PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Peygambersiz bir din anlayışı olmaz


müslümanlardan
20. January 2010, 10:10 AM
Peygamber'siz Bir Kur'an Anlayışı Olamaz


Peygamber efendimizi devre dışı bırakan bir anlayış ile,Kuran anlaşılamaz.Son dönemlerde Mealcilik akımı adı altında,Başörtüsü, Hacc,Namaz,vs bir çok konuda Kuran’ın anlatımı dışında anlatımların yaygınlaştığı asrımızda,Meal okumak ile Mealcilik kavramlarını iyice anlamalıyız Meal olarak,elbette herkesin kendi dilinde yazılı olanı okuması güzeldir,yalnız bu okumalarda sade Meal ile Kuran’ı anlamaya çalışmak Peygamberin uygulamalarını saf dışı etmek yanlıştır.

Dikkat edilecek olursak,Peygamberlere gelen Vahiy,içlerinde bulundukları toplumun anlayacağı dilden gönderilmiştir.Allah yeryüzüne halife kıldığı kullarına yol göstermek adına ferdi,toplumsal,evrensel konularda bir düzen içinde yaşamaları için,Vahyi göndermiş ve bunun uygulayıcısı olarak seçmiş olduğu Peygamberler’e Vahyi açıklama ve uygulama görevi vermiştir.

Tercümede yaşanılan zorluk,Arapça ile Türkçe veya başka bir dil arasındaki farktan değil,bizzat hangi dile çevrilirse çevrilsin,orijinal dilinde olduğu gibi ne tercüme edilir nede meallendirilebilir.Çünkü tüm diller asırlar içinde yaşadıkları,toplumların yaşam biçiminden yerleşik göçebe oluşundan,farklı-farklı lehçelerden yaşadıkları toplumların dillerinden etkilenmesinden kaynaklanan kavram ve kelime farklılıkları vardır.

Peygamberimizin uygulamaları aktarılırken,tevatüren sağlam olanları,tüm Müslümanları bağlar.Örneğin namazın tüm erkanı Kuranda geçmesine rağmen Rekat sayıları hem sözlü hemde ameli olarak bizlere ulaşmıştır.Bu konuda Peygamber efendimiz,devre dışı bırakılarak kendi nefsani isteği doğrultusunda uygulamanın yeri yoktur.Günümüzde Mealciler olarak Yalnız Kuran yeter mantığı ile Kuran dışında bir kaynak kabul etmeyenlerin bir kısmı ‘’Şarabın haram edildiği’’ ayetine binaen diğer içkilerin içilebileceği kendi zanlarına uygun olan görüşü kabul etmeleri Mealcilik ile Meal okuma arasındaki farkı anlayamamışlıklarındandır.

Bununla birlikte,Tevhide sarılacağız diyerek şirke girmekten korktuklarını söyleyerek, Kuran’ın Nüzulüne Siyak ve Sibakına bakmadan Parçacı yaklaşımlar sergileyerek,Kuran’ın vermiş olduğu mesajları,Peşin hükümler olarak algılamaları neticesinde hataya düşebilmektedirler’’Hüküm Allah’ındır’’ Ayeti hükmünce Peygamberin yasak koyamayacağını iddia etmek.ile Meal okumak ile mealcilik yapmak hususunda düştükleri hata Meal okumak ile mealcilik yapmayı karıştırmalarındandır.

''Salat'' kelimesi açıkça Namazı emrediyor iken,bu kelimeyi Mealcilik ile anlamaya çalışanlar şekilsel bir Namaz kılmanın olmadığını iddia etmektedirler.Allah bizlere anlayabileceğimiz bir dini bahşetmiş iken,Günümüze kadar herkesin tevatüren yaparak bizlere ulaştırdığı ‘’Salat’’ Peygamberin kıldığı gibi devam etmektedir.Namazın tadili erkanı ise Kuranda (rekat sayıları hariç) Abdest, Kıble, Kıyam, Rüku, Secde, Kurandan kolay gelenin okunması kıraat belirtilmiştir.Bunlar açıkça belirtilmesine rağmen Namaz şeklen yoktur diyerek sade Dil ile anma olarak aktarmak Kuran’ı anlayamamışlıktır.

Siz ey imana ermiş olanlar! Allah'ın ve Elçisi'nin (emrettiği şeyin) önüne kendinizi koymayın, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Çünkü Allah, kuşkusuz her şeyi işiten, her şeyi bilendir.(Hucurat 1)

Etki ve Tepki sayesinde,asırlardan beri hadis yazan ve ne buldularsa aynen kabul edenlerin düştüğü hata ile kökten reddetme yöntemi ile,Yalnız Kuran yeter diyerek,Peygamberi postacı gören zihniyet arasında fazlaca bir fark yoktur,biri aşırı derece yüceltirken diğeri aşağılara indirmek ile meşgul.

Kura'nı anlamaya çalışırken, İslam'ın esaslarına riayet ederek,Peygamber efendimizin ve Sahabelerim dediği kişilerin hayat biçimleri ile bağlantı kurarak,asrımıza uygun bir birliktelik kurarak,anlamaya çalışmalıyız,aksi takdirde İslamı hakkıyla yaşamamız mümkün olamaz.Bu konuda bize düşen asli görev,Kuran’ın Allah’ın kelamı olduğu bilinci ve onun uygulayıcısının,Peygamber efendimiz olduğuna İman ederek,İfrat ve Tefritten uzak bir şekilde Allah’ın Kurandaki İslamını anlayarak yaşamak olmalıdır. Peygamberi postacı konumuna koyanlara karşın Allah ve Resulüne karşı olan görevimizi Kuran ve Sünnet ekseni dahilinde ifa edebilmeliyiz.

mevlüt hönül