı bir yer haline getirdi. Parkın merdivenlerinin yapımında, o yıllarda yıkılan Pangaltı Ermeni Mezarlığı'nda yer alan bazı mezar taşları da kullanılmıştı.[2][3]

1944'te Taksim Gezisi'nin Taksim Meydanı'na bakan ön (güney) kısmında, dönemin cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün at üzerindeki heykelinin kaidesi inşa edildi ancak heykel hiçbir zaman dikilmedi. 1950'de Demokrat Parti iktidara geldikten sonra da, atlı heykel uzun süre bir depoda bekletildi, sonunda kaide söktürüldü, heykel bu parka değil de, Maçka'daki Taşlık Parkı'na dikildi. Taksim Gezi Parkı uzun bir süre "İnönü Gezisi" olarak adlandırıldı.[4]

Kışlanının yıkılması sonrası, çevrede yapılan otellere tahsis edilen alanlar ve düzenlemeler ile parkın kapladığı alan zaman içinde küçüldü. Buna rağmen İstanbul'un merkezinde önemli bir dinlenme alanı oldu ve sık sık düzenlemelerle görünümü değişti. 38.000 m² yüzölçümüne sahip olan Taksim Gezisi, 1991-92 arasında revizyondan geçirildi; dikdörtgen planlı parkın ortasına fıskıyeli büyük bir havuz inşa edildi.

Gezi Parkı'nın kuzeyinde, eskiden Taksim Bahçesi ve Taksim Belediye Gazinosu'nun bulunduğu yerde halen Ceylan Intercontinental Oteli vardır. Asker Ocağı Caddesi'nin karşı tarafında ise Divan ve Hyatt Regency otelleri yer alır. Gezi Parkı'nın altına Cumhuriyet Caddesi tarafına, kot farkından yararlanılarak dükkan ve kafeteryaların ve bir sanat galerisinin bulunduğu bir dizi kapalı mekan inşa edilerek 1967'de bugünkü halini aldmıştır.



Bu böyledir, bundan sonra degistirilemez diye ne bir tabiat kanunu ne de bir devlet kanunu mevcut olmadigina göre...

Yeryüzünde agaclarin bulunmasinin sebebini herhalde hepimiz biliyoruz, üstelik ne bir ticaret kaynagi oldugunu.

Hic elinizde tuttugunuz bir kagit veya bir kalemin, evinizdeki parketin, merdivenin vs. neden üretildigini düsündünüz mü? Hangi asirlik agaclarin sayesinde hic düsündük mü?

Isimize gelmeyen bir anda hemen kavrar oluyoruz agaclarin degerini.

Acaba Gezi Parkinin agac meselesi büyütülmeden evvel de agaclara olan sevgimizi, koruma ödevimizi yerine getirebiliyormuyduk, yoksa sadece bu vazifemiz Gezi Parki icin mi gecerlidir? Bir de bu yönden düsünsek.

Gönül ne agac ister ne de orman, gönül karmasalik ister odun bahane. Bu yoldan söhrete ulasanlar da olmayacak degil. Ister dursunlar ister yürüsünler, ister yaksinlar ister söndürsünler.

Hani Nuh peygamber günümüzde yapmaya kalkmis olsadi gemisini kimbilir nelerle karsilasmis olacakti.

Bana kalsa mesele kim daha güclüdür, kimin sözü gecerlidir, kim iktidar sahibidir, hangi heveslerimize uyarak hareket ediyoruz gibilerinden olusmaktadir.

Koskoca Istanbul da bir tek Gezi Parki mi var acaba halkin gezinmesi icin? Gezinmeden anladigimiz nedir? Insan bir sahil yolunda da gezinir, bir orman yolunda da, cayirda da. Gezi Parki tabiatin sundugu natur bir sey degilki, orasi da insan eliyle yapilmis, hangi amacla orasi da baska bir hikaye.

Bir iki zibidi kendini göstermek amaciyla da ugrar Gezi Parkina, drog satma amaciyla esrarkesler de. Ben sahsen böyle yere tenezzül edip ailemi alip gezinmem bile. Hele de insan mezar taslari üzerinde yürüdügünü düsünecek olursa....

Agaclari korumaya gelince, ille de kapimin önüne dikmem sart degil ya, Asya'da, Filistin'de ve Cezayir'de vs. diktiririm agaclari. Mühim olan tabiatin düzenini ayakta tutmaktir. Bilhassa Cezayir'deki Greening the Desert, cöl ortasinda kurulan sehir benim icin cok enteresan. Ileride bozulan yasam sartlari dolayisiyla kendilerine yeni topraklar aramak zorunda kalacak ve göc edecekler icin düsünülmüs gayet olumlu bir plan.

Her insanin sevgi ve koruma sekli degisik olabilir/olmalidir, ama problem yaratmamalidir.

Selam ve dua ile.

merdem
21. June 2013, 06:08 PM
http://www.derindusunce.org/wp-content/uploads/2013/06/ihsan_eliacik.jpg

Taksim Gezi'de Cuma Namazı




http://www.haftalikgundem.com/assets/modules/back/js/uploaded/ihsan-eliacik-taksim-eyleminde-5_1.jpg


ÇEMBERLİ KORUMA

Kandil Gecesi’nden beri parkta yer alan İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık önderliğindeki Antikapitalist Müslüman Gençler de dün ilk kez cuma namazı kıldı. Namaza katılmayanlar ise etrafta çember oluşturarak namaz kılanları korudu. Parktaki diğer gençler de namaz kılanları destekledi. Antikapitalist Müslüman Gençler geçen Miraç Kandili nedeniyle de parkta yer alarak Kuran okumuş, göstericilere kandil simidi dağıtmıştı.

