PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Recm Cezası ve Kur'an ın Emri.


halukgta
22. February 2013, 08:03 PM
Günümüz İslam toplumlarında, ne yazık ki Kur’an terk edildi. Bu çok açık hissediliyor artık. Onun yerini ise, doğruluğundan emin olmadığımız rivayetler, gelenekler ve töre aldı. Bu söylediklerimin bir örneğini, sizlere vermek istiyorum.

Allah ın emirlerini, hükümlerini, ne yazık ki Kur’an ile aramıza girenlerin sayesinde, göremiyor ve hissedemiyoruz. Bakın Allah elçisi aracılığıyla, bizlere neler söylemesini istiyor.

Ahkaf 9: De ki: Ben peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyarım. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.

Maide 67: Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.


Enam 50: Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vah yedilene uyarım ben!" Sor onlara: "Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?"

Yukarıdaki üç ayete baktığımızda, Allah elçisine verdiği emir çok net ve açık. Ne diyor, onlara bakalım.


.Ben sadece bana vahyedilene uyarım.
.Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun.
.Yalnız bana vahyedilene uyarım ben.

Allah ın elçisine verdiği görev, çok açık değil mi? Allah benim hüküm vermediğim, sana indirmediğim konularda da, sen hüküm ver diyor mu? Hatırlayınız Maide suresi 45. ayetinde, Allah ın indirdiğiyle hükmetmeyenler zalimlerin ta kendisidir diyor ve bizleri uyarıyordu.


Peki, bizleri nasıl uyarıyordu, onlardan birkaç ayet hatırlayalım.


Araf 3: (Ey insanlar), Rabbinizden size indirilene uyun ve O'ndan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!


İsra 36: Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.


Enbiya 10; And olsun, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Hâlâ akıllanmayacak mısınız?


Allah apaçık ne emrediyor bizlere? Rabbinizden size indirilene uyun. Ondan başka velilerin sözlerine aldanmayın diyor. Peki, daha sonra ne diyor? Hakkında emin olmadığın, Kur’an ın onayını alamadığın bilgilerin ardına sakın düşme, sorumlu olursunuz diye uyarıyor.


Enbiya suresi 10. ayetinde de, yemin ederek Rabbimiz bir hüküm veriyor ve diyor ki; Sizlere öyle bir kitap, öyle bir Kur’an indirdik ki, bütün şan ve şerefiniz ondadır. Rabbin bu sözlerini dinlemeyeceğimizi bildiği içinde, ayetin sonunda, hala akıllanmayacak mısınız diye de, bizlere kızgınlığını belirtiyor.


Evet Rabbim akıllanmadık, bu gidişle akıllanmaya da hiç niyetimiz yok gibi görünüyor. Çünkü artık senin nurun, şan ve şerefin devre dışı kaldı. Ne olursun bizleri affet. Bizler o kadar Kur’an dan uzaklaşıp, rivayetlerin ardına düştük ki, Rahmanın Zühruf suresi 44. ayetinde, ileride sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim, sorumlu tutacağım dediğini bile göremez olduk.


Bizler Kur’a nı o kadar terk ettik ki, bunun kanıtını sizlere çok acı ve üzücü bir örnekle göstermek istiyorum.


Kur’an zina, yani fuhuş yapanlara karşı, nasıl bir ceza verilmesi gerektiğini çok açık örneklerle anlatır Kur’an da. Önce bu konu ile ilgili Kur’an dan detaylı bilgiler alalım, daha sonra Kur’an ın asla onaylamadığı, peygamberimizin sözleridir diye naklettikleri rivayetlerin, İslam dinine nasıl zararlar verdiğini ve peygamberimize nasıl iftiralar atıldığını görelim.


Kadınların eşcinsellik yani zina yaptıklarında, bakın Allah nasıl bir yol izlememizi istiyor.

Nisa 15: Kadınlarınızdan eşcinsellik (zina) yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.

Peki erkekler aynı suçu işlese, yani iki erkek eşcinsellik yaparsa ne yapılmasını emrediyor.

Nisa 16: Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.

Allah biz her şeyden nice örnekleri, değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız diyorsa, her konudan örneklerini vermiş demektir. Bize düşen bunu Kur’an dan anlamaya çalışmak olmalıdır.

Şimdide bir kadın ve bir erkek zina yaparsa, Allah nasıl bir yol izlenmesini emrediyor.

Nur 2: Zina eden kadınla zina eden erkek... Yüz vuruş vurun her birinin ciltlerine... Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, Allah'ın dini konusunda bunlara acıma duygusu sizi yakalamasın. Müminlerden bir grup da bunların cezalarına tanık olsun.

Bahsettiğimiz konularda, apaçık hükümler verilmiş Kur’an da. Zinayı yapan erkek ve kadın ayrım yapılmadan aynı cezayı alıyor. Zina konusunda kafamızda, hiçbir soru işareti kalmadı şükürler olsun. Bu konuda her bilgiyi Kur’an dan aldık.

Şimdide gelelim rivayet hadislere, bakalım onlar günümüze kadar nasıl gelmiş ve Kur’an ın onayladığı bir şeriat üzerindeler mi? Örnekler verelim.

(1570 - Habib İbnu Salim (rahimehullah) anlatıyor: "Abdurrahman İbnu Huneyn denen bir adam karısının cariyesine temasta bulundu. Hâdise, Küfe emîri Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anh)'e götürüldü.

"- Ben, dedi, hakkınızda, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın hükmüyle hükmedeceğim: Eğer zevcen, cariyeyi sana helâl ederse, yüz deynek yiyeceksin, helâl etmezse recmedileceksin."

Sonra (tahkik etti) karısının cariyeyi adama helâl ettiğini görünce, emir yüz deynek vurdu.")

Tirmizî, Hudud 21, (1451); Ebu Dâvud, Hudud 28, (4458, 4459); Nesâî, Nikâh 70, (6,124); İbnu Mlâce, Hudud 8, (2551).

Yukarıdaki örnek üzerinde düşünelim. Bir adamın karısının emrindeki cariyesi ile evli olmadıkları halde, cinsel ilişkide bulunmuş, yani zina yapmış. Bu konu o devrin emirine kadar geliyor. Verdiği karar ve söyledikleri üzerinde lütfen dikkatle düşünelim, çünkü peygamberimizin hükmüyle hükmedeceğini söylüyor.
Zevcen, zina yaptığın cariyeyi sana helal ederse, yalnız yüz değnekle kurtulacaksın diyor. Eğer eşin sana cariyeyi helal etmezse, recmedileceksin yani taşlanarak öldürüleceksin diye açıklık getiriliyor.

Eğer zinanın cezası recmetmek olsaydı, bu Kur’an da apaçık yazardı. Tam tersine zina yapmanın cezası, kadın-erkek yüz deynek vurulacağı apaçık yazıyor Kur’an da. Sizce Kur’an da hükmü apaçık yazıldığı halde, peygamberimiz Allah ın verdiği hüküm yerine, Kur’an da bahsedilmeyen bir hükümle karar verir mi? Hatırlayınız Allah elçisine ne diyordu? Sana indirdiğimle onlara hükmet.

Kadının durumuna gelince. Zinayı yapan kadın eğer hür ise oda aynı cezaya çarptırılacaktı. Yok, eğer suçu işleyen cariye yani hür değilse, bakın bu durumda Allah Nisa 25. ayetinde, (fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezanın yarısı uygulanacaktır.) diye hüküm veriyor.

Demek ki zina yapan hür kadın, bu suçundan dolayı taşlanarak yani recim edilmiyor demektir. Hür olana ceza 100 kırbaç ise, köle yani cariyeye 50 kırbaç olacağı açıktır.

Zina eden kadın ya da erkeğin, recmedilmesi peygamberimizin emriydi ve bu emir uygulanırdı diyenlere, bir ayet daha hatırlatmak isterim.

Nur 3: Zina eden erkeği, zina eden bir kadın veya putperest bir kadından başkası nikâhlamaz. Zina eden kadına gelince, onu da zina eden bir erkek veya putperest bir erkekten başkası nikâhlamaz. Müminlere bu, haram kılınmıştır.

Yaradan ın ayetleri üzerinde düşünmeyi bırakıp, rivayetlerin ardına düştüğümüzde, elbette Furkan ın nuruyla nurlanmamızda, mümkün olmayacaktır. Ne diyor ayet? Zina eden kadın ile zina eden erkek ancak evlenir diyor. Hani recm ediliyordu? Eğer böyle bir ceza olsaydı, zina eden erkekte, kadında yaşıyor olmazdı.

Şimdi vereceğim örnek üzerinde, lütfen dikkatle düşününüz. Çünkü bu bilgilerin peygamberimizin sözleri olduğuna inanan, cehennemdeki yerini hazırlamış olacağını unutmasın.

