PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Kul ile ALLAH arasına girilir.


ebu Maruf
7. January 2011, 10:27 AM
ALLAHU TEALA Kulları ile arasına vesileleri katmıştır.
Tüm insanlık tarihi boyunca ALLAHU TEALA sünnetullah gereği hiç bir işini direk yapmamıştır.RABBİM HAK TEALA bir işe Ol der oda oluverir.
Oluverirliğede vesile(ARACI) ile olmasını emretmiştir.
Kimi zaman sivrisinek vesilesi (ARACILIĞLA) Nemrudun ölümüne emretmiş.
Kimi zaman Kızıldeniz vesilesi (ARACILIĞIYLA) Firavunların ölümüne emretmiş.
Kimi zaman Calutların ölümüne DAVUT a.s ları Vesile (ARACI) etmiş.
Bu bazen bir cansız taş olmuş Lud kavmini yok etmiş.Kimi zaman ebabil kuşu gibi canlı vesile olmuş.
Kimi zaman Peygamberlerden insanlar olmuş.
ALLAH her işini vesile ARACILIĞI ile yapmış ki.
Her şey ARACISIZ olsa sınav olmayacaktır.Her şey aşikar olacak ne iman sınavı nede RABBİMİZİ anlama sınavı ne ibadet nede kulluk sınavı olmayacaktır.
Yani sır yani gayb her kes tarafından bilinecek.Rabbimin ADİL isminin ahirette tecellisi için.Bu dünyada özgür irade gerekli.Özgür irade için sır ve gayb gerekli.
İşte bu vesile (ARACIYA) ilahlık verirsen yani onun vesile olduğu şeyin Rabbimin izniyle olduğuna inanmayıp ondan bilirsn o zaman onu ilahlaştırırsın.Öyle ise zaten ilahda olur.Çünkü ilah hiç bir ilaha muhtaç olmayandır.Lakin ALLAH dan başka ilah yoktur.Her fiil Rabbimin izniyle olur.Aradaki vesilenin (ARACININ) ne olduğunun önemi yoktur.Bu bir hayvan olur yada bir insan olur yada eşya.Önemli olan fiili yaratandır.
Hiç kimse vesilesiz (ARACISIZ) ALLAH a yaklaşamaz.
Edilen her dua vesilesi (ARACILIĞIYLA) yada Kılınan her Namaz vesilesi (ARACILIĞIYLA) yada peşinden gidilen her Peygamber vesilesi (ARACILIĞIYLA) yada ilim öğrenilen her Mürşid hoca yada alim vesilesi (ARACILIĞIYLA) ALLAH a ulaşılır.
ALLAH a ulşaştıran her şey vesile (ARACI) dır.
ALLAH la Kulun arasına hiç bir şey girmeme hali belki Miraçda ALLAH Rasulu s.a.v nun ALLAHU TEALA nın huzuruna çıkışı olabilir.
O zaman haricinde ALLAH Rasulu a.s ile ALLAH arasında bir ARACI var idi vahy için Cebrail a.s .
ARACI yı inkar HAK TEALANIN Sünnetini sıfatlarını inkardır.
Her kimki şifayı doktordan sanırsa hidayetide şeyh den sanır o zaman her vesileye ARACIYA şirkmiş gibi bakar.
Halbuki Rabbini iyi bilen vesilesin (ARACININ) sadece sünnetullahın işlevi için RABBİNİN emrindeki bir mahluk olduğunu iyi bilir.Mahlukun gücü olsa yaratılmak için ALLAHU TEALAYA ihtiyacı olmaz.Sen Tevhidin bilincinde isen hanif yolunun bilincinde isen vesile ye o gözle bakmazsın.Vesiledende (ARACI) danda rahatsız olmazsın.
O kadar peygamberler vesileleri araç edinmişler Cebrail a.s ı ARACI edinmişler.
Sadece bazıları bazı zamanlar ARACI kullanmadan Musa a.s Efendimizin Turi Sinada konuşması misali.Yada ALLAH Rasulunun a.s Mirac vakası gibi nadir durumlar haricinde Peygamberlere müşrik denilebilirmi.
Tabi yapmaya gücü yeten varsa RABBİMİN izni olmadan arasına ARACI koymasın.Çıksın Turu Sinaya konuşşun Bakalım Rabbim onu ARACISIZ muhattab alacakmı?

Bakara 55
Bir zamanlar: Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız, demiştiniz de bakıp durur olduğunuz halde hemen sizi yıldırım çarpmıştı.

Anonymous
7. January 2011, 10:46 AM
Selam;

Sevgili kardeşim.
http://www.hanifler.com/showthread.php?p=7951#post7951
adresinde daha önce açıkladığım gibi Kul'dan Allah'a ARACI KİŞİ yoktur. Buna peygamber de dahildir.

http://www.hanifler.com/showthread.php?p=7974#post7974
adresinde belirttiğim gibi: "Allaha ulaşmanın yolu ameller ARACILIĞI İLE takva sahibi olmaktır, ARACI ŞAHISLAR İLE değil."

