PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Hangisi doğru?


nerdogan
28. May 2011, 02:48 PM
Merhabalar herkese, bu forumda yeni üye olmama rağmen uzun süredir takip etmekteyim yazıları.Aynı zamanda kendi çabalarımla inancım anlamında bakış açımı düzeltmeye çalışmaktayım.Hem kendim hem de eşim için en doğrusunu bulabilmek adına uğraşıyorum.Başlığı nereye açacağımı bilemedim.Şayet yanlış yere açtıysam kusurumabakmayın lütfen.

Kuranı Türkçe meallerden okuyorum.Ancak tefsir konusunda güvenebileceğim bir kaynak tam olarak bulamadığımdan internetten araştırmalarıma devam ediyorum.Gündelik hayatta karşıma çıkan herhangi bir konuda ilk başvurum Kuran oluyor.Okudukça imanım güçleniyor ve inanılmaz duygular yaşıyorum.Allah'a olan sevgim katlanıyor.İbadet etmek istiyorum ancak bir türlü doğru yolu bulamıyorum.Kendim okuyorum ancak her mealde farklı anlamlar çıktığı gibi internette de çok farklı yorumlar mevcut.Ne yapacağımı şaşırdım.Artık arapça öğreneceğim galiba.Çünkü kimseye güvenemiyorum.Son yıllarda o kadar çok bakış açısından yorumlar okudum ki şu anda bilgi yorgunu gibiyim.Artık bu karmaşa sona ersin istiyorum çünkü Kuranı dilediğimce okuyamıyor ibadetimi de ağız tadı ile yapamıyorum.Sürekli acaba doğrumu yapıyorum acaba eksik mi yapıyorum ya da gereksiz işlerlemi uğraşıyorum, acaba acaba?? Nefeslerimizin sayılı olduğu bu dünyada sürekli bunları düşünmek ve öylece kalakalmak korkunç.

İbadetlerimi doğru yapabilmek ve yine Kuran-ı Kerim i doğru okuyabilmek için bana hangi tefsir veya hangi benzer kaynakları önerirsiniz.Açıkçası hergün internetin başına geçip sürekli değişik fikirleri okumak ve sürüncemede kalmaktan yoruldum.Örneğin namaz ve oruç konusunda bir sonuca varamıyorum.Mantığıma uygun olanı yaptığım taktirde bu kez içim rahat olmuyor.Arapçam olmadığı için meallere bakmak zorundayım.O nedenle sizlerin bu konuda benden kat be kat bilgili olduğunuzu ve de hurafelere karşı durup sadece Allah'a kulluk eden hanifler olduğunuzu düşünerek tavsiye beklemekteyim.

Ben hayatı çok mu kurcalıyorum bilemiyorum.Sizler ve bende çok şanslıyızki aklımızı eğitimimiz sayesinde kullanabiliyoruz ancak hayatı sadece çocuklarına bakmak zorunda olan eğitimsiz dul bir anne için hayat farklı.O belki Kuranı tanıyamadan ölüp gidiyor.Ama saf tertemiz yüreğiyle yetiştiriyor çocuğunu.Bu insanlar bizler gibi o ayetten girip öbüründen çıkıp kelimelerin anlamlarını defalarca yorumlamayı bırakın dinlenecek vakit bulamıyorlar.Belki fakirlikten belki hastalıktan ölüp gidiveriyolar.O insanların farkı nedir?Ben bu kadar araştırıp sürekli kurcalayıp hayatı kompleks bir hale getirp bu kez yapmam gerekenlerden mi kaçıyorum acaba?Bu insanların sınavı farklı da olsa onların belki kısa belki uzun ömürlerinde anca belki yaşlı ve hastayken dinlenme fırsatlatı olacak peki bu insanlar günahkarmı sayılacak bir kere bile kuran okuyamadıkları için?Yani şöyle mi düşünmeliyiz basitçe, "Ne yapalım okumayı öğrenselerdi " şeklinde mi düşünmeliyiz?Bu insanların konumu nedir sizce?

