Miralay
1. March 2011, 10:08 AM
ALINTIDIR....
BEŞ MAYMUN
Beş Maymun Hikâyesi: Toplumsal/Kurumsal/Negatif/ Beyin yıkama usulü:
Kafese beş maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur ve tepesine de iple bir kangal muz asılır. Maymunlar merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan hepsinin üzerine tazyikli soğuk su sıkılır. Bir maymun aynı denemeyi yaparsa, hepsinin üzerine buz gibi tazyikli soğuk su sıkılarak cezalandırılırlar. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanma cezasından korktuklarından merdivene yaklaşmazlar. Bir süre sonra cezayı unutup merdivene ve muzlara doğru hareketlenen maymunu diğer maymunlar engellemeye başlarlar. Sonunda hiç biri merdivene yaklaşmaz ve beş maymunda merdivene yaklaşmamaları gerektiğini böylece öğrenmiş olurlar.
Bu maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur. Yeni maymunun ilk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak ister, fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu çok feci döverler. Daha sonra ıslanmış dört maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir. Yeni gelen maymunda hemen merdivene ilk yaptığı atakta diğer maymunlardan dayak yer. Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de ondan önce kafese giren ve diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur. Islanma cezası verilen maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında diğerleri tarafından şiddetli dövülerek cezalandırılır. Diğer dört maymundan su cezasından sonra yeni gelen ikisinin yeni gelen üçüncü maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır. Sonra en başta ıslanma cezasına uğrayan maymunların dördüncü dışarı alınarak yerine yeni maymun konur. Bu da hemen merdivene ve muzlara koşunca diğer dört maymun tarafından engellenerek şiddetlice dövülür. Fakat üç maymun bu yeni geleni niçin dövdüklerini bilmezler. Nihayet beşinci maymunda kafesten alınarak yerine yeni maymun konur. Tabii ki bu maymunda aç, merdivene koşarken dört maymun onu engelleyerek feci şekilde döverler. Bu beş maymun tazyikli su cezası ile cezalandırılmadıkları hâlde, birbirlerini niçin engellediklerini ve dövdüklerini bilmezler ve tepelerinde o bir kangal muz hâlâ asılı olduğu hâlde, artık hiç biri merdivene yaklaşmamaktadır.
Neden mi? Çünkü yeryüzünde işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir. Artık siz neye yorumlarsanız, yorumlayınız. Acaba Emevilerin başlattığı bir usul olabilir mi?
EMEVİLER
Ebu Süfyan: Hz. Resulullah'ın azılı düşmanlarından olup Mekke’nin reisi ve küfür ordularının başkomutanıydı. Uhut Savaşı’ında Halit b. Velid komutan Ebu Süfyan başkomutandı. Mekke fethi sırasında, başka çaresi kalmadığından canını kurtarmak için kelime-i şehadet getirmiştir. Ehlisünnet mezhebi onun gerçekten Müslüman olduğunu bilmektedirler. Hâlbuki Ebu Süfyan, İslâm'a ve Hz. Resulullah'a olan nefret ve düşmanlığını mezara kadar sürdürmüş ve veliaht olarak yetiştirdiği oğlu Muaviye'ye de bu nefret ve kini aktarmıştır.
Hint: Kiraladığı katil Vahşi’nin eliyle Hz. Resulullah'ın çok sevdiği amcası Hamza'yı şehid ettikten sonra naşının yanına gelip ciğerlerini sökmüş ve katilin şaşkın bakışları arasında hayvanca bir hırsla şehidin ciğerlerini defalarca ısırmış, parçalamıştı! Parmaklarını kesip gerdanlık yaparak boynuna asmıştır. Hind'in İslam'ı kabul etmiş gibi göründükten sonra, ölünceye kadar bir hazine gibi koruyarak saklamıştır.
