PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : KUR’ÂN'IN TERCÜMESİ ve MEALİ


Taner
1. July 2012, 03:59 AM
Tercüme, “bir metni bir dilden başka bir dile çevirmek”tir. Ne var ki diller arasındaki kültür, gelenek farklılıkları, özgün tasavvur ve tahayyülden kaynaklanan farklılıklar nedeniyle, nesnelerin, hareketlerin durumları, sembol ve duyguların birebir çevirisi mümkün olamamaktadır. Bu nedenle de çevirilerde, özgün metnin özellikleri ve vurguları aktarılamayıp, sadece anlam aktarması [zihinsel ve duygusal mesajın iletilmesi] söz konusu olmaktadır. Bu durumda herhangi bir dildeki normal bir metnin birebir tercümesi [özgün metnin özelliklerini eşdeğer olarak yansıtması] mümkün değildir. Durum böyle olunca, şiir, roman, öykü gibi sanat eserlerinin birebir tercümesi olası değildir.


Aslı Arapça ve en ileri derecede bir edebiyat mucizesi olan, birçok âyeti de müteşâbih bulunan Kur’ân'ın, Arapça'dan başka bir dile birebir tercümesi [eşdeğer ifadesi] kesinlikle mümkün değildir. Öyleyse Kur’ân'ın sanatsal özelliği, derin vurguları orijinalinde kalmak üzere, benzeşen anlamlardan birisi tercih edilerek hedef dile mesaj aktarımı yapılmak durumundadır. İşte bu yöntemle elde edilen anlam, “meal” olarak nitelendirilir.

Mealler, mutlak doğru [Allah'ın muradının aynıyla ifadesi] olarak kabul edilemez. Çünkü herhangi bir kişinin hazırladığı meal, meal sahibinin Kur’ân'ın zengin anlamlarından birini, kendi tesbitleri doğrultusunda ön plâna çıkarmasıdır. Bu çıkarım, kişiden kişiye dirayet ölçülerine göre değişir.