Muhabbetci
9. July 2009, 02:50 AM
Gazeteci kendini haber yapmaz denir. Ancak haberin olduğu yerde bulunur. Halkın tamamını kapsayan sorunlar yaşıyorsunuz, bu haber de olur, köşe yazısı da...
Yavuzlu beldesi Kilis’in iki ilçesi gibi büyük bir belde. Aynı zamanda benim doğup büyüdüğüm yer. Yakınlarım hala orada yaşarlar. Ayrıca son üç dönemden beri iki Kilis milletvekilinden birisi beldemizden çıkmıştır. Halen AK Parti Kilis Milletvekili olarak seçilip Meclis’te bulunan Sayın Hasan Kara da Yavuzlu beldesinden yetişmiş bir şahsiyet. Yavuzlu Beldemizde bir de sağlık ocağı mevcut. Bu kadar tanıtımdan sonra asıl konumuza geliyorum.
08 Temmuz 2009 günü akşamı yeğenim mutfakta hastalanır. Kısa bir titreme nöbetinin ardından bayılıp yere düşer. Ağzından köpükler saçılmaya başlar. Kardeşim hemen 112 Hızır Acil Servisi arayıp ambulans ister. Tabi ki, ambulans Kilis Devlet Hastanesinden gelecektir ama bir süre beklenmesine rağmen ambulans gelmez.
Kardeşim yakın akrabaların yardımıyla kızımızı kendi arabasına taşır. Eski model araba pek hızlı gitmemektedir. Zor bela Kilis Devlet Hastanesi Acil Servisine ulaşırlar. Ulaştıkları sırada 112 den aranırlar ve ambulansın gelip gelmediği sorulur.(!)
Hasta hemen acil servise alınır. Acil servis doktorlarının ciddiyet ve ilgisiyle muayene başlar ama hastanın kalbi durur. Kalp masajı yapılarak hasta yeniden hayata döndürülür. Yapılan muayene ve tahlillerden kesin bir teşhis konamayınca Gaziantep Şahinbey Araştırma ve İnceleme Hastanesine ambulans ve hemşire refakatinde sevkedilir. Ambulansın dolmuşlardan daha yavaş ve daha uzun sürede Gaziantep’e geldiğini de buraya not düşüyorum.
Yazdığım tarihte Kilis Devlet hastanesi Acil Servisinde görevli doktor, hemşire ve bütün personele teşekkür ediyorum. Bir de, sevk evrakında hastanın kalbinin durduğu ve masajla yeniden çalıştırıldığı yazılmış olsaydı, hiçbir eksik kalmayacaktı. Çünkü, hastanın tedavisinin devamını etkileyen çok önemli bir konu. Bunu araştırma hastanesi yoğun bakım doktorlarına ben söylemeseydim haberleri olmayacaktı.
*
Konuyla bağlantılı olarak Yavuzlu Sağlık Ocağının ve personelinin nasıl çalıştıklarını anlatayım ki, Kilis’i temsil eden milletvekilleri de, ülkeyi güllük gülistanlık olarak ekranlardan reklâm yapan Başbakan Tayip Erdoğan da nasıl bir demokrasi uyguladıklarını öğrensinler.
Yavuzlu Sağlık Ocağı tıpkı valiliğe bağlı sıradan bir birim gibi çalışmakta. Personelin mesai saatleri memurların mesai saatleriyle sınırlı. Akşam saat 17 den sonra ocak kapanır. Ertesi sabah mesai saatinde yeniden açılır.
Bu sağlık ocağının bir de ambulansı var. Ancak ambulans da mesai saatleri içinde çalışır. Bu saatlerin dışında çalışmaz. Çünkü, ambulans şoförü sağlık ocağının bulunduğu Yavuzlu beldesinde yaşamıyor. Saat 17 de mesai bitince beş kilometre uzaktaki köyüne (Kapdeğirmeni) gider ve ertesi günü gelerek göreve devam eder.
Sağlık ocağında mesai saatleri dışında nöbetçi hemşire ve nöbetçi doktor yok.
İnsanın aklına şöyle bir düşünce gelmekte. Yavuzlu beldesinde mesai saatleri dışında hastalanmak yasaktır. Bu yasağa uymayanlar başlarının çaresine bakmalıdır.
