PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İhtiyaç fazlasını infak


Barış
14. September 2009, 12:51 AM
YASİN-47

İHTİYAÇ FAZLASININ İNFAKINI İNKAR EDENLER DALALET İÇİNDEDİR.


Allah teala tekaddes hazretleri rızıklandırılanların başkalarını infakına çok önem vermiştir.Kafirlerin, müşriklerin ve münafıkların en çok nefret ettikleri ise insanların infakıdır. Zaten Allah, bizim münafıkları tanımamıza ölçüyü burada koymuştur. Bize bu haberi vermeseydi, insanların kalbini bilemeyeceğimiz için çok yanılırdık. İlmi Kuran’dan olmayanlar bakınız, onlar bu kıstası bilmediklerinden veya kendileri de nifakla dolu oldukları için tanımazlar veya tanımak istemezler.Onlar az mir vermeyle işi geçiştirenler, devletçilik ve sosyalizm düşmanlıklarıyla tanınırlar.Veya Liberalizm ve kapitalizm taraftarıydılar. Yasin suresi 47. ayette bunların itirazları ne mantıksız itirazdır. Sanki kendilerine verilen rızık Allah tarafından değilmiş gibi,hiç sıkılmadan, “Biz onları niçin doyuralım, Allah doyursun” dediler.Oysa dini kural, herkese ya tek başlarına yapacakları iş verin, ya da mademki ortalıkta iş bırakmayıp belli bir sınıf işlerini geniş tutarak ortalıkta tutacak iş bırakmamışlarsa o zaman da diğerlerini infak edin emiri ve çok adil ve makuldür. Günümüz münafıklarına da aynı teklifi yapsanız, yüzdelik zekat veriyoruz ya, onunla bir yıl idare etsinler derler. Veya onlar da çalışsınlar derler. Sanki çalışmak için ekebileceği tarla, para kazanacağı atölye verdinde mi, tembel dersin? İstenen şudur ki, işleri çok büyük tutanlara ucuz ücretle uşaklık yapsınlar. Yani münafıklar ezelden ebede benzer şeyleri düşünmektedirler.Oysa üzerinde bulundukları sistem sınıflar yaratır, mevcut sınıfları da kemikleştirir.Sınırsız servet edinme yolu ise toplum için ifsaddır. İlla da başkasından üstün ve farlı olmayı istemektedirler. Halbuki kibir ve hased cennete girmeye mani olan kötü mizaçlardandır. Allah kibirlenen ve fesada sebep olanları cennetine koymaz.

“O ahiret yurdunu yeryüzünde kibirlenmeyen ve fesat çıkarmayanlar için yaratırız.” (Kasas-83).

Allah, bu ayeti Kârun’un bireysel zenginliği ve özek girişimciliği üzerine söylemiştir.Zenginlik farklılık istemektir. Bunun temeli ise kibirdir. Burada kalmak ve biricik olmak ve bunu istemek kibirdir. Sadece kibir olmakla kalmaz. Toplumu ifsad eder. Artık kavam üzere yaşamak ideal olmaktan çıkar ve zenginlikte birbirini geçme yarışı başlar. Kalp katılaşır ve eşitlik korkusuyla hased başlar. Farkı muhafaza etmek için aşağıdakilerin öylece kalması istenir olur. Hased ve kibir insanın cennete girmesine mani olur.


Yine infak dinde çok önemlidir. Ama ne yazık ki, Bakara-219. ayet uzun asırlardan beri asla yürürlük kazanamadı.İslam öncesi gelenekten kalma kırkta bir cimri zekatının Kuran da yeri olmamasına rağmen sürüp gitmektedir.İster ismine zekat deyin, isterseniz infak deyin, onun miktarı verene göre değil, muhtaca göredir. Yani verenin verme oranı değil, muhtacın bütün ihtiyaçlarının karşılanması üzerinedir. İhtiyaç miktarının üzerinde kazananlar vererek ihtiyaç seviyesine düşerken, muhtaçların tümü ihtiyaç seviyesine yükseltilecektir. Münafıklar ise ağaların beylerin verdiği ziyafetleri infak sayarlar.İnfak yiyecek vermek, yiyip içirmek değildir.İnfak bir kimsenin geçimini yüklenmektir. İşte yan çizilen ve bu hakkın yerine başka şey ve az şey vermek günümüz uygulamasıdır. Kafirler, münafıklar, yani inkarcıların inkar ettikleri bunlardır. Kuran, inkarları kısımlara ayırarak ayetlerin inkarı hakkında bir hayli ayet getirmiştir. İnsanlık tarihi boyumca insanlar iki alandaki ayetlere hep itiraz etmişlerdir.Birisi zenginlik, ikincisi sulta. İkisi de mülk kavramı içindedir. Burada da, ayetlerin tertil ve tilaveti bize bunu haber vermektedir.Zaten Yasin-47. ayet bize nankörlerden bahseder. İnkarın münafıkları öncelikle kapsadığını öteden beri açıklamaktayız. Resulleri döven ve şehit edenler de bidatları tasfiye etmeye çalışan peygamberlerdi. Şimdi Yasin-47 ayet.

“Allahın size merzuk kıldığı şeylerden denildiği zaman da onlara o nankörlük edenler iman edenler için şöyle dediler, biz hiç yedirir miyiz o kişiye ki Allah dilese ona yiyeceğini verirdi, siz apaçık bir dalâl içinde değil de nesiniz!(Yasin-47).

Cenâb-ı Hakk'ın bu ayeti, onların, mükellefin yapması gerekli olan şeylerin tamamında cimri davrandıklarına bir işarettir. Çünkü her mükellefin görevi, bütün gücüyle Allah'ın cihetine saygı duymak; Allah'ın mahlûkatına da şefkat etmektir. Halbuki onlar, Allah tarafına tazimde bulunmayı bırakmışlardır. Çünkü onlara, "İttika ediniz, korkunuz" denildi de, onlar ittika etmediler. Allah'ın mahlûkatına şefkat etmeyi de terkettiler. Çünkü onlara, "İnfak ediniz" denildi de, infak etmediler.

Cenâb-ı Hakk'ın, "sizi rızıklandırdığı şeylerden,.." ifadesi, şu iki hususa işarettir:

a) Bu hususta cimrilik yapmak, alabildiğine kötü bir şeydir. Çünkü en cimri kişi, başkasının malında cimrilik yapan kimsedir.

b) Sizi bundan, fakirlik korkusunun alıkoyması uygun düşmez. Çünkü sizin rızkınızı veren Allah'tır, binâenaleyh, siz infak edip, tasaddukta bulunduğunuzda O, nasıl ki başlangıçta onu size verip sizi rızıklandırdıysa, ikinci defa da onu size verir, sizi rızıklandırır.

Av.İlhami Güler

ALINTIDIR.

hiiic
18. June 2010, 02:18 AM
“Allahın size merzuk kıldığı şeylerden denildiği zaman da onlara o nankörlük edenler iman edenler için şöyle dediler, biz hiç yedirir miyiz o kişiye ki Allah dilese ona yiyeceğini verirdi, siz apaçık bir dalâl içinde değil de nesiniz!(Yasin-47).