aorskaya
18. August 2012, 01:04 PM
SELAMUN ALEYKÜM.
Sevgili kardeşim,
...................
.......................
.............................
Şimdi aklıma geldi!
Aynı mekana gitmeye çalışan yolcular olmamıza rağmen, Bu mekan için bilinen en kesin ve kestirme yol olan kuran yolundan neden gitmiyoruzki! Neden doğru yolu bulmaya, bilmeye çalışıp orayı kullanmıyoruzki! Herkes ayrı yollarda, toz toprak içinde neden kalsınki!
Bunları düşünüp çözüm ararken; bizim oraya gitmemizi istemeyenler, bizi çekemeyenler yüzünden olabilirmi diye düşündüm.
Düşüncelerimi, sana da yazmak istiyorum.
Allah'ın selamı üzerine olsun.
İnşallah daima aklını kullanır ve kuranı akıl ederek, onu içine sindirerek yaşayabilirsin.
Sana, islamı öğrenme yani kuranı öğrenme konusunda sadece tek bir şeyi unutmaman gerektiğini hatırlatmak isterim.
Kuran okumak, anlamak için abdest yada özel bir dua falan yoktur.
Kurana başmadan önce sadece "kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım" diyerek başlaman gerekir.
Bu durumda Allah şeytanı etkisiz eleman haline getirmektedir.
Bunun açıklamasını da şöyle yapabilirim:
İblis'in ilk yapmak istediği insanları kurandan uzaklaştırmaya çalışmaktır. Bunu beceremezse de kuranı yanlış anlamaya sebep olmak ve böylece müslümanları zaafa uğratmaya çalışmaktır.
Çünkü, şeytan kuranı gerçekten anlayan bir müslümanı yoldan çıkaramayacağını bilir ve işte bu nedenle mutlaka kuranla arasını bozmaya çalışır.
Müslüman yukarıdaki gibi Allah'a sığınarak şeytanın devre dışı kalmasını sağlarsa, kuranı daha kolay ve daha anlaşılır bulur.
Bu nedenle, mantığının alması da daha kolay olur. En karmaşık konuların bile hafızada şekillenmeye başlamasını görür. Bu yüzden de insanın kabulü için gereklidir.
İşte, bu şekilde başlangıçla kuranla tanışan birisi, kuranla dostluğunu devam ettirebilirse başka hiç bir şeye gerek kalmadan kurtuluşa kavuşacaktır.
Çünkü, dostu kuran onu en iyi yaşam alanı olan cennete kavuşturacaktır.
ŞİMDİ TEK DOĞRU OLARAK SUNULAN BİR YANLIŞA DİKKATİNİ ÇEKECEĞİM.
Kuran dostluğunu ilerletmek gerektiğini anlamıştık ya hani o kısımdan devam edelim.
Ancak, kuran bırakılırda rivayet vb. şeylerle uğraşılırsa, doğru yanlış arayıp bulmakla geçen zaman kurandan faydalanmak için kullanılabilecek bir zaman kaybı olur en basitinden.
Yine, hiçbir rivayetin, hadis olma kesinliği yüzde yüz olmayacağından, en güvenilir bir söz bile hadis olma bakımından şüphe içerecektir. Bu nedenle bunlara hadis olarak yaklaşmak tehlikeli olur.
Çünkü hadis diye yaklaşırsan, o sözü kabul edip uygulaman gerekir. Aksi halde peygambere iman etmemiş ve dolayısıyla da genel iman tanımına uymamış olacağından imansız biri durumuna düşer ve cehennemlik olursun.
İşte, şeytan ve dostları da bunu çok iyi bildiklerinden, islamı bu noktadan vurmak isterler ve büyük oranda da müslümanlar üzerinde başarılı da olurlar.
Sahih kaynak, güvenilir ravi, sağlam senet sloganlarıyla bize HAZIR DİN sunarlar. Bizi yormazlar, uğraştırmazlar, bizi bizden çok düşünürler. Kuran gibi, anlayamayacağımız kitaba gerek bırakmadan, bize dinimizi çok güzel öğretirler. Bunlar güya peygamber varisleridir, bizden saygı görmelidir.
