PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Müslümanmısın?


Gülsüm Şenel
10. November 2009, 06:17 PM
Müslümanmısın ?



Bu soruya, ‘’sanane’’ diye cevap verebilirsin. Buna aldırış etmem. Ama şunu söyleyeyim; ‘’değilsin’’…



Kimsenin neye inandığı ile ilgilenmiyorum. Bu benim yaşantım boyumca ilgi alanım olmamış bir durumdur. Ancak, yalan ve riya; her daim tepki verdiğim bir husus olagelmiştir.



‘’Müslümanmısın ?’’ diye bir soruyu, İslam’a daha çok insan kazandırmak, içi boş; şekilperest ve sevimsiz toplulukları Müslümanlaştırmak için sormam. Bunu, Müslüman olduğunu iddia edip, şeytana hizmet edenlere sorarım!



Gerisi ne beni bağlar, ne de insanlığı şekilperest dinciliğe entegre etmek için mücadele ederim. Zaten başımıza ne geldiyse, bu yüzden gelmedi mi ?



Müslüman.



Ma ve Seleme nin birleşimi.



Seleme : Selam. Başına ‘’Ma’’ koyarsanız, Selam’ın içine girersiniz. Yani, Selam içinde olan kişi, manasına getirirsiniz.



Kısacası, Müslüman demek; ‘’selam içinde olan kişi’’ demektir.



Peki selam nedir ?



Selam; barış, huzur, esenlik, güven, adil paylaşım, bölücülüğü reddetmek, tevazu içinde yaşamak, hırs ve egodan arınmak sureti ile ‘’halk’’ olmak gibi manalara gelir.



Müslüman ise, bu fiillerin içinde olan, bunları etrafında egemenleştirme çabası güden kişidir.



Yani, altın ve para yığmak için dini, uydurduğu içi boş safsatalar ile yozlaştıran, dini sadece şekilden ibaret bir olgu haline getirenler, ma-seleme değildir.



Ya da, insanlığın tarihsel bakışı bünyesinde net biçimde göze çarpan, sürekli ‘’ben’’ merkezinde gelişen, sömürü ve talan sistemine hizmet edenler de ma-seleme değildir.



Haçlı neferlerini müttefik edinenler, onlarla işbirliği yapanlar, ya da; Allah’ın elçisinin torunlarını ‘’Kerbela’da katledip’’ saray ve saltanatı dine sokanların ürettiği sisteme tabi olanlar da ma-seleme değildir.



Sınıfsal ayrılıkların bu denli güçlendiği toplumlarda, din adına tek sorunun baş örtüsü olduğunu iddia edenler, dinin şekilsel yönünü ihya edip, içini boşaltanlar, toplumumuzun haçlı bozguncuları karşısındaki ‘’Kurtuluş Savaşına’’ dahi dil uzatacak kadar aşağılıklaşanlar da ma-seleme değildir.



Bencil, egoist, çıkarcı, menfaatçi tavrı ihya edenler, ‘’halk’’ olamayanlar, servet yığıp bunu Allah(halk) yolunda harcamayanlar, halkın düştüğü sefil duruma ses çıkartmayanlar, kurtuluşu Batı’nın emperyalist politikalarında arayanlar da ma-seleme değildir.



Değildir arkadaş!



Bunu ben uydurmuyorum, Allah’ın vahyi böyle söylüyor…



Ülkede kamplar üretenler, toplumu sağ ve sol diye kutuplara ayıranlar, ya da ülkedeki kampların içinde olanlar, ve yahut, bu kampların oluşmasına göz yumanlar, toplumu ittikleri güvensizlikten ötürü ma-seleme değildir…



Değildir!



Kimdir bu ma-seleme ?



‘’La ilahe illallah’’ diyen herkes müslümandır. Evet, bu böyledir.



Ama, bu ifadeyi, papağan gibi tekrarlayıp, yaşamındaki ilahlara biat etmeye devam edenleri kastetmediğimi biliyorsunuz.



La ilahe illallah. Yani, hiçbir ilah yok, sadece Allah var!