(1561 - İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Hz. Ömer (radıyallahu anh)'i hutbe verirken dinledim. Şöyle demişti:

"Allah Teâla hazretleri Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'i hak (din ile) gönderdi ve O'na Kitab'ı indirdi. Bu indirilenler arasında recm ayeti de vardı! Biz bu âyeti okuduk ve ezberledik. Ayrıca, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) zina yapana recm cezasını tatbik etti, ondan sonra da biz tatbik ettik. Ben şu endişeyi taşıyorum: Aradan uzun zaman geçince, bazıları çıkıp: "Biz Kitabullah'da recm cezasını görmüyoruz (deyip inkâra sapabilecek ve) Allah'ın kitabında indirdiği bir farzı terkederek dalâlete düşebilecektir. Bilesiniz, recm, kadın ve erkekten muhsan olanların zinaları, -delil veya hamilelik veya itiraf yoluyla- süb-t bulduğu takdirde, onlara tatbik edilmesi gereken Kitabullah'da mevcut bir haktır. Allah'a kasemle söylüyorum, eğer insanlar: "Ömer Allah Teâla' nın kitabına ilâvede bulundu" demeyecek olsalar, recm ayetini (Kitabullah'a) yazardım.")

Buhârî, Hudud 31, 30, Mezâlim 19, Menâkibu'l-Ensar 46, Megâzi 21, İ'tisâm 16; Müslim, Hudud 15, (1691); Muvatta, Hudud 8, 10, (, 823, 824); Tirmizî, Hudud 7, (1431); Ebu Dâvud, Hudud 23, (4418).

Yukarıda söylenenlerin farkında mıyız? Açıkça bugün Kur’an ın eksik olduğu, Allah a yemin edilerek söyleniyor. Ama bizler bu sözleri, peygamberimizin uygulamaları, hadisleridir diye alıyor ve fıkıh kitaplarına yazıyoruz. Birde bunları inkâr edip inanmayanların, dinden çıkacağını bile söylüyoruz. Allah bizleri affetsin. Tam tersine bunlara iman edenler, Kur’an dan sapmış demektir.

Allah ın kitabında olmayan bir hükmü yemin ederek, biz bu ayeti gördük vardı ve hatta ezberledik diyor, ama daha sonra bu ayeti Kur’an da göremedik diyebiliyor. Bizlerde seyrediyoruz, fıkıh kitaplarımıza almakta bir sakınca görmüyoruz. Düşünen, Kur’an ı rehber alıp, onunla iman edenler nerede?

İşte dostlar rivayetlere düşünmeden, Kur’an süzgecinden geçirmeden inanmanın, çok ama çok büyük tehlikeleri. Hani Kur’an ı Allah, kendi koruması altına almıştı? HÂŞÂ Rabbim verdiği bu sözü, yerine mi getiremedi, deme gafletinde bulunuyoruz yoksa? Bunu belki söyleme cesareti bulamayan, ama aynı anlama gelen bu sözlere iman edenlere hatırlatırım. RABBİN HIŞMINDAN asla kurtuluş yoktur.

Peygamberimiz, benim adıma yalan söyleyenler, cehennemdeki yerini hazırlasın diye, bizleri uyarmıştır. Bakın yine bir başka rivayette, peygamberimizin asla hükmetmeyeceği sözleri, nasılda ona isnat ediyorlar.

(1580 - Ebû Hüreyre ve Zeyd İbnu Hâlid el-Cühenî (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Bir bedevî, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e gelerek:

"- Ey Allah'ın Resulü, Allah aşkına, hakkımda Allah'ın kitabıyla hükmet!" diye yemin verdi. Bundan daha fakih olan bir diğeri de:

"- Evet aramızda Kitabullah'la hükmet, bana da izin ver!" talebinde bulundu. Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:

" Meramını söyle! (seni dinliyorum)" dedi. Adam:
"- Oğlum bunun yanında işçi idi. Karısıyla zina yaptı. Bana,"Oğlun için recm gerekir" dediler. Ben de hemen oğlum namına yüz koyunla bir cariyeyi fidye verdim. Sonra bir de ilim adamlarına sordum. Bana: "Oğluna yüz deynek ve bir yıl sürgün cezası gerekir; bu adamın karısına da recm cezası icabeder" dediler" dedi. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"- Ruhumu kudret elinde tutan Zât'a yemin olsun ikinizin arasını Kitabullah uygun şekilde hükme bağlayacağım: Cariye ve koyunlar sana geri verilecek. Oğluna yüz sopa ve bir yıl sürgün tatbik edilecek" buyurdu. Sonra, Eslemli bir adama seslendi:

" Ey Üneys! bu zâtın hanımına git, eğer zinâyı itiraf ederse onu recmet gel!"
Üneys, kadına vardı. O suçunu itiraf etti. Resûlulluh (aleyhissalâtu vesselâm) emretti, kadın recmedildi.")

Buhârî, Muhâribin 30, 32, 34, 38, 46, Vekâlet 13, Şehâdât 8, Sulh 5, Şurüt 9, Eymân 3, Ahkâm 39, Haberu'I-Vâhid I, İ'tisâm 2; Müslim, Hudud, 25, f1697,1698); Muvatta, Hudud 6, (2, 822); Tirmizî, Hudud 8, (1433); Ebü Dâvud, Hudud 25, (445); Nesâî, Kudât 21, (8, 240, 241); İbnu Mâce, Hudud 7, (2549).

Doğrusunu isterseniz Kur’an ehli bu sözleri asla kabul etmez. Çünkü bunların kabulü, Kur’an ı reddetmiş gibi günaha sokar insanı. Verilen cezaya bakar mısınız lütfen. Zina yapan kadın ve erkek ne kadar farklı cezalara çarptırılıyor. Erkek yüz kırbaç ve sürgün cezası, peki kadına ne ceza veriliyor? Recm yani taşlanarak öldürme? Bu nasıl bir adalet böyle. Birde Kitabullah a göre ceza verileceği söyleniyor, peygamberimize ve Rahman a apaçık iftira atılıyor. Bunu dahi fark edemiyor muyuz?

Neden kadın taşlanarak öldürülüyor da, erkek kırbaçlanıyor? Allah böylemi emretti Kur’an da? Yazımızın başında Allah ın bu konudaki emirlerini sizlere hatırlatmıştım. Sizce bu adalet peygamberimizin adaleti olabilir mi? Birde aşağıdaki hadise bakalım.

6754 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cariye zina ederse sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, yine zina yaparsa yine sopalayın, sonra onu, (bu halini belirterek) bir örgü (ip) bedeliyle de olsa satın!"

Cariyenin zina halindeki cezası, bakın ne kadar Kur’an ayetine uygun. Kırbaç ya da sopa cezası. Unutmayınız cariye Müslüman. Hatta hür olana verilen cezanın, yarısı kadar sopa vulacağınıda, Kur’an hükmüyle söyleyebiliriz.

Öyle bir inanç sistemi yaratmışız ki, bizleri Kur’an dan uzaklaştırmış. Rehberimiz olması gereken Kur’an a karşı aldığımız tavır, bu kitapta her bilginin olmadığı, herkesin anlayamayacağı yönünde olmuş. Böyle olunca da, imanımıza rivayetler yön vermiş.

Bir konunun hükmünün Kur’an da oluşuna bakmak yerine, rivayet yoluyla bizlere ulaşan ve peygamberimizin hadisleri olduğunu söylediğimiz sözler, adeta Kur’an ın önüne geçmiş. Kur’an ın verdiği hükümlere bakan, ondan onay almaya çalışan, neredeyse kalmamış.

Bu konuda size vereceğim örnek, içinde yaşadığımız İslam inancının sınırlarının ne derece uçsuz bucaksız ve sınır tanımaz bir duruma geldiğinin acı bir örneğidir. Hâlbuki Yaradan, dinde sınırların aşılmasına asla müsaade etmez ve bizleri uyarır.


(1583 - Şa'bî (rahimehullah) anlatıyor: "Hz. Ali (radıyallâhu anh), kadını recmettiği zaman onu perşembe günü dövdü, cuma günü de recmetti. Ve şunu söyledi: "Ona Kitabullah(ın hükmü) ile celde, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın sünneti ile de recm tatbik ettim."
Buhârî, Hudud 21)

Neler söylüyoruz ve nelere iman ediyoruz, farkında mısınız? Hiç sanmıyorum. Eğer farkında olsaydık, bu sözleri günümüzde bizlere iletenlere gereken cevabı, Kur’an ile verirdik.

Ne yazık ki bu acı gerçek, bugün bazı Arap ülkelerinde uygulanıyor. Zina eden kadını taşlıyor öldürüyorlar, ya erkek nerede? Kadın tek başına mı yaptı bu işi? Yoksa kadın silah zoruyla mı yaptı zinayı? İşte beşerin adaleti böyle adaletsiz olur.

Kur’an a bakan, aldıran bile yok. Bu ayet Kur’an a geçirilmeye unutulmuş, diyecek kadar gözlerimiz dönmüş. Elbette bunun sonucunda Allah da bizleri, layık olduğumuz pisliğe bulaştırmış, birbirimize düşman etmiş, kin ve nefretle yaşıyoruz. İslam toplumlarında ne huzur, nede mutluluktan eser bile yok. Kim bilir daha ne acılar ile cezamızı çekeceğiz.

Birde recm konusunun bir hikâyesi vardır. Recm ayeti peygamberimizin ölümünde ki telaşından dolayı, bir keçinin bu sayfayı yediğini ve Kur’an a böylelikle geçmediği anlatılır. Bizlerde aval aval dinliyor, bu anlatılanlara inanıyoruz.

