PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hangi gece el-kadir'in değil ki?


TEBYİN
26. August 2011, 02:43 PM
KADR: Sözlükte “QDR” kökü, mastar olarak.. “Bir şeye gücü yetmek, muktedir olmak, bir şeyi ölçmek, değer biçmek” manalarına gelir.
Şimdi bu manayı KADR suresine yedirelim.

Kadr : 1. Muhakkak ki biz onu Kadir gecesinde indirdik.

Ayeti salt bir okumaya tabi tuttuğumuzda, şunu düşünebiliriz;
“Yaradan, bir gece karar verip, insanlığa kurtuluş reçetesi yazmıştır”
Bu mantık örgüsü doğru gibi görünmekle birlikte, bazı sakıncalara kapı aralamaktadır.
Şöyle ki,

Yaradanın insanlık üzerindeki müdahelesi hiç kesintiye uğramamıştır.
Her an yeni bir yaratış üzerine olan Allah, bu eylemini gerçekleştirirken, baz alacağı yaratık, bu eylemlerden istifade eden insanlık olacaktır.
Demek ki, ilk insandan beri, Allah’ın vahyi, kesintisiz insanlığa kılavuzluk etmiş, ilahi yardımı hep canlı tutmuştur.

Bu öngörülerden sonra, sanki, kesintiye uğrayıp, sonra tekrar inmiş bir vahy algısı..
Kur’anın bütünlüğüne ters düşmektedir.
Allah’ın insan ile olan diyaloğu hep olmuştur, kıyamete dek hep varolacaktır.
Şimdi bu ön bilgilerden sonra tekrar Kadr olayını anlamaya çalışalım.

Daima İlahi bir dekorasyon ile ufku açılan insanoğlu, zaman zaman, kendini kaybedip, çeşitli müdâheleler ile, bu muntazam dekore bozguna kurban edilip, yerine, fıtrata aykırı dekorasyonlar ikame edilmiştir.
Belli bir süre sonra insanlığa yetmeyen bu yenilik, insanlığın açık ufkunu karartmış, ve tekrar ilahi bir müdaheleyi gerekli hale getirmiştir.
İşte Kadr bu müdahelenin ismidir.
Yani;
Var olalı beri, aynı vahy göğsünden emzirilen insan, zaman zaman yapay biberonlarla kendini ilahi nimetten uzaklaştırmıştır.
İnsan bunu yapadursun, Allah, insanın gereksinimi olan nimeti Levhi Mahfuzunda hep muhafaza etmiştir.
Kadr gecesi bize uzatılan göğüsteki nimet, o gün inşa edilmiş bir nimet değildir.
Bu nimet ilk insanın yaradılışında inşa edilmiş ve ihtiyaç duyuldukça verilmiş bir nimettir.
Hal böyle olunca,
Kadr olayını bir geceye, ‘ân’a, ‘zaman’a hapsetmek, him ilahi, hem insani realiteye ters düşer.

İnsanoğlu, kendini daima canlı tutan vahy’in kendine bakan musluğunu kapatarak, zalimlik etti.
İç ve dış etkenler neticesinde, bir çöl gibi kavrulan yürekler..
Artık iyilik ve güzelliğe hasım kesilen beyinler..
Haksızlığı ve zulmü bayrak edinen algılar..
İçinden çıkılmaz problemlerle, adeta Cehennemi inşa eden insanoğluna..
Bir kenarda duran Vahy çeşmesini işaret eden bir “öncü”nün çıkışına start verilmesi gerekmekteydi.
Bir start için gerekli ilk tetiğin ismidir KADR.
Bu tetik ile start alıp, 20 küsur yılda alınmış ve kıyamete dek alındığında yeterli olacak nimetin adıdır VAHY.

İnsanın gücü kendi elindekini bozmaya yetmektedir. Ama, bozduğunu tamir etmede ki mahareti hep yetersiz kalmıştır.
Bu durumda, sonsuz müktedir, sonsuz güç sahibi, sonsuz yaratma kudretine haiz birinin müdahelesi kaçınılmaz olunca..
Tam da ihtiyaç duyulan zaman da, bozulan şeyi tekrar ölçülendirmek, şekle şimale sokmanın adıdır KADR âni.

Saadete gelir isek,
Kadr Gecesi indirilen şey, o geceye mahsus, ait, özel şey değildir.
Yaratılan insanın yaratıldığı an yazılan ‘kullanma’ kılavuzunun adıdır, ihtiyaç duyulduğunda indirilen şey.
İnsan, kendini kullanmayı unutup, emanete ihanet etmeye başladığı an, hatırlatılan şeydir, indirilen ve ölçülendirilen..

Bütün bunlardan sonra,
Kerameti gecelerde, saatlerde, vakitlerde arayan insan..
Bilerek veya bilmeyerek gerçeği hep ıskayacaktır.
Kadr Gecesi diye bir gecede muhatap alındığını sanacak..
O gece olmasa, vahy ile hiç tanışamayacağı zehabına kapılarak..
O geceye kutsallık atfetmenin yollarını arayacak..
Nihai hedef bir gecede kilitlenince de..
Kendi ekseninde bocalayıp duracaktır..

KADR anı, her insanın ana rahmine düşüşüdür, bu an, toprağa düşene dek sürecektir.
Mesele, Ana rahmine düşüş ile Toprağa düşüş arasını..Ölçülü.. Bilinçli.. Kadir ve kıymetli.. Değerli tutabilmektir.
Gerçek KADR bu şuur ile elde edilir.
Yoksa, yılın sadece bir gününde emdiği vahy sütünü yeterli gören bir topluluk zuhur eder ki..
Şu an böyle bir topluluğun sıkıntısını yaşamaktadır evrenimiz..

dost1
26. August 2011, 03:42 PM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim! Hangi gün...hangi ay...hangi yıl...? Geçen günler... Geçen aylar... Geçen yıllar bir daha geri geliyor mu? Doğduğumuz gün, ay,yıl belli. Anıyoruz,kutluyoruz ancak bir türlü geri getiremiyoruz o günü... O ayı ...O yılı... Gelmiyor. İnsanları -Allah'ın selamı , rahmeti bereketi ve tüm desteğimiz üzerine olsun- Abdullah oğlu Muhammed'i Muhammed olmaktan çıkar...arak Allah'ın Resulu/Nebisi Muhammed makamına ulaştıran Allah'ın vahyi ile tanıştırıp KADİRİ YAŞAMALARINI sağlayıp, Allah'a kul olma onurunu tattırmak yerine , bulmaca misali gün aratanlara Rabbımız basiret ihsan eylesin . Allah'a kul olma onurunu tadacak olan İnsanlar Kur'an ile tanışmanın yaşamlarına katacakları iyilik ve güzellikleri anar olsunlar. Kadirlerini yaşasınlar ve tüm sevdiklerini Kur'an ile tanıştırarak Kadiri yaşatan olsunlar. Değerli Kardeşlerim! Şüphesiz bizler Alalh'ın Resulu /Nebisi gibi vahiy alarak KADİR GECESİNİ yaşayamayız. Ancak Allah Resulu/Nebisi Muhammed'in -selam olsun-tebliğ ettiği KUR'AN'I okuyarak - tıpkı Allah Resulu gibi- yaşam kitabına dönüştürerek her anımız KADİR yaparız. İnşaAllah. Şüphesiz doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

Hasan Akçay
23. March 2012, 02:22 PM
Merhaba.

Ilgili ayetlerden benim anladigim, kadir gecesi yaz dönencesinden sonraki ilk dolunay gecesidir. O gece inenin münafiklari ele veren bir sûre oldugu Tevbe 64, 81, 86, 124 ve 127'den anlasiliyor.

O geceye Olcü gecesi denmesi ise her halde anilan ayetler yoluyla münafiklarin imani ölcüye vuruldugu icindir.

"Kadir gecesi"yle sehru ramazân ayni gecedir cünkü ikisinde de FURKÂN indirilmistir. FURKÂN fark ettiren anlamina geliyor. Münafiklari fark ettirip ele veren okuma yani kur'an (Burada k kücük harf).

Bilindigi üzere,

SEHR, dolunay demek.
RAMAZÂN: asiri sicak.
SEHRU RAMAZÂN: sicak dolunay, sicak ay.

Kuran'da adi gecen tek kamerî ay budur.

Iddiali sözler ettigim öne sürülebilir. Ama bu söylediklerim somut ve Kuranî kanitlara dayaniyor. Acikliyacagim Allah isterse ama önce bir bilgi yoklamasi yapabilir miyim.

Kullanilan araclar:
-Moon phases for UTC
-Tarih cevirme klavuzu

Hicrî 9 ncu yilin 1 Rebîulevveli Miladî 630'un 18 Hazirani idi. Rebîulevvel hilali o günün arafesinde yani 17 Haziran aksami görünmüstü. Sonra o hilal büyüdü büyüdü, 30 Haziranda dolunay oldu.

Iste bu, Bakara 185’te sehru ramazan (شهر رمضان) diye anilan "sicak dolunay"di cünkü yaz dönencesinden sonra dogan ilk dolunaydir ve sicak günlerin habercisi oldugu icin sicak dolunay adini almistir.

Asagidaki tabloda
) kamerî ayin ilk hilali
O kamerî ayin dolunayi

)1 Rebiulevvel=18 Haz......….1.O30 Haz 630
)1 Rabiussani=18 Tem…….....2.O29 Tem
)1 Cemaziyelevvel=16 Agu…..3.O28 Agu
)1 Cemaziyelahir=15 Eyl……….4.O27 Eyl

Söylendigine göre Mekke 630’da fethedildi. Eger bu dogruysa inananlar Mekke’ye 1 Temmuz 630 tarihinde sabahleyin girdiler. Kanit: Tevbe 2 ve 5.

Tevbe 2’den anliyoruz ki inananlar Mekke’ye girdikleri gün oranin müsriklerine 4 dolunay (اربعة اشهر) süre tanidilar. Müsrikler o süre icinde ya Islam olacak ya öldürüleceklerdi. Tevbe 5’e göre ise o dört ay, haram aylardi (الاشهر الحرم).

O halde sürenin islemeye basladigi gün inananlarin kente girdigi gündü: 1 Temmuz 630 cünkü bir önceki aksam sicak dolunay (sehru ramazân) gecesiydi. Inananlar o gece dolunaya tanik oldular; sabahleyin kente girdiler. Yoksa o dört ay ciktiginda süre dolmamis ve, dolayisiyla, inananlar ve Allah hâsâ sözlerini tutmamis olurdu.

Bu hesap dogru mu?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
23. March 2012, 03:39 PM
Hicrî 9 ncu yilin 1 Rebîulevveli Miladî 630'un 18 Hazirani idi.

kuranda mı geçiyor bu bilgi ?

yoksa atalarımızdan mı duydunuz?

Hasan Akçay
23. March 2012, 04:41 PM
Merhaba pramid kardesim.

Bu bilgi Kuran'da gecmiyor; asla ama asla "atalar"imdan da ögrenmedim. Somut bilgidir. Kullandigim araclari belirttim. Onlari lütfen siz de kullanin. Göreceksiniz.

Su linkte "moon phases of 630" var: http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630&n=0 Orada 630 yilina ait dolunay (full moon) tarihlerini göreceksiniz.

4 Jan (4 Ocak)
3 Feb (3 Subat)
4 Mar (4 Mart)
2 Apr (2 Nisan)
2 May (2 May)
31 May (31 Mayis)
30 Jun (30 Haziran)
...

30 Haziran 630. O yila ait "sicak dolunay"in göründügü tarih iste bu.

Simdi de Google'in arama penceresine "Tarih cevirme klavuzu" yazip tiklayin. Cikan sayfadaki tarih çevirme klavuzu basligini tiklayin. Önünüze bir klavuz cikacak. Onun gün bölümüne 30 yazin, ay bölümüne Haziran, yil bölümüne 630. "ÇEVİR"i tiklayin.

Sizin yerinize bir daha ben yapiyorum islemi. Sonuc:

18 Haziran 630
gün: 13
ay: Rebiulevvel
yil: 9

Tamam?

Bu, Rebiulevvel dolunayi. Zaten ayin 13'üdür; ordan da belli. Rebiulevvel hilali bundan 13 gün öncedir. 30 Hazirandan 13 gün önce. Emin olmak icin tarih çevirme klavuzunu kullanabilirsiniz; arti, "moon phases"e bakabilirsiniz.

"Moon phases 630"un full moon listesinde 30 Hazirani görmüstünüz. Sicak dolunayin tarihi. Onun solunda New moon listesi var. "16 Jun"u gördünüz mü? O, kamerin görüntü vermedigi tarihtir. Ilk hilal bundan 2 (iki) gün sonra görülecek. 16 + 2 = 18. Tarih cevirme klavuzunun gün bölümüne 18 yazin; ay ve yili daha önce yazmistiniz. "ÇEVİR"i tiklayin. Sonuc?

18 Haziran 630'un Hicrî karsiligi

gün: 1
ay: Rebiulevvel
yil: 9

Anlastik mi, efendim?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

galipyetkin
23. March 2012, 06:03 PM
Sayın Hasan Bey.

Siz, biz ''yaz dönencesi''ni biliyoruz veya anında öğrenebiliriz. Ya onlar?.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

hiiic
23. March 2012, 06:38 PM
Kadir gecesi yaşandı ve bitti. Belki temsilen kutlanabilir mi? evet, o gece belki tatil verilebilinir, Kuran okuma vesilesi edilebilinir. zararı olmaz.

ama o geceye ait uydurma bir sürü bidat var, yok 1 rekat nameste 1000 rekat oluyormuş felan. insanları batıl hurafe batağına sürükler bu, dinden çıkarır...

Hasan Akçay
23. March 2012, 09:03 PM
Sayin Galip Yetkin, onlar her kim ise yilin "gündüzü en uzun, gecesi en kisa olan gün"ünü her halde onlar da bilir: 21 Haziran. Kim bilmez!

Kadir gecesini kutlamamiza gelince, degerli hiicc kardesim, onu "صوم-savm"lamak eger kutlamaksa evet kutluyoruz.

Bakara 185:
Insanlari yola iletmesi icin o okuma ve iletisten aciklamalarla o furkân sicak dolunayda indirildi-شهر رمضان الذي انزل فيه القران هدي للناس وبينات من الهدي والفرقان O dolunaya tanik olanlariniz onu oruclasin -فمن شهد منكم الشهر فليصمه...

Kadr 1:
Biz "o"nu kadir gecesi indirdik -انا انزلناه في ليلة القدر.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

hiiic
24. March 2012, 09:07 AM
Ramazan konusunun da (hiçbir ilme değil direk zannıma ve bilinmezden aldığım ilhamıma dayanarak) mecaz anlamda olduğunu. Sıkıntılı, yoklukla geçen zaman anlamında olduğuna inanıyorum. En güzel örneğini tsunamiden sonra japonyada sağlam kalan yerlerdeki insanların günlük 3 öğün yemeklerini 2'ye düşürerek artan bir öğünün masrafıyla, kaza bölgelerine götürdüğü yardım şeklinde verebilirim. Ya da daha güzel örneği, Atatürkümüzün çıkadığı tekalifi milliye kanunundan sonra, halkın yemediğini biriktirerek zor durumdaki askerine, mehmetciğine, şehit adaylarına gönderme durumu şeklinde inanıyorum

Emin değilim, kendi kafamdan uydurduğum, kişisel zan ve inancım böyle. Böyle hissediyor böyle olması gerekliliğine inanıyorum.
ÇÜNKÜ, ya ramazan ayından sonra savaş çıkarsa ne olacak??? hem ramazanda aç hem ramazandan sonra mı aç kalacak insanlar. Ya kıtlık çıkarsa ramazandan sonra?... Hem ramazan hemde sonrasındaki belki aylarca süreyi yoksullukla geçirecek insanlar.
Lütfen DİKKAT EDİN Ramazandan hemen önceki aylar da haram (savaşılmayan) aylar. yani ramazandna sonra savaşılacak. Burada yiyecek stoklamak ve asker beslemek ne kadar normal. Yenmeyenin fazlası bir şekilde işe yarayacak.

Hasan Akçay
24. March 2012, 09:39 AM
Kevser Basar'in "Cahiliye dönemi Arap takviminde nesî baslikli" yüksek lisans tezinde verdigi iki bilgi ilginc (http://www.belgeler.com/blg/146f/cahiliye-donemi-arap-takviminde-nesi-nasi-in-the-arap-calender-of-pre-isdlamic-period).

(1)Araplar "Muharrem"e Saferuevvel derlerdi.
(2)Kamerî aylarin adlari hava sartlarina göredir.

Örnegin (http://en.wikipedia.org/wiki/Islamic_calendar#Months)

1.Saferuevvel: bombos (Rakiplere ait evlerin yagmalanip bosaltildigi ay)
2.Saferusâni : bombos (Rakiplere ait evlerin yagmalanip bosaltildigi ay)
3.Rebiulevvel : bahar 1
4.Rebîulâhir: bahar 2
5.Cemâziyelevvel: yarik arazi 1 (arazinin sicaktan catladigi ay)
6.Cemâziyelâhir: yarik arazi 2 (arazinin sicaktan catladigi ay)
7.Recep: saygi (hayvanlarin üredigi sicak dönemde av yasagina saygi)
8.Sa'ban: dagilma (Araplarin su aramak icin saga sola dagildiklari ay)
9.Ramazân: asiri sicak
10.Sevval: dik kuyruk (develer yavruladigi o ayda kuyrugunu dikiyor)
11.Zilkâde: oturma (savasmayip evde oturma vakti)
12.Zilhicce: Hac (hacca gidilen ay)

Kevser Basar'in verdigi baska bir bilgi: Hava sartlarini cagristiran bu anlamlara dayanan bazi kimselere göre kamerî aylar önceleri "vakten sabit"ti; sonradan "vakten oynak" hale getirildi.

Ne dersiniz?

Asil ilginc olan, Allah'in gökleri ve yeri yaratirken verdigi hüküm geregince (Tevbe 36) dolunaylar "vakten sabit"tir. Örnegin Sicak dolunay (Sehru Ramazân) 21 Hazirandan sonraki ilk dolunaydir. Hicrî yilin esas aldigi uyduruk "kamerî yil"in Ramazân'i gibi asla bir yil yaza, bir yil bahara, bir yil kisa denk gelmez. Adi üstünde asiri sicak aydir o.

Bir de "Muharrem" hakkinda ilginc bir tevafuk var; onu ayrica ele alayim, Allah isterse.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
24. March 2012, 02:27 PM
Merhaba hiiic kardesim. Nasilsiniz?

Orucla ilgili görüsünüz son derece güzel ve, varsayime dayansa da, bence gercekci. Orucun Bakara 183'teki gerekcesi de öyle. Ve inananlari keninlikle baglayan o gerekcedir:

Inananlar! Oruc sizden öncekilere oldugu gibi size de yazildi ki Allah'i kâle alasiniz -لعلكم تتقون

Allah'i kâle alasiniz: bir isin icine sizin kendi kisisel cikarlariniz girse bile "Önce Allah!" diyesiniz. Örnegin hayvanlarin üreyip yavrularini büyüttügü dönemde av hayvani öldürmeniz haramdir (Mâide 2, 95); o dönemde önünüze aniden bir av hayvani cikarsa onu öldürmenin dayanilmaz hafifligine kapilip elinizi hemen silahiniza atmayasiniz, "Allah'in yasak emri var; önce O!" diyesiniz. Bunun icin kendinizi egitesiniz.

Yani oruc insanin "Önce ben!" deme egilimini törpüleme egitimidir. Homili girtlak yemek degil acliktan ölmek üzere olanlarin yerine kendini koymak; eline, diline, beline mukayyet olmak. Ve, "Allah hesap soracak; hesabimi yüz akiyla vermeyi hak edeyim!" deyip bunun alistirmasini yapmak.

Miladî 630 yilindan söz ediyoruz. Inananlarin fiilen sinandigi bir yil.

Mekke'nin fethi icin ölümüne savasmak üzere Medine'den yola cikmak üzereler. Bazi münafiklar Allah'in elcisinden izin istiyorlar. Bahaneleri? Evlerimiz tehlikeye acik -ان بيوتنا عورة (Ahzâb 13).

Can pazarinin kuruldugu o "huneyn günü"nde (Tevbe 25-26) bazi münafiklar yine arazi olmus, sivismislar. Bahaneleri? Fetih 11:

Bizi mallarimiz ve ailelerimiz alikoydu - شغلتنا اموالنا واهلونا.

Inananlar baska bir can pazarinda ölümüne savasmak üzere hazirlanirken münafiklar yine yan ciziyor. Ama bu kere yalnizca yan cizmekle kalmayip icten inananlari caydirmaya yelteniyorlar (Tevbe 81):

Bu sicakta savasa gitmeyin -لا تنفروا في الحر.

Sicak sanki o yila ait senaryonun müziginde ana temadir. Sürekli. Ve can pazarlarindaki alis veris "sicak dolunay"da baslayip; cehennem sicagiyla kiyaslanacak kadar kavurucu sicakta cikilan o savasla sona eriyor. (Tevbe 81) Oysa...

cehennem atesi daha siddetlidir -نار جهنم اشد حرا.

Acik ve net. Mevsim yazdir. Haram aylardir (Tevbe 5). Ve haram aylarin ilki "sicak dolunay"dir. Münafiklari ele veren sûre o gece indirilmistir. Iste onlarin bahaneleri yukarda belirtmeke calistigim ayetlerde.

Sözü sizin su ifadenize getirmeye calisiyorum: DİKKAT EDİN Ramazandan hemen önceki aylar da haram (savaşılmayan) aylar.

Güzel kardesim, uydurulan "kamerî" yilin haram aylari da uydurmadir. Bakin hangileriymis onlar:

1.Muharrem
2.Sâfer
3.Rebîulevvel
4.Rebîulâhir
5.Cemâziyelevvel
6.Cemâziyelâhir
7.Recep
8.Sa'ban
9.Ramazân
10.Sevval
11.Zilkâde
12.Zilhicce

Zilkâde, Zilhicce, Muharrem arka arkaya geliyor; tamam. Ama Recep almis basini gitmis, apayri bir yerde. Olur mu böyle sacma sey.

Inananlar Mekke'ye girince müsriklere 4 dolunay süre taniyorlar. Allah'in emri: "Haram aylar ciktiginda buldugunuz yerde öldürün o müsrikleri! فاذا انسلخ الاشهر الحرم فاقتلوا المشركين حيث وجدتموهم

Yani ne yapacak inanirlar?

Arka arkaya gelen 3 haram aydan sonra müsrikleri bulduklari yerde öldürecekler, öldürecekler, öldürecekler. Ta Recep'e kadar. Recep gelince "4 ncü haram aydayiz; artik özgürsünüz; özgürce dolasin!" diyecekler.

Olur mu böyle sacma sey. Öldürdünüz zaten. Öldürdügünüz insanlar özgür mü olur; özgürce dolasir mi? Hortlak mi sizin muhatabiniz, insan mi?

Dogrusu: haram dolunaylar uyduruk kamerî yilin icinde degil "Allah'in gökleri ve yaratirken" düzenlegi "dolunaylarin süresin"ndedir -iddet es suhûr, عدة الشهور (Tevbe 36). Sicak dolunay ile baslarlar; adlarinin anlami sicagi cagristiran öteki aylar ile devam ederler.

Örnegin, belki:

1.Sehru ramazân
2.Recep
3.Zilkâde
4.Zilhicce

Muharrem
ay adi degil haram anlaminda bir sifat.
Yani bu 4 ay "muharrem"dir.

Daha yazmam gereken seyler var. Ama cok uzadi. Özür dilerim.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

galipyetkin
24. March 2012, 04:49 PM
Sayın hiiiç.

Askerler için uygulanan ve halkın yemediğini, kullanmadığını yani ihtiyaç fazlasını aktarma eylemi, normal zamanlarda devlet eliyle, adilane bir şekilde hükmi ve hakiki şahıs ihtiyaç sahiplerine dağıtılırsa aç ve açıkta kalan ve etkinliğini kaybeden olur mu?

Atatürk'ün ''tekalifi milliye'' kanunu Bakara-177 ve ''Bakara-219, Nahl-71'' emirlerine uygun hareket etmeyen halka, dinen yapması gerekeni kanun zoruyla yaptırmasından başka ne ki?

Sizin mecaz olarak algıladığınız ''Ramazan'' muhtaçlar, garibanlar, mustaazaafler, miskinler için mutat bir yaşam. Ramazan onlar için yalnız ramazan ayı boyunca değil hayat boyu ramazan eğer ''bakara 177'' ile ''bakara-219 ve Nahl-71'' uygulanmazsa. Daha iki gün evvel bir kadıncağız devletin islamdaki devlet, insanların islamdaki insan olmamasından dolayı zoraki ''ramazanda'' bırakıldığı için iki çocuğunu saç kurutma makinesine teslim ederek intihar etmedi mi?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay
24. March 2012, 08:02 PM
Muharremle ilgili tevafuktan söz edecegim ama önce Tevbe 36’da gecen idddet es suhûr mucizesine deginmem gerekiyor -عدة الشهور.

Diyanet mealinde
Talâk 1’e düsülen dipnotta da belirtildigi üzere
IDDET süre demek:

IDDET, bosanan kadinin esiyle irtibatinin tamamen kesilmesi icin dinen beklemesi gereken süredir.

Ve SÜRE basi, sonu belli olan vakittir. Örnegin aksam namazinin süresi günesin sarktigi yani ufka sürtündügü anda baslar, gecenin kararip ak ipi kara ipten secemez oldugumuz anda sona erer.