Selamlar.

Anonymous
7. January 2011, 12:53 PM
Sevgili Ebu Maruf kardeşim;

İnan Rabbimize hem senin hem kendim için dua ederek bu konu üzerine düşündüm. Başka bir yerde "son kez açıkladığımı" söylemiştim ama tekrar bir iki satır farklı bir şekilde örnek vererek anlatmayı denemek istiyorum.

ARAÇLAR elbette ki vardır.
Fakat gerçek şu ki ARAÇLAR ile ŞİRK arasında ince bir çizgi vardır.

Öncelikle şirkin tanımını eksik bildiğinizi düşünüyorum.
Şirk yalnızca çok Tanrılı sistem anlamına gelmez. Allaha yaklaştırdığı iddia edilen nesne, varlık veya kişilerle de ŞİRK olur. Peygamberimiz zamanındaki şirk bu şekilde bir şirktir. Yani ALLAHA YAKIN OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN VARLIKLARI Allaha yaklaşmak için ARACI KILMAK. Onlar da Allahı bilen bir kavimdi ve onlara göre de Allahın kudretinin üstüne bir kudret yoktu. Onlara göre de YARATICI Allah idi. Ama onlar Kuran'da hep müşrik diye geçiyor. Birini Allah ile arana aracı kıldıktan sonra yani basamak şeklinde Allah ile arana onu koyduktan sonra ağzınla ilah desen ne, demesen ne. Kuran'da peygamber duaları var. Onlar neden hep Allah'a yönelik hiç düşündün mü? Hiç Cebraile yönelik bir soru, dua vb. gördün mü?





Sana konuyu basitleştirmek için 2 tane örnek vermek istiyorum. İnşallah düşündüklerimi böyle daha doğru aktarabilirim.

Abdullah isimli bir insanı Allaha yakın olarak gördüğünüz TAKVA SAHİBİ bir alim olarak düşünün. Öyle biri varmış diye düşünelim. Çünkü kimin hidayette olduğunu Rabbimden başkası bilemez. Yani takva sahibi de bunu bilemez.

Şimdi Abdullah'a gidip deseniz ki:
"Hocam, ben TAKVA SAHİBİ olmak istiyorum."

Müslüman alim takva sahibi olmayı nereden öğrenmiştir?
Abdullah şunu yapar: Kuran'ı açar. Takva sahibi olmayı yani Allah'a yaklaşmayı sağlayan amelleri bulur listeler ve der ki "Allaha yakın olmak için Allah'ın rızasını kazanman ve takvalı olman lazım. Bunun için Allahın rızasını gözeterek şu amelleri yapacaksın" diye elinize listeyi verebilir. Çünkü Kuran'da net bir şekilde yazıyor bunlar. Kuranda açık bir netlikle deniyor ki, "Allaha ulaşmanın yolu takvadır. Takvaya da şu amellerle ulaşılır." Müslüman bir alimin de size söyleyeceği budur.

Siz alimin size ÖĞRETTİĞİ bu amelleri yaptınız ve Rabbimin hoşnutluğunu kazandınız yani takva sahibi oldunuz diyelim.

Sorular:
A- Siz Abdullah hoca aracılığı ile mi takva sahibi oldunuz?
B- Siz Kuran aracılığı ile mi takva sahibi oldunuz? (Abdullah hoca orayı kaynak almıştı)
C- Kuran'ı getiren peygamberimiz aracılığı ile mi takva sahibi oldunuz?
D- Siz yaptığınız ameller nedeni ile mi takva sahibi oldunuz?

Eğer bunları tek olarak düşünüp de seçim yaparsak yanılgıya düşeriz. Hepsi birbirine bağlıdır ama sonuç olarak iş AMELLERE BAĞLANIR. Eğer en sondaki amel olmazsaydı ilk üçünün VAROLUŞUNUN size bir faydası olmazdı.

Yani sizi takva sahibi yapan, Abdullah hocanın kendi şahsını ilgilendiren takvası veya Allaha yakınlığı (torpil) değildir. Sizi takva sahibi yapan Kuran'ın kutsal bir kitap olması da değildir. Sizi takva sahibi yapan EN NİHAYETİNDE Allahın rızasını gözeterek sağlam bir itikatla DOĞRU KİŞİ VE KAYNAKLARDAN öğrenerek yaptığınız doğru amellerdir.








ikinci örneğim de bir soru şeklinde olacak.

Soru:
Kuran insanı takva sahibi yapabilir mi?

Siz bu sorunun yanıtını tekmiş gibi görüyorsunuz. Halbuki bu soruya duruma göre HAYIR' da denebilir EVET de denebilir.

ŞİRK bu sorunun yorumlanmasında yani NASIL'ında GİZLİDİR.


Önce EVET'i açıklayayım.

Kuran insanı takva sahibi yapabilir mi?
Evet, Kuran insanı takva sahibi yapabilir.

1) Yukarıda bahsettiğim gibi içindeki takva yollarını anlatan ayetler okunur anlanır samimi şekilde UYGULANIR ve Allahın yakınlığı umulur. Rabbimin vaadi HAKTIR.

