PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Ulul Emr Kimdir...


HakkaniyeT
21. October 2010, 09:54 PM
yaşar nuri öztürk mealinden alıntıdır....

Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.(Nisa suresi 59)

evet bu ayetin arapçasında hüküm ve yetki sahibi olarak kuranda arapça ulul emr denilmektedir..ve yaşar nuri öztürk ulul emri bize açıklamış...

sizce siz haniflere göre bu ayet ne dmek istiyor..açıkça diyorki,,ALLAHA(CC)itaat edin,,,eğer yaşıyorsa resule(sav) itaat edin sorularınızı ve sorunlarınızı resule(sav) götürün o çözer,,eğer oda yoksa onun izinde olan hayatını ilma adamış hüküm sahibi(içtihad ehli/müçtehide)götürün diyor..

evet sizin fikirlerinizi alalım:)

Toslunba
22. October 2010, 12:29 AM
Ulul emir benim . Aksini ispatlayabilirsen sen buyur ;).

aşık74
22. October 2010, 01:23 AM
Hayır toslunba kardeşim!! Ulul emr sen değilsin ! Az önce habertürk ün teke tek programında , anlattıklarından sıkılıp,pc ye geçmeme karar verdiren kişi ulul emr dir... ( cübbeli ) :)

dost1
22. October 2010, 02:05 AM
Selamun aleykum! Değerli Hakkaniyet Kardeşim!

yaşar nuri öztürk mealinden alıntıdır....

Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.(Nisa suresi 59)

evet bu ayetin arapçasında hüküm ve yetki sahibi olarak kuranda arapça ulul emr denilmektedir..ve yaşar nuri öztürk ulul emri bize açıklamış...

sizce siz haniflere göre bu ayet ne dmek istiyor..açıkça diyorki,,ALLAHA(CC)itaat edin,,,eğer yaşıyorsa resule(sav) itaat edin sorularınızı ve sorunlarınızı resule(sav) götürün o çözer,,eğer oda yoksa onun izinde olan hayatını ilma adamış hüküm sahibi(içtihad ehli/müçtehide)götürün diyor..

evet sizin fikirlerinizi alalım:)

Allah razı olsun düşüncelerinizi paylaşıma açıyorsunuz.
Öncelikle; "Ben müslümanım! deyip de "hanif" olmayan bir müslümanın olabileceğini düşünemediğimi belirtmek istiyorum.

Şöyle ki; insanlar kelimelere yüklenen anlamlarla düşünür ve fikir yürütürler. "Hanif" denilen sözcük, “ ح ن فHa-ne-fe” fiilinin ism-i fail kalıbıdır. “Hanefe” sözcüğü “ayak dönmesi, iki ayağın başparmakları karşı karşıya gelecek şekilde dönmesi” anlamındadır. Sözcüğün, ayak tabanının üste gelmesi anlamında olduğunu söyleyenler de vardır. Sözcük daha sonraları “hayırdan şerre, şerden hayra dönme” anlamında kullanılır olmuştur.

Zaman içerisinde İbrahim peygamberin önemli bir niteliği olmuş, “şirkten tevhide yönelme” anlamında genelleşmiştir. Kur’an indiği dönemde Mekke’de İbrahim dinine mensup olanlara, dışarıdan Mekke’ye gelip hacc eden ve sünnet olanlara “hanif” denilirdi. Daha sonra bu sözcük “Müslim [Müslüman]” anlamında kullanılır oldu. (Lisanü’l-Arab c: 2, s: 629, 630 “hnf” mad.)