Değerli din kardeşlerim. Benim bütün çabam, içinde bulunduğumuz büyük yanlışın, farkına varılması adınadır. Bizlerin rehberi Kur’an dır. Allah tan başka hüküm veren olmadığını, bizzat Kur’an söylüyor. Allah hükmüne kimseyi ortak etmez diye hüküm verdiği halde, bizler Allah ın verdiği hükümleri kadar, elçisinin de hüküm verdiğine inanarak, öyle büyük hatalar yapmışız ki, Allah ın ayetlerinin bile önüne geçirmişiz.

Allah elçisine, kullarıma yalnız Kur’an ile hükmet, sakın hiçbir ilave yapma, canını alırım yoksa diyor da , sizleri Kur’an dan sorumlu tutuyorum diye apaçık hüküm veriyorsa, sizce bizlerin yapması gereken çok açık değil midir?

Bizler elbette her bilgiden faydalanmalıyız. Bunda hiçbir şüphe yok. Ama bizlere iletilen her bilgiyi, Kur’an a arz etmek ve ondan onay almak şartıyla, her bilgiden faydalanmalıyız. Kur’an ın onay vermediği, bahsetmediği ve açıklamadığı bir konu ve hükümden sorumlu olmayacağımızı Rabbimiz söylüyorsa, gelin beşerin rivayetlerine değil, Allah ın sözlerine inanalım.

Sizlere zina konusundaki verdiğim, rivayet örneklerdeki hükümleri okudunuz. Kur’an ın hükümleri ile karşılaştırdığınızda, sizlere bu bilgilerin doğru olduğu onayını verdimi? Elbette vermedi. O zaman bizlere düşen bu bilgileri, asla kabul etmemek olmalıdır. Elbette kabul edenlere sözümüz olamaz. Herkes yaptıklarından sorumludur.

Dünyada kıyametin ne zaman kopacağını bırakalım da, bizlerin kıyameti kopmadan, yani emaneti teslim etmeden, gelin Kur’an ın ipine sıkı sıkı sarılalım ve emin olmadığımız bilgilerin ardına düşmeyelim. Kur’an ın ipine değil de, Rabbin ayetlerini görmezden gelip, üstünü örtüp, beşerin ipine sarılırsak, bu ipin şeytanın ipi olduğunu ve bu ipe sarılanların, ebedi cehennemlik olacağının, lütfen artık farkında olalım.

Dilerin cümlemiz, Rabbin ipine sarılan, hakka batıl karıştırmayan, aklı ile iman eden, Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

merdem
22. February 2013, 08:20 PM
Degerli Haluk Kardesim,

Bu cinayi konuyu tekrar hatirlatmanizdan dolayi tesekkür ederim

bu makalenizi yayinladiginiz baska sitelerde size verilecek olumlu bir cevap bulamadiklarindan karsiliksiz kalacaginizi cok iyi biliyorum.

Bu kisiler Allah'in yaninda baska ilahlar edinmis dahi olsalar, en azindan Allah'in hükümlerini bir keciye yedirerek ortadan yok etmemeleri gerekir. Suc üstüne sucu kendilerinin islediklerinin farkinda dahi olamiyan bu cahiller Rabbimizin huzurunda hangi bahaneyi öne sürebilirler, tabii Rabbimiz onlara konusma hakki taniyacak olursa.



Tekvîr Suresi / 8

O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda,

Demek Rabbimizin yöneltecegi daha bir takim sorular olacak Din Günü.

Topraga yari gömülük taslanarak öldürülen kadina soruldugunda....

Selam ve dua ile.

hakikat_yolcusu
27. February 2013, 04:24 PM
sayın halukgta...
recm ve zina hakkında güzel ve kapsamlı bir çalışma olmuş, emeğinize sağlık. peki tecavüz konusunda ne yapılması gerekiyor, bu durumda da kırbaç cezasını mı öngörüyor Kuran???

halukgta
27. February 2013, 07:07 PM
Güzel bir soru. Tecavüz durumunda ne yapmak gerekiyor. Dikkat ederseniz yazımda bahsettiğim toplum suçlarından zina, her iki tarafta zorla değil, tam tersine gönüllü işlenen bir suçtan bahsediliyor.

Sizin sorduğunuz ise, tek taraflı işlenen bir suç, yani tek taraflı zorla ırzına geçmek. Bunun adına zina diyemeyiz. Bu sorunuzun cezası, zamana, topluma göre mutlaka değişir. Ama tüm toplumlarda hissedilir bir ceza olması gerekir, yoksa vicdanları sızlatır.

Gönüllü iki kişinin, evli olmadıkları halde zina yapmanın cezasını Allah, herkezin izleyeceği bir ortamda kırbaçlanmasını istiyorsa, bir kadına zorla ırzına geçmenim cezasını doğrusu ben düşünemiyorum.

Dediğim gibi bu tür suçlar, 1400 sene öncede suçtu ve cezası vardı, bugün günümüzde de suç ve cezası var.

Peki bu konuda Kur'an dan nasıl bir referans alabiliriz? Burası önemli. Dikkat ederseniz zina yapanlar toplumun önünde rezil edilerek, bir ceza veriliyorsa, bu cezanın kat kat fazlasını, yine toplumun önünde vermemiz, bu suçu işleyenlerin bir daha işlememesi için, çok düşünmesini sağlayacaktır. Verilen ceza, toplumu ve maduru tatmin etmelidir.

Ne yazık ki bugün, kanunlarımızın adaletsizliğinden, mağdur asla memnun olamıyor. Yapanın neredeyse yaptığı yanına kar kalıyor.


Umarım anlatmak istediğim anlaşılmıştır.

hakikat_yolcusu
1. March 2013, 09:25 PM
sevgili halukgta...
anlatmak istediğinizi çok iyi anladım. vereceğiniz cevabı az çok kestiriyordum da. yani diyorsunuz ki Kuranda bulamadığımız şeylere biz kendi kafamızı kullanarak çözümler üretebilirz. buna toplum kuralları, töreler, kültür vs demek işin mahiyetini değiştirmez. işte yukarıda eleştirdiğiniz mezhepçi diye adlandırılan kesimler de benzer yola başvuruyor ve zinada recm gibi bir cezayı uygun görüyorlar. yöntem olarak az bir farklılık olsa da sizin de yaptığınız aynı bence. çünkü şunu da biliyoruz ki: 'Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.'
saygılarımla...

ates demir
1. March 2013, 09:49 PM
Güzel soru. Aslında sorulmak istenen şu: Madem hiçbirşey kitapta eksik bırakılmamış, nasıl olurda zinanın cezası yazarken tecavüzünkü Kuranda yazmaz? Yoksa yazıyorda biz mi bulamıyoruz?
Olası İhtimaller Nedir?(Kitapta hiçbirşeyin eksik bırakılmadığı hükmünün doğruluğu ve kesinliği söz konusu iken)
Selamlar

hakikat_yolcusu
1. March 2013, 09:52 PM
sevgili ateş demir... benim tespit ettiğim bu ve buna benzer konuların hemen hepsinde mezhepçi diye adlandırlan kesimler olayı hadis vb ile çözüme kavuşturmaya çalışırken, sadece KURAN! diyen kesimler de olayı akıl yürütme vb. gibi yöntemlerle çözüme kavuşturmaya çalışmaktadırlar.
saygılarımla...

galipyetkin
1. March 2013, 11:15 PM
Saygın ateş demir. Saygın hakikat yolcusu. Saygın Dostlar.

Uzun zamandır aklımı kurcalıyordu, şimdi sorma-soruşturma imkânı doğdu.

Aklıma takılan Nisa-25. ayeti. Ben o ayetten hiçbir şey anlamıyorum.

Meselâ 1. satırda evlenilmesi salık verilenler esir mi? Bunlara verilecek ceza NEDEN yarım ve NE KADARININ YARISI? Fuhuş diye geçen ''fahişe'' ile ne kast edilmektedir; kasıt ne? Müsriflik mi?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

merdem
1. March 2013, 11:20 PM
sevgili halukgta...
anlatmak istediğinizi çok iyi anladım. vereceğiniz cevabı az çok kestiriyordum da. yani diyorsunuz ki Kuranda bulamadığımız şeylere biz kendi kafamızı kullanarak çözümler üretebilirz. buna toplum kuralları, töreler, kültür vs demek işin mahiyetini değiştirmez. işte yukarıda eleştirdiğiniz mezhepçi diye adlandırılan kesimler de benzer yola başvuruyor ve zinada recm gibi bir cezayı uygun görüyorlar. yöntem olarak az bir farklılık olsa da sizin de yaptığınız aynı bence. çünkü şunu da biliyoruz ki: 'Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.'
saygılarımla...



hop hop hoooooooooop, böyle olmaz, sizin düsündügünüz gibi.

Zina cesazi Kur'an da apacik belirtilmistir. Sunnilerin veya siilerin uyguladiklari taslama ile öldürme Kur'an in Ayetlerine ters düser.

