PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Neler oluyor ?


kuman
4. April 2013, 12:24 AM
Ortadoğuda neler oluyor ?
Aslında aslı soru ortadoğu mu yoksa dünya mı ? içinden çıkılmaz hal aldı durum. Takip etmeye çalışmak bile yorucu. Büyük oyuncular durmadan strateji geliştiriyor, kararlar alıyor ve bunları uyguluyorlar. Her hamleye karşı yeni bir hamle geliyor güç gösterisi her yönde devam ediyor. Bunların sonu gelir mi ?
Armagedonu gerçekleştirmeye çalışılıyor ?

Son savaş yecüc ve mecücle mi olacak ?

Bu savaşta protestanların kurtarıcısı olarak görülen Osmanlı
Karşılığında İrana yardım eden Papalık.
İlk siyonistlerin 2.Abdülhamitten Kenanı istemesi 1. Dünya savaşı ardından 2. dünya savaşı. 7 gün savaşalrı, Mısır- İsrail savaşı. Arapları dize getiren İsrailoğulları !!!
70 li yılların yeşil kuşağı. Humeyni dönemi İran
Vatikan İran ilişkileri, Evangelist siyonizm işbirliği
Irak işgali Suriye savaşı...

Uzayıp giden bir olgular zinciri kimin eli kimin elini sıktığı belli olmayan ilişkiler zinciri.
Acaba bize anlatacaklar mı ? ben pek ihtimal vermiyorum.
Biz ancak bize bildirilmesi gerekenleri bileceğiz bunu önceden beri yapıyorlar ilk önce planlarının bir kısmını anlatıyorlar buna kimse inanmıyor sonra yavaş yavaş ortaya çıkıyor ortaya çıkınca evet biz zaten bunları okumuştuk diyoruz.
Ne kadar acı !

kuman
4. April 2013, 05:03 PM
Ortadoğu Sünni ve Şii olarak bölünüyor;
Mısır Türkiye Katar Suud İsrail (A.B.D) Müslüman kardeşler İhvanlar Kürtler
İran Irak Suriye Rusya Çin Lübnan Ürdün Hamas Hizbullah
Vatikan kimi destekliyor ? Papa bu yüzden mi istifa etti ? Humeyni nasıl İranda darbe yaptı Ruslara karşı olması gerekmiyormuydu ? Neden Siyonizme karşı çıktı ?
Anti Siyonist Yahudiler Tahran da toplantı yaptı.
Sünnileri destekleyen Evengelistler ile Siyonizmin kardeşliğinin karşısında
Şii leri destekleyen Vatikan ve Avrupa mı ? Humeyniyi Avrupa mı İrana gönderdi ?


Artık bende mehdiyi bekler oldum çıksa çıksa bu işin içinden o çıkar :))))
Sahi ne zaman gelecek bu mehdi ? Yoksa bu işin bir boyutuda Mehdi yi ortaya çıkarma savaşımı?


Dünyanın en büyük gücü Vatikan (parasal ve etki ve anlamında) Siyonizmin bile bu kadar parası ve etki alanı yoktur deniyor.

Papanın iSTİFASI !!! A.B.D dış işleri bakanı Kery (yahudi-katolik) aynı zamanda CFR başkanı.
Müslüman bir babadan yahudi bir anneden doğan katolik bir A.B.D başkanı.
Evengelsit Amerika siyonizm ile iç içe ancak dünyanı en çok yahudi düşmanı yine amerika


Çok fazla kaotik olmaya başladı dünya hadi hayırlısı diyelim.

kuman
6. April 2013, 12:00 AM
İsrail neden bizden özür diledi ?
Mavi marmara gemisinde katledilen 9 kişi için İsrail özür dilemiş. Nasıl dilemiş özür dilerken Türkiyeden mi yoksa sadece katledilen insanların ailelerinden mi özür diledi ?
Pek çok konu var.
Sadece katledilen insanların ailelerinden özür dilendi diyen insanlar çoğunlukta. Bunu A.B.D başkanı arabulucuğunda olduğu zaten herkesin bildiği gerçek.
Dış politikada hep bir kazanan birde kaybeden olur arasıra kazan kazan formülü işler ancak bu kazan kazanda oran her zaman aynı değildir.

Konumuzun özü neden özür dilendi ?
AKP hükümetinin çözüm sürecinde tıkanması, İsrailin de ABD ricasiyla Türk hükümetine sunduğu bir nimet mi? Hükümetin zaferi, başarısı da denilebilir mi ? Gerçektende hükümetin zaferi bu, politikasının sonucu.
Ancak,
Türkiye İsrail arasında ticaret Özür krizinden pek etkilenmemiş gözüküyor. 2 miyar dolardan 4-5 milyar dolara gelen bir ticaret hacmimiz var. Gerçek bir krizde bu kadar artan bir ticaret pek mantıklı gelmiyor aslında.

Bu kriz neden başladı neden yada nasıl bitti.
Gemide Türk vatandaşı 9 kişi nerdeyse geminin altını üstünü getiren İsrail askerleri tarafından öldürüldü diğer milletlerden kimse ölmedi yada onlara bir sorun çıkarılmadı. Hatta kalan türk aktivistlerede dokunulmadı geri gönderildi bir süre sonra.

Bu krizin başlaması ve sürmesi kimlerin işine geldi asıl soru bu aslında ve bitmesi kimin işine geldi.
Gerisi 9 kişide dahil sadece teferuat.

Bu krizin başlaması kimin lehine oldu ?

