PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Şefaatin sahibi kimdir..?


ÖmerFurkan
3. October 2008, 06:26 AM
Peygamber efendimizin şefaati şöyle olacak:
1- Makam-ı Mahmud şefaati ile, mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır.
2- Çok kimseyi, sorgusuz, sualsiz Cennete sokacaktır.
3- Azap çekmesi gereken müminleri azaptan kurtaracaktır.
4- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.
5- Sevapla günahı eşit olup, Araf’ta bekleyen kimselerin Cennete gitmelerine şefaat edecektir.
6- Cennete girmiş olanların derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir.
deniliyor...
Birde kılavuzumuz rehberimiz Kuran'a bakalım
Peygamber efendimizin Kuran'da Furkan 30 da geçen sözü:
Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."
Yorum dahi yapmıyorum.Allah bakara 7 deki hallerden bizi korusun.
Devam edelim
Çok kimseyi, sorgusuz, sualsiz Cennete sokacaktır.!!!:confused:
Yoksa siz, Allah içinizden uğraşıp didinenleri seçmeden, sabredenleri seçmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?
ÂLİ IMRÂN suresi 142. ayet
Allah dileseydi, elbette ki sizi birtek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz
NAHL suresi 93. ayet
Sonra o gün, nimetten kesinlikle sorguya çekileceksiniz!
TEKÂSÜR suresi 8. ayet

Azap çekmesi gereken müminleri azaptan kurtaracaktır.
Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.:confused:
Yapın edin peygamberimiz bizi kurtaracak yok öyle..
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgu suale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin
BAKARA suresi 119. ayet
Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.
TEVBE suresi 113. ayet
Allah, Kitap'ta size şunu da indirmiştir: Allah'ın ayetlerinin inkâr edildiğini, bu ayetlerle alay edildiğini işittiğinizde, bir başka lakırdıya dalıp gittikleri zamana kadar, o münafıkların yanında oturmayın. Aksi halde siz de onlar gibi sayılırsınız. Hiç kuşkusuz Allah, münafıklarla kâfirleri cehennemde biraraya getirecektir
NİSA suresi 140. ayet
Cehennem hayatı sonsuzdur.Çıkış yoktur..
[FONT=Comic Sans MS][SIZE=3][COLOR=Blue][COLOR=Red][COLOR=Blue][COLOR=Red][COLOR=Blue]Cehennem yolu hariç! Sonsuza dek kalacaklardır orada. Allah için çok kolaydır bu.
[COLOR=Red]NİSA suresi 169. ayet
[COLOR=Blue]Allah, erkek münafıklara da kadın münafıklara da küfre sapanlara da içinde sürekli kalacakları cehennem ateşini vaat etmiştir. O yeter onlara. Allah lanet etmiştir onlara. Sonu gelmez bir azap var onlar için.
[COLOR=Red]TEVBE suresi 68. ayet
Hadi girin cehennem kapılarından; sürekli kalacaksınız orada. Gerçekten kötü yermiş kibre sapanların barınağı.
NAHL suresi 29. ayet
Şöyle denilir: "Girin cehennemin kapılarından! Orada sürekli kalacaksınız. Büyüklük taslayanların barınağı ne de kötüymüş!"
ZÜMER suresi 72. ayet


devam edeceğim Allahın izni ile...

kuranyeter
9. October 2008, 11:09 AM
selam
resullerin hiç biri şefaat etme yetkisine sahip değildir resullerin ahirette yapacağı tek iş tanıklıktır tanıklığın yapılacağı nokta ise kişiye sorulacak tek soru olan soruya vereceği cevabın doğru olup olmamasıdır.

soru kasas suresi 65 ayet tanıklık ayeti ise hac suresi son ayet

resulun yapacağı ve yapması gereken konumu budur gerisi yaratıcı ile ilgilidir oda cevap ve tanıklıktan sonra gerekli olan koşulların emrini verecek.
verilecek cevaba göre ve tanıklıktan sonra kişi ebedi olarak kalacağı mekana gönderilecek.

