PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bir tarikatin merkezine gittim.


Hasan Akçay
18. March 2012, 02:58 PM
Bir forum icin en son yazdigim ile basliyayim burada. Yanlis anlasilma ihtimali belki azalir. Orada gördüklerimi ondan sonra bastan alip anlatmaya calisayim, Allah isterse.

*

Medineweb'den atildim. Bu sabah son bir ileti asmama belki izin verirler diye yokladim. Yok. Izin verilseydi sunlari yazacaktim:

O tarikata sevgi besliyorum ama gireyim mi girmiyeyim mi hâlâ tereddütteyim. Orda gördügüm bazi uygulamalara itirazim var.

Örnegin

Bir: Gavs hazretlerinden aldigim tövbenin basinda "Ya Rabbi!" diye Rabbime seslendigim halde tövbenin sonunda "Gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum," demek zorunda birakildim.

Hayir! Gavs hazretlerine itaat edecegime dair Rabbime böyle bir söz veremem. Kimseyi seyhim kabul edemem. Cünkü Rabbime benim adima su ya da bu seyh hesap vermeyecek. Ben hesap verecegim; ben özgür ve yetkili olmaliyim. Yetkisiz sorumluluk olmaz.

Iki: Gavs hazretleri namaz kildirmaya baslarken bir misvakla cemaate göstere göstere dislerini fircaladi. Oysa orasi Allah'in evi. Orada burun karistirilmaz; dis fircalanmaz.

Yoksa burundan düsen seyler nasil orayi kirletir ve cemaati igrendirirse dislerden düsen seyler de kirletir ve igrendirir. Midesi duyarli olanlari kusmaya bile zorlar.

Gavs hazretlerinin cemaati igrendirecek seyler yapmamasi gerekiyor. Cok ters gelecek, hattâ belki ukalalik bu söyledigim ama bazi durumlarda müridlerin mürsidi irsad etmesi gerekiyor.

Üc: Tövbeden sonra yerine getirmem gereken sekiz sarttan biri, sefaat isteginde bulunacakmisim. Oysa benim Kuran'dan anladigim, sefaat diye bir kiyak yok. Yargi gününde hic kimse örnegin Muhammed aleyhisselam benim hakkimda taniklik edemiyecek ki bana sefaat kiyagi gecsin. O benim zamanimda yasamiyor; beni görmedi. Ben onun icin gaybim. Ve gaybi yalnizca Allah bilir; nebiler dahil hic kimse bilemez.

Dört: Tarikatin merkezinde tipki Suudi Arabistan'daki gibi kadin erkek ayrimi var. Kadinlar camiya gidemiyor, erkeklerin yürüdügü sokakta yürüyemiyor, erkeklerin yemek yedigi lokantalara giremiyor.

Oysa Kabe'de fiilî sünnetullah olarak kadin erkek bir arada namaz kiliyor. Orada Yüce Allah'in kadin erkek ayrimi yapmamasindaki hikmeti görebilmeliyiz.

Sonuc olarak, itirazlarim var. Ama kalbim sicak o tarikate. Itirazlarimi susturabildigim an sartlari yerine getirip intisap edecegim Allah isterse.

Ögrenecegim cok sey var o tarikatten. Orda gördügüm müntesipler melek gibi insanlar. Gelse gelse iyilik gelir onlardan. Her biri bir Yûnus Emre.

Nolur bi dinleyin su senfonik ilahîdeki o koca Türkmen "sofi"yi.
Arama pencersine şol cennetin ırmakları yazip tıklayin.

Sol Cennetin irmaklari
Akar Allah deyu deyu.
Cikmis Islam bülbülleri
Öter Allah deyu deyu.


Ol Allah'in melekleri
Tesbihdedir hem dilleri
Cennet bağın cicekleri
Kokar Allah deyu deyu.


Kimler yiyip kimler icer
Hep melekler rahmet sacar
Idris nebi hulle biçer
Subhanallah Allah deyu deyu.


Yunus Emre var yârına
Koma bugünü yarına
Yarın Hak'kın divanına
Varam Allah deyu deyu.


Sevgi ile,
Hasan Akcay

dost1
18. March 2012, 06:40 PM
Selamun Aleykum! Değerli Hasan Akçay Kardeşim!

Allah razı olsun. Bu güzel paylaşımınız; okuyan insanların gönüllerindeki “Rüşd”ün - doğru ve eğriyi ayırt etme bilinci- ancak İslam’ın öngördüğü olgunluğa ulaşmak ve yaşamak olduğu gerçeğini görmelerine vesile olur. İnşaAllah. "Yehdi ilerruşdi feamenna bih, ve len nuşrike birabbina ehada" ayeti Zikrullahları olur.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle
Allah'a emanet olunuz.

hiiic
19. March 2012, 06:10 AM
Sonuc olarak, itirazlarim var. Ama kalbim sicak o tarikate. Itirazlarimi susturabildigim an sartlari yerine getirip intisap edecegim Allah isterse.

Ögrenecegim cok sey var o tarikatten. Orda gördügüm müntesipler melek gibi insanlar. Gelse gelse iyilik gelir onlardan. Her biri bir Yûnus Emre.

Bu yunus değilmiş yav.. Hani eteğe kemiğe bürünmüş bu, Yunus diye görünüyormuş.
Aslında ALLAH mış bu ALLAH. kendi iddasına göre. Bakacağı mahşerde söylediğinin tutulur, yutulur bir yeri varmıymış.

Hasan kardeşim tarikata intisap edeceksiniz de taka taka bunlara mı taktınız? misvak iğrenç geldi, hoca geğirdi, mürid ossurdu felan. Bence daha dikkat etmelisiniz, asıl takılmanız gereken noktaları (ki intisap noktasıdır zaten en başı) görmemişsiniz diye düşünüyorum.

Madem melek gibi zararsız insanların olduğu yerler sizi imanen etkiliyor, keşke daha faydalı daha sevaplı yerlere intisap edip hizmet götürseydiniz. Mesela yetimhaneler gibi. Orada daha masum daha melek gibi yetim kimsesiz çocuklar var, onların hizmetine koşsaydınız keşke. Ama tabi bir takım yat kalk ritüelleri insanın hoşuna gitmiyor değil. Hem bebek, çocuk bakıpta ne olcak, birazda sakallı sarıklı hizmetin de koşmak lazım. Belki iktidar olurlarsa hem faydaları da olur.

Ama neyse, şeyhin nefesinden feyz alırsınız biraz. Hem kimbilir, belki şeyhin bağında bahçesinde çalışırken tarımı da öğrenmiş olursunuz biraz.

Bu yunuslara dikkat etmek lazım yalnız, ilk başta yüzüne gülerler ama yarın öbürgün her biri Allah oluyor bunların. Sonrası zaten malum... verilen cezbeden patlamayın diye biraz hava alıyorlar özel bir yöntem bade yöntemiyle... Umarım ki o makamlara çıkmadan ayaklarınız yere basar.