Bu krizin bitmesi kimin lehine oldu ?

kuman
8. April 2013, 01:29 AM
1-
Ortadoğu dediğimizde karşımıza Müslüman coğrafya geliyor. Tevhidin yazılı olduğu bir bayrağı olan bir devlet var, kendisini İslam devleti sayan bir devlet var. Kendisine Allahın askerleri diyen büyük gruplar var. Allah için cihad için savaştığını söyleyen insanlar var. Hergün 5 vakit namaz kılmamanın suç olduğu ülkeler var. Oruç ayında tüm yiyecek satan yerlerin kapatıldığı ülkeler var. Baş örtüsü olmadan dışarı çıkmanın yasak olduğu ülkeler var.
Gıdaya helal ünvanı katan ülkeler var ( Gıda bulamayan ülkeler var). Allah adına hüküm veren fetva veren dini liderler var,
Bizler Allaha inanıyoruz, ahirete inanıyoruz, onun rabliğine inanıyoruz birliğine inanıyoruz, tekliğine, yaratıcılığına, doğmadığına, doğurmadığına, güç ve kudretin sadece onda olduğuna inanıyoruz, ibadetleri yapıyoruz

Olan pek çok şey; dini söylem ifade ve eylem var. Ancak olmayan ne var;

Bilim yok, bilimsel çalışma yok, teknoloji yok, teknolojik çalışma yok, sanayi yok, üretim yok, sanat yok, spor yok, müzik yok, felsefe yok.
Son 50 yılda, 100 yılda, son 200 yılda bölgeden çıkan bilimsel bilgi var mı? Kaç tane üniversitede bilim üretiliyor ? Üniversitede ki bilim adamları (gerçek bilimsel bilgi peşinde koşanlar) batı dediğimiz ve uygarlığa büyük hizmetler yapmış olan bölgeye gidiyor ve orada bilim yapıyorlar. Bilimsel buluşlar yapmaya çalışıyorlar ve insanlığa hizmet ediyorlar.
Her bilgi insanlığa biraz daha katkı sunuyor bir tuğla koyuyor yada bir çimento oluyor. Ancak bunları bölgede yapamıyoruz.
Kaç tane fizikçi sayabiliriz bu coğrafyada ? kaç tane biyolog ? astrolog ? matematikçi ?

Bilimsel bilginin olmadığı yerde teknolojide olmaz. Düşünün bir kere bu coğrafyada motor üretebilen bir devlet var mı ? 300 senelik motor bu coğrafyada hala yok. Neden ?
Herhangi bir bilgisayar firması var mı bildiğiniz ? Bir işlemci üretebilen, Hardware firması ?
Uçak üretebilen bir firma var mı? Gemi? Tank? Tüfek? Füze? Nükleer çalışmalar?
Teknoloji gerektiren herhangi bir sanayi üreten bir ülke varmı ? Tıp alanında herhangi bir sanayi üretimi olan bir ülke varmı ? Uzay ile ilgili teknoloji üreten ?
Maden işleyebilen ülke varmı?

Teknoloji yokken sanayinin de yok olması gayet doğal, ne sanayisi var? Ufak birkaç sanayi var o kadar. Onlarda zaten dış girdi ile oluyor.

Müzik yok üretilen bir müzik var mı? Spor yok. Herhangi bir bölge ülkesinin sporda adını duyurduğunu duydunuz mu ?
O kadar çok yok var ki hayata dair insanlığa dair.

Peki batı denilen toplumda bunlar neden var ? Rönesan ve reform yeterlimi bunları açıklamaya ? Evet yenilik yaptılar hem dinlerinde hem yönetimlerinde ama tek başına yeterli mi? Açıklamaya
Ebu Sufyanın bir sözü vardı çağrı filminde ‘’Demek ki davalarında onlar haklılar’’
Peki batı mı haklı gerçekten davalarında ?

merdem
8. April 2013, 02:10 AM
Kuman Kardesim, günahlarimizdan arinmak icin MEHDI bekliyoruz yetmez mi, o da bir emek (!) degilmi.

Armut pis agzima düs, alismisiz belese. Hiristiyani ISA peygamber kurtarirsa bizi de MUHAMMED peygamber kurtarir.

5 vakit namazda hangi kulun Allah'indan neler diledigini bilebilirmiyiz, araba, villa, hacc parasi, güzel ve zengin bir es. Namaz dualari yetmezse denizde kum biz de türbeler, bagla baglayabildigin kadar pacavralari.

Kur'an dururken günde 4.444 kere okudunmu birseyler arabanda olur villanda. Hayat üzülmeye degmez, Rabbim öyle buyurmus der otururuz asagiya.

Gayri müslim de herhalde sonunda merak eder olmustur, bu müslümanlar kime ve nasil dua ediyorlarki baslari bir türlü beladan kurtulmuyor. Allah pisligi kimin üzerine indirir biz biliriz diye övünmemize lüzum yok, gercekler ortada.

Dedikodu desen en sevdigimiz sey, Rabbimiz kimse hakkinda bilmedigimiz seyleri dilimize dolamiyalim diye buyuruyor.

Daha neler buyuruyor ve ögütlüyor, ama onlara vaktimiz yok henüz incelemeye, biz önce namaz vakitlerini rekatlarini, sacimizin hangi telini sarkitalim onlari halletmemiz lazim.

Cennetteki hurilerimizin sayilarini hesaplamiz lazim, müslümanlarin sayisi ne kadar az olursa huri sayisi o kadar fazla olur misali birbirimizi kafir ilan edelim, dinden atalim.

Bir de ISLAM'dan önceki ( sonrasi kisa bir zaman icinde ) bilim adamlarini incele kimler gelmis kimler gecmis sayilari belli degil. Neden kökleri kurumus anlamamak zor degil, sagdan soldan duydugun gördügün birilerine DIN nedir diye sordugunda verdikleri cevaplardan anlarsin.

Vardir bir hatamiz, tabii kabul eden olursa. Müslümanda hata olur mu canim hic diyenlerimiz yok degil.