Muaviye: Bu canavar kadın Hint’in ve Ebu Süfyan’ın oğludur. Mekke fethedildiği sırada Muaviye Yemen'deydi. Babası Ebu Süfyan'ın korkudan Müslüman olduğunu duyunca Yemen'den yazdığı bir mektupta şiir ve nesir diliyle onu kınıyor ve Müslüman olduğu için babasını alaya alıyordu. Döndüğünde Mekke artık Müslümanların elindeydi, müşrik Muaviye, sığınacak kimse bulamayınca Medine'ye gidip Hz. Resulullah’ın amcası Abbas'ın ayaklarına kapandı ve sözle İslam'ı kabul ettiğini söyledi. Abbas’ta onun için Hz. Reslullah’a aracılıkta bulunup şefaatini istedi, bu istek kabul edildi ve Muaviye öldürülmekten kurtulmuş oldu. Muaviye'nin ne zaman, hangi şartlarda ve nasıl Müslüman olduğu başlı başına ilginç ve ibret verici bir tarih kesitidir. Muaviye beklemiş ve Hz. Resulullah'ın hastalanması ve vefat edeceğinin tahmin edilmesi zamanında Medine’ye giderek Müslüman olduğunu ilan etmiştir. Yani Hz. Resulullah'ın vefatından birkaç ay önce Müslüman olmuştur. Muaviye anlaşıldığı gibi Hz. Resulullah’ın yanında bulunmamıştır. Ehlisünnet mezheplerinin iddia ettikleri gibi senelerce Hz. Resulullah'ın hizmetinde ve vahiy kâtipliğinde asla bulunmamıştır. Bu doğrultuda uydurulan hadislerin çoğu da, bizzat Muaviye'nin saltanatı zamanında ve onun altın keseleri sayesinde uydurulmuş olup Muaviye tarafından tezgâhlanan propagandaların bir parçasıdır.
Mekke emiri olacağı için mükemmel yetiştirilen ve çok zeki olan Muaviye, Ebu Bekir ve Ömer’in nasıl emir seçildiği siyâsetini iyi anlamış ve bu siyâsetten ustalıkla istifade ederek, Ömer’in kendisini Şam valiliğine tayin etmesini sağlamıştır. Burada, birilerinin diyet borcunun ödenmekte olduğunu sezmek hiç de zor değildir. Dahası, Ömer’in kendisinden sonra Osman'ın emir olarak seçilmesinin apaçık belli olan "Özel olarak terkibi tertiplenmiş bir şûrâ" ile Osman'ın emirliğinin garantilenmiş olması nasıl açıklanabilir? Emevilerin ve Ebusüfyanoğullarının İslam tarihinde resmen görülmeleri böylece başlamıştır. Şam valiliği, Muaviye için halifeliğe tırmanmaya yetecek kadar güçlü bir merdivendi.
Ali’nin beceriksizliği yüzünden Sıffın Savaşı’nı kazanarak hükümdarlığını zulüm ve kanla kabul ettiren Muaviye ilk olarak şunları yapmıştır.
1) Hilafet kılıfı adına tahta oturup saltanat egemenliğini kabul ettirmiştir.
2) İslam Devleti’ni yok ederek, geçmiş atalarının örf ve geleneklerine göre düzen kurmuştur.
3) Siyasi çıkarlarını kuvvetlendirmek için komplolar kurdu. Osman'ın faziletleri ve Ali'nin kınanacak vasıfları olduğuna dair hadisler uydurttu ve bunun için yüklüce paralar harcadı!
4) Tüm imam ve vaizlere emir vererek minberde, hutbede sahabeye, Ali'ye lanet okutturdu ve Müslümanları zorla yıllarca bu lanete "Âmin" diye bağırtırdı
5) Ali’nin çocuklarını, torunlarını ve sevenlerini bulduğu her yerde öldürttü. Ali yanlısı olan aşiret ve kabileleri çocukları ve kadınlarıyla birlikte topluca katliam ettirdi.
6) Muaviye'yi eleştirmeye veya ona itirazda bulunmaya cüreti yoktu, icraatlarına itiraz etmeye kalkışanlar tutuklanarak işkence altında öldürülüyordu.
7) Haşimoğullarından olan hiç kimseye, hatta bir tek Haşimiye bile önemli makamlardan hiçbirinin vermedi. Hâşîmîlerin iktidardan uzak tutarak babasının intikamını almıştı.
8) Küfe şehrini ele geçirdiği gün minbere çıkıp Küfe halkına hitaben şöyle diyordu: "Yemin ederim ki ben namaz için savaşmadım sizinle; oruç, zekât veya hacc ibadeti rahatça uygulansın diye de savaşmadım!