Neyse...
Allah kullarının halinden haberdar. Kimini çıkarırken kimini batırıyor işte :)

Hasan Akçay
19. March 2012, 02:12 PM
Halil dosta candan tesekkür.

Göründügü kadariyla hiic kardesimiz tarikatin ic yüzünü biliyor. Bu yazdiklarini elbet göz önünde bulunduracagim, Allah isterse. Tarikata girmeye ya da girmemeye henüz karar vermedim. Cünkü degerli hiic kardesimiz kadar ön bilgim yok. Isterseniz buna ön yargi deyin. Ön yargili degilim. Düşünüyorum.

Ikna olursa tarikata girmek niyetiyle gittim. Dört gün orda kaldim. Gördüklerimi elimden geldigince yorumsuz anlatmaya calisacagim, Allah isterse.

*

Camide aksam namazi kilinacak. Tarikatin, herkesin "Gavs hazretleri" dedigi, mürsidi bekleniyor. En öne oturursam onu daha iyi görebilirim. Cami görevlileri, orda calisan bir tanidigin ricasiyla, en önde bir yere oturmama izin verdiler. Allah razi olsun.

Mürsidin geldigini cezbeye kapilanlarin seslerinden anladim.

Birisi sarsila sarsila basini sallayip "Hayyyy! Hayyyy! Hayyy!" diye bagiriyor. Saci uzunca. Basini salladikca saci da öne arkaya savruluyor.

Bir baskasi: "Baba! Ba! Muccuk! Baba! Ba! Muccuk! Baba! Ba! Muccuk!" O muccuklar öpücük olsa gerek. Adam hayalinde her halde gavs hazretlerinin elini öpüyor.

Bir baskasi: "Resuuul! Rab! Resuuul! Rab!"*

Mürsid iceri girdi. Cemaat gürrrr diye ayaga kalkti. Cezbeli haykirislar cogaldi. Ama mürsit orali degil. Duymuyor, görmüyor** gibi. Dogru önüne bakarak yürüyor.

Mihraba ulasti. Durdu. Dönüp yüzünü cemaate cevirdi. Toparlak, ak bir sakali var. Nur yüzlü, kilosuz. Elinde, orkestra sefinin cubugu gibi uzun bir misvak cubugu.

Yanindaki görevliye talimat verir gibi bir seyler söyledi. Ön safa bakti. Sanki kaslari catik. Uyariyor muydu? Herkes ayagim cizgide mi diye bakti; hizaya geldi.

Gavs hazretleri o misfak cubuguyla, cematine göstere göstere, dislerini fircaladi. Sonra kibleye döndü.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
____________________________________

*Sonradan birine bunu sordum: Gavs hazretleri o sofiye göre resul müdür, Rab midir? "Hayir," dedi. "Gavs hazretleri Allah resulunun soyundan ya, onu kastediyor."

**Tanidigim dosta sonra bunu söyledim. "O duymaz; görmez" dedi; "Cünkü önünde Allah'in elcisi yürüyor. Gavsimiz ona odaklanmistir."

hiiic
20. March 2012, 01:34 AM
Birisi sarsila sarsila basini sallayip "Hayyyy! Hayyyy! Hayyy!" diye bagiriyor. Saci uzunca. Basini salladikca saci da öne arkaya savruluyor.

Bir baskasi: "Baba! Ba! Muccuk! Baba! Ba! Muccuk! Baba! Ba! Muccuk!" O muccuklar öpücük olsa gerek. Adam hayalinde her halde gavs hazretlerinin elini öpüyor.

Bir baskasi: "Resuuul! Rab! Resuuul! Rab!"*

Mürsid iceri girdi. Cemaat gürrrr diye ayaga kalkti. Cezbeli haykirislar cogaldi. Ama mürsit orali degil. Duymuyor, görmüyor** gibi. Dogru önüne bakarak yürüyor.

misvağı hangi amaçla ağzına soktu bilmiyorum ama şu yukarıdaki yazdıklarınızın cevabı alttaki bilimsel belgeselde.
Tamamını izlemenizi isterim ama aradığınız cevaplar 32. dakikdan sonra özetleniyor...

Orada kendisini kaybettiğini zanneden (gayet bilinçli) ve bu sayede diğer insanlardan farklı olduğunu zanneden zavallı cezbe mağdurlarına acımaktan başka birşey yapamayız. Belki durumu izah etmek uyanmaları anlamında yardımcı olabilir ama bu sefer yaptıkları şeyden utanacaklardır.

http://www.youtube.com/watch?v=bXFdSJ7o3mU&feature=player_embedded

siz tarikatta gördüğünüzü söyleyin ben sizi iç yüzünü açıklarım.
Köşe başlardında bul karoyu al parayı yapan şarlatanlar vardır. Karoyu asla bulamazsın çünkü kağıtlar hilelidir. ve yanında yönresinde kazıyıp kazanan bir süsü adam görürsün, onlarda aslında şebekenin parçasıdır insanları etkilemek için.

Aynı ekibin cübbe giyip sakal uzatmış ellerine tespik misvak almış halleridir bu tarikatler...
Zavallı müritler kendi zanlarına göre bişeyler yapmaya çalışsalardai batıla hizmetin sonu ezalıktır.. ÇÜNKÜ, hakkında bilgin olmayan, gözle görüp işitemediğin ampirik verilerle değerlendiremediğin şeylerin peşinde koşmaktan sorumlusundur...

Hasan Akçay
20. March 2012, 07:33 AM
misvağı hangi amaçla ağzına soktu bilmiyorum...

Sünnetmis. Internette suna benzer öyküler var:

Bir gün gavs hazretlerini iki âlin ziyarete gelmis. Hos bes sirasinda misvagin faziletlerini sayip dökmeye baslamislar. Gavs hazretleri "Misvaklariniz yaninizda mi?" demis. Birisi: "Evde unuttum." Öteki ceplerini aramis; "Benimki de yok," demis. Gavs hazretleri yakinlarindaki bir adama seslenmis. "Sofi! Misvagin yaninda mi?" Adam salvarinin genis cebine elini daldirmis ve misvagini cikarip göstermis.

*

Gavs hazretleri aksam namazinin farzindan önce dualar etti. Sonunda "âmin!" dedi; biz de "Âmiiiin!" dedik.

Iftitah tekbiri getirdi ama konusurken Prof Hatemî'nin yaptigi gibi her bir hecenin üstünde uzun uzun durarak: Al-laaaaaaaah-u-ek-beeeeeeer.

Besmeleyi sessiz degil iftitah tekbiri getirirken yaptigi gibi sesli ve yine her bir hecenin üstünde durarak tadini cikara cikara söyledi: Bi-is-mil-laaa-hir-rah maaan-ir-ra-hiiiim.

