PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sığır kesme olayı


Ali Rıza Borazan
29. May 2011, 11:16 PM
2/67” Hani Musa kavmine: "Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor" demişti. "Bizi alaya mı alıyorsun?" dediler. (Musa) "Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım" dedi.
2/68- "Rabbine adımıza yalvar da, bize niteliklerini açıklasın" dediler. (Musa, Rabbine yalvardıktan sonra) "Şüphesiz Allah diyor ki: O ne pek geçkin, ne de pek genç, ikisi arası dinç(likte bir sığır olmalı)dır. Artık emrolunduğunuz şeyi yerine getirin" dedi.
2/69- (Bu sefer) dediler ki: "Rabbine adımıza yalvar da, bize rengini bildirsin." O: "(Rabbim) diyor ki: O, bakanların içini ferahlatan sarı bir inektir" dedi.
2/70- (Onlar yine:) "Rabbine adımıza yalvar da, bize onun niteliklerini açıklasın. Çünkü bize göre sığırlar birbirine benzer. İnşaAllah (Allah dilerse) biz doğruyu buluruz" dediler.
2/71- (Bunun üzerine Musa, “Rabbim) diyor ki: O, yeri sürmek ve ekini sulamak için boyunduruğa alınmayan, salma ve alacası olmayan bir inektir" dedi. (O zaman): "Şimdi gerçeği getirdin” dediler. Böylece ineği kestiler; ama neredeyse (bunu) yapmayacaklardı.

Devamlı söylediğimiz şeyde bir ayetin kastettiği manayı konu ve Kur’an bütünlüğüne ters düşmeden açıklamak gerekiyor demiştik.

Konuda sığır kesme olayından bahsediyor. Bunlar hoş olmayan bir davranışta bulunmuşlar ki yaptıkları bir davranışın yanlışlığını ALLAH düzeltmelerini istemektedir. Acaba Musa kavminin yapmış olduğu bu yanlış davranış neydi? Şimdi Kur’an dan başka surelerden ve başka ayetlerden onu yakalamaya çalışalım.

20/84- Dedi ki: "Onlar arkamda izim üzerindedirler, hoşnut kalman için, Sana gelmekte acele ettim Rabbim."
20/85- Dedi ki: "Biz senden sonra kavmini deneme (fitne)den geçirdik, Samiri onları şaşırtıp-saptırdı."
20/86- Bunun üzerine Musa, kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndü. Dedi ki: "Ey kavmim, Rabbiniz size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Size (verilen) söz (ya da süre) pek uzun mu geldi? Yoksa Rabbinizden üzerinize kaçınılmaz bir gazabın inmesini mi istediniz de bana verdiğiniz sözden caydınız?"
20/87- Dediler ki: "Biz sana verdiğimiz sözden kendiliğimizden dönmedik, ancak o kavmin (Mısır halkının) süs eşyalarından birtakım yükler yüklenmiştik, onları (ateşe) attık, böylece Samiri de attı."
20/88- Böylece onlara böğüren bir buzağı heykeli döküp çıkardı, "İşte, sizin de ilahınız, Musa'nın ilahı budur; fakat (Musa) unuttu" dediler.
20/89- Onun kendilerine bir sözle cevap vermediğini ve onlara bir zarar veya fayda sağlamaya gücü olmadığını görmüyorlar mı?
20/90- Andolsun, Harun bundan önce onlara: "Ey kavmim, gerçekten siz bununla fitneye düşürüldünüz (denendiniz). Sizin asıl Rabbiniz Rahman (olan Allah)dır; şu halde bana uyun ve emrime itaat edin" demişti.
20/91- Demişlerdi ki: "Musa bize geri gelinceye kadar ona (buzağıya) karşı bel büküp önünde eğilmekten kesinlikle ayrılmayacağız."
20/92- (Musa da gelince:) "Ey Harun" demişti. "Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (Onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?"
20/93- "Niye bana uymadın, emrime baş mı kaldırdın?"
20/94- Dedi ki: "Ey annemin oğlu, sakalımı ve başımı tutup-yolma. Ben, senin: "İsrailoğulları arasında ayrılık çıkardın, sözümü önemsemedin" demenden endişe edip korktum."
20/95- (Musa) Dedi ki: "Ya senin amacın nedir ey Samiri?"
20/96- Dedi ki: "Ben onların görmediklerini gördüm, böylece elçinin izinden bir avuç alıp atıverdim; böylelikle bana bunu nefsim hoşa giden (bir şey) gösterdi."
20/97- Dedi ki: “Haydi çekip git, artık senin hayatta (hakkettiğin ceza: "Bana dokunulmasın") deyip yerinmendir." Ve şüphesiz senin için kendisinden asla kaçınamayacağın (azap dolu) bir buluşma zamanı vardır. Üstüne kapanıp bel bükerek önünde eğildiğin ilahına bir bak; biz onu mutlaka yakacağız, sonra darmadağın edip denizde savuracağız."
20/98- "Sizin İlahınız yalnızca Allah'tır ki, O'nun dışında İlah yoktur. O, ilim bakımından her şeyi kuşatmıştır."
7/150: Musa kavmine oldukça kızgın, üzgün olarak döndüğünde onlara: "Beni arkamdan, ne kötü temsil ettiniz? Rabbinizin emrini çabuklaştırdınız, öyle mi?" dedi. Levhaları bıraktı ve kardeşini başından tutup kendisine doğru çekiyordu (ki Harun ona:) "Annem oğlu, bu topluluk beni zayıflattı (hırpalayıp güçsüzleştirdi) ve neredeyse beni öldürmeye giriştiler. Bari sen düşmanları sevindirecek bir şey yapma ve beni bu zalimler topluluğuyla birlikte kılma (sayma)" dedi.


Sığır kesme ile ilgili Kur’an da geçen ayetleri bir araya getirmeye çalıştık.
Daha öncede bahsettiğim gibi müteşabihin bir anlamı da. Karmaşık olan ayetleri ince ince tahlil edip, güçlü bir mantıkla oradaki kastedilen manayı yakalamaktır.

Un yağ ,şeker, arkasından yorum olarak helva çıkması gibi.

Yorum yaparken siyahla beyazın ,acı ile tatlının,gece ile gündüzün, birbirinden net bir şekilde ayrıldığı gibi ayırmak Allah’a ait olan bir şeydir.

Elbette Yorumumuzu net bir şekilde ,isabet ettiremeyebiliriz ama bize düşen bütün gücümüzü ve cehdimizi kullanarak yorumun tutarlı olmasına gayret göstermeliyiz.

Ben inek kıssası ile yorumumu ortaya koyduğum zaman, Biz de Kur’an
okuduk ama senin söylediğin gibi bir yoruma varamadık dediler.

Bende ona dedim ki: Sende bu kâinat kitabını okudun ama, bir araba icat eden gibi araba icat edemedin. Galileo gibi dünyanın döndüğünü keşif yapamadın Ay'a füze fırlatıp, Ay hakkında bilgi edinmedin.

Herkes Kur’an-ı okur ama Kur’an-ı anlamak için değil de sevap olsun diye okursa Kur’an’da anlatılan o incelikleri keşif yapamaz, Türkçede "Bakar ama görmez." dedikleri gibi.