Akşam

***

İslamcı yazardan Taksim'de cami yanıtı: O camiyi yıkmak caizdir


Başbakan Erdoğan'ın Gezi Parkı'nın yıkılmasına karşı çıkan milyonları “çapulcu” ilan ederek Taksim'e cami yapılacağını açıklamaına islamcı yazar İhsan Eliaçık'tan jet yanıt geldi.

Eliaçık, şunları söyledi:

-Bu şartlarda Taksime cami yapmak haramdır. Temelinde takva olmadığı için öylesi bir camiyi yıkmak bile caizdir. Arazi mafyası önce cami yapar

-Bakın konuyu 'uzmanı' olduğu alana çekiyor. Taksime cami yapacakmış.Cami deyince herke susacak, kimse karşı çıkamayacak, şark kurnazı seni!

-Muktedirin yaptıracağı cami Mescid-i Dırardır. Yani temeli takva ile atılmayan,arazi mafyasına ve ranta kalkan olarak kullanılan cami.

-Cami yaptırmak değil yeşili ve ağacı korumak sevaptır.

-Muhafazakâr kodamanın meydan anlayışı: 1- AVM 2- Rezidans 3- Cami.. Yani 1-Tıkınacak 2- Kırıştıracak 3- Tövbeye gidecek." (BCK)

Sansürsüzhaber.com

****


İHSAN ELİAÇIK ÖNCELERİ NELER DİYORDU: GEZİDEN ÖNCEKİ İHSAN ELİAÇIK

GEZİ'DEN ÖNCE İHSAN ELİAÇIK:

-Kadir ve kandil geceleri aslında siyasi gecelerdir

-Kandil gecesi karanlığı aydınlatan şey demektir. Kandili kendi içimizde aramalıyız.

-Dinden sayarsanız bunları bidat olur. Bu geceleri kutlamanın sosyolojik bir anlamı vardır ama dinden değildir. Peygamberimiz hiçbir kandil gecesini kutlamamıştır. Bu dinden olsa Peygamberimiz bunu yapardı zaten.…

(20 Ağustos 2012 Ceviz Kabuğu Programı)

***

-Ataların hatıraları kutsal gün ve gecelerde yaşamaktadır ve kandil geceleri de oradan geliyor. Her bir kandil gecesinde bir atanın, ulunun anılmasıdır ve bu İslami dönemde Hz. Muhammed’e dönüşmüştür. Hz. Muhammed’in ana rahmine düştüğü gece diyor. Böyle bir gece olur mu? Her şeyden evvel bu ayıptır. Bu eski kültürden İslami kılıfa dönüşmüş bir söylemdir.

-Esasen Kadir Gecesi’nde kandil kutlaması yapılmaz. Kadir Gecesi demek, Kuran’ın size indiği gece demektir ve toplanıp kutlamaya gerek yoktur. Kuran’ı okursunuz ve sizin ruhunuza, vicdanınıza Kuran inmeye başlar.

-Camiler imparatorun gücünü göstermek için yapılmıştır ve halk orada toplanır cuma namazlarında, kandil gecelerinde itaate alıştırılır.

(12 Kasım 2010 Gülin Yıldırımkaya ile HT Gündem)

***

-Dini parasına, servetine, mülküne karıştırmayınca, o zaman din onlardan ibaret hale geliyor. Din, cinlere, perilere inanmak, olmayan şeylerle ilgilenmek, kandil gecelerine gitmek, yatmak kalkmak ve ona da namaz demek… Bunların hiç birisi direk insanın yaşadığı hayata dokunmuyor.

(12 Haziran 2012 Kayseri Anadolu Haber İle Söyleşi)

***

“Derin din” den kastım şu: Türkler’in iki bin yıllık dini Şamanizm kültürü. bin yıllık kültürü de İslam. Şimdi bu ikisini yaşıyoruz şu anda biz. Yani saf İslamiyet yok Türkiye’de, ama Şamanizm de tamamen ortadan kalkmış değil. Bu ikisi birbirine karışmış durumda. 5 alanda birbirine karışmıştır. Birincisi Gök Tanrı inancı, Şamanizim’ de tanrı gökte oturur. Anadolu’da yaşayanların çoğu Allah deyince göğe bakar, yukarı bakar yani, burada Gök Tanrı ile Allah birleşmiştir… İkincisi yerde Şamanlar, Şaman din adamı, Şaman’ın önüne gitmeden tanrıyla konuşulamaz, yani önce Şaman’ın önüne gideceksin, Şaman, senin için tanrıdan af dileyecek,” falan kulun senden af diliyor ey Gök Tanrı” diyecek, bu durum İslam’da da hocalık, şeyhlik, pirlik şeklinde görülüyor. İslam’da da şimdi ne var şeyhler var, camide hocanın arkasında kılınmayan namaz, namaz olmaz. Namaz camidedir, yerleştirilen anlayış bu. Alevilikte dedelik, pirlik var, Sünnilikte şeyhlik, hocalık var, eskiden ne vardı? Şamanlık vardı, Şamanın yerine bunlar geçti, yine bir din adamları var, yine din adamlarının yanına gitmeden Tanrı’ya ulaşamıyorsun… Üçüncüsü kandil geceleridir. Atalar sözleri önemlidir, atalar da türbelerde yatmaktadır, o zaman türbeler, mezarlar ataların yattığı yerlerdir, türbe kültürü bunun için önemlidir. Sonra bu ataların doğduğu gün vardır öldüğü gün vardır, önemli işler yaptığı günler vardır, bunlar nedir, kutsal günlerdir. İslam’daki kandil günleri de böyle günlerdir, Şamanizm’in İslam’a geçişidir.

(21 Eylül 2012 encompassingcrescent.com İle Söyleşi )

***

“DİNDARLAŞMA VAR AMA İSLAMLAŞMA VAR MI?”