Ardindan uzun bir sessizlik. Ve Fatiha:

El-hamd-ü-lil-laaa-hi-rub (Bana rub diyor gibi geldi)-bil-â-le-miiin. Er-rah-maaan-ir-ra-hiiiim. Mâ-li-kiiii-yeeeevm-idddd-diiiiiin....

Sonra Mâun sûresi. Onu hizli okudu. O kadar hizli ki ben yetisip anlayamadim.

Övgü Allah'a, namazda okunan kisa sûreleri anlayacak kadar Arapcam var. Ama orda sabah namazindan sonra bir de Mülk sûresi okunuyor. Onu anlayabilmem icin okunana tam olarak odaklanmak zorundayim.

Bunu yapamadim. Cünkü cezbeye kapilan bazi kimselerin cikardigi "Hayyyy! Hayyyyy! hayyyy!" sesleri, bazilarinin uluyup viyaklamalari odaklanmama, hattâ okunani duymama engel oldu.

Bunlar her halde akil hastasidir, diye düsündüm. Icimden su gecti: Gavs hazretlerinin yerinde ben olsam kıraati derhal keser ve söyle derim:

Ey cemaat! Burasi Allah'in evi. Allah'in evinde Kuran okunurken yalnizca Allah'i düsünmeniz, beni yok saymaniz gerekir.

Arkadaslar! Ben de sizin gibi bir insanim. Beni yüceltmek ugruna sizden farkli bi yaratikmisim gibi DISLIYORSUNUZ. Hakarettir bu yaptiginiz.

Simdi yaniniza geliyorum. Araniza oturacagim ve Kuran'i sizin oldugunuz yerden dinleyecegim. Beni Rabbimle bas basa birakin. Siz de Rabbinizle bas basa kalin...

Miralay
20. March 2012, 01:37 PM
Selamünaleyküm
Çok değerli,saygıdeğer Hasan abim.
Sizi diğer sitelerdeki yazılarınızdan takip ederim. Bir kısmına itiraz etsem de, saygı duyduğum bir abimsiniz. İlminize de değer veririm.

Ben 25 yılımı boşu boşuna tarikatte heba etmiş birisi olarak, size bırakın tarikate girmeyi; buna niyetle düşünmenizi bile acizane tavsiye etmem.

Birinci sebep olarak, tarikatte yaşanan olaylar ve inanç sistemi apaçık (gizli değil) şirktir.

Gavs merkezli bir inanç sitemine sahiptirler. Onlara göre Gavsları uçar,kaçar,suda yürür,haşa ölüyü diriltir,yağmurda ıslanmaz,isterse dünyayı tersine döndürür,haşa gaybı bilir,...vs.
Yani Cenab-ı Allah'a münhasır herşeyi yapabilecek kabiliyettedir maaşallah
Onların inancına göre Gavsa dil uzatılmaz. Yoksa çarpılırsın. Maazallah
Onlar şefaat ederler,ölürken hemen yanında yaban çalısı gibi biterler ve şeytanın imanını çalmasına mani olurlar. Böylece imanla ölmenize vesile olurlar. (Onların inancına göre)

Tarikate ilk intisab ettiğinizde gassalın önündeki meyyit gibi olmanız telkin edilir. Yani düşünmeyeceksin, denilen herşeyi itirazsız yapacaksın. Zaten itiraz da yasaktır.

Başın dara düştüğünde "Himmet Seydaaaa!,medet yaaa Gavvvvvs!" diyeceksin ki, sana yardım etsinler. Allahtan imdat etmene izin verilmez. Zira bu işler silsile yoluyla olurmuş. Tövbe haşa Allah'ı aradan çıkarırlar. Bu da fatiha suresindeki,"İyyake nabüdü ve iyyake nestein" ayetine tezattır malumunuz.

Daha yazacağım çok şey var da, şu anda işyeri ortamında bulunduğumdan daha fazlasını yazamıyorum.

Saygılarımla değerli abicim.

pramid
20. March 2012, 05:20 PM
Allah ile aldatan şeytanlar.

hiiic
21. March 2012, 02:46 AM
şeytan diyince insanın aklına böyle kırmızı, sürekli kötü sinsi bir yüz ifadesi olan, tırpanlı bii geliyor.

Şeytan demeyelim, şarlatan desek nasıl olur?

Allah ile aldatan şarlatanlar.
Şarlatanların peşine düşme. Onlar insana sağdan ve soldan gelirler, her telden çalarlar kandırmak için nice parlak fikirler (yaldızlı sözler) ortaya atarlar. Sakın o sapkınlara uyma... gibi.

Hasan Akçay
21. March 2012, 05:25 AM
Aksam namazi bitti.

Önde tekerlekli bir koltuk vardi. Oturanin yüzü cemaate dönük olacak sekilde o koltuk mihrabin önüne konuldu. Gavs hazretleri onun icine oturdu.

Orda calisan bir tanidik benim caminin ön tarafinda bir yere gecmemi saglamisti ya; meger orasi tövbe alacaklar icinmis. "Kalkin!" dediler; bizi koltugun oldugu yere sürdüler. Sürünün icinde ben de varim.

Gavs hazretlerinin önüne, sagina, soluna oturduk. Ben iyi göreyim diye dizlerimin üstünde dik duruyorum. Ama gavs hazretleri ile aramda görevlilerden biri var. Ona "Cekilir misiniz!" dedim. Ters ters yüzüme bakti. Baska bir görevli onu kolundan cekti ve "Sakin ol!" diye uyardi.

Bir sarigi onbes kadar seride ayirmislar. He birimiz bir seridin ucunu tuttuk. Seritlerin öteki ucu her halde gavs hazretlerinin elindeydi. Böylece mürsit ve biz bir olduk.

Ben seridi sol avucumun icine almak istedim. Görevliye "Yeni ameliyat oldum; sag kolumu kaldiramiyorum," dedim. "Hayir! Sag el!" dedi. "Zaten kisa sürecek; bi sey olmaz."

Düste gibiydik. Bir yerimize igne batsa onun bile ayirdina varamazdik. Ama gavs hazretleri sakindi. Sakin sakin yanagini kasiyordu.

O söyledi; biz hep birlikte yüksek sesle tekrarladik:

Ya Rabbi! Bütün yapmis oldugum günahlardan ben pismanim. Keske yapmasaydim. Insallah bir daha yapmiyacagim. Ve gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum.

Son cümle haric bu tövbenin her cümlesini samimiyetle söyledim. Ama son cümle. I-ıh. Benim bi tek seyhim var. O'ndan büyük seyh yok. O'ndan baskasini seyh edinemem.

*

Aslinde tövbe degil beyat bu. Yani bir kimseyi yönetici olarak kabul etmek. Tövbe yalnizca Allah'a verildigi halde beyat din alaninda Allah icin nebiye verilir (Fetih 10), yönetim alaninda ise devletin emîr denen baskanina (Mümtehine 12).