Ya da yine biz gibi düşünmeyen bakış açısı farklı olan günümüz çalışan insanlarını düşünelim..İmkanı, zamanı ve eğitimi olan bu insanlar ise sadece tercih etmediklerinden araştırmıyor ve okumuyorlar. Bu insanlar belki gülücükler saçarak hayattan keyif alıyorlar, güzel güzel yaşayıp gidiyorlar..Dizileri izleyip dedikodu yapıyor, güzel yerleri geziyor, iyi bir yerde yaşamak, lüks ev eşyalarına ulaşabilmek ve evlatlarını en çok prestiji olan pahalı okullarda okutup onlara prestijli meslekler kazandırmak adına hayatlarını yaşıyorlar..Öyle ya da böyle benim sahip olduğum hiçbir kuruntuya karışıklığa vs sahip değiller.Zaman kaybı olarak bakıyorlar "Kuran okumaya ve ibadete".Öyleyse ben sürekli "acaba en doğrusu ne, acaba burada ne demek istiyor, acaba ibadetimi nasıl yaparsam Allahın istediği gibi bir kul olurum." gibi uzayan sorulara muhatap etmiyorlar kendilerini ve bundan mıdır bilmem çok daha rahat ve keyiflice yaşayıp gidiyorlar.Günümüzün bize tanıdığı-veya tanıtmaya çalıştığı- her türlü keyif ve zevk imkanlarını kaçırmamak adına daha çok çalışıp hayatlarını geçiriyorlar..Peki bu insanların konumu nedir?Yani daha doğrusu hayatlarını belki de olması gerektiği gibi yaşıyorlar.Çalışıp değer üretirken bir yandan belki kurban kesiyor oruç tutuyor -kendilerine nasıl öğretildiyse Kuranın gerektiği gibi değil zamanın gerektirdiği gibi- veya Cuma namazına gidiyorlar.Aynı şekilde birilerine yardım edip bu yükten de kurtuldum rahatlığı ile yaşamlarını keyifle sürdürebiliyorlar.Ama hiçbir zaman benim gibi kafaları karışmıyor Kuran okumanın keyfine belki varamıyorlar.Ancak cenazelerde okunanlarla yetiniyorlar belki. Ama kafaları karışık değil.Allahın istediklerini ellerinden geldiğince yaptıklarına inanıyorlar ve güçlü bir inançları olduğuna.Hep Allah diyorlar ve korkuyorlar ama O'nun ne dediğinden "gerçekte" haberleri olamıyor nedense.

Bu konularda anlayışınıza sığınarak sizden açıklayıcı cevaplar rica edeceğim.

Teşekkürler, Allah razı olsun.

hiiic
28. May 2011, 06:12 PM
Değerli kardeşim.

Ben hayatı çok mu kurcalıyorum bilemiyorum.Sizler ve bende çok şanslıyızki aklımızı eğitimimiz sayesinde kullanabiliyoruz ancak hayatı sadece çocuklarına bakmak zorunda olan eğitimsiz dul bir anne için hayat farklı.O belki Kuranı tanıyamadan ölüp gidiyor.Ama saf tertemiz yüreğiyle yetiştiriyor çocuğunu.Bu insanlar bizler gibi o ayetten girip öbüründen çıkıp kelimelerin anlamlarını defalarca yorumlamayı bırakın dinlenecek vakit bulamıyorlar.Belki fakirlikten belki hastalıktan ölüp gidiveriyolar.O insanların farkı nedir?Ben bu kadar araştırıp sürekli kurcalayıp hayatı kompleks bir hale getirp bu kez yapmam gerekenlerden mi kaçıyorum acaba?Bu insanların sınavı farklı da olsa onların belki kısa belki uzun ömürlerinde anca belki yaşlı ve hastayken dinlenme fırsatlatı olacak peki bu insanlar günahkarmı sayılacak bir kere bile kuran okuyamadıkları için?Yani şöyle mi düşünmeliyiz basitçe, "Ne yapalım okumayı öğrenselerdi " şeklinde mi düşünmeliyiz?Bu insanların konumu nedir sizce?

Bakara 286
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla. Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!