selam ile

TEBYİN
9. October 2008, 11:30 AM
Beni Rabbimyaratsın, beslesin büyütsün, irade sahibi kılsın, bütün ihtiyaçlarımla ilgilensin ama mahşer de başkasının şefaatine muhtaç kılsın öyle mi?
Ama adamlar da haklı,
Allah için yaptıkları zerre birşey yok ki O'ndan şefaat umsunlar,
O'nun şefaatini hak etmediklerini bildikleri için de, başka şefaat aracıları aramaktalar,
SEN YARATTIN, SEN YAŞATTIN, SEN ÖLDÜRECEKSİN, BAŞKASININ YARDIMINA MUHTAÇ EYLEME RABBİM

Miralay
31. May 2010, 02:14 PM
Peygamber efendimizin Kuran'da Furkan 30 da geçen sözü:
Resul de şöyle der: "Ey Rabbim, benim toplumum, bu Kur'an'ı terk edilmiş/dışlanmış halde tuttular."


İşte bu!

Acaba Resulullah aleyhisselam şefaat mi edecek; yoksa ümmetini şikayet mi edecek?

Yorumu sizlere bırakıyorum.

Ali Rıza Borazan
31. May 2010, 05:08 PM
Ellerine diline sağlık Furkan kardeşim. ne kadar güzel izah etmişsin.Allah , peygamber evliyalar şeyhler Ahiret aleminde ne şefaat edecek ne de bağışlayacaktır. Allah Dünya hayatında sapmayı bağışlamayı Hidayeti yaratmış İnsanlara da aklını takvasını vermiş önlerine de doğru yola ve yanlış yola gidecek mazlemeleri de vererek sonucuna katlanmak koşulu ile dilediğini seçmeyi kişinin kendi özgür iradasine bırakmıştır. Sapmayı di
leyene saptırdım hidayete gelene hidayete erdirdim bağışlanmayı dileyene de bağıladım demiştir. Ahiret hayatında söz değişikliğe uğratılmayacaktır. dünyua hayatında herkes gidecek olduğu yerin biletini bilerek kendisi alıyor. yoksa Allah kimseye zulmetmez.

myro
5. June 2010, 12:51 AM
Allah Resulü dünyada şefaat ettiği gibi Allah'ın izniyle Ahirette de ümmetine şefaat edecektir.

Şefaat doğla olarak Allah'ın izniyle olacaktır. Hiçbir müslüman şefaat olacaktır derken haşa kula bir güç yakıştırmasında bulunmaz. Nasıl bulunsun ki;

Bakara 255. ayette "İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir?" tehditi varken.

Bu ayet şefaatin varlığının delilidir aynı zamanda. Mefhumun muhalifinden "izni olmadan şefaat olmadığına göre, izni olarak şefaat vardır denebilir."

Şefaat ifadesi bir güç ve bir emir ifadesi değildir. Daha çok bir rica ve yalvarma ifadesidir.

Şefaate bir başka delil de;

Meryem Suresi 87. Ayet :
"Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır."

ayetidir. Demek ki ahd almış olanlar şefaat edecektir.

Devam edelim ;

Tâ-Hâ Suresi 109. Ayet : "O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez."

Demek ki şefaat var ki böyle deniyor.


Enbiya 28. Ayetde, peygamberlerden bahisle " Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!" denmektedir.

Demek ki Peygamberlerin şefaati hakmış.

Kuran da şefaat fayda etmeyecek insanlar sayılmıştır. Bu noktada maksat anlaşılmış olacağı için tekrar etmiyorum. Enbiya 28 den açıkça anlaşılacağı gibi şefaat sadece müminleredir.

Allah tüm müminleri kutlu nebinin şefaatine nail eylesin.

En iyisini Allah bilir.

hiiic
5. June 2010, 02:53 AM
:) gülsek mi ağlasak mı?

Arkadaşım verdiğiniz ayetlerden de anlıyabileceğiniz gibi, şefaatin kaynağı Allahtır, şefaat ancak Allahın izniyle olan bir olaydır. Peygamber kendi başına şefat yetkisine sahip değildir, 70 kerede istiğfat etse kafirler için bir değeri olmayacaktır.

Neden ayetleri kendi istediğiniz manalara çekiyorsunuz?

-Peygamber Allahtan daha mı merhametlidir?
-Allah beni cehenneme atmayı dilese peygamberin şefaati bana menfaat sağlar mı?
-Şefaat peygamberden demek, kuranı peygamber indirdi demekle aynı manaya gelir ve şirktir. Neden şirktir çünkü aynı davaya hristiyanlarda düşmüşlerdi.

