PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Tevratın Yazılması


dost1
4. October 2008, 05:39 AM
Yahudiler Tevrat’ın ilk beş kitabını Hz.Musa’nın yazdığına inanırlar. Ama bu konuda incelemeler yapan uzmanlar durumun hiçte sanıldığı gibi olamayacağı kanısına varmışlardır. Gerek yazının tamamının gidişindeki ifade farklılıkları, gerek tek yazara ait olamayacak anlatım farklılıkları ve gerekse ayni olayların anlatımındaki metin içindeki gereksiz tekrarlar konuların değişik yazarlar tarafından derlendiğini ortaya koymaktadır. Mesela Hz. Musa’nın ölümünden sonrasını anlatan sekiz cümleyi kim yazmıştı? Yine Hz. Musa zamanında var olmayan şehirlerden ve olaylardan bahsedilmekte.31 hayatında hiç gitmediği Ürdün Nehrinin doğu yakasından Yahudiler Tevrat’ın ilk beş kitabını Hz.Musa’nın yazdığına inanırlar. Ama bu konuda incelemeler yapan uzmanlar durumun hiçte sanıldığı gibi olamayacağı kanısına varmışlardır. Gerek yazının tamamının gidişindeki ifade farklılıkları, gerek tek yazara ait olamayacak anlatım farklılıkları ve gerekse ayni olayların anlatımındaki metin içindeki gereksiz tekrarlar konuların değişik yazarlar tarafından derlendiğini ortaya koymaktadır. Mesela Hz. Musa’nın ölümünden sonrasını anlatan sekiz cümleyi kim yazmıştı? Yine Hz. Musa zamanında var olmayan şehirlerden ve olaylardan bahsedilmekte.31 hayatında hiç gitmediği Ürdün Nehrinin doğu yakasından bahsedilmektedir.32 Tanrı’nın ismi bile Yehova mı, yoksa Elohim mi belli değil? İlk vahyin geldiği dağın ismi Sina mı, Horeb mi; Hz. Musa’nın kayınpederi Yetro mu, Ruel mi? Hz. Harun Hor dağında mı Moserada mı öldü? HZ. Nuh tufanda gemiye her hayvandan iki çift mi yedi çift mi aldı? 33 gibi birbirlerini aynı konuda tekzip eden daha başka bir sürü ayet. Peygamberlerin hayatlarıyla ilgili bir sürü yüz kızartıcı ahlaksızlık ve haksızlıkları nasıl izah edilir?34 Tanrı Yahve ile ilgili birçok yanlış benzetme35 ve insana ait birçok sıfatlar.36 Bir de ‘Ezgiler Ezgisine’ merak eden bir baksın neler görecek! 37 Ayrıca Yaratılış Kitabında anlatılan evrenin yaratılışındaki bilimsel çelişkiler v.s. Ayrıca Tevrat’ın özünden sapıldığı konusunda bu iddialarımızı fazla abartılı bulabilirsiniz. Ama bu konuda hem Yahudi peygamberleri, hem de Hz. İsa Yahudileri uyarmıştır.38 Bu konularda Tevrat’ta da çeşitli uyarılar bulunmaktadır;



“8 “‘Nasıl, biz bilge kişileriz, RAB’bin Yasası bizdedir, diyebiliyorsunuz? İşte, bilginlerin yalancı kalemi Yasayı yalana çevirmiş.

9 Bilgeler utandırıldı, Yıldırılıp ele geçirildi. RAB’bin sözünü reddettiler. Nasıl bir bilgelikmiş onlarınki? (Tevrat-Yeremya-8)



“16 Her Şeye Egemen RAB diyor ki, “Size peygamberlik eden peygamberlerin Dediklerine kulak asmayın, Onlar sizi aldatıyor. RAB’bin ağzından çıkanları değil, Kendi hayal ettikleri görümleri anlatıyorlar

30 “İşte bunun için sözlerimi birbirlerinden çalan peygamberlere karşıyım” diyor RAB.

