PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Mucizemi?Masalmı? Kıssamı? Siz karar verin....


SUNDAY
28. September 2008, 12:59 AM
Y O R U M S U Z !!!

Ali-İmran
59. Allah katında İsa'nın durumu, Âdem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ona "Ol!" dedi. Artık o, olur.
62. İşte, gerçek kıssanın ta kendisi budur. Allah'tan başka ilah yoktur. Ve Allah, elbette Azîz'dir, elbette Hakîm'dir.

En'Am 25
İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir."
Nahl 24
Onlara, "Rabbiniz ne indirdi" dendiğinde şöyle dediler: "Öncekilerin masallarını."

Kalem 15
Ayetlerimiz ona okunduğunda şöyle der: "Daha öncekilerin masalları!"


Kehf 13
Biz onların haberlerini sana doğru bir şekilde anlatacağız. Şu bir gerçek ki onlar, Rablerine iman etmiş bir yiğitler grubuydu. Ve biz de onların hidayetini artırdık.

Yusuf 3
Biz bu Kur'an'ı sana vahyederek, hikâyelerin en güzelini anlatıyoruz. Oysaki sen, bundan önce bunlardan tamamen habersiz olanlardandın.

Yusuf 111
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.

Mü’min 78
(Mekkî 60) Yemin olsun, biz senden önce de resuller gönderdik. Onların bir kısmının hayat ve hatırasını sana anlattık, bir kısmının hayat ve hatırasından sana bahsetmedik. Hiçbir resulün, Allah'ın izni olmaksızın herhangi bir mucize getirmesi söz konusu olamaz. Allah'ın emri geldiğinde, hakla hükmedilir ve gerçeği hükümsüz kılmaya çalışanlar orada hüsrana
uğrarlar.


İsrâ 101
(Mekkî 50) Yemin olsun, biz, Mûsa'ya açık-seçik dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor: Hani, Mûsa onlara geldiğinde Firavun ona şöyle demişti: "Ben senin kesinlikle büyülendiğini düşünüyorum, ey Mûsa!"

Enbiyâ 91
(Mekkî 73) Ve o, cinsiyet organını/ırzını titizlikle koruyan kadın. Onun bağrına ruhumuzdan üfledik de kendisini ve oğlunu âlemler için bir mucize yaptık.

Âl-i İmrân 49
(Medenî 89) Onu Beniisrail'e şöyle konuşan bir resul yapacak: "Şu bir gerçek ki, ben size Rabbinizden bir mucize getirdim: Ben, çamurdan, kuş görünümünde bir şey yapar, ona üflerim de Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ben, körü ve abraşı iyileştirir, ölüleri Allah'ın izniyle diriltirim. Evlerinizde yemekte ve biriktirmekte olduklarınızı size haber veririm. Eğer inananlarsanız, bunda sizin için tam bir mucize vardır."

İsrâ 59
(Mekkî 50) Bizi, mucizeler göstermekten alıkoyan, daha öncekilerin onları yalanlamış olmasından başka bir şey değildir. Semûd kavmine o dişi deveyi açık bir mucize olarak verdik de onunla kendilerine zulmettiler. Biz, mucizeleri yalnız korkutup sindirmek için göndeririz.

Yûsuf 105
(Mekkî 53) Göklerde ve yerde nice mucizeler var ki, yanlarından geçerler de dönüp bakmazlar bile.

Nahl 11
(Mekkî 70) O suyla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve her çeşitten meyvalar bitirir. Hiç kuşkusuz, bunda, derin derin düşünen bir toplum için gerçek bir mucizevardır.

Nahl 13
(Mekkî 70) Ve sizin için yeryüzünde, çeşit çeşit renklerde başka şeylere de vücut vermiştir. Bütün bunlarda, düşünüp ibret alacak bir toplum için elbette bir mucize vardır.

Nahl 65
(Mekkî 70) Allah, gökten bir su indirdi de onunla, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verdi. Kuşkusuz, bunda kulak verip dinleyen bir topluluk için mutlaka bir mucize vardır.