Müslüman bu sözleri, hadis kabul edip teslim bayrağını çekiyor ve bu sözlerin esiri olarak bu sözleri emir kabul edip yerine getiriyorlar. Halbuki, bunlar hadis değildir ve en büyük çoğunlukta da yalan, yanlış, iftira, salak, sapık sözler olmaktadır.
İşte şeytan ve dostları bu kıymetsiz şeyleri müslümana aşılıyor, bu aşıyla zehirlenen müslüman kıvranarak kuranı bırakıp bunlara teslim oluyor ve kurtulamıyor.
Benimde bunlara ilişkin sert tepkilerim bu yüzdendir.
Tehlikeleri gören birinin (RABBİME HAMD OLSUN), yakınlarını tehlikeden uzaklaştırmaya çalıştığı halde onlara anlatamamasının verdiği ızdırapla o sert tepkileri koymasıdır.
ŞİMDİ DE OLMASI GEREKEN YANİ DOĞRU OLAN NEDİR ONU GÖRMEYE ÇALIŞALIM.
Ancak, hadis, sünnet veya hangi iddiayla olursa olsun ortaya atılan sözlere kulağını tıkamayıp dinlemeli, anlamaya çalışmalısın. Ama bunlara kesinlikle bir peygamber sözü gibi kabul ederek kutsiyet atamamalısın.
Herhangi bir insanın sözü, çok doğru, çok mantıklı geliyorsa bir alimin sözü olarak kabul edip değerlendirebilirsin, faydalanabilirsin.
O söz mantığına uyuyorsa, kendi görüşün bundan daha değersiz konuma düşmüşse onu alıp uygulaman mantıklı olur ve böylede yapmalısın.
Kurana güven, kuranın yeterli olduğuna inan. Bunu becerebilirsen hiç şeyden korkma.
Din konusunda ne olursa olsun, kuran sana sahip çıkar ve seni korur. Yeter ki kurandan konuş...
Allah'a emanet olun.
aorskaya
Sevgili kardeşim,
...................
.......................
.............................
Şimdi aklıma geldi!
Aynı mekana gitmeye çalışan yolcular olmamıza rağmen, Bu mekan için bilinen en kesin ve kestirme yol olan kuran yolundan neden gitmiyoruzki! Neden doğru yolu bulmaya, bilmeye çalışıp orayı kullanmıyoruzki! Herkes ayrı yollarda, toz toprak içinde neden kalsınki!
Bunları düşünüp çözüm ararken; bizim oraya gitmemizi istemeyenler, bizi çekemeyenler yüzünden olabilirmi diye düşündüm.
Düşüncelerimi, sana da yazmak istiyorum.
Allah'ın selamı üzerine olsun.
İnşallah daima aklını kullanır ve kuranı akıl ederek, onu içine sindirerek yaşayabilirsin.
Sana, islamı öğrenme yani kuranı öğrenme konusunda sadece tek bir şeyi unutmaman gerektiğini hatırlatmak isterim.
Kuran okumak, anlamak için abdest yada özel bir dua falan yoktur.
Kurana başmadan önce sadece "kovulmuş şeytanın şerrinden Allah'a sığınırım" diyerek başlaman gerekir.
Bu durumda Allah şeytanı etkisiz eleman haline getirmektedir.
Bunun açıklamasını da şöyle yapabilirim:
İblis'in ilk yapmak istediği insanları kurandan uzaklaştırmaya çalışmaktır. Bunu beceremezse de kuranı yanlış anlamaya sebep olmak ve böylece müslümanları zaafa uğratmaya çalışmaktır.
Çünkü, şeytan kuranı gerçekten anlayan bir müslümanı yoldan çıkaramayacağını bilir ve işte bu nedenle mutlaka kuranla arasını bozmaya çalışır.
Müslüman yukarıdaki gibi Allah'a sığınarak şeytanın devre dışı kalmasını sağlarsa, kuranı daha kolay ve daha anlaşılır bulur.