-“Dindarlaşma, yani namaz kılanların, oruç tutanların, umreye gidenlerin sayısının artması, kandil gecelerine yoğunlaşma, başını örtenlerin sayısının artması bana göre İslamlaşma göstergesi değildir.

(4 Şubat 2012 Habertürk-Söz Sende)

***

Bu gecelerin kutlanması bir halk geleneği değil; devlet politikasıdır.

Nedir devlet politikası?

İslam’ı doğuş tabiatına uygun olarak bir “gerçek hayat dini” olmaktan çıkarıp, “mübarek gün ve geceler dini” haline getirmek…

Gündüzün ortasında, hayatın kalbinde atan bir din olmaktan çıkarıp, el ayak çekilince, hayatın tümüyle uykuya çekildiği gece vakitlerinde hatırlanan bir “tapınak ve ayin” dini haline sokmak…

(...)Hz. Peygamber ve sahabeler bunun bilincinde oldukları için hiçbir “kandil gecesinde” bir araya gelip toplantı düzenlememiş ve merasim yapmamıştır. Çünkü bunlar artık eski dünya dinleri ile birlikte eski çağlarda kalmıştı.

Şurası unutulmamalı ki İslam’ın “gerçek hayat dini” olarak algılanması, hayata hükmedenleri rahatsız edecek bir durumdur.

Bunun için böyle bir dinin “halkların vicdanı” olmaktan çıkarılıp “halkların afyonu” haline getirilmesi gerekir.

Gündüzden kovulup gecelere hapsedilmesi gerekir.

Sokaktan çekilip “tapınağa” hapsedilmesi gerekir.

“İbadet” (çalışma, üretme, meydana getirme) olmaktan çıkarılıp “ayin” haline sokulması gerekir.

“Amel” (çaba, uğraş, eylem, hareket) olmaktan çıkarılıp “ritüel” haline dönüştürülmesi gerekir.

Gündüzün gerçek hayat mecralarında akan iyilik, adalet, zulme ve haksızlığa isyan, sözün namusu, doğruluk, dürüstlük, vefa, sevgi, merhamet ve cihat yolu olarak değil; insanların, o da gecelerde dua, yakarış, kandil, ayin, tütsü, sır ve tılsım ihtiyacını karşılayan bir “sosyolojik fenomen” olarak görülmesi gerekir. Zaten din denilen şey esasında budur ve devlet ona bundan başka bir rol de vermemelidir.

Bunun için “kandil geceleri” bir halk geleneği değil; devlet politikasıdır. Arkasından devlet çekildiği an kimse hatırlamaz bile.

Müslüman milletlerin halk geleneği kandil gecelerinde değil; peygamberden geldiği şekliyle namazlarda, cumada, ramazanda, bayram günlerinde ve hac da yaşıyor. Bunların hepsi de (akşam ve yatsı hariç) hayatın kalbinin attığı yerde; gündüzün orta yerinde gerçekleşiyor. Sizce bu bir tesadüf mü?

(...)Çünkü İslam esas olarak bir gündüz dinidir. Yani çalışma, hareket ve yaşam dinidir. Gece sadece gündüzü iyi geçirmek için bir dinleme ve hazırlıktır. Geceyi gündüzden, gündüzü geceden ayıramazsınız. Hele gündüzü iptal edip her şeyi geceye hiç hapsedemezsiniz. O zaman gerçek hayat dinini “kandil (gece) dini” haline getirmiş olursunuz…

O zaman siz geceleri dua edip huzur içinde uyurken, bütün dini enerjinizi geceye hasrederken, gündüzleri topraklarınız işgal edilir, hazinelerinize el konur haberiniz bile olmaz…

(4 temmuz 2008 Gerçek Hayat Dini)

Kaynak: Timetürk-Rotahaber-Analiz Merkezi

***

Ne Gezi'ymis kafalar tam karisti!


http://imgz.vol.io/rotahaber/newpics/news/050620132150303530217_3.jpg

merdem
22. June 2013, 02:10 AM
Bu isin artik civisi cikti Dostlar, ben pes dedim dogrusu.

Gecmisteki tarihimizi dogru dürüst taniyamiyoruz, nasil taniyalim ki, icinde bulundugumuz olaylari daha edebinle ortaya koyamiyacak olduktan sonra, gecmis tarihlerimiz hakkindakilerin dogruluguna/yanlisligina nasil inanacagiz.

Insaf! Bu mudur Türklük! Ayip vallahi ayip! Ne müslümanliga örnek bu hareketler nede Türklüge! Nede Insanliga!

Sanki Van Gogh'un resim galerisindeyiz de herkes kendine göre degerlendiriyor
tablolari.

Ne gazetecisi, ne ilahiyatcisi, ne bakkali ne de mühendisi cikipta ortaya gercek budur demiyor/diyemiyor. Diyemediklerine göre ya gözlerinde sasilik ya kulaklarinda sagirlik yada kalplerinde yamukluk vardir.

Tabii ki en basta MENFAAT geliyor, bilerek yada bilmeyerek ne derseniz deyin.
Bilmeden uygulayan cahildir, bilerek uygulayan gercekleri gömendir!



***

Ben biraktim artik arastirmayi. Merkel bile görüslerini acikladi:

http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/thumb/a/ab/AM_Juli_2010_-_3zu4.jpg/220px-AM_Juli_2010_-_3zu4.jpg

Angela Merkel Türk Polisinden Özür Diledi

By Hans Müller on Jun 21, 2013 in Almanya, polis, vicdan

Basın Bildirisi

Ben, Angela Merkel Almanya Şansölyesi olarak Türk Polisinden özür diliyorum. Çünkü Taksim Gezi Parkı olaylarının başlangıcından ititbaren medyada yer alan ve Türk polisini suçlayan fotoğrafların gerçekte Amerikan, İspanyol ve hatta Alman polislerine ait olduklarını esefle öğrenmiş bulunmaktayım.