Isin enteresan yani tarih ve cografyadan bahsetmis iken bir incelesek, hiristiyanlik adina zulüm yapilmamis bir avuc toprak kalmamistir yeryüzünde. Girmedikleri ülke sömürmedikleri millet birakmamislar toplamislar tüm servetleri ellerine, biz hakkimizla kazandik diyorlar. Kendilerine verilen bilgiyle kazanmislar sözüm ona.

Kalkip iste bir iki su kuyusu acarak, eskimis camasirlari hediye ederek actiklari yaralari kapatiyorlar süsü veriyorlar.

Ellerine tutusturduklari Incil yerine zorbalikla alinan topraklari cöplük olarak birakmislar sahiplerine sonunda. Insan haklarinin babasi olmus cikmislar günümüzde tüm insanlia sesleniyorlar simdi.

Islam dünyasinin yasadigi rezilliklerin, sikintilarin sebebini illede ögrenmek istiyorsan, Suudi Arabistan'in tarihini okumani tavsiye ederim, bahsettigim tarih Mekkelilerin tarihi degildir, bu günkü Suudilerden bahsediyorum. Kim olduklarini, nereden geldiklerini ve amaclarinin ne oldugunu.

Selam ve dua ile.

merdem
11. April 2013, 03:36 AM
1-
Ortadoğu dediğimizde karşımıza Müslüman coğrafya geliyor. Tevhidin yazılı olduğu bir bayrağı olan bir devlet var, kendisini İslam devleti sayan bir devlet var. Kendisine Allahın askerleri diyen büyük gruplar var. Allah için cihad için savaştığını söyleyen insanlar var. Hergün 5 vakit namaz kılmamanın suç olduğu ülkeler var. Oruç ayında tüm yiyecek satan yerlerin kapatıldığı ülkeler var. Baş örtüsü olmadan dışarı çıkmanın yasak olduğu ülkeler var.
Gıdaya helal ünvanı katan ülkeler var ( Gıda bulamayan ülkeler var). Allah adına hüküm veren fetva veren dini liderler var,
Bizler Allaha inanıyoruz, ahirete inanıyoruz, onun rabliğine inanıyoruz birliğine inanıyoruz, tekliğine, yaratıcılığına, doğmadığına, doğurmadığına, güç ve kudretin sadece onda olduğuna inanıyoruz, ibadetleri yapıyoruz

Olan pek çok şey; dini söylem ifade ve eylem var. Ancak olmayan ne var;

Bilim yok, bilimsel çalışma yok, teknoloji yok, teknolojik çalışma yok, sanayi yok, üretim yok, sanat yok, spor yok, müzik yok, felsefe yok.
Son 50 yılda, 100 yılda, son 200 yılda bölgeden çıkan bilimsel bilgi var mı? Kaç tane üniversitede bilim üretiliyor ? Üniversitede ki bilim adamları (gerçek bilimsel bilgi peşinde koşanlar) batı dediğimiz ve uygarlığa büyük hizmetler yapmış olan bölgeye gidiyor ve orada bilim yapıyorlar. Bilimsel buluşlar yapmaya çalışıyorlar ve insanlığa hizmet ediyorlar.
Her bilgi insanlığa biraz daha katkı sunuyor bir tuğla koyuyor yada bir çimento oluyor. Ancak bunları bölgede yapamıyoruz.
Kaç tane fizikçi sayabiliriz bu coğrafyada ? kaç tane biyolog ? astrolog ? matematikçi ?

Bilimsel bilginin olmadığı yerde teknolojide olmaz. Düşünün bir kere bu coğrafyada motor üretebilen bir devlet var mı ? 300 senelik motor bu coğrafyada hala yok. Neden ?
Herhangi bir bilgisayar firması var mı bildiğiniz ? Bir işlemci üretebilen, Hardware firması ?
Uçak üretebilen bir firma var mı? Gemi? Tank? Tüfek? Füze? Nükleer çalışmalar?
Teknoloji gerektiren herhangi bir sanayi üreten bir ülke varmı ? Tıp alanında herhangi bir sanayi üretimi olan bir ülke varmı ? Uzay ile ilgili teknoloji üreten ?
Maden işleyebilen ülke varmı?

Teknoloji yokken sanayinin de yok olması gayet doğal, ne sanayisi var? Ufak birkaç sanayi var o kadar. Onlarda zaten dış girdi ile oluyor.

Müzik yok üretilen bir müzik var mı? Spor yok. Herhangi bir bölge ülkesinin sporda adını duyurduğunu duydunuz mu ?
O kadar çok yok var ki hayata dair insanlığa dair.

Peki batı denilen toplumda bunlar neden var ? Rönesan ve reform yeterlimi bunları açıklamaya ? Evet yenilik yaptılar hem dinlerinde hem yönetimlerinde ama tek başına yeterli mi? Açıklamaya
Ebu Sufyanın bir sözü vardı çağrı filminde ‘’Demek ki davalarında onlar haklılar’’
Peki batı mı haklı gerçekten davalarında ?


Oktay SİNANOĞLU..
Evet o bir TÜRK.. Dünyanın En Genç Profesörü

1960-61 yıllarında atom ve moleküllerin çok-elektronlu kuramı ile "Doçent" oldu. 1963'te 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırarak 26 yaşında "tam profesör" unvanını aldı. 20. yüzyılda Yale Üniversitesi'nde bu sanı kazanan en genç öğretim üyesidir..

4 yasinda Kuran-i Kerim'i ezberledi Türk Einsteini olarak bilinen Prof. Oktay Sinanoglunun 26 yasinda ulastigi ve yillardir kimsenin kiramadigi, Dünyanin en genc profesörü rekorunu Dagistanli Türk kirdi. bundan 4 yil önce, 25 yasindayken eline geçiren Nahide Camukovanin yasam öyküsü rekorlarla dolu...