O halde
IDDET: süre
SUHÛR: "sehr"in bir cogulu, dolunaylar
IDDET ES SUHÛR: dolunaylarin süresi.

Dikkat. YILIN süresi degil DOLUNAYLARIN süresi.
Tevbe 36’yi buna gore tercüme edelim ki
Allah ne diyorsa o olsun:

Gercek su ki dolunaylarin süresi Allah’in indinde 12 dolunaydir -ان عدة الشهور عند الله اثنا عشر شهرا.

Dolunaylarin süresi bir dolunay dogdugu anda baslar, o ayni dolunay bir daha dogdugu anda sona erer. Kendisini artik tanidigimiz icin sicak dolunayi alirsak sicak dolunay bir kez dogdugu anda baslar, ikinci kez dogdugu anda sona erer.

Örnegin Miladî 623 ve 624’e ait sicak dolunaylarin dogdugu tarihler
623: 17 Temmuz aksami,
624: 6 Temmuz aksami.

Bu sürede en az 12 dolunay olacak. Allah’in gökleri ve yeri yaratirken verdigi hüküm bu.

Önümüzde o süreye ait oldugu söylenen bir dizi dolunay var da bunun saglayini yapmak istiyorsak sayacagiz. 1, 2, 3, 4, … 11 dolunay. Bitti. Hayir! Bu, süre olamaz cünkü 11 dolunay cok az; 11 dolunay 1 süre yapmaz.

Buyurun sayalim.

..1.17 Temmuz 623
..2.16 Agustos ,,
..3.14 Eylul ,,
..4.14 Ekim ,,
..5.12 Kasim ,,
..6.12 Aralik ,,
..7.11 Ocak 624
..8.10 Subat ,,
..9.10 Mart ,,
10.9 Nisan ,,
11.8 Mayis ,,
12.6 Haziran ,,

Bundan sonraki dolunayin tarihi 6 Temmuz 624 yani 21 Hazirandaki yaz dönencesinden sonra. O halde bu, bir sonraki sürenin sicak dolunayidir; sayimini yaptigimiz süreye ait degildir. Bizim süremiz burda biter. 12 dolunay. Tamam, bu bir süredir.

Devam.

..1.6 Temmuz 624
..2.4 Agustos ,,
..3.2 Eylul ,,
..4.2 Ekim ,,
..5.1 Kasim ,,
..6.30 Kasim ,,
..7.30 Aralik ,,
..8.29 Ocak 625
..9.28 Subat ,,
10.29 Mart ,,
11.28 Nisan ,,
12.27 Mayis ,,
13.25 Haziran ,,

Görüldügü üzere bu sürede 12 degil 13 dolunay var. Ve bu, Kurânî bir mucizedir cünkü dolunay sürelerini günes yilina uyumlu hale getiriyor. Yani örnegin 7 kurak yildan once Yûsuf nebinin yönettigi

7 bitek dolunay süresi = 7 bitek semsî yil.

Dolunaylarin süresi YIL degildir cünkü bazan 12, bazan 13 dolunaya sahip olduklari icin uzunlukca degisirler ama semsî yillarin sayisini bilmemizi saglarlar. Yûnus 5’i buna göre okursak mucizeyi daha iyi anlariz:

Hesabi ve yillarin sayisini bilin diye Allah aya evreler ölcüp verendir -وقدره منازل لتعلموا عدد السنين والحساب…

Tevbe 36 su âna kadar okunurken ne yazik ki 13. dolunay gercegi göz ardi edilmis ve Allah’in "1 yildaki aylarin sayisi 12’dir" dedigi sanilmis. Baska bir deyisle Allah’a yalan söyletilmis.

Allah Tevbe 36’da ne semsî yildan ne kamerî yildan… hic bir takvim sisteminin yilindan söz etmiyor; "dolunaylarin süresi"nden söz ediyor.

Dolunaylarin süresi 12 dolunaydir: EN AZ 12 dolunaydir, demek. 11 dolunay 1 süre yapmaz. Ama bazi sürelerde 13 dolunay var. "1 yilda ille 12 dolunay olacak!" diye 13. dolunayi bir sonraki süreye devretmeyin. Katmerli NESÎ küfrüdür o (Tevbe 37).

Bu konuda meramimi anlatabildim mi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
24. March 2012, 09:12 PM
Aman Allah'im, fena halde yanilmisim. Dolunaylarin 6 Temmuz 624 tarihinde baslayan süresi 13 degil 12 dolunaylidir cünkü benim 13. dolunay dedigim 25 Haziran 625 dolunayi bir sonraki süreye ait.

O süredeki dolunaylar:

..1.25 Haziran 625
..2.25 Temmuz ,,
..3.23 Agustos ,,
..4.21 Eylul ,,
..5.21 Ekim ,,
..6.19 Kasim ,,
..7.19 Aralik ,,
..8.18 Ocak 626
..9.17 Subat ,,
10.18 Mart ,,
11.17 Nisan ,,
12.17 Mayis ,,
13.15 Haziran ,,

Cok ama cok özür dilerim. 13 dolunaya sahip olan süre budur; bundan önceki degil.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

galipyetkin
24. March 2012, 09:13 PM
SAyın Hasan Bey.

Hah. İşte bu . Demin ''yaz dönencesi'' ile sormak istediğim de bu idi.

Sağolasın. Nesi belasını öğrenmeye öyle ihtiyaç var ki...

Saygılareımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay
25. March 2012, 07:30 AM
TEVAFUK etmenin anlami: denk gelmek.

Bilindigi üzere kamerî yilin ilk ayi,
Muharrem’dir (Sâferulevvel).

Dolunaylarin süresindeki ilk dolunay ise
sehru ramazân (sicak dolunay).

Hicretten hemen sonra
Muharrem, sicak dolunaya denk geliyor.

Iste bu, kamerî yil ile dolunay süresinin karsilastirmali bir incelemesini yapmak isteyenler icin büyük bir kolaylik. "Ikisi de kendi icindeki ilk ay ile yola ciktigina gore giderek nereye varacaklarini görmek kolay!" deyip rahatca baslayabilirler.

Buyurun. Hadi bismillah.


Cevabini ögrenmek istedigimiz soru:

Yûsuf nebi
7 kurak dönemden önceki
7 bitek yilda hangi yila uydu?

Kamerî yila mi
ya da
semsî yila mi?


Kamerî yila uysaydi
7 bitek kamerî yilda kac ürün alirdi?

Semsî yila uysaydi
7 bitek semsî yilda kac ürün alirdi?

)kameri ayin ilk hilali
Oo hialin dolunayi

Ilk satiri örnek olarak ben okuyayim.

13 Haziran hicrî 2. yila aittir.
O kamerî ayin dolunayi 17 Temmuz 623’te dogdu.

Kamerî yila ait ilk ve son aylarin ve
sürelere ait ilk ve son dolunaylarin tarihleri:

I
)13 Muharrem 2 = O17 Tem 623
)14 Zilhicce 2 = O6 Tem 624

II
)14 Muharrem 3 = O6 Temmuz 624
)14 Zilhicce 3 = O27 Mayis 625

III
)14 Muharrem 4 = O25 Haziran 625
)15 Muharem 5 = O15 Haziran 626

Bitek süre III’ün sonuna dikkat. Dolunaylarin bu süresi 13 dolunayli oldugu icin kamerî yildan 1 ay sonra sona eriyor. Kamerî yil 12 dolunayda kalsin diye 13. dolunay, izleyen süreye ertelenmis; Muharrem, bir sonraki sürenin de ilk ayi olacagina sure III’ün son ayi yapilmis.

Katmerli NESÎ küfrü (ziyadetun fîl kufr) iste budur. Bu andan itibaren kamerî yilin basi, dolunaylarin süresindeki ilk aya denk gelmiyecek, kamerî yil semsî yildan 11 gün kisa oldugu icin, sürekli olarak öne cekilecektir. Yani, kamerî yil 12 ayli olsun diye, katmerli NESÎ küfrü otomatige baglanmistir.

Devam.

IV
)14 Sâfer 5 = O14 Temmuz 626
)14 Muharem 6 = O4 Haziran 627

V
)15 Sâfer 6 = O4 Temmuz 627
)13 Muharrem 7 = O23 Mayis 628

VI
)14 Sâfer 7 = O22 Haziran 628
)13 Sâfer 8 = O11 Haziran 629

Dikkat edilirse sure VI’nin da 13 dolunayli oldugu görülür. Kamerî yil 12 ayli olsun diye bu 13. dolunay da ertelenmistir cünkü katmerli NESÎ küfrü otomatiktedir.

7 bitek kamerî yilin son günü: 13 Muharrem 8.
Bu, semsî 629’un 12 Mayisidir.

Yani 7 bitek kamerî yil Mayisin ortasina bile varmadan sona erer. Ne var ki o anda ekinler henüz basak vermemistir; o ürün alinamaz.

Bunun anlami, eger Yûsuf nebi kamerî yila uysaydi 7 bitek yilda yalnizca 6 ürün alabilirdi; Misir halki, arkadan gelen 7 kurak döneme eksik ürünle girer, acliktan ölürdü. Kamerî yila uyanlara Yüce Allah'in verdigi ceza budur: acliktan ölüm.

Devam.

VII
)………………... O11 Temmuz 629
)…………………..O30 Haziran 630

Bundan sonraki dolunayin tarihi: 29 Temmuz 630.

Bunun anlami,
17 Temmuz 623’te baslamis olan
dolunaylarin 7 bitek süresi
29 Temmuz 630’a kadar sürer.

17 Temmuz 623’te baslamis olan
7 bitek semsî yil
17 Temmuz 630’a kadar surer.

7 bitek semsî yilin ve
7 bitek dolunay süresinin sonu olan Temmuz
harman vaktidir; o ürün alinir.

Yüce Allah'in onayladigi YIL, semsî yildir.
Yerküre günesi bir kez dolaninca gecen zaman.
7 semsî yil = 7 dolunay süresi.

7 kamerî yil bundan ortalama 3 ay kisadir yani 1 mevsim.
Daha dogrusu kamerî yilda zaman kavrami yoktur.

Birine harman vakti borclansaniz ve 7 kameri yil bu vakit harman kaldiracaginizi sanip "7 kamerî yil sonra borcumu ödeyecegim," diye senet imzalasaniz o senet karsiliksiz cikar, protesto olur cünkü 7 kamerî yil sonra vakit harman vakti degildir. Yûsuf nebi örnegine bakiniz. En iyi kanit odur.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
25. March 2012, 02:47 PM
Hesabim iyi degil.

7 bitek
kamerî yili,
"iddet es suhûr"u ve
semsî yili

bir daha yaziyorum.

7 bitek dönemin baslangici
kamerî yila göre: 13 Muharrem 2
semsî yila göre: 17 temmuz 623

13 Muharrem 2 = 17 Temmuz 623


..I)13 Muharrem 2= O17 Temmuz 623
….)14 Zilhicce 2 = O6 Haziran 624

.II)14 Muharrem 3 = O6 Temmuz 624
.…)14 Zilhicce 3 = O27 Mayis 625

III)14 Muharrem 4 = O25 Haziran 625*
….)15 Muharrem 5 = O15 Haziran 626

13 ncü dolunayi bir sonraki "iddet es suhûr"a devretme anlamindaki NESÎ küfrü otomatige baglandigi icin bundan sonra tevafuk olmaz; her kamerî YIL bir öncekinden 11 gün erken gelir.

Onun icin biz de yalnizca dolunay sürelerini yazalim:

.IV.O14 Temmuz 626
..V.O4Temmuz 627
.VI.O22 haziran 628**
VII.O11 Temmuz 629 ….
Bu semsî yilda ve bu "iddet es suhûr"da 7 nci ürün alinir.

Dolunaylarin 7 nci süresi
bir sonraki sicak dolunay tarihi olan
30 Haziran 630’a kadar sürer.

17 Temmuz 623’te baslamis olan 7 semsî YIL ise
17 Temmuz 630’a kadar sürer.

Bu, Temmuz’un ikinci yarisidir ve
Temmuz harman vaktidir. 7 nci ürün alinir.


7 bitek kamerî yil:

….I.13 Muharrem 2 (= 17 temmuz 623)
..II.13 Muharrem 3 (= 6 Temmuz 624)
..II.13 Muharrem 4 (= 25 Haziran 625)
.IV.13 Muharrem 5 (= 13 Haziran 626)
..V.13 Muharrem 6 (= 3 Haziran 627)
.VI.13 Muharrem 7 (= 23 Mayis 628)
VII.13 Muharrem 8 (= 12 Mayis 629)
Bu kamerî yilda ürün alinamaz.

7 nci bitek kamerî yil 13 Muharrem YIL 9’a kadar yani
2 Mayis 630 kadar sürer.

Bu, Mayisin basidir ve
Mayisin basinda ekinler henüz basak vermemistir; ürün alinamaz.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

____________________

*Süre III, 13 dolunaylidir:

..1.25 Haziran 625
..2.25 temmuz ,,
..3.23 Agustos ,,
..4.21 Eylul ,,
..5.21 Ekim ,,
..6.19 Kasim ,,
..7.19 Aralik ,,
..8.18 Ocak 626
..9.17 Subat ,,
10.18 Mart ,,
11.17 Nisan ,,
12.17 Mayis ,,
13.15 haziran ,,


**Süre VI, 13 dolunaylidir:

..1.22 haziran 628
..2.22 Temmuz ,,
..3.20 Agustos ,,
..4.19 Eylul ,,
..5.18 Ekim ,,
..6.17 Kasim ,,
..7.14 Aralik ,,
..8.15 Ocak 629
..9.13 Subat ,,
10.14 Mart ,,
11.13 Nisan ,,
12.12 Mayis ,,
13.11 Haziran ,,

galipyetkin
25. March 2012, 05:49 PM
Sayın Hasan Bey.

Şimdi herhalde bir soru bekliyorsunuz. Ben onu sorayım.

III ve VI. sürelerde ''en sıcak dolunaya daha müddet var. Bu geçecek zaman ne oluyor?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay
25. March 2012, 07:41 PM
Eger
12 nci dolunayla bir sonraki sicak dolunay arasinda
13 ncü bir dolunay varsa o nolacak?

Oldugu yerde birakilacak. Eger 13 ncü dolunay, sayi 12'de kalsin diye, bir sonraki süreye devredilirse NESÎ ortaya cikar. Allah Tevbe 37'de buna katmerli küfür (زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ) diyor.

Islamdan önce Araplar bunu haram aylari yerlerinden kaydirip hükümsüz kilmak icin yaparlarmis. Avlanma yasagini delmek icin. 12 dolunayli kamerî yili peydahlayanlar onu otomatige baglamislar.

Biz "sehr"i yilin 1/12'i anlaminda AY zannettigimiz icin geliyor bu soru aklimiza. Ama SEHR Kuranen kamer yerküreyi bir kez dolandiginda gecen süredir: 29 gün 12 saat 44 dk 3 sn. Zaman birimi olaraksa mühlet belirtirken kullanilir. Örnegin "Dört SEHR özgürce dolasin (9:2).

Kuran'da Allah "sehr"i yilin 1/12'i anlaminda hic kullanmiyor.

Araplar yilin 1/12'ine YERH derlermis. Muhammed nebi de her halde YERH derdi. Cünkü onun dogdugu yillara ait bir yazitta "yerh"in güney agziyla söylenisi olan WERH geciyor.

Araplar Hicrî takvimin esas aldigi kameri yilin 1/12'ine SEHR de dediler ama Kuran'dan sonra.

Daha önce aciklamaya calistim: Dolunaylarin süresi (iddet es suhûr), YIL olamaz cünkü 12 dolunayli ya da 13 dolunayli olmasina göre uzunlugu degisir. Oysa yilin uzunlugu, bilindigi üzere, sabittir.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

hiiic
25. March 2012, 09:41 PM
hımmm. çok ilginç.

pramid
26. March 2012, 10:14 AM
inzal kavramı indirmek anlamında değildir ?

8 çift hayvan inzali,
vezn inzali,
elbise inzali,
demir inzali,
selva inzali,
gökten su inzali.

kelime tahrifinde maharetli din ustaları GÖKTANRI inancı ile n-z-l kavramına yapıştırmışlar indirmek. Belkide gökten su inzali kafalarını karıştırmış. biride çıkıp 8 çift hayvan nasıl indirildi sorusuna boön bön bakarlar.

inzal kavramı istifadeye sunmak, yararlanmaya başlamaktır.
Ölçü gecesi her insanın Kuranı anlamaya başladığı kranlıktan aydınlığa geçtiği gece olup bu gecede melekler istifadeye sunulur. meleklerin istifadeye sunulması ile bir canlandırıcı ruhda size inzal olur. o ruhki tertemiz bir bilgi ve güvenilirdir.

ek: http://www.vekuran.blogspot.com/2012/02/o-gece-kadirdir-leyletil-ul-qadri.html

Hasan Akçay
26. March 2012, 12:34 PM
Soru 88: Mekke ne zaman fethedildi?
Cevap: Hicretin 8. yili Ramazan ayinin 17’sinde (http://www.sadakat.net/sualvecevaplar/siyer.html)

Akil dolu bir soruya akil karistiran bir cevap.

Hicretin 8. yili Ramazân ayinin 17’si:
Miladin 630. yili Ocak ayinin 7’sidir.
Demek ki Mekke kis mevsiminde fethedildi. Tamam?

Ama
Ramazân ayinin 17’si

636’nin Ekim 22’sidir. Son bahar.
642’nin Agustos 19’u. Yaz.
653’ün Nisan 21’i. Ilk bahar.

Yukardaki bir siyer sorusudur.
Peki bir de
"Mekke’nin fethi hangi mevsimde kutlaniyor?" diye sorulsa
dogru cevap asagidaki seceneklerden hangisidir?

(a)Ilk bahar
(b)Yaz
(c)Son bahar
(d)Kis

Yani
Mekke hangi mevsimde fethedildi?


Mevlid kandili de öyle.
Bilindigi üzere Hz Muhammed’in o gece dogdugu söyleniyor ve
mevlid kandili adi altinda kutlaniyor.

Ama
bir, ilk baharda kutlaniyor;
bir, kisin;
bir, yazin;
bir, son baharda.

Iyi ama Hz Muhammed hangi mevsimde dogdu?
Bir insan hem yazin, hem kisin, hem ilk baharda, hem son baharda dogar mi?

Gelelim "sehru ramazân -sicak dolunay"a.
Sicak dolunay, ki kur'âni biz onda indirdik... (Bakara 185)
Biz onu ölcü gecesi indirdik (Kadr 1)

Belli ki ölcü gecesi ve sicak dolunay ayni gecedir cünkü ikisinde de indirilen ayni "okuma"dir, ki münafiklari ele veren bir sûre oldugu Tevbe 64, 81, 86, 124, 127'den anlasiliyor.

Peki,
eger sehru ramazân kamerî yilin ramazân ayi ise
o sûre hangi mevsimde indirildi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
28. March 2012, 11:32 AM
Merhaba.

)1 Rebiulevvel=18 Haz......….1.O30 Haz 630
)1 Rabiussani=18 Tem…….....2.O29 Tem
)1 Cemaziyelevvel=16 Agu…..3.O28 Agu
)1 Cemaziyelahir=15 Eyl……...4.O27 Eyl

Söylendigine göre Mekke 630’da fethedildi. Eger bu dogruysa inananlar Mekke’ye 1 Temmuz 630 tarihinde sabahleyin girdiler. Kanit: Tevbe 2 ve 5.

Bu alintida söylentiye dayali tek bilgi 630'dur. O da Söylendigine göre denerek belirtilmis. Isteyenler Mekke'nin 630'da fethedildigine inanmayabilirler; kendilerine göre Mekke hangi miladî yilda fethedildi ise inananlar kente o yila ait sicak dolunayin sabahinda girmislerdir.

629 yilinda 12 Temmuz
628 yilinda 23 Haziran
627 yilinda 5 Temmuz
626 yilinda 15 Temmuz

Haram aylar ise her halde su sekildeydi:

1.Ramazân
2.Zilhicce
3.Zilkâde
4.Recep

Ilgili ayetlere göre
o yila ait olaylarin gelismesi bunu gösteriyor.
Anlatmaya calisacagim, Allah isterse.


630'DA NE OLDU? I

630'un 30 Haziraninda sicak dolunay dogdu (1). Tanidik bir dolunaydi cünkü 9 gün önce yaz dönencesiydi; yilin o en uzun gündüzünden sonraki ilk dolunay. Arti, öteki dolunaylardan daha parlak.

Arapcada RAMAZÂN asiri sicak anlamina gelir (2). O yüzden Araplar sicak günlerin o habercisini sicak dolunay diye anarlardi. Sevgiyle ve saygiyla. Cünkü ekmek paralarini kazanmak icin o gece sabaha kadar onun isiginda calisarak geleneksel Mekke panayirina götürecekleri ürünü hazir ederlerdi.

Evlerini yurtlarini geri almak üzere Mekke'yi kusatmis olan inanirlar o gece de sicak dolunaya sevgi ve saygiyla taniklik ettiler. Ertesi sabah on gün sürecek olan (3) oruca baslamalari gerekiyordu (4). Ama Allah'in elcisi, "Savas var!" dedi; oruca niyetlenmedi. Onlar elci ne yaparsa onu yapar, neyi birakirsa onu birakirlardi. Oruca niyetlenmediler.

Sabahleyin kente girdiler. Hic bir engelle karsilasmadan dogruca Mescidil Harâm'a yürüdüler. Ama orasi kelimenin tam anlamiyla ana baba günüydü. Geleneksel Mekke panayirinin o ilk günü herkes ordaydi.

Son derece disiplinli bir yürüyüs düzeninde Mescidil Harâm'a yaklasan inanirlari gören halk önce korkuya kapilip gerildi ama inanirlarin ellerini silahlarindan uzak tuttuklarini görünce rahatladilar. Iki yana acilip yol verdiler.

ائمة الكفر, küfrün ileri gelenleri (5) inananlari Mescidil Harâm'da bekliyordu. Onlari korumak üzere etraflarini cevirmis olan tepeden tirnaga silahli adamlarinin elleri tetikte.

__________________________________

1.Moon phases (http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=630&n=0)

2.Elmalili, Bakara 185 tefsîri (http://www.kuranikerim.com/telmalili/bakara2.htm)

3.Arapcanin eski sözlüklerinde, örnegin el-Vasit'te, MA'DÛDÂT iki elin parmaklari sayisinca demektir -مَعْدُودٌ عَلَى رُؤُوسِ الأَصَابِعِ. (http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9007.msg52417#msg52417)

4.Bakara 185: O dolunaya tanik olanlariniz onu oruclasin - فمن شهد منكم الشهر فليصمه .

5.Tevbe 12

Hasan Akçay
29. March 2012, 06:47 AM
630'DA NE OLDU? II

O gün Mescidil Harâm alanindaki halk aslinda "hüccac"di yani geleneksel Mekke panayirinin pazarcilari ve alicilari. HAC, bir: ticarî anlamda bu idi (1); iki: dinî anlamda hac ibadeti.

Ticarî ve dinî haclar birlikte yapilirdi. Hem inananlarin hem müsriklerin isine geliyordu bu. Cünkü inananlar panayira gelmisken üzerlerine farz olan (2) hac ibadetini de yerine getiriyor; müsrikler ise ibadete gelenler ayni zamanda alis veris yaptiklari icin daha cok kazaniyorlardi.

Ne kadar cok gelen, o kadar cok kazanc. Onun icin müsrikler daha cok insan gelsin diye Mescidil Harâm'in bakimini yapar; hacilara bedava su dagitirlardi (3).

Mekke'ye giren inanirlar o gün ellerini silahlarina atmaktan cekindiler cünkü halkin icinde Medine'ye göcmeyip Mekke'de kalan inanirlar vardi. Bir müsrige hedef alip ok atsaniz yanlislikla bir inaniri vurabilirdiniz (4).

Inananlar Mescidil Harâm'a ulastilar. Küfürde ileri gidenler, yüzleri korkudan gerilmis ama yine de dik durmaya calisarak, inananlara selam verip "Evinize hos geldiniz!" dediler. "Size bir önerimiz var."

Nedir?
"Mekke'ye girdiniz; tamam. Ama biz de burdayiz. Ateskes anlasmasi yapalim."
Peki. Dört dolunay özgürsünüz (5).
"Yani dört haram ay?"
Evet (6). Cünkü haram aylarda (7) kurulan panayirlar inananlarin da ekmek teknesi.
"Tamam."
Ama bir sartla: Bu 4 ay esnasinda baska bir asiret inananlara saldirirsa onlara yardim etmeyeceksiniz (8).
"Kabul."
Yemin ediyor musunuz?
"Ediyoruz."
Biz de yemin ediyoruz.

Küfrün elebasilari ve onlari koruyan silahli adamlar oradan cekildiler. Inananlar "Allah'in evi"ne vardilar; ellerini ona sürüp özlem giderdiler. Anlasma yapildigi halka duyuruldu. Halkin yüzü güldü. Panayir devam etti.
____________________________

1.HICEC panayir anlamindaki HAC kelimesinin bir cogulu. Kasa 27'ye bakiniz. Orada Suayb nebi genc Musa'ya is öneriyor:

Sekiz panayir (semaniye hicec -ثماني حجج) bana calismana karsilik sana su iki kizimdan birini nikahlamak isterim.

Genc Musa, yasli Suayb'in koyunlarini güdecek; onlari kirpip yün alacak, sagip peynir ve yag yapacak ve bu ürünleri Medyen panayirina götürüp satacak. Panayir yilda 2 kez kuruluyorsa Musa dört yil hizmet edecek; 4 kez kuruluyorsa iki yil.

