Eren Erdem
15. October 2009, 06:41 PM
Melek Kanadında Devr-i Alem
Başlık garip gelebilir, ancak etrafınıza baktığınızda bu başlığın kastettiği milyonlar bulmanız mümkündür. Açıkçası, uzun süredir yaptığım çalışmalar nedeni ile; artık bazı meseleleri bir başlığa sığdıramama gibi bir problem yaşamaktayım. Çok şükür, GAYYA adlı kitabımızda birçok meseleyi ele alabildik. Umuyorum yakın zamanda okurlar ile buluşacaktır.
Melek kanadında devr’i alem ? Nedir bu ?
Şudur; ‘’İnsan tabiatını kavramayı önemsiz sayan, dogma üretip dini afyonlaştıran belirişin semadaki görüntüsüdür’’.
Beşeriyetin içinde bulunduğu vaziyet ile hiç ilgilenmeyen bu güruh, sadece ve sadece ‘’asılı kaldığı kanada yönelik yaptırımlar üretir’’.
Hali hazırda, böyle bir kanat yoktur. İşine geldiği için olagelmiştir.
Biraz gerilere gidelim;
Mekke’de var olan sınıflar arası uçurumun ulaştığı son noktada, efendilerin köle kızlarının ırzına geçmesi ile birlikte başlayan, ‘’kölelerin evlatlarını diri diri gömme’’ hastalığının baş gösterdiği karanlık günlerde, birileri çıkıp ; ‘’ne sınıfı ? yok sınıf mınıf! ‘’ diye haykırmış, ve o ezberperestlerin bütün oyununu bozmuştu.
Ardı sıra gelişen ‘’dincilik’’ akımı, yıkılan sistemi ‘’din elbisesini tersten giydirerek yüceltmek’’ adına üretilmiş bir tahakküm aracı idi.
Çünkü, Muhammedi miras; devrimci ve insancı iken, yıkılan sistem; ‘’sermayeci ve bireyci’’ idi.
Küresel çelişkilere hapsolan ezberperestlere önerim; bu iki sınıf arasındaki çelişkiyi iyi incelesinler.
Peki ne oldu ?
Yıkılan sistem, yeni sistem içine enjekte edildi;
Böylelikle, ‘’Melek kanadında devr-i alem başlamış oldu’’…
Şu helaldir, bu haramdır, şu caizdir, bu mekruhtur dinciliği, bu biçimde yükselmiş, bu kaynaktan beslenmiştir.
Bu kaynağın ürettiği din; Allah adına hüküm koyma haysiyetsizliğinin tavan yaptığı bir konjonktürün dini olmuştur.
Öteki din ise; tevhid dinidir.
Yani; Devrimci, halkçı ve paylaşımcı,
İlerici ve akılcı…
Ne sandınız ? Emevi dinciliğinin akıl düşmanlığının kökü elbette buradan gelir.
Küresel Sistem ile çelişmiyorsa, o din ŞİRK dininin uzantısıdır. Yani, bölücü dindir.
Halbuki Muhammedi mirası üreten Kuran’ın getirdiği din; birleştirici, devrimci, toplumcudur.
Birilerinin çıkarlarını ayakta tutma adına Kuran’a yalan söyletecek değiliz…
Buyurun;
MEÂRİC suresi 18. ayet) Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.
(MEÂRİC suresi 19. ayet) İşin gereği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır.
(MEÂRİC suresi 20. ayet) Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.
(MEÂRİC suresi 21. ayet) Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.
Sermaye yığmak, Kuran’dan onay almayan bir davranıştır.
Kuran birikim sahiplerine ne önerir ?
(BAKARA suresi 219. ayet) Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.
Kuran, kazancın ‘’ihtiyaçtan artanının’’ dağıtımını öneriyor. Buna ‘’infak’’ diyor.
Birileri de bu işi çarpıtıp, ‘’zekatını verdiğin müddetçe mal yığabilirsin’’ diyerek, işi sulandırıyor.
Kısacası ‘’Allah’a dinini öğretmeye çalışıyor’’.
(HUCURÂT suresi 16. ayet) De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir."
Zekat, yıllık vergidir.
İnfak ise ‘’süreklidir’’…
Peki kime verilecek bu infak dediğimiz şey;
(BAKARA suresi 215. ayet) Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir."
Şimdi ‘’dinimizi Türkiye’de yaşayamıyoruz’’ diyenlere soruyorum;
Siz dini gerçekten yaşıyormusunuz ?
Sizce bu dağıtım yapılırsa, ‘’emperyalizm ve sömürünün bu topraklardaki hali nice olur ?’’
http://www.bagimsizyorum.com/?mxz=YaziD&hid=16
Başlık garip gelebilir, ancak etrafınıza baktığınızda bu başlığın kastettiği milyonlar bulmanız mümkündür. Açıkçası, uzun süredir yaptığım çalışmalar nedeni ile; artık bazı meseleleri bir başlığa sığdıramama gibi bir problem yaşamaktayım. Çok şükür, GAYYA adlı kitabımızda birçok meseleyi ele alabildik. Umuyorum yakın zamanda okurlar ile buluşacaktır.
