PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Vakit gazetesine gönderilen bir okur mektubu


dost1
12. August 2010, 03:56 AM
VAKİT GAZETESİNE GÖNDERİLEN BİR OKUR MEKTUBU



Vakit Gazetesi ve onun internet sitesi birkaç gündür TSK’de eğitimin nasıl olması gerektiğine dair görüşlerini kendi kamuoyu ile paylaşıyor. Konuyla ilgili yorumların tamamına yakınını kendi düşüncesini destekleyenler arasından seçen Vakit Gazetesi’nin internet sitesine görüşlerini gönderen Emekli Tuğgeneral Hikmet Yaşar’ın e-postası bekleneceği üzere dikkate alınmadı. Demokrası ve insan hakları aşığı (!) Vakit’in yayınlamadığı e-postanın ilk kısmı aşağıda bilgilerinize sunuyorum.

Sevgimle, ferruh

***

Sayın Haber Vaktim Editörü,

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Eğitim konulu yazı dizisine başlayacağınızı belirtiyor ve bazı açıklamalarda bulunuyorsunuz. Söz konusu açıklamalarınızda özetle:

“Subayların, bugünkü eğri yada doğru bu duruşlarının nedeninin, aldıkları ve alamadıkları eğitimin eseri olduğunu” söylüyorsunuz.

Toplumun önemli bir bölümünde; “Subaylarımız başörtüsüne karşı, Kur’an kurslarına karşı; muhafazakâr partilere, muhafazakâr Sivil Toplum Örgütleri’ne, gazete ve televizyon kanallarına mesafeli, muhafazakâr parti, STK ve medya organlarını takip eden halka da karşılar. Kısacası toplumun çok önemli bir bölümüne karşılar” kanısı hakim diyorsunuz.

Kendi kendinize bir dizi soru sorup cevabını da kendiniz vermek suretiyle; “Bu algılamanın toplumda durduk yerde oluşmadığı, Türk subaylarının DİNE VE SİYASETE ÇERÇEVE ÇİZME dürtüsüyle yetiştirildiği ve TSK’deki eğitim sisteminin temelinde bunun olduğu” sonucuna ulaşıyorsunuz.

“Yazı dizinizi okurken yer yer çok şaşıracağımızı, yer yer çok kızacağımızı ve “Peygamber Ocağı” olarak gördüğümüz, görmek istediğimiz TSK’mizin acı gerçekleri ile yüzleştiğimizde, yakıştıramayacağımızı ve üzüleceğimizi” vurguluyorsunuz.

“Uzman görüşlerine göre; ülkemizde ilköğretim ve liselerde okutulan zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi çocukların dini eğitimi konusunda yeterli olmuyor. Okullarda verilen eğitimin yetersizliğini gören aileler çocuklarına kendi gayretleri ile İslam’ı öğretmeye çalışıyor, özellikle Yaz aylarında Kur’an kursları dolup taşmakla birlikte, veliler özellikle Cuma namazlarına ellerinden tuttukları çocukları ile iştirak ediyorlar” diyorsunuz.

“PEKİ, YA SUBAY AİLELERİNDE DURUM NE?” sorusunu gündeme getiriyor ve yine cevabını kendiniz şöyle veriyorsunuz:

“Bu güne kadar “subayların, subay ailelerinin dini eğitimi” üzerine yapılmış herhangi bir araştırma, anket bulunmamaktadır. Bununla birlikte; halkın önemli bir bölümünde ailelerin kendi gayretiyle edindiği dini eğitim KONUSUNDA SUBAY AİLELERİNDE İSE AĞIRLIKLI OLARAK İLKÖĞRETİM VE LİSEDE ZORUNLU OLARAK OKUTULAN VE HAFTADA BİR İKİ SAATTEN İBARET OLAN DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ İLE YETİNİLDİĞİ görülüyor” sonucuna varıyorsunuz.

“Aileler, namaz kılmanın, dini eğitim almanın, dini sohbetlere katılmanın “İRTİCAİ FAALİYET” olarak görülebildiği TSK’nın liselerinde, harp okullarında okuyan çocuklarını bunun dışında bir eğitime, kursa yönlendiremiyor” diyorsunuz.

“BİR BABANIN ASKERİ LİSEDE OKUYAN OĞLUYLA CAMİYE GİTTİĞİ NEREDEYSE HİÇ GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAY” iddiasında bulunuyorsunuz.