2.Âl-i Imrân 97, Hac 27, 28, 29.
3.Tevbe 19.
4.Fetih 24-25.
5.Tevbe 2.
6.Tevbe 5.

7.Prof Abdülaziz Bayindir videoya alinan bir konusmasinda (http://www.youtube.com/watch?v=KXxvFofVPgQ) haram aylara ve Mekke'nin geleneksel panayirlarina deginerek sunlari söylüyor: Haram aylar… Zilkâde, Zilhicce, Muharrem. Bunlar hac ayi. Bu üc ayda büyük panayirlar kurulur.

Bu aciklamada dogruyla yanlis ici ice:

Dogru: Haram aylarda panayirlar kurulur.
Yanlis: 3 ay.

Dogrusu, hac aylari 3'tür ama panayirlar dört haram ayin dördünde de kurulur. Sayin profesörü yaniltan, kamerî yilin icindeki haram aylarin onun andigi üc tanesi arka arkaya geldigi halde Recep'in alip basini giderek ayri bir vakitte yer almasi. Bunu Tevbe 2 ve 5 cürütüyor; arti, av yasagi da cürütür (Mâide 2, 95). Av yasagi arka arkaya gelen 4 aydir.

Sayin profesör bir de sunu söylüyor: Dünyanin her yerinden insanlar ürettikleri mallari getirip satarlar. Dolayisiyla yilin bütün mevsimlerini dolasmasi lazim ki her zaman suranin üreticileri getirmesin, öbür taraf da getirsin.

Kur'ân bunu da cürütüyor. Örnegin Kureys sûresi:

Kureys'i kis ve ilk bahar yolculuklarina bu evin Rabbi alistirdi. Kureys'in tapmasi gereken o Rabdir. Ac idiler, doyurdu onlari; korkuyorlardi, güvene kavusturdu.

Acik ve net. Kureys tacirleri kisin ve ilk baharda kervanlarla dis ülkelere gidip mal aliyorlar ve onlari Mekke panayirina getirip kârina satarak ekmek paralarini kazaniyorlar. Onlar kisin ve ilk baharda Mekke'de yoklar. O mevsimlerde nasil panayir kurabilirler?

8. Tevbe 4.

Hasan Akçay
30. March 2012, 11:29 AM
630'DA NE OLDU? III

1 Temmuz 630’da inananlar Mekke’ye girmisti ama müsrik yöneticiler bunu fetih olarak algilamadilar. Kenti yönetenler gûya hâlâ onlardi. Inananlar evlerine dönmüstü, o kadar.

Allah’in elcisi bu balonu söndürmekle ise basladi. Bir arkadasini Mekke’ye vali atadi. Vali bir arkadasini panayiri yönetmekle görevlendirdi.

Panayira disardan bir sürü insan geliyordu. Onlar icin "harâm alan"inda gölgelikler yapilmisti. Bir de isteyenlerin salât edebilmesi icin Kabe’yi cepe cevre dolanan gölgelikler vardi. Bunlar sürekli kullanildigi icin cabuk eskiyordu. Bir müsrik onlari yenileyip onariyordu. Yeni yönetici o isi Müslüman arkadaslarina Verdi (1).

Bir iki müsrik, Kabe’nin etrafini süpürüyor; bir iki müsrik, ellerinde zemzem testisi, halka su dagitiyordu. Insanlar su kapmak icin birbirini itip kakiyordu. Müslüman yönetici onlarin isini de Müslümanlara verdi ve sayilarini artirdi (2).

On gün bile gecmeden her sey düzene girdi; kente tam anlamiyla islam yani baris geldi. Allah’in dinine insanlar dalga dalga girmeye basladi. Bu kadarini elci dahi beklemiyordu. Rabbinden özür dileyip O’na yöneldi (3).

15-20 gün icinde,
küfrün önderleri dahil,
bütün Mekke’liler islama gecti.
Inananlar
kente tamamen egemen oldular.

Sicak dolunay böyle gecti.

Hac üc dolunayin her hangi birinde yapilabiliyordu. Yalnizca sicak dolunayda yapilamazdi cünkü o, oruc dolunayi idi. Onda hac yapilirsa hayvan bagislayamayan inanirlarin hac yerinde 3 gün ve eve dönünce 7 gün yani toplam 10 gün kefaret orucu tutmasina dair Allah’in hükmü (4) iptal olur cünkü inananlar o anda zaten oruc tutuyor.

Bir sonraki dolunay, ikinci haram dolunaydi; hac dolunaylarinin ilki.

Inananlarin kalbinde apayri bir yeri vardi o haccin. Cünkü cok uzun sure hac icin Allah’in evini tavaf etmelerine izin verilmemisti. Mescidil Harâm’a bile sokulmamislardi (5). Ama Yüce Allah’in sözü vardi (6). Hac trasi olup Hz Ibrahim'in kadim ev (7) denen mescidini baris ve güven icinde ziyaret ederek onun "tevhid"ci tavrini yâd edeceklerdi.

Bir gün. Mutlaka. Cünkü "sadakallahul azîm – Yüce Allah dogru söyler"di.

Yillarca kelle koltukta savasmis ve sonunda bileklerinin gücüyle elde etmislerdi haklarini. Allah’in sözü yerini bulmustu. Tarifsiz duygular icindeydiler

Onun icin onlarin gözünde الحج الاكبر - büyük hac idi o (Tevbe 2).

Hac hazirliklarini bi baska özenle yaptilar. Giysileri toz toprak icinde olanlar yudular; yirtik olanlar yamadilar. Gücü yetenler yoksullara bagislamak icin hayvan satin aldilar.

28 Temmuzda sabah salâtindan sonra, bazisi deve sirtinda ama cogu yaya, yola ciktilar.

______________________________________

1.Ortak kosanlar, inkarlarini kendileri bilip dururken, Allah’in secde yerlerini onaramazlar (Tevbe 17). Allah’in secde yerlerini… ahrete inananlar onarir (Tevbe 18).

2.Hacilara su dagitmak... ahrete inanip Allah icin savasmakla bir midir sizce? (Tevbe 19)

3.Nasr sûresi: Allah’in yardimi gelip ilerisi acildiginda, Allah’in dinine insanlarin dalga dalga girdigini sen gördügünde Rabbini övgüyle yücelt ve O'ndan özür dile. Yöneleni onaylar O.

4.Bakara 196.

5.Hac 25.

6.Fetih 27.

7.بالبيت العتيق - beytil atîk (Hac 29).

Hasan Akçay
31. March 2012, 07:46 AM
630'DA NE OLDU? IV

O devrin ölcülerine gore cok kalabaliktilar. Medine’den, Mekke’den, cevre vahalardan on binlerce kisi. En önde Allah’in elcisi, en arkada yaslilar "Rabbunâ Allah - Bizim Rabbimiz Allah'dir! Allahu ehad – Allah bir!" diyerek yürüdüler (1).

Yalniz, Taif’ten cok az kisi vardi cünkü orda "Allah cok!" diyenler iktidardaydi (2).

Ögleden sonra bir ovaya ulastilar. Orda durduar. Ortalik cayir cayir yaniyordu. Tek agac yoktu. Günesten korunmak icin cadirlar kurdular. Su yoktu. Abdesti testilerindeki suyla aldilar.

Sanki dünya yasami degil ahret vardi orda. Kalabalik, insana mahseri düsündürüyordu.

"Naptim ben?" diye sordu herkes kendine. "Yalan söyledim. Baskasina ait seyleri izinsiz aldim. Ihtiyactan kivranana yardim etmedim. Gönül kirdim. Insanim ben. Bir sürü zaafa sahibim."

Yasak elmayi yiyen Adem’le esi gibi öz benliklerinin ayirdina vardilar. Gercegi bilmek insana güc veriyordu. Kendilerine güven geldi. Umutla doldular. Ellerini gökleri Yaratan’a uzatip "Ben buyum! Anadan dogma ben geldim!" diye bagirdilar.

Orasi Arafât ovasiydi.
Arafât = arif olus, uyanis (3).

Aksama dogru uyanislarinin en üst noktasina ulastilar. Gün batiminda oradan (Mes’aril Harâm) Dokunulmaz Bilinc’e aktilar.

Orda durdular. Ellerini kaldirip Allah’a sükür ettiler. Ondan once sapmis durumdayken kendilerine uyanma imkani verdigi icin (4).

Aksam salâtini Mes'aril Harâm'da kildilar. Uyudular, dinlendiler. Sabah salâtini da orda kildilar. Sonra Mekke’ye dönüs basladi.

Kente girmeden önce son bir kez daha durdular. Hayvanlari olanlar onlari kessin diye. Kestiler ve etini yoksullara ayirdilar; kendileri de herkesle birlikte yer sofralarina oturup yediler (5).

Sonra tras oldular.
"Ben odakli olmayi birakip Allah’i kâle almanin geregini yaptim," demekti bu;
islem tamam.

Kucaklasip birbirlerinin haccini kutladilar. Evlerine ya da kaldiklari yerlere dagildilar.

Haccin son bir etkinligi kalmisti:
Kabe’yi dolana dolana Ibrahim nebiyi yâd etmek.
Onu herkes kendi basina yapti.

Kabe Ibrahim nebi ve oglu Ismail tarafindan insa edilen mesciddi. Islamin ilk secde yeri. Ibrahim nebinin, icinde durup imamlik ettigi mihraba sonradan makâmu ibrahim dendi. Simdikinin aksine, mihrab elbet Kabe'nin icindeydi (Âl-i Imrân 97): في ه …مقام ابراهيم.

Kapisi herkese acikti. Isteyenler, eger yer varsa, icerde salât ederdi. Ama cok kücüktü. Ibrahim nebinin zamaninda da salât önceleri icerde kilindigi halde sonralari, simdi cuma salâtlarinda oldugu gibi, cemaat disariya tasti. Mescidil Harâm böyle olustu.

Aslinda avlu-mesciddir Mescidil Harâm. O yüzden tavansizdir.
_______________________

1.Onlar sirf "ربنا الله – Rabbuna Allah!" dedikleri icin yurtlarindan atildilar (Hac 40). De ki "الله احد – Allahu ehad!" (Ihlas 1).

2.Inananlar onlarla daha sonra, Huneyn gününde, hesaplasti (Tevbe 25-26).

3.A’râf 56, Mâide 83.

4.Bakara 198:

Arafât’tan önce sapmislar arasindaydiniz.
Allah nasil sizi uyandirdiysa
Arafât’tan Mes’aril harâm’a aktiginizda
O’nu öyle anin.

5.Allah’in kendilerine rizik olarak verdigi hayvanlar üzerine "bilinen günler"de Allah’i ansinlar. Onlari yoksullar yesin; siz de yiyin (Hac 28).

Bilinen günler anlamindaki eyyâmen ma’lûmât - ايام معلومات, haccin "iddeti"dir yani süresi. Dolunayda baslar; ceyrek ay karnini iceri cekip hilal halini alinca sona erer ve 10 gündür.

Ayetlerdeki 10 sayisinin hikmeti bu. O büyük hacca gidenler vakti yalnizca aya bakarak ögreniyorlardi. Onlarin duvar takvimi, radyosu, tvsi yoktu.

Hasan Akçay
1. April 2012, 09:43 AM
630’DA NE OLDU? V

Inananlar bir duyum aldilar. "Taif ve cevresindeki müsrikler Mekke’ye saldiracak." Vakit Agustosun ilk yarisi. Gökteki ay kücüle kücüle tirnak ucu kadarcik olmus. Geceler karanlik.

Allah’in elcisi geliyorum diyen canavari Mekke'nin disinda karsilamaya karar verdi. Inananlari cihada cagirdi.

Münafiklar yan cizmek icin yine bahaneler uydurdular. Kimisi "Evlerimiz tehlikeye acik," dedi (Ahzâb 13); kimisi "Hava sicak; bu sicaga dayanamam!" (Tevbe 81); kimisi "Bakimi yapilacak hurma agaclarim var..." (Fetih 11).

Ama imani icten olanlar "Duyduk ve itaat ettik!" deyip kostular (1). Onlarin yalnizca imani degil özgüveni de doruktaydi cünkü Mekke’yi geri almis; oradaki bütün müsriklerin Islama gecmesini saglamis, sayica mahserî bir cokluga ulasmis ve "büyük hac"larini güven icinde yapmislardi.

Kafir ordusu arazideydi. Allah’in elcisi de, dev gibi bir orduyla (2), araziye cikti. Orda iki gladyatör gibiydiler. Hangisi ötekinin bos bir ânini yakalarsa bir saldirisla üzerine cullanacakti (3).

Elci örnek bir komutandi (Ahzâb 21). Önlem aldi. Bir öncü birligi olusturup güvendigi bir arkadasinin komutasinda ileriye yolladi. "Düsmanla temas kurar kurmaz bize haber ucurun!" dedi.

Yine karanlik bir gece. Safak atti. Ak ipi kara ipten secebildikeri ân geldi (Bakara 187). Namaz vakti (4).

Elcinin imamliginda sabah namazi kilacaklardi. Askerlerin bir bölügü gözetci oldu; öteki bölügü elcinin arkasina dizildi, silahlari ellerinin altinda (5).

Kiyamda elci, durumlarina uyan ayetler okudu (Âl-i Imrân 139-140):

Koruyan, bagislayan Allah’in adiyla. Gevsemeyin, üzülmeyin. Eger imaniniz ictense üstün gelen siz olursunuz. Allah imani icten olanlari ortaya cikarmak ve sizden sehidler edinmek istiyor. Cemaat "Duyduk ve itaat ettik!" dedi.

SEHID "sahid"in Arapcasi. Müsrik ile müslüman arasindaki fark orda idi.

Müsriklere gore ahret yoktu (6); ölmek yok olmakti. Yok olmak istemiyorsan ölümüne savasmayacaksin; kacacaksin. Müslümanlara gore ise bir öteki dünya vardi. Islama buna inarak atmislardi adimlarini. Islama giren herkes potansiyel bir sehid-sahiddi. Icten inananlar Allah icin ölümü göze alarak savasir ve gerektiginde ölerek ahrete sahid olurlardi.

Kiyamdan rükuya, rükudan secdeye vardilar. Sonra, herkes icinden Rabbine seslenebilsin diye, kisa bir oturus. Ve saga sola selam vererek namazdan cikis. Cephede kilinmasi farz olan kisa namaz bu idi. 1 rekat (7).

Sonra inananlarin öteki bölügü dizildi imamin arkasina (8).

___________________________

1.سمعنا واطعنا - semi'nâ ve ata'nâ (Nisâ 46)

2.Hani, coklugunuz hosunuza gidiyordu - iz a'cebetkum kesretukum... (Tevbe 25)

3.Kafirler sizin silah ve esyanizdan uzak bir âninizi kolluyor cünkü bir saldirisla -meyleten vâhide, ميلة واحدة- üzerinize cullanacaklar... (Nisâ 102).

4.Namaz inananlarin üzerine vakitleriyle yazildi -kitâben mevkûta, كتابا موقوتا (Nisâ 103). Namazi gündüzün iki ucunda ve gecenin yakin saatlerinde (Hûd 114), örnegin günesin sarkmasindan gecenin karanligina kadar kil. (Isrâ 78)

5.Onlarin bir bölügü seninle kiyam etsinler; silahlarini da alsinlar... - vel ye’huzû eslihatehum... (Nisâ 102).

6.Câsiye 24: Su dünya hayatimizdan baskasi yok -Mâ hiye illé hayâtunâd dünyâ, ما هي الا حياتنا الدنيا.

7.Savas icin araziye ciktiginizda kafirlerin size saldirmak üzere oldugunu biliyorsaniz namazdan kisa düsmeniz caizdir -en taksurû, ان تقصروا (Nisâ 101).

8.Secdeden sonra arkaya gecsinler ki onlarin henüz namaz kilmamis olan öteki bölügü seninle kilabilsin... (Nisâ 102).

Nisâ 101 ve 102'den benim anladigim, namaz 2 rekattir. Cünkü kisaltilmisi 1 olan sayinin tamami 2'dir. Yani bir kimseye "Namaz 2 rekattir ama cephede kisaltilarak kilinabilir," deseniz cephede onu 1 rekat kilar. Nisâ 102'de uygulamali olarak tanimi yapilan kiyamli, secdeli namaz iste bu. Yalnizca 1 rekat.

2 rekatin 1 rekattan baska kisaltilmisi yok.

Öte yandan 3 rekatin, 4 rekatin... 1 rekattan baska kisaltilmis rekat sayilari var. Örnegin 3 rekatin kisaltilmisi 1 ve 2 rekattir. Yani bir kimseye, "Namaz 3 rekattir ama cephede kisaltilarak kilinabilir," deseniz cephede kilinmasi farz olan namazin 1 rekat mi ya da 2 rekat mi olduguna karar veremez; kuskuya düser.

Oysa Kuran kendisinin apacik bir okuma anlaminda kur'ânun mübîn oldugunu belirtir (Yâsîn 69), ve biz Kuran'a iman ettigimizde buna da iman ettik. Kuran'daki ifadelerin kuskuya kapali anlamlarini esas almak imanin geregidir; "acaba"li sorularla kusku üretmemek gerekir (Mâide 101).

Örnegin
kisaltilmisi 1 rekat olan namazin tamami 2 rekattir.
Bu kesin.
Cünkü 2 + 2 = 4 ne ise bu odur. Matematik.

Kuranen namaz 2 rekattir.

Sevgi ile,
Haan Akcay

Hasan Akçay
3. April 2012, 04:11 PM
630’DA NE OLDU? VI

Tevbe 25 (Y N Öztürk cevirisi): Yemin olsun ki, Allah size birçok yerde yardım etti. Huneyn gününde de. Hani, çokluğunuz sizi böbürlendirmişti de bu hiçbir işinize yaramamıştı. Tüm genişliğine rağmen, yeryüzü size dar gelmişti. Sonra da sırtınızı dönüp kaçmıştınız.

Tevbe 26 (Y N Öztürk cevirisi): Sonra Allah, resulünün üzerine de müminlerin üzerine de sükûnetini indirmiş, ayrıca sizin görmediğiniz orduları göndermiş de küfre sapanlara azap etmişti. Kâfirlerin cezası işte budur.


Taif’in engebeli bir bölgesindeydiler. Bkz. Muharebe alanindaki sehid mezarlari:
http://v4.lscache3.c.bigcache.googleapis.com/static.panoramio.com/photos/original/57941050.jpg

Düsman, o arazideki her tepenin arkasina saklanabilir. O kadar yakindir ama görünmez. Ve insanlari denizin karanlik dibi gibi göremedigi seyler tedirgin eder. Allah’in elcisini iste o tepelerin arkalari tedirgin ediyordu. Onun icin ileriye bir öncü cikardi.

Öncü birligin görevi vadilerin arkasi görünmeyen yamaclarini, öte yani karanlik tepeleri test etmekti. Bir vadiyi önce öncü birlik gececekti. Saldiriya ugrarsa düsmana karsilik bile vermeden ana birlige haber ucuracakti.

Sabah namazinin ardindan, öncü birlik ilerde, yola düzüldüler. Öncü birlik bir vadiye girdi. Cit yok. Cünkü pusudakilere "Öncüleri birakin gecsinler!" diye emir verilmisti.

Inananlarin ana birligi gelince koptu kiyamet. Vadinin her iki yanindan inananlarin üzerine oklar yagiyordu. Gögsüne, bogazina, sirtina oku yiyen yikiliyordu.

Önce "Biz cokuz!" diye övünenler bozguna ugradi. Sonra herkes cil ayvrusu gibi dagildi.

Allah’in elcisiyle yanindaki bir iki inanir kala kaldilar. Elci, yumrugunu düsmana salladi ve icindeki gök gürlemesini disa vururcasina "Ben Allah’in elcisiyim!" diye bagirdi. Emindi. "Allah ve elcisi galip gelecek!" (Mücâdele 21).

Bir inanir onu kucakladigi gibi bir kayanin arkasina cekti. "Kendini koru, ey Allah’in elcisi! Bizi sensiz birakma!"

Sonra "Allah’in elcisi burda! Elci yasiyor!" diye bagirdi. Yakindaki kayalara siginmis olanlar da bunu duyar duymaz "Elci yasiyor!" diye bagirmaya basladilar. Duyan geldi; duyan geldi. Cogaldilar ve onlar da düsmana ok atmaya basladilar.

Kazanilan an o andi.

Önce bir kac kisiydiler, az sonra bir kac yüz oldular; sonra bir kac bin. Inananlarin ölüm kusan binlerce oku müsrikleri cözüverdi. Cekilmeye basladilar ve kisa süre icinde cekilme bozguna döndü.

Tabana kuvvet kactilar. Sahipleri ölen develerle atlari oracikta birakarak. Müsrik cadirlari vadinin ötesindeydi. Oradaki mallarini ve kadinlarini da birakarak kactilar.

Allah’in elcisi elde edilen ganimeti arkadaslarina dagitti. Dagitimin yapildigi söylenen yerde simdi Cirane Mescidi var. http://hac.erolkara.net/cirane.jpg

pramid
4. April 2012, 08:57 AM
HARAM AYLAR ve NESİ (erteleme)06

Haram ay haram aya karşılıktır.Hürmetler (dokunulmazlıklar) karşılıklıdır. Kim size saldırırsa siz de ona misilleme olacak kadar saldırın. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah müttakîlerle beraberdir. (2/194)

Sana haram ayı, yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır. (İnsanları) Allah yolundan çevirmek, Allah'ı inkâr etmek, Mes-cid-i Haram'ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse, onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar. (2/217)

Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir. (5/2)

Allah, Kâbe'yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı, hac kurbanını ve (kurbanın boynuna asılan) gerdanlıkları (maddi ve manevi yönlerden) insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da Allah'ın, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve Allah'ın her şeyi bilici olduğunu (sizin de anlayıp) bilmeniz içindir. (5/97)

Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah yarlığayan, esirgeyendir. (9/5)

Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah'ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin ve müşrikler nasıl sizinle topyekün savaşıyorlarsa siz de onlara karşı topyekün savaşın ve bilin ki Allah (kötülükten) sakınanlarla beraberdir. (9/36)



Nesî usûlünün ortadan kaldırılıp sırf kamerî takvimin yeniden ihyâ ve ihdas edilmesi İslâm için bir çok faydalar sağlamıştır. Bu, Devletin maliye teşkilatına, halkın hiç farkına varamayacağı bir şekilde her otuz üç güneş yılında bir fazla malî yıl’ın idrak edilmesi şeklinde kendisini gösterir. Bundan başka bu sırf kamerî takvim ramazan ayının muhtelif mevsimlere isabet etmesi sebebiyle oruç tutanların muhtelif iklim şartlarında açlık ve susuzluğa tahammül etmelerini ve bunlara karşı talimli olmaları sûretiyle askerî faydalar da sağlar. Bütün bunların üstünde ekseriyeti teşkil eden pek fazla tahsili ve bilgisi olan

Müslümanların çöl veya ücra köylerde yaşayıp büyük şehirlerle alakası kesilse bile zamanlarını hesaplamalarında muayyen aylarda ramazan orucunu tutmalarında ve hacca gitmelerinde büyük faydalar sağlar. Sonuncusu olmamakla beraber bir diğer faydası da takvimlerde rastlanan hesaplama hatalarının zaman zaman düzeltilmesine de ihtiyaç bırakmaz.



