PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Bizler inancımızı işte böyle yaşıyoruz.


halukgta
28. May 2011, 07:34 PM
Geçen gün yeni bir yazımı sitelere eklemeye çalıştığımda, bir siteden yasaklandığımı gördüm. Yasaklanma nedeni olarak da aynen şu sözler yazıyordu.


(Aşağıdaki sebepten dolayı yasaklandınız:

“Benim emrettiğim veya nefyettiğim bir konu kendisine iletildiğinde, sakın sizden biriniz, koltuğuna yaslanmış olarak, biz onu bunu bilmeyiz, Allahın kitabında ne bulursak ona uyarız, işte o kadar derken bulmayayım. ( Ebu Davud)


Evet, beni sitelerine girmemi yasaklamalarının nedeni olarak, peygamberimizin bu hadisinin olduğunu söyleyip, benim buna muhalif yazı yazdığımdan dolayı, yasaklandığımı yazmışlar. Önce peygamberimiz böyle bir söz söylemiş midir, gelin onu düşünelim. Eğer gerçekten söylediğine kanıt kur’an dan ve peygamberimizin kendi sözlerinden onay alırsak, ben büyük bir yanlış yapmışım demektir. Yok eğer bu hadis, kur’an dan ve yine peygamberimizin diğer hadislerinden onay almıyorsa, benim siteye girişimi bu nedenle engelleyenler, toplumun kur’an ile kucaklaşmasını engellemiş olacakları gibi, içimize sokulan hurafelerin temizlenmesine de engel olduklarını bilmelidirler. Bunun vebali ve sorumluluğu çok çetin olacaktır hesap günü.


Benim her zaman hatırlatmaya çalıştığım, peygamberimizin bazı hadisleri vardır ki, bizlere çok önemli yol gösterir.

Benden sonra, benim adıma söylenecek çok söz duyacaksınız, Bu sözleri KURAN İLE KARŞILAŞTIRINIZ ki, benim sözüm olup olmadığı hakkında delalete düşmeyesiniz. Her kim ki, ben söylemediğim halde bu sözü peygamber söyledi dese, BUYURSUN KENDİNİ CEHENNEMDEKİ YERİNE HAZIRLASIN.

Allah’ın kitabında helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır. Hakkında sustuğu ise serbesttir. Allah’ın serbest bıraktıklarını kabul edin ve bilin ki Allah hiçbir şeyi unutucu değildir.
Ebu Davud K. Etime 39/Tırmizi K. Libas 6 İbni Mace K. Etime 60/ El-Müracaat sayfa 20

Ey insanlar ateş tutuşturuldu ve karanlık gecenin parçaları gibi fitneler yakınlaştı. Allah’a yemin ederim ki aleyhimde tutunacak bir şeyiniz yoktur; Kuran’ın helal kıldıkları dışında bir şeyi helal kılmadım. Kuran’ın haram kıldıkları dışındakileri de haram kılmadım.
İbni Hişam Siret 4 sayfa 332


Ne dersiniz, bu örnek hadisler, yazımızın başında, benim sitelerine yasaklanmama neden olan, peygamberimizin hadisidir diye naklettikleri düşünceye, sözlere ters düşmüyor mu? Onay alıyor mu peygamberimizden? Peygamberimiz, benim adıma uydurulacak sözleri kur’an ile karşılaştırınız ki, benim sözüm olduğunu anlayasınız diyecek, Allahın helal kıldığı helal, haram kıldığı haramdır, bunun dışında hiçbir hüküm vermediğini belirtecek açıkça, daha sonrada ben, kur’an ın dışından da, onun bahsetmediği hükümleri veririm, onlara da uyacaksınız diyecek, öylemi dostlar? İşin ilginci, benim yasaklanmama neden olan hadisi nakleden olarak aynı isim, yani Ebu Davud ismi var, tam tersi düşünceyi nakleden isimde aynı. Ne dersiniz hangisi doğru olabilir? Seçim sizin.

Allah kur’an da Kefh suresi 26. ayetinde, Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak kılmaz dediği halde, bizler Allahın elçisini hangi konuma getirip, İslam dininden nasıl uzaklaştığımızın farkında bile değiliz. Bakın peygamberimizin yalnız hangi kitaba uyacağını söylüyor Rabbim.


Ahkaf 9: De ki: "Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahye dilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.