Bir gün Muğiyre bin Şu'be Muaviye'ye "Yeter artık! Resulullah'ın soyu olan Haşimoğullarına yaptıkların yeter! Artık onlar, kendilerinden korkmana neden olacak kadar güç ve nüfuz sahibi değil ki!" Dediğinde, Muaviye nefret dolu bakışlarla "Neler söylüyorsun sen? Haşimoğullarından olan o adam (Hz. Resulullah’ı kastederek) her gün beş kez onun adı Allah'ın adıyla birlikte bütün Müslümanlarca anılmada! Bu ismi mezara gömmekten başka çare yok, anlıyor musun?” Diye Muğire’ye bağırmıştır.
9) Muaviye, Eş'as'ın kızı Cude’ye yüz bin dinar göndererek, oğlu Yezid'e nikâhlayacağını ve Yezid'den doğacak çocuğunu tahta oturtacağı"nı vaat ederek, özel hazırlanmış zehiri su içtiği testiye dökerek Hasan’ı öldürmüştür.
10) Hz. Resulullah’ın İslâm Devleti’ni ortadan kaldıran ve yerine sultanlığını, egemenliğini onaylayan devlet dini Ehlisünnet inançlarını kanla, zulümle kabul ettirmiştir.
Aynen yukarıdaki beş maymun hikâyesi gibi, daha sonra gelenler bu devlet dininin nasıl meydana geldiğini bilmedikleri hâlde zorla yaşatmaya devam ettirmektedirler.
Allah’ın selâmı aklını kullanmasını bilenlerin üzerine olsun.
Turan GÖZLEVELİ
http://kuraninkaybolanyorumlari.blogcu.com
BEŞ MAYMUN
Beş Maymun Hikâyesi: Toplumsal/Kurumsal/Negatif/ Beyin yıkama usulü:
Kafese beş maymun koyarlar. Ortaya da bir merdiven konur ve tepesine de iple bir kangal muz asılır. Maymunlar merdivenleri çıkarak muzlara ulaşmak istediğinde dışarıdan hepsinin üzerine tazyikli soğuk su sıkılır. Bir maymun aynı denemeyi yaparsa, hepsinin üzerine buz gibi tazyikli soğuk su sıkılarak cezalandırılırlar. Bütün maymunlar bu denemeler sonunda sırılsıklam ıslanma cezasından korktuklarından merdivene yaklaşmazlar. Bir süre sonra cezayı unutup merdivene ve muzlara doğru hareketlenen maymunu diğer maymunlar engellemeye başlarlar. Sonunda hiç biri merdivene yaklaşmaz ve beş maymunda merdivene yaklaşmamaları gerektiğini böylece öğrenmiş olurlar.
Bu maymunlardan biri dışarı alınır, yerine yeni bir maymun konulur. Yeni maymunun ilk yaptığı iş, koşup muzlara ulaşmak için merdivene tırmanmak ister, fakat diğer dört maymun buna izin vermez ve yeni maymunu çok feci döverler. Daha sonra ıslanmış dört maymunlardan biri daha yeni bir maymunla değiştirilir. Yeni gelen maymunda hemen merdivene ilk yaptığı atakta diğer maymunlardan dayak yer. Bu maymunu en şiddetli ve istekli döven de ondan önce kafese giren ve diğerleri tarafından engellenen ve ilk dayağı yiyen birinci yeni maymundur. Islanma cezası verilen maymunlardan üçüncüsü de değiştirilir. Bu da ilk atağında diğerleri tarafından şiddetli dövülerek cezalandırılır. Diğer dört maymundan su cezasından sonra yeni gelen ikisinin yeni gelen üçüncü maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur ama en iştahlı dövenler de onlardır. Sonra en başta ıslanma cezasına uğrayan maymunların dördüncü dışarı alınarak yerine yeni maymun konur. Bu da hemen merdivene ve muzlara koşunca diğer dört maymun tarafından engellenerek şiddetlice dövülür. Fakat üç maymun bu yeni geleni niçin dövdüklerini bilmezler. Nihayet beşinci maymunda kafesten alınarak yerine yeni maymun konur. Tabii ki bu maymunda aç, merdivene koşarken dört maymun onu engelleyerek feci şekilde döverler. Bu beş maymun tazyikli su cezası ile cezalandırılmadıkları hâlde, birbirlerini niçin engellediklerini ve dövdüklerini bilmezler ve tepelerinde o bir kangal muz hâlâ asılı olduğu hâlde, artık hiç biri merdivene yaklaşmamaktadır.