Lafi degistirmeyin. Siz bir tecavüz olayinda ceza ne olabilir diye sordunuz, Haluk kardesimizde cok güzel bir sekilde cevaplandi; Her ülke kendi kanunlarina göre uygulama yapabilir diye.

Kur'an i o kadar iyi anliyorsaniz, uzun uzun soru sorana kadar bir iki Ayet inceleyip siz de burada fikirlerinizi sununuz ve bizler de cevaplandiralim.

Ama kulagi ters elle gösterip isin civigini cikarmayin.

Her insaf sahibi müslüman/ gayrimüslim devletinin uyguladigi yasalara uymak zorundadir.

Burada kalkip Kur'an müslümani hakkinda laf atistirmayin lütfen.

merdem
1. March 2013, 11:23 PM
sevgili halukgta...
anlatmak istediğinizi çok iyi anladım. vereceğiniz cevabı az çok kestiriyordum da. yani diyorsunuz ki Kuranda bulamadığımız şeylere biz kendi kafamızı kullanarak çözümler üretebilirz. buna toplum kuralları, töreler, kültür vs demek işin mahiyetini değiştirmez. işte yukarıda eleştirdiğiniz mezhepçi diye adlandırılan kesimler de benzer yola başvuruyor ve zinada recm gibi bir cezayı uygun görüyorlar. yöntem olarak az bir farklılık olsa da sizin de yaptığınız aynı bence. çünkü şunu da biliyoruz ki: 'Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.'
saygılarımla...


google amcaya bir sorsaniz nasil olur.

insanlara haksiz davranista bulunanlarin cezasi ayetlerle


birazda siz kendiniz arastirma yapin.

Fers
2. March 2013, 12:14 AM
Bizler Kur’a nı o kadar terk ettik ki, bunun kanıtını sizlere çok acı ve üzücü bir örnekle göstermek istiyorum.

Kur’an zina, yani fuhuş yapanlara karşı, nasıl bir ceza verilmesi gerektiğini çok açık örneklerle anlatır Kur’an da. Önce bu konu ile ilgili Kur’an dan detaylı bilgiler alalım, daha sonra Kur’an ın asla onaylamadığı, peygamberimizin sözleridir diye naklettikleri rivayetlerin, İslam dinine nasıl zararlar verdiğini ve peygamberimize nasıl iftiralar atıldığını görelim.

Kadınların eşcinsellik yani zina yaptıklarında, bakın Allah nasıl bir yol izlememizi istiyor.

Nisa 15: Kadınlarınızdan eşcinsellik (zina) yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah
kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.

Peki erkekler aynı suçu işlese, yani iki erkek eşcinsellik yaparsa ne yapılmasını emrediyor.

Nisa 16: Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin.
Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.

Bahsettiğimiz konularda, apaçık hükümler verilmiş Kur’an da. Zinayı yapan erkek ve kadın ayrım yapılmadan aynı cezayı alıyor. Zina konusunda kafamızda,
hiçbir soru işareti kalmadı şükürler olsun. Bu konuda her bilgiyi Kur’an dan aldık.




"Kadınlarınızdan eşcinsellik (zina) yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin" ne demek, bu tanıklar kimler, eşcinsel kadınları zina yaparken gören dört kişi mi...

dört kişi tarafından tanık nasıl olunur, bu tanıklıklığın koşullları var mıdır, ayrıntıları nelerdir, Kur an dan açıklama...
dört kişi tarafından görülmeyenlerin yaptıkları gözlerden kaçınca fanilerin cezasından yırtanlara rahman katından gelen cezaya dair Kur andan açıklama...

nisa/15,16
vellaatii ye tiinel faahişete min nisaaikum festeşhiduu aleyhinne erbaaten minkum.../

sonraki ayette "ve ellezaani/ve ikisi" ifadesi kullanılmışken bu ayette "ve elletaani/ve iki kadın" yerine çoğul olan "ve ellaatii" kullanılmış neden...

nisa/16
vellezaani ye tiyaanihaa minkum fe aazuuhumaa.../

"ve ellezaani" ifadesinin iki erkek anlamına geldiği kesin midir ve önceki ayetle bağlantısı nedir, kur an dan örnek olacak başka bir kanıt...

"fahiş" kesin olarak eşcinsellik (zina) ise,

nisa/22
ve laa tenkihuu maa nekaha aabaaukum minen nisaai...innehu kaane faahışeten ve maktan ve saae sebiilen.../

bu ayette babalarının nikahlılarını nikahlamaları "fahiş" olarak nitelenmiş, şimdi bu fiil, eşcinsellik (zina) mi...
kur andan örnekli açıklama/delil...

isra/32
ve laa takrebuuz zinaa innehu kaane faahışeten ve saae sebiilen.../

ayetteki zina için, kendinden sonraki ifadelerde kullanılan tanımlamalara dikkat...

halukgta
2. March 2013, 12:18 AM
Allah biz Kur'anda hiç bir şeyi eksik bırakmadık diyorsa, bizlere zaruri olan her konudan bahsetmiştir. Peki bu sözden bizler ne anlamalıyız? İşte bu önemli.

Örnek vermek gerekirse. İnşaat mühendisinin okuduğu kitapta, biz bu kitapta, sizlere lazım olacak herşeyi yazdık dediğinde, mühendisr ne anlar? Bir binayı yaparken ana hesaplamalar, konması gereken oranlar, denge ve balans hesapları türünden her detay vardır diye anlarız.

Peki bir inşaat, genel hatları ile bittiğinde, detayı konusunda İnşaat mühendisi bilgi sahibimidir? Elbette hayır, bundan sonra zevkler, renkler, gelenekler girer devreye. hatta birçok meslekler çıkar ortaya. Yılların geçmesiylede tam tersine birçok meslek yok olur.

İşte Yaradan da aynen böyle yapmış. Demiş ki bizlere, sizlerin adaletli, sağlıklı, eşit haklara sahip, huzurlu bir ortam olması için, şu yada bu şartları yerine getirmeniz gerekir diye apaçık örnekler vermiş, kurallar koymuştur. Bu konuda hiç bir eksiğin olmadığını söyler bizlere.

Bu kuralların dışında kalanlar ise, gelenek, zaman ve mekan, düşünce, iklim şartları gibi etkenler, ilmin- bilmin gelişmesi ile değişebilir. Ama hiç bir zaman, Allah ın koyduğu kurallara ters düşemez.

Bu söylediklerimi lütfen, tarihin geçmiş dönemleri ile kıyaslayarak araştırınız. İşte o zaman ne anlatmak istediğimi, daha iyi anlayacaksınız.

Ben yazılarımda okuyucularıma şunu anlatmaya çalışırım. Hadisler incelenmelidir, tümünü bir kenara atmak yerine, Kur'an süzgecinden geçirdikten sonra, peygamberimizin yaşam örneklerinin, sözlerinin kullanılmasının faydaları olacağını düşünüyorum. Bakın bu konuda size bir örnek, tamda konumuzla ilgili.

(Allah bazı farizalar vazetmiştir, onları aşmayın. Bazı hadler koymuştur, onlara yaklaşmayın. Bazı şeyleri haram kılmıştır, onları yapmayın. Bazı şeyleri de unutmaksızın size rahmet olması için hatırlatmamıştır, onları da araştırmayın. )
Mahmud Ebu Reyye, Muhammedi Sünnetin Aydınlatılması, sayfa 403

Hadise dikkat ederseniz, tamda Kur'anın bizlere anlatmak istediği doğrultuda sözler söylüyor peygamberimiz. Demek ki bazı konulardan özellikle bahsetmemiş Kur'an, nedeni zamana, mekana ve tarihin derinliklerinde değişime uğrayacak konular var da ondan.

Özetlemek gerekirse, Allah bizlerin kesin uymamız gereken her konuda detay vermiştir. Değişebilecek konularıda bizlere bırakmıştır.

Saygılarımla

hakikat_yolcusu
2. March 2013, 01:18 AM
hop hop hoooooooooop, böyle olmaz, sizin düsündügünüz gibi.

Zina cesazi Kur'an da apacik belirtilmistir. Sunnilerin veya siilerin uyguladiklari taslama ile öldürme Kur'an in Ayetlerine ters düser.

Lafi degistirmeyin. Siz bir tecavüz olayinda ceza ne olabilir diye sordunuz, Haluk kardesimizde cok güzel bir sekilde cevaplandi; Her ülke kendi kanunlarina göre uygulama yapabilir diye.

Kur'an i o kadar iyi anliyorsaniz, uzun uzun soru sorana kadar bir iki Ayet inceleyip siz de burada fikirlerinizi sununuz ve bizler de cevaplandiralim.

Ama kulagi ters elle gösterip isin civigini cikarmayin.

Her insaf sahibi müslüman/ gayrimüslim devletinin uyguladigi yasalara uymak zorundadir.