Allahım yarabbim gülsemmi ağlasam mı :)

dost1
5. June 2010, 03:39 AM
Selamun Aleykum! Değerli Myro Kardeşim!

Allah Resulü dünyada şefaat ettiği gibi Allah'ın izniyle Ahirette de ümmetine şefaat edecektir.

Şefaat doğla olarak Allah'ın izniyle olacaktır. Hiçbir müslüman şefaat olacaktır derken haşa kula bir güç yakıştırmasında bulunmaz. Nasıl bulunsun ki;

Bakara 255. ayette "İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir?" tehditi varken.

Bu ayet şefaatin varlığının delilidir aynı zamanda. Mefhumun muhalifinden "izni olmadan şefaat olmadığına göre, izni olarak şefaat vardır denebilir."

Şefaat ifadesi bir güç ve bir emir ifadesi değildir. Daha çok bir rica ve yalvarma ifadesidir.

Şefaate bir başka delil de;

Meryem Suresi 87. Ayet :
"Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır."

ayetidir. Demek ki ahd almış olanlar şefaat edecektir.

Devam edelim ;

Tâ-Hâ Suresi 109. Ayet : "O gün, Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşlandığından başkasının şefaati fayda vermez."

Demek ki şefaat var ki böyle deniyor.


Enbiya 28. Ayetde, peygamberlerden bahisle " Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler. Onlar, Allah korkusundan titrerler!" denmektedir.

Demek ki Peygamberlerin şefaati hakmış.

Kuran da şefaat fayda etmeyecek insanlar sayılmıştır. Bu noktada maksat anlaşılmış olacağı için tekrar etmiyorum. Enbiya 28 den açıkça anlaşılacağı gibi şefaat sadece müminleredir.

Allah tüm müminleri kutlu nebinin şefaatine nail eylesin.

En iyisini Allah bilir.


“ شفع Şef`ı” kökünden türemiş olan “ شفاعة şefaat” sözcüğünün sözlük anlamı; “Bir şeyi benzeri olan başka bir şeye eklemek, onu desteklemek, bir şeyi çiftlemek ve esirgemek” demektir. Sözcük, zaman içerisinde; “Yüksek mevkide bulunan birinin, düşkün birine yardım etmesi, onu koruması, onun korunmasına aracılık etmesi, onu yalnız bırakmayıp ona destek olması” anlamında kullanılır olmuştur.

Sözcüğün terim anlamı ise; “Bir kimsenin bağışlanmasını istemek, bir kimseden, başka bir kimse için iyilik yapmasını, onun zararına olan davranışlardan vazgeçmesini rica etmek, başkası hesabına yalvarmak, rica etmek, birinin önüne düşüp işinin görülmesi için dua ve niyazda bulunmak” demektir.

Kısaca şefaat; “aracı olmak, yardım etmek ve öncülük etmek” anlamlarına gelir.

Arapça`da başkası lehine talepte bulunana, yani şefaat edene “الشّافع eş-şafi” veya “ الشّفيع eş-şefi” denir.


“Şefaat” kavramının doğru anlaşılabilmesi için konunun aşağıdaki başlıklar altında incelenmesinde yarar görmekteyiz.

Allah`tan başka şefaatçi yoktur: Şefaat sadece Allah`a aittir. Bu konuda ilk öğrenilmesi gereken husus, şefaat yetkisinin sadece Allah`a ait olduğudur.

Zümer; 44: De ki: “Tüm şefaat Allah`a aittir. …”

Secde; 4: … Sizin için O`nun astlarından bir veli ve şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almaz mısınız?


Yüce Allah, kendilerinden razı olduğu kulları için, dilediğine şefaat/ yardım izni verebilir: Allah`ın izni ve emri olmadan kimsenin kimseye şefaat/ yardım etmesi söz konusu değildir. Allah`ın izni ile şefaat/ yardım edecekler de, ancak Allah`ın kendilerinden razı olduğu kulları için şefaat (yardım) edebilirler.

Yunus; 3: … O`nun izni olmadan hiç kimse şefaat edemez…..