Değerli din kardeşlerim, biz neler söylediğimizin, kendimizce nasıl bir inanç yarattığımızı biliyor muyuz dersiniz. Allahın elçisi ben, bana vah yedilenden başkasına uymam diyor, bizler ise peygamberimizin uyduğu, Rabbin tebliği kur’an dışından da vahiylerin olduğuna inandırılıp onların peşine düşerek, bir bilinmezin kapısını aralama çabasında olduğumuzun farkında bile değiliz.


Ankebut 18: Eğer siz yalanlarsanız, bilin ki, sizden önce bir takım milletler de yalanlamışlardı. Peygamberin görevi ise açık bir tebliğden ibarettir.


Allah elçisinin görev ve sorumluluğunu çok açık ve net onlarca kez söylediği halde, bizler hala yanlış hurafe inançlarımıza, nasıl da kılıflar arıyoruz. Allah yunus suresi 109 ayetinde ne diyordu elçisine hüküm verme konusunda hatırlayalım.


Yunus 109: Sana vah yedilene uy ve Allah hüküm verinceye kadar sabret. O, hâkimlerin en hayırlısıdır.


Görüyor musunuz? Hüküm veren yalnız Rabbim olduğu çok açık değil mi? Yine Nisa 105. ayetinde Rabbim elçisine bakın toplumu hangi kitap ile hükmet diyor.


Nisa 105: Doğrusu Biz sana gerçeğin ta kendisi olan kitap (Kur'an)'ı indirdik ki, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği şekilde hükmedesin. Sakın hainlerin savunucusu olma.


Allah elçisine sana indirdiğimiz kur’an ile hükmet diyor, fakat birileri çıkıp, peygamberimizin kur’an dışından hükümlerinin olduğunu söyleyerek, kur’an da adeta çelişki yaratmaya çalışıyorlar. İşte bunları yapanların, yani Rabbim e ve elçisine iftira atanların, hesap günü yüzleri kapkara olacağını, Allahın onların yüzlerine asla bakmayacağını söylüyor. Tabi ebedi gidecekleri yerin neresi olduğunu, söylemeye gerek yok sanırım.


Allah bu ve buna benzer şeylerin olacağını bildiği için, çok açık uyarısını yapıyor ve bakın ne diyor.


İsra 36: Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.


Hakkında emin olamayacağımız bilgi, neler olabilir dersiniz? Elbette Rahmanın koruması altında olan kur’an ın dışındaki bilgiler. Ona uyan her bilgi, ondan onay alan her konu, bizlerin başının tacıdır. Günümüzdeki mezhepleri düşünün. Bazen aynı konuda dört farklı hadisten bahsedilir, hepside farklı. Peki, hangisi peygamberimizin sözüdür. Bunu nasıl anlayacağız? İşte kur’an hükümlerinden başka hükümler ararsak, sonucu meçhul bir yöne doğru gideceğimizi unutmayalım. Sorduğumuzda her mezhep kendi inancının doğru olduğunu söylüyor, en kötüsü hiç kimse bu bilgilere kur’an dan onay almayı ve en doğru bilgiye ulaşmayı dahi düşünmüyor.


Şimdi vereceğim ayet, acaba elçisinin kur’an dışından da hükümler koyup, tebliğler yapmasına izin veriyor mu dersiniz? Acaba elçisinin nereye sarılmasını istiyor Rahman?


Maide 67: Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Allah, küfre batmış topluluğa kılavuzluk etmez.

Zühruf 43: Sen, sana vah yedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin.


Bakın ne kadar açık her şey. Allah elçisine, sana indirdiğimi tebliğ et diyor. Bunu yapmazsan görevini yapmamış sayarım diye de ekliyor. Şimdide şunu düşünelim. Allah elçisine benim hüküm vermediğim konularda da sen hüküm verebilirsin diyor mu, birde ona bakalım.


Hakka 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45- Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik.


Lütfen ayet üzerinde çok dikkatle düşünelim. Allah elçisi için, biz söylemediğimiz halde, bunlarda Allah katından hükümlerdir demiş olsaydı, onun canını alırdık diyor. Peki, bizler bu ayetleri bu kadar açık seçik gördüğümüz halde, peygamberimizin kur’an dışından da hükümleri, yasakları vardır, buna uymayanları sakın bulmayayım der mi? Der diyenler, çok iyi düşünmelidir derim bende.