Melek kanadında devr’i alem ? Nedir bu ?
Şudur; ‘’İnsan tabiatını kavramayı önemsiz sayan, dogma üretip dini afyonlaştıran belirişin semadaki görüntüsüdür’’.
Beşeriyetin içinde bulunduğu vaziyet ile hiç ilgilenmeyen bu güruh, sadece ve sadece ‘’asılı kaldığı kanada yönelik yaptırımlar üretir’’.
Hali hazırda, böyle bir kanat yoktur. İşine geldiği için olagelmiştir.
Biraz gerilere gidelim;
Mekke’de var olan sınıflar arası uçurumun ulaştığı son noktada, efendilerin köle kızlarının ırzına geçmesi ile birlikte başlayan, ‘’kölelerin evlatlarını diri diri gömme’’ hastalığının baş gösterdiği karanlık günlerde, birileri çıkıp ; ‘’ne sınıfı ? yok sınıf mınıf! ‘’ diye haykırmış, ve o ezberperestlerin bütün oyununu bozmuştu.
Ardı sıra gelişen ‘’dincilik’’ akımı, yıkılan sistemi ‘’din elbisesini tersten giydirerek yüceltmek’’ adına üretilmiş bir tahakküm aracı idi.
Çünkü, Muhammedi miras; devrimci ve insancı iken, yıkılan sistem; ‘’sermayeci ve bireyci’’ idi.
Küresel çelişkilere hapsolan ezberperestlere önerim; bu iki sınıf arasındaki çelişkiyi iyi incelesinler.
Peki ne oldu ?
Yıkılan sistem, yeni sistem içine enjekte edildi;
Böylelikle, ‘’Melek kanadında devr-i alem başlamış oldu’’…
Şu helaldir, bu haramdır, şu caizdir, bu mekruhtur dinciliği, bu biçimde yükselmiş, bu kaynaktan beslenmiştir.
Bu kaynağın ürettiği din; Allah adına hüküm koyma haysiyetsizliğinin tavan yaptığı bir konjonktürün dini olmuştur.
Öteki din ise; tevhid dinidir.
Yani; Devrimci, halkçı ve paylaşımcı,
İlerici ve akılcı…
Ne sandınız ? Emevi dinciliğinin akıl düşmanlığının kökü elbette buradan gelir.
Küresel Sistem ile çelişmiyorsa, o din ŞİRK dininin uzantısıdır. Yani, bölücü dindir.
Halbuki Muhammedi mirası üreten Kuran’ın getirdiği din; birleştirici, devrimci, toplumcudur.
Birilerinin çıkarlarını ayakta tutma adına Kuran’a yalan söyletecek değiliz…
Buyurun;
MEÂRİC suresi 18. ayet) Toplayıp kasada yığanı/depolayanı.
(MEÂRİC suresi 19. ayet) İşin gereği şu ki insan; aceleci, hırslı, sabırsız, tahammülsüz yaratılmıştır.
(MEÂRİC suresi 20. ayet) Kendisine kötülük/hoşnutsuzluk dokununca basar bağırır.
(MEÂRİC suresi 21. ayet) Kendisine hayır ve nimet ulaşınca ondan başkalarının yararlanmasına engel olur.
Sermaye yığmak, Kuran’dan onay almayan bir davranıştır.
Kuran birikim sahiplerine ne önerir ?
(BAKARA suresi 219. ayet) Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: "Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür." Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: "Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin." İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.
Kuran, kazancın ‘’ihtiyaçtan artanının’’ dağıtımını öneriyor. Buna ‘’infak’’ diyor.
Birileri de bu işi çarpıtıp, ‘’zekatını verdiğin müddetçe mal yığabilirsin’’ diyerek, işi sulandırıyor.
Kısacası ‘’Allah’a dinini öğretmeye çalışıyor’’.
(HUCURÂT suresi 16. ayet) De ki: "Siz Allah'a dininizi mi öğretiyorsunuz? Oysaki Allah, gökte ne var, yerde ne var hepsini bilir. Allah her şeyi çok iyi bilmektedir."
Zekat, yıllık vergidir.
İnfak ise ‘’süreklidir’’…
Peki kime verilecek bu infak dediğimiz şey;
(BAKARA suresi 215. ayet) Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: "İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir."
Şimdi ‘’dinimizi Türkiye’de yaşayamıyoruz’’ diyenlere soruyorum;
Siz dini gerçekten yaşıyormusunuz ?
Sizce bu dağıtım yapılırsa, ‘’emperyalizm ve sömürünün bu topraklardaki hali nice olur ?’’
http://www.bagimsizyorum.com/?mxz=YaziD&hid=16