31 “Evet, kendi sözlerini söyleyip, ‘RAB böyle diyor’ diyen peygamberlere karşıyım” diyor RAB.

32 “Uydurma düşler gören peygamberlere karşıyım” diyor RAB. “Bu düşleri anlatıyor, yalanlarla, boş övünmelerle halkımı baştan çıkarıyorlar. Ben onları ne gönderdim, ne de atadım. Bu halka hiç mi hiç yararları yok” diyor RAB.

36 Bundan böyle, ‘RAB’bin bildirisi’ lafını ağzınıza almayacaksınız. Herkesin sözü kendi bildirisi olacak. Yaşayan Tanrı’nın, Her Şeye Egemen RAB’bin, Tanrımız’ın sözlerini çarpıtıyorsunuz siz.” (Tevrat-Yeremya-23)



Aynı şeyleri Kuran’da da görmekteyiz;



“91….De ki: Öyle ise Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği Kitab’ı kim indirdi ? Siz onu kağıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz.”(Kur’an-Enam-6)



Hz.Musa’ya Sina dağında verilen ve iki taş levhaya yazılan sadece on emir olduğu anlaşılıyor.39 Çünkü 264 sayfalık beş kitabın bir gecede ne yazılabilir, nede bunların yazıldığı taş levhalar taşınabilir. Ayrıca Hz.Musa’nın döneminde kullanılan Mısır yazısı olan resim yazısıyla böyle uzun ve edebi yazıların yazılması mümkün değil. Konuyu uzatmadan kısaca belirtmek gerekirse, bu konuda yapılan araştırmaların sonucunda, Hz. Musa’nın yazdığı iddia edilen ilk beş kitabın, aslında yıllar içinde dört farklı kaynaktan derlendiği ispat edilmiştir. Birinci kaynak, MÖ.9. yüzyılda güneydeki Yahuda krallığında derlendiği tahmin edilen, Tanrının adını Yahve olarak tanımlayan ve bundan dolayı ismi Yahveci metin olarak anılan kaynak. İkincisi, MÖ.7yüzyılda kuzeydeki İsrail krallığında derlendiği sanılan, Tanrı’nın ismini Elohim olarak tanımlayan ve Elohimci metin olarak anılan kaynak. Üçüncüsü, daha çok mabetteki kâhinlerin yapması gereken işleri anlatan MÖ.6. yüzyılda Babil sürgünü döneminde derlendiği sanılan Kâhinler kaynağı. Dördüncüsü ise, bu anlatılan üç kaynağı birleştirip, Tevrat’a son şeklini kazandıranlar olduklarından, derleyiciler olarak anılan kaynaktır. Bu kaynak iki kısımdır: Birincisi, Yahveci ve Elohimci kaynaklar ile Kuzey Krallığında Kral Yoşiya zamanında yazılan Yasanın Tekrarı kitabını MÖ. 6.yüzyılda derleyen kaynak. İkinci kaynak ise MÖ. 4. yüzyılda Kâhinler kaynağı ile önceki derlemeyi birleştiren ikinci derleyici kaynaktır. Bu derlemeler esnasında, derleyiciler derledikleri metne birçok yeni yorumlar ilave ettikleri zaman ve olayları son duruma göre şekillendirdikleri bir gerçektir.40