Bu nasıl bir mantık? Bu nasıl bir sağlık hizmeti? Şahinbey Araştırma ve İnceleme Hastanesi yoğun bakım servisinde ecelle pençeleşen yeğenim mi suçlu. Yoksa böyle bir sağlık ocağının bu şekilde çalışmasına göz yumanlar mı?
Sağlık ocağında bir nöbetçi doktor, bir nöbetçi hemşire bulunsaydı, ambulans da ciddi sağlık kurumlarındaki ambulanslar gibi çalışsaydı yeğenimin Kilis Devlet Hastanesine yetişmesi çok kısa bir zaman alacaktı. Şartlara uygun olarak taşınacaktı. Belki de kalbi durmayacaktı.
*
Kilis İl Sağlık Müdürü Yavuzlu Sağlık Ocağı’nın nasıl çalıştığını biliyor mu? Biliyorsa bu konuda Kilis Valisini de bilgilendirmiş midir? Bu sağlık ocağının yirmi dört saat hizmet vermesi için herhangi bir çalışma mevcut mu? Kilis’in diğer ilçe ve beldelerindeki sağlık ocakları da Kilis’e on iki kilometre uzaklıktaki Yavuzlu Sağlık Ocağı gibi mi çalışmaktalar?
Bu sağlık ocakları çalışan personelin rahat ve huzuru için mi, yoksa bulunduğu yerde yaşayan yurttaşların sağlık hizmetleri için mi kurulmuştur?
Sağlık ocaklarının seçim sandığı mankeni olarak da açılmış olması kuvvetle muhtemel. Aynı zamanda da çok acı. Halkın parasının nerelere ve nasıl harcandığının net bir göstergesi.
Geçmişte İstanbul’da bir cenaze namazını kıldırmak için imam bulamazlar. O sırada yoldan sarhoşluğuyla ünlü Bekri Mustafa geçmektedir. Başındaki kavuğa bakarak yakasından tutup cenaze namazını kıldırmasını isterler. Bekri Mustafa cemaati kırmaz ve namazı kıldırır. Namazın ardından cenazenin kulağına eğilip bir şeyler fısıldar. Namaz sonrası cemaatten meraklı birisi Bekri Mustafa’ya ölünün kulağına ne söylediğini sorar. Bekri Mustafa şu yanıtı verir.
-Gittiğin yerde sana dünyanın ahvalini soran olursa ‘’Bekri Mustafa imam oldu’’ de. Gerisini kolayca anlarlar.
Ak Parti Kilis Milletvekili Sayın Hasan Kara’nın doğup büyüdüğü beldenin sağlık ocağı bu durumda olunca gerisini sizler de kolayca anlarsınız.
Mehmet Nacar
( Sayin Mehmet Nacar´in izni ile ekledim...)
Yavuzlu beldesi Kilis’in iki ilçesi gibi büyük bir belde. Aynı zamanda benim doğup büyüdüğüm yer. Yakınlarım hala orada yaşarlar. Ayrıca son üç dönemden beri iki Kilis milletvekilinden birisi beldemizden çıkmıştır. Halen AK Parti Kilis Milletvekili olarak seçilip Meclis’te bulunan Sayın Hasan Kara da Yavuzlu beldesinden yetişmiş bir şahsiyet. Yavuzlu Beldemizde bir de sağlık ocağı mevcut. Bu kadar tanıtımdan sonra asıl konumuza geliyorum.
08 Temmuz 2009 günü akşamı yeğenim mutfakta hastalanır. Kısa bir titreme nöbetinin ardından bayılıp yere düşer. Ağzından köpükler saçılmaya başlar. Kardeşim hemen 112 Hızır Acil Servisi arayıp ambulans ister. Tabi ki, ambulans Kilis Devlet Hastanesinden gelecektir ama bir süre beklenmesine rağmen ambulans gelmez.
Kardeşim yakın akrabaların yardımıyla kızımızı kendi arabasına taşır. Eski model araba pek hızlı gitmemektedir. Zor bela Kilis Devlet Hastanesi Acil Servisine ulaşırlar. Ulaştıkları sırada 112 den aranırlar ve ambulansın gelip gelmediği sorulur.(!)
Hasta hemen acil servise alınır. Acil servis doktorlarının ciddiyet ve ilgisiyle muayene başlar ama hastanın kalbi durur. Kalp masajı yapılarak hasta yeniden hayata döndürülür. Yapılan muayene ve tahlillerden kesin bir teşhis konamayınca Gaziantep Şahinbey Araştırma ve İnceleme Hastanesine ambulans ve hemşire refakatinde sevkedilir. Ambulansın dolmuşlardan daha yavaş ve daha uzun sürede Gaziantep’e geldiğini de buraya not düşüyorum.
