PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İsa'ya İncil İndirildi mi?


dost1
4. October 2008, 05:22 AM
Bugünkü Hıristiyan inancına göre, Hz. İsa’ya Tanrı tarafından vahiy yoluyla bildirilen öğretilerinin toplandığı bir kitap yoktur. Yani Hıristiyan inancına göre, İslam dinindeki Hz. Muhammed’e Kur’an’ın indirildiği gibi bir İncil indirilmemiştir. Mevcut kutsal kitaplar-İnciller Hz.İsa’dan çok sonraları derlenip toplanmış, O’nun hayat ve öğretilerini içeren eserlerdir. Yine bu dinin inancına göre bu kitaplar, yazarlarının kendi akıllarıyla oluşturduğu eserler olmayıp Kutsal Ruhun kontrolünde ve Tanrı esinlemesiyle (vahiyle) yazılmıştır. D. Wickwire bu konuda şunları yazmaktadır.

“Hıristiyanlık’taki Kitab-ı Mukaddes’e bakış İslamiyet’teki Kuran’ı Kerim’e bakıştan belirgin bir şekilde farklıdır. Hıristiyanlığa göre Kitab-ı Mukaddes Tanrı’nın esinlemesi ile dikte ettirilmiş veya cennetten indirilmiş demek değildir. Tanrı’nın esiniyle Kitab-ı Mukaddes değişik kişilerce yazılmış tam güvenebileceğimiz bir eser ve ruhsal rehberdir. Hz. İsa, İncil’i gökten inen bir kitap olarak anlamadı. İlk Mesih İnanlılarının zamanında İncil kitap olarak hala yoktu. Kitap olarak İncil’i de İsa yazmadı. Onu kaleme alan kişiler, İsa’nın bunun için tayin ettiği elçilerdir. Elçiler, Kutsal Ruh’un denetimi altında yazarak tanık oldukları olayları ve kendi anlayışlarını ifade tarzlarını birleştirerek Tanrı’nın istediği sözleri yazdılar. Esin Tanrı’nın nefesidir. Kutsal Ruh yanlışlık olmadan, her kelimeyi denetleyerek yazdırıyordu.” 5


Gerçi İncillerin hiçbir yerinde Hz. İsa’nın kendi öğretilerini yazmak için birilerini görevlendirdiği görülmemektedir ve yine önemli üç İncil yazarı Markos ile Luka (elç. İşleri yazarı) elçi değil. Kutsal Ruh’un da denetlediğinden pek emin değiliz veya birden fazla Kutsal Ruh olduğunu sanıyoruz. Bu iddiaların ispatını konuların ilerlemesiyle bir bir göreceğiz. Türkiye’deki Bağımsız Protestan Kiliseleri basın danışmanı İsa Karataş “ Gerçekleri Saptıranlar” isimli eserinde şunları yazmaktadır;

Bugünkü Hıristiyan inancına göre, Hz. İsa’ya Tanrı tarafından vahiy yoluyla bildirilen öğretilerinin toplandığı bir kitap yoktur. Yani Hıristiyan inancına göre, İslam dinindeki Hz. Muhammed’e Kur’an’ın indirildiği gibi bir İncil indirilmemiştir. Mevcut kutsal kitaplar-İnciller Hz.İsa’dan çok sonraları derlenip toplanmış, O’nun hayat ve öğretilerini içeren eserlerdir. Yine bu dinin inancına göre bu kitaplar, yazarlarının kendi akıllarıyla oluşturduğu eserler olmayıp Kutsal Ruhun kontrolünde ve Tanrı esinlemesiyle (vahiyle) yazılmıştır. D. Wickwire bu konuda şunları yazmaktadır.

