hiiic
16. June 2010, 10:43 AM
Evladınız vardır, zamanı gelir size asi gelebilir, duruma göre kızarsınız ama genelde bağışlarsınız...
Şimdi soruyorum, mutfağınızdaki son model mutfak robotu mu, son model buz dolabı mı, diğer elektikli ev aletmeriniz mi yoksa bilgisayarınız mı size daha yakın ve candan geliyor yoksa evladınız mı?
Üstelik eşyaları alırken bir sürü para harcadınız emek sarfettiniz ama evladınız bedavadan geldi (eforları zahmetten saymıyoruz).
Acaba Neden?
Bir sürü kaynak harcamanıza rağmen sözünüzü hep sinleyen ve komutlarınızdan dışarı çıkmayan uzun ömürlü beyaz eşyalarınız hiç bir zaman size aklına estikçe afra tafra yapacak ve kızdımı isyan edecek evladınızdan daha sevimli gelemez.
Allah evlatlar için kendimizden bir sevgi verdik diyor. Yani evladımıza duyduğumuz sevgide aslında Allahın bizim evladımıza yada ana babalarımızın evlatlarına duyduğu sevgiden daha yüksek değil. Üstelik arada bir isyan etmemize rağmen.
Çünkü diğer eşyalar ne kadar lüks ve pahalı olursa olsunlar sadece denileni yapan ve komutun dışına asla çıkmayan şeyler.
Melekler ne yapar diye konu başlığı açılmış. melekler ne yapar ki hiç birşey, sadece denileni. denlenin dışına asla çıkmazlar. asla asi gelmezler ve isyan etmezler asla günah işlemezler... Allah katında mutfak robotundan farksızdırlar.
İşte bizim varoluş sebebimizde burda yatıyor. Yaratıcı sevmek diledi, kendi kararını kendisi veren, iradesi olan ve onu dilediği gibi kullanabilen bir yaratığın kendisine kendi iradesiyle gelmesini diledi. Ey adem meleklerin hoş sesleri hoşuna gitmediyse in oraya da günahkarların yakarışlarını dinle, o yakarışlar bana bütün meleklerin şarkılarından daha tatlı gelir. Eğer günah işlemeseydik (daha doğrusu önemli olan günah değil irademiz olmasaydı, irade olan yerde günah mecburi olmak zorunda) tevbe etmeseydik Allah bizim yerimize başkalarını yaratırdı.
Meleklerden daha zeki olduğumu söyleyemem ama Allah katında profosyonel kariyer yapmış meleklerin "sen orda kan dökecek ve fitne çıkarak yaratıklar mı yaratacaksın" sözünü kısa zamandır bende sordum, kısa zaman diyorum çünkü anlamam fazla uzun sürmedi. Elbette Allah bilir biz bilmeyiz. Allah karşısında irade istedi, mutfak robotu değil.
Hemde en güzel şekilde yaratılmış irade. ama içimzdekini yani fıtratımızı bozdukça dinden daha da uzaklaşıyoruz. opsiyonel silahlarımız olan vicdan ve aklı daha az kullandığımız için (en azından pek azımız hariç hepimiz) Allah vahye ihtiyacımız olduğunu bildide bize doğruyu gösterdi.
Melekler ne yapar mış... yiyip içip yan gelip yatıp sonrada başı sıkışınca isyan etmediklerinden eminim.
Allah'ın sevgisi üzerinizden hiç eksik olmasın. dünyaya gelmeden önce nasıl şımartıldık bilmiyorum ama kaldığımzı yerden ağız tadıyla devam etmek için şu dandik hayatta biraz daha temkinli adımlar atalım... sonra pişman olup gözlerimizin ucuyla mutlak sevgiye bakarken keşke dememek gerekir.
ne kadar yaramazlık yapsada evlat işte, o atsan atamadığın satsan satamadığın ve hiç değişemediğin sevgi, Allahtan bir parça sevgiden başka birşey değil. Size kendimizden bir parça sevgi verdik, bu Allahın delillerindendir. Hemde sapa sağlam delili, taştan topraktan cansız varlıktan hadi protein olsun, bişe demedik. hadi deki olsun. ama mantığını terk edip, elinin altındaki son model arabayı, tohumuna para vermediği oğluna değişen mantıksız sevgiyi hangi taş toprak üretecek.
