PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Muhammed as.a verilen ayet


kamer
1. August 2010, 11:47 AM
Muhammed as.a verilen ayet (alamet/ gösterge)

İslam öncesi toplumlarda mitolojik olayların nakli yaygındı. Mitolojide yarı tanrı birçok insan konu edilir. Rasülüllah geldiği zamanda da toplum ondan mitolojideki gibi, altından evinin olması, göğe çıkması, gökten bütünce bir kitap alıp gelmesi, beraberinde kendi inançlarındaki gibi bir melek olması, yememesi- içmemesi, altından ırmaklar fışkıran bağlarının- bahçelerinin olması, göğü tepelerine düşürmesi vs. gibi hünerler göstermesini beklediler ve istediler. Fakat bunlara Allah tarafından, Muhammed’in elçiliğine kanıt olarak sadece vahyin; Kur’an’ın yeteceği bildirildi. Ve her zaman Rasülüllah’ın elçiliğine kanıt olarak, sadece vahiy; Kur’an gösterildi.

Necm; 1-4: Par ça parça inmiş ayetlerin her bir inişini kanıt gösteririm ki, arkadaşınız sapmamıştır, azmamıştır. O, hevasından da konuşmuyor. O, kendisine vahyedilen vahiyden başka bir şey değildir.

Ya Sin; 1-6: Ya (10), Sin (60)- Babaları uyarılmamış bu yüzden de kendileri duyarsız bir kavmi kendisiyle uyarasın diye Aziz [çok güçlü], Rahîm’in [çok merhametlinin] indirdiği çok hikmetli Kur’an’a ant olsun ki sen, o elçilerdensin, hiç şüphesiz sen dosdoğru bir yol üzerinesin.

Ankebut; 50, 51: 50- Ve onlar, “Ona Rabbinden alametler; göstergeler indirilmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Alametler; göstergeler ancak Allah’ın katındadır. Ben ise ancak apaçık bir uyarıcıyım.” 51- Kendilerine okunan Kitap’ı şüphesiz Bizim sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.’

Rabbimiz “İndirilen yetmedi mi” buyrulurken, Allah’ın peygamberlere vahiy dışında bir gösterge vermediği yaratmadığı gerçeği de açıklanmaktadır.

Aslında Musa Firavunun karşısına çıktığında da Firavun Musa’da kanıt istemiş, Allah’ da Musa’ya kanıt olarak birikimini ortaya koydurmuştur:

A’raf; 103-108:

103. Sonra onların [o elçilerin/o toplumların] arkasından Mûsâ'yı alametlerimizle; göstergelerimizle Firavun'a ve ileri gelenlerine gönderdik de onlar, onlara (alametlere; göstergelere) zâlimlik ettiler. Hele bir bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu!

104, 105. Ve Mûsâ, “Ey Firavun! Ben kesinlikle âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Allah hakkında hakta n başkasını söylememek bana bir yükümlülüktür. Gerçekten ben size Rabbinizden apaçık bir delil ile geldim. Bu nedenle İsrâil oğullarını gönder benimle” dedi.

106. O (Firavun,) “Eğer bir alamet; gösterge ile geldiysen, getir hemen onu, tabii eğer doğrulardan isen” dedi.

107-108. Bunun üzerine o (Mûsâ), birikimini ortaya attı, o da birdenbire apaçık bir “SİLİP SÜPÜREN” kesiliverdi. Gücünü de sıyırıp açığa koydu; artık gücü, izleyenler için mükemmel, tam kusursuzca idi.

Şuara; 31- 33:

30- O [Musa]: “Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı?” dedi.

31- O [Firavun]: “Haydi hemen getir onu, eğer doğrulardan isen” dedi.

32- Bunun üzerine o [Musa], birikimini ortaya koyuverdi; bir de bakmışsın ki o [Musa’nın birikimi], apaçık bir silip süpürendir.

33- Gücünü de çekti çıkardı; bir de bakmışsın ki o [güç], izleyenlere çok mükemmel, hiç kusursuzdur.

Kur’an’ın birçok ayetinde vahyin “kendisine özgü” olduğu, vahyi kendisinden başka kimsenin yapamadığı- yapamayacağı gerçeğini ifade ediyor.

