PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Neden acaba ?


aşık74
14. April 2010, 10:45 AM
Arkadaşlar selamlar ;

Benim kafama takılan bir soru var,bunun cevabını bulamadım !

Sizlere danışmak sormak istedim.

Kuran'da insanlığa ibret olarak verilmiş, sodom,gommore ,ad kavmi, hud kavmi ,
lut kavmi gibi oldukça küçük beldelerden bahsetmiş rabbimiz.

Ayrıca bu belde ler tevrat da da geçen beldeler.

Oysa; orta asyada büyük bir imparatorluk olan hun imp.luğu , 3 kıtada nam salmış büyük iskender , M.Ö 500 yıllarında kurulmuş roma imp. luğu ,eti ler , sümer ler ve çin li lerden kuran da hiç geçmiyor.
Bu medeniyet ler kuran inmeden çok önceleri kurulmuş medeniyet lerdir.

Acaba bunun kur'ani ve mantıklı açıklaması ne olabilir ?

selamlar ...

hiiic
14. April 2010, 02:28 PM
Bu kavimler peygamberleri yalanlayan ve onlara karşı zulüm gösteren kavimler.
Kendilerine gelen uyarıları dikkate almayan örnek kavimler ve akibetlerini anlatıyor kitap.
Paygamberleri yalanlayanların sonu nasılmış gördüler, kendilerine gelen vahyi tanımayıp içinde bulundukları sapıklıklarından dolayı, bir daha doğru yolu bulamayacak olduklarından dolayı ve fitneye devam etmemeleri için yeryüzünden silinmiş kavimler.
Allah sözü en kısa en anlaşılır ve en yeterli şekilde anlatıyor ve şunu söylüyor; içinde bulunduğunuz hal ve yaşam şekliniz vahye uymuyorsa, kendinize gelin yoksa sadece bir ses bile sizi ortadan kaldırmaya yeter.

Kısaca; yüksek binaları örnek vermek istesek, İstanbuldaki İş kuleleri mi daha uygundur yoksa Tayvandaki Taipei kulesi mi? Halbuki iş kuleleri de gayet yüksek.

Günümüzde bile çoğu doğal afetlerle hatta daha da kötüsü toprak altında kalan köyler var, bunlarda günümüze birer örnektir. Depremde sonrada insanlar derler ki; bu zaten ola gelen normal birşeydi, atalarımızın da başlarına gelirdi, fay hattı yüzünden böyle oldu, sıkıntı bizden gitti. Yoksa hiç beklemediğimiz bir anda yeni bir musibetin gelmesidinden emin miyiz?

Allah bizi dünyada ve ahirette mutlu olanlardan eylesin.

Barış
14. April 2010, 11:49 PM
Merhaba,

Kuran'ın ilk muhatapları Mekkeliler ve civarı, yani müşrikler ve ehli kitap (Yahudi ve Hristiyanlar). Kuranda bahsi geçen helak olmuş kavimler, bu grupların hepsinin yaşadıkları yerlerin yakınında yaşamış kavimler.Öyle ki harabelerini dahi görüyorlar seyahat ederken.
Aynı coğrafyayı paylaşmışlar.
Dolayısıyla bildikleri ve haberdar oldukları topluluklardan bahsedilmiş olması doğal olanı zaten diye düşünüyorum.

Tarihte azgınlık etmiş ve helak olmuş kavimler Kuranda sayılanlarla sınırlı değildir. Yukarıda bahsettiğim sebeple diğerlerinden bahsedilmemiştir. Tabi bu benim düşüncem.