Allah hükmüne kimseyi ortak etmez (Kehf 26) - ولا يشرك في حكمه احدا. O halde eger o tarikatin merkezinde yapildigi gibi tövbeye beyat eklenirse Allah'a insan eklenmis olur ve sirke batilir.

Batilmis iste. Ordaki tövbeye bakar misiniz. "Ya Rabbi!" diye basliyor; "gavs hazetleri..." diye bitiyor. Allah'in hükmüne seyh böyle ortak edilir.

Önemli bir nokta, Kuran'daki beyat sarta baglidir: halkin onayi. Yani emîr secilen kisi halkin onayladigi icraati yapacak. Kuran buna ma'rûf (معروف) diyor.

MA'RÛF, Allah'in Kuran'daki hükümlerini iptal etmemek sartiyla halkin IYI saydigi istir; ilahî degil beserî deger yargisidir.

Örnegin Suudi diktatörlükte kadinin araba sürmesi, sokakta tek basina yürümesi, lokantada yemek yemesi, basini acmasi... yasak. Ama vahalarda Arap kadini traktör sürüyor; basini aciyor, sokakta tek basina yürüyebiliyor. Cöldeki örf bu.

Suudi dikta o kadinlara traktör sürmeyi ve baslarini acmayi yasaklarsa ne olur? İsyan hak olur. Inanan kadinlara bu hakki Allah vermistir (Mümtehine 12):

Ey emîr! Inanan kadinlar gelip örfe uygun islerde sana isyan etmeyeceklerine dair beyat etmek istediklerinde onlarin beyatini kabul et.

Örfe uygun islerde: fî ma'rûf - في معروف
Ve sana isyan etmiyeceklerine: ve lâ ya'sînek - ولا يعصينك

Acik ve net. Eger emîr, Allah'in hükmünü iptal etmeyen bir örfe aykiri davranirsa halk isyan etme hakkina sahiptir, isyan eder.

Bakin, Hz Peygamber zamaninda
inanan kadinlar
inanan erkeklerle birlikte camiye gider, örnegin cuma namazi kilarlardi.

Ama o tarikatin merkezinde

kadinlar camiye giremiyor;
erkeklerin yemek yedigi lokantalara gidemiyor,
erkeklerin yürüdügü sokaklara cikamiyorlarlar.
Yasak.

Tipki Suudi diktada oldugu gibi.

Hani Allah'in onlara tanidigi isyan etme hakki? Yok. Islemiyor. Cünkü sizin, "Gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum" diyerek ona beyat etmenizi sagliyorlar. O beyatin sarti da yok. Seyhinize kayitsiz sartsiz uyacaksiniz.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
21. March 2012, 07:57 PM
Reesearcher takma adli bir katilmcinin baska bir forudaki yazisi:

Selam dostlar,

Geçtiğimiz haftasonu bir arkadaşın davetiyle bende menzil
köyüne gittim.Tamamen bir turist gözüyle insanların oraya
gidip ne yaptıklarına bakmak istedim.Açıkçası giderken
çok önyargılıydım ve bu önyargılarımda haklı
çıktım.Baştan aşağıya şirk kokan tövbe alma
olayını,sonrasında 'adab' denilen 8 şartı ve namaz
sırasında bağıranları hiç sindiremedim.Arkadaşın
rehberliğinde aklıma takılan sorulara cevaplar
aradım.Fakat hiç kimse mantıklı ve Kur'an'dan bir ayet
ile cevap veremedi.Sürekli uydurulmuş hadisler ve tefsir
kitaplarından, doğruluğu şüpheli cevaplar aldım.

Öncelikle şeyhten bahsedeyim.Bu kişiye mübarek,Seyda
hazretleri,Gavs hazretleri gibi değişik bir çok şekilde
hitap ediliyor.Kendisinin Hz.Muhammed peygamberimizin
soyundan geldiğine inanılıyor ve her yüzyılda bir
geldiğine inanılan alimlerden bu yüzyılın alimi olduğu
söyleniyor.

Tövbe almak, (bağdaştırmak istemem ama )aklıma
hristiyanlarda ki günah çıkarma olayını getirmedi desem
yalan olur.Dinimizde böyle bir tövbe etme şekliyle ilk
defa karşılaştım.Tövbe etmek için neden birisinden aracı
olması beklenir anlayamadım.

Tövbe alındıktan sonra adab denilen 8 şartın yerine
getirilmesi gerekiyor.Soğuk suda alınan(soğuk suyun
insanları günahlardan arındırdığı söylendi) namaz ve
gusul abdestlerinden sonra 2 rekat tövbe namazı
kılınacak,sonra tövbe edilecek daha sonra 25 defa
Estağfirullah çekilecek.Sonrasında 8 adet Fatiha suresi
okunup Hz.Muhammed peygamberimize,sahabelere ve Gavs
hazretlerine(eksik olmuyor hiçbir şeyden de :))
bağışlanacakmış.Benim şarteller burada attı.Sanki
peygamberimizin bizim duamıza ihtiyacı var.Ki ölülerin
ruhlarına Fatiha ya da diğer sureleri okumak başlı başına
bir hurafe.Neymiş peygamber efendimize, okuduğumuz Fatiha
suresini bağışlayınca, diğer peygramberler(imiz)e göre
haşa Allah katında kademe yükselecekmiş. Şeytan işi bu
saçmalıklardan Allah’a sığındım.Yarabbim sen akıl fikir
ver bu insanlara.

Sabah namazından sonra şeyh oturmuş ve iki elini açmış,
millet sırayla öpüyor.Oraya gitmişken öpmezsek
olmazdı,öptük geçtik.Maaşallahı var şeyhin,gözlerinde
sürme,yüzünde nur,elleri pamuk gibi yumuşak ve etliydi :)
Arkadaşın anlattığına göre 1991 yılında bundan önceki
şeyh,yine böyle bir el öpme töreninde Denizli’li bir
çocuğun saldırısına uğramış.Çocuk arka cebinden çıkardığı
zehir dolu şırıngayı şeyhin eline basmış.Daha sonrasında
linç edilmek üzere olan çocuk sivil polisler tarafından
kurtarılmış.2 sene sonra vefat eden şeyhin yerine kardeşi
olan şimdiki şeyh geçmiş.Fakat vefat eden şeyhin oğlu
buna karşı çıkmış ve dergahtan sürülmüş.Tabii arkadaş
böyle anlatmadı,bunları ben internetten araştırdıklarımla
öğrendim.Arkadaşın anlatışında bir sürü efsane vardı.:)

Para konusunda bir güven ortamı var.Çay ocağında
içtiğiniz çayların hesabı tutulmuyor,çıkarken kaç tane
içtiyseniz söyleyip ödüyorsunuz.Elinizi kolunuzu sallayıp
çıkarsanızda kimse size hesabı sormuyor.Aynı şekilde
kebapçıda da öyle.İstediğiniz yemeği yedikten sonra
kasaya gidip,ne söylerseniz onun parası
alınıyor.İsterseniz çıkıp gidin,helal olsun diyorlar.