Câhiliye döneminde Arap toplumunun ay, yıldızlar ve gökyüzü ile ilgili gelişmiş kültürleri bulunmaktadır. Yıldızların ve gökyüzünün yerleri yönettiği şeklindeki kadîm inanç onların gökyüzünü daima gözlemelerini sağlamıştır. Buna binaen Araplar ay ve yıl hesaplarını gökyüzü gözlemlerine dayandırmışlardır. Arapların uyguladıkları nesî sonucunda iki durum ortaya çıkmaktadır. Nesî yapılan senelerde ayların sayısı on üçe yükselmektedir. Bunun sonucunda hac kamerî aylar arasında yer değiştirmiştir. Diğer taraftan, gerçekte haram olan bir ayın mekânı başka bir ayla yer değiştirmiştir. Bunun sonucunda Hz.İbrahim zamanında ve daha sonrasında takip edilen saf kamerî düzen bozulmuş ve saf kamerî düzenin kullanılması sonucunda elde edilen faydaların yok olmasına sebep olmuştur. İslâm öncesi Arap toplumunda nesî uygulaması iki amacı gerçekleştirmiştir. Birincisi haccın kamerî düzende olduğu gibi mevsimleri deverân etmesine engel olmuş ve belli bir mevsimde tutulması sağlanmıştır. Bunun sonucunda haccın ve panayırların da zamanında değişme olmuştur. Uygulanan sistemin sonuçları hac ve panayırlarla ilgisi olan tüm Arapları etkilemektedir. Bu durumda nesînin tüm yarımada Araplarını ilgilendirdiğini söyleyebiliriz. Bir diğeri, peş peşe gelen üç haram ayın zilkade, zilhicce ve muharremin arasına helal bir ay koyularak Arapların bazı senelerde üç ay boyunca savaştan uzak kalmamalarını sağlamıştır. Nesî sistemi Araplarca, normal düzenin dışında algılanmıştır. Bu sebeple nesî yaptıkları ayı fazladan bir ay sayarak haram ayların arasına katmamışlardır. Öyle ki nesîyi bir fasıla olarak görmüşler ve nesî ayının ardından olağan düzenlerini yaşamaya devam etmişlerdir. Normal süreçte haram olan bir ayı helal bir aya dönüştürmeleri nesîyi normal dışı algıladıklarının en büyük delilidir.
Kaynaklarda kesin ifadeler bulunmasa da nesîyi Arap toplumunun büyük çoğunluğu uyguluyor olmalıdır. Çünkü Hac zamanı tüm Arap yarımadasını ilgilendiren bir fenomendi ve bu zamana uyabilmek için nesî uygulamasını nazar-ı dikkate almaları gerekiyordu. Ayeti Kerime’de189 geçen ifadeleri hac zamanını belirleme hususunda tartışmaların olduğu şeklinde yorumlayanlar olmuştur, ancak Kureyş’in belirlediği zamanın dışında hac için Mekke’ye 189 Bakara- 2/197 gelenlerin olduğuna kaynaklarda rastlanmamaktadır. Ancak Araplar arasında haram ayların haramlığının kabulü konusunda anlaşmazlıklar olduğu ve bazı kabilelerin haram ayları kabul etmediğini biliyoruz. Araplar nesîyi hac zamanını istedikleri mevsimde tutabilmek ve haram ayların yerlerini değiştirmek için kullanıyorlardı. Nesî tatbikatının usûlü konusunda kaynaklarda farklı rivayetler bulunduğunu görmekteyiz. Bu hususta müellifler her sene, her iki senede bir, her üç senede bir veya iki sene arasındaki fark bir ayı tamamladığı zaman seneye bir ay eklemesi yapıldığı şeklinde usûller sunmaktadırlar. Aslında bu sonuncu rivayet tüm rivayetleri birleştirebilmemizi sağlamaktadır. Şöyle ki şemsî ve kamerî sene arasındaki fark günleri bazen üç, bazen iki bazen de ard arda iki sene nesî yapılmasını gerektirmektedir. Aynı zamanda bu rivayetler uygulanan sisteminin katî kurallara bağlı bir düzeni bulunmadığını göstermektedir. Arapların kendi imkanlarıyla yaptıkları gözlemlerle o gün için elde ettikleri sonuçları değerlendirerek belli bir düzen oluşturmaya çalıştıkları anlaşılmaktadır. Onların gayesi sadece zamanın yer değiştirmesine engel olmaktı. Zannımca uyguladıkları nesî sistemini kesin kurallara bağlama endişesi taşımıyorlardı. Zamanın elverdiği yani kamerî düzenin izin verdiği nispette kamerî ve şemsî seneyi müsavî kılmaya çalışıyorlardı. Ancak belli bir düzen kullanmıyorlardı demekle, Arapların nesîyi uygulama konusunda tamamen keyfi davrandıkları kastedilmemektedir.

Somut bilgidir. Kullandigim araclari belirttim. Onlari lütfen siz de kullanin.

O somut bilgiler Recep ayını ayırıp haram ay saymıyor mu?

O somut bilgiler Ramazan ayı diye bir ay yazmıyor mu?

Çalışmaların için çok teşekkürler. Çok çalışılmış bir yazı dizisi olmuş.

birkatkimolsun
4. April 2012, 12:05 PM
https://skydrive.live.com/view.aspx?cid=DAB246834477D940&resid=DAB246834477D940%21107

yukarda hasan arkadaşın takvim mevzusuyla ilgili söylediklerini kısmen destekleyen bir makalem var konuyla ilgilenenlere faydası olabilir.

Kuranda bahsedilen Nesi fesadıyla Araplar ve/veya Yahudiler hedef alınmaktadır. Araplar ve/veya Yahudiler bazı "güneş yılına isabet eden 13. dolunayları bir sonraki seneye devrederek bir sene bazı aylarda kendilerine haram kılınan davranışları helal, diğer sene helalleri haram yapmışlardır. Arapların yaptığı ise çok daha büyük bir günah olup mevsimlerin gözetilmesi toptan kaldırılmıştır.

(3, 6, 8, 11, 14, 17,19) bu sayılar Meton döngüsünde hangi "güneş yıllarında" 13 dolunay olacağını belirleyen sayılardır.

[örneğin 8 rakamı Meton döngüsünün başlangıcından itibaren 8 inci güneş yılında 13 dolunay(ay takvimine göre) gerçekleştirileceğini bildirir.]



Araplar ve/veya Yahudiler yukarıdaki döngüdeki rakamları örneğin ( 2 ,5, 7 ,10 ,13 ,16, 19 ) şeklinde yaparak haramları helal helalleri haram yapmışlardır kuranda bahsedilen Nesi fesadı budur.


Ayriyeten Nesi fesadıyla ilgili olarak şunu söyleyebilirim Nesi fesadı dolunayın ertelenmesi değil haram ayların ertelenmesi manasına gelmektedir bunu şu şekilde yapmaktalar; dolunayların 13 olmadığı bir yıl örneğin 2000 yılı, ertesi senede(2001) dolunaylar 13 çekecek olsun Nesi fesadında bir sene içindeki dolunayların sayısı 13 olmadığı halde

2000 yılında 13 dolunay varmış gibi yapılması ve/veya 13. dolunayın günlerinin 12. aya aktarılması suretiyle haram aylar ertelenmektedir bir sonraki sene ise 13 dolunay olmasına rağmen 12 dolunay varmış gibi hesap yapılmaktadırlar.

İKİ SENELİK AY LİSTESİ


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Nesi fesadının yapılması

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 olması gereken hesap


Yukarıdaki sayılardan da anlaşılabileceği gibi haram aylar 1. 2. 3. ve 4. aylarda olması gerekirken Nesi fesadıyla olması gerekene göre 1 ay erteleniyor ve 2. ayda başlatılıyor.


MÜDDESİR suresi nesi fesadından bahsetmektedir. müddesir 37 ye özellikle dikkat.


birde ufak bir katkı;

Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.84/(16-19)


Allah bu ayette dolunay üzerine yemin etmektedir, bilindiği gibi Allah boş yere yemin etmez bunun bir önemi olsa gerek.

Hasan Akçay
4. April 2012, 01:04 PM
O somut bilgiler Recep ayını ayırıp haram ay saymıyor mu?
O somut bilgiler Ramazan ayı diye bir ay yazmıyor mu?

Merhaba pramid kardesim. Nasilsiniz?

Araplar kamerî aylarin her birine anlami olan bir ad vermisler. Bu, somut bilgidir. Örnegin recep SAYGI demek. Özellikle av yasagina saygi. Benim bundan anladigim, Recep yasak dolunaylardan biridir.

Sicak dolunay anlamindaki Sehru Ramazan'a gelince o, Kur'ân'da adi gecen tek dolunay (Bakara 185). Elbette "dört yasaklar"dan biridir. Zilhicce, hac vakti demek; yasak dolunaydir. Zilkâde oturma anlamina geliyor, ki insanlar o ayda savas yasagina uyup oturduklari icin bu adi almis; o halde Zilkâde de dört yasaklardan biri.

Tevbe 36'da anilan ve dört yasaklar anlamina gelen "erbeatun hurum - اربعة حرم"un ilki Sehru Ramazândir. Ötekilerin sirasindan emin degilim. Ama Tevbe 3'te gecen hacci-l ekber, Zilhicce'nin ikinci yasak dolunay oldugunu akla getiriyor.

Siralama söyle olabilir:

1.Ramazân
2.Zilhicce
3.Recep
4.Zilkâde

Siralama degisebilir ama kesinlikle dördü bir aradadir. Yoksa bir tanesi, örnegin, Recep vakten alip basini baska bir yere giderse Allah'in koydugu av yasagi (Mâide 2, 95) hükümden düser.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
4. April 2012, 01:43 PM
sizler "sene" ve "amm" kavramlarını karıştırıyorsunuz.

يُحِلُّونَهُ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُ عَامًاTevbe / 37


فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلَّا خَمْسِينَ عَامًاAnkebût / 14

sene ile amm aynı şey değil.

كُلِّ عَامٍ مَرَّةً أَوْ مَرَّتَيْنِ

بَعْدِ ذَٰلِكَ عَامٌYUSUF 49

yUSUF SURESİNDEN VERDİĞİNİZ ÖRNEĞİN SONU SENE İLE DEĞİL AMM İLE BİTMEKTEDİR.

pramid
4. April 2012, 01:49 PM
Sevgili kardeşim hasan. Ben her insan kardeşim demem.

Sana tavsiYem ARAP DİLİNDE FARKLAR SÖZLÜ "EBU HİLAL EL ASKARİNİN bir kitabı var. Sözlüktür. işaret yayınları galiba. bir bak. Sonrada kelimeleri kuran ile karşılaştır.

Recep ayı ile ilgili anektoduna göre, ramazan ayı ne oluyor.

birkatkimolsun
4. April 2012, 02:01 PM
yusuf peygamberin kıssasında geçen takvimsel olayların bu konuya delil olmayacağı hususunda pramid le aynı kanaatteyim.benim kanatime göre kuranda senetin ifadesiyle geçen ""bütün ifadeler"" bir yılı değil bir ""ayı"" ifade eder şehr kelimesiyle ayın evrelerinden yola çıkarak bir ay hesaplaması yapılmakta senetin ifadesiylede ayın dünya yörüngesindeki dönüşü sabitlenmiş bir yıldızla hesaplanmaktadır buda ""yaklaşık"" 27 --28 gün etmektedir.

""şehr"" ifadesindeki ortalama aydaki gün sayısı 29,5308 dir.

yani ""şehr"" ile ""senetin"" arasında fark vardır.

pramid
4. April 2012, 02:35 PM
NESİ NE DEMEKTİR?


(34:14:13) مَا دَلَّهُمْ عَلَىٰ مَوْتِهِ إِلَّا دَابَّةُ الْأَرْضِ تَأْكُلُ مِنْسَأَتَهُ


(9:37:2) إِنَّمَا النَّسِيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا

Nesi: Süleyman nebinin kıssasındaki ağaç kurdunun deyneği yediği gibi, eksiltme işlemidir.

onunla saptırılır. Onu bir amm helal sayarlar, bir am haram sayarlar ki,

****

وَطْئًا : ayak basılan, denk düşürülmesi, uygun hale gelmesi, helâk etmek, ayak basmak, adeti/iddeti denk düşürülmesi,adetin uygun hale getirilmesi

(9:120:32) وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ صَالِحٌ
(33:27:7) وَأَوْرَثَكُمْ أَرْضَهُمْ وَدِيَارَهُمْ وَأَمْوَالَهُمْ وَأَرْضًا لَمْ تَطَئُوهَا
(48:25:21) وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ أَنْ تَطَئُوهُمْ
(9:37:14) يُحِلُّونَهُ عَامًا وَيُحَرِّمُونَهُ عَامًا لِيُوَاطِئُوا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللَّهُ
(9:120:33) وَلَا يَطَئُونَ مَوْطِئًا يَغِيظُ الْكُفَّارَ وَلَا يَنَالُونَ مِنْ عَدُوٍّ نَيْلًا إِلَّا كُتِبَ لَهُمْ بِهِ عَمَلٌ
(73:6:6) إِنَّ نَاشِئَةَ اللَّيْلِ هِيَ أَشَدُّ وَطْئًا وَأَقْوَمُ قِيلًا

(şehr'in)Sayılan addetin uygun hale getirilmesi, nesi yani kırparak, yiyerek, yok ederk

فَيُحِلُّواْ مَا حَرَّمَ اللّهُ Kötü emeller için,Allahın haram kıldığı adeti helal yapmak.

Hasan Akçay
4. April 2012, 03:58 PM
Recep ayı ile ilgili anektoduna göre, ramazan ayı ne oluyor.

Merhaba.

RAMAZÂN DOLUNAYI, daha önce anlatmaya calistim, 21 Hazirandan sonraki ilk dolunaydir; sicak dolunay anlamina gelir; sicak günlerin habercisi oldugu icin bu adla anilir olmustur.

Siz Ramazân "ay"i diyorsunuz, ben Ramazân "dolunay"i. Neden dolunay* da ay degil? Cünkü kamerî yilcilarin iddiasina gör AY

1.gökteki aydir
2.yilin 1/12'idir.

Yanlis bu efendim. Muhammed nebiden sonra uydurulan kamerî yildaki aylar gökteki aylar ile bir degil.

Sayin pramid,
Tevbe 36'nin sizin alintiladiginiz cevirisi
Arapca metne ne kadar uyuyor
eger incelerseniz
bu gercegi derhal görürsünüz.

Tevbe 36'nin sizin alintiladiginiz cevirisi: Gökleri ve yeri yarattığı günde Allah'ın yazısına göre Allah katında ayların sayısı on iki olup, bunlardan dördü haram aylarıdır.

Arapca metin: Inne iddetes suhûri indallâhisnâ asere sehren fî kitâbillâhi yevme halakas semâvâti vel arda minhâ erbeatun hurum...

Altini cizdigim ifadenin karsiligi ceviride yok. Allah'in o söyledigine razi degiller ki cevirilerde ona yer vermiyorlar; yoksa Allah'in semsî yildan ya da kamerî yildan degil "dolunaylarin süresi"nden söz ettigi ortaya cikacak.

Dolunaylarin süresinde EN AZ on iki dolunay var; ille ve YALNIZCA on iki dolunay degil. Bazi süreler 13 dolunayli. Ve bu bir mucize; dolunaylarin sürelerini semsî yillarla uyumlu hale getiriyor.

Yani gökteki aylarin (?) sayisi bazan 12'dir bazan 13. Kamerî yildaki aylar ise hep 12'dir; hep 12, hep 12. O yüzden kamerî yildaki aylar vakten oynak oldugu halde gökteki aylar vakten sabittir.

Örnegin SICAK DOLUNAY 21 Hazirandan sonraki ilk dolunay olup 21 Haziran'a endekslidir. Kamerî yilin bir yil ilk bahara, bir yil yaza, bir yil son bahara, bir yil kisa denk gelen "Ramazân"inin aksine, SICAK DOLUNAY her yil yaz mevsiminin icindedir.

Ve haram aylar göktedir; kamerî yilda degil. Cünkü haram aylarin gercekten haram ay olmasi icin Allah'in haram ettigi etkinlikleri dile getirmesi gerekir. Örnegin avlanma yasagi vakten sabittir; vakten oynak aylar onu dile getirmez.

Hadi bi saka yapalim; cok ciddilestik. Hani bir reklamda Muharrem adinda haylaz bi keci kastedilerek "Muharrem'den keci olmaz!" deniyordu ya, harami dile dirmeyen aydan haram ay olmaz.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

_____________________________

*Daha önceki bir iletimden alinti:

SEHR Kuranen kamer yerküreyi bir kez dolandiginda gecen süredir: 29 gün 12 saat 44 dk 3 sn. Zaman birimi olaraksa mühlet belirtirken kullanilir. Örnegin "Dört SEHR özgürce dolasin (Tevbe 2).

Kuran'da Allah "sehr"i yilin 1/12'i anlaminda hic kullanmiyor.

Araplar yilin 1/12'ine YERH derlermis. Muhammed nebi de her halde YERH derdi. Cünkü onun dogdugu yillara ait Ebrehe yazitinda yerhin güney agziyla söylenisi WARKH -werh- geciyor. (Satir III, Nisan ayi anlaminda b'warkhan / Zthbatan, http://www.mnh.si.edu/epigraphy/e_pre-islamic/fig04_sabaean.htm)

Araplar Hicrî takvimin esas aldigi kameri yilin 1/12'ine ay anlaminda SEHR de dediler ama Kuran'dan sonra.

pramid
4. April 2012, 04:30 PM
فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَتَمَاسَّا(58:4:5)

ayete göre 2 ay mı oruç, yoksa 2 dolunay mı....GARABET

(65:4:11) إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ

KADINLAR 3 AY MI İDDET SAYACAK YOKSA 3 DOLUNAY MI. GARABET.

(34:12) مَلُونَ لَهُ مَا يَشَاءُ مِنْ مَحَارِيبَ وَتَمَاثِيلَ وَجِفَانٍ كَالْجَوَابِ وَقُدُورٍ رَاسِيَاتٍ ۚ اعْمَلُوا آلَ دَاوُودَ شُكْرًا ۚ وَقَلِيلٌ مِنْ عِبَادِيَ الشَّكُورُ

süleyman nebi nasıl gidiyordu. 1 ay tutan mesafemi? 1dolunaylık mesafe mi. GARABET

(4:92:52) فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ تَوْبَةً مِنَ اللَّهِ

orucu iki dolunay mı tutacağız, iki ay boyunca mı. GARABET

(2:234:9)يَتَرَبَّصْنَ بِأَنْفُسِهِنَّ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ وَعَشْرًا

4 DOLUNAY + 10 GÜN MÜ YOKSA, 4 ay +10 gün mü. GARABET


yapmayın. kuranca bakın kelime anlamlarına.

pramid
4. April 2012, 04:45 PM
haram aylarda ne için avlanma yasağı konulmuştur. ihtiyaç duyulan nedir.

haram aylarda ki hedy nedir?

hedy için hayvanı yetriştirmek mi gerekmektedir, avlayıp yakaladığımız hayvanı kurban etmek mi?

Ne için deniz avı yasaklanmamış, mescid harama gelene kadar öleceği için mi?

Madem haram aylar, doğayı koruma adına mevsimsel avlanma yasağı getiriyor, deniz hayvanları ekolojik denge için önemli değil mi?

birkatkimolsun
4. April 2012, 04:48 PM
şehr kelimesi aynı anda hem dolunay hemde zaman aralığı anlamlarını aynı anda bünyesinde taşır.

nasılki türkçede ay kelimesi kullanıldığında gökyüzündeki ay ve zaman aralığı anlamlarnı birbirine karıştırmıyorsak cümle içinde ki kullannımlarına göre dolunay ve zaman aralığı anlamları birbirine karışmaz.

kaldiki bu anlatılanların doğruluğu şehr kelimesinin anlamının dolunay olmasıyla ""doğrudan ilişkilide"" değil.

allah kuranda dolunay üzerine yemin etmişken müslümanlar ayın hangi evresini kendilerine kılavuz seçebilirler.

farz edelim o ifadenin anlamı ""şehri ramazan"" ""sıcak ay"" olsun ortaya konan sistem ve bu sistemle ilgili diğer deliller yeterli.

pramid
5. April 2012, 08:36 AM
Kitap ortada. ne diyelim.

Matematik bilenler için bir örnek verelim;


a = a
a² = a²
a²+a² = a²+a²
a²-a² = a²-a²

Eşitliğin bir tarafı “a” ortak parantezine alınır diğer tarafıiki kare farkı çarpanlara ayırma yöntemiyle yazılırsa ifade

a.(a-a)=(a+a).(a-a) olarak yazılır. Eşitliğin iki tarafı (a-a) ifadesine bölünerek ;

a=(a+a) yani a=2a ve a’lar sadeleşirse

1=2 sonucu çıkar.

Ortalama bir matematik bilgisi ile buna benzer bir çok eşit olmadığını bildiğiniz eşitlikler çıkarabilirsiniz. Ve bu sonuçlara bakarak matematiğin çelişkili olduğunu rahatlıkla iddia edebilirsiniz. İçerisinde çelişki olduğu için matematiği bir safsata veya uydurma olarakta düşünebilirsiniz. Ama bu yaklaşımınız “göreli ve önyargılı” olmakla birlikte konu ile ilgili yetersiz bilginizden kaynaklanır. Çünkü siz matematiği kendi önerme ve koşulları içerisinde değerlendirirseniz yukarıdaki işleminizin ve sonucunda vardığınız hükmün yanlış olduğunu farkedebilirsiniz.

Matematik önermeleri içerisinde size koşul olarak “0 / 0″ ifadesinin tanımsız olduğunu ve bu ifade ile karşılaştığınızda işlemin devamınında bir anlam ifade etmeyeceğini söyler. Yani eşitliğin her iki tarafını (a-a) ya bölmek demek (a-a) sıfır olacağından 0/0 ifadesine çarpar.

Bunun gibi eğer siz Kuran’ı kendi sunduğu koşullar içerisinde değilde “önyargılı veya göreli” ve Kuran hakkında eksik bilgi ile sorgularsanız içerisinde yüzlerce “çelişki, anlamsız mesaj, vs” bulmanız çok olağan bir durumdur. Kuran’ın verdiği koşullarla Kuran’ı incelediğinizde Kuran size eğer bir çelişkiye sahipseniz bakış açınızda bir yanılsama veya eksiklik olabileceğini bakış açınızı değiştirmeniz gerektiğini söylüyor.

esen kalın

birkatkimolsun
5. April 2012, 10:49 AM
haram aylarda ne için avlanma yasağı konulmuştur. ihtiyaç duyulan nedir.

haram aylarda ki hedy nedir?

hedy için hayvanı yetriştirmek mi gerekmektedir, avlayıp yakaladığımız hayvanı kurban etmek mi?

Ne için deniz avı yasaklanmamış, mescid harama gelene kadar öleceği için mi?

Madem haram aylar, doğayı koruma adına mevsimsel avlanma yasağı getiriyor, deniz hayvanları ekolojik denge için önemli değil mi?



pramid arkadaşım av yasakları konusunun takvim konusuyla doğrudan alakası yoktur yani av yasaklarının neyi kapsayıp neyi kapsamadığı mevzusu takvim mevzusu için belirleyici değildir belki tersinden takvim konusunun av yasaklarını belirlediği idda edilebilir ama ilişki tek yönlüdür.bu yüzden bu ister ihramı klasik anlayışla bir ""giysi"" olarak tanımla, istersen bir yasak durumu olarak tanımla önemli olan [takvim konusu için] bu yasağın ne zaman başladığı ve ne zaman bittiği mevzusudur.av yasaklarının mahiyeti ayrı bi tartışmanın konusudur.farzet ihram giysisinin ne zaman giyileceğini tartışıyoruz yada niye deniz yasaklarının genel yasak uygulamasına dahil olmadığını açıklayamadık bu neyi değiştirecek şahsen kuranın her ayetini bildiğini idda eden biri değilim ben.belki bu tarz bir beklentin var karşındakilerden bir şey idda ediliyorsa kuranın alakasız diğer ayetlerininde bilinmesi ve açıklanması gerekliliği ile ilgili.

yani herşeyi bilmiyorsan hiçbirşeyi bilmiyorsun gibi garip bir anlayışın var.herşeyi bilmek zorunda değiliz ama bildiklerimizi doğru delillendirmek zorundayız.

bu tarz mantık hataları hem bir vakit kaybı hemde yanlış sonuçlar çıkarmaya yol açacak uygulamalardır.


ama illa deniz yasaklarıyla ilgili fikrimi soruyorsan onuda açıklayayım;

günümüze kadar gelen tarihi çüreçte insanların denizde ""basit araçlarla"" avlanması ""çoğu zaman"" deniz hayvanları için nesli tehdit edecek bir tehdit olmamıştır bu yüzden allah deniz canlılarının avlanması yasağını doğrudan anmamıştır.kara hayvanlarının avlanması ise bu mahiyette değildir basit araçlarla avlanarak kara canlılarının neslini tüketmek mümkündür.kara canlılarına ulaşım denizdekine göre daha kolaydır.

üstelik hacc için deniz yoluyla gelenler için deniz mahsullerinden yemek bir zorunluluktur çünkü ulaşabilecekleri başka kaynaklar yoktur.depolayabilecekleri yiyecek kaynakları sınırlıdır.

günümüze gelince artık insanların elindeki teknolojiyle avlanma deniz canlılarının neslini tehdit eder hale gelmiştir bu yüzden bu tarz uylulamalar kurandaki şu ayetlere takılır ve izin verilmez.

O, iş başına geçti mi (ya da sırtını çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculuğu sevmez(2/205)

İnsanların kendi ellerinin kazandığı dolayısıyla, karada ve denizde fesad ortaya çıktı. Umulur ki, dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını kendilerine taddırmaktadır.(30/41)

bu ayetler günümüzde yapılan sanayi balıkçılığının sınırlandırılmasına cevaz veren ayetlerdir.

kuran tüm zamanlar için inmiş bir kitaptır dün deniz hayvanları iin bir tehdit olmadığı halde yasak koyulması zulum olurdu bu gün ise deniz hayvanları için tehdit varken yasak konulmaması zulum olur.

matematikle ilgli yaptığın anolojiye gelince.

ilkin matematiksel gerçekler herzaman için kainattaki gerçekliğe denk düşmez bu yüzden matematiğe gerçeğin kendisi olarak değil gerçekliği tanımlayan/tasvir eden bir araç olarak bakmalıyız.

halbuki bizim tartıştığımız şeyler matematik gibi kurgusal şeyler değildir gerek yaşadığımız evren gerekse kuran gerçektir kuranın içinde evrenle ve kendisiyle çelişen sonuşlar olmaması gerekir.matematikte ise böyle bir zorunluluk yoktur matematik evrende gözlemlediğimiş şeylerle sınırlı olak zorunda değildir.

örneğin ahmedin 5 elması olsun 6 sını eda ya versin ahmedin kaç elması kalır.

matematiğin bu soruya cevabı -1 olur ama gerçek hayatta -1 elmaya rastlayamazsınız.

eğer bizim ifadelerimizde çelişki varsa çelişkili olan ifadeleri ortaya koyup bunlar birbiriyle çelişiyor denilebilir, denilmelidirde.

birkatkimolsun
5. April 2012, 10:57 AM
KURANDAKİ 19 VE 7 RAKAMLARI NEYİ İŞARET ETMEKTEDİR. KURANIN ÖNERDİĞİ TAKVİM ""GÜNEŞ-AY"" TAKVİMİ MİDİR? METONİC DÖNGÜ NEDİR?