Son olarak bir ayet daha hatırlatmak istiyorum. Bakın rabbim hesabın görüleceği gün bizleri nereden sorumlu tutacağını söylüyor. Sizce bunu söyleyen Rabbimin ayetini tebliğ eden elçisi, yazımın başında benim yasaklanma nedenim olarak verilen hadisi doğruluyor onaylıyor mu, yoksa bunu söyleyenler buna iman edenleri, iftiradan dolayı cehennem mi bekliyor, ne dersiniz? Doğrusunu Rabbim bilir, bizlere düşen kur’an a sarılıp, onu anlamaya çalışmak olmalıdır. Hesabın görüleceği gün, tüm gerçekleri göreceğiz. Hepimiz kendi imtihanımızı yaşıyoruz, elbette imtihan olduğumuz kitabın kur’an olduğunun tebliği de çok açık. Yorum ve karar sizlerin.


Zühruf 44: Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.


Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

hiiic
28. May 2011, 08:01 PM
Şûrâ 52
İşte böylece sana da emrimizle Kur'an'ı vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle doğru yola eriştirdiğimiz bir nur kıldık. Şüphesiz ki sen doğru bir yolu göstermektesin.

En’âm 115
Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.

değiştiremeyince üzerine eklediler.


kralcılık yapan soytarıların egemenlik sürdüğü topraklarda tek bir din vardır. soytarı dini. ister ezberden kıralın ahitlerini okusunlar ister kralın mühürünü taşısınlar. soytarıdan öte gidemezler. kötülükten men edemedikleri gibi boş boş konuşmları kendilerine bile fayda vermezde günahın en çirkinlerini gizliden işlerler. haaa bide kulp takmışlar, günahını söylemezsen Allah örtermiş.. bakıcaz en küçüğün bile ortaya getirileceği gün onların zannına benziyormuymuş.

Mâide 63
Din adamları ve alimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! İşledikleri (fiiller) ne kötüdür!

mavera
28. May 2011, 10:35 PM
"söylediklerine katılmıyorum ama söz söyleme hakkını sonuna kadar destekliyorum" olgunluğundan henüz çok uzakta gözüküyoruz. bu konuda ya da başka konularda.

Miralay
29. May 2011, 09:50 AM
Selam mavera kardeşim

Katılmasan da gösterdiğin saygıdan dolayı ben teşekkür ederim. Hepimizin bu saygıya ve olgunluğa ihtiyacımız var.

Selam ile

mavera
29. May 2011, 08:43 PM
selam, biraz da 18. yüzyıl Fransa'sına atıfta bulunarak, bu yazıya bakışım için değil, genel olarak söylemiştim.

Miralay
30. May 2011, 08:14 AM
Ben de genel olarak kastetmiştim :)

Selam ile

mavera
30. May 2011, 09:19 PM
:)
selam

Kaytağı
4. September 2011, 01:34 AM
Giderek azalıyorlar.Kahta'ya ve bir kaç beldeye sıkışmış durumdalar.Zihniyetleri artık iyice çöktü.."Hak geldi batıl zail oldu."

hiiic
4. September 2011, 03:39 AM
yooo kıyamete kadar temizleneceğini sanmam.
Bu Allahın dilemesi, onlar her zaman olacak. vatikan bitti mi? Avrupa aydınlık çağını yaşıyor ama papazlar hala milletten şeytan çıkarıyor...

Bu ülkede de bitmez. Taaa ki karar gününe kadar. o gün gelince asıl temizliği gör sen...
Allah bu şartlar altında yaşamamızı diledi...

Allah bitmesini istese elbette hepimizi doğru yola getirir ve tek bir ümmet yapardı. O zaman mezhep cemaat tarikat kalmaz herkes Kuran müslümanı olurdu. Ama dilemedi. Çünkü cehennemi tanıdığımız ve tanımadığımız insanlarla doldurma kararı verildi. Bu dünya nasıl durdurulamazsa öyle durdurulamaz bir karar. ve o ansızın gelecek olana her an daha da yaklaşıyoruz.

O gün gelene kadar oynasınlar,,, bırak sen onları daldıkları bataklıkta bocalasınlar.
Ahirette kaçacak yerleri olmayacak,,,, Onlara hem Kuran ayetleri geldi, hemde düşünüp anlayacakları kadar uzun bir ömür verildi.

Ama bu tarifi yapılamaz derecede önemli, kutsal ayetlerden ancak aklını çalıştıranlar, düşünenler ibret alır.
Akletmeyenler ise hayvanların en kötüsüdür.