Nahl 67
(Mekkî 70) Hurmalıkların meyvalarından, üzümlerden de sarhoş edici bir içecek ve güzel bir rızık elde edersiniz. İşte bunda, aklını işleten bir topluluk için kesin bir mucize vardır.

Nahl 69
(Mekkî 70) "Sonra, meyvaların her türünden ye de boyun bükerek Rabbinin yollarına koyul." Onun karıncıklarından, renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, insanlar için onda şifa vardır. Derin derin düşünen bir topluluk için, bunda kesin bir mucize var.

Yâsîn 33
(Mekkî 41) Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.

Yâsîn 37
(Mekkî 41) Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.

Enbiya
30. O küfre sapanlar görmediler mi ki gökler ve yer bitişik idi, biz onları ayırdık. Her canlı şeyi sudan oluşturduk. Hâlâ iman etmeyecekler mi?
31. Yerküreye, onları çalkalamasın diye bir takım dağlar diktik. Ve orada geniş geniş yollar açtık ki, doğru gidebilsinler.
32. Göğü, korunmuş bir tavan yaptık. Ama onlar göğün ayetlerinden hâlâ yüz çeviriyorlar.
33. O odur ki, geceyi, gündüzü, Güneş'i ve Ay'ı yarattı. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
34. Senden önce hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen ölürsen, onlar ölümsüz mü olacaklar?"
35. Her canlı, ölümü tadacaktır. Biz bir imtihan olarak sizi şer ile de hayır ile de deniyoruz. Sonunda bize döndürüleceksiniz.

Fussilet 40
(Mekkî 61) Ayetlerimiz hakkında eğri ile doğruyu birbirine katanlar, bize gizli kalmazlar. Şimdi, ateşin içine atılan mı hayırlıdır, kıyamet günü güven içinde gelen mi? Dilediğinizi yapın. O, yapıp ettiklerinizi iyice görmektedir.

Ali-İmran
7. Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.

alirizaborazan
21. June 2009, 12:44 PM
Teşekür sunday kardeş.önce kuranı kerim peygamberimize vahyin gelişi ile peygamberimizin ölümüne yani vahyin kesilişine kadar geçen süreç içerisinde geçen bir kültürü yansıtır. Bize kuranın dışından gelen bilgiler tanımlar kuranın kendi içerisinde anlatmak istediği tanımlarla kastedilmek isteniilen manalarla genelde uyuşmamaktadır.İşte kuranda geçen bir kelimenin ne anlama geldiği kuranın içinde geçen onunla ilgili başka ayetlerde geçtiği zaman ayetlerin akışı içerisinde o kelimelerin kastettikleri manalar anlaşılır. Mesela hiç soba kelimesinin duyulmadığı sobanın icat edilmediği bir dönemdebir tanesi dese ki. ben istanbuldan bir soba aldım. dese bu soba kelimesini hiç duymamış bir toplumda şaşkınlık ve merak uyandırır. yenir mi içilir mi. hiç duyulmamış bir kelime bu kelime açıklama ve izah istemektedir. devam ediyoruz.
Sobayı evin bir köşesine kurdum. içerisine odun doldurdum ve kipritle tutuşturdum. evi öyle güzel ısıttı ki üşüme ve titremelerimiz gitti. işte soba kelimesini başka bir cümlede kullanıldığı zaman ısıtıcı bir araç olduğu anlaşıldı. Kuranda geçen kelimeler de başka başka ayetlerde geçtiği zaman kastedilen manalar böyle yakalanmaktadır. eğer. kuran okumaya başlandığı zaman önceki bilgileri doğru ve yanlış ne varsa atarsak. sadece kuranda bulduğumuz bulgularla hareket edersek net ve halis olan dini ancak o zaman yakalayabiliriz. Kuranı Düzgün anlamak için önce kuranda geçen kelimelerin tanımını kurandan arayarak bulduktan sonra ayetlerin ve kıssaların ne anlatmak istediği yakalanabilir.Allah kainatta yaratılmış olan bütün şeylerin çift yaratıldığını söylemektedir.