Burada kalkip Kur'an müslümani hakkinda laf atistirmayin lütfen.

sayın merdem, üslubumuzun uyuşmadığını mesajınızın girişinden içeriğinden anlayabiliyorum. bunu belirtmemde fayda var. ama yine de sizi yanıtsız bırakmak istemem. bakın, Kurandan bir parça da eklemiştim zaten. sizin gözünüzden kaçmış olmalı. madem kitapta hiçbir şey eksik bırakılmamışsa neden tecavüzün de cezası yok? tecavüz zinadan daha mı küçük ve önemsiz bir suçtur ki açıkça cezası belirtilmemiştir? ki tecavüzün daha büyük bir cürüm olduğunda hem fikir oluruz kanısındayım. ayrıca sayın halukgta hocamın verdiği ve sizin de desteklediğiniz cevap daha başka bir sorunu da beraberinde getirir. Allah kitabında daha büyük bir suçun cezasını toplumların kendi heva ve fantezilerine göre inşa ettikleri sözde yasalara bırakıyorsa (bu şekilde bizlere bıraktığını da Kuranın neresinden çıkarıyorsunuz o da muamma) neden daha küçük olan bir suçun cezasını kendisi belirtmiştir? tersinin olması en azından daha mantıklı değil mi? yada bütün suçların cezasını vermeyi toplumların kendisine bırakabilirdi.

Her insaf sahibi müslüman/ gayrimüslim devletinin uyguladigi yasalara uymak zorundadir. gibi bir iddianız var. bu yasalar Kuranla zıt düşse de mi uymak zorundayız? hem madem yaşadığımız ülkenin kurallarına uyma zorunluluğumuz var, Kitap neden gelmiş o zaman?

Kuran'ı iyi anladığım yönünde hiç bir iddiam olmadı, bunu yazdıklarımın neresinden çıkardınız??? konuyu açan kişiye soru sormanın da hakkım olduğunu düşünüyorum.

unutmadan, google amcanıza benden selam söyleyin :)

merdem
2. March 2013, 01:41 AM
Hakikat Yolcusu Kardesim,

Topraga diri diri gömülen kiz cocuguna neden öldürüldügü soruldugunda.... yaninda cezanin ne sekilde oldugunun ifadesi var?

Hem hepimiz en iyi sekilde biliyoruz ki, bu dünya hayatinda bir sürü haksizliklar oluyor, hepsi de hak hukuk ahlak tanimayan insanlar tarafindan olusturuluyor.

Ve yine hepimizin de bildigi gibi, haksizliklar karsisinda her zaman gerekli cezalar/diyelim Kur'an a uygun cezalar verilmiyor. Bu kisiler Allah'in huzuruna vardiklarinda cezalarini kat kat ödeyecekler.

Devlet kanunlari: Dünyanin hic bir ülkesinde cezalar 100% Kur'an a göre uygulanmiyor, ne Iran'da ne Suud'da ne Pakistan'da ne de herhangi kendini Islam Devleti diye tanitan herhangi bir ülkede. Bu öküzün altinda buzagi aramaya benzer.

Sayet Islam'in emirlerine tam olarak uyan bir ülke olsa yeryüzünde, zaten bir müslümanin üzerine düsen vazife o ülkeye hicret etmek olurdu. Bu da olmadigina göre?

Islam sahislarda yasiyor, ama tüm bir ülke olarak degil. Benim sunacagim bir cözüm sekli yok ortada.

Iste bizler zina sucunun ne cezasi vardir, oruc tutmayan ceza verilirmi, pece mi carsaf mi, misvak mi dis fircasimi, kabak mi hiyar mi derken 30-80 yillik ömrümüzü tamamlayip Rabbimizin huzuruna cikarilmak icin bekliyoruz.

Ocak yanmadan corba pisirmeye kalkiyoruz. Islama tam hakkiyla sahip cikamadik, Kur'an i cözemedik...... birligimiz bütünlügümüz var mi? YOK!

Ne üzerine tartisiyoruz halen esasinda ben bir mana veremiyorum.

Selam ve dua ile.

hakikat_yolcusu
2. March 2013, 01:55 AM
Hakikat Yolcusu Kardesim,

Topraga diri diri gömülen kiz cocuguna neden öldürüldügü soruldugunda.... yaninda cezanin ne sekilde oldugunun ifadesi var?

Hem hepimiz en iyi sekilde biliyoruz ki, bu dünya hayatinda bir sürü haksizliklar oluyor, hepsi de hak hukuk ahlak tanimayan insanlar tarafindan olusturuluyor.

Ve yine hepimizin de bildigi gibi, haksizliklar karsisinda her zaman gerekli cezalar/diyelim Kur'an a uygun cezalar verilmiyor. Bu kisiler Allah'in huzuruna vardiklarinda cezalarini kat kat ödeyecekler.

Devlet kanunlari: Dünyanin hic bir ülkesinde cezalar 100% Kur'an a göre uygulanmiyor, ne Iran'da ne Suud'da ne Pakistan'da ne de herhangi kendini Islam Devleti diye tanitan herhangi bir ülkede. Bu öküzün altinda buzagi aramaya benzer.

Sayet Islam'in emirlerine tam olarak uyan bir ülke olsa yeryüzünde, zaten bir müslümanin üzerine düsen vazife o ülkeye hicret etmek olurdu. Bu da olmadigina göre?

Islam sahislarda yasiyor, ama tüm bir ülke olarak degil. Benim sunacagim bir cözüm sekli yok ortada.

Iste bizler zina sucunun ne cezasi vardir, oruc tutmayan ceza verilirmi, pece mi carsaf mi, misvak mi dis fircasimi, kabak mi hiyar mi derken 30-80 yillik ömrümüzü tamamlayip Rabbimizin huzuruna cikarilmak icin bekliyoruz.

Ocak yanmadan corba pisirmeye kalkiyoruz. Islama tam hakkiyla sahip cikamadik, Kur'an i cözemedik...... birligimiz bütünlügümüz var mi? YOK!

Ne üzerine tartisiyoruz halen esasinda ben bir mana veremiyorum.

Selam ve dua ile.

sayın merdem...
burada sizin ve benim gibiler arasındaki fark ortaya çıkıyor. ben, gerçekten Allah'ın kurallarının uygulandığı bir dünya oluşturmak için (size göre ütopya) elimden geleni yapıyorum. siz ise zaten ülkelerin kuralları var, ha biz Kuran'a da inanıyoruz ama ülkelerimizin kurallarını yerine getirmek bizim görevimizdir demeyi kendinize yol seçmişsiniz. tartıştığımız nokta burasıdır aslında...
saygılarımla...

merdem
2. March 2013, 02:09 AM
Sonuca bakilirsa hepimizin amaci ayni Hakikat Yolcusu Kardesim, ama sonuc yine ayni, ben size ögüt veriyorum, siz bana ögüt veriyorsunuz aramizsa az cok anlasiyoruz. Bu yeterli degil, dilimizden, amacimizdan, umudumuzdan, dinimizden, imancimizdan anlamayan, ANLAMAK ISTEMEYEN milyarlarca insanlar var, mesele burada.

Mümkün oldugu yerde dogruyu savunma gayretindeyiz, elde edile sonuc; Dinlemeye okumaya ve anlamaya gayret göstermekten aciz sitelerden, toplumlardan kapi disari ediliyoruz.

Ben sizi gayet iyi anliyorum.

Tam anlamiyla Islami yasam yok diyerek hic bir halkin hükümetine ayak kaldirdigini da görmedim henüz.

Itirazi olan müslüman devleti bildigimiz bazu halk sürüleri diktator bicimindeki idareye karsi isyan etmis bulunuyorlar. Cihadlarinda sakatlik var.

Selam ve dua ile.

hakikat_yolcusu
2. March 2013, 02:39 AM
ben öğüt verecek konumda görmüyorum kendimi. anlamak istemeyenler çok da umurumda değil benim, Onlar iman etmiyor diye üzüntüden neredeyse kendimi yiyip bitirecek değilim! cehenneme kadar yolları var! halkın tutumu da beni alakadar etmiyor. kimse benim yerime kabre girmeyeceğine göre halka bakıp da kendimi avutamam.

saygılarımla...

merdem
2. March 2013, 02:44 AM
ben öğüt verecek konumda görmüyorum kendimi. anlamak istemeyenler çok da umurumda değil benim, Onlar iman etmiyor diye üzüntüden neredeyse kendimi yiyip bitirecek değilim! cehenneme kadar yolları var! halkın tutumu da beni alakadar etmiyor. kimse benim yerime kabre girmeyeceğine göre halka bakıp da kendimi avutamam.

saygılarımla...


sayın merdem...
burada sizin ve benim gibiler arasındaki fark ortaya çıkıyor. ben, gerçekten Allah'ın kurallarının uygulandığı bir dünya oluşturmak için (size göre ütopya) elimden geleni yapıyorum. siz ise zaten ülkelerin kuralları var, ha biz Kuran'a da inanıyoruz ama ülkelerimizin kurallarını yerine getirmek bizim görevimizdir demeyi kendinize yol seçmişsiniz. tartıştığımız nokta burasıdır aslında...
saygılarımla...


Elinizden gelen demek bu kadarmis, tümünü cehenneme gönderdiginize göre mesele kapanmistir.

galipyetkin
2. March 2013, 03:01 AM
Aman Ha ...Sayın merdem.

