PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sorunları çözerken yaptığımız yanlışlar.


halukgta
23. May 2011, 10:02 PM
Bizler her nedense sorunlarımızı çözmede yöntem olarak, hem kavgayı seçmişiz, hem de sorunlarımızın cevabını kendi yöntemlerimizle, almaya çalışıyoruz. Ondandır ki bir birimizi de dinlemez olmuşuz. Hâlbuki yöntem bellidir. Allah kur’anı sizlere açık ve anlaşılır, her konuda örneklerle dolu, rehber olsun diye gönderdim diyorsa, danışacağımız yer bellidir. Bizler Allahın rehberine, orada her şey yoktur, özet bilgiler içerir, kur’anı herkes anlayamaz, kur’anı anlayabilmemiz için şu ya da bu kişinin kitaplarını okumalıyız diyerek, toplum ile kur’anın arasına beşeri soktuğumuz sürece, sorunlarımıza da gerçek, kökten, doğru çözümler bulmamız mümkün olmayacaktır. Allah bile elçisine, tebliğ etmek sana, hesap sormak bana düşer derken, bizlere çok şeyler anlattığının farkında olmalıyız.



Sayın Mehmet Şevket Eygi köşesinde, kendi fikri doğrultusunda karşılaştığı sorunları çözmek adına, ulema şurası toplanmalıdır derken, gördüğü yanlışları çözme yöntemi de, elbette kendi düşünce ve inancının yansımasıdır. Toplamak istediği şurayı tarif ederken de, bakın bu şura üyelerinin özelliklerini nasıl saymış.

Önce şura üyelerinin şartlarını sayayım:
(1) İcazetli âlim, fakih ve müftü olacak. (İcazetsizler katılamaz)
(2) İslam’ı yaşayan, sahip oldukları bilgileri hayatlarına aksettirip uygulayan ahlaklı ve faziletli kimseler olacak.
(3) Reformcu, mezhepsiz, ılımlı İslamcı, dinde yenilik ve değişim taraftarı, BOP’çu, Fazlurrahmancı, Kemalist olmayacak.
(4) Cumhur-i ulema yolundan gidecek.
(5) Sevad-ı Azam dairesi içinde bulunacak.
(6) Halkın güven, hürmet ve sevgisini kazanmış olacak.

İşte Sayın Eygi nin şurasının özellikleri. Bizler eğer din kardeşlerimizi karşımıza alıp, onları adeta düşman, hasım gibi görürsek, bırakın sorun çözmeyi, sorunlar yumağını ellerimizle sarmış oluruz. Sayın Eygi yazısında bazı sorular yazmış ve bu soruların cevaplarını toplamak istediği şuranın vermesini istiyor. Ne kadar güzel, şartları ben koyarım, benim imanım ve inancım gibi iman edeceksiniz, kararları da benim inancım doğrultusunda ki şura heyeti verecek. Karşımdaki düşünceye, inanca yer yok zihniyeti. İşte günümüzdeki inanç anlayışımıza çok çarpıcı örnek. Ne yazık ki her mezhep ya da tarikat, aynı düşünceyle hareket ederek, kardeşkanını akıtmaktan bile çekinmiyorlar.



Sayın Eygi, gördüğü sorunları, yine kendi yöntemi ve kendi fikri doğrultusunda kişileri toplayıp, bir araya getirerek, çözmenin yolunu gösteriyor. Acaba önerdiği yöntem doğrumu?


Aslında hiç şaşırmadım, bu yanlış günümüzde çok yapılıyor. Sorduğu soruların cevabını önerdiği, kendi ölçütlerinde toplamak istediği kişilere sormak yerine, Rahmanın rehberine sormayı deneseydi, bence kesin ve net cevapları zaten alırdı. Çünkü Allah hiçbir eksik bırakmadım diyor rehberinde ve her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız diyorsa, bizlere düşen bu sözlerin üzerinde iyice düşünmek olmalıdır. Çünkü bizlere iyice düşünün, akıl edin demiyor mu zaten Rabbim? Kur'anı gereği gibi okuyanın gönül gözünü açıp, tüm gerçekleri göreceğini söyleyen Rahman a, lütfen kulak verelim. Sorunlarımızın çözme kaynağını beşer olarak göstermeyelim, kaynak Rahmandır onun nuru kur’an dır. Beşer şaşar, şaşmayan yalnız Rabbimdir. Kur’an a sarılın o sizi bana ulaştıracak diyorsa, o kitap ta cevabı olmayan hiçbir konu olamaz. Hatırlayınız peygamberimize bazı sorular sorulduğunda, Rabbim sabret sana o konudaki hükmümü ben vereceğim diyerek, birçok örnekler veriyor bizlere. Bu ayetlerden demi hiçbir ibret almıyoruz?