Allahım açılı bakıştan sana sığınırım. ne kadar farklı açılardan olursa olsun bizi bakanlardan değil, görenlerden eyle, mutlak görüş nasip et.
Şimdi soruyorum, mutfağınızdaki son model mutfak robotu mu, son model buz dolabı mı, diğer elektikli ev aletmeriniz mi yoksa bilgisayarınız mı size daha yakın ve candan geliyor yoksa evladınız mı?
Üstelik eşyaları alırken bir sürü para harcadınız emek sarfettiniz ama evladınız bedavadan geldi (eforları zahmetten saymıyoruz).
Acaba Neden?
Bir sürü kaynak harcamanıza rağmen sözünüzü hep sinleyen ve komutlarınızdan dışarı çıkmayan uzun ömürlü beyaz eşyalarınız hiç bir zaman size aklına estikçe afra tafra yapacak ve kızdımı isyan edecek evladınızdan daha sevimli gelemez.
Allah evlatlar için kendimizden bir sevgi verdik diyor. Yani evladımıza duyduğumuz sevgide aslında Allahın bizim evladımıza yada ana babalarımızın evlatlarına duyduğu sevgiden daha yüksek değil. Üstelik arada bir isyan etmemize rağmen.
Çünkü diğer eşyalar ne kadar lüks ve pahalı olursa olsunlar sadece denileni yapan ve komutun dışına asla çıkmayan şeyler.
Melekler ne yapar diye konu başlığı açılmış. melekler ne yapar ki hiç birşey, sadece denileni. denlenin dışına asla çıkmazlar. asla asi gelmezler ve isyan etmezler asla günah işlemezler... Allah katında mutfak robotundan farksızdırlar.
İşte bizim varoluş sebebimizde burda yatıyor. Yaratıcı sevmek diledi, kendi kararını kendisi veren, iradesi olan ve onu dilediği gibi kullanabilen bir yaratığın kendisine kendi iradesiyle gelmesini diledi. Ey adem meleklerin hoş sesleri hoşuna gitmediyse in oraya da günahkarların yakarışlarını dinle, o yakarışlar bana bütün meleklerin şarkılarından daha tatlı gelir. Eğer günah işlemeseydik (daha doğrusu önemli olan günah değil irademiz olmasaydı, irade olan yerde günah mecburi olmak zorunda) tevbe etmeseydik Allah bizim yerimize başkalarını yaratırdı.
Meleklerden daha zeki olduğumu söyleyemem ama Allah katında profosyonel kariyer yapmış meleklerin "sen orda kan dökecek ve fitne çıkarak yaratıklar mı yaratacaksın" sözünü kısa zamandır bende sordum, kısa zaman diyorum çünkü anlamam fazla uzun sürmedi. Elbette Allah bilir biz bilmeyiz. Allah karşısında irade istedi, mutfak robotu değil.
Hemde en güzel şekilde yaratılmış irade. ama içimzdekini yani fıtratımızı bozdukça dinden daha da uzaklaşıyoruz. opsiyonel silahlarımız olan vicdan ve aklı daha az kullandığımız için (en azından pek azımız hariç hepimiz) Allah vahye ihtiyacımız olduğunu bildide bize doğruyu gösterdi.
Melekler ne yapar mış... yiyip içip yan gelip yatıp sonrada başı sıkışınca isyan etmediklerinden eminim.
Allah'ın sevgisi üzerinizden hiç eksik olmasın. dünyaya gelmeden önce nasıl şımartıldık bilmiyorum ama kaldığımzı yerden ağız tadıyla devam etmek için şu dandik hayatta biraz daha temkinli adımlar atalım... sonra pişman olup gözlerimizin ucuyla mutlak sevgiye bakarken keşke dememek gerekir.
ne kadar yaramazlık yapsada evlat işte, o atsan atamadığın satsan satamadığın ve hiç değişemediğin sevgi, Allahtan bir parça sevgiden başka birşey değil. Size kendimizden bir parça sevgi verdik, bu Allahın delillerindendir. Hemde sapa sağlam delili, taştan topraktan cansız varlıktan hadi protein olsun, bişe demedik. hadi deki olsun. ama mantığını terk edip, elinin altındaki son model arabayı, tohumuna para vermediği oğluna değişen mantıksız sevgiyi hangi taş toprak üretecek.
Allahım açılı bakıştan sana sığınırım. ne kadar farklı açılardan olursa olsun bizi bakanlardan değil, görenlerden eyle, mutlak görüş nasip et.