Neden mi? Çünkü yeryüzünde işler böyle gelmiş ve böyle gitmektedir. Artık siz neye yorumlarsanız, yorumlayınız. Acaba Emevilerin başlattığı bir usul olabilir mi?
EMEVİLER
Ebu Süfyan: Hz. Resulullah'ın azılı düşmanlarından olup Mekke’nin reisi ve küfür ordularının başkomutanıydı. Uhut Savaşı’ında Halit b. Velid komutan Ebu Süfyan başkomutandı. Mekke fethi sırasında, başka çaresi kalmadığından canını kurtarmak için kelime-i şehadet getirmiştir. Ehlisünnet mezhebi onun gerçekten Müslüman olduğunu bilmektedirler. Hâlbuki Ebu Süfyan, İslâm'a ve Hz. Resulullah'a olan nefret ve düşmanlığını mezara kadar sürdürmüş ve veliaht olarak yetiştirdiği oğlu Muaviye'ye de bu nefret ve kini aktarmıştır.
Hint: Kiraladığı katil Vahşi’nin eliyle Hz. Resulullah'ın çok sevdiği amcası Hamza'yı şehid ettikten sonra naşının yanına gelip ciğerlerini sökmüş ve katilin şaşkın bakışları arasında hayvanca bir hırsla şehidin ciğerlerini defalarca ısırmış, parçalamıştı! Parmaklarını kesip gerdanlık yaparak boynuna asmıştır. Hind'in İslam'ı kabul etmiş gibi göründükten sonra, ölünceye kadar bir hazine gibi koruyarak saklamıştır.
Muaviye: Bu canavar kadın Hint’in ve Ebu Süfyan’ın oğludur. Mekke fethedildiği sırada Muaviye Yemen'deydi. Babası Ebu Süfyan'ın korkudan Müslüman olduğunu duyunca Yemen'den yazdığı bir mektupta şiir ve nesir diliyle onu kınıyor ve Müslüman olduğu için babasını alaya alıyordu. Döndüğünde Mekke artık Müslümanların elindeydi, müşrik Muaviye, sığınacak kimse bulamayınca Medine'ye gidip Hz. Resulullah’ın amcası Abbas'ın ayaklarına kapandı ve sözle İslam'ı kabul ettiğini söyledi. Abbas’ta onun için Hz. Reslullah’a aracılıkta bulunup şefaatini istedi, bu istek kabul edildi ve Muaviye öldürülmekten kurtulmuş oldu. Muaviye'nin ne zaman, hangi şartlarda ve nasıl Müslüman olduğu başlı başına ilginç ve ibret verici bir tarih kesitidir. Muaviye beklemiş ve Hz. Resulullah'ın hastalanması ve vefat edeceğinin tahmin edilmesi zamanında Medine’ye giderek Müslüman olduğunu ilan etmiştir. Yani Hz. Resulullah'ın vefatından birkaç ay önce Müslüman olmuştur. Muaviye anlaşıldığı gibi Hz. Resulullah’ın yanında bulunmamıştır. Ehlisünnet mezheplerinin iddia ettikleri gibi senelerce Hz. Resulullah'ın hizmetinde ve vahiy kâtipliğinde asla bulunmamıştır. Bu doğrultuda uydurulan hadislerin çoğu da, bizzat Muaviye'nin saltanatı zamanında ve onun altın keseleri sayesinde uydurulmuş olup Muaviye tarafından tezgâhlanan propagandaların bir parçasıdır.