Anlattiklari bir yasam ve basari öyküsünden çok; üstün bir zeka, hirs ve imkansiza ulasma duygusu, hiçbir basarinin tatmin etmedigi bir kisilik, üretmek ve calismaktan yorulmayan bir beynin sarmaladigi bilim-kurgu filmine benziyor.

IQ SEVIYESI 357 CIKTI

Babasinin görevi dolayisiyla Moskovada dogan Nahide Camukova aslinda bir Dagistan (Kipcak-Kumuk) Türkü.

Ups! Bu da var:

IRANLI bir BAYAN

8 aylıkken okumaya başlayan, 10 yaşında üniversiteden mezun olan, 14 yaşında doktorasını bitiren Alia Sabur, şu an 19 yaşında ve Güney Kore’de profesör sıfatıyla ders vermeye hazırlanıyor

Okuma yazmaya başladığında 8 aylıktı... Yani bebeklerin daha yeni agu demeye başladığı dönemlerde...
1999 yılında, henüz 10 yaşındayken ABD’deki New York State Üniversitesi’nin Uygulamalı Matematik Bölümü’nden mezun oldu. 2003 yılında, yani daha 14 yaşındayken Drexel Üniversitesi Malzeme Mühendisliği Bölümü’nde doktorasını tamamladı. Artık basında adı “dâhi kız” olarak anılmaya başlamıştı.




Türkiye'nin en genç profesörü


Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi İstatistik bölümünden 1999 yılında fakülte birincisi olarak mezun olan 1978 doğumlu Serkan Eryılmaz, aynı üniversitedeki master'ı bir yılda, doktorayı ise iki yılda tamamlayarak 2002 yılında doktor oldu. Akademik kariyer basamaklarını ışık hızı ile çıkan ve 40 civarı uluslararası makale yayımlayan Eryılmaz, geçen hafta profesörlük unvanını kazandı. Yaşıtları henüz doktoralarını yeni tamamlamışken profesör olan Eryılmaz, çevresindeki herkese parmak ısırtıyor. Başarısının sırrını 'istemek, çok çalışmak ve sabır' diye özetleyen Eryılmaz, 'Bunun zeka ile çok alakalı olduğunu düşünmüyorum' diyecek kadar da alçakgönüllü.


Kocaeli Üniversitesi Elektronik Haberleşme Mühendisliği Bölümü hocası Prof.Dr Sarp Ertürk 1974 doğumlu ve 2008 yılında profesör oldu.


Doç. Dr. Bilgehan PAMUK-1975 doğumlu- (Atatürk Üniv.Edeb. Fak.Tarih Bölümü)2007 Ocak ayında DOçent oldu. 2012 Ocak ayında prof. olacağını düşünürsek Tarih alanında en enç prof.dan olacak...

Ersan Şen 38 yaşında prof olarak Türkiyenin en genç ceza hukuku profesörü olmuştur.

dumlupınar üniversite iktisadi idari bilimler fakültesi işletme bölüm başkanı prof.dr. şerafettin sevim'de 38 yaşında prof olmuştur..

1964 doğumlu olan Sevim 2002 yılında prof olmuştur...


Yerden bitme mantar misali prof'larimiz var Kuman Kardesim, kimi yasi dolayisiyla kimi herhangi bir bilim dalinda....haksizlik etmeyelim :)

Birazcik elemek siraya koymak lazim...


Kenan Sofuoğlu (d. 25 Ağustos 1984; Akyazı, Sakarya), Türk motosiklet yarışçısı. 2012 SüperSport Dünya klasmanında 183 puanla şampiyon oldu.


167 puan toplayarak Türkiye'ye yarışmadaki ilk birinciliğini; Erener'e Eurovision'da birinci olan ilk Türk şarkıcı unvanını kazandırdı.


Ferit Orhan Pamuk (d. 7 Haziran 1952, İstanbul), Türk[1] yazar. Birçok başka edebiyat ödülünün yanı sıra 2006 yılında Nobel Ödülünü kazanarak bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur.[2] Kitapları altmış dile çevrildi, yüzü aşkın ülkede yayımlandı ve 11 milyon baskı yaptı.[3] 2006 yılında TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçilen Pamuk, Nobel ödülünü alan ilk ve tek Türk .[2]


daha sayayimmi?

merdem
11. April 2013, 03:50 AM
Ortadoğuda neler oluyor ?
Aslında aslı soru ortadoğu mu yoksa dünya mı ? içinden çıkılmaz hal aldı durum. Takip etmeye çalışmak bile yorucu. Büyük oyuncular durmadan strateji geliştiriyor, kararlar alıyor ve bunları uyguluyorlar. Her hamleye karşı yeni bir hamle geliyor güç gösterisi her yönde devam ediyor. Bunların sonu gelir mi ?
Armagedonu gerçekleştirmeye çalışılıyor ?

Son savaş yecüc ve mecücle mi olacak ?

Bu savaşta protestanların kurtarıcısı olarak görülen Osmanlı
Karşılığında İrana yardım eden Papalık.
İlk siyonistlerin 2.Abdülhamitten Kenanı istemesi 1. Dünya savaşı ardından 2. dünya savaşı. 7 gün savaşalrı, Mısır- İsrail savaşı. Arapları dize getiren İsrailoğulları !!!
70 li yılların yeşil kuşağı. Humeyni dönemi İran
Vatikan İran ilişkileri, Evangelist siyonizm işbirliği
Irak işgali Suriye savaşı...