Mesele kapanmıştır diyerek ''konuyu'' kapatmayın. Daha benim ve sayın Fers'in sorduğu ve açıklığa kavuşması gereken sorular var.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

hakikat_yolcusu
2. March 2013, 03:04 AM
[COLOR="DarkRed"]
Elinizden gelen demek bu kadarmis, tümünü cehenneme gönderdiginize göre mesele kapanmistir.

bu yazdıklarımın 'anlamak istemeyenler' için olduğunu belirttim. Onlar iman etmiyor diye üzüntüden neredeyse kendimi yiyip bitirecek değilim kısmını ekledim ki Kurandan bir damladır bu. ayrıca benim göndermeye kudretim yetmez. ama imandığım Kitaptan aldığım feyzle söylüyorum bunu. sizin de bilmemenize şaşırdım. ilahi mesajı duymuş fakat kabul etmemiş kim olursa olsun, evet malesef gideceği yer cehennemdir.

sayın merdem, iddialarınızı savunmak yerine konuyu saptırma yoluna gittiğiniz açıkça belli oluyor.
özellikle size ve de sitedeki tüm hocalarıma iki sorum olacak, ki bunlar sizin şahsi iddialarınız:
1)-Her insaf sahibi müslüman/ gayrimüslim devletinin uyguladigi yasalara uymak zorundadir.- madem uymak zorundayız neden kitap gönderildi o zaman? Peygamberler içinde yaşadıkları toplumların-devletlerin kanunlarına uymadıkları için zulüm görmemişler midir? iddianıza Kuran'dan delil var mıdır?
2)tecavüz konusunda, sizin de savunduğunuz gib Kuran'ın dışına çıkmadan ne tür yaptırım yapılabilir? zina gibi her iki tarafın rızasına dayalı bir suçun cezası apaçık belliyken, tecavüz daha büyük bir suç olmasına rağmen neden cezası bu şekilde açık belirtilmemiştir?

saygılarımla...

merdem
2. March 2013, 03:45 AM
Aman Ha ...Sayın merdem.

Mesele kapanmıştır diyerek ''konuyu'' kapatmayın. Daha benim ve sayın Fers'in sorduğu ve açıklığa kavuşması gereken sorular var.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.


Rica ederim Galip Kardesim, siz nasil arzu ederseniz, konuyu kapatmayin derseniz tabiiki kapanmaz. Buyrun.

Ben de takip edeyim sizleri.


Selam ve dua ile.

merdem
2. March 2013, 07:05 AM
Gec vakit biraz arastirmalarda bulundum, sag olsun google amca :p.

Bilmem dikkatinizi cektimi, ben cok cok ender bir soruda bulunurum, karsimdakini mesgul etmeden önce kendim arastiririm. Bu günkü imkanlarimizin genisligi düsünelecek olursa, bulunamayacak cevap yoktur sorularimiza. Ve bilhassa Kur'an isiginda bilgiler sunan sitelerden faydalanirim. Bazi ateist sitelerin de sadece müslümanlara ait olan alt forumlari da gayet ilginc oluyor, cünkü ateistlerin gözlerine sokarcasina cok güzel bir sekilde AYETLERLE cevaplandiriliyor konular.

Bu gün kardeslerimizin sitesi Hanifdostlar'dan yararlandim. Kisa bir özet aldim, gerisini kendiniz okuyun ve devami olacak aratirmalarda bulunun.


TECAVÜZ:

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=5120&PN=0&TPN=4


Topluma ifşa ki bütün kişilikleri ayaklar altına alınan ve bütün sistemleri ve değerleri doğal olarak çöken bu insanların işledikleri suçtan daha esaslı ve katmerli bir suçtur ırza tecavüz.

Yine lezbiyenlik yapanlar ki bu suçta yine ırza tecavüzden alt kategoride yer alan bir suç olma niteliğini taşıyor, neden diye soracak olursanız ki sizde son derece iyi biliyorsunuz ki ırza tecavüz tek taraflı bir istek ve faaliyet, lezbiyenlik ise karşılıklı istek ve faaliyet. Bu lezbiyenlik ve cezası ise 4/15’te Suçu sabit belirlemesine karşılık ceza olarak tecrit ve hapsolunma.

Paralelinde homoseksüellik konusu ise ki aynen oda ırza tecavüzden alt kategori olup yine karşılıklı istek ve faaliyet sözkonusu. Bu suçun cezası ise 4/16’da İnsaf çerçevesi içerisinde örfe uygun olarak eziyet ki bunuda lezbiyenlere uygulanan cezayla aynı bütünlükte değerlendirebiliriz.

Yine farklı bir açıdan yaklaşacak olursak, avlanmanın yasak olduğu (Yani üreme dönemi içerisinde olan)dönemde avlanma suçunu işleyen bir kişiye uygulanacak cezaya gelince 5/95’te İki adil kişinin belirlemesi şekliyle hükme bağlanıyor. Yani ceza konusu burada esnetilerek sosyal dokuya ve örfe havale ediliyor. Kişisel kanaatim o ki beklide sorulan konuya cevap niteliğinde olan pasaj ise 33/58,59,60,61ayetleridir. (33/58

Y.N. Öztürk) Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.


(33/59Y.N. Öztürk) Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir yoldur. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.


(33/60Y.N.) Öztürk İkiyüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde çirkin haberler yayanlar, bu yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine gitmeye elbette teşvik edeceğiz. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok az kalabilirler.


(33/61Y.N.) Öztürk Lanetlenmiş hale gelirler. Rastlandıkları yerde enselenirler, öldürülür de öldürülürler.


Ayetleri dikkatle tahlil eder isek soysalın içerisinde arıza oluşturan, kadınların rahatsızlığına sebep olan, çirkin haber yayıp iftira atan ve (enteresan ve dikkat çekici bir ifadeyle) kalplerinde hastalık olanların (ki cinsel sapık olup ta ırza tecavüz edenleri de bu kategoriye alabiliriz) yani kısaca sosyal dengeyi bozanların lanetlendiğini ve onları enseleyip öldürülmeleri gerektiği emridir.

Bu noktadan hareketle tecavüze uğramış bireyin ki öldürülmeyip sadece ırzına tecavüz söz konusuysa psikolojik durumunu ve bütün hayatındaki olumsuzlukları dikkate alacak olursak o zaman bu işe sebep olan kişiyi (tecavüzcüyü) öldürmekten başka alternatifin olmayacağı neticesine ulaşabiliriz.

****

Selam.

Soruyu sormamdaki amaç iradenin tek başına veya ikili irade ile mi? Gerçekleştirme imkanına sahip bir iş mi? Olduğunu belirlemekti..

Memleketimizde tecavüz edildikten sonra evlenilmeye zorlanan kadınlar var.Sanki işin suçlusu kadınmış gibi ,temizleme işi kadının boyun bükmesine bağlanıyor.

Kadın kuyruk sallamasa bu iş olmaz gibi laflar edilerek.Kadının erkeğin iradesini yok ettiği, o istemese bu olmazdı gibi laf ebeliği ile sucuna kadını iştirak ettirmeye çalışıyor.

Kuran’da Yusuf peygamber kıstasında görüyoruz ki kadının elindeki güç ve kuvvet ne kadar kuvvetli olursa olsun erkek irade gösterdiği zaman bu iş gerçekleşmiyor.


****

Cogu Hanif kardeslerimiz direkt ve kesin neticelere variyorlar: ÖLÜM cezasi!

http://www.hanifdostlar.net/forum_posts.asp?TID=6620&PN=1&TPN=5

halukgta
2. March 2013, 12:11 PM
Sanırım verdiğim örnek tam anlaşılmamış. Çünkü arkadaşımız hala zinanın hükmü varda, ırza geçmenin yok diye sormaya devam ediyor.

Kur'an dan bir başka örnek verelim. Allah hırsızlık yapanın elini kesin diyor. Sakın bu el kesmeyi bizzat elin kesmesi olarak algılamayalım. Yani hırsızlık yapamayacak koşulları sağlayın. Peki, bu ne demek? Nasıl yapacağız bunu? İşte detay verilmeyen ama topluma, zaman, geleneğe bırakılan bir ceza.

Elbette ceza verirken, takip etmemiz ve uymamız gereken bir kuralda koyuyor Allah. Yaptığı suçun misliyle ceza verin. Yani aşırıya gitmeden. Demek ki her şeyi söylemesine açıklamasına gerek yok. Açıklamıyorsa bunun mutlaka bir nedeni vardır.Bunu araştırmalıyız. Her konuda örnekler verdim dediği, bizlerin toplum olarak zorunlu kurallarından bahsediyor. Hatta bizlere gereken ihtiyaçlar hakkında da detay veriyor.

Hatırlayınız lütfen, bir bebeğin 24 ay süt emmesi gerektiği önerisinde bulunuyor. Bunu niye söylüyor diye kendimize soralım. Bunu söylüyor da neden tecavüz eden bir insanın cezasından bahsetmiyor? Neden fuhuş yapan bir kişiye verilecek cezadan bahsediyor da, tecavüzcünün cezası Kur’an da yok. Neden mirasın nasıl bölüneceğinden bahsediyor, kimlerle evlenmemizin yasağını koyuyor da, tecavüzcünün cezası konusunda detay yok.