Bu nedenle, mantığının alması da daha kolay olur. En karmaşık konuların bile hafızada şekillenmeye başlamasını görür. Bu yüzden de insanın kabulü için gereklidir.
İşte, bu şekilde başlangıçla kuranla tanışan birisi, kuranla dostluğunu devam ettirebilirse başka hiç bir şeye gerek kalmadan kurtuluşa kavuşacaktır.
Çünkü, dostu kuran onu en iyi yaşam alanı olan cennete kavuşturacaktır.
ŞİMDİ TEK DOĞRU OLARAK SUNULAN BİR YANLIŞA DİKKATİNİ ÇEKECEĞİM.
Kuran dostluğunu ilerletmek gerektiğini anlamıştık ya hani o kısımdan devam edelim.
Ancak, kuran bırakılırda rivayet vb. şeylerle uğraşılırsa, doğru yanlış arayıp bulmakla geçen zaman kurandan faydalanmak için kullanılabilecek bir zaman kaybı olur en basitinden.
Yine, hiçbir rivayetin, hadis olma kesinliği yüzde yüz olmayacağından, en güvenilir bir söz bile hadis olma bakımından şüphe içerecektir. Bu nedenle bunlara hadis olarak yaklaşmak tehlikeli olur.
Çünkü hadis diye yaklaşırsan, o sözü kabul edip uygulaman gerekir. Aksi halde peygambere iman etmemiş ve dolayısıyla da genel iman tanımına uymamış olacağından imansız biri durumuna düşer ve cehennemlik olursun.
İşte, şeytan ve dostları da bunu çok iyi bildiklerinden, islamı bu noktadan vurmak isterler ve büyük oranda da müslümanlar üzerinde başarılı da olurlar.
Sahih kaynak, güvenilir ravi, sağlam senet sloganlarıyla bize HAZIR DİN sunarlar. Bizi yormazlar, uğraştırmazlar, bizi bizden çok düşünürler. Kuran gibi, anlayamayacağımız kitaba gerek bırakmadan, bize dinimizi çok güzel öğretirler. Bunlar güya peygamber varisleridir, bizden saygı görmelidir.
Müslüman bu sözleri, hadis kabul edip teslim bayrağını çekiyor ve bu sözlerin esiri olarak bu sözleri emir kabul edip yerine getiriyorlar. Halbuki, bunlar hadis değildir ve en büyük çoğunlukta da yalan, yanlış, iftira, salak, sapık sözler olmaktadır.
İşte şeytan ve dostları bu kıymetsiz şeyleri müslümana aşılıyor, bu aşıyla zehirlenen müslüman kıvranarak kuranı bırakıp bunlara teslim oluyor ve kurtulamıyor.
Benimde bunlara ilişkin sert tepkilerim bu yüzdendir.
Tehlikeleri gören birinin (RABBİME HAMD OLSUN), yakınlarını tehlikeden uzaklaştırmaya çalıştığı halde onlara anlatamamasının verdiği ızdırapla o sert tepkileri koymasıdır.
ŞİMDİ DE OLMASI GEREKEN YANİ DOĞRU OLAN NEDİR ONU GÖRMEYE ÇALIŞALIM.
Ancak, hadis, sünnet veya hangi iddiayla olursa olsun ortaya atılan sözlere kulağını tıkamayıp dinlemeli, anlamaya çalışmalısın. Ama bunlara kesinlikle bir peygamber sözü gibi kabul ederek kutsiyet atamamalısın.
Herhangi bir insanın sözü, çok doğru, çok mantıklı geliyorsa bir alimin sözü olarak kabul edip değerlendirebilirsin, faydalanabilirsin.
O söz mantığına uyuyorsa, kendi görüşün bundan daha değersiz konuma düşmüşse onu alıp uygulaman mantıklı olur ve böylede yapmalısın.
Kurana güven, kuranın yeterli olduğuna inan. Bunu becerebilirsen hiç şeyden korkma.
Din konusunda ne olursa olsun, kuran sana sahip çıkar ve seni korur. Yeter ki kurandan konuş...
Allah'a emanet olun.
aorskaya