Genel yaygın anlayış kuranın hicri takvimi önerdiği şeklindedir hâlbuki gerek kuran ayetlerinin dikkatli incelenmesi sonucu elde ettiğim, gerekse mantığın gereği elde ettiğim kanaatlere göre hicri takvimi kuranda geçmez.
Bu yazıda kuranın emrettiği takvim sisteminin ne olduğu konusunda, Nesi fesadı ve bu takvim sisteminde 19 ve 7 rakamlarının yeri nedir sorularına cevap arayacağım "sakar" nedir sorusuna bu minvalden yeni yorumlar getirmeye çalışacağım.
Her şeyden önce bilinmesi gereken şey bugünkü kullandığımız hicri takvim Muhammed peygamberin vefatından sonra icat edilmiş bir takvimdir bir kutsallığı dokunulmazlığı yoktur.
Kuranın önerdiği takvim ne tek başına ""güneş takvimidir"" nede tek başına ""ay takvimidir, kuran ikisinin karışımı olan ""Metonik döngüyü"" dikkate alan GÜNEŞ-AY takvimini uygulamasını önermektedir. Bu takvim mevsimsel sapmaları olmayan ""kalan vermeyen"" bir takvim sistemidir gerek güneştakvimi gerek ay takvimi mevsimsel sapmalara sebep olmaktadır güneş takviminde bu sapma uzun yıllar sonucu olsada bu sapma genede gerçekleşmektedir.

http://en.wikipedia.org/wiki/Lunisolar_calendar
http://en.wikipedia.org/wiki/Metonic_cycle

Allahın yaratıkları canlıların düzenlerini mevsimlere göre kurmuştur Allah yasaklarını koyarken doğal olarak yasaklarını bu mevsimleri gözeterek koymuştur.
"güneş-ay" takvimi mevsimleri gözeten 19 yılda bir güneş ve ayı aynı yerde buluşturan Meton döngüsünü dikkate alan bir takvimdir.
http://www.mucizeler.com/kum/03_gun-kelimesinin-turevleri.asp
Ay takvimine göre bazı "güneş yıllarına" 12 dolunay bazı "güneş yıllarına" da 13 dolunay düşmektedir. Ay takvimini sadece Araplar kullanmamaktadır Çinliler,Hintliler, Babilliler,Yahudiler de ay takviminden yararlanmaktadırlar hatta Babilliler ve Yahudiler bahsettiğim güneş ay takvimini gözeterekMeton döngüsüne göre takvim sistemleri oluşturmuşlardır.
Kuranda bahsedilen Nesi fesadıyla Araplar ve/veya Yahudiler hedef alınmaktadır. Araplar ve/veya Yahudiler bazı "güneş yılına isabet eden 13. dolunayları bir sonraki seneye devrederek birsene bazı aylarda kendilerine haram kılınan davranışları helal, diğer sene helalleri haram yapmışlardır. Arapların yaptığı ise çok daha büyük bir günah olup mevsimlerin gözetilmesi toptan kaldırılmıştır.
(3, 6, 8, 11, 14, 17,19) bu sayılar Meton döngüsünde hangi "güneş yıllarında" 13 dolunay olacağını belirleyen sayılardır.
[örneğin 8 rakamı Meton döngüsünün başlangıcından itibaren 8 inci güneş yılında 13 dolunay(ay takvimine göre) gerçekleştirileceğini bildirir.]


Araplar ve/veya Yahudileryukarıdaki döngüdeki rakamları örneğin ( 2 ,5, 7 ,10 ,13 ,16, 19 )şeklinde yaparak haramları helal helalleri haram yapmışlardır kuranda bahsedilen Nesi fesadı budur.

AyriyetenNesi fesadıyla ilgili olarak şunu söyleyebilirim Nesi fesadı dolunayın ertelenmesi değil haram ayların ertelenmesi manasına gelmektedir bunu şu şekilde yapmaktalar; dolunayların 13 olmadığı bir yıl örneğin 2000 yılı, ertesi senede(2001) dolunaylar 13 çekecek olsun Nesi fesadında bir sene içindeki dolunayların sayısı 13 olmadığı halde
2000 yılında 13 dolunay varmış gibi yapılması ve/veya 13. dolunayın günlerinin 12. aya aktarılması suretiyle haram aylar ertelenmektedir bir sonraki sene ise 13 dolunay olmasına rağmen 12 dolunay varmış gibi hesap yapılmaktadırlar.
İKİ SENELİK AY LİSTESİ

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 Nesi fesadının yapılması
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 olması gereken hesap

Yukarıdaki sayılardan da anlaşılabileceği gibi haram aylar 1. 2. 3. ve 4. aylarda olması gerekirken Nesifesadıylaolması gerekene göre 1 ay erteleniyor ve 2. ayda başlatılıyor.

Bir Meton döngüsünde yani 19"güneş yılında" 12 tane 12 dolunay/ vardır 7 tanede 13 dolunay vardır, yani
(12*12)+(13*7)=235 yada (19*12)+7=235 ay/dolunay
Bir senede 365,25gün vardır
365,25*19=6939,75 gün eder===>6939,75/235ay=29,5308 bu rakam 19 sene içindeki ayların ortalama değerini verir.
http://en.wikipedia.org/wiki/Hebrew_calendar
http://en.wikipedia.org/wiki/Babylonian_calendar
Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu, Allah’ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin. Fakat Allah’a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.(9/36)

Haram ayları ertelemek, ancak inkârda daha da ileri gitmektir ki bununla inkâr edenler saptırılır. Allah’ın haram kıldığı ayların sayısına uygun getirip böylece Allah’ın haram kıldığını helâl kılmak için haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah, inkârcı toplumu doğru yola iletmez.(9/37)

Kurandada belirtildiği üzere bir senedeki ayların sayısı 12 dir.
Allah bize 12 rakamını vermekle bir seneyi kaça bölmemiz gerektiği konusunda bize yol göstermiştir.
Burada yapılması gereken hesap 13. dolunayın günlerini 12. aya devretmektir bu şekilde 12. ay bazı seneler 60 güne çıkabilmektedir. Allah bizden ayların sayısını 12 ye tamamlamamızı istemiştir bir ayın kaç gün olması gerektiğiyle ilgili bir sınırlama yoktur.

Burada önemli bir şeyde sene başlarının nasıl belirleneceği meselesidir burada da bakara 185 ayeti belirleyicidir.

BAKARA(185) :Şehru ramedanellezı ünzile fıhil kur'anü hüdel lin nasi ve beyyinatim minel hüda vel fürkan* fe men şehide minkümüşşehrafelyesumh* ve em kanemerıdan ev ala seferin feıddetümmineyyaminuhar* yürıdüllahübikümlyüsra ve la yürıdubi külüm usr* ve litükmilülıddete ve litükebbirullahe ala mahedaküm ve leallekümeşkürun .
Ramazan ayı (SICAK DOLUNAY) İnsanlar için hidayet olan ve doğru yolu ve (hak ile batılı birbirinden) ayıran apaçık belgeleri (kapsayan) Kur'an onda indirilmiştir. Öyleyse sizden kim bu aya(dolunaya)şahit olursa artık onu tutsun. Kim hasta ya da yolculukta olursa, tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde (tutsun). Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. (Bu kolaylık) sayıyı tamamlamanız ve sizi doğru yola (hidayete) ulaştırmasına karşılık Allah'ı büyük tanımanız içindir. Umulur ki şükredersiniz.

Burada dikkat etmemiz gereken senenin başlangıcının SICAK DOLUNAYLA(şehri ramazanla) başlaması ve kim ona şahitlik ederse lafıdır. SICAK DOLUNAY güneş ay takviminin Müslümanlar için başlangıcıdır ve sonudur.
Sıcak dolunay ifadesi Arapların 21 MART ekinoksundan sonra görülen ilk dolunaya verdikleri isimdir, çeşitli kültürlerde dolunaylara çeşitli adlar verilmiştir. Bu adları incelemek için aşağıdaki linkten faydalanabilirsiniz.

http://en.wikipedia.org/wiki/Full_moon
1. Biz onu kadir(ölçü) Gecesi'nde indirdik.

2. Kadir(ölçü) Gecesi'nin niteliğini sana gösteren nedir?

3. Kadir(ölçü) Gecesi bin aydan daha hayırlıdır!

4. Melekler ve Rûh, Rablerinin izniyle o gecede her iş için iner de iner!

5. Bir esenlik ve huzur vardır; sürüp gider o, tan yeri ağarıncaya kadar!
** Görüldüğü gibi kuranın indirildiği gün gene kuranda ölçü(kadir) gecesi olarak nitelendirilmiş (2/185)le bu ayet yan yana okunduğunda sıcak dolunayınölçü gecesiyle aynı anlama geldiğini yani senenin başı ile sonunu belirlediğini anlarız.

Ayriyeten cahiliye dönemi takvimleri ve Nesi fesadı konusundaki yüksek lisans tez çalışmasını incelemek isterseniz de aşağıdaki linki inceleyiniz.
http://www.belgeler.com/blg/146f/cahiliye-donemi-arap-takviminde-nesi-nasi-in-the-arap-calender-of-pre-isdlamic-period
Bu takvim güneş ve aydan hesaplamalar için faydalansa da mevsimleri gözetmektedir bu yüzden kim sıcak dolunaya şahit olursa lafı önemlidir kuzey yarımkürede biz kışı yaşarken güney yarımküredekiler yazı yaşamaktadır ve onların sıcak dolunaya şahitliği biz kışı yaşarken olmaktadır, bu yüzden onların Allahın yasaklarından sakınıldığı günler bizimle aynı ana denk düşmemektedir.Mesela av yasağı zamanları farklı olmakta veya oruç tutulduğuzamanlar. Burada evrensel olan hac zamanı olabilir çünkü haccın yapılacağı yer Mekke’dir.

İnsanların oruç tutacakları zaman farklı zamanlarda oruca başlamaları ve bitirmelerinin yadırganmadığı gibi bu durumda yadırganılacak bir şey değildir.

Allah bu şekilde senenin başı için bir milatkoymuştur. Kuranda geçen bütün şehr kelimeleri bu ayetin haricinde belli bir zaman aralığını belirtmekte olup sadece bu ayette dolunaya işaret etmektedir bu Türkçedeki ay kelimesinin hem zaman aralığını hemde dünyanın uydusunu işaret etmesi gibi bir şeydir. Arapçada da şehr kelimesi hem dolunayı hemde zaman aralığını işaret etmesiyle aynıdır. Kuranda toplam 14 kere geçen şehr kelimesinin 12 si zaman aralığı 2 si dolunay anlamındadır.


Şafağı yarıp sabahı ortaya çıkaran/Fâlık O'dur! Geceyi dinlenme zamanı yaptı; güneş'i ve Ay'ı hesap aracı. İşte budur ölçülendirmesi o Azîz'in, o Alîm'in! (ENAM 96)

Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz.84/(16-19)
**allah bu ayette dolunay üzerine yemin etmekte halbuki hilal üzerine edilmiş bir yemin yoktur kuranda.


YASİN SURELERİ
38. güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, Alîm olanın takdiridir bu.
39. Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
40. güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
**güneş ve ay takvimindeki hesaplamaların aynı olmasının gerekmediğine vurgu var. Güneş yılıyla Ay yılı farklıdır.

güneş'i ısı ve ışık kaynağı; Ay'ı, hesabı ve yılların sayısını bilesiniz diye bir nur yapıp ona evreler takdir eden O'dur. Allah bütün bunları rastgele değil, şaşmaz ölçülere bağlı olarak yaratmıştır. Bilgiyle donanmış bir topluluk için ayetleri ayrıntılı kılıyor.(YUNUS 5)

**gene burada da ""yılların hesabını"" yapabilmemiz için güneşten ve aydan faydalanmamız gerektiğine vurgu var.
RAHMAN SURESİ
5. güneş ve Ay. Hesaba bağlıdır herbirinin her şeyi.
6. Çimen/yıldız ve ağaç secde ediyorlar.
7. Ve gök. Yükseltti onu(güneş). Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı.
8. Azgınlık etmeyin ölçü ve tartıda, saptırmayın mizanı.
9. Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.

**6. suredeki secere kelimesinin ağaç olarak çevrilmiş güneş takviminin hesaplanmasında uzun direklerden yararlanılmıştır bu kelime ağaç anlamında olsa bile düzgün bir palmiye ağacıyla güneşin hareketleri gölgesinden izlenebilir ve yılın hangi gününde olduğu hesaplanabilinir. Ayriyeten bu hesaplamalarda şaşılmaması gerektiğine vurgu var.


KIYAMET SURESİ
8. Ay tutulduğunda,
9. Ve güneş'le Aybiraraya getirildiğinde,
10. Der ki insan o gün: "Kaçılacak yer nerede?"
**Meton döngüsünde güneş ve ayın birleştiği ana vurgu yapılıyor.)


Görmedin mi Rabbini, nasıl uzatmıştır gölgeyi? Eğer dileseydi, onu elbette hareketsiz kılardı. Sonra nasıl güneş'i ona delil yapmışız! (FURKAN 45)

**burada da güneş takviminde hesaplamalar için gölgenin ve uzunluğunun delil olarak kullanılmasına vurgu var.
Buayetlerden de görülebileceği gibi güneş ve ayın birlikte hesap aracı olduğu tescillenmektedir.

Araplar "sadece ay" takvimini kullanmakla en kötü ve mevsimleri hiç gözetmeyen bir takvim sistemini benimsemişlerdir. Kurandaki "güneş ay" takvim sistemine yapılan vurguları peygamberden sonra ya anlamamışlardır yada unutmuşlardır.
15 (Hicr) / 43,44:

Muhakkak Cehennem, onların hepsine va’dolunan yerdir.

Onun “YEDİ” kapısı vardır. Her bir kapı için onlardan bir kısmı taksim edilmiştir.

** Burada bahsedilen cehennemin yedi kapısı kafirlerin azgınlık yaparak meton döngüsündeki 7 tane 13 ayı azgınlıklarına araç yapmalarıdır, haram ayları helal helalleri haram yapmalarıdır.O diye bahsedilen 19 güneş yıllık döngüsü olan sekardır.

Andolsun, sana çiftlerden yediyi ve büyük Kur'an'ı verdik.(15/87)
** Çiftlerden derken 19 ve 7yi kast ediyor bunun ilminin Muhammed peygambere verildiğinden bahsediyor. Meton döngüsünün yani güneş ay takviminin ilmi.


Mutaffifin Suresi(1-21)

1. Azap ve kaygu, tartıda ve ölçüde hile yapanlara olsun;

2. Ki onlar insanlardan alırken ölçüyü tam yaparlar,

3. Onlara vermek üzere tartıp ölçtükleri zaman, eksiltmeye giderler.

4. Peki, bunlar kendilerinin diriltileceğini sanmıyorlar mı?

5. Çok büyük bir gün için.

6. Bir gün ki, insanlar, âlemlerin Rabbi huzurunda kıyama geçerler.

7. Hayır, iş düşündükleri gibi değil! Rezilliğe batmışların kitabı, karanlık ve pis bir çukurun, Siccîn'in ta içindedir.

8. Siccîn'in ne olduğunu sana gösteren nedir?

9. Rakamlandırılmış bir kitaptır o.

10. Vay haline o gün, yalanlayanların!

11. Onlar ki din gününü yalanlarlar.

12. Onu ancak her şımarıp azmış, günaha batmış olan yalanlar.

13. Ayetlerimiz ona okunduğunda, "Daha öncekilerin efsaneleri!" deyiverir.

14. İşin esası o değil! Onların kazanmakta oldukları, kalplerinin üstünde pas oluşturmuştur.

15. Hayır! Onlar o gün Rablerine karşı tam bir şekilde perdelenmişlerdir.

16. Sonra onlar mutlaka cehenneme dalacaklardır.

17. Sonra da: "İşte budur, o yalanlamakta olduğunuz şey!" denilecektir.

18. Hayır, sandıkları gibi değil! İyilik sergileyenlerin kitabı İlliyyûn'da, en yüce burçlardadır.

19. İlliyyûn'un ne olduğunu sana anlatan nedir?

20. Rakamlanmış bir kitaptır o.

21. Yaklaştırılmış olanlar tanıklık ederler ona.
** Bu surede bahsedilen ticarete konu olana malların ölçülüp tartılmasından bahseder gibi gözüküyor beklide gerçekten ticaretten bahsediyor??? (kanaatimce başlangıcının yeniden tercümesi gerekli ) ama devamında bahsedilen konuları incelerseniz bunun ticaretle alakası yok, benim kanaatim bu ayetin çok büyük bir çoğunluğu Meton döngüsü ve ona bağlı takvimden ve Nesi fesadından bahsediyor 18. Ayetteki burçlar kelimesine dikkat anlamı gökyüzüyle ilişkilidir. Meton döngüsünün hesabının yapılmasından bu hesabı bilenlerin ona tanıklığından bahseder.

Bir başka ayet grubunda bu bilgiler ışığında yeniden bakmanızı istiyorum;

MÜDDESİR SURESİ
26. Onu Sekar'a fırlatacağım.
27. Bilir misin nedir Sekar?
28. Ortada bir şey bırakmaz, hiçbir şeyi görmezlik etmez o.
29. İnsan için tablolar/levhalar/ekranlar sunandır o.
30. Üzerinde ondokuz vardır onun.
31. Biz, cehennem yârânını hep melekler yaptık. Ve biz, onların sayılarını da küfre sapanlar için bir imtihandan başka şey yapmadık. Ta ki, kendilerine kitap verilenler iyice ve apaçık bilsinler. İman etmiş olanların imanı artsın. Kendilerine kitap verilmiş olanlarla iman sahipleri kuşkuya düşmesin. Kalplerinde hastalık olanlarla küfre sapmış bulunanlar da; "Allah bununla neyi örneklendirmek istiyor?" desinler. İşte böyle. Allah, dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. Rabbinin ordularını ancak O bilir. Bu, insan için bir öğüt verici ve düşündürücüden başka şey değildir.
32. Hayır, sandıkları gibi değil! Yemin olsun Ay'a,
33. Yemin olsun geceye, sırtını döndüğünde;
34. Yemin olsun sabaha, ağarıp ışıdığında,
35. Ki o gerçekten en büyüklerden biridir.
36. İnsan için bir uyarıcıdır.
37. Sizden, öne geçmek yahut arkaya kalmak/erken davranmak yahut gecikmek isteyen için.

**Buradaki sekar sözcüğünün Meton döngüsünün hesabının yapıldığı tablolarının çizildiği parşömenler veya levhalar olma ihtimali bence bayağı yüksek üzerinde 19 var ifadesinde Meton döngüsünün 19 seneolmasına vurgu yapılıyor. Bu hesabın kalansız olmasıda Meton döngüsünün bir başka özelliğidir.
Meton döngüsü daha öncede belirttiğim gibi Babilliler ve Yahudilertarafından da bilinmekteydi ve kullanılmaktaydı alta verdiğim linkte de görebileceğiniz gibi bir Evangelist bu döngüyü kullanarak farklı amaçlar için hesaplamalar yapabilmektedir.

http://endtimepilgrim.org/Metonic.htm

pramid
5. April 2012, 10:59 AM
günümüze kadar gelen tarihi çüreçte insanların denizde ""basit araçlarla"" avlanması ""çoğu zaman"" deniz hayvanları için nesli tehdit edecek bir tehdit olmamıştır

Kuran eskilerin masalı değildir. Allah unutmuşta değildir. Kuran her döneme öğüt verir.

İhram giysi değildir.

birkatkimolsun
5. April 2012, 11:03 AM
kurandaki bu kadar ayet hicri takvimi yalanlarken ve bu kadar ayet ""güneş ve aydan"" yararlanılarak yapılan hesaplamalara dikkat çekerken çelişki bunları söylemek değil hicri takvimi savunmaktır.

hicri takvimin hiçbir temeli olmadığını anladığımızda ve kuranla çeliştiğini gördüğümüzde elimizde tek bir seçenek kalıyor oda güneş-ay takvimi.

birkatkimolsun
5. April 2012, 11:09 AM
kuranda tarihsel ve evrensel ayetler vardır .tarihsel ayet yok diyorsan peygamberin hanımlarıyla evlenme yasağını nasıl açıklarsın.

kaldıki allah birşeyi unutmuşda değildir duruma göre haram ve helalleri tasnif etmiştir diğer ayetlerle ilgili ayetler uyum içindedir.

ee madem ihram giysi değildiri savunuyorsun takvim meselesini unut . o zaman yukarı astığın yazı neyi savunuyor.

allahın kara hayvanlarını avlamayın deniz hayvanlarını avlayın sözü sana çelişkili gelmiyorda bunu takvime bağlayın deyincemi çelişkili geliyor?

pramid
5. April 2012, 01:28 PM
Rasulde bizim için güzel örnekler vardır. "üsvetün hasene". Tarihi veri değil, o ayetler, günümüze örneklerdir. dileyen öğüdü alır. Dileyen almaz.

Rabbimiz ilmimizi artırsın ve müslüman olarak öldürsün.

Hasan Akçay
5. April 2012, 03:47 PM
Merhaba sayin pramid. Nasilsiniz?

haram aylarda ne için avlanma yasağı konulmuştur. ihtiyaç duyulan nedir.
Allah yalnizca "Yasak!" diyor; gerekcesini aciklamamis.

haram aylarda ki hedy nedir?
Benim anladigim, dinî hacda yoksullara bagislanan hayvan.

hedy için hayvanı yetriştirmek mi gerekmektedir, avlayıp yakaladığımız hayvanı kurban etmek mi?
Yetistirmek gerekir. Sorunuzun cevabi bu. Ama aciklama da istiyorsaniz lütfen belirtin.

Ne için deniz avı yasaklanmamış, mescid harama gelene kadar öleceği için mi?
Benim anladigim, deniz avi da yasaklanmis.

Örnegin
Mâide 96'nin ilgili bölümü:

Yasak dönemde karanin av hayvanlarini avlamaniz yasaktir.
Ve hurrime aleykum saydul berri mâ dumtum huruma

Bundan daha makul ne olabilir ki!
Yasak dönemde
karada avlanmaniz elbet yasak olacak.

Arti,
Allah
o esnada denizde avlanmaniz helaldir
demiyor.

O'nun demedigini biz niye sokusturalim ayete?

Allah’in sözünden
ille ek bir sey
anlayacaksak
makul olani anlamamiz gerekir:

Örnegin:

Size yasak oldugu sürece
karanin av hayvanlari yasaktir
ve
denizin av hayvanlari yasaktir.

Allah
"Avlanmaniz karada yasakken denizde helladir!"
demiyor

Arti,
Allah'in fiilî yasasi var:

Bir bölgenin bütün hayvanlari, denizdekiler dahil, ayni sicak dönemde ürerler.

Allah
"Yasak mevsimde karada avlanmayin!" dedigine,
"Ama denizde avlanin!" asla demedigine göre ve
denizdeki hayvanlar da o ayni anda üremekte olduguna göre?

"O anda denizde avlanmaniz helaldir!" demeyen Allah'a inat
seytana mi uyalim?

Sevgi ile,
Hasan Akcay.

galipyetkin
5. April 2012, 06:23 PM
Sayın Hasan Akçay.

Sizin ''haram aylar '' dediğiniz zaman aralığında Güney Amerika'nın en güney ucu Patagonya ile güney Afrika'nın en güney ucunda ve Yeni Zelanda'da kara kış yaşanmakta?......

Hasan Akçay
5. April 2012, 06:58 PM
Merhaba Galip Yetkin kardesim.

Yaz dönencesi kuzey yarikürede 21 Haziran, güney yarikürede 21 Aralik. O halde oralarin "sehru ramazân"i 21 Araliktan sonraki ilk dolunaydir. Bakara 185'te Allah "O dolunaya tanik olanlariniz onu oruclasin!" dedigine göre oralarda oruc ve avlanma yasagi 21 Araliktan sonra baslar; yöreseldir. Ama dinî hac evrensel. Ayetten benim anladigim bu.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

galipyetkin
5. April 2012, 07:36 PM
Sayın Hasan Akçay.

Yani o müddet aralığında o hayvancağızlara oruçlu olun mu demek?...

Saygılarımla
Galip Yetkin.

Hasan Akçay
5. April 2012, 08:06 PM
Sayın Hasan Akçay.
Yani o müddet aralığında o hayvancağızlara oruçlu olun mu demek?...


Saka icin tesekkürler. Bazan gercekten ona ihtiyacimiz var. Ama simdi ben "Yok kardesim..." diye baslayip ciddi ciddi bi anlatmaya baslarsam görürsün gününü. "Hayvanlari av yasagi ilgilendirir; oruc insanlarin isi..."

Sevgi ile,
Hasan Akcay

galipyetkin
5. April 2012, 08:49 PM
Saygın Hasan Bey.

Şöyle ifade edeyim. Ramazan dolunayına şahit olunduğunda ''oruç'' başlamakta.Orucun süresi kimilerine göre on gün, kimilerine göre iki dolunay araliğı kimilerine göre de ..... her ne ise. Ben diyorum ki ''avlanma yasağı'' haram ayları boyu sürdüğüne göre ve bunun başlangıcı da ramazan dolunayı olduğuna göre kişilerin on günlük veya bir aylık orucu sona ermesine rağmen hayvanların avlanıp veya kesilip yenilmesi yönünden insanların orucu, avlanma yasağı sonuna kadar devam etmiş olmuyor mu? Yani buna biz bu yönden ''oruç'' diyemez miyiz?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Hasan Akçay
6. April 2012, 05:04 AM
Olabilir ama orucun bu tarifi de Allah'in hükmü degil yalnizca beserî bir görüs. Zamanla degisebilir, tipki nasil benim görüsüm degistiyse.