Bakara 233
... Bir insan ancak gücü yettiğinden sorumlu tutulur ...


bir diğeri
Ya da yine biz gibi düşünmeyen bakış açısı farklı olan günümüz çalışan insanlarını düşünelim..İmkanı, zamanı ve eğitimi olan bu insanlar ise sadece tercih etmediklerinden araştırmıyor ve okumuyorlar. Bu insanlar belki gülücükler saçarak hayattan keyif alıyorlar, güzel güzel yaşayıp gidiyorlar..Dizileri izleyip dedikodu yapıyor, güzel yerleri geziyor, iyi bir yerde yaşamak, lüks ev eşyalarına ulaşabilmek ve evlatlarını en çok prestiji olan pahalı okullarda okutup onlara prestijli meslekler kazandırmak adına hayatlarını yaşıyorlar..Öyle ya da böyle benim sahip olduğum hiçbir kuruntuya karışıklığa vs sahip değiller.Zaman kaybı olarak bakıyorlar "Kuran okumaya ve ibadete".

Hicr 3
Onları bırak; yesinler, eğlensinler ve boş ümit onları oyalaya dursun. (Kötü sonucu) yakında bilecekler!

Tûr 12
Ki onlar daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır.

Necm 61
Ve siz gaflet içinde oyalanmaktasınız!

Bakara 212
Kafir olanlar için dünya hayatı cazip kılındı. (Bu yüzden) onlar, iman edenler ile alay ederler. Oysa ki, (iman edip) inkardan sakınanlar kıyamet gününde onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.

Âl-i İmrân 185
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günnü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma metaından başka bir şey değildir.

Tevbe 55
(Ey Muhammed!) Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Çünkü Allah bunlarla, ancak dünya hayatında onların azaplarını çoğaltmayı ve onların kafir olarak canlarının çıkmasını istiyor.

Tâ-Hâ 131
Sakın, kendilerini denemek için onlardan bir kesimi faydalandırdığımız dünya hayatının çekiciliğine gözlerini dikme! Rabbinin nimeti hem daha hayırlı, hem de daha süreklidir.

Rûm 7
Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler.



İbadetlerimi doğru yapabilmek ve yine Kuran-ı Kerim i doğru okuyabilmek için bana hangi tefsir veya hangi benzer kaynakları önerirsiniz.

Kuran başlıbaşına Yüce yaratıcının tefsiridir ve apaçıktır. Onda düşünenler için herşey açıklanmıştır. Tefsire gerek yoktur ancak ayetlerde derinlik yakalamak için Tarih ve dil bilimi başta olmak üzere diğer bilimlerde ihtisas yapıp derinleşmek nasip işidir.

Yûsuf 1
Elif. Lam. Ra. Bunlar, apaçık Kitab'ın ayetleridir.

Âl-i İmrân 7
Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek payeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.

mavera
28. May 2011, 10:18 PM
Merhaba nerdoğan, foruma hoşgeldin.

Hepimizin kafasında hayatımızın bir döneminde pek çok soru birikmiştir, bunlar bazen karmaşa yaratacak boyuta da ulaşmıştır.

Hayatın senindir. İpleri eline korkmadan alman benim önerim. Kuran'daki kıssalarda, peygamberlerin, toplumda onlar bunu yapıyor, bunlar şunu yapıyor, hangisi doğru, şunu mu yapmalı, bunu mu yapmalı dediğini görmezsin. Ellerinde hiç bir kitap olmasa da akıllarını ve kalplerini kullanarak kendi hayatları için karar verip ilerlediklerini görürsün.

Biz daha şanslıyız, elimizde Kuran var. Kendi dilinde okuduğunda, belki ilk aşamada tam anlayamadığın yerler olacaktır ama genel bütünün verdiği açık mesaj, hayatını düzenlemekte insana yol gösterici olacaktır.

Diğerlerinin ne yaptığının, haklarında ne karar verileceğinin fazla bir önemi yok bence. Kuran'ı ağır ağır okuyarak, üzerinde düşünerek, kendi hayatın için vereceğin kararlar, "hangisi doğru" diyerek, başkalarının yaptıkları gibi davranmak amacıyla seçim yapmaktan çok daha sağlıklı olacaktır.