2) Yukarıda bahsettiğim gibi içindeki takva yollarını anlatan ayetler okunur anlanır ve bilmeyen insanların Allaha yaklaşma yollarının öğrenmesi sağlanır. Allah rızası için insanlara Kuran'dan öğrendiklerini öğretmek de takva yolunda bir adımdır.






Şimdi HAYIR'ı açıklayayım.

Kuran insanı takva sahibi yapabilir mi?
Hayır yapamaz.

1) Kuran'ın kendisini bir nesne olarak düşünürseniz ve soruyu buna göre sormuşsanız Kuran dediğimiz matbaada basılmış sayfaları ve yazıları bulunan o kitap sizi takva sahibi yapamaz. Eğer o kitabın NESNELLİĞİNE saygı duyuyorsanız, Cilt kapağına, sayfalarına, kağıt kalitesine, yazılarına bakarak "hey mübarek Allahım ne güzel yaratmışsın/vahyetmişsin, bari üç sefer öpeyim de başıma koyayım saygımı göstereyim. Hatta bunun ufak bir versiyonunu alayım boynuma asayım. Rabbim SIRF bu mübarek NESNEYİ taşıdığım için beni korur ve/veya takvaya ulaştırır" derseniz yanlış yoldasınızdır. Bu Kuran'ı putlaştırmak olurdu. Dolayısıyla bu inanç insanı takvaya değil şirke götürebilir.

2) Kuran'da takva geçen ayetlerden bir liste çıkarıp ebced hesabı ile hesap yapıp (atıyorum 237 buldunuz). Eğer derseniz "Her gün bu ayetleri 237 kez okursam anlamını bilip bilmeme veya ayetlerde yazan amelleri yapmama falan gerek yok. Bu okuyuşumun mistik gücü beni takvaya ulaştırır" derseniz Allahın ameller ile ilgili mesajını hiçe saymış ve takvaya ulaşmayı sihir/büyü tarzında şeytani bir yönteme bağlamış olursunuz. Zaten farkında olmadan okuyuşa bir mistik güç varsayıyor ve o MİSTİK GÜCÜ aracı kılmış oluyorsunuz. Bu davranış da insanı büyük yanlışa götürür. Bu yöntemin ASLA takvaya götürmeyeceğini ama takvalı olduğunuza herkesten çok emin olacağınız konusunda garanti veririm.


Sonuç olarak Kul ile Allah arasında herhangi bir NESNE veya VARLIK aracı olamaz. Amacınız takva=Allaha yakınlaşmak ise Kurana yönelin. Orada Allaha yaklaşmanın yolları net şekilde yazıyor kardeşim. Takvaya ne rabıta götürür ne zikir ayinleri ne de peygamberin sakalı gibi NESNELER ne de KİŞİLER. Bunların hepsi, doğru yolu arayan Müslümanlar için şeytanın göz boyayıcı tuzaklarıdır.

Takvaya yalnızca siz sağlam itikadınızla, çabanızla ve bu yoldaki Kuran'dan öğreneceğiniz amellerinizle ulaşabilirsiniz.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

ebu Maruf
7. January 2011, 02:56 PM
Sevgili Ebu Maruf kardeşim;

İnan Rabbimize hem senin hem kendim için dua ederek bu konu üzerine düşündüm. Başka bir yerde "son kez açıkladığımı" söylemiştim ama tekrar bir iki satır farklı bir şekilde örnek vererek anlatmayı denemek istiyorum.

ARAÇLAR elbette ki vardır.
Fakat gerçek şu ki ARAÇLAR ile ŞİRK arasında ince bir çizgi vardır.

Öncelikle şirkin tanımını eksik bildiğinizi düşünüyorum.
Şirk yalnızca çok Tanrılı sistem anlamına gelmez. Allaha yaklaştırdığı iddia edilen nesne, varlık veya kişilerle de ŞİRK olur. Peygamberimiz zamanındaki şirk bu şekilde bir şirktir. Yani ALLAHA YAKIN OLDUĞU DÜŞÜNÜLEN VARLIKLARI Allaha yaklaşmak için ARACI KILMAK. Onlar da Allahı bilen bir kavimdi ve onlara göre de Allahın kudretinin üstüne bir kudret yoktu. Onlara göre de YARATICI Allah idi. Ama onlar Kuran'da hep müşrik diye geçiyor. Birini Allah ile arana aracı kıldıktan sonra yani basamak şeklinde Allah ile arana onu koyduktan sonra ağzınla ilah desen ne, demesen ne. Kuran'da peygamber duaları var. Onlar neden hep Allah'a yönelik hiç düşündün mü? Hiç Cebraile yönelik bir soru, dua vb. gördün mü?

Sana konuyu basitleştirmek için 2 tane örnek vermek istiyorum. İnşallah düşündüklerimi böyle daha doğru aktarabilirim.