“Hıristiyanlık’taki Kitab-ı Mukaddes’e bakış İslamiyet’teki Kuran’ı Kerim’e bakıştan belirgin bir şekilde farklıdır. Hıristiyanlığa göre Kitab-ı Mukaddes Tanrı’nın esinlemesi ile dikte ettirilmiş veya cennetten indirilmiş demek değildir. Tanrı’nın esiniyle Kitab-ı Mukaddes değişik kişilerce yazılmış tam güvenebileceğimiz bir eser ve ruhsal rehberdir. Hz. İsa, İncil’i gökten inen bir kitap olarak anlamadı. İlk Mesih İnanlılarının zamanında İncil kitap olarak hala yoktu. Kitap olarak İncil’i de İsa yazmadı. Onu kaleme alan kişiler, İsa’nın bunun için tayin ettiği elçilerdir. Elçiler, Kutsal Ruh’un denetimi altında yazarak tanık oldukları olayları ve kendi anlayışlarını ifade tarzlarını birleştirerek Tanrı’nın istediği sözleri yazdılar. Esin Tanrı’nın nefesidir. Kutsal Ruh yanlışlık olmadan, her kelimeyi denetleyerek yazdırıyordu.” 5

Gerçi İncillerin hiçbir yerinde Hz. İsa’nın kendi öğretilerini yazmak için birilerini görevlendirdiği görülmemektedir ve yine önemli üç İncil yazarı Markos ile Luka (elç. İşleri yazarı) elçi değil. Kutsal Ruh’un da denetlediğinden pek emin değiliz veya birden fazla Kutsal Ruh olduğunu sanıyoruz. Bu iddiaların ispatını konuların ilerlemesiyle bir bir göreceğiz. Türkiye’deki Bağımsız Protestan Kiliseleri basın danışmanı İsa Karataş “ Gerçekleri Saptıranlar” isimli eserinde şunları yazmaktadır;

“ Bu durumda, şu gerçeği kabul etmek zorundayız: İncil İsa’ya indirilmemiştir. Çünkü hem İncil’e göre (Yuhanna, 1-4), hem de Kuran’nın bir başka ayetine (Nisa-4) göre İsa Mesih, “ Allah’ın Canlı Sözü” değil mi Öyle ise Allah’ın O’na ayrıca İncil indirmesine ne gerek var?”6



Hz. İsa’nın Allah’ın canlı sözü olduğunu bildiren İlgili Yuhanna ayeti;



“1 Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı’yla birlikteydi ve Söz Tanrı’ydı. 14 söz, insan olup aramızda yaşadı. O’nun yüceliğini -Baba’dan gelen, lütuf ve gerçekle dolu biricik Oğul’un yüceliğini- gördük.” (Yuhanna-1)



Kur’anda Hz. İsa için, Yuhanna İncili 1:1 de ifade edilen Tanrıya eş bir sözden (logos) bahsedilmiyor. Türkiye diyanet vakfının kuran mealinde Hz. İsa için “O Allah’ın, Meryem’e ulaştırdığı kün:ol kelimesi(nin eseri)dir”.7 Bazı Kur’an meallerinde kısaca “Allah’ın kelamıdır” diye tercüme edilse de, Hz. İsa hakkında, Kuran’daki ayetlere topluca bakıldığında, bu iddialar çok açık reddedilmekte ve özellikle Hz. İsa için “ MERYEMOĞLU İSA “ vurgusu yapılmaktadır.8 Yeni Yaşam Yayınları’nın yayınladığı İncil’de bu konuda şu ifadeler bulunmaktadır.

“İncil’e göre, İsa Mesih’in kendisi ne bir kitap yazdı, ne de gökten kendisine bir kitap indirildi. Buna karşılık İncil’de İsa’nın, Tanrıyı bize açıklamak için dünyaya gelmiş olan “Tanrı Sözü” olduğu belirtilir (Yuhanna 1:1-18).” 9

Ama Yuhanna’nın dışında, diğer İncil’lerde Hz. İsa’nın Tanrı sözü- Logos olduğundan bahsedilmez. Diğer İncil’lerde ise, Hz.İsa bakın ne diyor;