Biz, sözcüğün anlamı ile ilgili olan yukarıdaki açıklamaları dikkate alarak sözcüğün “önceleri müşrik iken sonra müşrikliği bırakıp tevhide yönelen” şeklinde değil, “şirk koşmaksızın tevhide yönelen” şeklinde anlaşılması lâzım geldiği kanaatindeyiz. Gerçekten de aşağıdaki ayetten de bu anlaşılmaktadır:

… Allah’a yönelmişler olarak, O’na şirk koşanlar olmayarak o putlardan olan kirlilikten kaçının, yalan sözden de kaçının. Bilin ki, Allah’a ortak koşan kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgârın kendisini ıssız bir yere sürüklediği şey gibidir. (Hacc/30, 31)

Bakara;135: Ve onlar, “Yahûdi veya Hristiyan olunuz ki, hidâyet bulasınız” dediler. Sen de ki: “Tam tersine, hanif [dönen biri] olarak şirk koşmamış olan İbrâhîm'in milletine!”

Ali İmran;67: İbrâhîm Yahûdi ve Hristiyan değildi. Ama o, müslim bir hanîfti. O, müşriklerden de değildi.

Ali İmran;95: De ki: “Allah doğru söylemiştir. Öyle ise hanîf olarak İbrâhîm'in dinine uyun. Ve o, müşriklerden değildi.”

Nisa;125: Ve din bakımından, iyilik-güzellik üreten biri olarak yüzünü [kendisini] Allah için islâmlaştırandan ve hanîfçe İbrâhîm'in dinine tâbi olan kimseden daha iyi-güzel kim olabilir? Ve Allah, İbrâhîm'i “halîl” [imam/önder] edindi.

En'am;78,79: Sonra Güneş'i doğarken görünce de, "Bu benim rabbimdir, bu daha büyük!" dedi. Sonra o da batınca, "Ey kavmim! Şüphesiz ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım. Kesinlikle ben hanif olarak yüzü mü, gökleri ve yeri yoktan var edene/yok edecek olana çevirdim ve ben ortak koşanlardan değilim" dedi.

En'am;161: De ki: "Şüphesiz Rabbim, beni doğru yola kılavuz ladı; dimdik ayakta duran bir dine, hanif İbrâhîm'in milletine. O [İbrâhîm], ortak koşanlardan olmamıştı."

Yunus;104,105,106: De ki: "Ey insanlar! Eğer benim dinimden "şekk"te idiyseniz , iyi bilin ki, Allah'ın astlarından sizin taptıklarınıza ben tapmam. Velâkin sizin canınızı alacak olana [Allah'a] taparım. Ve ben müminlerden olmamla ve 'yüzünü [tüm benliğini] hanif olarak [şirkten, küfürden Hakk'a dönen biri olarak] Dîn'e döndür ve sakın müşriklerden olma! Ve Allah'ın astlarından sana fayda vermeyen, zararı da dokunmayacak olan şeylere yalvarma! Buna rağmen eğer yaparsan, o zaman hiç şüphesiz sen zalimlerden olursun' diye emrolundum."

Nahl;120,121,122,123: Şüphesiz İbrâhîm içtenlikle Allah'a boyun eğen, hanif [dönmüş], O'nun [Allah'ın] nimetlerine şükreden başlı başına bir ümmet idi. Ve o, müşriklerden olmadı. Ve O [Allah], onu seçti ve dosdoğru yola kılavuzladı.
Ve Biz ona [İbrâhîm'e] dünyada iyilik–güzellik verdik. Ve şüphesiz o, ahirette de kesinlikle sâlihlerdendir. Sonra sana: "Hanif olan ve müşriklerden olmayan İbrâhîm'in milletine tabi ol" diye vahyettik.

Hacc;30,31: İşte böyle! Ve kim Allah'ın dokunulmaz kıldıklarına saygı gösterirse, artık bu, kendisi için Rabbinin katında hayırdır. Size bildirilegelenden başka bütün hayvanlar size helâl kılınmıştır. O hâlde Allah'a yönelmişler olarak, O'na şirk koşanlar olmayarak o putlardan olan kirlilikten kaçının, yalan sözden de kaçının. Allah'a kim ortak koşarsa artık o kimse, gökten düşüp de kuşların kaptığı veya rüzgârın kendisini ıssız bir yere sürüklediği şey gibidir.