Su andaki görüsüm: ORUC, yalnizca avcilarin degil, bütün inananlarin sicak dolunaydan sonra gündüzleri yemekten, icmekten, cinsel iliskiye girmekten ve kavga etmekten geri durmalaridir.

Avlanma yasagi dört dolunaydir; oruc ise yalnizca 10 (on) gün. Cünkü orucun Kur'ân'î süresi olan EYYÂMEN MA'DÛDÂT iki elin parmaklari sayisinca demek.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
6. April 2012, 08:03 AM
فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُbakara 185

bu Ay şuhudda ise onu oruç tutsun...

O ayı oruçlu geçirsin denmiyor mu ?

oruc ise yalnizca 10 (on) gün.

pramid
6. April 2012, 08:39 AM
HAC İÇİN ÖNCE İLAN GEREKİR.

Hac sur. 27: İnsanlar içinde haccı ilan(ezan) et ki, gerek yaya olarak gerekse derin vadilerden gelerek, yorgunluktan incelmiş binitler üzerinde sana ulaşsınlar.

İLAN SONRASI HAC AYLARI 4 AYDIR

Bakara Sur. 197:Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli takvadır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden sakının.

İLİM/MALUMAT AYNI KÖKTEN GELİR.

Tevbe Sur. 36:Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Eskimez din işte budur. Artık o aylar içinde benliklerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl topyekün savaşıyorlarsa, siz de onlarla top yek ün savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.

PEKİ HAC AYLARI NEDİR ?

Bakara Sur. 217:Sana haram ay ve onda savaşma hakkında soru yöneltiyorlar. De ki: "Onda savaş, büyük bir günahtır. Allah yolundan engellemek, O'nu inkâr etmek, Mescid-i Haram'a gidişi engellemek ve halkını oradan çıkarmak ise, Allah katında daha büyük bir günahtır……

HARAM AYLAR İLE MESCİDİL HARAM İLİŞKİLİDİR.

Maide Sur. 2: Ey iman edenler! Allah'ın ibadet, iyilik ve güzellik alâmeti kıldığı şeylere, çarpışmanın yasak olduğu haram aya, kurbanlık hediyelere, gerdanlıklara, Rablerinden bir lütuf ve rıza niyaz ederek Mescid-i haram'a gelmiş olanlara saygısızlık etmeyin! İhramdan çıktığınız vakit avlanın. Bir topluluğun, sizi Mescid-i haram'dan uzak tutmak için sergilediği kötülük, sizi saldırganlık ve düşmanlığa sakın itmesin…….

Bakara 203:Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin, tekbir getirin. Bunlardan iki gün içinde dönüş için acele edene günah yoktur, geç dönene de günah yoktur; fakat korunan için. Allah'tan korkun ve bilin ki, O'nun huzurunda toplanacaksınız.


Bakara Sur. 189:Sana, doğan Aylardan (HİLAL) sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir.Sonra hayır, evlere arka taraflarından girmek değildir. Hayır sahibi, Allah'tan çekinendir. Evlere kapılarından girin. Allah'tan sakının ki kurtulmuş kimselerden olup muradınıza eresiniz."

HİLALLER AYIN BAŞLANGIÇ ÖLÇÜLERİDİR. BAKARA 189. AYET İÇİN KONU HİLALLER VE EVLERE KAPILARINDAN GİRİN !

OKUYAN ARKADAŞLARA TAVSİYEM "ASTRONOMİDE GÖKYÜZÜ EVLER" BAHSİNİ ARAŞTIRMALARIDIR. EVLERE KAPILARINDAN GİRİN. BURÇ KONULARI İLE TAHRİF EDİLSEDE ÖNEMLİ BİR KONUDUR.

SİZİN İÇİN İP UÇLARI:

GÖK YÜZÜ EVLERİ,
NECM SURESİ
UFUK ÇİZGİSİ,
İLK VAHY ANI,
İKİ YAY MESAFESİ,
RAMAZAN AYI BAŞLANGICI,
SİRİUS YILDIZI

galipyetkin
6. April 2012, 09:29 AM
Sayın Hasan Bey.

''Olabilir'' cevabınız (fakat hemen ''ama''yı yapıştırmışsınız) bakın bana neyi hatırlattı. Hani Yusuf Peygamber'in yedi kurak yılı aşması var ya işte onu; bir de orucun amaç değil de araç olduğunu.

Geceden yani yokluk günlerinden, varlıklı günlere geçerken'den başlayıp aydınlık müddetince-varlıklı günlerde, itidal-kavam seviyesinde kalarak artanın (beyt-ül mal'da) geceye yani yokluk zamanlarına saklanması veya geceyi-yokluğu yaşayanlara aktarılması gibi. (Hani bir deyiş var: ''Ak akça kara gün içindir.)

Neyse konumuz ''kadir gecesi'' olduğundan bu kadarla yetiniyorum.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

birkatkimolsun
6. April 2012, 10:27 AM
merhaba pramid arkadaşım seninde belirttiğin üzere 2/189 daki evlere arkalarından girmeyin ifadesi kuranda dolunayı gösteren işaretlerden biri olmayabilir yani ""evler=beyt"" ifadesi ile astronomideki 12 ev kast ediliyor olabilir.bu benim gözümden kaçan bir durum değil üzerinde çalıştığım ve düşündüğüm bir şey.

bunu bu şekilde anlarsak ne değişir? hacc ın başlangıcı için dolunayın değil her ayın 21 inden 21 ine olan ev leri esas almamız gerektiği ortaya çıkar.[bu arada ben 21 mart ekinoksunu sıcak ayların başlangıcı olarak alıyorum bu noktada hasan arkadaşla ayrılıyoruz.]

bu arada ayın 21 de ""takım yıldızlarının""(burçların) evlere girmesi dünyanın presesyon hareketinden dolayı güncel bir bilgi değildir, artık burçlar farklı tarihlerde evlere giriyor.

güneş-ay takvimiyle yıldız takviminin karması bir sistem önerisi olabilirmi buda bir ihtimal.

RAHMAN SURESİ

5. güneş ve Ay. Hesaba bağlıdır her birinin her şeyi.

6. Çimen/yıldız ve ağaç/takımyıldız secde ediyorlar.

7. Ve gök. Yükseltti onu. Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı.

8. Azgınlık etmeyin ölçü ve tartıda, saptırmayın mizanı.

9. Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.


bu ayetlerdeki secere kelimesinin bir anlamınında takım yıldız olduğunu düşünüyorum.astronomide evlere girişin hesabı yıldızlardan ve takım yıldızlardan yararlanılarak yapılır.

pramid arkadaşım 2/189 daki beyt kelimesine ev anlamının verilmesi öyle basit sadece takvim meselesiyle ilgili sonuçlar doğuran bir konu değildir çok ciddi paradigma değişikliklerini beraberinde getiren bir anlayışada sahip olmayı gerektirir.

ben şahsen antik çağ astronomisi konusunda kendimi eğitmeye çalışıyorum ve edindiğim bilgiler kuran konusunda bende bir paradigma değişimine yol açtı bu konuda araştırma yapmanızı tavsiye ederim ufuk açıcı sonuçları görebilirsiniz.

ip ucu diye verdiğin konuların çoğu araştırdığım ve makale yazdığım konular.çeşitli forumlardada necm suresi ve ilişkili ayetlerin astronomi gözlemi olduğuyla alakalı düşüncelerimi makalelerimi astım.

pramid
6. April 2012, 10:58 AM
seninde belirttiğin üzere 2/189 daki evlere arkalarından girmeyin ifadesi kuranda dolunayı gösteren işaretlerden biri olmayabilir yani ""evler=beyt"" ifadesi ile astronomideki 12 ev kast ediliyor olabilir.bu benim gözümden kaçan bir durum değil üzerinde çalıştığım ve düşündüğüm bir şey

ÇALIŞILSIN VE BAKALIM. MUHAKKAT RABBİMİZ DOĞRU YOLA BİZLERİ İLETECEKTİR.

ASLINDA ÇOK BASİT. bİZLER BASİT DÜŞÜNEMİYORUZ. SORUNDA BU DEĞİL Mİ?

Hasan Akçay
6. April 2012, 11:31 AM
فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُbakara 185
bu Ay şuhudda ise onu oruç tutsun...
O ayı oruçlu geçirsin denmiyor mu ?

AY degil DOLUNAY geciyor ayette.

Zaten ayetin en basinda sicak dolunay anlaminda sehru ramazân deniyor ve "Onda (في ه) o okuma -el kur'ân (ال قران) indirildi," deniyor. Buradaki "ه"nin ne oldugu ise Kadr 1'de aciklanmis: Biz onu "ölcü gecesi"nde indirdik -Inna enzelnahu fî leyletil kadr. Acik ve net. Indirilen odur yani o okumadir ve 29 gün 12 saat 44 dakika 3 saniye süren bir ayda degil yalnizca 1 (bir) gecede indirilmistir yani "ölcü gecesi"nde -leyletul kadr, انا انزلناه في ليل ة القدر.

Sözü edilen "okuma"nin insanlarin imanini ölcüye vurup münafiklari aciga cikaran bir sûre oldugu ise Tevbe 64, 81, 86, 124, 127'den anlasiliyor. Onun indirildigi geceye ölcü gecesi anlaminda leyletil kadr denmesi bu yüzden.

Özetle,

sehru ramazân = leyletil kadr
(sicak dolunay = ölcü gecesi)

Sorunuzu cevaplamaya devam edeyim, Allah isterse. Ama buraya kadar meramimi anlatabildim mi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

birkatkimolsun
6. April 2012, 11:39 AM
konunun biraz dışında bir şey söyleyeyimmi dabbetül arzın dünyanın(arzın) yaptığı presesyon hareketi olduğunu düşünüyorum.
""yasak ağaçta"" yılancı takım yıldızı olabilir.

dağ kelimesi bazı ayetlerde bildiğimiz anlamda dağ anlamında olmayabilir, kuranda geçen tur tarus(boğa) takım yıldızı olabilir, zeytin ve incir bir benzetme yapılmış olup(tek çekirdekli zeytin çok çekirdekli incir olmasından dolayı)yıldız(zeytin) takımına(incir)gönderme yapılmış olabilir ve daha saymadığım birçok ilişkili konu.

çok geniş ve dallanıp budaklanan bir konu cesaret edipde bir makale yazamadım henüz.

http://www.facebook.com/media/set/?set=a.3146966445451.138531.1603760266&type=3#!/notes/ethem-derman/y%C4%B1ld%C4%B1z-fal%C4%B1n%C4%B1n-yeni-bur%C3%A7-tarihleri/211987252160502


ilgilenirsen araştırabilirsin.yukardaki link bir başlangış olabilir.


NOT:aklıma gelmişken evlere kapılarından girin ifadesi doğrudan yıldızlarla alakalı olmayıp ayın dünyanın yörüngesindeki hareketlerini hesaplarken(farklı bir ay takvimi hesabı) ayın 12. evden batıp 1. evden doğmasıyla alakalı bir durumda olabilir.senetin kelimesinin anlamıyla ilgili konuşurken kısaca değinmiştim.

Ay’a da bir takım evrelerle ölçü biçtik. Nitekim o eski ve eğri hurma dalı gibi döner. (36: 39)

bu ifade ayın gökyüzünde evler üzerindeki hareketini ve en sonunda 1. eve geri dönüşünü tasvir ediyor olabilir.



Allah ilmimizi artırsın ve kendi dosdoğru yoluna iletsin.

pramid
6. April 2012, 01:52 PM
AY degil DOLUNAY geciyor ayette.

şehr kelimesinin Kurandaki kullanımlarına bakınız. Lütfen

Evler ve ayın konaklaması ;? DÜŞÜNÜNÜZ

pramid
6. April 2012, 01:58 PM
dağ kelimesi bazı ayetlerde bildiğimiz anlamda dağ anlamında olmayabilir, kuranda geçen tur tarus(boğa) takım yıldızı olabilir, zeytin ve incir bir benzetme yapılmış olup(tek çekirdekli zeytin çok çekirdekli incir olmasından dolayı)yıldız(zeytin) takımına(incir)gönderme yapılmış olabilir ve daha saymadığım birçok ilişkili konu.

BU BİLGİNİN İNCELENMESİ GEREKİR. HER TÜRLÜ ÖRNEK VERİLEN KİTAPTA BİR ÖRNEK OLABİLİR DİYORSUNUZ.

"TUR" KELİMESİ İLE "TAVR" AŞAMA AŞAMA ANLAMLARI TAKIM YILDIZI İLE UYUŞABİLİR. kURANCA BİR İNCELEMEYE TABİ TUTULMALI.

BAZI ÇAĞLAR İÇİN İncilde "AEON" KELİMESİ KULLANILMAKTADIR. Boğa(musa çağı), Balık (isa çağı) derlemelerinden söz edilir.

Ben bu tür konuların müteşabih husus olduğu kanısındayım. En iyisini ALLAH bilir.

Hasan Akçay
6. April 2012, 04:04 PM
şehr kelimesinin Kurandaki kullanımlarına bakınız. Lütfen
Evler ve ayın konaklaması ;? DÜŞÜNÜNÜZ

SEHR kelimesinin Kur'ân'daki kullanimina elbet baktim ve daha önce aciklamaya calistim. Bir daha deniyeyim.

Ayetlerdeki SEHR gökteki dolunaydir; asla yilin 1/12'i degildir. Bunun bir sürü Kur'ânî kaniti var... Bir tanesi: IDDET. Tevbe 36'da gecen "iddet es suhûr"a dikkat!

Diyanetin
Talâk 1'e düstügü dip nota göre

Iddet: bosanan kadinin esiyle irtibatinin kesilmesi icin dinen beklemesi gereken süredir.

Güzel kardesim, IDDET ES SUHÛR "dolunaylarin süresi"dir. Mevcut meallere onun karsiligini koymuyorlar cünkü koysalar ayetin dogru anlami ortaya cikacak ve uyduruk kamerî yilin uyduruk 1/12'nin SEHR olmadigi anlasilacak.

IDDET ES SUHÛR ifadesini de kâle alan meal söyle olabilir:

Allah'in gökleri ve yeri yarattigi günkü yazisina göre
Allah'in indinde DOLUNAYLARIN SÜRESI 12 dolunaydir.

Onlar ne diyor?

Allah'in gökleri ve yeri yarattigi günkü yazisina göre
Allah'in indinde aylarin sayisi 12'dir.

Hani DOLUNAYLARIN SÜRESI - ıddet es suhûr?

Sayin pramid, icinde "iddet es suhûr"un Türkcesi de bulunan meale bakin. Allah orda ne semsî yil ne kamerî yil, hicbir yil sisteminden söz etmiyor; "dolunaylarin süresi"nden söz ediyor.

Siz dahil hic kimse
Tevbe 36'nin üzerinde oynanan bu oyunu görmedikce
Kur'ân'daki "sehr"i anlayamaz.

Lütfen dikkatli okur musunuz:

1.
Kur'ân'daki SEHR, "dolunaylarin süresi"ne ait olup onun bazan 1/13'idir. 12, EN AZ 12 demek. 11, bir iddet yapmaz.
Meallerdeki AY ise "kamerî yil"a ait olup onun hep 1/12'i, hep 1/12'i, hep 1/12'idir.

2.
Kurân'daki SEHR vakten sabittir; örnegin SICAK dolunay daima sicak yaz günlerinin habercisidir.
Meallerdeki AY ise vakten oynaktir; örnegin SICAK ay bazan soguk kis mevsiminin icindedir.

Icinde SEHR kelimesi gecen ayetleri
evren kitabiyla birlikte okumamiz gerekiyor,
ara sira
basimizi kaldirip yukarlara bakarak.

Daha söylenmesi gereken seyler var. Ve evler var. Ama bosa anlatiyorum hissine kapilmaya basladim.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

gerçek hanif
6. April 2012, 06:13 PM
SEHR kelimesinin Kur'ân'daki kullanimina elbet baktim ve daha önce aciklamaya calistim. Bir daha deniyeyim.

Ayetlerdeki SEHR gökteki dolunaydir; asla yilin 1/12'i degildir. Bunun bir sürü Kur'ânî kaniti var... Bir tanesi: IDDET. Tevbe 36'da gecen "iddet es suhûr"a dikkat!

Diyanetin
Talâk 1'e düstügü dip nota göre

Iddet: bosanan kadinin esiyle irtibatinin kesilmesi icin dinen beklemesi gereken süredir.

Güzel kardesim, IDDET ES SUHÛR "dolunaylarin süresi"dir. Mevcut meallere onun karsiligini koymuyorlar cünkü koysalar ayetin dogru anlami ortaya cikacak ve uyduruk kamerî yilin uyduruk 1/12'nin SEHR olmadigi anlasilacak.

IDDET ES SUHÛR ifadesini de kâle alan meal söyle olabilir:

Allah'in gökleri ve yeri yarattigi günkü yazisina göre
Allah'in indinde DOLUNAYLARIN SÜRESI 12 dolunaydir.

Onlar ne diyor?

Allah'in gökleri ve yeri yarattigi günkü yazisina göre
Allah'in indinde aylarin sayisi 12'dir.

Hani DOLUNAYLARIN SÜRESI - ıddet es suhûr?

Sayin pramid, icinde "iddet es suhûr"un Türkcesi de bulunan meale bakin. Allah orda ne semsî yil ne kamerî yil, hicbir yil sisteminden söz etmiyor; "dolunaylarin süresi"nden söz ediyor.

Siz dahil hic kimse
Tevbe 36'nin üzerinde oynanan bu oyunu görmedikce
Kur'ân'daki "sehr"i anlayamaz.

Lütfen dikkatli okur musunuz:

1.
Kur'ân'daki SEHR, "dolunaylarin süresi"ne ait olup onun bazan 1/13'idir. 12, EN AZ 12 demek. 11, bir iddet yapmaz.
Meallerdeki AY ise "kamerî yil"a ait olup onun hep 1/12'i, hep 1/12'i, hep 1/12'idir.

2.
Kurân'daki SEHR vakten sabittir; örnegin SICAK dolunay daima sicak yaz günlerinin habercisidir.
Meallerdeki AY ise vakten oynaktir; örnegin SICAK ay bazan soguk kis mevsiminin icindedir.

Icinde SEHR kelimesi gecen ayetleri
evren kitabiyla birlikte okumamiz gerekiyor,
ara sira
basimizi kaldirip yukarlara bakarak.

Daha söylenmesi gereken seyler var. Ve evler var. Ama bosa anlatiyorum hissine kapilmaya basladim.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Anlat hasan hocam anlat ilgiyle takip edenler var.Her ne kadar müdahil olmasak da..

Hasan Akçay
6. April 2012, 07:21 PM
Evler Bakara 189'da geciyor:

Erdem, evlere arkalarindan girmeniz degil -leysel birru bi en te’tûl buyûte min zuhûrihâ;
Allah'i kâle almanizdir -ve lâkinnel birre menittekâ

Evlere kapilarindan girin -ve’tûl buyûte min ebvâbihâ.

Son derece acik ve net bir ifade
eger ayeti bir bütün olarak alir ve
bastan okursak.

Buyurun:

Sana hilalleri soruyorlar
Yes’elûneke anil ehilleh.

Demek ki ayetin konusu hilaller.

De ki -kul
"Insanlar ve hac icin vakitlerdir onlar." - hiye mevâkîtu lin nâsi vel hacc.

Hilaller bize vakitleri bildirir; hacci bildirir. Iyi de, evlerin kapilariyla ne ilgisi var hilallerin?

Evlerin kapilari herkesin gözünün önündedir yani meSHuR (SHR'e dikkat!). Erdem, evlere arkalarindan degil kapilarindan girmektir. Tipki bunun gibi hacca da kamerin göremediginiz "hilal"inden degil meSHuR olan "dolunay"indan girin.

SHR Arapcada kocaman yuvarlak sey demek.
Örnegin gebe kadinin karni...

meSHur: herkesin gözüne carpan kisi ya da sey
SeHirR: dag köyü gibi gözden irak degil göze carpan yerlesim alani
teSHiR etmek: gözler önüne sermek, göze carpar hale getirmek

Kocaman, yuvarlak, göze carpan sey: "SeHR"dir yani DOLUNAY.

Haccin "iddet"i yani süresi dolunayda baslayip hilalde sona erer. 10 (on) gündür. Eyyâmen MA'DÛDÂT iste bu. Iki elin parmaklari sayisinca gün (1). Dolunaydan itibaren kamerin görüntüsü kücüle kücüle ters büyük D halini aliyor. Bunun adi: dördün. Dördün karnini iceri cektigi an "hilal"dir. Dolunayin kücüle kücüle hilal olmasi 10 (on) gün aliyor.

Lütfen bu aciklamayi burda birakip gitmeyin. Dolunayi izleyin. Kac gün sonra hilal halini aldigini kendi gözünüzle görün. Ben izleyip gördüm; cok kolay.

Ayetlerde 10 sayisinin cokca kullanilmasindaki hikmet bu (2). O ayetlerin ilk muhataplari kamerin evrelerine bakarak belirliyor vakitleri (Ayetin ilk bölümünde gecen MEVÂKÎT). Onlarin duvar takvimi, radyosu, gazetesi, televizyonu yok.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

_____________________________________________

1. Arapcanin eski sözlükleri örnegin El-Vâsit ma'dûdât ifadesini iki elin parmaklari sayisinca -مَعْدُودٌ عَلَى رُؤُوسِ الأَصَابِعِ- diye tanimliyor (http://free-minds.org/forum/index.php?topic=9007.msg52417#msg52417).

2.Icinde 10 sayisi gecen ayetler:

Kocasi ölen es dört dolunay 10 gün bekler (Bakara 234).
Musa’ya vaat ettiğimiz otuz geceye 10 ekledik (A’râf 142).
Ve 10 gece (Fecr 2).
Hacda hayvan bagislayamayan inanir toplam 10 gün oruc tutar (2:196).
Hac iki elin parmaklari sayisinca gündür ama iki güne sigdirilabilir (2: 203).
Ramazan orucu iki elin parmaklari sayisinca gündür (2:184).

Hasan Akçay
7. April 2012, 07:27 AM
Gelelim "ayin konaklamasi"na. Aslinda aya ait evrelerin dolunaydan ine ine sifir görüntüye varmasidir anilan konaklama. Arapca metindeki fiil inmek anlamindaki "نزل"dir (Ya Sîn 39):

Ve ay. Eski bir hurma dali gibi olana kadar
inen evreler ölceriz ona
kaddernâhu menâzil - قدرناه منازل.

Dikkat. Yükselen degil inen evreler. Kamerî ay "yükselen hilal"le baslar. Örnegin ramazân hilali dedikleri odur. Allah onu demiyor; inen hilal* diyor yani dolunaydan sonraki.

Allah ne diyorsa o. Tamam? Simdi Bakara 185'te Allah ne diyor, ne demiyor?

Diyor ki: O dolunaya tanik olanlariniz onu oruclasin - fe men sehide minkum us SeHRe fel yesumhu (شهر)...
Demiyor: O hilale tanik olanlariniz onu oruclasin - fe men sehide minkum ul hilale fel yesumhu (هلال)...

Peki, biz
neden Allah'in dedigini yapmiyoruz; oruca baslamak icin neden dolunaya tanik olmuyoruz?
neden Allah'in demedigini yapiyoruz; neden hilale tanik olmaya yelteniyoruz?

Ramazân hilali dedikleri tirnak ucu kadarcik bir seydir; batan günesin kizilliginda silinip gider; ufukta bir kac dakikacik eglenir ve bativerir.

Onu hic kimse göremez. O yüzden, komik mi ciddi mi, girtlak girtlaga tartisir müslümanlar. Farsîler "Biz gördük!" der, "Oruca basliycaz!" Vahhabîler: "Biz görmedik; baslamiycaz!"

Neden Allah'in dedigini yapmiyoruz? Oruca baslamak icin neden Allah'in "Tanik olun!" dedigi dolunaya tanik olmak istemiyoruz.

Yüzyillarca bu aci-gülünc hali kim reva görür İslama?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

_____________________________________

*http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.gwit.org/students/fremont/assign/moon/moonphases.jpg&imgrefurl=http://www.gwit.org/students/fremont/assign/moon/moon.htm&usg=___l40dk6JZDOy_4xfe_hJZAbPYU4=&h=288&w=300&sz=19&hl=tr&start=6&zoom=1&tbnid=qpVPY6QhLdVtAM:&tbnh=111&tbnw=116&ei=e7d-T-mdCbON4gTEhMm0Bw&prev=/images%3Fq%3Dmoon%2Bphases%2B(picture)%26hl%3Dtr%2 6sa%3DX%26gbv%3D2%26rlz%3D1W1GGLL_tr%26tbm%3Disch&itbs=1

Bu linkteki sayfanin ortasinda hareketli bir resim var. Görülen, asagidan bakildiginda ayin ramazân hilali misali büyüyen evreleridir; yukardan bakildiginda ise MENÂZIL denen inen evreleri.

pramid
7. April 2012, 04:35 PM
kelimeleri tahrifte mahir insanların kurdukları tuzağa pek çoğumuz düşmektedir.

n-z-l kavramı inmek değildir. Kuran kullanımlarına bakınız lütfen.

Allah mekandan münezzehdir.

Şaman kalntısı göktanrı inancı hala zihnlerimizde...

menazil, bizim istifade ettiğimiz rota.

ay ve güneş bu rotadan çıkksa, biz ondan istifade edemez ölürüz.

n-z-l inmekse 8 çift hayvan nereden indi. elbise ? Demir? Selva ?, Kuran ?

kelimeleri kurandan eksik ayet bırakmadan tahlil ediniz.