Enbiya; 26-28: Onlar “Rahman çocuk edindi” dediler. Hâşâ, bundan
münezzehtir O. Onlar lütuflandırılmış kullardır. Onlar O`nun sözünün önüne geçemezler; onlar yalnız O`nun emriyle iş yaparlar. O, onların önündekini de arkalarındakini de bilir. O`nun hoşnutluk verdiklerinden başkasına da şefaat (yardım) etmezler. Ve onlar O`nun haşyetinden titrerler.


Bu konuda dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Allah`ın kendilerinden razı oldukları, şefaat (yardım) edemezler, ancak şefaat (yardım) edilirler.

Yüce Allah, güzel bir şefaatle şefaat edene izin verdiği gibi, kötü bir şefaatle şefaat edene de izin verebilir:

Nisa; 85:Kim güzel bir şefaatle (hayır ve iyiliklere aracı, vasıta olmakla) şefaat ederse, bundan kendisine bir sevap (hisse) vardır. Kim de kötü bir şefaatle (kötülüğe delil olmak ve yardım etmekle veya kötülük çığırını açmakla) şefaatte bulunursa, ondan kendisine bir günah payı vardır. Allah her şeye kadirdir.


Ayette geçen “شفاعة حسنة şefaat-ı hasene (iyi ve güzele aracılık ve yardım)”; iman edip Allah`ın ve kullarının haklarına riayetle beraber, müminlerin iyiliği ve yararı için uğraşmak, onları kötülüklerden ve zararlardan korumaya çalışmak demektir.
“ شفاعة سيّئة Şefaat-ı seyyie (kötü ve zararlıya aracılık ve öncülük etmek)” ise; müminlerin ve insanların zarara uğramaları ve kötülüklere düşmeleri için çalışmak ve kötülük çığırları açmak demektir.

Kur`an, hem “şeffat-ı hasane”de bulunanların hem de “şeffat-ı seyyie”de bulunanların, dünyada ve ahirette bu davranışlarının sonuçlarından pay alacaklarını bildirmektedir.


O gün şefaat yoktur, kimseden şefaat kabul edilmeyecektir:

Bakara; 48: Ve, hiçbir kimsenin başka bir kimseye herhangi bir şey için karşılık ödemediği, hiçbir kimseden şefaatin kabul edilmediği, kimseden fidyenin alınmadığı ve onların yardım olunmadığı günden sakının.

Bakara; 123: Kimsenin kimse yerine bir şey ödemeyeceği, kimseden fidye kabul edilmeyeceği, şefaatin hiç kimseye yarar sağlamayacağı ve onların yardım olunmadığı günden sakının.


Görüldüğü gibi ahirette kimseye şefaat ettirilmeyecektir. O gün sadece Allah`ın izin verdikleri, bildikleri gerçeğe tanıklık edebilirler:

Zühruf; 86: O`nun astlarından yakardıkları şefaate sahip olamaz!Hakka tanık olanlar müstesna. Onlar biliyorlar da.


Yukarıdaki Kur`an ayetleri ışığında anlıyoruz ki, konumuz olan 26. ayette geçen “meleklerin şefaati”, bu dünyaya yönelik şefaattir ve bu şefaat, müşriklerin, şans tanrısı, bereket tanrısı, yağmur ve rahmet tanrısı, onların melek şefaatçisi, insanların Allah`a yaklaştırıcısı gibi inançları ile asla bağdaşmaz.

Ayette sözü edilen şefaat, Yüce Allah`ın, kendilerinden razı olduğu ve haklarında yardım takdir ettiği kulları için, doğadaki melekleri/ güçleri harekete geçirerek bu kullara yardım ettirmesidir. Bunun örnekleri, şu ayetlerde görmek mümkündür: Âl-i Imran; 123-126, Enfal; 9-12, 50, Tövbe; 25, 26, Ahzab; 9, 26, Şûra; 5, Zümer; 43, 44, Müddessir; 48, Bakara; 255, En`âm; 51, Yunus; 3, 18, Secde; 4, Sebe; 23.


Bu konuda son olarak, halk arasında yaygınlaşmış olan, “ümmetinden günahkâr olanların günahlarının affedilmesi için, peygamberimizin Allah katında aracılık etmesi” şeklindeki şefaat tarifinin Kur`an`a ters bir anlayış olduğunu belirtmekte yarar vardır.