Hacc;77,78: Ey iman etmiş kimseler! Felâh bulmanız [zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız] için rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. O, sizi seçti ve dinde; babanız İbrâhîm'in milletinde sizin için bir zorluk kılmadı. O, daha önce ve işte bunda [Kur’ân'da], Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikâme edin, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O, sizin mevlânızdır [yol gösteren, yardım eden, koruyan yakınınızdır]. O, ne güzel mevlâ ve ne güzel yardımcıdır!

"Hanif" sözünün anlamı belli olduğuna göre siz; "Ben hanif değilim! diyebilir misiniz?

Sorunuzun cevabına gelince:

Nisa;59: Ya eyyühelleziyne amenu etıy'ullahe ve etıy'urRasûle ve ülil emri minküm fein tenaza'tüm fiy şey'in ferudduhu ilAllahi verRasûli in küntüm tu'minune billahi vel yevmil ahır zâlike hayrun ve ahsenü te'viyla

Nisa;59: [B]Ey iman etmiş kimseler! Allah'a itaat edin, Elçi'ye ve sizden olan emir sahibine [yöneticiye] itaat edin/sözünü dinleyin. Sonra eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi'ye havale edin/bırakın. Bu, daha iyidir ve ilkleştirme [çözüm] bakımından daha güzeldir.

Bu âyette özel olarak muhatap alınan mü’minlere, hayatlarında karşılaşabilecekleri problemlerin çözüm yolları gösterilmektedir:

• Mü’minler, Elçi'ye ve kendilerinden olan emir sahibine [yöneticiye] itaat etmelidirler.

• Mü’minler bir problemle karşılaştıkları zaman onu Allah'a havale etmelidirler.

Allah'a itaat, Allah'ın tüm emir ve yasaklarına uymaktır. Rasûl'e itaat de, elçilik ve meliklik görevi esnasında o'nun Allah'ın hükümleri çerçevesinde alacağı kararlara [savaş ve barış kararı, bütçe oluşumu için zekât oranının belirlenmesi vs. kararlarına] uymaktır. Bu, şu âyetten daha net anlaşılabilir:

Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana Allah'a hiç bir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, ma‘rûfta sana isyan etmemeleri üzerine biat ederek gelirlerse hemen onların biatlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir. (Mümtehine/12)

Bu âyette, mü’minlerin itaat edeceği “[B]emir sahipleri”, sizden kaydıyla kayıtlanmıştır. Yani, mü’minlerin, sadece kendilerinden olan emir sahiplerine itaat etmeleri istenmiş, kendilerinden olmayanlara itaat etmemeleri hükme bağlanmıştır. Daha evvel mü’minlere; müşrik, münâfık, Yahûdi, Hristiyan olanları, babaları ve kardeşleri bile olsa velî edinmemeleri, onlara velâyet [yönetim] yetkisi vermemeleri emredilmişti. Enfâl, Ahzâb ve Âl-i İmrân sûrelerinde işlenen velâyet konusu dikkate alındığında burada geçen “sizden olan emir sahibi” ifadesi daha net anlaşılır.

Âyette, Sonra eğer herhangi bir şeyde anlaşmazlığa düşerseniz; Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseler iseniz, onu Allah ve Elçi'ye havale edin buyurulmaktadır. Bu âyetin ilk muhatapları, Rasûlullah'ın hayatta olduğu ve Kur’ân'ın tamamlanmadığı bir dönemde yaşayan mü’minler idi. Onların, ihtilafa düştükleri bir meseleyi Allah'a havale etmeleri, “Allah'tan problemin çözümüne dair âyet beklemeleri”dir. Rasûlullah'a havale etmeleri ise, “Rasûlullah'tan, daha evvel inmiş âyetler çerçevesinde problemlerine bir çözüm üretmesini istemeleri”dir. Çünkü onlar Rasûlullah gibi hâmil-i Kur’ân, hâfız-ı Kur’ân değillerdi.