“16-17 İsa, büyüdüğü Nasıra Kenti’ne geldiğinde her zamanki gibi Şabat Günü havraya gitti. Kutsal Yazılar’ı okumak üzere ayağa kalkınca O’na Peygamber Yeşaya’nın Kitabı verildi. Kitabı açarak şu sözlerin yazılı olduğu yeri buldu:

18-19Rab’bin Ruhu üzerimdedir. Çünkü O beni yoksullara MÜJDE’Yİ İLETMEK İÇİN meshetti. Tutsaklara serbest bırakılacaklarını, Körlere gözlerinin açılacağını duyurmak için, Ezilenleri özgürlüğe kavuşturmak Ve Rab’bin lütuf yılını ilan etmek için BENİ GÖNDERDİ.” (Luka-4)



“38 İsa onlara, “Başka yerlere, yakın kasabalara gidelim” dedi. “Oralarda da TANRI SÖZÜNÜ duyurayım. Bunun için çıkıp geldim.” (Markos-1)

“ 14Yahya’nın tutuklanmasından sonra İsa, TANRI’NIN MÜJDESİ’Nİ duyura duyura Celile’ye gitti.15 “Zaman doldu” diyordu, “Tanrı’nın Egemenliği yaklaştı. Tövbe edin, Müjde’ye inanın!” (Markos-1)

Yuhanna İncil’inin sadece giriş kısmında bulunan ve yoruma çok açık, felsefi-mecazi-gnostik (mistik) bir anlatımı, bu konuya delil olarak sunup, ayni İncil’in, Hz. İsa’nın kendiliğinden değil Tanrı’dan aldığı vahiyle konuştuğunu anlatan aşağıdaki son derece açık bir çok ifadelerini görmezden gelmek anlaşılır gibi değil;

“49 Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. Beni gönderen Baba’nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu.50 O’nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. Bunun için ne söylüyorsam, Baba’nın bana söylediği gibi söylüyorum.“ (Yuhanna-12)



“16 İsa onlara, “Benim öğretim benim değil, beni gönderenindir” diye karşılık verdi.17 “Eğer bir kimse Tanrı’nın isteğini yerine getirmek istiyorsa, bu öğretinin Tanrı’dan mı olduğunu, yoksa kendiliğimden mi konuştuğumu bilecektir.“ (Yuhanna-7)

“25 O’na, “Sen kimsin?” diye sordular. İsa, “Başlangıçtan beri size ne söyledimse, O’yum” dedi.26 “Sizinle ilgili söyleyecek ve sizleri yargılayacak çok şeyim var.

Beni gönderen gerçektir. BEN O’NDAN İŞİTTİKLERİMİ DÜNYAYA BİLDİRİYORUM. “ (Yuhanna-8)

“28 Bu nedenle İsa şöyle dedi: “İnsanoğlu’nu yukarı kaldırdığınız zaman benim O olduğumu, KENDİLİĞİMDEN HİÇBİR ŞEY YAPMADIĞIMI, ama tıpkı Baba’nın bana öğrettiği gibi konuştuğumu anlayacaksınız.“ (Yuhanna-8)

“24 Beni sevmeyen, sözlerime uymaz. İŞİTTİĞİNİZ SÖZ BENİM DEĞİL, beni gönderen Baba’nındır.25 “Ben daha aranızdayken size bunları söyledim.” (Yuhanna-14)