Abdullah isimli bir insanı Allaha yakın olarak gördüğünüz TAKVA SAHİBİ bir alim olarak düşünün. Öyle biri varmış diye düşünelim. Çünkü kimin hidayette olduğunu Rabbimden başkası bilemez. Yani takva sahibi de bunu bilemez.

Şimdi Abdullah'a gidip deseniz ki:
"Hocam, ben TAKVA SAHİBİ olmak istiyorum."

Müslüman alim takva sahibi olmayı nereden öğrenmiştir?
Abdullah şunu yapar: Kuran'ı açar. Takva sahibi olmayı yani Allah'a yaklaşmayı sağlayan amelleri bulur listeler ve der ki "Allaha yakın olmak için Allah'ın rızasını kazanman ve takvalı olman lazım. Bunun için Allahın rızasını gözeterek şu amelleri yapacaksın" diye elinize listeyi verebilir. Çünkü Kuran'da net bir şekilde yazıyor bunlar. Kuranda açık bir netlikle deniyor ki, "Allaha ulaşmanın yolu takvadır. Takvaya da şu amellerle ulaşılır." Müslüman bir alimin de size söyleyeceği budur.

Siz alimin size ÖĞRETTİĞİ bu amelleri yaptınız ve Rabbimin hoşnutluğunu kazandınız yani takva sahibi oldunuz diyelim.

Sorular:
A- Siz Abdullah hoca aracılığı ile mi takva sahibi oldunuz?
B- Siz Kuran aracılığı ile mi takva sahibi oldunuz? (Abdullah hoca orayı kaynak almıştı)
C- Kuran'ı getiren peygamberimiz aracılığı ile mi takva sahibi oldunuz?
D- Siz yaptığınız ameller nedeni ile mi takva sahibi oldunuz?

Eğer bunları tek olarak düşünüp de seçim yaparsak yanılgıya düşeriz. Hepsi birbirine bağlıdır ama sonuç olarak iş AMELLERE BAĞLANIR. Eğer en sondaki amel olmazsaydı ilk üçünün VAROLUŞUNUN size bir faydası olmazdı.
Dostum aynı şeylerden bahsediyoruz lakin siz burdaki olayı Alime ve Peygambere tapmak olarak nitelendirip şirk diyorsunuz.
Yani sizi takva sahibi yapan, Abdullah hocanın kendi şahsını ilgilendiren takvası veya Allaha yakınlığı (torpil) değildir. Sizi takva sahibi yapan Kuran'ın kutsal bir kitap olması da değildir. Sizi takva sahibi yapan EN NİHAYETİNDE Allahın rızasını gözeterek sağlam bir itikatla DOĞRU KİŞİ VE KAYNAKLARDAN öğrenerek yaptığınız doğru amellerdir.
Hepsi doğruda en son daki kısımda beni takva sahibi yapan salih amellerimde değildir.Beni takva sahibi yapan Rabbimdir.Rabbimde yaptığım salih amellerden hoşnut kalmıştır yada onları öğrenebilmek ve uygulamak adına yaptığım mücadeleden razı olmuştur.Onun muradıylada takva sahibi olmuşumdur.Bu kısımı da eklediğinde aynı şeyleri düşünüyoruz.Aynı şeylerden bahsediyoruz.

ikinci örneğim de bir soru şeklinde olacak.

Soru:
Kuran insanı takva sahibi yapabilir mi?

Siz bu sorunun yanıtını tekmiş gibi görüyorsunuz. Halbuki bu soruya duruma göre HAYIR' da denebilir EVET de denebilir.

ŞİRK bu sorunun yorumlanmasında yani NASIL'ında GİZLİDİR.


Önce EVET'i açıklayayım.

Kuran insanı takva sahibi yapabilir mi?
Evet, Kuran insanı takva sahibi yapabilir.

1) Yukarıda bahsettiğim gibi içindeki takva yollarını anlatan ayetler okunur anlanır samimi şekilde UYGULANIR ve Allahın yakınlığı umulur. Rabbimin vaadi HAKTIR.

2) Yukarıda bahsettiğim gibi içindeki takva yollarını anlatan ayetler okunur anlanır ve bilmeyen insanların Allaha yaklaşma yollarının öğrenmesi sağlanır. Allah rızası için insanlara Kuran'dan öğrendiklerini öğretmek de takva yolunda bir adımdır.
Ben burda şunu belirtmek isterim.Kuran insanı takva sahibi yapamaz ancak aracı yani vesile olabilir daha yukarıda verdiğiniz misal daha uygundu.Ben Kuran okurum onun vesilesi ile güzel ameller işlerim.Onun vesilesi ile Rabbim benden Razı olur beni muttakilerden kılar.Ben olaya bu şekilde bakıyorum.

Şimdi HAYIR'ı açıklayayım.

Kuran insanı takva sahibi yapabilir mi?
Hayır yapamaz.