“YİNE BİR AİLENİN ASKERİ LİSEDE OKUYAN OĞLUNU YAZ TATİLİNDE DİNİ EĞİTİM ALMASI İÇİN BİR KURSA GÖNDERMESİ NEREDEYSE İMKANSIZ” diyorsunuz.

Sayın Editör,

Yayınlayacağınız yazı dizisiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki eğitimi, tamamen dini açıdan irdeleyeceğiniz anlaşılıyor.

Öyleyse gelin okuyucularınıza, güzeller güzeli ve en mükemmel İslam dinimizin bazı temel kurallarını hatırlatalım. Böylece okuyucularınıza, yayınlayacağınız yazı dizisini İslami açıdan değerlendirme fırsatını da sunalım:

ALAK SURESİ 1nci, MÜZZEMMİL SURESİ 4ncü ve MUHAMMED SURESİ 24ncü ayetler, özetle; “…KURAN’I AĞIR AĞIR VE ANLAMINI İNCEDEN İNCEYE DÜŞÜNEREK OKUMAMIZI” emreder.

ENFÂL SURESİ 22nci, MÜMİNÛN SURESİ 80nci, EN’AM SURESİ 32nci, YÛNUS SURESİ 100ncü ayetler ve daha pek çok ayet ise; “…AKLIMIZI KULLANMAMIZI” şart koşar.

Yazı dizinizin başlangıcında yaptığınız tanıtıcı açıklamanızı, eğer Kuran’da yazılı yukarıdaki emirlere uygun olarak inceden inceye düşünerek ve aklımızı kullanarak okursak; din üzerinden siyaset yaptığınız ve dini istismar ettiğiniz sonucuna varırız. Örneğin:

1. ŞİRKE GİRİYORSUNUZ VE OKURLARINIZI DA ŞİRKE BULAŞTIRIYORSUNUZ:

NİSA SURESİ 116ncı, NİSA SURESİ 48nci, KEHF SURESİ 26ncı, ŞÛRA SURESİ 21nci, ZÜMER SURESİ 65nci, EN’AM SURESİ 117nci ve TÎN SURESİ 8nci ayetlere göre; “…ALLAH KENDİSİNE ORTAK (ŞİRK) KOŞULMASINI ASLA AFFETMEZ VE O HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ”

MÂİDE SURESİ 99ncu, RA’D SURESİ 40ncı, ANKEBÛT SURESİ 18nci, NAHL SURESİ 35nci, ŞÛRA SURESİ 48nci, EN’AN SURESİ 107nci, YÛNUS SURESİ 49ncu, A’RAF SURESİ 6ncı ve SÂD SURESİ 86ncı ayetlere göre ise;

“…

RESULE DÜŞEN, AÇIK BİR TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.” ve Yüce Allah Peygamberimize “…O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER.” Demek suretiyle ;” KULLARININ İMANINI YARGILAMA HAKKINI SEVGİLİ PEYGAMBERİNE BİLE VERMEMİŞTİR.”

Kuran’ın bu açık emirlerine rağmen;

Bu milleti İNANANLAR ve İNANMAYANLAR olarak kategorize ediyorsunuz. Subayları, subay ailelerini ve çocuklarını İNANMAYANLAR veya en hafif deyimiyle DAHA AZ DİNDARLAR sınıfına koyuyorsunuz. Diğer bir deyimle; YÜCE RABBİMİZİN sevgili PEYGAMBERİMİZE bile vermediği bir yetkiyi kullanarak SUBAYLARIN, AİLELERİNİN VE ÇOCUKLARININ İMANINI YARGILAMAYA YELTENİYORSUNUZ.

Toplumun önemli bir bölümünde; “Subaylarımız başörtüsüne karşı, Kur’an kurslarına karşı, muhafazakâr partilere, televizyon kanallarına ve halkımıza karşı olduğu kanısının hâkim olduğunu” iddia ediyorsunuz:

Öncelikle, subayların Kuran’a ve Kuran kurslarına karşı olduğu tamamen yalan ve iftira olup, dinimize göre de günahtır. Bütün subayları kapsayan bilimsel bir anket mi yaptınız da bu sonuca ulaştınız. Subayların karşı olduğu şey; kaçak Kuran kurslarında, yetkisiz ve bilgisiz kimseler tarafından, Kuran’da olmayan yalan yanlış hurafelerle çocuklarımızın beyinlerinin yıkanmasıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz de;