Dün gece geç saatte toplanan basın danışmanlarıma şu soruyu sordum: “Gerçekten şiddet uygulayan Türk polisi bulmak bu kadar zor mu ki sahte fotoğraflar kullanılıyor?” Malesef bu sorum cevapsız kaldı. Cevapsız kalan tek sorum bu değildi:

1) 15 gün boyunca twitter üzerinden mesaj gönderen binlerce gösterici neden cep telefonlarıyla “gaddar ve vahşi” polislerin resmini çekemedi?

2) Olayların başlangıcından itibaren bir çok şehirde BBC ve CNN gibi kuruluşların canlı yayın araçları vardı. Neden bu gazeteciler gerçek görüntüler yerine Mısır’dan, Irak’tan alınmış savaş görüntülerini ve New York’ta iki sene önce olmuş olayların resimlerini kullandılar?

Biraz gecikerek de olsa anlıyorum ve ititraf ediyorum ki Türk polisi dünyadaki diğer polislere kıyasla daha profesyoneldir ve orantısız şiddet kullanımı daha azdır.

AKP Hükümeti ve Başbakan Erdoğan

Bazı görüntülerdeki polislerin gerçekten Türk polisi olduğu da tespit edildi. Ama bunlar 15 yıl önce yani AKP iktidarından önce çekilmiş fotoğraflardı. Bunun ise tek bir anlamı olabilir: Başbakan Erdoğan iktidara geldiğinden beri polis şiddeti konusunda Türkiye’de net bir ilerleme kaydedilmiştir. Bu bağlamda sadece Türk polisinden değil AKP hükümetinden, iç işleri bakanlığından ve olayları büyük bir başarıyla yöneten İstanbul valisinden bütün Alman halkı ve Alman gazetecileri adına özür diliyorum.

Türklere karşı işlenen ırkçı cinayetleri 10 yıldır çözemeyen biz Almanların adalet ve insanlık konusundan siz Türklerden öğreneceğimiz çok şey var.

Angela Merkel

Almanya Şansölyesi


***






Kendisine "müftü karısıyım" diyerek yalan video çeken CHP'linin kızı duran adamın öğrencisi çıktı. ...

"Müftü karısıyım" diyerek video çeken ve Erdoğan'a hakaret eden ancak CHP'li olduğu ortaya çıkan Gül Taşlı Cenal ile ilgili sosyal medyada yayılan bir fotoğraf şok etkisi yarattı.

Sosyal medyada yayınlanan fotoğrafa göre Gül Taşlı Cenal'in kızı Eylül Ceren Taşlı"duran adam" diye ünlenen performans sanatçısı Erdem Gündüz'ün öğrencisi olduğu iddia edildi.

5 VAKİT NAMAZ KILIYORUM DEYİP, MÜFTÜ KARISIYIM DEMİŞTİ

Gazeteci-yazar Yılmaz Özdil tarafından sosyal medyada servisi edilen görüntülerde, müftü eşini olduğunu ve 5 vakit namaz kıldığını iddia eden başı kapalı bir kadın, Başbakan Erdoğan'ı istifaya davet etmişti.

BAR İŞLETMECİSİ ÇIKTI

Gezi olaylarına destek için kamera karşısına geçip kendisini 'müftü karısı' olarak tanıtan Gül Taşlı Cenal isimli kadının Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde bar işletmecisi olduğu ortaya çıktı. Eski CHP Burhaniye İlçe Başkanı Faruk Cenal'ın eşi olduğu öğrenilen Gül Taşlı Cenal'ın başörtülü görüntüleri partide de tepkilere neden oldu.

http://www.sicakgundem.com/resimler/haberler/300/116904.jpg

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=t1_efkrnszk

***

Hepinize gecmis olsun!

bartsimpson
22. June 2013, 02:38 PM
merkelin yazısının orjinalini nereden buluruz?

merdem

bulduğun yada yayınladığın yazıları kaynak göstererek yayınla yorumunu altına yazarsın

copy paste yapma

bir başka provakatör namzetine ihtiyaç yok.

merdem
22. June 2013, 04:20 PM
Angela Merkel'in Gezi Parki hakkinda görüsleri vb. aramalar yap google da. Ben link vermeyecegim cünkü her seferinde bir cingar cikiyor, yok o sayfa sagciymis yok bu sayfa solcuymus diye.


Müftü karısı CHP'li ilçe başkanının karısı çıktı. Google da bu aramayi yap tonlarca sayfa cikiyor.

Ben tesadüfen tikliyorum sayfalari, belirli bir yere takildigim yok.

Cünkü her sayfa degisik degisik okuyucularin nabzina göre serbet veriyorlar. Bu yüzden tarafsiz ve bir cok sayfalardan faydalaniyorum.

Bir evvelki yazimda belirttigim gibi, artik hevesim kalmadi onu bunu arastirmaya, medyanin da sözüne güven olmuyor.

