PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bal Arısına Hakkını Vermek


Barış
21. May 2013, 01:39 AM
Bal Arısı ve Arıcılık


Ve Rabbin bal arısına dağlarda, ağaçlarda ve yapacakları çardaklarda evler/yuvalar edinmesini, sonra 'meyvelerin hepsinden ye de, Rabbinin (sana) kolay kıldığı yollara gir' diye vahyetti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir içecek çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir millet için, kesinlikle bir Âyet vardır. (Nahl, 68-69)

68. ayetin orjinalinde de “Yapacakları çardaklarda yuvalar edin” ifadesi var. Ayette “İnsan” kelimesi kullanılmamış. Allah’ın arıva vahyettiği (ne yapıp ne yapmayacağını bildirdiği bir ayette) bir ayette “İnsan” kelimesinin kullanılmaması önemli bir husustur. Arı insanın yapacağı çardaklarda yuva kuracağını bilmektedir ki ona sadece “yapacakları çardaklarda yuva edin” denmiştir. “İnsanların yapacakları çardaklarda yuvalar edin” denmemesi bize arının insan için çalıştığını bildiğini göstermektedir.

Dünyada arı dışında kendi ürettiği ürünü tüketen başka bir hayvan yoktur. Yani tavuk yumurta verir ancak yumurta yemez. İnek, koyun, keçi, deve süt verir ancak süt içmez. Arı ise çiçeklerden topladıkları ile bal yapar ve aynı zamanda bu bal arının beslenme malzemesidir. Hal böyle olunca, insan için çalıştığını bilen arı ile insan arasında bir sözleşme vuku bulmaktadır (insan kabul etse de etmese de). Bu sözleşmeye göre arı insan için çalışacak ancak insan da arının bu çalışması karşılığında onun hakkını gözetecektir.

“Rabbinin (sana) kolay kıldığı yollara gir” ne demektir?

Bugün yapılan arıcılıkta arının ürettiği tüm bal kovandan alınmakta bunun yerine arıya şekerli su ya da şekerli kek verilmektedir. İnsan arıyı aldatmakta arının hakkına el koymaktadır. Arı kışı geçireceği ve besleneceği besin maddesi olan bal elinden alındığından kovanı yeni baştan doldurmak için kendisine eziyet eder tarzda çalışmak zorunda kalmaktadır. Verilen şekerli su sebebiyle arı güçsüz düşmekte, kovan oğul vermekte, kovanda hastalık kol gezmekte, çok çalışması sebebiyle arı kısa sürede ölmektedir. Bugün yapılan arıcılıkta Rabbin arı için kolaylaştırdığı bir yol görülmemekte, arı tam anlamıyla eziyet çekmektedir. O halde ayette bahsedilen “kolaylaştırılan yol” nedir? İnsan ve arı arasında vuku bulan sözleşme gereği, bir kovanda on çıta var ise, on çıta balın beş çıtası arınındır ve bu beş çıtaya hiç dokunulmamalıdır. Arının hakkı dışında kalan beş çıta her dolduğunda hasat edilmelidir. Ancak bu sayede, “Rabbinin kolaylaştırdığı yollara gir” ayeti yerine getirilmiş olur. Arı kendi ürettiği bal ile beslenecek, bu sayede kovanı terk etmek zorunda kalmayacak, hastalanmayacak, erkenden ölmeyecektir. Hak yerini bulmuş, arılara çektirilen eziyete son verilmiş ve arı Rabbinin “kolaylaştırdığı yollara” girmiş olacaktır. Arıcılıkta temel amaç güçlü koloni oluşturmaktır. Bahsettiğimiz üretim şeklinde bir kovan arı yarım kovanı doldurmak için çalışacak bu sayede çok güçlü bir koloni oluşacaktır. Bu koloni gücü sayesinde kovanı kısa sürede birkaç kez dolduracaktır.

İnsan, arzu ve isteklerine mağlup olarak arının ürettiği tüm bala el koymaktadır. Bu yolla daha çok kazanacağını düşünmektedir. Oysa ki gerçeğin dışına çıkmak her anlamda kaybettirir. Yukarıda belirttiğimiz şekilde bir arıcılık yapılırsa verimin çok artacağını düşünüyorum.

Ş.Can Evin

Kuran Dini sitesinden alınmıştır.

merdem
21. May 2013, 02:18 AM
Baris Kardesim,

bu olaylar aricilik meslegindendir, ki her halde aricilikla ugrasanlar kendi gelirlerini tehlikeye düsürmek istemezler, ona göre tedbirlerini alirlar, oturduklari dali kendileri kesmezler.

Ve bu meslekle ilgili kurallara uymak zorundadirlar. Sanirim verilen serbet balli serbet olmalidir. Her zaman icin kaideyi bozanlar elbette bulunur, bu her yerde görülür.

Bu ariciligi meslek edinenlerin yanisira tabiatta hür ve yabani cinsinden arilar icin bir tehlike yaratmaz. Esas olan tabiatta yasayan arilari tehlikeye sokmamaktir, korumak lazimdir. Arilarin dünyadaki faydalari saymakla bitmez, düzen bozulmamalidir.

Arilarin yanisira her bir hayvan üretiminde oldugu gibi yapilan haksizliklarin sonu zaten gelmiyor. Tüm bunlara ragmen halen yiyecekten kesilmedigimize sükretmemek elde degil.

Balik küvetlerini hele hic ele almasak daha iyi olur.

Selam ve dua ile.