Peygamberimizin günahkârlara destek olup, hatırını kullanarak günahkârların kurtuluşunu sağlamak üzere, tabir yerinde ise “Allah nezdinde torpil yapması” anlamına gelen bu anlayış, “… Sen ateştekini kurtarabilir misin?” diyen Zümer suresinin 19. ayetine terstir.

Bu anlayış sahipleri bilmelidirler ki, anlayışlarını değiştirmezlerse, peygamberimizin şefaat değil, şikâyet ettiği ümmetine dahil olacaklardır:

Furkan; 30: Elçi de: “Rabbim, halkım Kur`an`ı terk etti” der.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen AllaH'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz

myro
5. June 2010, 06:28 PM
Sayın Hiiç'e algılamalar konusunda başarılar diliyorum.

Evet benim dediğim de benzer bir şey. Şefaat haktır. Allah'ın izniyledir. Peygamberimizin bildirmesiyledir ki, Allah Resulüne şefaat izni verecektir. Yoksa Allah'ın izni olmadan kim ne yapabilir.

Ayet meallerinden çıkan bir diğer sonuç ise, Allah'ın başka insanlara da şefaat izni vereceğidir. Tabii sadece müminlerin müminlere şefaati şeklinde.

Bakın sayın dost1, müslümanlar hakkında suizan ediyorsunuz. Bunu hemen her yazınızda görüyorum. Müslümanlar sizin dediğiniz şekilde Peygamberin torpil falan yapacağımı düşünmüyorlar. Haşa bundan Allah'a sığınırım. Onlar aynen benim dediğim gibi Allah'ın Resulüne şefaat izni vereceğini düşünüyorlar. Ve bunun için Allah'a dua ediyorlar. KARIŞTIRMAYIN ! Peygambere değil Allah'a dua ediyorlar.

Diyorlar ki "Ya Rabbi bizi Resulünün şefaatine nail eyle"..

Sizi bu suizannınızdan derhal vaz geçmeye çağırıyorum. Bu mesajı okuyan tüm katılımcıları da. Müslümanlara karşı suizanınınzdan vaz geçin.

dost1
6. June 2010, 01:16 AM
Selamun Aleykum! Değerli Myro Kardeşim!

Sayın Hiiç'e algılamalar konusunda başarılar diliyorum.

Evet benim dediğim de benzer bir şey. Şefaat haktır. Allah'ın izniyledir. Peygamberimizin bildirmesiyledir ki, Allah Resulüne şefaat izni verecektir. Yoksa Allah'ın izni olmadan kim ne yapabilir.

Ayet meallerinden çıkan bir diğer sonuç ise, Allah'ın başka insanlara da şefaat izni vereceğidir. Tabii sadece müminlerin müminlere şefaati şeklinde.

Bakın sayın dost1, müslümanlar hakkında suizan ediyorsunuz. Bunu hemen her yazınızda görüyorum. Müslümanlar sizin dediğiniz şekilde Peygamberin torpil falan yapacağımı düşünmüyorlar. Haşa bundan Allah'a sığınırım. Onlar aynen benim dediğim gibi Allah'ın Resulüne şefaat izni vereceğini düşünüyorlar. Ve bunun için Allah'a dua ediyorlar. KARIŞTIRMAYIN ! Peygambere değil Allah'a dua ediyorlar.

Diyorlar ki "Ya Rabbi bizi Resulünün şefaatine nail eyle"..

Sizi bu suizannınızdan derhal vaz geçmeye çağırıyorum. Bu mesajı okuyan tüm katılımcıları da. Müslümanlara karşı suizanınınzdan vaz geçin.

Allah'ın Vahyettiği ve Resulunun tebliğ ettiği Kur'an ayetlerini yazıyorum. Allah Resulunun uyduğu Allah'ın vahyine uyuyorum. Allah'ın vahyinde olanları paylaşıma açıyorum.

Hiç bir kimse hakkında kötü bir zan taşımıyoruz. Allah'a kul olduğunu iddia edenleri Allah'a kul olmaya davet ediyoruz.