SEDD-İ ZERÂYİ'
22. June 2013, 07:27 PM
:)
merdem kardeş geldin mi sözüme...
medya,sosyal medya,yandaş medya,paydaş medya zırvalıklar,teraneler dezenformasyonlar, yalanlar, iftiralar, kışkırtmalar lar lar lar

kendini antikapitalist diye tanımlayıp kapitalizmin nimetlerinden nasılda faydalanıyor insanlar.hııı deyip parmak sallamak istiyorum onlara.
Çocuklar yine başaramadınız anti amerikancıyım diyip ama bilerek yada bilmeyerek amerikan düşünce kuruluşlarının size aşıladığı tüm saçmalıklarınız geri tepti.Sadece ağacın üzerindeki solan yapraklardan birkaçını düşürdünüz yel misali.
Neyse görelim bakalım aaron babanız, sam amcanız yada irandaki ali ekber kankanız ilerde sizin için başka neyi planlayacaklar.

müftü karısı taklidi yapan örümcek kafalı kadın... yolda bebeğiyle dolaşan iffetli bir kadına saldıracak kadar aciz olan vandallar...attığı twitte yalan yanlış haberlere fotolara yer vererek halkını devletine karşı kışkırtan milletvekili,yada her zaman biz hümanistiz,barışcıyız deyip sunni müslümanlara diş gıcırdatan altan alta kinini kusan erenler... siz mi modernsiniz? siz mi demokratsınız? sizmi hümanistsiniz? sizmi çevrecisiniz?
breh breh breh
yer altında gizlenen ne kadar sırtlan varsa açığa çıktı.Vatan evlatları güneydoğuda şehit düşerken neredeydi bu kendini TGB diye niteleyen gurup.neredeydi bu kemalistler.
bırakacaksınız bu işleri fırçalayacaksınız dişleri
olmadı yine yapamadınız.
yaptığınız taşeronluk alsancaktan,taksimden,kennedy caddesinden öteye geçemedi.Halk yemedi. yemezde...
Yıllarca anasını ağlattığınız bu insanlar peşinizemi takılacak sandınız.
sizin çav bellanız(bella ciao) Anadolu İnsanının yüreğine dokunmaz.

merdem
22. June 2013, 08:38 PM
Sedd-i Kardesim, daha evvel halktv ile ulusal kanalai tavsiye etmistin (sayet dalga gecmediysen :)) ben bu kanallarda elle tutulacak bir haber göremiyorum.

Sonunda onlarda mi yön degistirdi ne oldu.

Gelelim medyaya, beni üzen taraf hic bir sekilde, kim olursa olsun, ne olursa olsun 100 yüzlük net bir haber sunmadiklari.

Yahu alt tarafi bir devlet. bir hükümet. bir halk. bir gösteri.

Sanki kiyametten haberler veriyorlar, sanki cok mühim bir seyler olmus... Yalana dolana girismeye degermi. Istemiyorsaniz bir baskani gelecek secimlere kadar bekleyin. O da mi zor.


Herseyin bir edebi adabi var.

Pire icin yorgan kalkmaya da lüzum yok.

Ola ki birileri birilerini kiskirtip isi bir ic savasa kadar götürmektir.

Bu vatan sizin ise, türküyle kürdüyle ermenisiyle yahudisiyle bu topragi paylasip asirlardir icinde hep beraber yasiyor ve yasamaya devam etmek istiyorsaniz biraz akilli olun.

Sayet kimse olaylari üstlenmiyor ise, demek ki disaridan bir tesvik var, icerdekiler de koyun gibi takiliyorlar.

Benden Türk Halkina:



Savasin ne demek oldugunu sanki birileri kavramis gibi.

Gece sakin sakin uyurken hic kapiniz yikilip sizler duvara dizildiniz mi?

Isten dönerken yada alis verise giderken kafanizdan kursunlandiniz mi?

Balin yapilmasindaki zahmeti ariya sorun, arilarin önüne hazir konulmuyor bal petekleri.

Tüp bebekler degilsiniz herhalde, ananizi babanizi bacinizi düsünün, kimbilir ne günler bekleyecektir hepinizi.

Öfkeyle kalkan zararla oturur.

Carsiya pirinc almaya giderken evdeki bulgurdan olunur.

Ama derseniz ki, hayattaki tek umudunuz yok bir seyden dolayi can vermek ise, gidin trenin altina atlayin mesela, ama tüm cümle milleti beraberinizde sürüklemeyin.

80 milyonluk toplulugu 80 kisinin hevasina kurban etmeyin.

Isi tadinda birakmayi bilin.Ne bicim modern anlayisiniz var hayret dogrusu, ne demokresiye uyuyor ne de laiklige, tüm gürültü edenler muhafazakarlar degil herhalde.

Ne kanun karsisinda ne de acik görüs olarak bir müslüman devleti degildir Türkiye. Sayet Islami yasayanlara eziyet edilirse, yurtlarindan cikartilmaya kalkisilirsa ancak o zaman ayaklanabilirler.

Keyfinden zevkinden hevasindan ayaklanma olamaz. Devlete ihanet etmeyin o halde, madem basinizdaki idarecileri kendi ellerinizle verdiginiz oylarla sectiniz, o halde itaat edin.

Herifcioglu herhalde Cin'den gecmedi basiniza, kendi sayet Türk degildiyse secmeseydiniz.

Diger dünya devletlerinin baskanlarina bir göz atin, kimin anasi baska yerden kiminin babasi baska yerden olmasina ragmen yine de sizin yaptiklarinizi yapmiyorlar baskanlarina.

Merkel bile dogulu oldugu halde 2 kere secildi. Rössler evlatlik (Asyadan) oldugu halde bir bakanlik makami var. Dis isleri bakani escinselin teki , hatta ingilizcesi bile yok, Berlin belediye reisi ona keza escinselin biri.

Erdogan'in ne hatasi var? Ben tanimiyorum kendisini, Türkiye'den tamamen uzak biriyim her halimle, sadece TÜRKCEM kaldi benimle bu günüme kadar.

Türkiye'de yasasam ne farkederdi ki, Türk halki daha kendi karar verememis baskanlarinin ne ve de kim oldugu hakkinda, ben de ayni duruma düsecektim.

Bildigim tek sey düsmanlarin ellerini ogusturdugu ve icten güldükleridir.