1) Kuran'ın kendisini bir nesne olarak düşünürseniz ve soruyu buna göre sormuşsanız Kuran dediğimiz matbaada basılmış sayfaları ve yazıları bulunan o kitap sizi takva sahibi yapamaz. Eğer o kitabın NESNELLİĞİNE saygı duyuyorsanız, Cilt kapağına, sayfalarına, kağıt kalitesine, yazılarına bakarak "hey mübarek Allahım ne güzel yaratmışsın/vahyetmişsin, bari üç sefer öpeyim de başıma koyayım saygımı göstereyim. Hatta bunun ufak bir versiyonunu alayım boynuma asayım. Rabbim SIRF bu mübarek NESNEYİ taşıdığım için beni korur ve/veya takvaya ulaştırır" derseniz yanlış yoldasınızdır. Bu Kuran'ı putlaştırmak olurdu. Dolayısıyla bu inanç insanı takvaya değil şirke götürebilir.
Biz bu şekilde düşünmüyoruzki.Bizim Kuran anlayışımız şudur.Bu Mübarek Kitap Rabbimin Kelamı olması sebebi ile Kutsaldır.Kutsiyeti ne ciltinde ne harekelerindedir.Kutsiyeti Rabbimin kelamı olma sebebiyledir.
Ciltler sayfalar mürekkepler v.s bunlara zaten Kuran değil musaf denir.
Bir Felak süresinin yada nas süresinin okunmasının yada ayetel kürsinin okunmasının insana yararı ordaki mürekkepde değil ordaki kağıtta değil.Rabbimin Kelamı bizzatına aittir Rabbimin Zatı her yönüyle Subhandır.Kelamıda Rahmetide ismide.Bütün mahlukat halikinin önünde boyun eğer ona karşı gelemez.Sadece insan ve cinler yani mükellefiyeti olanlardır.Onlarda sınav sebebiyle Rabbim onlara müsaad etmiştir.
Bunlar dışındaki her canlı yada cansız mahlukat.Rabbimin ismine kelamına karşı boynu eğiktir.
Haşr 21. Eğer biz bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
İşte mükellef olan mahlukatın dışındaki bütün mahlukat Kurana Rabbimin Kelamı olması sebebi ile boyun eğdiği için Biz musafdan bahsetmiyoruz Kelamullahdan bahsediyoruz.Onların vesilesi ile korunduğumuzu kabul ederiz.Bu kısımda sanırım farklı düşünüyoruz.
2) Kuran'da takva geçen ayetlerden bir liste çıkarıp ebced hesabı ile hesap yapıp (atıyorum 237 buldunuz). Eğer derseniz "Her gün bu ayetleri 237 kez okursam anlamını bilip bilmeme veya ayetlerde yazan amelleri yapmama falan gerek yok. Bu okuyuşumun mistik gücü beni takvaya ulaştırır" derseniz Allahın ameller ile ilgili mesajını hiçe saymış ve takvaya ulaşmayı sihir/büyü tarzında şeytani bir yönteme bağlamış olursunuz. Zaten farkında olmadan okuyuşa bir mistik güç varsayıyor ve o MİSTİK GÜCÜ aracı kılmış oluyorsunuz. Bu davranış da insanı büyük yanlışa götürür. Bu yöntemin ASLA takvaya götürmeyeceğini ama takvalı olduğunuza herkesten çok emin olacağınız konusunda garanti veririm.
Dostum Kelamullahı sadece arapçasından okumak ibadettir.Zira o Rabbimin kelamıdır.Rabbimin ismini zikretmekte ibadettir.Ayetlerde zikrin ehemmiyeti belirtilmiştir.Kuran meallerini okumak ise Arapça bilmiyorsanız sırf ALLAH a daha nasıl iyi kulluk ederim düşüncesiyle okuduğunuzda ibadet olur.Halbuki meal ALLAH kelamı olmadığı halde.Zira amaç kulluk için gayrettir.Kulluk için gayrette ibadettir.Buda bir ameldir.Fakat ne bu amel ne sadakanın bizzatı nede namazın bizzatı nede başka ibadetlerin hiç biri takvalı olmaya yetmez.Asıl olan o amellerin yada niyetlerin ALLAHın Rızasını celb etmesidir.Rabbim razı ve hoşnut olursa.Sen bir gram arapça bilme.Bir adet Kuran meali okumasanda namaz kılmasanda oruç tutmasanda şirkdede olsan ataistte olsan Murad ettiği zaman hidayete ve takvaya ulaşırsın.


Sonuç olarak Kul ile Allah arasında herhangi bir NESNE veya VARLIK aracı olamaz. Amacınız takva=Allaha yakınlaşmak ise Kurana yönelin. Orada Allaha yaklaşmanın yolları net şekilde yazıyor kardeşim. Takvaya ne rabıta götürür ne zikir ayinleri ne de peygamberin sakalı gibi NESNELER ne de KİŞİLER. Bunların hepsi, doğru yolu arayan Müslümanlar için şeytanın göz boyayıcı tuzaklarıdır.