ÂLİ İMRAN SURESİ 78nci ayette : “ ONLARDAN BİR ZÜMRE VARDIR, ASLINDA KİTAP’TAN OLMAYAN BİR ŞEYİ SİZ KİTAP’TAN SANASINIZ DİYE, DİLLERİNİ KİTAP’LA EĞİP BÜKERLER. O, ALLAH KATINDAN OLMADIĞI HALDE, BU ALLAH KATINDANDIR, DERLER. BİLİP DURDUKLARI HALDE, ALLAH HAKKINDA YALAN SÖYLERLER.” ve FUSSILET SURESİ 40ıncı ayette de : “ AYETLERİMİZ HAKKINDA EĞRİ İLE DOĞRUYU BİRBİRİNE KATANLAR, BİZE GİZLİ KALMAZLAR” demek suretiyle, dinimize hurafe karıştıran eğitimi yasaklamıştır.

Yüce Allah’ımızın karşı çıktığı bir şeye, askerlerin de karşı çıkması sizi neden rahatsız ediyor?

Yasal Kuran kurslarını neden teşvik etmiyorsunuz?

Dini eğitim konusunda” SUBAY AİLELERİNDE İSE AĞIRLIKLI OLARAK İLKÖĞRETİM VE LİSEDE ZORUNLU OLARAK OKUTULAN VE HAFTADA BİR İKİ SAATTEN İBARET OLAN DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ İLE YETİNİLDİĞİ görülüyor” iddianıza gelince:

“…RESULE DÜŞEN, AÇIK BİR TEBLİĞDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR… O HALDE TEBLİĞ ETMEK SANA, HESAP SORMAK BİZE DÜŞER… O, HÜKMÜNE HİÇ KİMSEYİ ORTAK ETMEZ… ALLAH, YARGIÇLARIN EN GÜZEL HÜKÜM VERENİ DEĞİL Mİ?” diyen YÜCE RABBİMİN hakkınızda gerekli hükmü vereceğine, mütedeyyin bir Müslüman olarak inanıyorum.

Sizler, Tüm subay ailelerini ve çocuklarını dini eğitim bakımından yetersiz olmakla nasıl itham edersiniz? Sizler, güya dini eğitimi yüksek ve Müslümanlığı hiç kimseye bırakmayan bilge kişilersiniz. Allah aşkına, Subaylarla beraber ailelerinin ve çocuklarının dini eğitimlerini ve imanlarını yargılamaya kalkmanın ne demek olduğunu hiç bilmiyor musunuz?

“Aileler, namaz kılmanın, dini eğitim almanın, dini sohbetlere katılmanın “İRTİCAİ FAALİYET” olarak görülebildiği TSK’nin liselerinde, harp okullarında okuyan çocuklarını bunun dışında bir eğitime, kursa yönlendiremiyor” söyleminiz,

“BİR BABANIN ASKERİ LİSEDE OKUYAN OĞLUYLA CAMİYE GİTTİĞİ NEREDEYSE HİÇ GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAY” savınız,

“YİNE BİR AİLENİN ASKERİ LİSEDE OKUYAN OĞLUNU YAZ TATİLİNDE DİNİ EĞİTİM ALMASI İÇİN BİR KURSA GÖNDERMESİ NEREDEYSE İMKÂNSIZ” gibi iddialarınız da külliyen yalan ve iftiradır.

Bir babanın askeri lisede okuyan oğluyla camiye gidip gidemediğini nereden biliyorsunuz? Bilimsel kanıtlarınız var mı? Hem, bunu sorgulama hakkını nereden alıyorsunuz? Siz din polisi misiniz?

Türk Silahlı Kuvvetlerinde; namaz kılmak ve mütedeyyin dindar olmak hiçbir zaman “İRTİCAİ FAALİYET” olarak görülmemiştir. Ancak,
Din kisvesi altında TARİKATLARA MÜRİT kazandırmaya çalışmak,

Radikal örgütlere MİLİTAN DEVŞİRME gayretine girmek,

DİNİ SİYASETE ALET ederek, orduyu siyasal İslam’ın arka bahçesi haline getirmeye uğraşmak,

Din üzerenden SİYASAL VE MADDİ ÇIKAR sağlamak,

Halkımızı İNANANLAR ve İNANMAYANLAR olarak bölmek ise, hem İSLAM DİNİNE AYKIRI, hem ŞİRK ve hem de İRTİCANIN TA KENDİSİDİR.