Osmaliyi begenmez olduk, cumhuriyeti henüz 100 senesini doldurmadan rahmetli etmeye giristik misaline döndü olaylar.

Neyse ben sessizce takip etmekle kalayim, benim oylarimla basa gecmemis bir baskan hakkinda herhalde ne söylesem uygun düsmes, isi bilenlere birakiyorum.

Ama unutmayin, yarin sabah ailenizle baris icinde bir kahvalti masasina oturmak istiyorsaniz yanlis fikirlilerin kurbani olmayin.

Birilerinin feda edecekleri hic birseyleri olmadigindan baskalarini/baskalarindan bir seyler feda etmege hazir olabileceklerini unutmayin.

Selam ve dua ile.

bartsimpson
22. June 2013, 08:45 PM
Angela Merkel'in Gezi Parki hakkinda görüsleri vb. aramalar yap google da. Ben link vermeyecegim cünkü her seferinde bir cingar cikiyor, yok o sayfa sagciymis yok bu sayfa solcuymus diye.


Müftü karısı CHP'li ilçe başkanının karısı çıktı. Google da bu aramayi yap tonlarca sayfa cikiyor.

Ben tesadüfen tikliyorum sayfalari, belirli bir yere takildigim yok.

Cünkü her sayfa degisik degisik okuyucularin nabzina göre serbet veriyorlar. Bu yüzden tarafsiz ve bir cok sayfalardan faydalaniyorum.

Bir evvelki yazimda belirttigim gibi, artik hevesim kalmadi onu bunu arastirmaya, medyanin da sözüne güven olmuyor.

Yok öyle mazlum edebiyatı...
O zaman yazmayacaksın önüne geleni.
Biz neyi nerede nasıl bulacağımızı biliriz.
Sana bildiğin dile hürmeten (ben almanca bilmem) sordum.

merkelin yazısının orjinalini nereden buluruz?

50 kamyon ileti ve cevap yazıyorsun.
Laf olsun, torba dolsun diye mi ?
Ne biliyim senin de sözüne güvenilip güvenilmeyeceğini.
Ajan mısın?
Yoksa sende sözüne güvenilmeyen medya gibi sallıyor musun?
O zaman bizde öyle yapalım seni o kadar ciddiye alalım...

Hayır bilelim de...

merdem
22. June 2013, 09:10 PM
Her önüne geleni yazan, dünyaya yalan yanlis herseyi duyuran medyaya söylen Bart Kardesim. Yazilari ben yayimlamiyorum, benim gibi sayisi sonsuz okuyucular takip ediyor medyayi.

Ya dogrusunu yazarlar ya da mesleklerini terkederler.

Benim ne blogum var ne twitter ne de facebook kisiligim. Olanlari takip ediyorum ara sira hepsi.

Neyi nerede bulacagini biliyorsan güzel kardesim, ara o zaman.

Ben bu konuda yazmaga devam etmeyecegim, benim halledecegim bir mesele degil bu.

Selam ve dua ile.

NOT: Merkel'in yazisi türkce olarak yayimlanmis bir sitede, ben cevirmedim türkceye, almancasini aramadim bile.

bartsimpson
22. June 2013, 09:12 PM
öf be merdem ayarın yok vallaha ha...

merdem
22. June 2013, 10:01 PM
ayarsiz oldugumun ben coktan farkindayim, yoksa yüzme bilmedigim halde sahsen hizli bir motorbot kullanmazdim. korkulacak yerde kokmam, korkulmayacak yerde ödüm patlar.

isvecli bir saatciye ayar yaptirsam mi acep :p

SEDD-İ ZERÂYİ'
24. June 2013, 12:43 AM
Merdem kardeş,
kardeş diyorum ama sana abla desem sorun olur mu?

daha öncede yazdım iktidar güç demektir.Güçse ister istemez insanın kimyasını bozar.Başbakanda bunun emareleri yok mu? elbetteki var. Bir kere aşırı derecede özgüvene sahip.Buda yaptığı hata oranını yükseltiyor ister istemez.
görünürde her ne kadar yapılan eleştiriler başbakanın kişiliğine gibi görünsede aslında altında daha büyük nedenler olduğunu düşünüyorum.

mesela sen almanya da yaşıyorsun.alman vakıflarının Türkiye de yıllardır hangi gurupları desteklediği, para aktardığı konusunda bir fikrin var mı? en bariz örneklerinden biri bergamadaki altın madeni olayıydı.asterix yada oburix herneyse yine bir provakatör seçip masum köylüleri yarı çıplak şehir şehir dolaştırdılar.siyanürle altın aranıyor diye.O gariban köylüler aslında bilmez dünyada altın fiyatlarına almanya yön verir diye.Merkel teyze bizle uğraşacağına kendi ırkçı dazlaklarıyla ilgilensin.
Terör örgütü üyelerini yıllardır barındırıp finanse etmiyorlar mı?Almanyası,fransası,belçikası danimarkası
peki ya usa... eşşeğin büyüğü
dünyada ve tabiki ülkemizdeki yaşanan musibetlerin gerçek müsebbibi.CNN international 8 saat canlı yayın yapıyor.üstelik canlı yayın arabaları en az onbeş gün önceden kiralanmış.Amerikan düşünce kuruluşları aylar öcesinden kod adı istanbul diye seneryolar yazmış taksim i tahrir yapalım diye.
Olaylar bir başlıyor adamların orta doğuda ve kuzey afrikada yaptıkları tüm atraksiyonlar burdada sırasıyla işleme konuyor.facebook, twitter en etkin şekilde kullanılıyor.yalanlar, abartlar ortalığı kasıp kavuruyor.Borsa çöküyor faizler yükseliyor.Mesela şu an ben gidip bankadan ev kredisi yada taşıt kredisi almaya kalksam daha fazla faiz ödeyeceğim peki neden?
Geçmişe bir bak! sivas, başbağlar, çorum, maraş, taksim katliamı, uğur mumcu, hrant dink, zirve yayın evi, rahip santoro, bahriye üçok, çetin emeç, abdi ipekçi......... sence bunlar basit adli olaylar mı?bu olayları sence kanı kaynayan milliyetçi veya dinci çocuklar mı yaptı? Biraz düşün bakalım.