Dikkat ederseniz bahsedilen ve hükmü verilen, ya bizlerin kişisel bilmediğimiz konularda bilgi veriyor, ya da bir toplum olarak yaşantımızın, gerekli olanlarından bahsediyor.

Şöyle diyebiliriz, tecavüz toplumu ilgilendirmiyor mu? Elbette ilgilendiriyor, tıpkı hırsızlığın ilgilendirdiği gibi. Ama tüm bu toplum suçları devre, döneme, geleneğe göre çok farklılıklar, değişkenlikler gösterir. Allah bizlere akıl verdiyse ve bu akılla da sizleri imtihan ediyorum diyorsa, sanırım bazı şeylerin bizlere bırakıldığını da unutmamalıyız.

Müslüman ülkelerden örnekler vermişsiniz. Kur’an eğer terk edilmişse, Müslüman ülkelerin kanunlarının Allah ın şeriatı olmayacağı açıktır. Örneğin bugün bizleri yönetenler, fuhuş yapmanın suç olmadığına dair kanunu çıkardılar. Hem de dini ön plana çıkartıp toplumu etkiledikleri halde.

Bu örneği vermemdeki neden, Allah ın açıkça verdiği bir hükme bile aldırmayanlar, acaba detay vermediği, bizleri kesin bir sınırla bağlamadığı bir suç hakkında, neden Kur’an dan bir hüküm beklemeliyiz diye, düşünmelidir diyorum.

Dikkat ederseniz Allah, hayvanlar ile aramızdaki ilişki konusunda detaylı bir hüküm vermemiştir. Avlanma konusunda bir sınırlama koymuş, ama geniş bir kural bilinçli bir şekilde verilmemiştir. Tüm bunların elbette nedeni vardır.

Düşünen, aklını kullanmasını bilen bizlerin, hayvanlardan diğer canlılardan farkımız, yaşarken göstereceğimiz davranışlarla, yaptıklarımızın hesabının verileceği bilinci, bizlerin davranışlarını etkilemektedir. İmtihanımızın da özü buradan kaynaklanmaktadır. İmtihandaki amaç verilen veriler ışığında, diğer sorunlarınızın üstesinden gelebilme becerisidir. Allah ta bizleri kişi ve toplum olarak bu yöntemle imtihan etmektedir.

Örneğin Allah, sizleri yöneten kişileri ehil insanlardan seçin der. Ama ehil sözcüğünden neleri kast ettiğinin detayını vermez. Vermesi de gerekmez zaten. Çünkü bu ehil kişiyi, her toplum farklı tarif edebilir. Değişmeyen, toplumun çıkarı için uğraş veren, adaletli, doğru ve dürüst insan olmasıdır.

Şunu sormak istiyorum. Allah bizleri yönetenleri, bizlerin seçmesi önerisinde bulunur. Peki, yüzlerce yıldır bu seçimle mi olurdu? Seçilmeden gelenlere itaat etmeyin diyor mu Kur’an? Hâlbuki siz ehil insanlardan yöneticilerinizi seçin demişti. Dört halife devrinden sonra, bu seçim unutuldu gitti. Bu konuda neden detay yok, deme hakkına sahip miyiz? Ya da sizleri doğru yönetmeyenlere, şu cezayı verin neden demez? Çünkü bazı şeyler, zamanla öyle bir değişime uğrar ki, bunu yalnız Allah bilir, bizler tahmin bile edemeyiz. Onun için detayını bilmediğimiz konularda lütfen fikir yürütmeyelim. Önce ayetleri anlamaya çalışalım.

Kadınların geçmiş yüzyıllardaki, haklarını düşünün lütfen. Birde bugünkü hakları ile karşılaştırınız. Bu konuda da detaylı bilgi yoktur Kur’an da. Geçmiş yüzyılda, kadının yönetici olacağını söyleseniz ne derlerdi?

Bizler ne yazık ki nefsi ve ihtiraslarımızla düşünüyoruz. Yapmamız gereken, Allah ın sınırlarını tanımak ve o sınırları aşmamak olmalıdır. Elbette sınırların öğrettiği öğretiyle de, diğer sorunlarımızı çözmeliyiz. Bunu yaparken elde Kur’an, akıl ve mantıkla çözmeye kalkarsak sorunlarımızı, üstesinden gelemeyeceğimiz hiçbir şey yoktur.

Kur’an temel kurallar koyar. Gerekli ise en ince detay verir. Gerekmeyenlerinde detayını bizlere bırakır. Buda imtihanımızdır. Bir Mühendis yetişirken ona temel kural ve kanunlar öğretilir. Mühendis pratiğe geçtiğinde kendi çabaları, düşünceleri ve fikirleriyle şaheserler yaratır. Bakın Allah bizleri ne için yarattığını söylüyor.

("O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üstündür, bağışlayandır" (Mülk,2)

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

bartsimpson
2. March 2013, 06:31 PM
Irza geçme veya tecavüz: kişinin rızası dışında cinsel ilişkide bulunulmasıdır. Genelde erkek tarafından kadına ve kız-erkek çocuklara doğru yapılan bir eylemdir. Tecavüz bir insanlık suçu olarak kabul edilir.

Nisa 25 : İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. (İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliği ne demektir? Buna gücü yetmemek ne demektir? Mehirlerini örfe uygun bir biçimde -yani normalde uygulanan teamül ne ise ona göre- verin diyorsa, hür bir kadınla veya köle bir kadınla evlenme arasındaki fark nedir? Köle kız daha azı ile yetinmek zorundamıdır da gücü yetmeyen köle kız ile evlenmelidir?)

...ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlarından biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir... (Ellerinin altında yaşlı yada genç münafık yada gayri müslim köle kızlar da varmıydı? Onların durumu nedir? Onlara evlilik haram mı? Bunun imanla ne alakası vardır?)

... O halde onları, ailelerinin izniyle... (Mümin köle kızların aileleri ile beraber -ellerinizin altındaki- aynı çatı altında mı yaşanıyordu o dönemde? Kendi rızaları ne olacak? Köle kız; "Benim rızam olmadan ailemin kararı ile bu adamla nikahlandım, bu adam ırzıma tecavüz etti, şikayetçiyim bu adamdan" derse, adama uygulanacak cezai müeyyide nedir? yoksa parayı veren -adam mehir veriyor ya hemde gücü yetmediği için az bir bedel- düdüğü çalar mıdır?)

... Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin... (aynı şart özgür kadınlar için geçerli mi? şart bağlacı var ise bu konuda karar mercii kim? kocası "orsbu bu kadın" derse, bu beyan kabul mü görecek?)

...Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır... (köle mümin kadınlara neden cezai indirim var? potansiyel orsbu mu onlar?)


Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. (normal izdivaç yapanlar günah ve sıkıntıya girmekten korkmuyor mu? yada normal izdivaçta günah, sıkıntı ve korku mu var? Yoksa bu, köle ile yapılan izdivacı ve tecavüz hakkını haklı çıkarmak için uydurulmuş bir kılıf mı? Günaha ve sıkıntıya girmekten korktuğum için bir köle ile evlenmeyi tercih ediyorsam neden ve niye sabretmem gerekiyor? Bunun bana hayrı ne?)

bartsimpson
2. March 2013, 07:37 PM
Bu suçu işleyenlerin Kur'ana göre cezası nedir? Allah Aşkına birisi söylesin....

http://videogaleri.gazetevatan.com/19919_9_Mahkemeyi-dehsete-dusuren-goruntu.html

Fers
2. March 2013, 11:11 PM
sorularıma henüz yanıt yok ama öğrenmek, bilmek istediklerim var, ben arada sorayım belki kaale alıp bilgilendiren muhteremler çıkagelir...



Nisa 15: Kadınlarınızdan eşcinsellik (zina) yapanlara karşı içinizden dört tanık getirin; eğer tanıklık ederlerse o kadınları, ölüm canlarını alıncaya ya da Allah
kendileri için bir yol açıncaya kadar evlerde tutun.


nisa/15
Vellaatii ye tiinel faahişete min nisaaikum festeşhiduu aleyhinne erbaaten minkum fe in şehiduu fe emsikuuhunne fiil buyuuti hattaa yeteveffaahunnel mevtu ev yec alallaahu lehunne sebiilen.../


Bahsettiğimiz konularda, apaçık hükümler verilmiş Kur’an da.


nisa 15 için, meale göre "eşcinsellik yapan zinacı bayanlara" alıkoyma yaptırımını uygulayacak olanlar kullar, buyruk Rahmandan, peki bu ifadedeki alıkoyma ile istenen müebbet misali ev hapsi midir...
sonrasındaki ifadeye göre Allah tarafından kendilerine açılacak yol belliki vahy ile bildirilecekti, söz Rahmandan ise vahy gelmiş yol bildirilmiş demektir, öyleyse o ayetler hakkında bilgi..
eşcinsel kadınlar için dört şahit özellikle belirtilmiş, ama ayrıntıları bu mealde değil, başka bir mealde/meallerde varsa bilgi...