Allah, "Rahman" ve "Rahim" değil mi?

nerdogan
29. May 2011, 12:09 PM
İlginize ve ayrıntılı cevaplarınıza çok teşekkür ederim.Benim inancım gün geçtikçe oturmaya başladı bunun farkındayım.Kuran okumayı artık insanlara anlatılacak, hatim indirme amacıyla yapılacak bir faaliyet olmadığını düşünüyorum.Kuran'ı okurken aldığım zevki anlatmam mümkün değil.Allah'ın bizi muhatap alıp söylediklerini okurken tüylerim diken diken oluyor ve hergeçen gün sevgim katlanıyor.Allah için içimde büyüyen bu sevginin kelimelerle ifadesi mevcut değil.Kuran okurken hissettiğim "Allah namaz kılmadığımda beni cehenneme yollayacak aman kılayım" değil. Herşeyi bilen, bilmiş ve bu kadar güzel ifade etmiş Allah'ın dediği herşey yapılmaz da ne yapılır ki zaten?Bu kadar sevgisi yüce bu kadar rahmetli bu kadar şevkatli ve bağışlayıcı olan olabilir mi?Bunu uzatmanın anlamı yok herkes elbet biliyor.Ancak ben bunu gördükten anladıktan sonra neden artık cehennem için ateş için birşeyler yapayım.Elbette korkucaz.Ama insan okuduktan sonra içinde yankılanıyor resmen.Resmen yaptığım hatalar bir bir gözümün önünden geçerken ağlamaya başlıyorum birden.Sonra günlük işlerimi yaparken eğer bir hatam varsa o cümleler içimde yankılanıyor ve dur diyorum yanlış yapıyorsun.Allah böyle istemiyor diyorum.Çok zor orada yazılanın tamamını yapmak.İnsanız elbet ama gün geçtikçe geliştirmeliyim.İlerde İnşallah evlatlarım olunca onlara da öğretmeliyim ki Allahın istediği de bu zaten.Benim inacım şu anda özetle bu.Elbet anlatmaya kelimelerim yetmez ama ibadetim kendime göre dualarım var.Her an Allahı anmak artık korkumdan değil sevgimden.Kimse beni görünce bu kız böyle demez eminim.Çünkü açık bir bayanım.Normal bir hayatım var, evliyim henüz 29 yaşındayım.Günümü Kuran kursunda geçirmiyorum ya da kimseye yaptıklarımı anlatmıyorum.Birde okuduklarımda gördüğüm şu.İbadet güzel.Ama bence ibadetin tamamlanması yardımı paylaşmayı gerektiriyor.Yani en çok bu geçiyor Allahın sözlerinde.Yardım ve paylaşma.Ben şu anda pazara gidince istediğim meyve ve sebzeyi alabiliyorum şükür.Çocukken ve okulum bitmeden çalışmadan önce durumumuz zordu.Zor geçinirdik istediğimizi alamazdık.Şimdi çok şükür alıyorum.Ve korkuyorum da.Yani sınavım daha da zorlaştı.O zaman şükrettik dua ettik hep.Şimdi evet nimetleri alıyorum ama bu kez de soruyorum kendime bu daha zor bir sınav değil mi?Çünkü hep korkarım zengin olmaktan.Zengin olmayalım ya da olacaksak yardım edelim ki zenginleşmeyelim diye dua ederim.Pazardan aldıklarımda bir yetimin payı var bunu görüyorum artık.Ve bunu yaparken zekat fitre diye tv lerde anlatılan ölçüleri göze almaktansa içimden geldiği gibi Kuranda yazdığı gibi yapmak istiyorum.Çünkü bizim çok borcumuz var aslında ve kiradayız.Eskiden derdimki "bizim bir malımız yok öyleyse yükümlü değiliz ".Ama annem ne zaman bir kör aç görse elindekini ikiye bölerdi bunu gördüm ben.Şimdi de uygulamaktan zevk alıyorum.Evde azıcık bi parça ekmek yenemez hale gelse hemen hayvanlara götürüyorum zevk alıyorum.Eminimki bir ülkede herkes bizler gibi düşünse, son model bir araba değilde az da altı modeli alsa yine konforlu olsa ama arada kalan 10 bin lirayla 10 ailedeki çocukların eğitimini karşılasaydı kesinlikle aç eğitimsiz hasta kalmaz ülke kalkınırdı..Ve ben esas ibadetin bu olması gerektiğine inanıyorum.Fikirlerinizi okumaktan büyük zevk alıyorum.Allah tekrar razı olsun

hiiic
29. May 2011, 12:44 PM
zenginlikten, imkan bolluğu ve kendimi yeterli görmekten Allaha sığınırım.
Ama Allaha fakirlikten ve çaresizlikten daha fazla sığınırım.