Hasan Akçay
7. April 2012, 06:03 PM
Merhaba sayin pramid. Arapca metindeki fiilin inmek anlamindaki نزل oldugunu söylemistim. Bu anlamin bir carpitma oldugunu, dolayisiyla benim yanildigimi öne sürüyorsunuz. Ana dilim Arapca degil. Yanilabilirim. Arastiracagim, Allah isterse.

Kelimeyi incelerken ulastigim ilk sonuc, söyledigim anlamin dogru oldugunu gösteriyor. Örnegin Zümer 21'de "ennallâhe eNZeLe mines semâi mâen..." deniyor -Allah gökten yagmur نذل...

Yanlis yapmamis olsam bile yanlis yaptigimi sanarak yardimima kosmaniz elbet takdire deger. Allah sizden razi olsun.

*

Yûnus 5’te Allah
yillarin sayisini bilelim diye
kameri bir aydinlik yaptigini ve
ona inen evreler (menâzil) verdigini
belirtiyor.

Inen evreler
örnegin haccin ve orucun vaktini nasil gösterir
bir önceki iletimin konusuydu.

Bu iletimde "Kamer, yillarin sayisini bilmemizi nasil sagliyor?"un üzerinde duracagim, Allah isterse.

23 Haziran 1994’te bir borc senedi imzaladim, diyelim. Haziran sonu Temmuz basi ürün alma vaktidir; harman kaldirilmis oluyor. Bunu düsünerek "Borcumu tam 7 YIL sonra ödeyecegim," demisim.

YIL olarak
semsî yil sistemini mi esas almaliyim
ya da kamerî yilcilara inanip
kamerî yil sistemini mi?

Dolunaylar
hangi sisteme ait yillarin sayisini bilmemizi saglar?

Asagidaki tablo dolunaylarin anilan 7 iddetidir. Bakar misiniz 7 iddet sonra hangi mevsimdeyiz?

Iddetler, semsî yillar, kamerî yillar…
hepsi ayni anda basliyor: 23 Haziran 1994.

Vakit
7 iddet sonra: Temmuz basidir,
7 semsî yil sonra: Haziran sonu.
Bir kac gün farkla ikisi de ayni.

Ya 7 kamerî yil sonra hangi mevsimdeyiz?

Birinci iddetin ilk dolunayi 23 Haziran 1994 tarihli sicak dolunaydir. O iddetin icinde 13 dolunay var. Ikinci iddetin ilk dolunayi 12 Temmuz 1995 tarihli sicak dolunaydir. O iddette 12 dolunay var.

Kullanilan arac:
http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=1994&n=0


IDDETLER:

1.1 (23 Haziran 1994),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13.
2.1 (12 Temmuz 1995),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12
3.1 (1 Temmuz 1996),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13
4.1 (20 Temmuz 1997),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12
5.1 (9 Temmuz 1998),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12
6.1 (28 Haziran 1999),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12,13
7.1 (16 Temmuz 2000),2,3,4,5,6,7,8,9,10,11,12

7 nci iddetin 12 nci dolunayi olan 5 Temmuz 2001 tarihli dolunay onu izleyen dolunaya yani 5 Temmuz 2001’e kadar sürer. O halde 4 Temmuz, ödeme icin son gün.

Semsî yillarin sonu: 23 Haziran 2001.
Iddetlerin sonu…….: 4 Temmuz 2001

Ikisi de harmandan hemen sonradir. Asil önemli olan, 7 iddet = 7 semsî yil. Dolunaylar semsî yillarin sayisini bilmemizi saglamistir. Allah bunu 13 ncü dolunayi devreye sokarak yapmistir.

"13 ncü dolunaylar bir mucizedir," derken kastettigim bu idi.

Ama kamerî yilcilar Allah'in o mucizesini, NESÎ fesadini otomatige baglamak suretiyle, iptal ettikleri icin 7 iddetin son 3 dolunayi 7 kamerî yila cok geliyor. 7 kamerî yil öteki ikisinden 3 ay kisadir. 1 mevsim eder bu. Harmana daha 3 ay var.

Kisacasi, "Gökteki aylar yillarin sayisini bilmenizi saglar"daki YILLAR kamerî degildir. Eger bunu göre göre, Allah’a inat, kamerî yili esas alirsam senedim protesto olur.

Allah’in lugatinda kamerî yil yok cünkü "vakti göstermeyen yil"dan yil olmaz. Allah'in hâsâ bunu bilmemesi mümkün mü?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
8. April 2012, 04:53 AM
menazil, bizim istifade ettiğimiz rota.
ay ve GÜNES bu rotadan çıkksa, biz ondan istifade edemez ölürüz.

Merhaba.

Ya Sîn 39'da Allah "Ve ay... Ona menâzil takdir ederiz; tâ ki o, eski bir hurma dali gibi olana kadar " diyor -Vel kamere kaddernâhu menâzile hattâ âdekel urcînil kadîm.

1.Burada Allah yalnizca aydan söz ediyor ve yalnizca ayin yay seklindeki bir evresi olan hilalden. Benim bildigim, günesin yay halini almasini saglayan evreleri yok. Siz ne dersiniz, günesin evreleri var mi örnegil dördünü, hillali, görüntüsüz evresi?

2.Eger buradaki menâzil ROTA ise günesin de rotasi var. Ama Allah yalizca "ay"a menazil takdir ettigini söylüyor. Neden yalnizca aya?

3.Ben baska bir ayet te göremedim ki icinde "günese menâzil takdir ederiz" densin. Siz gördünüz mü? Hangi ayet?

4.Ya Sîn 40'in sonunda günes, dünya ve aya atfen "Hepsi bir FELEK icinde yüzer," deniyor -küllün fî felekin yesbehûn. Görüldügü gibi rota menâzil degil budur. Yani FELEK. Ne dersiniz?

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Hasan Akçay
8. April 2012, 06:57 PM
Merhaba.

Ya Sîn 39'daki menazil aya ait "inen evreler"dir ama ROTA olsaydi dahi bir sey degismezdi. Cünkü Allah orda hilal anlaminda yay misali "eski bir hurma dali"ndan söz ediyor -urcûnil kadîm.

"Menâzil"e ROTA deyip ayeti ona göre okursak söyle algilariz: Ay eski bir hurma dali gibi olana kadar rotasinin üzerinde duraklar veririz ona.

Kuruyup "yay"lasan eski bir hurma dalinin halini aliyor ay. Ve o yay, ayin en kücük görüntüsüdür. Yani ay büyük görüntüden kücük görüntüye düsüyor; dolunaydan hilale iniyor.

Benim söyledigim de bu.

Allah ayin hilal halini Ya Sîn 39'da yay seklini almis "eski bir hurma dali"na benzetiyor; Bakara 189'da ise, evlerin görülemeyen arkalarina.

Hac ayin en göze carpici hali olan dolunayda baslar, ay yay halini alinca sona erer. Onun iddeti 10 gündür ama isteyen, iki günde tamamlar (Bakara 203). Zaten uygulama da böyle. Hacca gidenler bilir; Zilhicce'nin 10'u hac ibadetinin ilk günüdür. Asagi yukari dolunay zamani.

Tamam. Hac da bir sürü yozlasmaya ugramis. Ama onun hic olmazsa bir ay icindeki baslama ve sona erme vakitleri Kur'ân'a uygun olmayi sürdürüyor. Topluca uygulanan bir ibadet oldugu icin her halde, onlara dokunulamamis.

Oruc ise, bireysel uygulandigi icin olsa gerek, bastan sona saptirilmis.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
9. April 2012, 08:27 AM
Kuran kelimeleri itibari ile kişileri muallakta bırakmaz.

Lisan bir canlı yapı gibi gelişir. Sizler nasılı orhun kitabelerin okuyamıyor ve anlayamıyorsanız, 1400 yıl öncesi mantık kelimeleri ile inzal edilen kuranı, günümüz arapçası ile anlayamazsınız.

Kuran kitap içerisinde kelimeleri korur.
Şirk zihniyeti kelimeleri mevazinlerinden kaydıramayacağı için, şeytan bir başka kurnazlığını göstermiştir.

Salatı namaz,
savm, oruç
nebi+rasul ortak yapımı peygamber
riba faiz vb. kelimeleri mevazinlerinde değil anlamlarından kaydırmıştır.

Gök tanrı inancı ile n-z-l kavramını inmek demek, rahmana mekan ittihaz etmektir.

Yağmurun gökten bizim istifadeye sunulması gayet normaldır.

göğü genişleten allah, rızkımızı göğe "kader" etmiştir. "Rızkınız göktedir" der. Sonrada "tağmur kesilse rızkı kim verir" diye uyarır.

İlk yıllarda bir kaç kişiye ve yaratılan diğer varlıklara yeten gök, şimdi 7 milyar insana yetmektedir.

GÖK NASIL GENİŞLİYOR GÖRDÜNÜZ MÜ?

N-Z-L kelimesi çözün meleklerin ruhun inzalinide çözersiniz.

Unutmadan RUH hakkında çok az bilgi verilmiştir.

Hasan Akçay
9. April 2012, 11:55 AM
Ya Sîn 39'daki menazil aya ait "inen evreler"dir ama ROTA olsaydi dahi bir sey degismezdi. Cünkü Allah orda hilal anlaminda yay misali "eski bir hurma dali"ndan söz ediyor -urcûnil kadîm.

"Menâzil"e ROTA deyip ayeti ona göre okursak söyle algilariz: Ay eski bir hurma dali gibi olana kadar rotasinin üzerinde duraklar veririz ona.

Kuruyup "yay"lasan eski bir hurma dalinin halini aliyor ay. Ve o yay, ayin en kücük görüntüsüdür. Yani ay büyük görüntüden kücük görüntüye düsüyor; dolunaydan hilale iniyor.

Benim söyledigim de bu.

Allah ayin hilal halini Ya Sîn 39'da yay seklini almis "eski bir hurma dali"na benzetiyor; Bakara 189'da ise, evlerin görülemeyen arkalarina.

Hac ayin en göze carpici hali olan dolunayda baslar, ay yay halini alinca sona erer. Onun iddeti 10 gündür ama isteyen, iki günde tamamlar (Bakara 203). Zaten uygulama da böyle. Hacca gidenler bilir; Zilhicce'nin 10'u hac ibadetinin ilk günüdür. Asagi yukari dolunay zamani.

Tamam. Hac da bir sürü yozlasmaya ugramis. Ama onun hic olmazsa bir ay icindeki baslama ve sona erme vakitleri Kur'ân'a uygun olmayi sürdürüyor. Topluca uygulanan bir ibadet oldugu icin her halde, onlara dokunulamamis.

Oruc ise, bireysel uygulandigi icin olsa gerek, bastan sona saptirilmis.

*

Merhaba.
Bu aciklamami simdilik yeterli buluyorum. Sayin pramid'in yazisiyla birlikte okunabilsin diye alintiladim.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

birkatkimolsun
9. April 2012, 01:37 PM
Ay'a gelince, biz onun için de birtakım uğrak yerleri takdir ettik(ölçeklendirdik); sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).(36/39)

Ne güneşin aya erişip yetişmesi gerekir, ne de gecenin gündüzün önüne geçmesi. Her biri bir yörüngede yüzüp gitmektedirler.(36/40)

burada dönen ayın evresimidir? mıdır yöksa ayın başlangıçta bulunduğu gökyüzündeki başlangış menzilimidir?

""ada""(dönüş) kelimesi ayın dolunaydan hilal evresine geçişi için kullanılan doğru kelimemidir?

çünkü ""ada"" en başa dönüşü ifade eder ayın evrelerini bütüncül olarak ele aldığımızda başlangıcıda dolunay kabul ettiğimizde en başı veya tam zıddı hilal evresi değildir.(bir aylık peryoddan bahsediyorum.)



bu arada benim bu ayet için idda ettiğim gözyüzü olayı şu şekilde cereyan eder;

dediğim gibi allahın insanlar için takdir ettiği takvim sistemi 19 yılık peryodu olan meton döngüsüne dayanan ve dolunayları esas alan bir güneş-ay takvimdir.

yalnız kurandada belirtildiği üzere ve kullanıldığı üzere gökcisimlerinin farklı hareketleri referans alan(ayın ""yörünge hareketi"", yıldızların hareketi, güneşin hareketi) takvim uygulamalarıda olmuştur bunlar karma olarakta kullanılmış olabilir.

Allah ""şaşmaz bir ölçü"" olarak güneşi ve ona delil olarakta gölgeyi işaret etmiştir.

şimdi yukardaki ayetimizle ilgili konuya dönersek dönersek;

eski devirlerde insanlar ayın yörüngesel hareketini hesaplamak için şu şekilde bir yol izlemişlerdir.(27,7 gün)

önce gökyüzünde sabit(referans) bir gökcismi(yıldız veya takım yıldız) seçmişlerdir.dünya ay dönerken aynı zamanda kendi etrafındada döndüğü için böyle bir seçim zorunluluktur.

şimdi hesabı yapmaya başlayalım referans gökcismimiz ve ay başlangıçta gökyüzünde zodyakta(yeryüzünden gözlemlenebilen gökyüzü) 1. evde olsun(toplam 12 ev vardır).

ertesi gece sabit gökcismimiz gökyüzünde göründüğünde ay ile sabit gökcismi arasında biraz fark vardır daha sonraki gecelerde sabit gökcizmimiz doğduğunda ay 2. evdedir bu bu şekilde devam edip gider taki 12. eve kadar ve en sonunda ay kurumuş bir hurma dalı gibi gökyüzünde bir menzil çizerek en başa 1. eve tekrar gelir.işte bu aradaki süre tam olarak ayın yörüngedeki süresini vermesede yaklaşık bir süre verir, 27gün ile 28 gün arası birşey referans aldığınız gökcismi ilede alakalıdır.


genel kültür manasında evler konusu ile ilgili olarak bazı şeyler söyleyeyim eski çağlarda insanlar güneşin hangi evde olduğunu hesaplayarakta hangi ayda olduklarını bilebiliyorlardı.

bunu yaparken kullandıkları yöntem şudur güneş doğmadan önce doğu ufkunda hangi takım yıldız varsa güneş o takım yıldızın evinde demektir yıl içinde bu takım yıldızlar hareket eder hesaplamada 12 takım yıldızından yararlanılır ama güneşle paralele olan takım yıldızlarının sayısı 13 tür, yılancı takım yıldızı akrep takım yıldızının hesabı içinde sayılır.

eskiden 21 mart ekinoksunda güneş koç burcundan doğarmış yalnız bugün dünyanın yaşadığı presesyon(dabbetül arz) hareketinden dolayı çağımızda balık burcundan(takım yıldız) doğuyor.bugün yaşadığımız çağa balık çağı denmesinin sebebi budur.279
eskiden koç burcu 21 mart--20 nisan arasıydı ve koç burcuna girilmesiyle baharda başlardı bugün ise koç burcu 19 nisan -13 mayıs arasına kaymıştır.

bahar mevsimi(21 mart) ise bugünkü hesaplamalarla güneşin balık burcunda bulunduğu(12mart-- 18 nisan) tarihlerinde başlamaktadır.278

bu saydığım hesaplamaların hepsinden farklı amaçlar için faydalanıldığını anlamak için rahman suresinin başlangıcındaki ayetlere bakmak yeterlidir.

RAHMAN SURESİ

5. güneş ve Ay. Hesaba bağlıdır her birinin her şeyi.
6. Çimen/yıldız ve ağaç/takımyıldız secde ediyorlar.
7. Ve gök. Yükseltti onu(güneş). Ve koydu şaşmaz ölçüyü, mizanı.
8. Azgınlık etmeyin ölçü ve tartıda, saptırmayın mizanı.
9. Ölçüyü titizlikle, adaletle koruyun ve hüsrana araç yapmayın mizanı.

**6. Suredeki secere kelimesinin ağaç olarak çevrilmiş hâlbuki bu ayetlerde bir benzetme yapılmış, çimenin tek yapraklı ağacın ise çok yapraklı olmasından hareketle, yıldız ve takımyıldıza gönderme yapılmıştır, benzer bir teşbih zeytin ve incir den bahseden ayette de vardır zeytinin tek çekirdekli incirin çok çekirdekli olması benzetmenin yönünü belirler. Konumuza dönersek güneşin şaşmaz ölçüyü koyucu özelliğine atıf var bu ölçüde gölgedir gölgeden faydalanılarak yapılan takvim hesaplamalarıdır. Ayriyeten bu hesaplamalarda şaşılmaması gerektiğine vurgu var.

NOT:benim kanatim menzil kelimesine, tüm yukarda anlatıklarımıda göz önüne alarak, istikameti belirli olan durak denilebilir.
çünkü evler gökyüzünde sabit değildir hepsi saat yönünde soldan sağa doğru kayarlar/inerler işte evlerin bu ,çıkış anları olsa bile, yön itibariyle iniş hareketlerinden ötürü bunlara menzil denmiş olabilir.

ayın bu duraklara girmesi hareketsiz bir alana girmeyi tanımlamıyor istikameti iniş olan 30 ar derecelik alanlar tanımlanıyor.

Hasan Akçay
9. April 2012, 04:14 PM
Merhaba.

Anlasilmasi son derece kolay bir uzay olayini, korkarim, anlasilmaz hale getirmekle mesgulüz. Kisa kesmek istiyorum. Daha önce verdigim su linki tiklar misiniz:

http://www.google.com.tr/imgres?imgurl=http://www.gwit.org/students/fremont/assign/moon/moonphases.jpg&imgrefurl=http://www.gwit.org/students/fremont/assign/moon/moon.htm&usg=___l40dk6JZDOy_4xfe_hJZAbPYU4=&h=288&w=300&sz=19&hl=tr&start=6&zoom=1&tbnid=qpVPY6QhLdVtAM:&tbnh=111&tbnw=116&ei=e7d-T-mdCbON4gTEhMm0Bw&prev=/images%3Fq%3Dmoon%2Bphases%2B(picture)%26hl%3Dtr%2 6sa%3DX%26gbv%3D2%26rlz%3D1W1GGLL_tr%26tbm%3Disch&itbs=1

Önünüze cikan sayfanin ortasinda hareketli bir resim var (animation); ayin yerküreyi dolanisini gösteriyor. Ayin yörüngesi bu. Ayin sürekli degismekte olan evrelerini izlemek icin resmin sagina bakacaksiniz.

Dünya günesin saginda,
ay da düyanin saginda iken
ayin evresi dolunaydir.

Iyice sisirilmis bir balon düsünelim. Dolunay odur. Agzi yavas yavas acilan bir balon gibi bosaliyor dolunay. Yani dolunayimizin sisligi iniyor* (نزل).

Allah’in mekandan münezzeh olmasi yagmurun gökteki bulutlardan yeryüzüne inmesiyle nasil alakasizsa dolunayin sisliginin inmesi de öyle alakasiz.

Devam. Allah Ya Sîn 39’da diyor ki:

Ve ay… inen evreler veririz ona. Tâ ki ay, ine ine degisip eski bir hurma dali gibi olana kadar - Vel kamere… kaddernâhu menâzile hattâ âde kel urcûnil kadîm.

Kurumus eski hurma dali gördünüz mü hic? Ben ayetimizdeki bu ifadeyi tefekkür ederken birisini inceledim. Tipki ok atmaya hazir bir "yay"a benziyor. Bu, ayin en kücük evresi. Hilal. Acikliyacagim, Allah isterse. Devam.

Dolunay, ayin 13-14 yasindaki halidir. Bkz. http://www.stargazing.net/david/moon/index29days.html

Bundan 9 gün sonra yani ay 22-23 yasinda iken ters D halini aliyor. Bunun adi: ceyrekay ya da dördün. Bkz. http://www.stargazing.net/david/moon/day22h10moon.html

Ceyrekay ertesi aksam karnini iceri cekiyor. Bkz. http://cdn.c.photoshelter.com/img-get/I0000CyKoptS45Yk/s/500/500/23-Day-Waning-Moon-08-27-05.jpg Inen hilallerin ilki iste bu.

Bundan sonra ay inecek, inecek… eski bir hurma dalina dönecek ve 29 gün 12 s 44 dk 3 sn'lik ömrünü tamamlamak üzere görünmez olacak.

Insallah sizi bunaltmadim? Bir yandan da advertisement denen cöplerle cedellesiyorum. Verdigim linkler calismazsa sonra düzeltmek üzere ve

sevgi ile,
Hasan Akcay

___________________________________________

*Bu bir benzetme. Ayetin ilk muhataplari kamerin ici dolu bir cembere benzeyen dolunay (شهر) halinden merdiven iner gibi adim adim inisini görüyorlar tâ ki (حتي) o, eski bir hurma dali misali hilal (هلال) halini alincaya kadar. Bakin bu da bir benzetme. Benim anadilim Arapca degil, نزل fiilinin bu anlama geldigini ana dili Arapca olanlardan ögrendim.

pramid
9. April 2012, 04:42 PM
AYETLER


En’âm 96
(Mekkî 55) O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı birer hesap ölçüsü kılmıştır. İşte bu, aziz olan (ve her şeyi) pek iyi bilen Allah'ın takdiridir.

YILDIZLAR HESAP ÖLÇÜSÜ DEĞİLDİR.

A’râf 54
(Mekkî 39) Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istiva eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!
GÜNEŞ AY VE YILDIZLAR EMRE GÖRE HAREKET EDERLER.

Yûnus 5
(Mekkî 51) Güneşi ışıklı, ayı da parlak kılan, yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona (aya) birtakım menziller takdir eden O'dur. Allah bunları, ancak bir gerçeğe (ve hikmete) binaen yaratmıştır. O, bilen bir kavme ayetlerini açıklamaktadır.

GÜNEŞ IŞIK, AY İSE YANSITANDIR. ANA KONU GÖLGELER
AYIN HANGİ HALLERİNDEN İSTİFADE EDERİZ. N-Z-L / MENZİL


Ra’d 2
(Mekkî 96) Görmekte olduğunuz gökleri direksiz olarak yükselten, sonra Arş'a istiva eden, güneşi ve ayı emrine boyun eğdiren Allah'tır. (Bunların) her biri muayyen bir vakte kadar akıp gitmektedir. O, Rabbinize kavuşacağınıza kesin olarak inanmanız için her işi düzenleyip ayetleri açıklamaktadır.

İbrahim 33
(Mekkî 72) Ve sizin için ALIŞILMIŞ ÜZRE/TEKRARLANAN (MÜMİN31, YUSUF 47 AYETTE DE KULLANILIYOR)eden güneşi ve kameri musahhar kıldı ve sizin için geceyi ve gündüzü de musahhar kılmıştır.


Nahl 12
(Mekkî 70) O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır.

Enbiyâ 33
(Mekkî 73) O, geceyi, gündüzü, güneşi, ayı... yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler.

BAKIN BURADA MENZİL DEĞİL,(كُلٌّ فِي فَلَكٍ) İÇİNDE S-B-H EDERLER. FÜLK İSE GEMİ ANLAMINDA OLUP, BENCE (tartışılabllir) BUNA GÜNEŞ SİSTEMİ VEYA SAMANYOLU GALAKSİSİ OLDUĞUNU TAHMİN EDİYORUM. TIPKI GEMİ GİBİ.

Hac 18
(Medenî 103) Görmez misin ki, göklerde olanlar ve yerde olanlar, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanların birçoğu Allah'a secde ediyor; birçoğunun üzerine de azap hak olmuştur. Allah kimi hor ve hakir kılarsa, artık onu değerli kılacak bir kimse yoktur. Şüphesiz Allah dilediğini yapar.

GÖLGELER MEVZUSU İLE HACCEDİLECEK BİR KONU. ZİRA AYIN MENZİLLERİ, DÜNYANIN GÖLGESİ İLE OLUŞMAKTADIR.

Furkân 45
(Mekkî 42) Rabbinin gölgeyi nasıl uzattığını görmedin mi? Eğer dileseydi, onu elbet hareketsiz kılardı. Sonra biz güneşi, ona delil kıldık.

HESAP ÖLÇÜSÜNDE GÜNEŞ SADECE DELİLDİR. GÖLGE OLMASI İÇİN IŞIĞA GEREK VARDIR.

Furkân 61
(Mekkî 42) Gökte burçları var eden, onların içinde bir çerağ (güneş) ve nurlu bir ay barındıran Allah, yüceler yücesidir.


Lokman 29
(Mekkî 57) Bilmez misin ki Allah, geceyi gündüze ve gündüzü geceye katmaktadır. Güneşi ve ayı da buyruğu altına almıştır. Bunların her biri belli bir vadeye kadar hareketine devam eder. Ve Allah, yaptıklarınızdan tamamen haberdardır.

Fâtır 13
(Mekkî 43) Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte (bütün bunları yapan) Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir.

Yâsîn 38
(Mekkî 41) Güneş, kendisi için belirlenen yerde akar (döner). İşte bu, aziz ve alim olan Allah'ın takdiridir.


Yâsîn 40
(Mekkî 41) Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.

Zümer 5
(Mekkî 59) Allah, gökleri ve yeri hak ile yarattı. Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine sarıyor. Güneşi ve ayı emri altına almıştır. Her biri belli bir süreye kadar akıp gider. Dikkat et! O, azizdir, ve çok bağışlayandır.


Rahmân 5
(Mekkî 97) Güneş ve ay bir hesaba göre (hareket etmekte) dir.

Nûh 16
(Mekkî 71) Onların içinde ayı bir nur kılmış, güneşi de bir çerağ yapmıştır.

ZAMAN ÖLÇÜMÜNDE, AYDINLIĞIN DELİLİ OLAN GÜNEŞİN IŞIĞINI YANSITAN AY BAZ ALINIR.