Köyde öyle bir ortam oluşturulmuş ki,herşey hizmetle
tabir ediliyor.Meydanda 2-3 dk bir kenarda
beklerseniz,birisi gelip size “hizmet var, gel”
diyebilir.Mesela ben arkadaşı beklerken,”sofi gel hizmet
var” diye bir dükkan sahibi çağırıp bu boş bardakları çay
ocağında yıka gel dedi.Bende gönlü olsun diye yıkadım
geldim.İnanışa göre her hizmet sevapmış :)

Bir de çorba olayı var.Bir kazanda sabah ve ikindi
namazından sonra çorba dağıtılıyor.İnanışa göre kazandaki
çorba hiç eksilmiyor :).Bunu Gavs hazretlerinin bereketi
zannediyorlar.

Sigara sanki menzilin bir sembolü haline gelmiş.7den 70e
herkes sigara içiyor.İnsanların sigarayı bırakmalarıyla
ilgili hiç bir uyarı ya da ikna edici bir şey yok.

Bu köy Mevlana'nın şu sözünü benimsemiş görüntüsü
veriyor:
Gel, gel, ne olursan ol yine gel,
İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,
Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir,
Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

Belkide insanları çeken şey bu.Çay ocağında edilen
muhabbetlere bakılırsa nerde büyük günahlar
işlemiş,işlemeye devam eden kişiler varsa buraya
geliyor.Hırsızı,dolandırıcısı,tecavüzcüsü,katili,u yuşturu
cu ve alkol bağımlısı...

Bu günahları işleyenler tövbeyi Allah'tan istemek yerine
buraya gelerek,şeyhten tövbe alıyorlar.Böylece
günahlarından arındıklarını zannediyorlar.Dahası var
tövbe alanların işlediği günahlar sevaba dönüşüyormuş :)

Genç yaşımda bu hurafe ve şirk dolu geziden sonra
Kur’an’a daha bir dört elle sarılmak istiyorum.Bu geziyle
benim için cemaatler,dergahlar,şeyhler,hacılar,hocalar
bitmiştir.Artık araştırarak kendi yolumu çizeceğim.

gerçek hanif
21. March 2012, 09:10 PM
selam hasan hoca ,

Benim iktibas forumdan yada Hanif dostlardan tanıdığım hasan hoca sizseniz eğer , burada kafam karıştı.Sizin tasavvuf çöplüğünde ne işiniz olur.Menzile gidecek en son insan sizi biliyordum ben.Eğer Hasan Akçay adını kullanan başka birisi iseniz, size sofilik hayırlı olsun diyeyim.:)
Arasıra hatmelere bizide çağır deşarj olur stres atarız belki.:)

Hasan Akçay
21. March 2012, 09:53 PM
Merhaba gercek hanif kardesim. Ben hanif dostlardaki o Hasan Akcay'im. Orda aciklamaya calistigim bütün görüslerimin arkasindayim. Eger onlar bu tarikata ya da her hangi bir tarikata girmeme el veriyorsa evet girerim, Allah isterse.

Sayin gercek hanif, benden ne beklenir bu iletinizde belirttiginiz üzere siz biliyorsunuz cünkü görüslerimi okudunuz. O tarikata girmem icin beni ikna etmeye calisanlar da okuyacak ve ögrenecekler.

Sizce kim kazanir, kim kaybeder?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

gerçek hanif
21. March 2012, 10:00 PM
selam
hasan hocam

siz asla tarikata filan giremezsiniz.Görsem gözlerime inanmam.matrak olsun diye ordaysanız bu olabilir.
Oğuz bakar-davetçi-malik bin nebi-savasen ve diğerleri bunlarada sorsak yeminle söylüyorum hiç biri duysa inanmaz.Sofi hasan:)

hiiic
22. March 2012, 07:00 AM
Belkide insanları çeken şey bu.Çay ocağında edilen
muhabbetlere bakılırsa nerde büyük günahlar
işlemiş,işlemeye devam eden kişiler varsa buraya
geliyor.Hırsızı,dolandırıcısı,tecavüzcüsü,katili,u yuşturu
cu ve alkol bağımlısı...

zaten sorun da bu. bu tipleri, islam benim bana gel diye kandırması kolay. zaten bu tipler din hakkında hiç bilgisi olmayan kişilerdir ki kolayca AĞA takılır. hangi ağa? ankebut (örümcek) ağına takılırlar. Ankebut suresi bunları anlatır. onlar orayı sağlam zannetmiş o ankebutların ağına takılmışlardır ama en zayıf evdir orası.. Çaresiz ve boşluktaki insanlar kolay kandırılır. Annesini - babasını kaybetmiş insanlar tarikatlar için biçilmiş müritlerdir mesela.

Perdenin 2. yarısı bu insanların, özellikle dolandırıcı ve tecavüzcülerin nasıl mürit olacağıyla alakalı. Bir süre sonra tarikatın FAKE olduğunu anladıklarında kendileri de şeyhlik yapmaya başlıyorlar. İlk olarak değnekcilikle başladıkları kariyer yaşamlarını en son badecei şeyh olarak hapishanede bitiryorlar. Ama bu ankebut örümceklerinin kafası ezilse de etrafa saçtığı pislik yetiyor ve bunlar yüzünde Akılcı-Laik, Demokratik Cumhuriyet rejimi (bizzati Allahın kitabın emridir tam merkezdir) din insanlarına saldırdı oluyor. Derviş mehmet, şeyh sait gibi. yada iskilipli atıf...

...

Para konusunda bir güven ortamı var.Çay ocağında
içtiğiniz çayların hesabı tutulmuyor,çıkarken kaç tane
içtiyseniz söyleyip ödüyorsunuz.Elinizi kolunuzu sallayıp
çıkarsanızda kimse size hesabı sormuyor.Aynı şekilde
kebapçıda da öyle.İstediğiniz yemeği yedikten sonra
kasaya gidip,ne söylerseniz onun parası
alınıyor.İsterseniz çıkıp gidin,helal olsun diyorlar.

İşte buda ağın süsüdür.
Burayı anlayan SALATI anlar.

İlk bakışta ne kadar sosyal ne kadar eşitlikçi gözüküyor öyle değil mi? zaten insanları kendisine çeken büyü de bu değil mi? Aynı fetullah hocanın okulları gibi.