Anonymous
31. May 2011, 02:45 AM
Öncelikle Hoşgeldiniz.

Kime ne sorsanız size yalnızca kendi doğrularını söyleyeceklerdir. Doğrunun tamamı ise herhangi birinde değil Rabbimizdedir. Bize düşen doğruya yakınlaşmayı dilemek ve bu konuda çaba göstermektir. Rabbimiz peygamberimize şu şekilde dua etmesini söylüyor:
"Umarım ki Rabbim beni doğru olana bundan daha yakın olan bir bilgi ve duyarlık düzeyine eriştirir!" (Kehf 24)

Hep doğru söyleyen/söylediği doğru çıkan insanların bile yanlış bildikleri vardır. Bize düşen o anki bilgi ve deneyim düzeyimiz ile çeşitli görüşleri ve delillerini Kuran ve akıl süzgeci ile değerlendirip hiç bir görüş ile inatlaşmadan doğruyu arama samimiyeti içinde kendi doğrularımızı belirlemektir. Fakat bilgi ve kendinden emin oluş bazen kendini farklı bilgiye kapatmayı ve kibiri de getirebilir. Bunu engellemek için çözüm "bu konuda doğruyu buldum, şu an şu konuda bildiğim kesin doğru" diye bir iddiada bulunmayıp Rabbimize yukarıdaki ayetteki şekilde dua etmeyi ASLA bırakmamaktır.

Çünkü Rabbimiz peygamberimize diyor ki;
Eğer kullarım sana Benim hakkımda sorular sorarsa: Ben çok yakınım; dua edenin yakarışlarına her zaman karşılık veririm; öyleyse onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar ki doğru yolu bulabilsinler. (bakara 186)

Eğer doğrunun tamamı bir yerde, bir görüşte, bir kişide olsaydı burası uygun bir sınav yeri olmazdı.

Selamlar;

merdem
8. February 2013, 06:57 PM
Selamun Aleykum Nerdogan Kardesim,

icinizdeki süpheler; acaba dogrumu yapiyorum yanlismi yapiyorum sorulari tek tek zamanla kaybolacak ve huzura kavusacaksiniz. Cünkü Kur'an'dan ögreniyorsunuz direkt.

Kur'an'da ne celiski vardir nede zan. Simdiye kadar icinizde hissettiginiz olumsuz duygulari cok iyi anliyorum. Cünkü aklinizi gercek bicimde kullanmaya baslamissiniz, Kur'an'dan müthis bir zevk almaya baslamissiniz. Sizi rahatsiz eden düsüncelerin sebebi atalarimizdan kopya alip geldigimiz dindir. Bu aklini kullanan herkesi rahatsiz eder. Namazlarinizdan zevk almaz olursunuz, acaba surasimi dogru burasimi, hangi sureyi hangi sirayla okuyacagim, ayaklarimi kac santimetre aralik tutacagim vs. bunlari uygulamaktan insan Allah'in karsisinda oldugunu unutup gidiyor, sanki bir generalin karsisinda saygi durusundaymis gibi bir hale geliyor.

Rabbimize dua ederken ne cm. ye bakilir, ne belin 90 derece bükülüsüne. Rabbimiz bizi zaten taniyor biz nasil isek, bizi yaradan O'dur. Kalkipta huzurunda rol kesmeye lüzum yok. Nasil iseniz öyle olun Rabbimizin huzurunda, bu size de huzur katar.

Ileride Allah kismet eder cocuk sahibi olursaniz, ne mutlu sizin yavrulariniza, onlari tertemiz bir imanla yetistirme imkaniniz olacak.

Ailenize ve size hayatinizda hayirlar ve kolayliklar dilerim. Rabbimiz kendine yönelenleri yanliz birakmaz.

Selam ve dua ile.