Kıyâme 9
(Mekkî 31) Güneşle ay biraraya getirildiği zaman!

ZAMANIN SONU

Tekvîr 1
(Mekkî 7) Güneş katlanıp dürüldüğünde,

DELİLİN SONU

Şems 1
(Mekkî 26) Güneşe ve ONUN AYDINLIĞINA

Şems 2
(Mekkî 26) Güneşi TELA YAPTIĞINDA Ay'a,

BU AYETTE GEÇEN TELA, KİTABIN OKUNMASI, TİLAVETİ DEMEKTİR. "KİTABNI İÇİNDE AYLARIN SAYISI 12, DÖRDÜ HARAMDIR." AYETİNİ HATIRLAYINIZ

birkatkimolsun
9. April 2012, 05:15 PM
hasan arkadaşım hadi senin dediğin olsun menzil durak/konak/ev değil iniş olsun.

balonun inmesi ifadesini(türkçe bir ifadedir) arapça olan menzil kelimesine yüklemişsin.halbuki bunlar farklı kavramlardır içe kapanma veya büzüşme veya daralma anlamlarından hangisini menzil kelimesinin köklerinden türetilmiş bir kelime olarak kuranda bulabilirsin.aşağıdaki siteyi ve menzil kelimesinin tüm kök anlamlarına bak ve balonun inmesi gibi bir daralma anlamı veren kök cümle bulabilirsen haberdar et bizi.

halbuki konaklamak ve konuk ağırlamak anlamlarına bolca rastlayabilirsin bu kelimenin kökünde örneğin bu ayetleri inceleyebilirsin (23/29) ve (12/59)

http://corpus.quran.com/qurandictionary.jsp?q=nzl#(36:39:3)

ayetteki menzili iniş şeklinde tercüme edelim fazladan yorum kelimeler eklemeyelim(örneğin evre gibi)

Ay'a gelince, biz onun için de birtakım ""inişler"" takdir ettik; sonunda o, eski bir hurma dalı gibi döndü (döner).(36/39)

şimdi özellikle kırmızıyla işaretlediğim cümleden ayın evreleriyle ilgili hiçbir çıkarımda bulunamazsın çünkü ilk cümle ayın evresini değil hareketini ve yönünü anlatmaktadır.

üstelik ikinci cümledeki dönmek kelimesinin içeriğini ve kullanımlarını kurand araştırdığında bunun bir hareketin en başına veya tam zıt yönünde bulunmayı ifade ettiğini anlayabilirsin.

ben şahsen kurumuş hurma sapının hilale benzediğini kabul ediyorum ama ayeti toplam olarak incelediğimizde bu benzerlik ayetin tamamında ayın evrelerinden bahsedildiği anlamını bende oluşturmuyor.

selamlar.

Hasan Akçay
9. April 2012, 05:51 PM
"KİTABNI İÇİNDE AYLARIN SAYISI 12, DÖRDÜ HARAMDIR." AYETİNİ HATIRLAYINIZ.

Güzel kardesim,
Allah öyle bir sey demiyor.

Onun dedigi: ...
Allah'in kitabinda dolunaylarin iddeti 12 dolunaydir... ve dört haramlar onlardandir (... iddetes suhûri indallâhisnâ asere sehren fî kitâbillâh... minhâ erbeatun huruma).

Bu ayet üzerinde oynanan oyunu görün lütfen. Bakin sizin verdiginiz carpik meale "dolunaylarin iddeti"ni yazmamislar. Neden? Cünkü yazarlarsa su gercek ortaya cikacak:

Ayetin konusu "dolunaylarin iddeti"dir.

Tevbe 36'da
Allah
semsî yildaki aylarin sayisindan söz etmiyor;
kamerî yildaki aylarin sayisindan söz etmiyor;

ne semsî yil, ne kamerî yil...
hicbir yildan söz etmiyor;

Orda
Allah
"dolunaylarin iddeti"nden söz ediyor.

IDDET süre demek. Bunu örnegin Diyanetin Talâk 1'e düstügü su dipnotta görebilirsiniz: Iddet, bosanan kadinin esiyle irtibatinin temelli kesilmesi icin dînen beklenmesi gereken süredir.

Dolunaylarin iddetinde EN AZ 12 dolunay olmak zorunda. Tevbe 36'da Allah onu belirtiyor. 11 dolunay 1 iddet etmez. Bazi iddetlerde ise 13 dolunay var.

Iste bu büyük bir mucize.
Cünkü 13 ncü dolunaylar iddetle semsî yili uyumlu hale getiriyor.
O yüzden örnegin dolunaylarin 7 iddeti, 7 semsî yila esittir.

Arapca metindeki "iddet es suhûr"u görmezden gelmek, Allah'in söyledigini söylemedi demek Allah'a iftiradir. Asil bunu hatirlayalim.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
10. April 2012, 09:59 AM
Şehr kelimesinin kuran kullanımları sizi desteklemiyor.

Gök yüzü Evleri içinde Ayın konaklamasına "şehr" denir. Nasıl ki insanlar yurtlarında konakladıkları yere şehir diyor ise. evlere kapılarından giriniz lütfen. selametle.

birkatkimolsun
10. April 2012, 12:31 PM
pramid arkadaşım hernekadar allah farklı takvim sistemlerinden bahsetsede müslümanlara önerdiği takvim sistemi ""güneş-ay"" takvimidir. bu müddesir suresiyle kesinleşmiştir.

Allahın farklı takim sistemlerinden bahsi geçmişteki kavimlerden bahsederken veya muhammed nebinin kavmiyle ilgili bir olayı tasvir ederken ortaya çıkmaktadır Allah bunu yapmaktadır çünkü vahyin indiği toplum değişik takvim uygulamalarını karma bir biçimde takip etmektedir vahyinde bunlardan bahsetmesi olağandır yadırganacak birşey değildir.mesela ""senetin"" ifadesi çeşitli ayetlerde geçer yıldızlardan yararlanılarak yapılan bir takvimdeki 1 ay ı temsil eder yanlış bir çeviri olarak hep sene diye çevrilmiştir.

ama gelgelelim müslümanların takvime bağlı yükümlülüklerine sıra geldiğinde sürekli şehr ifadesi geçer ve bu ifadenin tanımladığı takvim sistemi güneş-ay takvimidir.


bu arada alt alta sıraladığın ayetler benim için faydalı oldu daha önce gördüğüm ama gözden kaçırdığım şeyleri fark ettim teşekkürler.

mesela;

Onu(güneş) okuduğu/yüzünü çevirmek(telaha) zaman aya,(91/2)

bu ayeti hep takip etmek manalarında kullanmışlar meallerde halbuki seninde belirtiğin gibi bu fiiil okumak anlamındadır.

tam bir çeviri yaparsak güneşe yüzünü döndüğü zaman aya(DOLUNAY DURUMU) diye çevirebiliriz.edebi bir dille gene dolunay üzerine yemin ediliyor.

pramid
10. April 2012, 01:05 PM
önerdiği takvim sistemi ""güneş-ay"" takvimidir

Müddessir Suresini iyi inceleyiniz. Basit düşünün.

Güneş delildir. Ay okutandır. GÖLGELRİ ARAŞTIRINIZ. HİLALERİ

Hasan Akçay
10. April 2012, 03:51 PM
Merhaba.

Allah'in indinde gecerli olan "günes yili"dir. Allah bunu bir cok ayetinde kuskuya yer birakmayacak sekilde acikliyor. Örnegin Isrâ 12:

Biz geceyi ve gündüzü iki ayet yaptik; sonra gecenin ayetini giderip
gündüzün ayetini aydinlatici kildik… ki yillarin sayisini bilesiniz ve hesabi bilesiniz.
Her seyi ayrintisiyla aciklariz biz.

Allah’in sözünü ettigi "yil"in
günes yili oldugu
acik ve net.
Cünkü onu günes isigi (مُبْصِرَةً) olusturuyor.

Yilin olusmasinda ayin hic bir rolü yok. Allah ayetin sonunda "Biz her seyi ayrintisiyla aciklariz," diyerek bunu bi de vurguluyor .

وَجَعَلْنَا اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ آيَتَيْنِ فَمَحَوْنَا آيَةَ اللَّيْلِ
وَجَعَلْنَا آيَةَ النَّهَارِ مُبْصِرَةً ... لِتَعْلَمُواْ عَدَدَ السِّنِينَ وَالْحِسَابَ
وَكُلَّ شَيْءٍ فَصَّلْنَاهُ تَفْصِيلاً

Ve cealnel leyle ven nehâre âyeteyni fe mehavnâ âyetel leyli
ve cealnâ âyeten nehâri mubsiraten… li ta’lemû adedes sinîne vel hisâb,
ve kulle sey’in fassalnâhu tafsîlâ.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
10. April 2012, 06:06 PM
O Allah'dır ki, senelerin sayısını ve hesabını bilesiniz diye güneşi bir ışık, ayı da bir nur yaptı. Ve aya menziller tayin etti. Allah bunu hak olarak yarattı. O, bilecek olan bir kavim için âyetlerini ayrıntılı olarak açıklar.

Siz bir ayeti yarım yamalak alıp bir görüş oluşturmayın. Bir konu hakkında Kuran ayetlerini tümünü göz önüne alın ve kelimeleri kuran ışığında çeviriniz.

Kafanıza donuklaştırdığınız fikirler için kuranı tasdik makamı yapmayınız.

Kuran fikir versin, Kuranı fikrinize destekci yapmayın.

Güneşin görevine Tüm ayetler ışığında bakınız.

Ayın görevine de bakınız.

Güneş neyin delili kılındı ona da bakınız.

Gölgelere bakınız.

Evlere bakınız ve eğri hurma dalı gibi oluşan hilallere bakınız. O evler içindeki konak yani şehrlerine bakınız.

Lütfen sizlerden ricam KURAN AYETLERİNİN HERBİRİSİNİ KONU DEĞERLENDİRMENİZE KATMANIZ. çÜNKÜ KİTABI AYETLER AÇIKLIYOR.

Hasan Akçay
10. April 2012, 08:15 PM
Kevser Basar’in yüksek lisans tezinde belirttigine göre
Cahiliye döneminde Araplar iki takvim* kullandilar:

1.Yildiz takvimi
2.Ay-günes takvimi

Ama adlarinin farkli olmasina bakmayin, ikisi de "günes yili"ni esas aliyordu. Örnegin Yildiz takviminde yil 28 "menâzil"e ayriliyordu. Bunlarin 27 tanesi 13 gündü, 1’i: 14.

27 * 13 = 351
351 + 14 = 365

Uzun sözün kisasi, günes yilini inkar inadiyla ikina ikina ürettikleri sey günes yilinin ta kendisidir. Cünkü mümkünü yok, inkar edilemez günes yili. Allah'in degismeyen hükmüdür o. Yerküreye günesi dolandiran O, insanlar degil. Mevsimler o dolanma esnasinda ortaya cikiyor. Mevsimsiz yil olmaz.

Cahiliye insani, AY YILI diye bir sey uyduruyor ama o garabet te vakti göstermiyor. Dedik ya, Muharrem adindaki haylaz keciden KECI olmaz; haramlari göstermeyen kamerî aydan HARAM AY olmaz. Vakti göstermeyen "ay yili"ndan da YIL olmuyor.

Sözüm ona ay yilinin orasini yontup burasini sivrilterek günes yilina uyduruyorlar. Yani ay yili diye yola cikip günes yilina kapagi atiyorlar. Cikariyorlar sana nur topu gibi bir ay-günes yili. Yersen.

Yildiz takvimi diye baska bir garabet uyduruyorlar. "Bunun esas aldigi yil 28 menzilden olussun!" diyorlar. Saniye, dakika, hafta, gün (Bagislayin, yanlis oldu. Gün ilahî düzenlemedir) ay... insanlarin düzenlemesi ya, "Ay olmasin!" diyorlar; "AY istemeyiz!"

Ve yildiz takviminde ay yok.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

________________________________

*http://www.belgeler.com/blg/146f/cahiliye-donemi-arap-takviminde-nesi-nasi-in-the-arap-calender-of-pre-isdlamic-period

pramid
11. April 2012, 10:15 AM
Eh ne diyelim halen cahiliye takvimine uygun inancı anlatan kevserin kitabına/tezine uy...

"İnzal edilen kitap kendilerine yetmiyor mu?"

Ne oluyor....Neye göre hüküm veriyorsunuz. Öyleyse Getirin KİTABINIZI

Hasan Akçay
11. April 2012, 11:53 AM
Pramid'cigim,
anlama gücüm ne kadarsa
ben o kadar anlayabilirim.
Üzme kendini.

*

Dolunay (sehr-ِشهر) nedir?

29 gün 12 saat 44 dakika 3 saniye...dir.
Ayin yerküreyi dolanmasi bu kadar vakit alir.
Dolunayin bir anlami bu.

Kamerî yilcilara göre yilin on ikide biri anlamindaki AY budur. Ama onlarin yerdeki iddiasi Allah’in gökteki gercegine uymuyor.

Yerdeki ay
bazan 29, bazan 30 gün sürdügü halde
gökteki ay dünyayi HEP AYNI SÜREDE dolanir;
salise sasirmaz.

Arti,
kamerî yilin aylari
vakten oynak olduklari icin
vakti bildiremezler;
örnegin avlanma yasaginin vaktini* bildiremezler.

Gökteki aylar ise vakti bildirirler
cünkü vakten sabittirler.

Sehru ramazân nedir?

21 Hazirandan sonraki ilk dolunay.
Dolunayin öteki anlami da bu.
Lafzen: sicak dolunay.
Sicak yaz günlerinin habercisi oldugu icin bu adi almistir.

Kamerî yilcilara göre
Bakara 185’teki sehru ramazân,
ramazan ayidir

ve

oruc
ramazân hilali ile baslar.

Allah’in gercegi bu iddiayi da cürütüyor.

O yüzden
"O dolunaya tanik olanlariniz onu oruclasin!" diyen Allah’a inat,
"O hilale tanik olanlariniz o ayi orucla gecirsin!" derler.

Kendi celiskileri Allah'in gercegine tahammül edemedigi icin Allah'in sözlerine razi olamazlar. "Allah öyle diyor ama sunu demek istiyor" diye onlari kendi kuruntularina uydururlar.

Örnegin

Onlara göre
Allah sehr demistir ama
hilal demek istemistir;

onu oruclayin demistir ama
o ayi orucla gecirin demek istemistir.

Kadir gecesi tam olarak hangi gecedir?

Sicak dolunay gecesidir
yani
21 Hazirandan sonraki ilk dolunay.
Lafzen: ölcü gecesi.

Kanit?

Sehru ramazân o okumanin (o kurânin) indigi ândir (Bakara 185);
Ölcü gecesi de o okumanin (o kurânin) indigi ândir (Kadr 1).

Sicak dolunaya A diyelim
o okumanin indigi âna B,
ölcü gecesine C.

A = B
C = B

A = C.

Bu da matematik.
Iki sey ayni seye esitse
o iki sey birbirine esittir.

Tipki sunun gibi:

Pamugun rengi aktir.
Sütün rengi aktir.
Pamugun rengi = sütün rengi.

Allah o dolunayi oruclamamizi neden istiyor?

Sakinalim diye (Bakara 183):
Oruc sizin üzerinize de yazildi ki sakinasiniz
leallekum tettekûn, لعلكم تتقون.

SAKINMAK "Önce Allah!" deyip
Allah’i kâle almaktir. Yani
TAKVÂ.

Ölcü gecesinde indirelen o okuma
bir sûredir
(Tevbe 64, 81, 86, 124, 127)

"Önce ben! Önce midem! Önce malim mülküm!"
diyen münafiklarin imanini ölcüye vurup
ortaya cikaran
böylece
onlari ele veren bir sûre.

Biz
iki elin parmaklari kadar gün
o dolunayi oruclayacagiz

yani
kendimizi tutup

gündüzleri
homili girtlak yiyip icmekten,
cinsel iliskide bulunmaktan
kavga etmekten
geri duracagiz

ki

"Önce ben!" demiyebilecegimizi
"Önce Allah!" diyebilecegimizi
kanitlayalim.

Oruc takvânin alistirmasidir.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

_____________________________

*Asagidaki ifadeler es anlamlidir. Yani Allah 2'de ne diyorsa 95'te onu diyor:

Size helalken avlanin -ve izâ haleltum fastâdû (Mâide 2).
Size haramken av hayvani öldirmeyin -lâ taktulûs sayde ve entum hûrûm (Mâide 95)

birkatkimolsun
11. April 2012, 02:37 PM
merhaba hasan arkadaşım bazı doğruların ve ilham verici fikirlerin olsada astronomi bilgilerinde yanlışlıklar ve eksiklikler var.

ilkin ayın evrelerinin tamamlanmasıyla ayın dünya yörüngesinde dolanım süresinin aynı olduğunu düşünüyorsun.bu düşüncen yanlış önceki mesajlarda astığın kırık linkteki resme bakınca(daha sonra düzeltmişsin) neden bu yanlış düşünceye kapıldığını anladım.

bu konuda ilk yanlışın ayın evrelerinin oluşumunu sadece ayın dünya yörüngesindeki dolanımının belirlediğini düşünüyorsun halbuki ay dünyanın etrafında dolanırken aynı zamanda dünya ile birlikte güneşin etrafındada dolanmaktadır bu yüzden ayın güneşi gördüğü açı bu dolaşımdan etkilenmekte ve ayın dünyayı dolanım süresinden(27,32) biraz daha fazla bir sürede(ortalama 29,53) ayın evrelerinin oluşumu en başa dönmektedir.

senin o resimdeki hareketli resim sadece ayın dünya çevresindeki dolaşımını dikkate almakta ve ayın güneş çevresindeki pozisyonunu ihmal etmektedir.işte bu gerçeği ihmal ettiğin için yanlış çıkarsamalar yapmaktasın.

ayın dünya çevresini dolanım hızıda sabit değildir; güneşten ve güneş sistemindeki gezegenlerin dünyaya yakınlığına göre hızı artmakta veya yavaşlamaktadır işte bundan dolayı ayın evrelerinin, ayın dünya etrafındaki dolanım süresinin ve ""dünyanın"" güneş etrafındaki dönüş zamanı ve hızı statik değil dinamiktir ayın evrelerinin bazen 29 bazen 30 günde tamamlanması bundandır.29,5308 rakamı 19 yıllık bir sürecin ortalama rakamıdır, belli bir andaki ayın evresinin süresini tanımlamaz.


birde ek bilgi olarak şunu belirteyim

ayın üç hareketi esas alınarak birbirinden farklı takvim sistemleri oluşturulabilir.(diğer gökcisimleriyle yapılan karma uygulamaları şimdilik görmezden geliyorum)

1.si ayın evreleri referans alınabilir
2.si ayın dünya yörüngesindeki dolanımı referans alınabilir.
3.sü ayın zodyaktaki yörüngesinin güneşin yörüngesiyle çakıştığı anlar referans alınabilir(ay düğümleri veya ay nod ları)

bu referans noktalarıın hepsinin yıl içindeki gün sayıları ve hesaplamaları farklıdır.
280 281
Allahın cümlemizin ilmini artırması dileğiyle.

birkatkimolsun
11. April 2012, 05:36 PM
hasan arkadaşım diğer takvimleri eleştiri şeklinden insanların neden yıldız ve ay takvimi kullanma ihtiyacı içinde olduğunu anlamadığın sonucunu çıkarıyorum.neden dersen sanki eski devirlerdeki insanlar güneşin dosdoğru bir hesap aracı olduğunun farkında değillerde keyfi sebeplerle yıldız veya ay takvimi kullanıyorlarmış gibi bahsediyorsun.

güneş takvimi hernekadar dosdoğru ve mutlağa daha yakın sonuçlar versede.kullanımı pratik değildir ve oldukça teknik bir bilgi ve bu bilgiyi kullanan insanların ""yerleşik"" olmasını gerektirir bu günkü gibi kitle iletişim araçlarının olmadığı bir çağda ya herkes tek tek gün sayıp 365 güne ulaşarak ayları ""matematiksel"" olarak belirlemeleri gerekecektir buda sağlıklı ve güvenilir olmayacaktır.

sende kabul edersinki takvimde ayların sayısı ve günlerin tesbiti hem çiftçiler hem seyyar tüccarlar, göçebeler, aynı zamanda yerleşik şehirliler için ortak referanslarla olması zorunluluktur.

sürekli yer değiştiren insanlar için güneş takvimi oldukça kullanışsızdır çünkü her enlemde güneş takiminin yeniden ayarlanması gerekmektedir.istanbulda doğru bir şekilde zamanı gösteren bir güneş takvimi(gölgenin takibi yöntemiyle) mekkede yanlış zamanı gösterecektir.

işte bu sebeplerle insanlar güneş yılını bölümlendirme ihtiyacı duymuşlar bunu kimi ayı takip ederek yapmış kimi yıldızları.tabi bu sistemlerde güneş yılıyla uyum problemleri ortaya çıkmıştır bunuda çeşitli yöntemlerle aşmaya çalışmışlardır güneş-ay takvimide bu yöntemlerden biridir.


mesele diğer takvim uygulamalarının güneş yılıyla aşık atma meselesi değildir.
mesele diğer takvim uygulamalarının güneş yılıyla uyumlu olarak yılı doğru bölümleme meselesidir.

Hasan Akçay
12. April 2012, 11:20 AM
Sayin pramid
"Ramazâni görürse degil ramazâna sahid olursa" diyor.
Hic farketmez. Ama gönül kiracagima
degistiririm.

Degistiriyorum.

*

O sehre sahid olanlariniz ONU oruclasin (Bakara 185)
fe men sehide minkumus "sehr"a fel yesumHU…
ONU (HU), o "sehr"i demek.

Tamam.
Demek ki Allah

"O sehri oruclasinlar!" diyor.

Kamerî aycilara göre
o SEHR ramazândir (bastan sona bütün ay).

Peki.
Demek ki Allah

"Ramazâna sahid olanlariniz ramazâni oruclasinlar!" diyormus.

Ama bu dogru olsaydi
oruc tutulamazdi.

Cünkü

ramazâna
önce sahid olunacak,
sonra o oruclanacak.

Sahid olunan ramazân sona ermistir.
Ramazândan sonra Ramazân orucu olur mu?

Imkansiz.

Iddianin sahipleri
imkansizligi
su sekilde gidermeye calisiyor:

Tanik olunmasi istenen: hilaldir,
oruclanacak olan: ay.

Ama Allah onu demiyor ki!
O’nun dedigi:

O sehre sahid olanlariniz
o sehri oruclasinlar.

Yani

hangi seye sahid oldularsa
onu oruclayacaklar.

bütün ramazâna sahid oldularsa bütün ramazâni
hilale sahid oldularsa hilali
dolunaya sahid oldularsa dolunayi.

Allah ne diyorsa o. Tamam? O’nun dedigi:

O dolunaya sahid olanlariniz
iki elin parmaklari kadar gün (Bakara 184)
onu oruclasinlar.

Inananlar dolunaya
aksam sahid olacak,
dolunayi sabah oruclamaya baslayacak ve
10 (on) gün devam edecekler.

Eger Allah
"Hilale sahid olanlariniz hilali oruclasinlar!"
deseydi

inananlar hilale
aksam sahid olacak,
hilali sabah oruclamaya baslayacak ve
10 (on) gün devam edeceklerdi.


"Bakara 189
hilalde baslanacagini bildiriyor," iddiasina gelince…

o halde

birisi bana
haccin

neden hilalde baslamadigini
neden dolunayda (Zilhicce 10) basladigini

aciklayabilir mi? Lütfen.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

pramid
12. April 2012, 11:38 AM
Hac ezanla başlar. Duyuru ile.

Hilallerin cevabı kuranda. ölçü

sana bir hatırlatma hasan bey:

Hilaller ile helal kelimesi aynı kökten gelir.

Helaller/hilal haram.

Ramazanı görürse değil şahit olursa.

Hasan Akçay
13. April 2012, 07:11 AM
Merhaba.

Kadir gecesi
lafzen SICAK DOLUNAY anlamindaki
"sehru ramazân"dir.

Tam olarak
örnegin
2011’in 15 Temmuz gecesi,
2012’nin 3 Temmuz gecesi.
http://www.timeanddate.com/calendar/moonphases.html?year=2011&n=0

Kanit:
Bakara 185,
Kadr 1,
Tevbe 64...

"SeHR"in 2 anlami var.
1.bastan sona bütün bir ay,
2.dolunay.

SeHRu ramazânda o okuma indirildi (Bakara 185)
SeHRu ramadânellezî unzile fîhi el kur’ân

Buradaki SeHR bütün bir ay olamaz
Cünkü Allah,
"O SeHRe tanik olanlariniz onu oruclasin!"
diyor;

buna göre
inananlar ona tanik olacaklar,
ardindan onu oruclayacaklar.

Yani

orucu
ramazâna tanik olduktan sonra
tutacaklar;

Ramazândan sonra ramazân orucu olmaz.

Dikkat.
Allah, o hilale tanik olanlariniz degil
o SeHRe tanik olanlariniz diyor.


"SeHR"in ikinci anlamina göre ise
inananlar
orucu
ramazân dolunayina tanik olduktan sonra
tutacaklar;

dolunaydan sonra ramazân orucu olur.

Biz onu kadir gecesinde indirdik (Kadr 1)
Innâ enzelnâhu fî leyletil kadr

Buradaki hu ve
Bakara 185’teki el kur'ân
bir sûre olup (Tevbe 64)
bir ve ayni gecede indirilmistir,
لَيْلَ -leyl:

Leyletil kadr = SeHRu ramazân

Sevgi ile,
Hasan Akcay