PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hüküm vermek yalnız Allah'a aittir.


sevginur
7. November 2012, 11:13 PM
"Yoksa onlar (İslâm öncesi) câhiliyye hükmünü (idaresini) mü istiyorlar? İyi anlayan bir topluma göre, hükmü, hükümranlığı Allah'tan daha güzel kim vardır?" (5/Mâide, 50)

Hüküm vermek yalnız Allah'a aittir. Kendisinden başkasına değil yalnız O'na ibadet etmenizi emretti. İşte dosdoğru din budur! Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." (Yusuf: 40)

"Yoksa onların Allah'ın izin vermediği şeyi kendileri için dinden bir şeriat koyan ortakları mı var? Eğer önceden verilmiş bir hüküm olmasaydı muhakkak aralarında hükmolunurdu. Şüphesiz zalimler için acı bir azab vardır." (Şura: 21)

"Üzerinde ihtilaf ettiğiniz şeyin hükmü Allah'a aittir. (şura 10)

"Allah'la beraber başka bir ilaha ibadet etme! Zira O'ndan başka ilah yoktur. O'ndan başka her şey yok olacaktır. Hüküm O'nundur. Yine O'na döndürüleceksiniz." (Kasas: 88)

"Bu dünyada iken yalnız Allah'a dua edildiği zaman inkar etmeniz O'na ortak koşulduğunda da bunu tasdik etmeniz dolayısıyladır. Artık hüküm O yüce ve büyük olan Allah'a aittir." (Mü'min: 12)

"O kendisinden başka ibadete layık ilah bulunmayan Allah'tır. Dünyada ve ahirette hamd O'na mahsustur. Hüküm O'nundur yine O'na döndürüleceksiniz. (kasas70)

"Hükmünde hiçbir şeyi ortak kabul etmez." (Kehf: 26)

"Allah hükmeder O'nun hükmünü iptal edecek hiçbir kimse yoktur." (Ra'd: 41)

"Şüphesizki yaratma da emir de O'nun hakkıdır. Alemlerin Rabbi olan Allah yücedir." (A'raf: 54)

"Allah ve rasulü bir konuda hüküm verdiğinde inanmış erkek ve kadınların artık işlerinde başka yolu seçme hakları yoktur. Her kim Allah'a ve rasulüne başkaldırırsa apaçık bir şekilde sapmış olur." (Ahzab: 36)

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin rasule ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin! Bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsanız (onun hükmünü) Allah'a ve rasulüne arzedin!" (Nisa: 59)

"Aralarında Allah'ın indirdiğiyle hükmet! Onların hevalarına uyma! Allah'ın sana indirdiği şeylerden bazılarında seni fitneye düşürmelerinden sakın!" (Maide: 49)

"Evvelde ve ahirde emir Allah'ındır." (Rum: 4)

"Hüküm yalnız Allah'a aittir. O'na güvendim. Güvenenler de O'na güvensin." (Yusuf: 67)

"Yalnız Allah'ın hükmüne çağrıldığınız zaman kabul etmiyorsunuz. Fakat (bununla birlikte şirk unsuru olan) başka hükümler söz konusu olunca kabul ediyorsunuz. Oysa hüküm yalnız her şeye gücü yeten Allah'a aittir." (Mü'min: 12)


"Size apaçık (her şeyi açıklayan) kitabı indiren Allah'ın hükmünden başka bir hüküm kabul eder miyim?" (En'am: 114)

"Diyorlar ki; hüküm verme işinde bize bir pay var mıdır? De ki; emrin ve hükmün tamamı yalnız Allah'a aittir." (Al-i İmran: 154)

“Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve nebîlik verdiğimiz kimselerdir.” (En’âm 6/89)


“Sana bu kitabı, tümüyle gerçek olarak indirdik ki, insanlar arasında Allah’ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma. (Nisa 4/105)