Hemen bakalım;

Allah diyor ki; Onların SALATI (sosyal destek amaçlı zihni ve mali imarları/problemlerin, sorunların çözümüne yönelik ayağakalkıp karşı koyma (kıyam) hizmet (secde ve ruku gibi)) Gçsteriştir.

evet "onların SALATI gösteriştir" amaçları hizmet değil insanlara şovdur. Allah ile aldatma şarlattanlığını giriş kapısıdır bu şov. Onlar hizmetleriyle cehenneme gidecekler. Çünkü toplumdaki sorunları çözmüyorsun. Sen balık tutmayı öğretmiyor insanlara balık veriyorsun. Kendine muhtaç bırakıyorsun.
Toplumun bu yapaılanlara ihtiyacı yok, insanların herkesin bireysel olarak yeterli gelir elde edip istediği lokantada gururla, çekinimeden kimseye minnet duymadan yiyip içmesi sağlanmalı. Buda iş olanalarıyla olur. Bu adamlrın yaptığı sadece günü birlik gel ye raklamına bak bize yardımcı ol sevap kazan taktiğidir. HİÇ BİR DEĞERİ YOKTUR:..

Oysaki Allah yolunda hizmet verenler karşılık olarak değil DERS/tevbe almak teşekkür bile beklemezler. Yani PTT de postanı dağıtan postacı, hastanede seni tedavi eden doktor, okulda eğiten öğretmen (salatlarının değerini bildiklerinden sonra) sizden teşekkür dahi belekemeyeceklerdir. İlke budur. Siz hiç baktığı yetimden ileride kendisine hizmet etmesini bekleyen yetimhane gördünüz mü? ama hocanın okulları mezuniyetten sonra yakanı bırakmaz, hangi kademeye gelirsen gel seni kullanır, sana adaletsizlik yaptırır ve aslında şeytana hizmet ettirir.

Onların bu SAlatları tamamen şov ve gösteriş...

Kurban olduğum Allah toplumumuza anlamayı nasip etsin. Oradaki insanlara acımak gerekiyor, hem dünyalarını mahvediyorlar hem de ahiretlerini. Ağa takılmışlar ve akıllarını da kullanmıyorlar. Sanırım bu dini insanlara en güzel şekilde tebliğ etmek için önce dinsiz olup, geçmişten kazandıkları tüm hurafelerden topundan temizlenmesini daha sonrada duygularından arınıp mantıklarını akıllarını kullanmalarını sağlamak gerekiyor. Bunu yapmaya da korkuyorum. Allah bildiği gibi yapsın. Hidayet Allahın elinde. Biz buralara yazıyruz, inşAllah bunları düşünüp anlayan ve insanlara tebliğ edenler çıkar.

merdem
15. January 2013, 04:05 AM
Scientology de kendisini kilise diye adlandiriyor, ayni bu tarikat meselelerine benziyor. Adami sifirdan baslatip basamak basamak yükseltiyorlar (!). Tom Cruise daha tam yükselememis herhalde aynen 1.60 lik kalmis boyu :-)

Eninde sonunda hepsi ayni. Yam yam olmus hepsi, üyelerini yemek icin kazani isitacak odun olarak kullaniliyorlar üstüne üstlük.

Allah iyiliginizi versin Kardeslerim, bastaki satirlari okurken gülmekten kahvemi püskürttüm bilgisayarin tuslarina.

Tarikat meselesi ne oldu? Herhalde Hasan Kardesimiz tarikatin birisine takildi, derin bir husu icinde bulundugundan paylasimlara katilamiyor olsa gerek. Nede olsa Gavsinin her olandan bitenden haberi var.

aorskaya
15. January 2013, 12:26 PM
Merhaba gercek hanif kardesim. Ben hanif dostlardaki o Hasan Akcay'im. Orda aciklamaya calistigim bütün görüslerimin arkasindayim. Eger onlar bu tarikata ya da her hangi bir tarikata girmeme el veriyorsa evet girerim, Allah isterse.

Sayin gercek hanif, benden ne beklenir bu iletinizde belirttiginiz üzere siz biliyorsunuz cünkü görüslerimi okudunuz. O tarikata girmem icin beni ikna etmeye calisanlar da okuyacak ve ögrenecekler.

Sizce kim kazanir, kim kaybeder?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Selamun aleyküm,

Ben sevgili Akçay ağabeyimizin tarikatlı halini senaryo ettim. Sonra, bir ara yalnız kalma fırsatı buldum.

Orada karşılaştıkları, yaşadıkları gözümün önüne geldi ve gerçekten karnımı acıtacak kadar gülmekten kendimi alamadım.

Belki, sevgili ağabeyimizin (İndiana Jones karakterine bürünerek serüven yaşama isteği için yanlış coğrafyayı seçmesi nedeniyle) tarikattaki düştüğü konumunu gördükçe "oh olsun" deme isteğimden gülme krizine girmiştim.

Belki de bir kez daha tarikat gerçeğini yeniden hatırlamaktan sinirlerim bozulduğundan gülebiliyordum.

Bunlardan sonra en son kalan ise kahkanın yerini acı bir tebessümün alması ve sevgili Akçay'ı oradan nasıl kurtarabileceğimizi düşünmek olmuştu!

Ama, "Stockholm sendromu" denen bir tehlikeyi Akçay abimiz bilmiyor olabilirmiydi acaba!

Ya orada bu sendroma yakalanmış olursa ne yapardık değilmi?

Selamlar,
aorskaya

Not: Sevgili akçay'ın affına ve anlayışına sığınarak anlatma gereği duydum. Bugüne dek hiç bir gurup içerisinde bulunmayan ben, nedense; zorlasam da tarikatla kendisini bir türlü bağdaştıramıyorum...

khaos
12. March 2014, 01:46 AM
Hasan akçay kardeşimiz içine girdiği bir tarikatten çarpıcı örnekler vermiş okurken benimde aklıma bundan 7-8 yıl önce yaşadığım bir olay geldi.

Aynı işyerinde çalıştığımız mühendis bir abimiz bir gün yanımıza gelerek
arkadaşlar sizlerde inançlı insanlarsınız bakın biz haftada bir iki kez toplanıyoruz sohbetler ediyoruz hem bir kaynaşma oluyor hemde dini konularda bilgimizi artırıyoruz diyerek birazda ısrarcı bir biçimde bizi evine davet etti.

şimdilerin güncel konusu bu mühendis abimizin F.G cemaatine bağlı olduğunu biliyorduk.Benim sohbete gitmekte isteksiz olduğumu gören arkadaşım Nihat gel gidelim birader bakalım işin altından ne çıkacak diyerek beni ikna etti.
Gittik... selamlaşma falan filan derken sohbete girildi.Üç tane büyük abi var sohbeti onlar yönlendiriyor.Biri konuşuyor öteki onu destekliyor örnekler falan hikaye üstüne hikaye.
Yok Hocaefendi şunu yapmış yok kazakistana giden öğretmen hizmet aşkıyla üç kuruş paraya çalışıyormuş.Yok okullar, şöyle böyle falan derken benim kan basıncım yükselmeye başladı.
Dedimki Hocam bunların hepsi iyi güzelde biz buraya kuran dinleriz ne bileyim ayetlerden örnekler verilir, bunlar üzerinde konuşulur diye geldik ama tek duyduğumuz faaliyet raporları İslami konulara ne zaman geçeceğiz.
ZONK!
salonda oturan otuz kişi buz kesti.Bir anlık şaşkınlığın ardından gayet kibar bir şekilde bana
kardeşim sırasıyla herşeyi konuşacağız merak etme dedi.Sonra aynen muabbete devam.
Benim fabrika ayarlarımın kaçtığını gören arkadaşım Nihat
Aga az sabret bak ben bunları nasıl perte çıkartıcam dedi usulca
neyse beş on dakika daha geçti bizim nihat başladı sorulara. Adamlar soruları dinledikten sonra söze bizim ev sahibi mühendis abimiz girdi.Nihata dönüp
Kardeşim bizim sohbetlerimiz bu minval üzerine yürümüyor. Abilerimiz anlatıyor bizde dinliyoruz.

