PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kenz


galipyetkin
26. June 2012, 03:39 PM
''ADİL MEDYA / ÖZEL HABER
Analiz & Yorum: Mehmet Lütfü ÖZDEMİR

İnsanları uyutmaya yarayan televizyon aygıtı aracılığıyla insanlığa bir gram yararı dokunmayan programların sunuculuğunu ve yapımcılığını yapan Acun Ilıcalı, elde ettiği serveti işte bu sözlerle savundu: "Allah beni varlıkla imtihan ediyor.."

Ilıcalı Zaman gazetesine verdiği röportajda ‘şöhretin getirdiği zararlardan ve Kâinatı Sonsuz Kudreti ve Rahmetiyle ihata eden Allah'ın onu, sahip olduğu maddi zenginlik nimeti ile imtihan ettiğinden’ bahsetti.

Bu sözlere hiç ama hiç yabancı değiliz. Velid bin Muğire, Umeyye bin Halef, Ebu Cehil, Ebu Süfyan, Ebu Leheb, Utbe bin Rabia, Ebu Amr es-Sakafi gibi kenz ehlinden olan insanlar ve yine bu akla sahip insanların yüzyıllar öncesi ve sonrasında benzer sözler sarf ettiğini unutmayalım!.

Şimdi Acun’a bir yoksul, yetim ve öksüz gitse şunu söylese: “Sen de olanı ver de birazda biz imtihan edilelim!..” dese haklıdır. Haklıdır çünkü Allah’ın rızkı garibana ulaşmadan büyük akbabalar tarafından bölüşülmüştür. Acun’a giden de bunun kırkta biridir galiba. Acun’da elde ettiği bu imkânlarla 'zenginlikten şımaranlar' kervanına katılmıştır, desek yanlış olmaz..

Allah kimseyi varlıkla veya yoklukla imtihan etmez. Fırsat eşitliği gibi saçmalıklarla kurulu bu düzende servet sahibi olanlar unutmasın, elde ettiğiniz her kuruşta fakirin, yoksulun, yetimin hakkı vardır. Kenz ehli şunu da iyi bilsinler, sizdeki rızıkları, rızıklarını gasp ettiklerinize geri vermeden insan olamayacaksınız!. Onlarla eşit hale gelmediğiniz sürece zararda olacaksınız, bunu iyi bilin!.

“Allah, rızıkta kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Fazla verilenler, neden rızıklarını ellerinin altındakilere aktarıp da hepsi onda eşit hale gelmiyor? Allah'ın nimetini mi inkâr ediyor bunlar?” (Nahl Suresi 71. ayet)

Yeri gelmişken hatırlatmakta yarar var. İnsanın ihtiyacı bellidir. (Ortalamasından) bir ev, bir binek (araba) salih/saliha bir eş, yıllık 4 bin dirhem (aylık 3-5 bin TL) gelir. Dolayısıyla bunları alabilecek, evirip çevirebilecek bir iş, ticaret, ortaklık vs. meşrudur.

Din, bunlara “temel ihtiyaç” diyor, “mülkiyet” demiyor. Kur’an “Lehü’l-Mülk” derken yani “Mülk Allah’ındır” derken şunu söylüyor: “Mülk Allah’ın / kamunun / toplumun / tüm insanlarındır.”

Hal böyle iken mal yığmak, yığdıkça daha fazlasını istemek, zenginlikten şımarmak ve bunların kendisine Allah tarafından verildiğini söylemek, Allah’a hakarettir.

O gün o biriktirip yığdıkları (KENZ) cehennem ateşinde kızartılacak ve alınları, böğürleri ve sırtları onlarla dağlanacak. “İşte bu bencilce biriktirip yığdıklarınız (KENZ); tadın bakalım” denilecek. (Tövbe; 34)

* * *

İtikatta ALLAH amel de MAMON’a tapılmaz. İnsan iki efendiye kulluk edemez!!. Ya Allah’a ya da Mamon’a (para tanrısı) tapacaksınız.

Günümüz Müslümanları itikatta Allah’a inandıklarını her ortamda beyan etseler de ameldeki pratikleri bunun böyle olmadığını göstermektedir. Amelde yani dünyada mal yığarsanız, zenginlik / biriktirme yarışına girerseniz Allah'a inanmış olmazsınız!

Siz düşünen akıl ve vicdan sahibi insanlar için aşağıdaki sözler birer ibret vesikasıdır. Mamon seviciliği insana 'Allah' da dedirtse, her 'Allah' diyenin gerçekten 'Mümin' olduğunu göstermez.

Ebu Cehil’de Ahrete, Kadere, Allah’a inanan namazında niyazında muhafazakâr bir tipti. Muhammed Peygamberin, peygamber olduğunu bilmesine rağmen “Bilal ile eşitlenmem” diyerek Dine girmemiştir. Peygamberin huzurundayken şu sözleri duyduğunda oradan kaçmıştır: “Bilal’e ne varsa sana da o var!”

* * *

İşte röportajdaki o kısımlar:

"Allah kimseyi sahip olduğundan geri koymasın. 6 ay boyunca sıfır lirayla yaşadığımı biliyorum. Zor bir dönemdi. Yarın öbür gün aynı şey yeniden başıma gelse tabii ki yine zorlanırım. Sonuçta alışkın olduğum bir hayat standardım var."

Dünyanın bir imtihan yeri olduğunu düşünüyorum

"Ama ben ahirete, kadere inanan bir insanım. Bu dünyanın bir imtihan yeri olduğunu düşünüyorum açıkçası. Allah beni varlıkla imtihan ediyor, yarın öbür gün önceden olduğu gibi yoklukla imtihan edebilir."

"Beni mutlu eden şeyler aynı. Ben zaten arkadaşlarımla top oynuyorum, muhabbet ediyorum. Ne farkı var? Evet, arabam daha lüks, bir de uçağım var, olmayıversin. Bunların olmaması benim hayatımı çok değiştirmez."

Allah'ın bana vermiş olduğu bu lütfu doğru kanalize etmeye çalışıyorum.

"Gülün dikeni vardır derler, Elhamdülillah katlanıyorum. Baktığınızda psikolojik olarak bu kadar refah içinde yaşamak çok kolay bir şey değil. Her şeyi alabilme duygusu hedef bırakmıyor insanda."

"Her şeyi satın alabilme gücü insanı değiştirebilir, ciddi derecede problem yaratabilir elbet. Ama Allah'ın bana vermiş olduğu bu lütfu doğru kanalize etmeye çalışıyorum. Parasızlık mutsuzluk getirir ama para da mutluluk getirmez. Ben bunu ikinci arabamı aldığımda anlamıştım zaten. İlk arabadanın verdiği mutluluğu ikincisinde hissetmiyorsunuz. Ferrari aldığınızda Doğan'ın yaşattığı mutluluğu, eğlenceyi yaşamıyorsunuz."

* * *

Ve son olarak..

Sözümüz vicdan sahiplerinedir:

“Bir kimse ile münasebete girmek için, kendisinin ibadetine bakmayın! Dirhem ve dinar ile olan münasebetine bakın…” (Allah’ın elçisi Muhammed)

“Sana neyi infak edeceklerini / dağıtacaklarını sorarlar; de ki, ‘kazandıklarınızın ihtiyaçtan artanının tamamını’…” (Bakara Suresi 219. ayet)

www.adilmedya.com''
*********************************
Saygılarımla.
Galip Yetkin.