PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kuran'da Kuran


brkelit
26. January 2011, 03:55 PM
[İsra.9] Şüphe yok ki, bu Kur'an, en doğru yola iletir ve salih amellerde bulunan mü'minlere, onlar için gerçekten büyük bir ecir olduğunu müjde verir.

[Nisa.82] Onlar halâ Kur'an'ı iyice düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar (çelişkiler, ihtilâflar) bulacaklardı.

[Yusuf.3] Biz bu Kur'an'ı sana vahyetmemizle, en güzel kıssaları gerçek bir haber (kıssa) olarak sana aktarmaktayız, oysa sen, daha önce bundan haberi olmayanlardandın.

[Hicr.91] Ki onlar Kur'anı parça-parça kıldılar

[Nahl.98] Öyleyse Kur'an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah'a sığın.

[isra.45] Kur'an okuduğun zaman seninle ahirete inanmayanlar arasında görünmez bir perde kıldık.

(Taha.2-3) Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.

[Furkan.30] Ve Peygamber der ki: Ey Rabbım; doğrusu kavmim bu Kur'an'ı terkedilmiş olarak bıraktı.

[Neml.6] Fakat sana gelince, ey resulüm! Hiç şüphe yok ki Kur’ân sana; her işi hikmet dolu olan, her şeyi mükemmel olarak bilen Allah tarafından verilmektedir.

[Nem.76] Haberiniz olsun ki bu Kur'ân, İsrail oğullarına, hakkında ihtilaf edegeldikleri şeylerin pek çoğunu anlatmaktadır.

[Nem.92] «Ve Kur'ân'ı okumam emredildi.» Artık kim doğru yola gelirse, yalnız kendisi için gelmiş olur; kim de saparsa ona de ki: «Ben sadece uyarıcılardanım.»

[Kasas.85] Herhalde o Kur'an'ı sana farz kılan, seni mutlaka bir döndürülecek yere kadar geri getirecektir. De ki: «Rabbim kimin hidayetle geldiğini ve kimin açık bir sapıklıkta bulunduğunu daha iyi bilir.»

[Ahkaf.29] Hani cinlerden bir gurubu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Kur'an'ı dinlemeye hazır olunca (birbirlerine) «Susun» demişler, Kur'an'ın okunması bitince uyarıcılar olarak kavimlerine dönmüşlerdi.

[Muhammed.24] Öyle olmasa, Kur'an'ı bir düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde üst üste kilitleri mi var?

[Kamer.17] Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?

[Kamer.22] Biz Kur'an'dan öğüt alınabilsin diye onu kolay anlaşılır kıldık. Yok mu öğüt alan?

[Kamer.32] Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?

[Kamer.40] Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen mi var?

[Rahman.2] Kur'an'ı öğretti.

[Haşır.21] Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğerek parça parça olmuş görürdün. Bu örnekleri düşünsünler diye insanlara veriyoruz.

[Muzemmil.4] Yahut biraz artır ve Kur'an'ı yavaş yavaş oku

[İnsan.23] Kuran'ı sana indiren şüphesiz Biziz.



KUR'AN'İ:

[İsra.41] Andolsun, biz bu Kur'anda çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp-düşünsünler diye, oysa bu, onların daha da uzaklaşmalarından/ürkekliğinden başkasını arttırmıyor.

[İsra.46] Ve kalplerinin üzerine onu iyi anlamalarına mani kılıflar geçirir, kulaklarına da ağırlıklar koyarız. Sen Kur’ân’da Rabbini tek olarak andığın zaman, nefretle arkalarını dönüp giderler.

[İsra.60] Sana: «Rabbin şüphesiz insanları kuşatmıştır» demiştik; sana gösterdiğimiz rüya ile ve Kuran'da lanetlenmiş ağaçla, sadece insanları denedik. Biz onları korkutuyoruz, fakat bu onlara büyük taşkınlık vermekten başka birşeye yaramıyor.

[İsra.82] Ve Kur'an'dan mü'minler için bir şifa, bir rahmet olan şeyi indiririz. Zalimler için ise, noksandan başka bir şey arttırmaz.

[İsra.88] De ki: Andolsun, bu Kur'an'ın bir benzerini ortaya koymak üzere insü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler.

[İsra.89] Yemin olsun ki biz bu Kur'ân'da insanlar için çeşitli misaller vermişizdir. Yine de insanların çoğu inkârlarında ısrar ederler.

[Kehf.54] Şüphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik. İnsan ise, her şeyden çok mücadelecidir.

[Neml.1] Tâ, Sîn. Bunlar sana, Kur'ân'ın ve apaçık bir kitabın âyetleridir.

[Rum.58] Andolsun ki; bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali irad etmişizdir. Bununla beraber sen, onlara herhangi bir ayet getirmiş olsan küfredenler: Siz ancak batıl şeyler ortaya atanlarsınız, derler.

[Sebe.31] İnkar edenler: «Bu Kuran'a ve ondan öncekilere inanmayacağız» dediler. Sen bu zalimleri, Rablerinin huzurunda dikilmiş oldukları zaman, suçu birbirine atıp dururken bir görsen! Güçsüz sayılanlar, büyüklük taslayanlara: «Siz olmasaydınız biz inanmış olacaktık» derler.