Konunun başka bir uzmanı olan Prof.Richard E. Friedman ise yazdığı “Kitabı Mukaddes’i Kim Yazdı” isimli eserinde ise ufak bir farklılıkla derleyicileri bir kaynak olarak saymaz bunun yerine Kral Yoşiya döneminde MÖ. 6. yüzyılda yazılan “Yasanın Tekrarı” kitabını derleyicilerin yerine dördüncü kaynak olarak belirtir.41 Yani bu durumda Tevrat’ta, tıpkı İncil gibi aynı olayların anlatıldığı dört ayrı kaynağa sahiptir. Fakat bir farkla, İncillerin Matta, Markos, Luka ve Yuhanna kaynakları ayrı ayrı kitaplaşmış, Tevrat’ta ki beş kitap ise, dört ayrı kaynağın birleştirilmesiyle oluşmuştur. Tevrat‘la ilgili faydalandığımız kaynak eserlerden biri olan ve bu konuda kendisinden yaralandığımız, Prof. Baki Adam’ın Doktora Tezi olan“Yahudi kaynaklarına göre Tevrat ve Yahudi Hayatındaki yeri” isimli eserde, daha pek çok ayrıntılı bilgiye yer verilmiştir. Ülkemizde meşhur misyonerlerden Daniel Wickwire, “Yahudi, Hıristiyan ve İslam Kaynaklarına Göre Kutsal Kitabın Değişmezliği” isimli eser yazıyor ve Prof. Baki Adam’ın bu eserini inceleyip, bu eserden kitabının 206 ve 207. sayfalarına almaya değer gördüğü birbirine benzer satırlardan bir kısmını bizde görelim;



“Bugünkü Ortodokslar, bu bakımdan, klasik Yahudilik anlayışını aynen devam ettirmektedirler. Tevrat’ın bütün harf ve kelimeleriyle Allah’ın Musa’ya dikte ettirdiği ilahi bir vahiy kitabı olduğuna mutlak olarak iman etmektedirler. Hiçbir değişikliğin meydana gelmesine izin vermemektedirler. Yahudiler, bugün ellerinde halen mevcud olan Tevrat’ın, ne bir harf eksik ne de fazla, Musa’ya Sina’da verilen aynısı olduğunu iddia etmektedirler.”



İsrail’de Tel-Aviv Üniversitesinde yapılan doktora çalışması sonucu yazılan ve yukarıdaki birçok alıntı yaptığımız bu eserden, misyonerin yaptığı alıntı, kitabın sadece “Çağdaş Yahudiliğin Tevrat’a bakışı” bölümündeki, Yahudilerin Tevrat hakkındaki, kendilerine ait değerlendirmeleridir. Koskoca eserden çıkarılan sonuç bu demek ki! Yazara ait olmayan ve herkesin bildiği bir kısım Yahudi din adamlarının kendi iddiaları. Elimizdeki Tevrat’ın, tarih içinde nasıl değişikliğe uğradığını ispatlayan bu eserden, yukarıda yapılan alıntı ile Tevrat’ın bir harfi bile değişmediği konusuna katkı yapılmaya çalışılmaktadır. Bu düşüncedeki yazarlara yardımcı olmak için, konunun daha doğru anlaşılmasına katkı sağlaması amacıyla şimdi de kendi kaynaklarından alıntılar yapalım. Olur ya Müslüman yazarlar gerçeği saptırmış olabilirler diye tereddüt edenler olabilir. Şimdi aşağıdaki itirafları iyi okuyalım:

“Eğer Müslümanlar, Rabbanilerin bu iddialarını bilselerdi, bizi tan etmede ve bizimle tartışmalarında başka bir delile ihtiyaçları kalmazdı. Zaman zaman, Müslüman kelamcılar ‘sizin elinizde mevcud olan Tevrat, Musa’nın getirdiği Tevrat değildir’ diye saldırıda bulunur ve biz onları yalancılık ve iftiracılıkla suçlarız. Onların bunu, bizimle tartışmak için uydurduklarını iddia ederiz. Fakat, Allah korusun, eğer Rabbanilerin bu iddialarına vakıf olsalar, bize karşı başka delile ihtiyaçları kalmaz”

Bu itiraflar kimin mi? Bizzat Yahudi din adamları Rabbilerin. Daniel Wickwire baktığı halde, nedense göremediği Prof. Baki Adam’ın kitabının 133. sayfasındaki itiraflar. Hz. İsa zamanındaki Ferisi Yahudi mezhebinin, günümüzde devamı olan Rabbani Yahudilik “bugün Yahudilerin elinde mevcud olan Tevrat’ın Musa’ya verilen Tevrat olmadığını” kendileri itiraf etmektedirler. Baki Adam eserine bu alıntıları, Saduki Yahudiliğin günümüzde devamı olan Karailiğin önde gelen önderlerinden Yakup el-Kiskisani’nin Kitabu’l-Envar vel-merakıb’ında aralarındaki tatışmalardan aktarmıştır.