Hoppala paşam malkara keşan! Olur olur siz anlatın bizde koyun gibi her söylenene baş sallayalım diye geçirdim içimden.Ama bu arada iyice cereyan kaçırmaya başladım yerimde duramıyorum.Yine bir konu geçerken baktım adam mantığa, akla, dine uygun olmayan bir şey söylüyor hemen araya girdim
Hocam, bunun böyle olmaması lazım.Bence bu konu şu şekilde incelenmeli dedim.Abilerden biri hemen atıldı.Sen bu konuda fetva veremezsin diye.Eee Hocam siz hangi merciden aldınız fetva yetkisini deyiverdim.
ZONK!
tekrar herkes buz...
Hocam bakın dedim saolun bizi buraya sohbete çağırdınız teşekkürler ama akla mantığa dine uygun olmayan şeyleri kabullenmemiz beklemeyin.Geldiğimizden beri hikaye dinliyoruz.Asıl konuya hiç girmediniz ve bana fetva veremezsin dediği konuyla ilgili yanlış hatırlamıyorsam şeytanla ilgiliydi bir soru patlattım.
Üçü birbirine bakıyor zaten diğer koyunlar sus pus.
search...
search...
search...
not found
cevap veremediler.Büyük abi baktı elemanlar error veriyor.biz bu konuyu bir araştıralım sanırsam şunun kitabında bu konuyla ilgili bir yazı vardı.İnceleyelim bir dahaki sohbette cavaplarız diye geçiştiriverdi.
Anladım o an abilerin ne kadar tırt olduğunu.Hep aynı mavralarla insanların aklını çelip hizmet! hareketine yandaş topluyorlardı.Din iman hikaye önemli olan imam.
Sanırsam o gün bize daha fazla dayanamadıkları için sohbeti kısa kestiler ev sahibi mühendis abimiz bir kaç gün daha bize hizmet!hareketini anlatıp oalaya girmemizi istedi.Ama her nedense sohbetlere bir daha çağrılmadık.

not:Biz sohbet sırasında sorduğumuz sorularla adamları intiharın eşiğine getirip ortalığı karnaval alanına çevirirken bile dikkatimi çeken şey ne kadar zorlarsak zorlayalım kibarlıklarından hiç ödün vermediler.

ates demir
12. March 2014, 12:48 PM
Bakin.
Kulaklarinizi 4 açın.
Kuran Muhamed diye bilinen insanin vicdaninin sesidir. Aksi mantigimla bagdasmaz.
Allah her kuluna seslenmiyorsa o sizin Allahinizdir, benim degil. Benim Allahim sizinki gibi adaletsiz degildir.
Arapca bilmeye ihtiyacim yok, boyle bir ihtiyacla beni o kitabi anlamaya yollayan sizin ilahiniza tapmiyorum.
Siz de benim ilahima tapmazsiniz.
Sizinkiler size yardim etsin, benimki bana.
Benim ilahim benim icimde, disarida degil. Beni kimseye hicbir dile muhtaç etmez, her zamanin ve her toplumun, her insanin Rabbidir O. Yol gosterir resulleri ile. Cagirir kendine. Kimseyi kendime cagirmadim, bu cok buyuk saygisizlik. Sizi kendine cagiranlara itaat etmeyin. Itaat edeceginiz sey vicdanlariniz.
Bir kopek, bir baska kopekle kapisiyor.
Biri siyah biri lacivert.
Biri olsun diye oburunu zehirliyor.
Biri yokolsun diye oburune kndi enikleri ile saldiriyor. Enikleri cok, dis destekli, ajan.
Hepiniz izleniyor ve fisleniyorsunuz.
Enikler ve kopekler kapisiyor, fil olmasalar da olan cimenlere oluyor.
Zalimlerin omru olene kadardir.

ates demir
13. March 2014, 01:26 PM
Ama, ben ama iken bu noktaya Kuran okuyarak geldim.
Bunu celiski olarak alglamayiniz.
Aslinda Kuran inda yaptigi bu. Sizi kendi icinize, vicdanlariniza yonlendiriyor.
Aksi mumkun degil. Kelimeler anlamlarindan koparilsalar da, anladigim bu.
Bir nebi dusunun. 6. yy da. Siz de orada sahit oldunuz ona.
Nebi ne yapar?
Ilahi buyrugu duyurur. Sabah gun dogarken ve aksam gun batarken. Bu salat, geriye kalan hersey dua icine girer.
Malin artanini verin der, affettiginiz miktari, zorlamaksizin. Arinmak.
Sonra bu ilahi buyrugu sistemli sekilde duyurmak ister. Kurallari olan bir organizasyon olusturur. Kuralar basit, egitim 10 gun, her ay, toplam 4 ay.
Duymak icin gelenlerin uyacagi kurallar: susun ve dinleyin, gunduz cinsel iliski yasak ki kafaniz anlasin, baska yerlerde zihninizi dolastirmayin, amaca aykiri hareket etmeyin.
Organizasyonun yeme icme kismi gelemeyen bagiscilardan.
Bağ, arinma, hacc ve oruç ve haccda hedye.
Kuran baştacimdir ama her insanda kodludur.
Anlayana.

ebumaruf
4. June 2014, 06:13 PM
es-Selamun Aleykum ey ehli iman
Arkadaşım hangi şeyhden bahsediyorsun bilmiyorum. O yüzden sanırım biraz tarafsız yazabileceğimi tahmin edebilirsin kafanı karıştıran sorularla alakalı bildiğim kadarıyla cevap yazmaya çalışayım inşaALLAH. Konu ile alakam şundan dolayıdır benzer bir tarikata mensubum o açıdan sorularının cevabını bildiğimi zannediyorum.

Bir: Gavs hazretlerinden aldigim tövbenin basinda "Ya Rabbi!" diye Rabbime seslendigim halde tövbenin sonunda "Gavs hazretlerini seyhim olarak kabul ediyorum," demek zorunda birakildim.