Kuran'a göre hüküm koyma yetkisi yalnız Allah’a aittir. Allahın koyduğu hükmü değiştirmek eleştirmek Allah ın vermediği hükmü ilave etmek hükmün Allah’a ait olduğu delillendiren başka ayetle bulmak mümkündür. Allah’ın hüküm koyduğu konular Kuran’da belirtilmiştir.
iyi bil ki, halis din ancak Allah’ındır. Ondan başka, kendilerine bir takım dostlar (mabutlar) edinenler de şöyle diyorlar: “- Biz onlara (putlara) ibadet etmiyoruz, ancak bizi Allah’a daha fazla yaklaştırsınlar diye yapıyoruz.” Elbette Allah, onlarla müminler arasında, ihtilâf edib durdukları şeyde (din hususunda) hükmünü verecektir. Muhakkak ki Allah, yalancı olan, kâfir olan kimseyi doğru yola çıkarmaz. ( 39 – Zumer suresi 3 )

- Ve Allah, O'dur. O'ndan başka ilâh yoktur. Hamd önce de ve ahirette de O'nun içindir. Ve hüküm O'na mahsustur ve O'na döndürüleceksinizdir (28 - Kasas suresi 70)

aorskaya
8. November 2012, 04:55 AM
[COLOR=red][FONT=Comic Sans MS]
Kuran'a göre hüküm koyma yetkisi yalnız Allah’a aittir. Allahın koyduğu hükmü değiştirmek eleştirmek Allah ın vermediği hükmü ilave etmek hükmün Allah’a ait olduğu delillendiren başka ayetle bulmak mümkündür. Allah’ın hüküm koyduğu konular Kuran’da belirtilmiştir.


Allahın koyduğu hükmü değiştirmek eleştirmek Allah ın vermediği hükmü ilave etmek

sevginur kardeşim,

Burada cümle tamamlanmamıştır. İzninizle, ben bu cümlenizi;

"Allahın koyduğu hükmü değiştirmek eleştirmek Allah ın vermediği hükmü ilave etmek iman eden birinin yapabileceği şeylerden değildir. Koyduğu bir hükmü, ancak rabbimiz ya aynı değerde başka hüküm koyarak, yada daha üstün değerde başka hükümle değiştirebilir. " şeklinde eklerle düzeltmek istiyorum.

selamlar,
aorskaya

pramid
8. November 2012, 11:32 AM
Allahın verdiği hükmünü değiştirdiği bir kaç ayeti yazarmısınız.

Ben o ayetleri ekliyeceğim sonra. Buyrun.

Hükmün değişmesi de neymiş ? Tertil usulüdür o.

aorskaya
8. November 2012, 01:33 PM
Allahın verdiği hükmünü değiştirdiği bir kaç ayeti yazarmısınız.

Ben o ayetleri ekliyeceğim sonra. Buyrun.

Hükmün değişmesi de neymiş ? Tertil usulüdür o.

Şimdi burada kuranda nesh olduğuyla ile ilgili açıklamalar yapmamı bekliyorsun herhalde! Ama, kuranda nesh yoktur diyeceğim.

Rabbimiz, örneğin kurandan önce insanlara indirdiği bazı uygulamaları kuranla değiştirmiştir.

(Bakara.106)'' Biz bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır.veya onu unutturursak mutlaka daha iyisini veya benzerini getiriririz.''

Yoksa, aynı kitap içinde değiştirme olmaz, aksi halde nesh değil çelişki olur.

selam,
aorskaya

sevginur
8. November 2012, 01:42 PM
Biz daha hayırlısını veya benzerini getirmedikçe bir ayeti neshetmez veya unutturmayız (2/106)
daha iyisini veya benzerini getirme' şartına bağlanıyor. Daha iyisi veya benzeri getirilince zaten o ayetin iptali değil aksine daha sağlam olması söz konusu olur.