Bugün ise mü’min; her problemi, her anlaşmazlık ve uyuşmazlığı tamamlanmış olan Kur’ân'a havale etmek, problemi Kur’ân hükümleri ile çözmek durumundadır. Zira Allah bundan sonra yeni bir âyet indirmeyecek, başka bir Rasûl göndermeyecektir. Artık Allah, insanlığı Kur’ân ile başbaşa bırakmıştır.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.

HakkaniyeT
22. October 2010, 02:52 PM
Ulul emir benim . Aksini ispatlayabilirsen sen buyur ;).

İmamı Gazaliler ,İmamı serahsiler 100 binlerce hadis ezbere biliyordu hemde tam manasıyla ve bu zatlar bile içtihad yapmaya cesaret etmemişlerdir,mezhep kurmamışlardır..sen ''ben ulul emirim diyorsun''..:)

Şimdi söyle bakalım bana ey kendini allame-i cihan zanneden kişi,sen kaç tane hadis kitabı okudun??

belki onca şarkı ve roman biliyorsundur sözyle bakayım bana kuranın hepsini ezberledin mi?

peygamberler ve islam tarihini iyi biliyor musn??

bu sorulara muhtemelen hayır cevabını verceksin,,o halde sen neyine güvenipde ben ulul emirim diyorsun..kilon kaça senin?

HakkaniyeT
22. October 2010, 02:53 PM
Toslunba söylemeyi unuttum arapçada biliyormusun?:)

HakkaniyeT
22. October 2010, 02:55 PM
Biz o kadar yazı yazıyoruz,karşılığında mantıklı şeyler bekliyoruz adam bana ulul emir benim diyor,yani dinle(islamla)alay ediyor..

bilsemki niyetiniz sağlamdır derim cahilliklerinden böyleler o yüzden size yardım etmeye çalışırım(hidayet ALLAHTANDIR)...ama niyetinizin bozukluğu dışınıza yansımış,,,ak yüzün kara yüzün ortaya çıktığı günde anlicaksınız kimdir o ulul emr

HakkaniyeT
22. October 2010, 02:57 PM
Ya herro Ya merro,,görüşürüz sizinle,,hakkınızı kaybettiniz.salla

haydi biriniz banlasın beni,

Barış
22. October 2010, 03:29 PM
Selam Hakkaniyet,

Dost1 Kardeşimizin verdiği yanıtı sanıyorum okumadınız. Kuran çerçevesinde gerekli açıklamayı yapmış. Allah razı olsun.

ak yüzün kara yüzün ortaya çıktığı günde anlicaksınız kimdir o ulul emr


Zümer suresinden birkaç ayeti paylaşmak istiyorum ki hep beraber okuyup öğüt alanlardan olalım inşallah.


36 - Allah, kuluna kâfi değil midir? Onlar ise seni, O'nun astlarından kimseler ile korkutuyorlar. Ve Allah kimi şaşırtırsa, artık ona kılavuz olan biri yoktur.

37 - Kime de Allah kılavuz olursa artık onu da şaşırtan biri yoktur. Allah, Azîz [çok güçlü], İntikam Sahibi [suçluyu yakalayıp, cezalandırarak adalet sağlayan] değil midir?

38 – Ve sen gerçekten onlara: “O gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sormuş olsan kesinlikle “Allah!” diyeceklerdir. De ki: “Öyleyse gördünüz mü Allah’ın astlarından çağırdıklarınızı! Eğer Allah bana bir zarar vermek istediyse, onlar O’nun zararını giderebilenler midirler? Yahut bana bir rahmet dilediyse, onlar O’nun rahmetini tutanlar mıdırlar? De ki: “Allah, bana yeter. Tevekkül edenler, yalnızca O’na tevekkül ederler.”