Sonuç olarak; eminim ki “Kuranı inceden inceye düşünerek okuyan ve aklını kullanan” mütedeyyin Müslümanlar, size ve sizin gibilere; “durun bakalım, siz Allah mısınız veya Allah ile ortak mısın ki, insanların imanını yargılama hakkını kendinizde buluyorsunuz. Yüce Allahın sevgili peygamberine bile tanımadığı bir yetkiyi, utanmadan ve hangi cesaretle kullanmaya yelteniyorsunuz. Siz gırtlağınıza kadar şirke batmışsınız. Bizi de günahınıza ortak etmeyin. ” diyeceklerdir.

2. DİN TÜCCARLARINI KORUYORSUNUZ VE AYNI SAFTA BULUŞUYORSUNUZ:

Askerlerin; “muhafazakâr siyasi partilere, muhafazakâr televizyon kanallarına ve sivil toplum kuruluşlarına ve halka karşı olduğu” iddiaları da yalan ve iftiradır. Çünkü:

ÂLİ İMRAN SURESİ 161nci ve 187nci, BAKARA SURESİ 75nci, 79ncu 174ncü ve NAHL SURESİ 95nci ayetler; “

DİNİ DEĞERLERİ BASİT BİR ÜCRET KARŞILIĞI SATMAYI, KAMU MALINDAN AŞIRMAYI VE SONUÇ OLARAK DİN ÜZERİNDEN MADDİ MENFAAT SAĞLAMAYI YASAKLAMIŞTIR”

SÂD SURESİ 86ncı ayette de; peygamberimizin bile “ TEBLİĞİNE KARŞILIK HERHANGİ BİR ÜCRET İSTEMEDİĞİNİ…” belirtmiştir.
HADİD SURESİ 14ncü, ÂLİ İMRAN SURESİ 78nci, FUSSILET SURESİ 40ıncı, LUKMAN SURESİ 33ncü ve FÂTIR SURESİ 5nci ayetler ise; “ ALLAH ADIYLA İNSANLARI ALDATMAYI YASAKLAMIŞ VE BUNLARA KARŞI DİKKATLİ OLMAMIZ İÇİN BİZLERİ UYARMIŞTIR”

İşte, askerlerin karşı çıktığı şey; din, iman, Kuran, Peygamber ve Allah adı kullanılarak halkın aldatılması ve siyasi menfaat temin edilmesidir.

İşte askerler, benin güzel İslam Dinimin siyasete alet edilerek maddi çıkarlar sağlanmasına karşıdır.

İşte askerler, holdingler kurup helal kar payı vereceğiz deyip, ağızlarını Allah adıyla eğip bükerek halkın dişiyle tırnağıyla biriktirdikleri paraları toplayıp cebe atanlara karşıdır.

İşte askerler, fakire fukaraya Allah rızası için yardım edeceğiz diyerek, toplanan paraları yok edenlere karşıdır.

İşte askerler, halkın vergilerinden oluşan hazineden, devlet yardımı alıp zimmetine geçirenlerin Müslümanlığa gelince en önde koşmalarına ve dinimizi istismar etmelerine karşıdır.

Yüce rabbimizin de karşı çıktığı şeylere, subayların da karşı çıkması sizi neden rahatsız ediyor?

“Subayların, başörtüsüne karşı oldukları da” bir iftiradır. Çoğumuzun nineleri ve anaları başörtülüdür:

Askerler, ninelerimizin ve analarımızın taktıkları başörtüsüne değil, türban adı altında siyasileştirilmiş bir örtünme şeklinin ALLAH ADI KULLANILARAK kadınlarımıza dayatılmasına karşıdır.

Türban takanların İNANANLAR, takmayanların ise İNANMAYANLAR sınıfına sokulmasına karşıdır.

DİN TÜCCARLIĞI YAPARAK, haram yoldan zenginleşmiş olanların, 4 çeker ciplere binerek durakta bekleyen başörtülülere çamur sıçratmasına karşıdır.

“Türk subaylarının DİNE VE SİYASETE ÇERÇEVE ÇİZME dürtüsüyle yetiştirildiği ve TSK’deki eğitim sisteminin temelinde bunun olduğu” iddianıza gelince:

Peşinen, bir yanlışınızı veya bilerek yaptığınız bir mantık hilesini düzeltmek isterim; Türk Silahlı Kuvvetleri, bir imam hatip okulu veya ilahiyat fakültesi değildir. Bu nedenle dini eğitim vermez.