Nisa 16: Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin.
Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.


nisa/16
vellezaani ye tiyaanihaa minkum fe aazuuhumaa fe in taabaa ve aslehaa fe a rıduu anhumaa innallaahe kaane tevvaaben rahiimen.../


Bahsettiğimiz konularda, apaçık hükümler verilmiş Kur’an da.


nisa 16 için, meale göre "Eşcinselliği yapan iki erkek" karşılığı eziyet olan bu yaptırımı uygulayanlar kullar, öğüt Rahmandan, öyle ise bu ayetin muhatablarının önceki ayetin muhatablarının devamı olmadığı ve bahsedilen ifadenin karşılığının eşcinsel iki erkek olduğunun kesin kanıtı var mıdır, nedir...
"eziyet" ile anlatılmak istenen nedir, ifadenin mealinin eziyet olduğu kesin midir, eşcinsele edilecek eziyetin benzeri bir örnek "meal" Kur an da var mıdır, orjinal metni ile beraber...


Zinayı yapan erkek ve kadın ayrım yapılmadan aynı cezayı alıyor.


bu meale göre, erkek eşcinsel muhteremler için vahy ile Allahtan bildirilecek bir yol beklemek söz konusu edilmemiş neden...
eşcinsel erkek muhteremlere tövbe kapısı açık ve düzelmeleri halinde eziyetten kurtulma lüksüne sahipler, neden...
erkek eşcinseller için eşcinsel bayanların aldıkları karşılıktan farklı ifadeler kullanılmış, neden...
eşcinsel erkekler için şahit belirtilmemiş ve diğer ayetteki şahit ifadesine bağlantı, vurgu yok var ise hangi ifade...


Zina konusunda kafamızda, hiçbir soru işareti kalmadı şükürler olsun. Bu konuda her bilgiyi Kur’an dan aldık.


aldıysak ben ne diye sorup duruyorum ey muhterem, sorun bende mi...

merdem
3. March 2013, 12:40 AM
Biraz daha arastirdim ve en allta kendi görüsümü acikladim.



Cahiliye döneminde bir kısım insanlar, kız çocuklarını sevmez ve onları diri diri toprağa gömüp öldürürlerdi. Buna mukabil köpeklerini beslerlerdi. İşte Allah teala onların halini bu ayet-i kerime ile kınamıştır.
Ayetten anlaşıldığına göre Cenab-ı Hak diri diri gömenden değil de kızdan soruyor: “Hangi günahla öldürüldün?”Tekvir / 9. Bu soruyu öldürülen kıza sorması onu öldürenin hitaba layık olmadığını, hatta ondan ne derece korkunç bir şekilde öfkelendiğini ifade etmek içindir.

Azil, gizli öldürme olunca şekli ve yaratılışı ortaya çıkıp belli olmuş bir çocuğu düşürmenin ve yeni doğmuş yavruları yok etmenin gerek sebep olma gerekse doğrudan yapma itibariyle çocukları açıkça doğrudan veya sebep olarak öldürme mânâsında "Çocuklarınızı öldürmeyin" açık yasağının hükmü dahilinde haram bir cinayet olduğunu anlamak kolay olur.
Şurası çok dikkate değer bir husustur ki burada nefislerin eşleştirileceği bildirildikten sonra sorumluluk vakti hatırlatılırken çocukları diri diri toprağa gömmenin ve haksız yere kişileri öldürmenin sorumluluğundaki ağırlık anlatılmak üzere her şeyden evvel koruyucusu yok varsayılan o diri diri toprağa gömülen kızcağıza sorulan soru açıkça belirtilmiş ve bu sorunun evvela öldürene değil öldürülen suçsuz kıza sorulacağı anlatılarak "Diri diri toprağa gömülen kızcağıza, hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman" buyrulmuştur. Cinayetin sebebi doğrudan doğruya onu işleyene sorulmayıp da davacısı olan suçsuz kıza sorulması, o diri diri gömme işini yapan katilin vicdanını sızlatacak ve koruyucusuz gördüğü mazlumun karşısında mağlubiyetini duyuracak ve haksızlığını tam mânâsıyla tanıtarak Hakk'ın huzurunda hiç bir savunma yapamayacak şekilde öfke ve cezayı hak edeceğini anlatacak şiddetli bir uyarı ve taşlama vardır ki, buna tebkit= "susturma" denilir. Nitekim hıristiyanlar karşısında Hz. İsa'ya, "Ey İsa! Sen mi dedin o insanlara: Beni ve annemi Allah'ı bırakıp da ilâh edinin diye." (Maide: 5/116) şeklinde sorulması da hıristiyanlara bu kabilden bir taşlama ile susturma mânâsı taşır.

Bu ayetler Allah'ın (c.c) nefret ve gazabının ne kadar şiddetli olduğunu göstermektedir. Allah Teâlâ'nın bundan daha fazla nefret ve gazab gösterebileceği tasavvur edilemez adeta. Allah'ın (c.c.) gözü önünde, kız çocuklarını diri diri gömen anne ve babalar çok büyük bir nefret kazanmışlardır. Allah (c.c.) orada onlarla muhatap olmayacak ve 'Bu masum yavruyu niçin katlettiniz?' diye onlara soru bile sormayacaktır. Onlardan yüzçevirerek, o masum yavruya "senin ne kabahatin vardı ki, seni katlettiler?" diye soracaktır. İşte o zaman masum kız çocuğu uğradığı zulmü, yani anne ve babasının onu nasıl diri diri toprağa gömdüklerini anlatacaktır. Ayrıca bu iki ayette çok önemli iki konu, birkaç kelime ile açıklığa kavuşturulmuştur. Birincisi Araplar'a şu husus anlatılmak isteniyor: "Sizler öylesine sapıklık içindesiniz ki, kendi çocuğunuzu yine kendi ellerinizle diri diri toprağa gömüyor, bunca cehalet ve sapıklığınıza rağmen, Muhammed'in getirdiği hidayeti inkâr ederek ıslah olmayı dahi kabul etmiyorsunuz." İkincisi bu, ahiret ve hesap günü için çok açık bir delildir. Çünkü diri diri toprağa gömülen o çaresiz ve mazlum yavrunun, bu dünyada hiçbir hâmisi ve yardımcısı olmamış, ona insaf ve adalette bulunulmamıştır. Yani cahiliyye toplumu bu çirkin ve korkunç fiile seyirci kalmış, anne ve babası hiç utanmamış ve hiç olmazsa akrabaları dahi müdahalede bulunarak karşı çıkmamışlardır. Kısaca cahiliyye toplumu bu mücrimleri ne kınamış ne de onlara bir ceza vermiştir. Oysa Allah'ın (c.c) saltanatı içerisinde, bu kadar büyük bir zulme uğramış kimselerin haklarının yerini bulmaması mümkün müdür?




Bu Ayetten anlasilacagi gibi, tecavüze ugrayan kendini koruyamadigindan dolayi tecavüze ugrar. Bu kendini korumaktan aciz insanlara yapilan tecavüzler yeterince cezalandirilmiyor aynen kiz cocuklarini diri diri gömenlerin cezalandirilmadigi gibi.

Tecavüze ugrayanlarin hakkini elbette Rabbimiz Ahiret günü yüce adaletinle ortaya koyacaktir.

Tecavüz sadece vücuda verilen bir zarar ile kalmiyor, o kadar etkili bir sekilde ruhi bozukluklara sebeb oluyor, bazen ömür boyu sürebilecek aksakliklar, bazende intiharlara yol aciyor. Bu bir hür insana yapilabilecek en vahsi bir harekettir. Hic bir kimsenin hakki degildir baska bir insanin hakkini bu denli düzensiz bir sekilde gasp etmek. Baska bir anlamda TELEF etmek gibi bir sey, cünkü tecavüze ugrayan öldürülmüyor, ama hayati diri diri mahvediliyor.

Her devletin, kendi görüslerine göre dahi olsa, tecavüzün cezasi vardir. Hic bir ülkede tecavüz hos görülmez.

Tecavüzün Allah katinda cok büyük bir cezasinin olacagindan eminim. Iste bu dünyada, bilhassa Islam dünyasinda bir takim ahmaklar birbirlerine sorup dururlar zinanin cezasi dahi apacik belirtilmis iken neden tecavüzün cezasi bildirilmemistir diye, sanki Allah mesru görmüs gibilerinden. Allah cirkini emretmez. Bir hardal danesi kadar olsa da herseyden hesap sorulacak ise......

Ben de derim ki, tecavüzcüleri cezalandirmayi bilhassa Rabbimiz üstlenmistir. Bu ahlaksizlarin cekecekleri var DIN GÜNÜ. Bu dünyada cezalarinin karsiligini bulmamalari onlari sevindirmesin, keske bu dünyada cekseydik cezamizi diyecekler. Tevbe edebilirler bir ihtimal, acaba tecavüze ugrayan affedermi?

Itirazi olan veyahutta ilavelerde bulunmak isteyen Kardeslerimize acikir konu.

ates demir
6. March 2013, 04:40 PM
"Biz bu kitapta hiçbirşeyi eksik bırakmadık" diyor Kuran.
Ya kitap algımız yanlış, yada bu kitapta yazanlardan algıladıklarımız.
Başka alternatif var mı???

"Fahşa" ibaresi gördüğünüz her yere çirkinlik anlamını verip öyle okuyunuz. Selamlar