Kuran'ın ilk tebliğ edildiği topraklar Anadolu olsaydı, herhalde ki Ad,Semud vs.den değil, bizim tarihsel olarak haberdar olduğumuz ve harabeleri de burada olan kavimlerden bahsedilirdi ve daha etkili olurdu. Düşünün, böyle ibret için bir helak kıssası anlatılacak olsa, Peri bacaları,Efes,Milet vs.den bahsetmek mi daha etkili olurdu,yoksa İngilteredeki bir harabenin kıssasını anlatmak ve bu yolla uyarmak mı?

aşık74
14. April 2010, 11:58 PM
Peki ; ya kuranın evrenselliği nerede kaldı barış bey ?

selamlar,cevabınıza teşekkürler...

Barış
15. April 2010, 02:13 AM
Selam aşık kardeşim,

Kuranın evrenselliğinde, helak olan kavmin yaşadığı şehir veya harabeler değildir ki önemli olan. O kıssa ile bize o şehrin neden helak olduğu anlatılır. Bozgunculuk yapmaları, ölçüde tartıda eksiklik,şirk koşma gibi sebepler vardır. Kibir ve böbürlenme ile güç gösterisi vardır.Resul yalanlanmıştır. Ve helak gelir sonra. Bize verilmek istenen mesaj ve öğüt, bunlar gibi olmamaktır. Bunlar da evrensel öğütlerdir zaten.

Önemli olan bu anafikir ise, neden o zaman Kuranda başka kıtadaki bir helakten bahsetmiyor diye soruyorsanız, neden anlatmaya en uzak noktadan başlansın ki derim. Mantıklı değil,akılcı değil. Doğal olan,içlerinden gelen Resulün helakle tehdit edilen topluluğa en yakın örneği tebliğ etmesidir. Resul içlerinde ve her an işleri bitebilir.

Kuran Ebu Leheb'ten bahsettiği surede, evrenselliğini yitiriyor mu sizce? Bence hayır. Önemli olan mülk şehvetinin, kibirin ve şirkin insanı kahredeceğini bitireceğini kurtarmayacağını bilmek. Evrensel uyarıdır bu. Lehebten bahsedilmesi bu uyarıyı ortadan kaldırmaz. Ama kimden bahsedecekti ki, elbette Mekke'nin azılı bir müşriğinden bahsedecek.

İnşallah anlatabilmişimdir düşüncelerimi.

Selam ile.

Barış
15. April 2010, 02:27 AM
Resuller, Kuranda isimleri sayılanlardan ibaret midir?
Onlardan başka resul gelmemiş midir?
Kurandan öğrendiğimize göre gelmiş ama bize anlatılmamış.

Neden anlatılan Resuller hep aynı bölgede yaşayan resuller?
Sizin düşüncenize göre, bu da evrenselliği zedeleyici olmuyor mu o zaman?

Aşina olunan, yanlış da olsa hakkında bilgiler dolanan Resullerden bahsedilmiş.
Özellikle tevratta geçen resullerden. Çünkü yanlış bilgiler var ve hem bilmeyenler bilgilendiriliyor, hem de kitap ehlinin bilgileri düzeltiliyor.

Başka dostların düşüncelerini bekleyelim, onlar da katkıda bulunurlarsa daha olgunlaşır düşüncelerimiz inşallah.

Selam ile.

aşık74
15. April 2010, 10:28 AM
Barış bey çok teşekkür ederim ilginize ve cevabınıza :)

Yani kısaca şunu diyebilirmiyiz ? ;

kuranın esprisi sembolizm üzerinedir..her uygarlığın bir sembolik anlatım yaşam biçimi vardır.

yani özetle; uygarlıklardaki metinler simgesel bir dille söylenmiş ve yazılmıştır.

biraz daha açacak olursam; simgeler ile ilgili, kişinin kültürel yapısı, yaşam deneyimi, bilgi

birikimi, algılama düzeyi ve dinsel eğilimleri ölçüsünde bir anlam yüklenirler dersem,doğru

bir tespit yapmış olurmuyum ?

selamlar...