Ne servet sahipleri, ne çıkarları uğruna hüküm üretenler, ne kapitallerinin yükselişi için politika üretenler, ne Amerika, ne AB, ne IMF, ne Siyonist şebekeler, ne bölücü organizasyonlar, ne de bu şebekelerin işbirlikçileri…



Ne Para, ne altın, ne gümüş!



Ne Muaviye, ne Yezid, ne Bush, ne Obama!



Bunların tamamını, ve bunların ürettikleri sistemi reddediyorum arkadaş!!



Benim ilahım, sadece Allah’tır. Mülk ve Saltanat O’na aittir.



O’nun mülkü sadece halka aittir. Saltanatı halk idame ettirecektir.



O bu yetkiyi, mazlumlara, bu şebekenin ezdiği halka vermiş, Dünya mülkünün adil paylaşımını emretmiştir.



Ne, bu sistemlere hizmet eden ‘’Batıcı el kol kesme Şeriatı’’, ne de halkı bastırıp susturma adına üretilmiş ‘’hoşgörü masalları’’.



Hepsi hikayeden ibaret…



Anlamıyormusunuz ?



Dünya’da Müslüman sayısı o kadar az ki…



Bugün İslam adına konuşanların fiillerini alın, Kuran sayfalarına arz edin. Onlar için ne kadar elim ve çetin bir azabın müjdelendiğini göreceksiniz.



Ne Fetullah Gülen, ne Cüppeli Mahmut!



İslam dini, 3-5 tahtadan putu kırmak için indirilmiş bir din değildir. Allah’ın putlarla olan çekişmesi hiç değildir.



Ya da, insanlara anlamını bilmediğiniz ritüelleri yutturma dini de değildir.



İslam dini, bütün ‘’izm’’ ve hizipleri neshedip, sınıflara bölünmüş bir toplumun yeniden biçimlendirilmesi adına vahyedilmiş, devrimci bir hükümler bütünlüğüdür.



Güvenin, huzurun, barışın, adaletin toplumsallaşması adına bütünleştirilmiş hükümlerden oluşan bu din/kanunname, bugün çarpıtılmış, zulmün ve sömürünün orta direği haline getirilmiştir.



Bir insan ma-seleme(Müslüman) olduğunu iddia ediyor, yaşadığı toplumda insanlar açlıktan ölürken, kendisi villada oturup, jipler ile geziyor ise, bu; tarihin en tehlikeli oyunlarından biri olan, ‘’din elbisesini tersten giymek sureti ile aldatma’’ oyununa tekabül eder.



Bugün bizim içinde olduğumuz durum da budur.



Kapitalizm şöyledir böyledir, kurtuluş Marksizm’dir…



Yukarıdaki ifade, İslam ile birlikte neshedilmiştir. Yani, Kapitalizm karşısındaki tarihin en güçlü çıkışı olan ‘’köle ve ezilenlerin iktidarı’’, sadece İslam ile sağlanmıştır. Ancak, Karşı Devrimci Emeviler, İslam’ı ılımlılaştırarak, kendi sistemlerini İslam içine entegre etmiş, günümüzde konjonktür ortaya çıkmıştır.



Ne sandınız ?



Bu din, bugün eğer ‘’uçtu-kaçtı’’ hikayeleri ile anılıyor, ve kendini aydın addedenler, bu hikayeleri kıstas edinerek ‘’din eleştirisi’’ yapıyorsa, durum vahim demektir.



Din, hüküm demektir. Toplumsal yaşayışı düzenleyen hüküm manasına gelir. Tek anlamı budur.



Yani, komünizm de dindir, liberalizm de dindir. Hatta ve hatta ‘’kemalizm’’ de bir dindir.



Din ile devlet işlerini ayırmak demek, devleti toplumu düzenleyen hükümler üretmekten alıkoymak demektir.



Bu mümkünmüdür ?



İdeolojisi olmayan devlet olurmu arkadaş ?



Komik!



Demekki biz din kelimesinden başka şeyler anlıyoruz. İyi de dinin böyle bir manası yok.