Kur'an'ın ayetleri ortada yazdım. Bizlere düşen Allah Resulunun tebliğ ettiklerini olduğu gibi tebyin etmek/insanların paylaşımına sunmak.
Her insan tercih yapma hakkına sahiptir. Sonuçda hepimiz de tercihimizin sonuçlarını yaşayacağız.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen AllaH'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz

hiiic
6. June 2010, 07:07 PM
Tekfir ne demek bu arada? eleştirmek mi?
Eğer eleştirmekse müslüman müslümanı eleştirecek tabikide, iyi bir eleştirmeni ancak üzerine para vererek eleştirttirebilirsiniz.

Suiz zan ile gerçekleride ayırmak gerekiyor. bi insan deli ise ve hatta raporu varsa bu adama deli demek onu aşağılamak yada sui zan değildir.

Tarikat tekke mürşit inancı aynen raporlu deli gibi raporlu şirktir. Kurana tamamen ters olan bu düşünceye iman eden imansız kimselere küfre düştünüz şahadet getirin ve tanrının ortağı yerine koyduğunuz peygamberimizi tekrar Allahın kulu ve resulu sıfatına getiriniz demek gerekir. Buralarda sui zan yok direk doktor raporu var elimizde. Hemde kapı gibi 1400 yıllık rapor. Ederim arkadaş, puta, kula, binaya, mala mülke, paraya, şeyhe, meleğe, cine v.s. tapan adamı tekfir ederim. Hesabımıda Allaha veririm, senin emrin derim, hoşuna gideceğinden de eminim. Yoksa ben münafıkmıyım müslümanmıyım ne anladım?! Susmakta münafıklık işidir.

BURAYA DİKkAT;

Yalnızca Allahın hüküm vereceği günde, ALlahın hükümüne karşılık kimse ama hiç kimse çıkıpta bir başkasına iyilik edemez! Kulakdan dolma bilgilerin anlatımına göre sözde peygambere atılan iftiraya göre, peygamberimiz gidip, Allahım nolursun şunuda affet bunuda affet diyecekmiş. bu anlatılan hikaye, hikaye olduğu kadar Halil Beyin ifade ettiği gibi yalakalık tarzı bir hikayedir. Ben inanıyorum ki peygamberimiz insanları çok sever ve yanmalarını istemez, zarar görmemeleri için canla başla çalışır. ancak şuna daha çok inanıyorum ki; peygamber kendisini yaratan Allahtan daha merhametli yada daha yardımcı yada daha şefaatçi değildir.
ne oluyor, ne bicim hüküm veriyorsunuz Allahın yardımı bitiyor da peygamberin ki mi başlıyor yoksa bu dünyada şirki sevmeyen, kendisinden başkasına umut bağlanılmasını sevmeyen Allah ahirette sever durumamı geliyor. (mütevazi olmayacağım, ayet gibi cümle oldu :)))

2x2=4
5 diyeni tekfir edeceğim.

Dip Not; Benim sözlerim tamamen dayanaklı olduğuna şahsen inandığım ama dayanaksız kişisel fikirlerimdir. İşin gerçeğini ve Kuranda yazanı okumak istiyorsanız site yöneticilerinin paylaşımlarını okuyunuz. Diğer sayfalarda dinin gerçeklerini anlatan pek çok yazıyı bulacaksınız...
------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Editledim işte, aklını kullanmayana laf anlatana kadar aklını kullanana anlatmak daha karlı, öbür türlü söylesende aynı üzerine varsanda aynı varmasanda.

peygamber şefaat peygamberin şefati yalan dolan yok öyle bişi peygamberin yardımı Allah mürşit şeffati şefaatçi doğru gerçekler hakikat evliya şefaati şeffaçi olacaklar ahiret cennet cehennem sırat köprüsü şefaat kesilen koyun öldürülmeyen karınca şefaati öldükten sonra yardımcı Allahtan başka gerçek din hakikat dine sokulan yalanlar iftiralar şefaat yalanlar

Ali Rıza Borazan
7. June 2010, 03:06 PM
Allah dünya hayatında kitabını da göndermiş peygamberinide göndermiştir. şefaat de bağışlanmada saptırmada hidayete getirme de dünyadadır. ahiret hayatında herkesin ellerine gidecek olduğu yerin derecesiyle beraber bileti veya karnesi verilir kişi elindeki belgeye nota göre gidecek olduğu yere yerleştirilir orada söz değişikliğe uğratılmaz. bağışlanma da orada yok şefaat de orada yok kimse suçları işleyip de bağışlanma ve şefaat beklemesin.

hiiic
7. June 2010, 03:43 PM
Allah dünya hayatında kitabını da göndermiş peygamberinide göndermiştir. şefaat de bağışlanmada saptırmada hidayete getirme de dünyadadır. ahiret hayatında herkesin ellerine gidecek olduğu yerin derecesiyle beraber bileti veya karnesi verilir kişi elindeki belgeye nota göre gidecek olduğu yere yerleştirilir orada söz değişikliğe uğratılmaz. bağışlanma da orada yok şefaat de orada yok kimse suçları işleyip de bağışlanma ve şefaat beklemesin.