Peygamberin kendi soylarından gelmemesini bir türlü hazmedemeyen yahudiler Allah yaptığını bozar mı? değiştirirmi mümkünmü indirdiğini iptal eder mi? şeklinde karşı çıkıyorlardı. Kıblenin değiştirilmesi olayını da ağızlarına doladılar muhammed ashabına bir şey emrediyor, yarın ondan vaz geçiyor gibi itirazlarda bulunuyorlardı.. Rabbimiz bu ayetle onların şeriatlerinin son bulduğunu, onun yerine gönderdiği Hz. Muhammed'in şeriatine uymaları gerektiğini emir buyurmuştur, önceki şeriatin sembolü olan Kudüs'ün kıbleliğinin neshedilmesi, değiştirilmesi de bunun bir işareti olabilir

aorskaya
8. November 2012, 02:01 PM
Biz daha hayırlısını veya benzerini getirmedikçe bir ayeti neshetmez veya unutturmayız (2/106)
daha iyisini veya benzerini getirme' şartına bağlanıyor.

Daha iyisi veya benzeri getirilince zaten o ayetin iptali değil aksine daha sağlam olması söz konusu olur.



selamlar,

Bir şeyin sonuçları, kendisi demek değildir. Bir şeyin kendisi farklı, sonuçları farklıdır.

Bir şey yerine başka bir şey getiriliyorsa ve bu son getirilenle daha iyi sonuçlar ortaya çıkıyorsa, bu ilk şeyin kalkmadığını, durduğunu göstermez.

Çünkü, bir şey mevcut halindeyken bir varlıktır. Bu kaldırılıp, aynı işi gören yada daha üstün sonuçlar veren başkası geldiği zaman, o mevcut olan yok edilmiş olur.

Hatta, mevcut olan şeyin, ekleme yada çıkarmalarla yeni şekil alması yani düzeltilmesi halinde de eski (mevcut haliyle varlığını koruyamadığından) yok edilmiştir.

Umarım anlaşılır olmuştur.

saygılarımla,
aorskaya

pramid
8. November 2012, 02:07 PM
Açıklamaya geçmeden önce, tevrat ve incil de geçen ayetlerin neshi ile ilgili bir konuyu açıklamaya çalışacağımızı bilelim.



104. Ey iman etmiş kimseler! "Râ'inâ [sen bizim çobanımızsın; bizi güt/güdüşelim]" demeyin, "Unzurnâ " deyin ve kulak verin. Çok acıklı azap da yalnız kâfirler içindir.

105. Kitap Ehlinden küfretmiş kimseler ve müşrikler, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Allah ise, rahmetini dilediği kimseye mahsus kılar. Ve Allah, çok büyük lütuf sahibidir.

[B]bakara 106. Biz, bir Âyetten her neyi neshe der veya söylettirmezsek, ondan daha iyisini yahut benzerini getiririz. Sen, Allah'ın şüphesiz her şeye en iyi güç yetiren olduğunu bilmedin mi?

107. Göklerin ve yerin egemenliğinin şüphesiz yalnız Allah'a ait olduğunu ve sizin için Allah'ın astlarından bir velî ve bir yardımcı olmadığını bilmedin mi?

Bu ayet öbeğinde, Ehl-i Kitap kâfirlerinin tuzaklarına karşı mü'minler uyarılmaktadır.

Nesh, "bir şeyi iptal etmek ve yerine başka bir şeyi koymak" demektir.

"Güneş, gölgeyi neshetti"


(Nahl: 101) Ve Biz bir Âyet yerine başka bir Âyet getirdiğimiz zaman –Allah ne indirdiğini daha iyi bilen olmasına rağmen– onlar, "Sen, ancak bir uydurucusun" dediler. İşin doğrusu onların çoğu bilmiyorlar.