Hayir! Gavs hazretlerine itaat edecegime dair Rabbime böyle bir söz veremem. Kimseyi seyhim kabul edemem. Cünkü Rabbime benim adima su ya da bu seyh hesap vermeyecek. Ben hesap verecegim; ben özgür ve yetkili olmaliyim. Yetkisiz sorumluluk olmaz.
Bu meseleye misal olarak şunu vereyim Hz. Muhammed s.a.v efendimizin Peygamber olduğunu kabul etmek gibi düşün. Onun peygamber olduğunu kabul etmen demek ALLAH Rasulu s.a in senin adına hesap vermesi manasına gelmediği halde Peygamber olmayan birisi nasıl olurda senin adına hesap verebilir. Şeyh olarak kabul etmen şudur ki. Ya Rabbi ben bu kişinin yani Gavs h.z lerinin senin yolunu iyi anladığına ve insanlara iyi anlattığına inanıyorum. Yani onun iyi bir hoca olduğuna inanıyorum. Senin bana açıkladığın yolda,
bana güzel şeyler öğreteceğine inanıyorum manasındadır. Yani Ya Rabbi niyetim sana yaklaşmaktır. Bunun içinde bu kişinin bana yardımcı olacağına inanıyorum. Onun bana yap dediklerinde benim ve onun fark edemedi yanlışlıklar olabilir. Bu yanlışlardan dolayı beni bağışla demektir.
Nasıl ki sana burda herhangi bir arkadaşın bir şeyler öğretmesi normalse buda o derece normaldir. Ona itaat edeceğine dair o tevbe esnasında ifade geçmez.
Kaldıki onun söylediklerini yapmayacaksan onu şeyh olarak kabul etmeninde manası yoktur. ALLAH c.c a, Rasulune s.a ve sizden olan ulul emre itaat edin diye buyrulan Ayeti kerime neden vardır.,
Burda insanın özgür iradesine tapu konulmuyor ki . Yapıp yapmamakta sen serbestsin. Çok yaparsan çok yol katedersin az yaparsan az yol kat edersin. Tabiki O kişinin ALLAH a yakın olduğuna inanıyorsan. Onun her söylediğininde doğru olacak diye bir şey yok. Netice de peygamber değil bir alim. Alimler de hata edebilir. Sende onun hata ettiğini düşündüğün zaman yapmazsın.


Iki: Gavs hazretleri namaz kildirmaya baslarken bir misvakla cemaate göstere göstere dislerini fircaladi. Oysa orasi Allah'in evi. Orada burun karistirilmaz; dis fircalanmaz.

Yoksa burundan düsen seyler nasil orayi kirletir ve cemaati igrendirirse dislerden düsen seyler de kirletir ve igrendirir. Midesi duyarli olanlari kusmaya bile zorlar.

Gavs hazretlerinin cemaati igrendirecek seyler yapmamasi gerekiyor. Cok ters gelecek, hattâ belki ukalalik bu söyledigim ama bazi durumlarda müridlerin mürsidi irsad etmesi gerekiyor.
Diş fırçalanması özellikle namaz öncesi sünnettir. O sebeblede misvaklarını yanlarında bulundururlar ve namaz öncesi diş fırçalarlar. Onlar ALLAH Rasulunun s.a öyle yaptığına inandıkları için onu yapıyorlar yoksa camiyi kirletmek adına değildir. Kaldıkı diş fırçalamakla cami kirlenmez zira zaten onlar namaz öncesi abdest alıyorlar. Ağızlarını yıkıyorlar. Namaz öncesi misvak kullanmanın maksadı ağız kokusunu önlemek içindir. Yani Rabbimin huzurunda ağzım kokmasın diyedir.

Üc: Tövbeden sonra yerine getirmem gereken sekiz sarttan biri, sefaat isteginde bulunacakmisim. Oysa benim Kuran'dan anladigim, sefaat diye bir kiyak yok. Yargi gününde hic kimse örnegin Muhammed aleyhisselam benim hakkimda taniklik edemiyecek ki bana sefaat kiyagi gecsin. O benim zamanimda yasamiyor; beni görmedi. Ben onun icin gaybim. Ve gaybi yalnizca Allah bilir; nebiler dahil hic kimse bilemez.
Arkadaşım sekiz şartın içinde şefaat konusu yoktur. Sadece orda ismi geçen kişilere Fatiha okumak vardır. Sanırım yanlış anlamışsın. Kaldıki onların ve benimde inancıma göre şefaat vardır ve haktır. Zira
Ta Ha
(109) O gün, Rahmân'ın izin verdiği ve sözünden razı olduğu kimseden başkasının şefaati fayda vermez.
Ayeti Kerimesi Rabbimin izin verdiği bazı insanlar olduğuna delildirki. bunların içindede ALLAH Rasulu s.a olması muhtemeldir.
Tabiki
Bakara
(48) Öyle bir günden sakının ki o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz.8 Onlara yardım da edilmez.,
yada
Bakara
(254) Ey iman edenler! Hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin olmadığı kıyamet günü gelmeden önce, size rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayın. İnkar edenler ise zalimlerin ta kendileridir.
Bir çok ayet vardır bunlar şefaatin yokluğuna değil. Size yardım edeceğini sandığınız kişilerin Rabbin müsaede etmedikçe hiç bir işe yaramayacağı manasındadır. Yani sen çok değerli birisindir ALLAH katında benim için dua edersin yani şefaat edersin ALLAH c.c kabul eder yada etmez.
Al-i İmran
(159) Allah'ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah'tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.
ALLAH c.c kendisi bizzat şefaat etmesini istiyor. Benzer bir çok ayet vardır.
Tabiki şefaat anlayışları biraz farklı olabilir. Uzun bir mesele olduğu için kısa geçeceğim.


Dört: Tarikatin merkezinde tipki Suudi Arabistan'daki gibi kadin erkek ayrimi var. Kadinlar camiya gidemiyor, erkeklerin yürüdügü sokakta yürüyemiyor, erkeklerin yemek yedigi lokantalara giremiyor.

Oysa Kabe'de fiilî sünnetullah olarak kadin erkek bir arada namaz kiliyor. Orada Yüce Allah'in kadin erkek ayrimi yapmamasindaki hikmeti görebilmeliyiz.


Eskiden Kabede bu şekilde bir uygulama yoktu. Bu uygulama Suud rejiminin uygulamasıdır. Önceleri kadınların tavafı için bazı günler vardı erkekler o zamanlar tavaf yapamazdı. Namazı da ayrı ayrı yerde kılarlardı. Bu günkü uygulamanın islamın aslı olduğu iddia edilmiyor tamamen Suud krallığının Hac dönemindeki izdihama çözüm bulamamasından kaynaklanır.
Halbuki eski kaynaklar farklı farklı yerde namaz kıldıklarını beyan ediyor.


Sonuc olarak, itirazlarim var. Ama kalbim sicak o tarikate. Itirazlarimi susturabildigim an sartlari yerine getirip intisap edecegim Allah isterse.


İnşaALLAH yardımım dokunmuştur.
Rabbim senin hakkında ne hayırlı ise onu nasip etsin

selametle