PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Sevab


dost1
3. December 2009, 02:38 AM
Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

SEVAB
“Sevb” in asıl anlamı, bir şeyin ilk haline, ya da ilk düşünülen hale dönmesidir. “Falan kişi evine döndü" sözü, Kişinin daha önce bulunduğu yere, yani kendi evine döndüğünü belirtir.

“Sevb” ipin, yapılmak istenen amaca, ürüne dönmesini belirtir. İp, elbise yapılmak için yapılır. İşte ipin, yapılış amacı olan giysiye dönüşmüş haline sevb denilir.

Herhangi bir amelin (eylemi) sevbi de, o eylemin yapılış amacına dönmesidir. Eylemin sonucunda oluşan iyilik ve güzelliğe sevb (sevâb) denilir. Sevbin çoğulu “siyâb” ve “esvâb” tır.

Müddessir;4:”Ve siyabeke fetahhir. Temizle giysilerini! “
Müddessir;5:”Verrucze fehcur. Uzaklaştır kendinden pisliği!”
Burada elbisenin, maddi kirlerden, ruhun da ma'nevî kirlerden temizlenmesi emredilmektedir.

Kehf; 31:”Ülaike lehüm cennatü adnin tecri min tahtihimül enharu yühallevne fiha min esavira min zehebiiv ve yelbesune siyaben hudram min sündüsiv ve istebrakim müttekiine fiha alel eraik ni'mes sevab ve hasünet mürtefeka
Bunlar için, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bileziklerle süslenecekler, ince ve kalın ipekten yeşil giysiler giyip koltuklar üzerine kurulacaklar. O ne güzel karşılık, o ne güzel dayanak!”

Sevâb, yapılan işlerin karşılığı, yani eylemlerin varacağı sonuçtur. İyi, kötü her işin sonucuna sevâb denilir:

Al-i İmran 145:Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem müeccela, ve mey yürid sevabed dünya nü'tihi minha, ve mey yürid sevabel ahirati nü'tihi minha, ve senecziş şakirin
Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kişi ölmez. Vakti belirlenmiş bir yazıdır o. Dünya çıkarını gözetene ondan veririz; âhiret yararını gözetene de ondan veririz. Şükredenleri ödüllendireceğiz biz.

Al-i İmran 148:Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahirah, vallahü yühibbül muhsinin
“Allah da onlara, hem dünya nimetini verdi hem de âhiret sevabının en güzelini. Allah, güzel düşünüp güzellik sergileyenleri sever.”

Al-i İmran;195:Festecabe lehüm rabbühüm enni la üdiy'u amele amilim minküm min zekerin ev ünsa, ba'duküm min ba'd, fellezine haceru ve uhricu min diyarihim ve uzu fi sebili ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim ve le üdhilennehüm cennatin tecri min tahtihel enhar, sevabem min indillah, vallahü indehu husnüs sevab
“Rableri onlara cevap verdi: "Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım. Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım." Allah katındandır karşılıkların en güzeli.”

Nisa;134”Men kane yüridü sevabed dünya fe inellahi sevabüd dünya vel ahirah ve kanellahü semiam besiyra”
“Dünya nimeti ve bereketini isteyen bilsin ki, dünya nimeti de âhiret mutluluğu da Allah katındadır. Allah, çok iyi işitir, çok iyi görür.”

Mesûbetde sevâb demektir:

Bakara;103:”Ve lev ennehüm amenu vettekav le mesubetüm min indillahi hayr, lev kanu ya'lemun
Eğer onlar iman edip sakınsalardı, Allah katından bir sevap elbette daha kıymetli olurdu. Keşke bilebilselerdi.”

Maide;60:”Kul hel ünebbiüküm bi şerrim min zalike mesubeten indellah mel leanehüllahü ve ğadibe aleyhi ve ceale minhümül kiradete vel hanazira ve abedet tağut ülaike şerrum mekanev ve edallü an sevais sebil De ki: "Allah katında ceza olarak bundan daha kötüsünü size bildireyim mi? Allah'ın lanetlediği, üzerine gazap indirdiğidir o. Allah böylelerinden maymunlar, domuzlar ve tağut uşakları yapmıştır. İşte bunlardır yer bakımından daha kötü, yolun denge noktasını kaybetme bakımından daha şaşkın olanlar."

(sevb) kökünden mîmli masdar ve mekân ismi olan (mesâbet), tekrar tekrar dönüp gelinecek, toplanma, sevâb kazanma yeri anlamına gelir.

Bakara;125:”Ve iz cealnel beyte mesabetel lin nasi ve emna, vettehizu mim mekami ibrahime müsalla, ve ahidna ila ibrahime ve ismaiyle en tahhira veytiye lit taifine vel akifine ver rukkeis sücud
Hatırla o zamanı ki, biz Beytullah'ı insanlar için sevap kazanmaya yönelik bir toplantı yeri ve güvenli bir sığınak yaptık. Siz de İbrahim'in makamından bir dua yeri edinin. İbrahim ve İsmail'e şu sözü ulaştırmıştık; "Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rükû-secde edenler için evimi temizleyin!"

Seyyib kocadan yoksun olan. yani dul kadındır

Tahrim;5:”'Asa rabbuhu in tallakakune en yubdilehu ezvacen hayren minkunne muslimatin mu'munatin kanitatin taibatin 'abidatin saihatin seyyibatin ve ebkaren.”
O sizi boşarsa, kim bilir belki de Rabbi ona sizin yerinize sizden daha hayırlı eşler nasip eder: Allah'a teslim olan, iman sahibi, gönülden bağlı, tövbe etmesini seven, ibadete düşkün, yolculuk edebilen dullar ve bâkireler.”

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
En doğrusunu bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.