Ayrıca Tevrat’ın 4 ayrı metinden derlenmiş olduğu gerçeğini, artık Vatikan’daki Papalık bile onaylamıştır. Bu iddiayı 19. yüzyılda ortaya atan konunun uzmanı yine Hıristiyan bilim ve din adamları önceleri çeşitli sapkınlıklarsa suçlandılardı. Daha sonraları mızrak çuvala sığmayınca bu gerçeği onaylamak mecburiyetinde kalmışlardır.1986 yılında Papa II. J. Paul’ün mührüyle onaylanarak yayınlanan ‘The New American Bible’ kitabının Tevrat’ın önsözünde bu gerçekler itiraf edilmiştir. Bu önsözde aynen Tevrat’ın beş kitabı için kaynak olan, Yahovacı, Elohimci, Kâhinler ve Yasanın Tekrarı isimleri ile anılan metinler belirtilerek, bu beş kitabın yazarının Hz. Musa olmadığı vurgulanmıştır.42 Ayrıca yine 2. Vatikan Ruhani Meclis çalışmalarında 3 yıl süren tartışmalar sonucunda, 4 numaralı meclis belgesinin giriş bölümünde, Tevrat ile ilgili cümlede, bu kitapların doğru olmayan ve hükümsüz metinler içerdiği belirtilmiştir. Tevrat’la ilgili bu ifadeler, 6’ya karşı 2344 oyla kabul edilmiştir. Yani neredeyse oybirliğiyle. 43 Şimdi de Katolik Rahip olan Prof. Dr. Thomas Michel, ülkemizdeki bazı İlahiyat Fakültelerinde okuttuğu ‘Hıristiyan Tanrıbilimine Giriş’ isimli eserinde, bu konuyla ilgili öğrencilerine neler anlattığına bakalım.



“ilk çağlarda 5 kitabın Musa tarafından açıklandığı inancı yaygındı. Ancak, çağdaş Kutsal Kitap bilginlerinin araştırmaları bu kitapların çıkış noktasının daha karmaşık olduğunu ortaya çıkardı.Onlara göre pentateukh önce Yahudilerde ağızdan ağza yayılan,daha sonra aşamalı olarak birbirine bağlı olmayan yazılı alıntılar ve yasa derlemeleri şeklinde gelişti bunlar muhtemelen M.Ö. 5.inci yüzyılda bir araya getirilerek kesin şeklini aldı.Bu uzun ve karmaşık tarihsel sürece çok sayıda insanın katkısı oldu ise de bir çoğunun adı unutmuştur.Yahudiler ve Hıristiyanlar,Torah’ın derleme aşamalarının,Tanrının esin verici gücü tarafında yöneltildiğine inanırlar. Kutsal Kitap araştırmacıları Pentateukh’da başlıca dört kaynaktan söz eder: Yahveci (j),Elohimci (E),Devteronomcu (D),ve Rahip (P).Pentateukh öğretisinin ayrılık merkezi Allah’ın tek oluşudur.”44



Bütün bunları, Kur’an’daki Tevrat ve İncilin değiştirildiği anlatan bir sürü ayetide yazdığı eserde görmezden gelen, Daniel Wickwire’nin dikkatine sunarız.

“Gerçek şu ki, Biz Tevrat’ı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuş peygamberler, yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler (Rabbaniyun) ve yüksek bilginler de (Ahbar), Allah’ın kitabını korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahidler olduklarından (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse insanlardan korkmayın, Benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kafir olanlardır.” (Maide Suresi, 44)

Buradan Alınmıştır. (http://www.hzisahristiyanmiydi.com/?p=13#more-13)