Mekke emiri olacağı için mükemmel yetiştirilen ve çok zeki olan Muaviye, Ebu Bekir ve Ömer’in nasıl emir seçildiği siyâsetini iyi anlamış ve bu siyâsetten ustalıkla istifade ederek, Ömer’in kendisini Şam valiliğine tayin etmesini sağlamıştır. Burada, birilerinin diyet borcunun ödenmekte olduğunu sezmek hiç de zor değildir. Dahası, Ömer’in kendisinden sonra Osman'ın emir olarak seçilmesinin apaçık belli olan "Özel olarak terkibi tertiplenmiş bir şûrâ" ile Osman'ın emirliğinin garantilenmiş olması nasıl açıklanabilir? Emevilerin ve Ebusüfyanoğullarının İslam tarihinde resmen görülmeleri böylece başlamıştır. Şam valiliği, Muaviye için halifeliğe tırmanmaya yetecek kadar güçlü bir merdivendi.
Ali’nin beceriksizliği yüzünden Sıffın Savaşı’nı kazanarak hükümdarlığını zulüm ve kanla kabul ettiren Muaviye ilk olarak şunları yapmıştır.
1) Hilafet kılıfı adına tahta oturup saltanat egemenliğini kabul ettirmiştir.
2) İslam Devleti’ni yok ederek, geçmiş atalarının örf ve geleneklerine göre düzen kurmuştur.
3) Siyasi çıkarlarını kuvvetlendirmek için komplolar kurdu. Osman'ın faziletleri ve Ali'nin kınanacak vasıfları olduğuna dair hadisler uydurttu ve bunun için yüklüce paralar harcadı!
4) Tüm imam ve vaizlere emir vererek minberde, hutbede sahabeye, Ali'ye lanet okutturdu ve Müslümanları zorla yıllarca bu lanete "Âmin" diye bağırtırdı
5) Ali’nin çocuklarını, torunlarını ve sevenlerini bulduğu her yerde öldürttü. Ali yanlısı olan aşiret ve kabileleri çocukları ve kadınlarıyla birlikte topluca katliam ettirdi.
6) Muaviye'yi eleştirmeye veya ona itirazda bulunmaya cüreti yoktu, icraatlarına itiraz etmeye kalkışanlar tutuklanarak işkence altında öldürülüyordu.
7) Haşimoğullarından olan hiç kimseye, hatta bir tek Haşimiye bile önemli makamlardan hiçbirinin vermedi. Hâşîmîlerin iktidardan uzak tutarak babasının intikamını almıştı.
8) Küfe şehrini ele geçirdiği gün minbere çıkıp Küfe halkına hitaben şöyle diyordu: "Yemin ederim ki ben namaz için savaşmadım sizinle; oruç, zekât veya hacc ibadeti rahatça uygulansın diye de savaşmadım!
Bir gün Muğiyre bin Şu'be Muaviye'ye "Yeter artık! Resulullah'ın soyu olan Haşimoğullarına yaptıkların yeter! Artık onlar, kendilerinden korkmana neden olacak kadar güç ve nüfuz sahibi değil ki!" Dediğinde, Muaviye nefret dolu bakışlarla "Neler söylüyorsun sen? Haşimoğullarından olan o adam (Hz. Resulullah’ı kastederek) her gün beş kez onun adı Allah'ın adıyla birlikte bütün Müslümanlarca anılmada! Bu ismi mezara gömmekten başka çare yok, anlıyor musun?” Diye Muğire’ye bağırmıştır.
9) Muaviye, Eş'as'ın kızı Cude’ye yüz bin dinar göndererek, oğlu Yezid'e nikâhlayacağını ve Yezid'den doğacak çocuğunu tahta oturtacağı"nı vaat ederek, özel hazırlanmış zehiri su içtiği testiye dökerek Hasan’ı öldürmüştür.
10) Hz. Resulullah’ın İslâm Devleti’ni ortadan kaldıran ve yerine sultanlığını, egemenliğini onaylayan devlet dini Ehlisünnet inançlarını kanla, zulümle kabul ettirmiştir.
Aynen yukarıdaki beş maymun hikâyesi gibi, daha sonra gelenler bu devlet dininin nasıl meydana geldiğini bilmedikleri hâlde zorla yaşatmaya devam ettirmektedirler.
Allah’ın selâmı aklını kullanmasını bilenlerin üzerine olsun.
Turan GÖZLEVELİ
http://kuraninkaybolanyorumlari.blogcu.com