Takvaya yalnızca siz sağlam itikadınızla, çabanızla ve bu yoldaki Kuran'dan öğreneceğiniz amellerinizle ulaşabilirsiniz.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.Amin


selametle

Anonymous
7. January 2011, 03:10 PM
Sevgili kardeşim Kuran örneğine yüzeysel bakmışsın. Ben onu sadece bir örnek olsun diye verdim. "Sen Kuran hakkında böyle düşünüyorsun" diyerek vermedim.

Sen Kuran örneğinde öyle düşünmüyorsun ama verdiğim Kuran örneğini şeyhine uyarla bakalım aslında nasıl düşünüyorsun? Mushafı önüne koyup seyredince veya zihninden mushaf düşününce nasıl ki sana bir faydası olmaz ise şeyhinin de bir faydası olmaz. Allah rızası için o örneği tekrar okumanı rica ediyorum. Bir nesneden ibaret olan mushaf mı hidayete vesile olabilir yoksa içindeki bilgiler mi?

Buraya kadar anlattıklarımdan sonra "alimin yüzüne bakmak sevapdır" uydurmasını, rabıtayı, aracılığı vb. bir kez daha düşün istersen. Verdiklerim yalnızca birer misal. Sen hayatının başka yerlerine uyarlayarak o misalin neresindesin onu bul.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

ebu Maruf
7. January 2011, 04:10 PM
Sevgili kardeşim Kuran örneğine yüzeysel bakmışsın. Ben onu sadece bir örnek olsun diye verdim. "Sen Kuran hakkında böyle düşünüyorsun" diyerek vermedim.

Sen Kuran örneğinde öyle düşünmüyorsun ama verdiğim Kuran örneğini şeyhine uyarla bakalım aslında nasıl düşünüyorsun? Mushafı önüne koyup seyredince veya zihninden mushaf düşününce nasıl ki sana bir faydası olmaz ise şeyhinin de bir faydası olmaz. Allah rızası için o örneği tekrar okumanı rica ediyorum. Bir nesneden ibaret olan mushaf mı hidayete vesile olabilir yoksa içindeki bilgiler mi?
Dostum sizin yazdıklarınızı ve benim cevaplarımı tekrardan inceledim.Siz Kuran örneğini verirken evet kısmında Kelamullahdan hayır kısmında musaftan bahsetmişsiniz.İkisindede Kuran olarak yazmışsınız lakin hayır kısmında ciltlerden bahsettiğinizden dolayı hayır kısmında musaf olarak yazdığınızı düşünerekden cevap vermeye çalıştım.
Burda tekrar belirteyim musaf Kelamullahın anlaşılmasına vesiledir Kelamullahda Rabbimi tanımaya dini öğrenmeye v.s şeylere vesiledir.Ben musafa bakarak zaten fiziki olarak Kelamullaha bakıyorum.Bu sebeble Kelamullah okumak zaten ibadettir dedim.Yani namaz kılmak ibadetse seccade ibadet için vesiledir örneği gibi.Bunu Şeyhe uyarlama meselesine gelince beytullahı düşünmekte musafı düşünmekte bana feyz verir.Neyi hayal edeceğim alkolümü erotizmimi hayal edeceğim tabiki musaf yada beytullahı.Şeyhi hayal etmekde derece olarak aynı olmasada benzerdir.Ben şeyhi hayaldende musafı hayaldende beytullahı hayal dende istifade ederim.Namaza durunca karşımda Beytullahı hayal ederim.Şeyhimi hayal edince o bana Rabbime kuuluğun ehemmiyetini hatırlatır.Musafı düşününce Bana Kelamullahı hatırlatır.Beytullahı düşününce Haccı asrı saadeti islamın yeryüzüne hakimiyetini hatırlarım.Bunları düşünmeyipde erotik bir bayan düşünsem nefsimi günaha teşvik ederim.Yada paraları düşünsem dünya sevgisine doğru iterim kendimi.Neden Şeyhi yada Musafı yada Beytullahı düşünmeyeyimki.Hepside mahluktur ama mahlukattan HALIK ı hatırlatan ne olursa olsun bu sen olsan seni düşünürüm.
Âl-i İmrân 191
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabındankoru !
Buraya kadar anlattıklarımdan sonra "alimin yüzüne bakmak sevapdır" uydurmasını, rabıtayı, aracılığı vb. bir kez daha düşün istersen. Verdiklerim yalnızca birer misal. Sen hayatının başka yerlerine uyarlayarak o misalin neresindesin onu bul.