Bununla beraber, Türk Silahlı Kuvvetleri ve subayı dine en saygılı kurumlardan bir tanesidir. Örneğin:
Günde üç öğün yemeğe, Allah adıyla dua edilmeden başlanmaz.

Ramazanda, oruç tutmak isteyen tüm personele iftar ve sahur yemekleri çıkarılır.

Kışlaların çoğunda cami vardır ve mesai dışında ibadetini yapmak isteyenler serbestçe ibadetini yapmaktadır.

Generallerin, subay ve astsubayların tamamına yakını, gösteriş yapmadan oruçlarını tutmakta ve ibadetlerini yapmaktadırlar.

Din üzerinden maddi ve manevi menfaat sağlamayı, askerler günah sayarlar.

Bütün bunları yok sayıp, askerlerin imanını yargılamaya kalkmak şirke bulaşmaktır.

3. MÜSLÜMANLARI FIRKALARA ( HİZİPLERE) BÖLÜYOSUNUZ:

RÛM SURESİ 32nci, ŞÛRA SURESİ 13ncü ve EN’AM SURESİ 159ncu ayetler; “…DİNİ YALNIZ ALLAHA ÖZGÜLEYEREK DOSDOĞRU TUTMAYI VE ONDA BÖLÜNÜP FIRKALARA AYRILMAMAYI…” emrediyor.
KEHF SURESİ 102nci, MÜMİN SURESİ 14ncü, ZÜMER SURESİ 3ncü, 11nci ve 66ncı ayetler ile SEBE SURESİ 40ncı ve FÂTİHA SURESİ 5nci ayetler ise; “ İNSANLARDAN VELİ EDİNMEMELERİNİ, YALNIZ ALLAHA İBADET VE KULLUK ETMELERİNİ VE YALNIZ ALLAHTAN YARDIM DİLEMELERİNİ” emrediyor. Siz ise Yüce Rabbimin emirlerine karşı gelerek: İnsanları İNANANLAR ve İNANMAYANLAR olarak kategorize edip FIRKALARA BÖLÜYORSUNUZ.

Yüce Rabbimizin hiç kimseye vermediği yetkiyi, SANKİ ALLAHMIŞSINIZ gibi kullanarak, İNSANLARIN İMANINI YARGILIYORSUNUZ. Gırtlağınıza kadar ŞİRKE BATIYORSUNUZ ve okurlarınızı da ŞİRKE BULAŞTIRIYORSUNUZ.

Allahtan korkmadan ve kuldan utanmadan Silahlı Kuvvetlerimize, subaylarımıza, ailelerine ve çocuklarına İFTİRA ATIYORSUNUZ.

Ordu ile millet arasına ve Silahlı Kuvvetlerimizin içine NİFAK SOKMAYA çalışıyorsunuz.

Bunların hepsi dinimize göre günahtır. Soruyorum:

SİZ ALLAH MISINIZ?

ALLAH İLE ORTAK MISINIZ?

ALLAHTAN KORKMUYOR VE PEYGAMBERDEN UTANMIYOR MUSUNUZ?

MÜSLÜMANLIK SİZİN TEKELİNİZDE Mİ?

Sayın Editör,

Okuyucularınıza bir çağrıda bulunuyor ve bu konuyla ilgili düşüncelerinizi gönderin yayınlayalım diyorsunuz. Alın size bir okuyucu düşüncesi. Hazırladığınız yazı dizinizin yanına bunu da koyup yayınlayabilecek misiniz? Bu yazının ekinde, daha geniş çaplı bir yorum daha gönderiyorum isterseniz onu da yayınlayabilirsiniz. (daha sonra sizlerle paylaşacağım D.Uyar) Eğer inançlarınızda samimi iseniz, buyurun yayınlayın. Böylece, din kardeşlerimize yayınlayacağınız yazıları, dini açıdan değerlendirme fırsatı da sunmuş olursunuz. Bunu yapabileceğinizi hiç zannetmiyorum.

Öyleyse Yüce Rabbim sizleri ıslah eylesin.

İZMİR – Emekli Tuggeneral Hikmet YAVAŞ
__________________
Halil Ay