Uzayıp giden bir olgular zinciri kimin eli kimin elini sıktığı belli olmayan ilişkiler zinciri.
Acaba bize anlatacaklar mı ? ben pek ihtimal vermiyorum.
Biz ancak bize bildirilmesi gerekenleri bileceğiz bunu önceden beri yapıyorlar ilk önce planlarının bir kısmını anlatıyorlar buna kimse inanmıyor sonra yavaş yavaş ortaya çıkıyor ortaya çıkınca evet biz zaten bunları okumuştuk diyoruz.
Ne kadar acı !


http://www.haksozhaber.net/hakan-albayrak-152y.htm bu sitede yazilari yayimlanan orta-dogu yazari Hakan Albayrak'i tavsiye ederim.

merdem
11. April 2013, 04:15 AM
Hakan Albayrak

Karşı Devrim Rehberi Hamaney
06 Nisan 2013 Cumartesi 17:14

"Sen İran’la beraberdin, Hizbullah’ı göklere çıkarıyordun, Esed yönetimiyle stratejik işbirliğini savunuyordun; şimdi ne oldu da...” diye konuşuyorlar.
Şimdi ne oldu da!

Ne olduğunu görmediler mi?

“Lailahe İllallah” diyerek tağutun karşısına dikilen Suriyeli Müslümanlar, İmam Hüseyin radıyallahu anh ve yoldaşları gibi kıyımdan geçirildiler. Der’a, Duma, Deyrizor, Humus, Hama, Halep, İdlib bildiğiniz Kerbela’ya döndü, 60 bin Müslüman Esed putuna kurban edildi.

Katliam devam ediyor ve Hamaney rejimi (Hasan Nasrallah ve arkadaşları dahil) başından beri katillerle beraberler, hatta katillere rehberlik ediyorlar. Son yazımda Hamaney’in bazı adamlarının İsrail’le kavga eden AK Parti hükümetini nasıl aşağıladıklarını, Mavi Marmara’mıza nasıl çamur attıklarını yazdım; fakat Hamaney’in Türkiye’deki takipçileri hiç oralı olmayıp, sadece Hamaney’den bahsediş şeklimle ilgilendiler.

Hamaney rejimine bağlı ABNA’nın (AhlulBayt News Agency / Ehl-i Beyt Haber Ajansı) internet sitesinde, yazımla ilgili haber şöyle takdim edildi: “NATO askeri Hakan Albayrak’tan İmam Hamaney’e çirkin saldırı / NATO askeri Hakan Albayrak, yandaş gazete Star’da yayınlanan bugünkü yazısında İslam İnkılabı Rehberi Seyyid Ali Hamanei’ye ağza alınmayacak hakaretlerde bulundu. / ‘Çamur atan Hamaney rejimi, Statükü Rehberi’ ifadelerini kullanan Hakan Albayrak’ı LANETLİYORUZ”

ABNA’nın takdimi böyle olunca, okuyucu yorumları da ister istemez şöyle oluyor tabii: “Şerefsiz”, “şeytanın kulu”, “hain İsrail uşağı.”

Vay benim hassasiyetten kırılan kardeşlerim! Demek “İran İslam Cumhuriyeti” yerine “Hamaney Rejimi”, “İslam İnkılabı Rehberi” yerine “Statüko Rehberi” dememe ve Hamaney’in adamlarını birilerine çamur atabilecek tiynette kimseler olarak görmeme çok içerlediniz... Öyle çok içerlediniz ki, Hamaney adına attığınız çamurun haddi hesabı yok! Kusura bakmayın ama bende de biraz hassasiyet var be kardeşlerim.

Suriyeli devrimcileri “terörist”, Esed rejimini “masum” ilan eden Hamaney’e sizin gibi “Dünya Mustazaflarının Rehberi” diyemem.

Onbinlerce masumun cesedini, mücahit ve şehit kategorisine soktuğunuz Baasçı generallerin askerleri tarafından ırzlarına geçilen binlerce kadın ve dahî erkeğin âhını, Şebbiha köpeklerinin camilerdeki küfür ayinlerini, yerle bir edilen onca İslam beldesini ve Hamaney rejiminin bu mezalimdeki payını yok sayamam.
Hamaney rejimi diyorum, evet.

Hassas bir adam olduğum için İran demekten imtina ediyorum, İran devleti demekten bile mümkün mertebe kaçınmaya çalışıyorum, bu Yezidî siyasetle alâkası olmayan İranlılara haksızlık etmiş olmayayım diye.

“İran İslam Cumhuriyeti” demeye zaten hiç dilim varmıyor. Daha evvel de yazmıştım; seçilmiş yöneticilerin aslında yönetici olmadığı, ilk ve son sözü söyleme hakkının ‘adem-i mesuliyet’ zırhı giydirilmiş “rehber”e ait olduğu bir düzene cumhuriyet denilemez... Hapishanelerinde sistematik işkencenin hüküm sürdüğü, Irak’ta düpedüz mezhep faşizmini körükleyen, Suriye’de mustazaflara karşı müstekbirlerin yanında yer alan bir rejimi İslam’la anmak da olacak şey değil. Hamaney’e “İran İslam İnkılabı Rehberi” değil de “Statüko Rehberi” deyişim de hassasiyetimdendir, İslam İnkılabı’na saygımdandır.

Bu vesile ile, işkence ve yargısız infazlara isyan ettiği için statükonun adamlarınca “fazla duygusal” diye güya aşağılanan ve 1989’da Humeyni’nin halefliğinden azledilen Muntazeri’nin o şahane sözlerini hatırlatayım:

“”Ne yazık ki iş yapmak ve devrim değerlerini korumak yerine slogan attık. Halka değer vermek ve onu söz sahibi yapmak yerine halkın zeki ve aktif güçlerini hayal kırıklığına uğrattık, mücerretleştirdik. Bu yüzden şimdi öyle bir noktaya geldik ki, yönetimde kalabilmek için ilk sloganlarımızın ve değerlerimizin karşısında durmak zorunda kalıyoruz. İran hükümetinin ayakta kalması gerekçesiyle ahlaki ve İslami değerler ihlal edilemez. Sözkonusu değerler, uğruna devrim yaptığımız ve halka sloganlarımızla vaad ettiğimi değerlerdir. Devlet bir vasıtadır, gaye değil. Değerler gayedir.”