Bu Âyetlerde, Peygamberlere gelen vahyin –evrensel hükümler içerenleri hariç– yöresel ve süreli olanlarından bazısının kaldırılması meselesine işaret edilmektedir. Buna göre, daha evvel gönderilen ilâhî Kitaplardaki süreli ilkeler kaldırılıp yerlerine Kur'ân ile evrensel ilkeler getirilmiştir. Burada sözü edilen nesh/kaldırma, Rasûlullah'a gelen vahiylerin değiştirilmesi, unutturulması, terk ettirilmesi değildir. Zira bunun söz konusu olmayacağı daha ilk vahiylerde bildirilmiştir:

(A'lâ: 6–8) Bundan böyle seni okutacağız [sende bilgi birikimi sağlayıp onu başkalarına tebliğ ettireceğiz] ve unutmayacaksın/terk etmeyeceksin. Ancak Allah dilerse başka... Kuşkusuz ki O, açığı da bilir, gizliyi de. Ve sana en kolay olanı [seni en çok mutlu edecek olan şeyleri] kolaylaştıracağız.

aorskaya
8. November 2012, 06:31 PM
bakara 106. Biz, bir Âyetten her neyi neshe der veya söylettirmezsek, ondan daha iyisini yahut benzerini getiririz. Sen, Allah'ın şüphesiz her şeye en iyi güç yetiren olduğunu bilmedin mi?

Nesh, "bir şeyi iptal etmek ve yerine başka bir şeyi koymak" demektir.


(Nahl: 101) Ve Biz bir Âyet yerine başka bir Âyet getirdiğimiz zaman –Allah ne indirdiğini daha iyi bilen olmasına rağmen– onlar, "Sen, ancak bir uydurucusun" dediler. İşin doğrusu onların çoğu bilmiyorlar.


Bu Âyetlerde, Peygamberlere gelen vahyin –evrensel hükümler içerenleri hariç– yöresel ve süreli olanlarından bazısının kaldırılması meselesine işaret edilmektedir. Buna göre, daha evvel gönderilen ilâhî Kitaplardaki süreli ilkeler kaldırılıp yerlerine Kur'ân ile evrensel ilkeler getirilmiştir. Burada sözü edilen nesh/kaldırma, Rasûlullah'a gelen vahiylerin değiştirilmesi, unutturulması, terk ettirilmesi değildir. Zira bunun söz konusu olmayacağı daha ilk vahiylerde bildirilmiştir:

(A'lâ: 6–8) Bundan böyle seni okutacağız [sende bilgi birikimi sağlayıp onu başkalarına tebliğ ettireceğiz] ve unutmayacaksın/terk etmeyeceksin. Ancak Allah dilerse başka... Kuşkusuz ki O, açığı da bilir, gizliyi de. Ve sana en kolay olanı [seni en çok mutlu edecek olan şeyleri] kolaylaştıracağız.

Sen de aynı şeyleri yazmışsın, aynı sonucu bulmuşsun.

AYNI KİTAPTA /sadece kuranda değil) NESH OLMAZ.

...kuranda nesh yoktur diyeceğim.

Rabbimiz, örneğin kurandan önce insanlara indirdiği bazı uygulamaları kuranla değiştirmiştir.

(Bakara.106)'' Biz bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır.veya onu unutturursak mutlaka daha iyisini veya benzerini getiriririz.''

Yoksa, aynı kitap içinde değiştirme olmaz, aksi halde nesh değil çelişki olur.



selam,
aorskaya

bartsimpson
9. November 2012, 01:32 AM
Şimdi burada kuranda nesh olduğuyla ile ilgili açıklamalar yapmamı bekliyorsun herhalde! Ama, kuranda nesh yoktur diyeceğim.

Rabbimiz, örneğin kurandan önce insanlara indirdiği bazı uygulamaları kuranla değiştirmiştir.

(Bakara.106)'' Biz bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır.veya onu unutturursak mutlaka daha iyisini veya benzerini getiriririz.''

Yoksa, aynı kitap içinde değiştirme olmaz, aksi halde nesh değil çelişki olur.

selam,
aorskaya

**** cevap diğer postlarda verilmiş görmemişim özür dilerim yorumu sildim****