Barış
15. April 2010, 08:08 PM
Selam, belki tam anlayamadım sorunuzu, açıkçası sembolizm konusunda bilgi sahibi de değilim.
İnsanın zaafları aynı. Düştüğü hataları genelde aynı.Bir toplumdaki yoldan sapmış veya mülk şehveti edinmiş veya şirke batmış bozgunculuk yapan kişiler, başka bir zamandaki başka bir toplumda da aynı. Zaman geçti,zaman değişti deriz, aslında değişen bir şey yoktur.Teknoloji değişmiştir,şimdi daha elektroniğiz mesela.:) Ama bu tip vasıtalardaki değişme değil önemli olan. Adaletli bir toplum muyuz, salat-salihat durumumuz ne, ölçüde-tartıda hilede miyiz, altın bir buzağı edinmiş miyiz, dokunma denilen ağaca dokunuyor ve istifleme hastalığına tutuluyor muyuz? vs..vs..

Bunlar galiba şu güneş tepemizde olduğundan beridir değişmeyen toplumsal ve nefsani hastalıklar. Kim bu hastalığa tutuluyorsa ateşler içinde yanıyor. Kim de sağlıklı olmak istiyorsa, şifa belli, eskimez/değişmez dinin kuralları belli.

İnşallah sorduğunuzla ilgilidir yanıtım.:)

Adem kıssasını tekrar okumak gerek bence. Oradaki ağaca dokunmamak ve çirkinlikler açığa çıkınca istifleme yapmak var ya, işte bu duruma kapılan topluluklar hep uyarılmışlar.Bize de bunlar anlatılmış Kuranda diye düşünüyorum. çeşitli şekillerle anlatılmış hep bize, ve ne yapmamız ne yapmamamız gerektiği de her açıdan anlatılmış. Bir bütünlük var.

hiiic
16. April 2010, 08:55 PM
Şöyle bir açıklama getirmek istiyorum.

Sana bu Kur'ân'ı vahyetmekle biz, sana kıssaların en güzelini anlatıyoruz. Gerçek şu ki, daha önce senin bundan hiç haberin yoktu. (YUSUF 3)

Yani tarih boyunca bir çok kıssa, olay, hadise olmuştur. Bunlar bahsettiğiniz devletler ve diğer tarihin bile bilmediği medeniyetler. Kuran ise bunların arasından en güzel örnekleri anlatır.

Evrenselliği nerde kaldı derken tam olarak ne demek istiyorsunuz?
Tarihte yaşamış insanlarda bizlerle aynıydı, Kuranda bahsi geçen müşrükler, münafıklar ve kafirler bu günde aynı şekilde var, heleki ehli kitapta dini bozan ona eklemeler yapalardan sürüyle var. Günümüzde Kuranı bozamadıkları için en azından ne dediğini anlamını maskeleyip, farklı kitapları din kitabı diye yutturuyorlar. Zaten hanifler bunlara karşı.

Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir. Allah işiten ve bilendir. Âl-i İmrân Suresi 34. ayet


yukarıdaki ayette diyorki, hepiniz ademden sonrada birbirinizden geldiniz, hepiniz aynısınız, bir topluluğa indirdiğimiz konu diğerinide ilgilendirir... aynen şöyle savaş her toplum için zordur, kimse savaşı sevmez. herkes aynı güler.
Yani Allahın her mesajı evrenseldir, keşke bilseydiniz (:P) bunuda ben ekledim sanki önemli bişey sölemişim gibi, keşke bilselerdi.