İşte böyle değerlendirmelerin ışığında “Statüko Rehberi” diyorum Hamaney’e.
Geçen yazımda belirtmeyi unutmuşum; Suriye Devrimi aleyhindeki siyasetinden ötürü Hamaney’e “Karşı Devrim Rehberi” de diyorum ben.

***
Son söz: Gün gelir, Hamaney’i ve şimdilik Hizbullah diye anmamaya karar verdiğim Lübnanlı malum kardeşleri gene savunurum, Allah Teala ömür ve imkân verirse; yeter ki çağımızın Yezid’lerinden Esed’e yoldaşlık etmekten, çağımızın Kerbela’sında çağımızın Hüseyin’lerini katledenlerle beraber olmaktan vazgeçsinler.

merdem
13. April 2013, 06:30 AM
Müzik yok üretilen bir müzik var mı? Spor yok. Herhangi bir bölge ülkesinin sporda adını duyurduğunu duydunuz mu ?

Kuman Kardesim, basörtüsüyle spor yapmaya kalkilirmi sanki evde bahar temizligi yapiliyormus gibi?

Sonu böyle olur. Ya basörtüsünde kalacak toplumdan uzaklasaksin, yada özgür bir sekilde her dalda yer alacaksin. Sadece saclarini degil beyinlerini de kapatiyorlar.

Serap Erten Eurovisiona'a acaba basörtüsü ile katilsaydi 1. olabilirmiydi sarki yarismasinda?







http://www.mansettv.com/resimler/2/basortusu-protestosu-16540.jpg

Abdurrahman Akyüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, taolu kategorisinde mücadele edecek milli sporcu Zeynep Akyüz'ün başörtüsünden dolayı şampiyonadan men edilmek istenmesi nedeniyle Avrupa Wushu Federasyonuna itirazda bulunduklarını belirtti. Akyüz, olumsuz çıkacak bir kararın, Avrupa Wushu Federasyonu için "kötü sonuçlar" doğurabileceğini söyledi.

Yaşananların üzücü olduğunu ifade eden Akyüz, şöyle konuştu:

''Böyle bir durumu beklemiyorduk. Geçen sene bu konuyu Fransa ve Ermenistan gündeme getirmişti ama reddedilmişti. Böyle bir karar çıkmadı. Zaten böyle bir karar çıksaydı biz geçen sene buna tepki verirdik. Böyle bir karar olsaydı bugün biz buraya gelmezdik, olmazdık. Avrupa Federasyonunun yarışmasına katılmazdık. Bizim bu konudaki tavrımız ve fikrimiz nettir. Başörtülü sporcularımızın medeni bir şekilde çıkartılıp, yarıştırılmasını ve hak ettikleri dereceleri almasını savunan bir federasyonuz.''

Bir daha Avrupa şampiyonalarına katılmayacağım

Taolu kategorisinde bugün yapacağı mücadele öncesinde başörtüsü nedeniyle şampiyonadan men edilmekle karşı karşıya kalan dünya ve Avrupa şampiyonu Zeynep Akyüz ise yaşananlar sonrasında çok üzgün olduğunu kaydetti.

Akyüz, ''Bir aydır bu şampiyona için hazırlanıyorum. Emeğim boşa gitti. Çok üzgünüm, bir daha Avrupa şampiyonalarına katılmayacağım" diye konuştu.

bartsimpson
13. April 2013, 03:46 PM
Akyüz, ''Bir aydır bu şampiyona için hazırlanıyorum. Emeğim boşa gitti. Çok üzgünüm, bir daha Avrupa şampiyonalarına katılmayacağım" diye konuştu.

İsabet olmuş ülkemi temsil etmeyi ver eksik kalsın, sen git irandaki mollaların ülkesini temsil et...

merdem
13. April 2013, 04:23 PM
Iran'i dahi temsil edemez Bart Kardesim, spor bakireligi bozuyor diye spor da yaptirmiyorlar kizlara okullarda, en azinda Suudiler böyle feva veriyorlar, Iran'in da asagi kalir yeri yok Suudilerden. Bir tek gözü acik carsafla ne sporu yapilir önce onu bir icat etsinler.

kuman
23. April 2013, 11:36 PM
Bop projesinin kaynağı belli Amerika. Amerika içindeki Evengelsitler ve Yahudi finansörler.
Bu projenin başarıya ulaşma şansı ne kadardır bilinmez iki grup çarpışıyorlar. galip geleni merak ediyor ve takip ediyorum diğer tüm Türk vatandaşları gibi. Çünkü biz 50 senedir sadece takip ediyoruz.
İlk raundu İran ve cephesi kazanmıştı bakalım bu rauntu kim kazanacak. Şahsen ben İran ve cephesine oynamayı tercih ediyorum ilk oyunda büyük bir ders verdiler nede olsa.



1950 lili yıllardan başlayan bir proje Yeşil kuşak mimar Amerika ve Siyonist dediğimiz gruplar.
!960 lı yıllarda Türkiyede bir darbe;
Üç tane Albay 5 tane Yüzbaşı 2 tane teğmen.... (Sayılar uydurmadır) bu ülkede darbe yaptı.
230 tane General emekli edildi yada hapse atıldı sonuçta ordu ile olan ilişkileri kesildi. Toplamda ise 7000 subay ordudan atıldı. Bir teğmen Gen.Kur. Bşk. konutunda esir tuttu.
Nekadar komik değil mi askerliğini yapanlr için. Teğmen bir paşa göremez bile ....
7000 subay neden ordudan atıldı ? çok merak ediyorum doğrusu.
Hemde bu subaylar Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişen subaylardı.
Gerçekten Demokratik bir anayasa geldi bu hazin olay sonucunda
Sonra 1970 hop bir darbe gibi gözüken ancak ne olduğunu belli olmayan (belli aslında ya) bir süreç ve 70 li yıllar yeşil kuşak zamanı.
80 darbesi İslamın ( Bu kelimiye kullanmayı sevmem) önün açılması İmam hatip liselerinin artması.
1979 İran devrimi ... Mollaların zaferi... yeşil kuşak projesini yok etmek için Afganistanın Rusya tarafından işgali.