Çok güzel bir yaklaşım, temel alınması gereken mantık budur zaten, eğer affolunmak istiyorsan dünyada affedeceksin, merhamet olunak istiyorsan dünyada merhamet edeceksin, şefaat istiyorsan istediğin tarzda bir şefaati dünyada yapacaksın, eğer ahirette bize yardımcı olmalarını istiyorsak dünyada yardımcı olacağız.

Orada sadece elimizin yaptıklarından hesaba çekileceğiz, başkalarına karşı tutumumuz ve davranışlarımızdan. Kırıcı davranırsak bizim affımız nerede? bizede kırıcı davranılacak, hatta bu sadece ahirette değil dünyada bile karşılık görebileceğimiz türden...

Katılıyorum Ali Rıza Bey, Şefaat de hesapda dünyada verilip alınıyor zaten.

Peygamberin şefaatine ulaşmak isteyen peygamberin güzel ahlakını örnek alsın (sünnet diye uyduruluna ve genellikle çok saçma ve gereksiz konuları kapsayan uydurmaları değil)

Kuranın şefaatine ulaşmak isteyen onu çok iyi değerlendirsin, okusun anlasın sonra daha iyi okusun ve daha iyi anlasın, sonra tekrar daha iyi anlamak için okusun (arapça şu kadar harfe bu kadar şefaat puanı geçerli değil, kurana ters bir ameldir. Kuran anlaşılmadan okunmak üzere inmedi bunlar ayetle sabittir, anlaşılmadan okuyanlar kulaklarında ağırlık olanlar ayetinin muhatabı olabilirler)

Alimlerin şefaatine ulaşmak isteyen bilimsel çalışmaları, obejtif ve tarafsız düşünce ve akımları, hayatını ilme adamış olanların yazılarını, araştırmalarını değerlendirsin. (Yoksa alim adı altında anılan tagut ve benzeri mürşit şeyhden fezy alınarak şefaat alınmaz, şeyh sırat köprüsünden kimseyi uçuramaz, sıratta adam uçurabilecek olan sadece Allahtır, çünkü sıratta uçurabilecek güçte olan kişi dünyada istediği şeyi uçurabilir, hiç şeyh dünyada bişey uçurabiliyor mu? gelsin beni uçursun ben diz çöküp el bağlıyacağım karşısında, ama uçur dedim uçuramadı, uç dedim uçamadı... BAkın Allah neleri uçuruyor, hatta dünya bile koskocaman kainatta boşlukta uçuyor bzde uçuyoruz. Müritlerde sahte alimleriyle uçuyorlar ama yanlış yöne)

Allahın şefaatine ulaşmak isteyen, Dünyada Allahtan başka kimseyi ama hiç kimseyi yüceltmesin, rab yerine koymasın (gizli şirk var ona düşüyor insanlar, benim şeyhim şöyle böyle derken farketmeden şeyhini ilah ilan ediyor, gizli şirke düşüyor. bundan sakınan Allahın şefaatine erişir)

Hepsi dünyadadır çok doğru...

hiiic
31. January 2011, 05:40 AM
İnfitâr SURESİ

17. Ceza günü nedir bilir misin?


18. Evet, bilir misin? Nedir acaba o ceza günü?


19. O gün hiçbir kimse başkası için bir şey yapamaz. O gün iş Allah'a kalmıştır.

hiiic
1. May 2011, 03:24 PM
Zümer 19
(Resulüm!) Hakkında azap hükmü gerçekleşmiş kimseyi ve ateşte olanı sen mi kurtaracaksın!

pramid
2. May 2011, 08:15 PM
fedekaradamı göremedim...

hiiic
3. May 2011, 11:48 PM
Bende pimpiriklendim harbiden fedakar adam nerde.
Bi tane daha yazayım bakim gelicek mi? ses yok seda yok başına bişi gelmiş olmasın?