Allah hepimizi doğru yoluna iletsin.

selametle

Anonymous
8. January 2011, 01:14 AM
Dostum sizin yazdıklarınızı ve benim cevaplarımı tekrardan inceledim.Siz Kuran örneğini verirken evet kısmında Kelamullahdan hayır kısmında musaftan bahsetmişsiniz.İkisindede Kuran olarak yazmışsınız lakin hayır kısmında ciltlerden bahsettiğinizden dolayı hayır kısmında musaf olarak yazdığınızı düşünerekden cevap vermeye çalıştım.
Burda tekrar belirteyim musaf Kelamullahın anlaşılmasına vesiledir Kelamullahda Rabbimi tanımaya dini öğrenmeye v.s şeylere vesiledir.Ben musafa bakarak zaten fiziki olarak Kelamullaha bakıyorum.Bu sebeble Kelamullah okumak zaten ibadettir dedim.Yani namaz kılmak ibadetse seccade ibadet için vesiledir örneği gibi.Bunu Şeyhe uyarlama meselesine gelince beytullahı düşünmekte musafı düşünmekte bana feyz verir.Neyi hayal edeceğim alkolümü erotizmimi hayal edeceğim tabiki musaf yada beytullahı.Şeyhi hayal etmekde derece olarak aynı olmasada benzerdir.Ben şeyhi hayaldende musafı hayaldende beytullahı hayal dende istifade ederim.Namaza durunca karşımda Beytullahı hayal ederim.Şeyhimi hayal edince o bana Rabbime kuuluğun ehemmiyetini hatırlatır.Musafı düşününce Bana Kelamullahı hatırlatır.Beytullahı düşününce Haccı asrı saadeti islamın yeryüzüne hakimiyetini hatırlarım.Bunları düşünmeyipde erotik bir bayan düşünsem nefsimi günaha teşvik ederim.Yada paraları düşünsem dünya sevgisine doğru iterim kendimi.Neden Şeyhi yada Musafı yada Beytullahı düşünmeyeyimki.Hepside mahluktur ama mahlukattan HALIK ı hatırlatan ne olursa olsun bu sen olsan seni düşünürüm.
Âl-i İmrân 191
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabındankoru !


Sevgili kardeşim farkında olmadan yine o bahsettiğim safsata kılavuzu (http://www.safsatakilavuzu.com/)na başvurdunuz. Ben "İslamda problemler var, onları düzeltmek lazım" diyorum siz ise "e ne yapalım ateist mi olalım" diyorsunuz

Konumuz Mushafı veya şeyhi hayal etmek değil, hayal etmekten medet ummak. Yani ben size Mushafı hayal etmeyin ya da birini ya da bir şeyi hayal etmeyin de erotizmi hayal edin demedim.

Size söylemek istediğim neyi kimi hangi nesneyi hayal ederseniz edin ama onu düşünmekten medet umarsanız yanlış yaparsınız. Özellikle tüm yolları Kuran'da belirtilen takvayı ise hiç umamazsınız.

Böyle şeytani kestirme bir yol yoktur!

Örneğin matematik kitabını veya matematik öğretmenini hayal ederek matematik ilmine vakıf olamazsınız. Bir aç doyurmayı hayal ederek bir aç doyuramazsınız. Mushafın cildini düşünerek içindeki konulara vakıf olamazsınız. İçinde yazan konular üzerine düşünmek ile mushaf NESNESİNİ düşünmek arasında dağlar kadar fark vardır. Başka bir başlık (http://www.hanifler.com/showpost.php?p=7966&postcount=22)ta dediğim gibi fatihanın anlamını bilmeden okumak (http://www.hanifler.com/showpost.php?p=7966&postcount=22) ile tevhid bilincine erişemezsiniz.

Bir eşyayı bir kişiyi hayal ederek takvayı ancak rüyanızda görürsünüz. Hatta aklınızı buna verirseniz rüyanızda peygamber, melek falan da görebilirsiniz. Rüya veya trans hali kandırılmak için süper bir ortamdır. Yeter ki vaatlerin peşine düşüp kendinizi böyle açın.

Selamlar.

ebu Maruf
8. January 2011, 09:44 AM
Sevgili kardeşim farkında olmadan yine o bahsettiğim safsata kılavuzu (http://www.safsatakilavuzu.com/)na başvurdunuz. Ben "İslamda problemler var, onları düzeltmek lazım" diyorum siz ise "e ne yapalım ateist mi olalım" diyorsunuz

Konumuz Mushafı veya şeyhi hayal etmek değil, hayal etmekten medet ummak. Yani ben size Mushafı hayal etmeyin ya da birini ya da bir şeyi hayal etmeyin de erotizmi hayal edin demedim.

Size söylemek istediğim neyi kimi hangi nesneyi hayal ederseniz edin ama onu düşünmekten medet umarsanız yanlış yaparsınız. Özellikle tüm yolları Kuran'da belirtilen takvayı ise hiç umamazsınız.
Dostum siz benim hayal ederken ne düşündüğümü nerden biliyorsunuz?
Böyle şeytani kestirme bir yol yoktur!