Ne varki bizim Mollalar akıllı binlerce yıllık büyük bir kültürden geliyor Amerikaya posta koyuyorlar arkalarında Dünyanın engüçlü devleti Vatikan. Beraberce Siyonizme karşı duruyorlar.
Yeşil kuşak su alıyor hem İran hemde ruslar. Kazanan ? Kazanan yok.

Sonrasında ılımlı İslam çıkıyor karşımıza yine Türkiye 50 li 60 lı 70 li ve 80 li yıllarda olduğu gibi hep batı tarafında (Nato üyesi) Truva atı deniyor Türkiyeye diğer devletler tarafından.
ve BOP (iki kısım genişletilmiş olanı var dar olanı var ) Biz yine Eşbaşkanlıktayız

Farkındamısınız İslamım diyenlerle Koministim diyenler aynı safta ;

Neler oluyor biri bana anlatabilirmi?

kuman
27. April 2013, 01:22 AM
BOP ne demek; 22 yada 27 ülkenin Afrikanın bir ucundan Malezya ya kadar uzanan coğrafyada sınırların yönetimlerin halkaların değiştirilmesini öngören bir proje.
Çıkar kavgası mı ? Zengin enerji yataklarına sahip olmak ve onları kontrol etmek mi? Demokrasi ve özgürlük ile yeni pazarlar açmak ve böylece gelir transferi yapmak mı emperyallere ? Halkları diktatörlerden kurtarmak mı ?
Ne istiyor bu BOP bizden ?

Çıkar kavgası olabilmesi için iki farklı ülke olmalı anı bölgede var mı? yok Libya da Tunus ta Cezayir de Mısır da hayır yok. Demek ki çıkar kavgası değil.
Zengin enerji kaynaklarına sahip olmak mı? Suud lar Katar Kuveyt Bae Irak kimin kontrolunde hangi ülkenin askerleri dolaşıyor buralarda ?
Libyada durum farklımıydı Kaddafi 8 milyar dolar tazminat ödemedi daha yeni kucak açmadımı eski düşmanlarına ? Açtı
Enerji yataklarıda değil.
Demokrasi insan hakları özgürlük imkanı mümkünatı yok.
Kendi adamlarını hükümete getirmek olsa Mübarek gayet iyidi %80 ile seçilmişti ve Batının sadık adamıydı.
Bu adamlar devletlerinin kazandıkları parayı Batıda harcıyorlar zaten kaynak transferi de değil.

Elbette bunların hepsi de var onuda kabul ediyorum iyi para kapısı olacak bir müddet batıya bu olaylar istedikleri gibi olursa

Ancak başka bir şey daha olmalı hiç söylenmeyen hep önünün kapatıldığı kimsenin aklına getirilmemesi için uğraşılan. Herkesin bildiği şeyler sadece önde gösterilen Gölge oyunudur asıl adamı bilme asıl konuyu bilme sen otur ve izle sadece.
Asıl konu ne olabilir dediğim de Aytun Altındalın bir cümlesi aklıma geliyor;

Hrisyiyanların asıl amacı;
1.Binyılda Avrupa hrisitiyanlaştı 2. binyılda Afrikanın bir bölümü ve Amerika Hristiyanlaştı geldik 3.Binyıla sırada Asya ve öncelikle Müslümanlar var amaç Hristiyanlaştırmak eğer olmazsada Müslümanlığı Hristiyanlaştırmak.

BOP ülkelerin hepsi Müslüman ülke. ne Ermenistan var ne İsrail var ne Yunanistan var.

BOP ne para ile ne güç ile nede siyasal üstünlükle alakalı bunlar sadece yan gelirler Asıl amaç Müslümanların Hristiyanlaşması.

Bu yüzden her Müslüman bu Arap Karnıbaharına karşı olmalı....

merdem
27. April 2013, 05:22 AM
Ve onlar, “Yahûdi veya Hristiyan olunuz ki kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız” dediler. Siz deyin ki: “Tam tersi, Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini örtmekten, Allah'a ortak koşmaktan dönen biri olarak Allah'ın ortaklarının olacağını kabul etmemiş olan İbrâhîm'in dinine/yaşam tarzına!” BAKARA /135

Bu ayet her seyi izah ediyor zaten. Halen demektedirler Yahudi vaya Hristiyan olunuz.. diye. Neden Israil'in haksizliklarina kimse ses cikartmiyor? Itogullari el ele vermis Islam'i yok etmeyi prensip edinmisler.


Adamlar hem dünya malini hemde ahireti istiyorlar :p

kuman
14. May 2013, 11:45 PM
Hükümet sözcülerinin sürece itiraz edenleri “terör örgütünün silah bırakmasından rahatsızlar”, “terör bitmesin istiyorlar” gibi ucuz ve çapsız polemiklerle suçlamasına kuşkusuz değinmeyeceğiz. Ancak Akil Adam Fuat Keyman’ın “Çözüm süreci Türkiye’yi güçlendirir” tezini mutlaka incelemeliyiz.

‘Türkiye’yi Kürtler’le büyütmek’

Fuat Keyman, “Çözüm süreci Türkiye’yi zayıflatıyor mu?” başlıklı makalesiyle, Akil Adam olarak görev yaptığı Ege bölgesinden gelen bu yöndeki sorulara yanıt vermiş. (Milliyet, 11 Mayıs 2013)

Keyman, dışarıda ise içerideki bu endişenin tersinin geçerli olduğunu savunuyor: “Çözüm süreci, Türkiye içinde, belli bir kesim tarafından, Türkiye’yi zayıflatıcı bir gelişme olarak algılanırken, Türkiye dışındaysa, Türkiye’yi bölgesel düzeyde güçlendirecek ve zenginleştirecek bir gelişme olarak algılanıyor.”

