PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Zübeyir Yetik


muvahhit
29. September 2008, 11:21 PM
Siyasal Katılım
Fikir Yayınları, 1990
“Dinler tarihi, yalnızca Allah’a iman edenler ile bunlara karşı çıkanların ya da bunların inançlarının nidüğünün anlatılmasından ibaret bir bilim disiplini değildir. Bununla birlikte ve bundan çok, insanların insanlık onurlarının tarihidir. İnsanın konumundaki iniş ve çıkışların izlenebileceği bir tablodur. Onun tablolaştırdığı süreç izlendiğinde görülecektir ki, insanlar ‘iman’ yoluyla onurlarını koruyabildikleri sürece, hem kendi kendileriyle, hem toplumla, hem de çevreyle barışık olabilmişler; Allah’a kulluk bilincinin zayıflaması dönemlerindeyse, insan insanın kurdu, çevrenin de canavarı kesilmiş, insanlık kendi dünyasını kendi elleriyle karartmıştır...... Çünkü, insanları sürüleştirici ve dünyanın bütün nimetlerini ele geçirici bir sulta kurmak isteyenler ve kuranlar, Peygamberlerin dünya hayatını kurtarmağa, zulümle gerçekleştirilen kula kulluğa son vermeğe yönelik eylemlerini gözlerden gizleyecek bütün önlemleri sürekli gündemde tutmuşlar; böylece de, insanları onura kavuşturacak ‘bağımsız irade’ye dayalı bir ‘siyasal katılım’dan uzaklaştırmayı başarmış olarak insanlığı diledikleri şekilde gütme imkânını ele geçirmişlerdir. Bu gidişe ‘dur’ diyebilmek için Peygamberlerin ‘sulta’ kırıcı eylemlerini gündeme getirmek zorunluluğu vardır. Allah’a kulluk çağrısıyla insanları diğer insanların, eşyanın, araçların, servetin ve akla gelebilecek her şeyin kulluğundan kurtarıcı ve insanı insanlık onuruna kavuşturucu Nebevî yöntemleri vurgulamak gerekmektedir..... Bu sağaltıcı önlemlere ele atabilmek ise, bozulma sürecinin de gözden geçirilmesi ve en yakın örnek olarak -kaba hatlarla da olsa- İslâm Tarihine bir göz atma ihtiyacı doğurmaktadır. Bu aşamadan sonradır ki, Peygamberliğin ikinci işlevinin algılanması, dünyaya dönük bu işlevin gereği olan ‘siyasal katılım’a ilişkin değerlendirmelerin yerli yerine oturtulması mümkün olabilecektir.....”
http://www.zubeyir-yetik.com/