Kaldı ki, Meteryalizm İslam’ı da eleştirmiyor, çünkü İslam hiçbir zaman, göklere sıkışmış bir Tanrı’dan, uçtu kaçtı masallarından bahsetmez…



Bilimsel aklı öne alan, adil, toplumcu paylaşımı öneren bir kanunname olan İslam, bugün Batı güdümlü fikirler ile çelişiyorsa sıkıntı bizden kaynaklanıyor demektir.



Meteryalizm, Hristiyanlığı eleştirir, çünkü o mistik bir saçmalıktan ibarettir. Uçanlar, kaşanlar, yedi başlı ejderhalar, göksel krallıklar…vs.



Siz bunları İslam’ın neresinde okudunuz ?



Ya da, Sistem karşıtı olmadan, Müslüman olacağınızı size kim söyledi ?



Hadi, koşun villalara, partiler düzenleyin, ABD büyükelçilikleri ile kokteyller yapın, onlarla müttefik olun, toplumunuzu kamplara bölün, sınıflara ayırın ve sonra müslümanım deyin.



En acısı da HALKIN BU ZOKAYI YUTMASI değil mi?



Acı…



Dini, hiçbir zaman savunmadığı uygulamalar ile kirleten İRAN mı ?

İngilizlerin köpeği SUUDİ’ler mi ?

Amerikan uşağı IRAK mı?

Yahudi yalakası LÜBNAN mı?

Küresel Sistemin uygulayıcısı diğer ARAPLAR mı ?



Ya da, Amerika’nın müttefiki, AB kapılarında dirsek çürüten, ülkesindeki işsizlik oranı %40 lara dayanan, IMF’ye halkının rızkını peşkeş çeken, ülkesinde kamplaşmanın ve bölücülüğün önüne geçmeyen, adaleti ve esenliği sadece halkın rüyalarına hapseden ‘’TÜRKİYE’’ mi ?



Bana sorarsanız ‘’hiçbiri’’…



Peki size birkaç Müslüman ismi vereyim mi ? Ne dersiniz ?



Mustafa Kemal ATATÜRK



Ali ŞERİATİ



Sultan GALİYEV



Ne acı, hepsi de ‘’bu şebeke tarafından’’ DİNSİZ ilan edilmiş kişiler…



Neyse,



Kendimize soralım en azından ; ‘’Müslümanmıyız ?’’…





Selam ve Sevgi



Eren Erdem

Kaynak : bagimsizyorum.com

mavera
10. November 2009, 11:37 PM
bu (ve benzer) yazıların tonu ile ilgili katılmadığım bir nokta var. bir sürü olumsuz anlamlı kelime ile bağırtı tonundan konuşmanın / saydırmanın, kimseye pek bir faydası olacağını sanmıyorum.

bakın bu da ayet:

108 – Ve onların Allah’ın astlarından yalvardıkları kimselere sövmeyin ki, onlar da bilgisizce, aşırı giderek Allah`a sövmesinler. Biz, her ümmete yaptıkları işi işte böyle süsledik. Sonra da onların dönüşü Rablerinedir. Sonra O, onlara ne yaptıklarını haber verir.
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=893
Bu ayette, tüm Müslümanlar, gayrimüslimlerin tapındıkları şeylere [sahte ilahlarına ve inanış ilkelerine] karşı kötü söz söylemekten kaçınmaları konusunda uyarılmaktadır. Bu uyarısıyla Rabbimiz müminler için çok önemli bir kural ortaya koymuş olmaktadır. Bu kural, müşriklerin düşmanlık tepkisiyle Allah hakkında kötü sözler söylememeleri için, onların sözde tanrılarına, yanlış inançlarına sövmemektir.
Ayette yasaklama emri çoğul olarak ifade edildiği için muhatap tüm müminlerdir. Başka ayetlerde yanlış inançlara karşı çıkmaları istenen müminler, bu ayet ile de karşı çıktıkları inançların temel unsurlarını aşağılamaktan ve yanlış yoldaki insanların duygularını incitmekten men edilmektedir. Rabbimizin bu incelikli uyarısı gereğince; müminler yanlışlıklara karşı çıkacaklar ama karşısındakileri tahrik etmeyecek, onlara nazikçe nasihatte bulunacaklardır