Özellikle Yuhanna İncilinde bu kadar açık ifadeler varken, nasıl olurda Hz. İsa’nın, Tanrıdan aldığı vahiy ile değil de, kendiliğinden konuştuğu iddia ediliyor anlaşılır gibi değil. İşte İncillerde ki en çok dikkatimizi çeken nokta bu. Birbirine tamamen ters ifadelerle dolu olması. Zaten İşte bu da, anlamak isteyen için, ilk başta var olan asıl gerçekler üzerine acemice yeni ve zıt ilavelerin yapılmış olduğunun en açık kanıtı olmaktadır. Yukarıdaki ifadelerden anlaşılıyor ki, Hz.İsa kendiliğinden konuşmuyor. Tanrının sözünü ve Tanrının Müjdesini (İncil’ini), insanlara iletmek için “ Tanrı Beni gönderdi, ben kendiliğimden konuşmuyorum, beni gönderen ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana bildirdi” diyor. Bütün İncil’lerde bu kadar açık ifadeler varken, bunları görmezden gelip Yuhanna İncil’inin başındaki kapalı bir ifadeden zorlama yorumlar yapmak, aynen Kur’an’ın ifadesiyle bile bile gerçeği gizlemek, kitabın bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamaktır.10 Eğer Hz. İsa teslise göre Tanrı’nın üç kimliğinden biri ve Tanrı’ya eşit ise, kendinden üstün bir otoriteden direktif alan bir emir kulu gibi, “O beni gönderdi, Tanrı sözünü duyurayım. Tıpkı bana öğrettiği gibi konuşuyorum” demezdi. Ayrıca Yuhanna’nın başında ki ifadelerden yapılan yorumlamalara göre, yaşayan Tanrı Sözü olsaydı, aynı incildeki gün gibi açık bu ifadeleri söylemezdi. Her ikisi de doğru olamayacağına göre, ifadelerin biri yanlış veya yapılan zorlama yorum yanlış. Aynı İncilde ve diğer üç İncilde gerçeğin ne olduğunu açıkça anlatan bir sürü ifade ortada iken, dileyen hala zorlama yorumunda ısrar edebilir. Eğer O’nu, sözlerini insanlara duyurmak için gönderen bir Tanrı varsa ve kendiliğinden konuşmuyorsa, duyurduğu bu Tanrı Söz’leri de apaçık vahiy (Tanrı’dan alınan sözler) olur. Bu konuda İ.Karataş gibi, Kuran’ı da kaynak olarak kabul edeceksek, Kuran’da Hz.İsa; ‘Allah’ın kendisine kitap verdiğini ve peygamber olarak gönderdiğini’ açıkça söylemektedir.11 İ.Karataş yine kitabında yukarıdaki İncil ayetleri için şunları yazmaktadır;

“Hz.İsa’ya gönderilmiş yazılı bir kitaptan ziyade, Allah’ın iyi haberlerinin açıklanması ve yayılması olarak anlaşılmalıdır” 12

Gayet tabi her peygamber, Allah’ın iyi haberlerini yaymakla görevlendirilmiştir. Ama sıradan bir insanda bilir ki, peygamberler kendiliğinden konuşmaz ve Allah’ın kendilerine bildirdiklerini (vahiyleri) insanlara iletirler. Yine herkesin bildiği gibi Allah, peygamberlerin duyurulmasını istediği vahiyleri topluca yazılı bir kitap olarak gökten indirmez. Ne Kuran’dan, nede İncil’den böyle bir anlam çıkmaz. Allah buyruklarını vahiy yoluyla zamana yayarak bildirir. Kutsal kitaplar da, bunların derlenip toplanmasıdır. Yukarıdaki İncil metinlerini nasıl yorumlarsak yorumlayalım, Hz. İsa, kendisini gönderen Tanrı’nın Buyruklarını-Müjdesini insanlara duyurmuştur. Önemli olan bunların ne olduğudur. Ama ne yazık ki bunların yazılıp toplandığı orijinal bir metin günümüze ulaşamamıştır. O’nun irşat faaliyetlerini anlatan mevcut İncillerden ilki, vefatından ancak 30 yıl sonra derlenerek yazılabilmiştir ve ne yazık ki elimize ulaşan en eski elyazması da MS. 130 yılları civarına aittir. Maalesef bunların çoğu iyi korunamamış ve eksik metinler içermektedir. Mesele olan bu yazılanların ne miktarda, ne kadar doğru ve hangisi gerçektir. Bunları göreceğiz.

Buradan alınmıştır (http://www.hzisahristiyanmiydi.com/?cat=9)