Miralay
10. May 2010, 08:59 AM
Acizane ben de şunları diyebilirim:
Bir olay hakkında örnek verilirken, hafızalarda en canlı kalmış, en yakın zamanda olmuş ve en meşhur hadiselerden örnek verilir. Sanırım bu olaylar da o zamanlar en meşhur ve yakın zamanlarda ortaya çıkmış vakalardır.
Örneklerin tamamı verilecek olsaydı mesela Pompei halkından da pekala örnek verilebilirdi. Ama zaten benzer sapkınlığı yapmış ve akabinde helak olmuş yüzlerce kavim mevcuttur.
Cenab-ı Allah'ın muradı kavimlerin isminden ziyade yapılan eylemlerdir diye düşünüyorum.
Bir de yanlış hatırlamıyorsam Kuran'da 28 peyagamber ismi zikredilmiştir.
Halbuki gönderilen peyagmaber sayısının çok daha fazla olduğu rivayet ediliyor. Hatta Buda, Konfüçyus gibi kişilerin bile olabileceği iddia ediliyor. (Daha sonradan dinlerinin bozulduğunu da tabii)
Bir yerde okumuştum Brahma'nın Hz. İbrahim olduğunu bile iddia edenler var.
En doğrusunu Cenab-ı Allah bilir.

Ali Rıza Borazan
30. May 2010, 09:51 PM
Kuranda Kıssası oluşmuş peygamber ve kavimlerden bahsetmiştir Nice peygamberler gelip geçtiği halde Onlar allahtan gönderilmiş peygamberim dediği zaman öldürülmüşler. bunlar toplumlara örnek bir yaşam tarzı oluşturmaynca kuran onlardan bahsetmemiştir.
tarih sahnesinden silinip gitmişlerdir

aRaYaN
21. September 2012, 11:48 PM
Yakın ve bilindik oldukları için.

bartsimpson
22. September 2012, 12:31 AM
Bu kavimler peygamberleri yalanlayan ve onlara karşı zulüm gösteren kavimler.
Kendilerine gelen uyarıları dikkate almayan örnek kavimler ve akibetlerini anlatıyor kitap.
Paygamberleri yalanlayanların sonu nasılmış gördüler, kendilerine gelen vahyi tanımayıp içinde bulundukları sapıklıklarından dolayı, bir daha doğru yolu bulamayacak olduklarından dolayı ve fitneye devam etmemeleri için yeryüzünden silinmiş kavimler.

Sevgili "aşık74"'ü destekler nitelikte olacak ama yukarıdaki söyleminiz Roma imparatorluğu için gayet uygundur. İsa'ya yapılan eziyetler ve inkarlar şirk koşmalar v.b. Hemde fazlası ile ayrıca o dönem Mekke insanları İsa'yı da Roma'yı da biliyorlardı.

Miralay
22. September 2012, 02:23 PM
Selam arayan kardeşim
Öncelikle aramıza hoş geldiniz.
Aklınıza takılan her soruyu çekinmeden sorun.
İnşaAllah cevap veren çıkacaktır. Cevaplanmasa bile sitedeki yazılarda bolca örnek bulabileceğinizi sanıyorum.

Konuya gelince:

Acizane fikrim; o zamanlarda TV,CNN,..vb. olsaydı; belki daha uzaktaki kavimlerden de Kur'anda örnekler verilirdi. Veyahut ta bu örnekler kafidir; anlayana... derdi cenab-ı Allah.

Ama sizin açıklamanız kısa,öz ve anlamlı olmuş.

"Yakın ve bilindik oldukları için. "

Teşekkür ederim.

aşık74
23. September 2012, 11:34 AM
Bu mantık ile gidersek , mekke bize yakın değil , hatta olayların geçtiği tarih de çok uzak ( 1500 küsur sene ) !

aRaYaN
23. September 2012, 02:38 PM
Kuran'ın ilk indiği topluma yakın ve bilindik oldukları için.

ve/veya

Musevi ve Hristiyanlara da yakın olduğu için,onları islama ısındırmada kolaylık için.

ve/veya

diğer kitaplarında aynı ilahtan geldiğine ufak bir vurgu için.Tabiri caizse ''İnsanları uyarmaya aynı ilah devam ediyor'' mesajı.

ve/veya

Bilmediğimiz sebeplerden ilahi tercih öyleydi.

aşık74
24. September 2012, 09:14 AM
Veya, kuran muhammed elçi'nin hayata dair yazımları olduğu için ! Olabilirmi acaba arkadaşlar ? Bu sıra bu kafamı çok kurcalıyorda !

hiiic
24. September 2012, 11:24 AM
Veya, kuran muhammed elçi'nin hayata dair yazımları olduğu için ! Olabilirmi acaba arkadaşlar ? Bu sıra bu kafamı çok kurcalıyorda !