Örneğin matematik kitabını veya matematik öğretmenini hayal ederek matematik ilmine vakıf olamazsınız.
Olabilirsin dostum.Nasılmı sen hayal et ettikçe zaten o öğretmene olan sevgin artar ona olan sevginin artması demek onun anlatacağı her şeyi çok dikkatli dinlemene vesile olur.O zaman Matematiği daha çabuk daha iyi öğrenirsin.
Sen nasihat alırken sevmediğin insnın nasihatına ne kadarehemmiyet verirsin.Kısaca bakarsın haklımı haksızmı diye.Baktın boş geçersin.Lakin çok sevdiğin değer verdiğin birisi olursa onun söylediğini iyice irdelersin.
Bir aç doyurmayı hayal ederek bir aç doyuramazsınız.Doyurabilirsin dostum.Aksine hayal etmeden doyuramazsın.Sen hayal etmediğin şeyi nasıl yapacaksınki.ALLAH sana ilham etti şu fakiri doyur diye.O zaman dahi hayal ediyorsun.Yarında unutmazsan doyurursun.
Unutmamak için sürekli hayal etmen gerekli. Mushafın cildini düşünerek içindeki konulara vakıf olamazsınız. Olabilirsin dostum.Zira Kuran okumuyorsan.Sen musafı düşün bir gün açmadım okumadın iki gün açmadın okumadım.Aylarca yıllarca bu sürebilir.
AMA sen hergün musafı düşün bunuda dene kaç gün okumayacaksın.Aklına geldiğinde açar okursun..İçinde yazan konular üzerine düşünmek ile mushaf NESNESİNİ düşünmek arasında dağlar kadar fark vardır.
Başka bir başlık (http://www.hanifler.com/showpost.php?p=7966&postcount=22)ta dediğim gibi Bu doğru ama zaten seni Kuran okumaya yönlendirecek şey Kuran ı düşünmektir.
İnsan alışkanlık yapmadıktan sonra Kuranda olsa başka bir kitabıda düşünüp aklına gelince okur.Bu aklına gelmesi meselesi zaten bu olaydır.
Sen bunu uzun süre yap Artık Kuran okuma alışkanlığını yakala ihtiyac duymazsın.Buna rağmen musafı düşünmeyi bırakmaki.İş hayatı özel ve sosyal hayat sebebiyle bir dönem salıvermenle o rabıta tekrar toparlamana vesile olacaktır.fatihanın anlamını bilmeden okumak (http://www.hanifler.com/showpost.php?p=7966&postcount=22) ile tevhid bilincine erişemezsiniz.
Dostum fatihanın anlamını bilerek okusanda tevhid bilincine ulaşamayabilirsin.
Önce manayı rabıta yapman lazım.ALLAHU TEALA H.z leri ne diyor diye.Tefekkür etmeden nasıl anlayacaksınki bildiğin sadece türkçe çevirisidir.Mana için düşünmek gerekli.Ayrıca tevhid inancını yürerğine verecek olan ALLAH dır senin amelin değil.Amelin belki ALLAH ın Rızasını celb eden bir vesiledir.ALLAH Hoşnut oldumu doğru yola iletir.
Senin yapman gereken.İslamdaki samimi duygularınla anladığın şeylri hayatına tamamen yerleştirmye çalışmakdır.Bunun için ihtiyaç olan nelerse rabıtamıdır.Tefekkürmüdür her neyse bunları kullanarak O na en güzel şekilde Kulluk yapmya vesile olan herşeye sarıl.Rabbimde bu gayretini görecektir.İnşaALLAH Razı olup hidayet ve tevhid inancı nasip eder.
Öyle umut ediyorum senin içinde kendim içinde.

Bir eşyayı bir kişiyi hayal ederek takvayı ancak rüyanızda görürsünüz. Hatta aklınızı buna verirseniz rüyanızda peygamber, melek falan da görebilirsiniz. Rüya veya trans hali kandırılmak için süper bir ortamdır. Yeter ki vaatlerin peşine düşüp kendinizi böyle açın.
:) Rüyada hayaldir zaten dostum rabıtada hayal etmektir.Her kes her hayal ettiğine kavuşsaydı oooo.Selamlar.



saygılarımla

Anonymous
8. January 2011, 12:13 PM
Sevgili kardeşim;

Aslında olay karışık falan değil çok basit.

Amaç nedir? ALLAHA yaklaşmak.
Bunun yolunu KİM gösterebilir? Allah yani yaklaşmak istediğin.
Allahın sözleri nerede? Kuran'da.
Kuran'da Allaha yaklaşmanın (takva) yolları da detaylıca yazıyor mu? Evet yazıyor.

Sonuç olarak bir gerçek var, o da istediğinizin Kuran'da olduğudur. Allah yolları tek tek vahyetmişken "araya adam koyalım" diyorsanız sizin bileceğiniz iş.

Neyse, Zaten ben pes ettim kardeşim. Ben basit yazdıkça siz yokuşa sürüyor, basit meseleyi karmaşıklaştırıyorsunuz diye düşünüyorum. Benim bu konuda yazacak başka da bir şeyim kalmamıştır.

Allah hepimizi yanlışlarımızdan döndürüp doğru yoluna iletsin.

can-dan
4. February 2011, 01:50 AM
amin amin amin Anonymous.Allahım hepimize de en doğrusunu öğrenmeyi ve öğrendiklerimizle yaşayabilmeyi nasip etsin inşaALlah.

hiiic
11. February 2011, 12:34 AM
Kehf / 102
Diyanet İşleri Meali(Yeni)

İnkâr edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz cehennemi kâfirlere konak olarak hazırladık.