Nisâ 109
Haydi siz dünya hayatında onlara taraf çıkıp savundunuz, ya kıyamet günü Allah'a karşı onları kim savunacak yahut onlara kim vekil olacak?

sahin
4. December 2012, 03:49 AM
Allahin selami üzerinize olsun,

Sefaat ediciler vardir kim olduklarina dair ayetde vardir, cogu ayetler yazilmis burda zaten yalniz su sekilde bakildimi kafalardaki pürüz gidecektir sanirim.


aslinda önemli olan siralamadir en öenmlisi burda zümer süresindeki 43'cü ayetenden baslayan ayetler

Rahim ve Rahmanin adiyla...
43. Yoksa Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?"
44. De ki: "Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra yalnız O'na döndürüleceksiniz."
45. Allah bir tek (ilah) olarak anıldığında ahirete inanmayanların kalpleri daralır. Allah'tan başkaları (ilahları) anıldığında bakarsın sevinirler.
Zümer süresi 43,44,45
----------------------------------------------

4. Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı gün içinde (altı evrede) yaratan sonra da Arş'a kurulandır. Sizin için ondan başka hiçbir dost, hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?

Secde 4
----------------------------------------------

51.Kendileri için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi bulunmaksızın, Rab'lerinin huzurunda toplanmaktan korkanları, Allah'a karşı gelmekten sakınsınlar diye, onunla (Kur'an ile) uyar.

En'am süresi 51
-----------------------------------------------


255. Allah kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey onundur. İzni olmaksızın onun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar onun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. Onun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek ona güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.

Bakara süresi 255
---------------------------------------------


3. Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı gün içinde (altı evrede) yaratan, sonra da Arş'a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah'tır. O'nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçı olamaz. İşte o, Rabbiniz Allah'tır. O halde O'na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?

yunus süresi 3
-------------------------------------------

87. Rahmân'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.

Meyrem süresi 87
-------------------------------------------

109.O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.

Taha süresi 109
-------------------------------------------

23. Allah katında, onun izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne söyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerçeği" diye cevap verirler. O yücedir, büyüktür.

Sebe 23
--------------------------------------------

86. Onu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şâhitlik edenler şefaat edebilirler.

Zuhruf 86
---------------------------------------------

26. (Böyle iken) "Rahmân çocuk edindi" dediler. O böyle şeylerden uzaktır, yücedir. Hayır, (evlat diye niteledikleri) o melekler ikrama erdirilmiş kullardır.
27. Onlar Allah'tan önce söz söylemezler ve hep onun emriyle iş görürler.
28. Allah onların önlerindekini de arkalarındakini de (yaptıklarını da yapacaklarını da) bilir. Onlar onun razı olduğu kimselerden başkasına şefaat etmezler ve hepsi onun korkusuyla titrerler.

Enbiya süresi 26,27,28
-------------------------------------------

26. Göklerde nice melekler vardır ki onların şefaatleri; ancak Allah'ın izniyle, dilediği ve hoşnut olduğu kimselere yarar sağlar.
Necm 26
-------------------------------------------

40, 41, 42. Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: "Sizi Sekar'a (cehenneme) ne soktu?"
43. Onlar şöyle derler: "Biz namaz kılanlardan değildik."
44. "Yoksula yedirmezdik."
45. "Bâtıla dalanlarla birlikte biz de dalardık."
46. "Ceza gününü de yalanlıyorduk."
47. "Nihayet ölüm bize gelip çattı."
48. Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.
49. Böyle iken onlara ne oluyor da, öğütten yüz çeviriyorlar?
müdessir 40-49
---------------------------------------------
Sadakallah!

eger bu ayetleri bu sekil takip edersek kimin şefaatte bulunacagini da ögrenmis oluruz, müdessir süresi ahireti anlatiyor ve orda chennemde olduklari icinde şefaat fayda vermiyor.

Ve görüldügü gibi ayetler ayetleri acikliyor !!!!

dikkat!!!! Sefaat ya Resulallah demenin SIRK oldugunu anlarsiniz umarim bu ayetlerden sonra !!!

Allahin rahmeti üzerinize olsun