Ulul emr- sizden olan yöneticiler demektir.Buna çok değişik anlamlar yüklenmiş olmalı ki, neticede büyük tepkiler veriliyor.


Selam ile.

Miralay
22. October 2010, 05:39 PM
Selam Hakkaniyet kardeşim

Öncelikle aramıza yeni katıldığınız için size hoşgeldin derim. (aslında chat bölümünde demiştim ama yazdıklarım kaybolup gitmiş)

Aramıza yeni katılmanız hasebiyle bizleri tanımamanız gayet doğaldır. Toslunba kardeşimiz gayet iyi niyetli canayakın bir müslüman kardeşimizdir. Söylemlerinde hiçbir zaman kötü niyet barınmaz. Sanıyorum o yazısında bir espri yapmıştır. Bunu kesinlikle dini alaya almak olarak lütfen nitelemeyiniz. Kaldı ki, bir devlet reisi, bir yere vali atarken atayacağı valisine ne kadar hadis bildiğini sormayabilir. Belki de liyakat olarak toplum bilimi,kamu yönetimi,vs. ilimleri ne kadar bilip bilmediğini ön plana çıkarabilir. Atanan vali de atandığı memlekette ululemirdir.

Bu arada Dost1 kardeşimizin ve Barış kardeşimizin sizin sorunuza ne kadar ciddiyetle makul ve mantıklı cevaplar verdiğini göz önüne alırsak ve onların size verdiği nazikane cevapları gözardı ettiğinizi varsayarsak, acaba sizde mi ard niyet var diye düşünülmesi olasıdır.

Ayrıca moderatör arkadaşlarımız, forum kurallarına ve iyi niyet kaidelerine muhalif olmadığınızdan sonra neden sizi banlasınlar ki saygıdeğer kardeşim?

Saygılarımla
Allah'a emanet olunuz

hiiic
22. October 2010, 06:50 PM
ak yüzün kara yüzün ortaya çıktığı günde anlicaksınız kimdir o ulul emr

Allah razı olsun, mahşer ayetlerini hatırlattın...
Evet gerçekten ben de merak ediyorum kimdir bu ulul emr dediğiniz kişi,..
Bir soru sormak istiyorum, acaba bu ulul emr, size mahşer gününde yardımcı mı olacak? size şefaat mi edecek? bu konuda bilgilendirirseniz çok sevinirim.

Ya herro Ya merro,,görüşürüz sizinle,,hakkınızı kaybettiniz.salla

haydi biriniz banlasın beni,

Bizim banlamamız hiç önemli değil, önemki olan ALlahın kalbiniz üzerine mühür vurmaması, eğer o mühürü yerseniz, kör, sağır ve dilsizlerden bir farkınız kalmaz, gerçekleri görmez ve delilleri işitmezsiniz. Size onlarca delil verilirde siz yine gerçekleri görmezsiniz,, üstelik kulakdan dolma bilgileriniz olduğu halde kendinizi çok şey biliyor sanır ama devamlı boş konuşursunuz,,, Allah korusun ne büyük bir kayıp...

Biz o kadar yazı yazıyoruz,karşılığında mantıklı şeyler bekliyoruz

derim cahilliklerinden böyleler o yüzden size yardım etmeye çalışırım

Allah razı olsun, doğru söylüyorsun, bu hanifler kesinlikle cahilliklerinden dolayı yapmıyorlar, bunlar gerçekten bile bile böyle olmuşlar, bir konuyu bildiklerinden, ilimde derinleştiklerinden yapıyorlar,, yani sizin yardımınıza (size göre yakışmıyor) bana göre ihtiyaçları yok. Zaten yardım metodunuzunda egonuzu kaşımaktan başka bir amacı olduğunu sanmıyorum.