[Zümer.27] Yemin ederim ki bu Kur'anda insanlar için her türlüsünden temsil getirdik, gerek ki iyi düşünsünler

[Fussilet.26] İnkâr edenler: «Bu Kur'ânı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz» dediler.

[Muzemmil.20] Muhakkak senin Rabbin biliyor ki, şüphe yok sen gecenin üçte ikisinden biraz eksik ve yarısı ve üçte biri kadar kalkıyorsun ve seninle beraber olanlardan bir tâife de ve Allah geceyi ve gündüzü takdir eder. Bildiği, siz bunu sayıp başaramıyacaksınız. Artık size ruhsatla irca-ı nazar buyurdu, imdi Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Bilmiştir ki sizden hasta olanlar olacaktır, başkaları da Allah'ın fazlından bir kâr aramak için yeryüzünde yol tekzîp edeceklerdir ve başkaları da Allah yolunda cihadda bulunacaklardır. Artık ondan kolay olanı okuyunuz ve namazı dosdoğru kılınız ve zekâtı veriniz ve Allah için güzelce ödünç vermekle ödünç veriniz ve nefsiniz için hayırdan ne takdim eder iseniz onu Allah indinde daha hayırlı ve mükâfaatça daha büyük olarak bulursunuz ve Allah'tan mağfiret isteyin, şüphe yok ki Allah gafûrdur, rahîmdir.



KUR'AN'Ü:

[Bakara.185] O Şehri Ramazan ki insanları irşad için hak fürkanı, hidayet delili beyyineler halinde Kur'an onda indirildi, onun için sizden her kim bu Ay şuhudda -ya'ni hazarda- ise onu SAVM YAPSIN, kim de hasta yahud seferde ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerden kaza etsin, Allah size kolaylık irade buyuruyor zorluk irade buyurmuyor, hem buyuruyor ki sayıyı ikmal eyleyesiniz de size hidayet buyurduğu veçhüzere Allahı tekbir ile büyükleyesiniz ve gerek ki şükredesiniz

[Maide.101] Ey iman edenler; size açıklanınca hoşunuza gitmeyecek olan şeyleri sormayın. Ku'ran indirilirken onları soracak olursanız, size açıklanır. Allah, bunları affetmiştir. Allah; Gafur'dur, Halim'dir.

[Enam.19] De ki: «Hangi şey, şehâdetçe daha büyüktür?» De ki: «Allah Teâlâ benimle sizin aranızda bihakkın şahittir ve bana bu Kur'an vahyolundu ki sizleri ve erişeceği kimseleri O'nunla inzar edeyim. Ya siz Allah Teâlâ ile beraber başka ilâhlar da olduğuna şehâdet mi edersiniz?» De ki: «Ben şehâdet etmem.» De ki: «O ancak bir tanrıdır. Ve muhakkak ben sizin şerik koştuklarınızdan tamamen berîyim.»

[Araf.204] Kur'ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki, rahmete nâil olursunuz.

[Yunus.37] Bu Kur'ân, Allah'dan başkası tarafından uydurulamaz, lâkin kendinden önceki kitapları tasdik eder ve o kitabı (levh- i mahfuzu) ayrıntılı olarak açıklar. Onda şüphe edilecek hiç bir şey yoktur. Âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

[Furkan.32] Yine o inkar edenler dediler ki: «O Kur'an ona hep birden indirilseydi yal» Biz onu kalbine iyi yerleştirmek için böyle indirdik ve onu mükemmel bir okuyuşla ağır ağır okuduk.

[Zuhruf.31] Ve dediler ki: «Bu Kur'an iki şehrin birinden bir büyük adama indirilmeli değil miydi?»

[İnşikak.21] Ve Kur'an okunduğu zaman secde/TESLİMİYET GÖTERİP BOYUN EGMİYORLAR. etmiyorlar.



----------

[Sad.1] Sad, zikir sahibi, şanlı Kur'an'a and olsun ki.



[Yasin.69] Biz Resûl’e Kur’ân öğrettik, şiir öğretmedik, o zaten ona yaraşmaz. O sırf bir irşâd ve parlak bir Kur’ân’dır.

[Zümer.28] O, pürüzsüz Arapça Kur'an'dır. Belki sakınırlar.

[Fussilet.3] Ayetleri uzun uzun açıklanmış bir kitab. Bilen bir kavim için arabça Kur'an.

[Fussilet.44] Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar (da duymuyorlar).

[Şura.7] Ve işte böyle sana Arabî bir Kur'an vahiyetmekteyiz ki Ümmülkurayı ve çevresindekileri sakındırasın ve o toplama gününün dehşetini haber veresin onda şübhe yok, bir fırka Cennette, bir fırka saîrde

[Zuhruf.3] Düşünüp anlayasınız diye gerçekten Biz, onu arabça bir Kur'an kılmışızdır

[Kıyamet.17] Bu Kur'an'ı senin hafızanda toplamak ve sana okumak bize düşen bir iştir.

[Kıyamet.18] Öyleyse Biz, onu okuduğumuz vakit; sen, onun okunuşunu dinle.

[Kaf.1] Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki,

[Kaf.45] Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin. O halde sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver.

[Vakia.77] Bu kitap, pek değerli, şerefli bir Kur’ân’dır.

[Buruc.21] Aksine, o şerefli bir Kur'an'dır.