Kuran genel bir çerçeve çizer...

Bu günkü müslümanlar kendi kendilerine bir çerçeve çizmişler, dini formatlamışlardır.

Allahın indirdiği din her dönem insanlara genel çerçeveyi çizer (Örn; Adaletli Olun)
Kişiler dönemlerine, çağlarına, yaşadığı kıtanın coğrafi özelliklerine, jeopolitik özelliklere, madenlere, toplumun genel kültürüne v.s. göre değişen hükümleri kendileri çizerler. Kuran kimseye sarık takacak cübbe giyeceksin demez, tam tersine zinetlerini giy süslen der. Temizlen der.

Kuran evrenseldir ve Allah katından Muhammet adındaki (amelleri, davranışları gereği) seçilmiş bir kuluna bize gizli bir metodla vahyedilmiştir. İnanmazsanız oturun okuyun. İçiniz İman ile dolacaktır.

Miralay
24. September 2012, 12:39 PM
Veya, kuran muhammed elçi'nin hayata dair yazımları olduğu için ! Olabilirmi acaba arkadaşlar ? Bu sıra bu kafamı çok kurcalıyorda !

Selam aşık74 kardeşim.
Uzun bir aradan sonra seni görmek ne güzel.

Düşüncene katılmıyorum. Kur'an bir insanın ya da yaradılmışın yazamayacağı kadar mükemmel.
Bir insan ne kadar üstün zekalı,IQ'su yüksek bir dahi bile olsa Kur'an benzeri bir kitabı meydana getiremez. Ben buna inanıyorum ve mantığım da bunu kabul ediyor.

Hadi Kur'anın mucizevi özelliklerini bir kenara bıraksak bile,öyle birşey olması için Hz.Muhammed'in (O'na selam olsun) uzun yıllar bir mağarada kapanması; bu uzun yıllar boyunca doğaüstü süper zekalı varlıklarla fikir alışverişinde bulunması ve yıllar sonra da elinde bir kitapla halka kitabını tanıtması gerekirdi.

Bizim bildiğimiz, elçinin kısa ama tekrarlayan periyotlarla Hira mağarasına girip, tefekkür ettiğidir. Bu sürede o mükemmelikte bir kitap yazamaz.
Hal böyleyken Kur'an 23 yılda necm necm bir takım olaylar üzerine inmiştir.
Bu bile böyle mükemmel,dizilişinde ve manasında aheng,akıcılık olan bir kitabı elleriyle yazmasını imkansız hale geitirir. Bu arada geçen 23 yılda kitap yazacak kadar boş zamanı geçmemiş;her halukarda işkence,hakaret,boykotlar,ölüm riskleri,savaşlar ve medeniyet kurma çalışmaları olmuştur. Tabiri caizse başını kaşıyacak zamanı olmamıştır.

Selam ve saygılarımla

hakikat_yolcusu
24. September 2012, 01:09 PM
bu toplumları hem Kuran'ın ilk muhatapları biliyordu hem de zaman içerisinde İslam'ın ulaştığı yerlerdeki insanlar bu toplumları zaten biliyorlar diye olabilir. belki de bu şekilde her döneme ve bütün toplumlara hitap etmiş oluyor.
ama ben de daha sağlam bir cevap bekliyorum açıkçası :)
saygılar...

pramid
24. September 2012, 02:14 PM
elçinin kısa ama tekrarlayan periyotlarla Hira mağarasına girip, tefekkür ettiğidir.

Bu kuran ile sabit bir görüş değildir. Hakikati araması da İbrahim nebinin örnekliğidir.