Sayın Eygi Kendisince, şura üyelerinin şartlarını sayarken bile, toplumun birçok kesimini karşısına alıyor. Onları adeta küçümseyerek kendisini de temize çıkarıp, en iyi en doğru inanç benim inancım, düşüncem dercesine, sorunlara çözüm öneriyor. Bu çözüm yolu, ortaya yolu izleyen bir ümmet olun önerisinde bulunan, Allahın rehberine sizce uyuyor mu?


Gerçekten Sayın Eygi, günümüz politikasının içler acısı halinden örnekler vermiş yazısında. Şikâyette bulunuyor yapılanlardan. Acaba bu içler acısı halin bir başka yüzünü, olayların kökenini bizler zaten İnancımızın, imanımızı yaşayışımızın içinde yaptığımız yanlışlarla, tüm bunlara zemin hazırlamıyor muyuz? Sayın Eygi nin kendi kıstasları içinde toplayıp, çözüm getirmeye çalıştığı soruların doğru cevaplarını, topladığı şurada alabileceğinden bu kadar nasıl emin olabiliyor? Yoksa bu önerdiği yöntem, sorunlara bir sorun daha mı ekler dersiniz? Yorum sizlerin.



İşte bizlerin sorun çözme yöntemi. Birileri dindar liderlerimiz olduğunu söylemişti hatırlayınız. Acaba o dindarlık kıstasları, ölçüsü hangi şurada belirlendi dersiniz? İşte bizler Rabbin rehberinden uzak, beşerin menfaat içerikli inancı ile yaşamaya devam ederde, edindiğimiz velilerin yarattığı itikatlarla hayatımızı, yaşamımızı yönlendirirsek, içimizden çıkacak liderlerden de şikâyet etme hakkımız olmayacaktır. İmamı Azam Ebu Hanife yi hatırlayınız, zamanın yöneticilerinin, kendisine vermek istedikleri görevi almama nedeninin üzerinde dikkatle düşünmeliyiz. Beşerin hükümleri ile iman yönlendirilemez. İman, Rahmanın hükümleri ile yönlendirilir, şekillendirilir ve karar verilir. Oda şükürler olsun elimizin altında dimdik, apaçık duruyor. Kullarım gelsin de ondan istifade etsin diye. Ama bakan yok, çünkü toplumun kur’an ile ilişiği kesilmiş, beşerin hükümlerine itibar edilir olmuş.



Birbirimizin ardından sözler söyleyip, kendi zihniyetimizi düşüncemizi, en doğru kabul edip, kavgaya devam ettiğimiz sürece, bu ülkede ne huzur buluruz, nede bir arpa boyu yol gideriz. Birbirimize düşürülmüş, kardeşkanı içmekten hoşnut olan bir toplum olduğumuzun farkında bile değiliz. İnancımızı Rahmanın rehberi ile şekillendirmek yerine, beşerin şekillendirmesine izin verdiğimiz sürece, bu kardeş kavgası yıllar boyu sürer gider. İslam düşmanlarını da, içimize ektiklerini biçmenin mutluluğuyla, mutlu etmiş oluruz.


Bizler Rahmanın sakın bölünmeyin sözlerini kulak arkası ettiğimiz sürece, tek bir yumruk olmamız mümkün değildir. Bizler Rabbin rehberinden gereği gibi istifade etmeden, hala birilerine sorular sorarak cevap alma yolunu seçiyor da, rabbin rehberine danışmıyorsak, elbette onun nurundan da istifade edemeyiz. Peygamberimiz mahşer günü, benim ümmetim kur’an ı devre dışı bıraktılar diyecekse, bu ayetin üzerinde çokkkk ama çok düşünmediğimiz sürece, gerçekleri de görmemiz mümkün olmayacaktır. Rahman yardımcımız olsun.

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
dunyagundemi.net