ben gezi ve taksim olaylarına katılan insanların hangi düşüncede olursa olsun(ulusalcı,kemalist,sosyalist,komünist veya çevreci) genel manada bir şeylere rahatsızlık duydukları için o gösterilere katıldıklarını düşünüyorum.yani hiç biri hadi amerika,almanya yada bir başka ülke için bunları yapalım demedi.Ama yönlendirildiler. hemde sistematik bir biçimde.
sen bu konuda daha fazla yazmayacağım dediğin için bende kısaca bu kadar yazıp kapatıyorum.

TÜM BUNLAR BANA NEYİ GÖSTERDİ BİLİYORMUSUN.HALA NE KADAR KIRILGAN OLDUĞUMUZU.

merdem
25. June 2013, 01:17 AM
Degerli Sedd-i Kardesim,

asagidaki ayete uymak mecburiyetini hissediyorum :)

Kur'an Odakli Dindarlik Sitesinde bulundugumu ara sira unutuyorum :confused:

Ey iman etmiş kimseler! Zannın bir çoğundan sakının. Şüphesiz zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Bir kısmınız bir kısmınızın gıybetini yapmasın. Sizden biriniz ölmüş kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte, bunu çirkin buldunuz. Allah'a da takvâlı davranın. Şüphesiz Allah, tevbeleri çokça kabul edendir, çok merhametlidir. Hucurât /12

Sana hak vermemek elde degil Kardesim, ben olaylarin icinde degilim, hem de bizlere ulastirilan haberlerden zaten emin degilim.

Abla diyebilirsin, bence bir mahzuru yok..

Selam ve dua ile.

merdem
27. June 2013, 12:16 AM
Degerli Kardeslerim,

biraz evvel asagidaki yaziya rastladim bir internet sayfasinda ve aklima sizler geldiniz. Gezi gösterilerinde havayla suyla yasanmiyor muhakkak ki, insanin bir seyler yemesi icmesi lazim. Ama faydali olanlari tercih edin.

Yediklerinize ve ictiklerinize dikkat edin. Yahudi destekcileri olan restaurantlari ziyaret etmeyiniz, üstüne üstlük hem kesenize hem de sagliginiza zarar vermeyiniz.

Selam ve dua ile.



Ünlü Restorantların Buzunda Tuvaletlerden Fazla Mikrop Var

Aralarında McDonald’ s, Burger King, KFC, Starbucks, Cafe Ruge ve Nando gibi tüm dünyada şubeleri olan markalar bulunan fast food restoranlarının buzlarında tuvaletlerindeki sudan daha fazla mikrop bulunduğu tespit edildi (1).

Uzmanlar bu durumun, tuvaletlerin buz makinelerinden daha sık temizlenmesinden kaynaklanabileceğini, hiçbir örneğin insan sağlığı için acil bir tehdit oluşturmadığını ancak dört restorana ait buzdaki mikrop sayısı yüksekliğinin “hijyenik risk” olarak kabul edilmesi gerektiğini bildiriyorlar.

Buzlar mikrop yuvası gibi

Daily Mail’ de yer alan habere göre, testler için restoran çalışanlarından istenen buz örnekleri ve akredite çevre sağlığı uzmanı tarafından alınan tuvalet suyu örnekleri steril bir torbaya konarak buzdolabı içinde laboratuvara götürüldü.

Örnekler, 22 ve 37 derecelerde total ve patojen (hastalık yapan) bakteriler bakımından incelendi.

37 derecede yüksek miktarda bulunan bakteriler insan veya hayvan temasıyla ilgili iken, 22 derecede belirlenenler çevresel bakterilerdir ve kaynağı iyi temizlenmeyen buz makineleridir.

Kılavuzlara göre 1 mililitre sıvıda 1.000’ den fazla bakteri olmaması lâzımken bu değerler Nando’ da 2.100; McDonald’ sda 1.400 ve KFC’ de 1.100 idi.

37 derecede 1 mililitrede 100’ den fazla bakteri olması kötü hijyen manasına gelir; Burger King 260 ile bu değeri geçen tek restorandı.

Uzmanlar, McDonald’ s, KFC ve Nando’ dan alınan örneklerdeki bulaşmanın kirli bir buz makinesiyle; Burger King’ de ellerini iyi yıkamayan bir çalışanla ilgili olabileceğini söylüyorlar.

Limonlarda da mikrop ürüyor

2008’ de yayınlanan bir çalışmada içeceklerin yanında veya içinde sunulan limon dilimlerinin üçte ikisinde hastalık yapan (patojen) bakteriler olduğu gösterilmişti.

Bu bakteriler arasında dışkıda bulunanlar da dâhil 25 farklı türden bakteri tespit edilmişti (2).

Sağlık Koruma Ajansı endişeli

Bu sonuçlar, ikisi itiraz etse de bazı şirketlerin temizleme prosedürlerini yeniden gözden geçirmeye sevk etti.

Sağlık Koruma Ajansı (Health Protection Agency) eski müdürlerinden Dr. M. Greenwood, “Bu araştırma restoranların personelini buzları uygun şekilde hazırlamalarını sağlayacak şekilde eğitmeleri gerektiğini gösteriyor” diyor ve ekliyor:

“Bu bir uyarıdır. Buzda çok soğuk olduğu için bakteri bulunmayacağını sanmak doğru değildir. E. coli gibi bazı ‘edepsiz bakteriler’ buz makinelerinde yaşayabilirler.