Allah elçi seçer

Hacc; 75, 76:

75, 76- Allah meleklerden, elçiler seçer, insanlardan da.. Şüphesiz Allah en iyi işiten, en iyi görendir, ellerinin arasında olanı ve arkalarında olanı bilir. Ve işler yalnızca Allah’a döndürülür.

Ruh ilkası (vahyetmek), Allah’a özgü bir iştir ve Allah ruhu dilediği kuluna ilka eder.

Mü’min; 15:

15- O, dereceleri yükseltendir, Arş’ın sahibidir: O, buluşma günü hakkında uyarmak için kendi emrinden/ kendi işinden olan ruhu [vahyi] kullarından dilediğine ilka eder [bırakır].

İsra; 85:

85 - Ve sana ruhtan soruyorlar. De ki: “Ruh Rabbimin emrindendir/ işindendir. Size ise az bilgiden başka, bir şey verilmemiştir.”

Şura; 52, 53:

52, 53- İşte böylece Biz sana da kendi emrimizden/ kendi işimizden olan ruhu vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat Biz onu, kullarımızdan dilediğimizi kendisiyle kılavuzladığımız bir nur/ışık yaptık. Hiç kuşkusuz sen de dosdoğru bir yola, göklerde ve yerde bulunanlar kendisi için olan O Allah’ın yoluna kılavuzluk etmektesin. Gözünüzü açın bütün işler yalnız Allah'a döner.

Duhan; 2- 7:

2- 7- Apaçık/açıklayan Kitap’a yemin olsun ki, şüphesiz Biz, Kendi katımızdan bir iş olarak, onu, hikmetle dolu/sağlam her işin/oluşun kendisinde ayırt edildiği, mübarek [bolluklu] bir gecede indirdik. Şüphesiz Biz uyarıcılarız. Şüphesiz Biz, Rabbinden; göklerin, yeryüzünün ve ikisi arasındakilerin Rabbinden -eğer kesin inanan kimseler iseniz- bir rahmet olarak elçi gönderenleriz. Şüphesiz O, en iyi duyanın, en iyi görenin ta kendisidir.

Bu ayetlere göre vahiy de ilk yaratma gibi Allah’a özgü bir hadisedir. Vahyin en büyük alamet; gösterge oluşu işte buradan gelir. Vahyin alametliğinin; göstergeliğinin nasıllığını, evrendeki kuramlarla anlamaya çalışmak havanda su dövmekten başka bir şey değildir. Allah’ın “bana özgü bir iştir” demediği her olayı ise bilimsel ilkelerle değerlendirmek gerekmektedir.

İşte bu noktada durup düşünülmesi gerekiyor.

Durum böyle olmasına rağmen, geçmiş ilahi kitapların tahrif edilmesi, Kur’an’ın yanlış anlaşılması sonucu, insanlar peygamberlere birçok olağanüstü nitelikleri izafe etmişlerdir. Öyle ki diğer peygamberlere izafe edilen mucizeler(!) bine katlanarak son nebi Muhammed as.a adapte edilmiştir. Böylece son nebi ilahlar ilahı haline getirilmiştir. Bunları ibret-i alem için takdim ediyoruz:

MUHAMMED As’a izafe edilen sözde MUCİZELER (!) (http://www.hanifler.com/showthread.php?p=6047#post6047)

Kaynak: İşte Kur'an (http://www.tebyinulkuran.com/index.php?page=mucize-mucizeler#PeygambereVerilenAyet) (Hakkı YILMAZ)

hiiic
1. August 2010, 03:18 PM
Yani yılanın diğer sihirbazların attıklarını yutması, musanın onlara gösterdiklerinin daha güçlü olup diğerlerinin gösterisini yok etmesi anlamındadır öyle mi?
Musanın elinin beyaz çıkması da bu işi yaparken herhangi bir hile yapmadığını göstermek için elini kolunu açması ve bakın buralarda sakladığım biley yok demesi sanırım?
Yanlış anladıysam lütfen düzeltir misiniz?

Pekala Allahın ateş şeklinde tecelli etmesi? israiloğullarının üzerine dağın yükseltilmesi? Allahı görmek isteyem musanın dağın parçalandığını görünce düşüp bayılması?