Keyman bu “saptamasını” son bir ayda çözüm sürecini konuşmak üzere gittiği ABD’deki düşünce kuruluşu temsilcilerinin, akademisyenlerin ve gazetecilerin şu iki başlıkla özetlenen görüşlerine dayandırıyor: “Türkiye ve Kürtler işbirliği; Ortadoğu’da değişen denklem”, “Türkosfer: Türkiye, Kuzey Irak ve Suriye arasında ekonomi, enerji zenginlik ve etki alanı.”

Nitekim içerideki aktörler de “çözüm sürecini” zaten benzer şekilde, “Türkiye’yi Kürtlerle büyütmek”, “Ortadoğu’daki sınırları anlamsız hale getirmek” gibi sözlerle savunuyorlar.

Şimdi burada duralım ve önemli bir ismin söylediklerine bakalım:

Baş akil adam: David Phillips

David Phillips ismini anımsayacaksınız. Birincisi “Kürt Açılımı” için Ankara’ya hazırladığı 2007 ve 2009 raporlarıyla, ikincisi de “Ermeni Açılımı”nın mimarı olarak Türkiye-Ermenistan uzlaşma toplantılarına “liderlik” yapmasıyla gündeme gelmişti.

Hürriyet’ten Tolga Tanış, kendisiyle “çözüm sürecini” konuşmuş. Phillips’in ne dediğine geçmeden önce, “çözüm sürecinin” mimarlarından biri olduğunu, sık sık Ankara’ya geldiğini, AKP Hükümeti’ne akıl hocalığı yaptığını özellikle belirtelim. Zaten kendisi de Hürriyet’le söyleşisinde hem hükümetle hem de Akil Adamlarla düzenli temasta olduğunu açıklamış. Yani kendisini Baş Akil Adam sayabiliriz.

İşte bu David Phillips, lafı dolandırmadan AKP-PKK “çözüm sürecinin” sonucunu ilan etmiş: Türkiye ve Kürdistan konfederasyon olacak! (Hürriyet, 11 Mayıs 2013)

Kuşkusuz Aydınlık okurları için bu yeni ve bilinmeyen bir şey değil. Aydınlık 1986’dan beri, ABD’nin esas hedefinin bu olduğuna dikkat çekiyor; emperyalizmin Irak’a iki saldırısını da, Türkiye’ye 2001 darbesini de, Suriye’ye abanmasını da bu ana hedefin gereği olarak görüyordu. Aydınlık bunu ABD’nin Ortadoğu için hazırladığı analizlerini, dış politika belgelerini inceleyerek öngördü.

Türkosfer ya da Kürt koridoru

Dönelim tekrar Fuat Keyman’ın “Çözüm süreci Türkiye’yi zayıflatmayacak, tersine güçlendirecek” tezine...

Keyman bu tezini neye dayandırıyordu? David Gardner’in ortaya attığı Türkosfer kavramına, yani “Türkiye, Kuzey Irak ve Suriye arasında ekonomi, enerji zenginlik ve etki alanı” kurulmasına!

Biz de zaten Amerikan belgelerine dayanarak hedefin Kürt Koridoru olduğunu, Washington’un Irak’ın kuzeyinde 20 yılda inşa ettiği Kürt Devleti’ni şimdi Suriye’nin kuzeyinden Akdeniz’e açmak istediğini, bu operasyonun alt yükleniciliğini AKP ile PKK’nin yapacağını, bu nedenle bir sözde “barış sürecinin” başlatıldığını önemle belirtiyoruz.

Bilgilerin buraya kadarı bizim için de, Fuat Keyman, David Gardner ve David Philips için de geçerli... Ancak mesele asıl bundan sonra başlıyor.

Büyük Kürdistan küçük Türkiye demektir

Kuşkusuz buraya kadarıyla baktığınızda ve ortada hiç engel olmadığını varsaydığınızda, “teknik olarak” AKP sözcülerinin de belirttiği gibi Türkiye Kürtlerle büyümüş olur! Çin, Rusya ve İran’ın görmezden geldiğini ve Irak ile Suriye’nin topraklarına el konulmasını sessizce izlediğini varsayarsak, 780 bin km karelik ülke toprakları Irak’ın kuzeyi ve Suriye’nin kuzeyi ile hızla genişlemiş olur!

Diyelim ki oldu ve Kürtler emperyalizmin Ortadoğu’daki kurşunu olmaya, Türk Ordusu da AKP’nin aldığı enerji rüşveti karşılığında boru bekçiliği yapmaya ve komşularına zor kullanmaya razı oldu... Peki ya sonrası?

İşte Fuat Keyman, David Gardner ve David Phillips’in şimdilik hiç değinmedikleri gerçek sonrasında başlıyor: Türkiye’yle konfederasyon kuracak Türkiye, Irak ve Suriye Kürtleri, Büyük Kürdistan olarak bağımsızlık ilan edecek!

Yani Türkiye önce Kürtlerle “teknik olarak” büyüyecek ama sonra Diyarbakır merkezli Büyük Kürdistan’ın kopmasıyla küçülecek!

“Barış”, “çözüm”, “terörü bitirmek” gibi palavraların arkasındaki çıplak ve yakıcı gerçek budur: Büyük Kürdistan, Küçük Türkiye demektir!

M.Ali Güller

kuman
15. May 2013, 12:14 AM
Türkiyede yabancı firma rakamları veriliyordu artık Türk firma rakamları verilecek (Az olanı saymak daha kolay)