Nando’ da olduğu üzere içme suyunda bulunması beklenenin iki misli bakteri bulunabiliyor; sebebi de buz makinelerinin ve buz kepçelerinin iyi temizlenmemesi olabilir.”

Restoranlar ne diyor?

McDonald’ sın sözcülerinde biri “Buzlarda tespit edilen bakteri seviyeleri düşüktür ve tüketim için endişelenmeyi gerektirmez” derken, Starbucks “Buz örnekleri personelin steril torbayı açması sırasında dikkatsizlikten kirlenmiş olabilir” diyor.

Nando “Bu sonuçları reddediyoruz ve bunların herhangi bir hatayı gösterdiğini kabul etmiyoruz” diyor.

merdem
8. July 2013, 01:26 AM
Yeter artik ama bu kadari da fazla dostlar.

Ne Gezi Parkiymis ayol, es dost birbirinden ayri düstü. Herkes birbirine kuskuyla bakar oldu.

Fikirler/görüsler yeri geldi 180 derece dönüs yapti.

Bir Gezi Parkinin ne dinle ne imanla ne de Allah ile alakasi var. Bir pire icin yorganlar yakmaya kadar gittiniz.

Gezi Parki siyasi bir meseledir, dünyevi bir meseledir. Bir Particilik kavgasidir.

Demek herkes yine dünya hayatinin pesine düstü. Yoksa dünyayi terkedip baska uydulara mi tasindiniz?

Sabah Selam kesildi. Bu kadar ayrilik olmaz ya. Bu kadar vurdumduymazlik olmaz ya.

Nedir ulasmak istediginiz?

Susmaniniz sebebi nedir? Undercower mi calisilir oldu DDR misali kimse kimsenin yaninda rahat bir laf edemez oldu.

Milliyetcilik ne zamandan beri Din Kardesliginden üstün oldu? Türk topraklarinda yasiyanda disarida yasiyanda ayni durumda burada. Kimsenin kimseden haberi yok.

Ugramasanizda bu sayfa internet oldugu müddetce ilelebete kadar duracak ( sayet bir sivri akilli cikip ta yok etmezse tabii ). Merdem de Bart, Chaos ve Galip kardesleri gibi kaval gibi bakip duracak cansiz satirlara.

Biktim artik diye coktan yazdim, beni ilgilendirmiyor olaylar, beni ilgilendiren durum; acaba siz kardeslerim saglik ve afiyettemisiniz.

Tayyip'in aklina sasayim, yaygara yapmadan bir gecekondu gibi konduramadi mi planladiklarini sanki, bu kadar eziyet dogurmazdi inanin ki sonunda.

Aklima gelen bu ayetten bari ibret alin:

Ve Muhammed, ancak bir elçidir. Kesinlikle o'ndan önce elçiler gelip geçmiştir. Şimdi eğer o ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Kim ki de geri dönerse, bilsin ki Allah'a hiç bir şekilde zarar veremez. Ve Allah, şükredenleri karşılıklandıracaktır.
Âl-i İmrân/144

Bu ayet misali, sizler bir GEZI PARKI meselesiyle mi geri döneceksiniz? Bizleri burada birlestiren bir tek Gezi Parki miymis acaba diye sormaktan kendimi alamiyorum dogrusu.

Takip ettigim bir kac site var, haldir haldir calisiyorlar.

Sayet bu sitede teblig tamamlanmis ise, son söz söylenip noktalanmis ise, eyvallah, haklisinizdir, teblige baska kapilarda devam edelim.

Sitemizi her gün sayisiz kardeslerimiz ziyaret ediyor disaridan, ben görüyorum ve kendi kendime soruyorum onlarin nasil oluyorda zamanlari/imkanlari oluyorda burayi ziyaret ederlerken icimizdekilerin 10 tanesi bile bir arada bulunamiyor diye.

Selam ve Dua ile. (darildim iste :p)

merdem
9. July 2013, 12:46 PM
Hani sonunda basardim/basardik dogrusu :p

Basi boslugumdan ötürü o site senin bu site benim derken, en sonunda "SAPITANLAR" a rastladim, sitenin adi bu. Herhalde SAPITANLAR kendileri olmali ki bu ismi vermisler siteye. Herkes kendine yakisilan isimlerle cagirilir :D

Sayfanin acilisinda su cümle var:

RESÛLLAH ALEYHİSSALÂTU VESSELÂM BUYURDULAR Kİ:”HER ÜMMETİN MECUSİLERİ VARDIR.BU ÜMMETİN MECUSİLERİ” KADER YOKTUR!” DİYENLERDİR.

Bizlere bir iltifat gecmisler:

Peygamber Efendimiz (s.a.m) şöyle buyurmuştur: "Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun koltuğuna kurulan tok bir adamın size: Sadece şu Kur'an lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter, diyeceği günler yakındır..." Ebu Davud, Sünnet, 6, İmare 33; Tirmizi, İlim 10)

Birileri yanindaymis (!)... noktasina virgülüne kadar cümleyi not etmisler :p


http://sapitanlar.tr.gg/SAPITANLAR%2CKURAN-B%26%23304%3BZE-YETER-.--D%26%23304%3BYECEKLER-.--ar-.htm

Eski dosrlarimizi (!) özlemis olacagim ki ;) sabah 6 ya kadar aralarindan ayrilamadim.

Ne demistik, uzay kacmiyor AY'da Mars'ta yerinde duruyor. Hele su TAS DEVRINI bir atlatalim, uzaya da ulasacagiz :cool: (at gözlükleri yerine bir de günes gözlüklerini denesek nasil olur?)


Selam ve Dua ile.