Ama aramızdaki ortak sözü unutmayalım... Bunu iyi hatırla HakkaniyeT bunu iyi hatırla,,;

ak yüzün kara yüzün ortaya çıktığı günde anlicaksınız kimdir o ulul emr

o gün hep beraber anlıyacağız kimmi gerçek ulul emr... hep beraber...

Miralay
22. October 2010, 09:08 PM
selam hiiiç kardeşim
hayatımda hiç kimse hakkında sui zanda bulunmadım ama, senin yazdığın bu cevaptan sonra Hakkaniyet'in bozuk itikatlı, atalar dinine mensup bir truva atı olarak sitemize teşrif (!) buyurarak tüm yandaşlarının kinini sitemize kusmak amacıyla geldiği hissine kapıldım.

baksana kendisine nazikçe yaklaşarak,sorusuna ciddi anlamla ve ilimle cevap veren Dost1 ve Barış kardeşlerimize bile teşrif (!) buyurarak teşekkür etme nezaketinde bile bulunmamıştır.
Bununla da yetinmeyerek, onun gerçek maksadını anlayarak, kendisine onun gerçek niyetini gösterecek şekilde cevap veren sevgili Toslunba kardeşimizin; aslında Hakkaniyet'in aczini yüzüne vuran cevabına takılıp kalmış; o çok değerli ilmi ve ciddi cevapları bile görmezden gelmiştir.

Ayrıca "biz zavallı (!) haniflere" de "ya herro ya merro" naralarıyla, aklısıra bizi kendisinin yola getirebileceği imasında,iddiasında ve aymazlığında bulunmuştur.

Hakkaniyet kardeş!

bu kadar iddialıysan önce forumdaki konuları,tebyinleri okursun; "biz hanifler" hakkında bilgi sahibi olursun; işte o zaman "ak la karayı", "sap la samanı" karıştırmaksızın Allah'ın izniyle doğru yolu bulursun inşeAllahü teala.

Allah'tan sana hidayet ve akıl,fikir,vicdan,iz'an diliyorum.

İnşeAllah bizi öldürmeye gelirken biz de hayat bulursun.

saygılarımla

Toslunba
22. October 2010, 11:13 PM
Hakkaniyet ,söylediklerinin tamamı bende var. Ömrümü kitap okumakla geçirdim ,farzı misal arapçamda sular seller gibi. Şimdi ulul emir benim . Oldumu?

Toslunba
23. October 2010, 01:23 AM
Hakkaniyet kardeşim ,aslındaikimizde biliyoruzki ben ulul emir değilim. Anlatmak istediğim şey şu. Birisi çıkıp ben ulul emirim dedi ,bu hususta nasıl karar vereceğiz. Ulul emiri bizim tayin etmemiz için bizim ulul emirden daha büyük olmamız gerekki bu ulul emirdir yada değildir diyebilelim. Bir kişiye doçent ünvanını profösör verir. Hiçbir asistan doçent tayin edemez. Benim ulul emir olmadığımı ispatlamak için sorduğun sorular çok yetersiz sorular. Bir tıp profösörünün o makama gelmek için döktüğü alın terinin onda biri ile saydığın şartların tamamı kazanılır. Dön geri ilahiyat fakülteleri senin kriterlerine uygun yüzlerle dolu. Ama bilmem aralarında ulul emir varmı? Kaldıki ulul emir .... şartları karşılayandır derseniz o şartları sağlamak için alınteri döken ve muhtemelen şartları görünürde karşılayan riyakar yığınlar elde edersiniz. Ulul emir olduğu söylenen bir kişi için bir başkası ulul emir değildir derse elinizde sağlam bir deney raporu bulunmalıki tartışmalara hakikat kurban gitmesin. Oysa Allahla insan arasındakileri deneylemek ,gönüllerin gizlerini bilmek ve bunu belgelemek gibi bir imkanımız yok. Buradan benim anladığım ulul emirin Halktan çok enfüsle ilgili bir kavram olduğu.

Selametle kalın.