Yazdığım tarihte Kilis Devlet hastanesi Acil Servisinde görevli doktor, hemşire ve bütün personele teşekkür ediyorum. Bir de, sevk evrakında hastanın kalbinin durduğu ve masajla yeniden çalıştırıldığı yazılmış olsaydı, hiçbir eksik kalmayacaktı. Çünkü, hastanın tedavisinin devamını etkileyen çok önemli bir konu. Bunu araştırma hastanesi yoğun bakım doktorlarına ben söylemeseydim haberleri olmayacaktı.
*
Konuyla bağlantılı olarak Yavuzlu Sağlık Ocağının ve personelinin nasıl çalıştıklarını anlatayım ki, Kilis’i temsil eden milletvekilleri de, ülkeyi güllük gülistanlık olarak ekranlardan reklâm yapan Başbakan Tayip Erdoğan da nasıl bir demokrasi uyguladıklarını öğrensinler.
Yavuzlu Sağlık Ocağı tıpkı valiliğe bağlı sıradan bir birim gibi çalışmakta. Personelin mesai saatleri memurların mesai saatleriyle sınırlı. Akşam saat 17 den sonra ocak kapanır. Ertesi sabah mesai saatinde yeniden açılır.
Bu sağlık ocağının bir de ambulansı var. Ancak ambulans da mesai saatleri içinde çalışır. Bu saatlerin dışında çalışmaz. Çünkü, ambulans şoförü sağlık ocağının bulunduğu Yavuzlu beldesinde yaşamıyor. Saat 17 de mesai bitince beş kilometre uzaktaki köyüne (Kapdeğirmeni) gider ve ertesi günü gelerek göreve devam eder.
Sağlık ocağında mesai saatleri dışında nöbetçi hemşire ve nöbetçi doktor yok.
İnsanın aklına şöyle bir düşünce gelmekte. Yavuzlu beldesinde mesai saatleri dışında hastalanmak yasaktır. Bu yasağa uymayanlar başlarının çaresine bakmalıdır.
Bu nasıl bir mantık? Bu nasıl bir sağlık hizmeti? Şahinbey Araştırma ve İnceleme Hastanesi yoğun bakım servisinde ecelle pençeleşen yeğenim mi suçlu. Yoksa böyle bir sağlık ocağının bu şekilde çalışmasına göz yumanlar mı?
Sağlık ocağında bir nöbetçi doktor, bir nöbetçi hemşire bulunsaydı, ambulans da ciddi sağlık kurumlarındaki ambulanslar gibi çalışsaydı yeğenimin Kilis Devlet Hastanesine yetişmesi çok kısa bir zaman alacaktı. Şartlara uygun olarak taşınacaktı. Belki de kalbi durmayacaktı.
*
Kilis İl Sağlık Müdürü Yavuzlu Sağlık Ocağı’nın nasıl çalıştığını biliyor mu? Biliyorsa bu konuda Kilis Valisini de bilgilendirmiş midir? Bu sağlık ocağının yirmi dört saat hizmet vermesi için herhangi bir çalışma mevcut mu? Kilis’in diğer ilçe ve beldelerindeki sağlık ocakları da Kilis’e on iki kilometre uzaklıktaki Yavuzlu Sağlık Ocağı gibi mi çalışmaktalar?
Bu sağlık ocakları çalışan personelin rahat ve huzuru için mi, yoksa bulunduğu yerde yaşayan yurttaşların sağlık hizmetleri için mi kurulmuştur?
Sağlık ocaklarının seçim sandığı mankeni olarak da açılmış olması kuvvetle muhtemel. Aynı zamanda da çok acı. Halkın parasının nerelere ve nasıl harcandığının net bir göstergesi.
Geçmişte İstanbul’da bir cenaze namazını kıldırmak için imam bulamazlar. O sırada yoldan sarhoşluğuyla ünlü Bekri Mustafa geçmektedir. Başındaki kavuğa bakarak yakasından tutup cenaze namazını kıldırmasını isterler. Bekri Mustafa cemaati kırmaz ve namazı kıldırır. Namazın ardından cenazenin kulağına eğilip bir şeyler fısıldar. Namaz sonrası cemaatten meraklı birisi Bekri Mustafa’ya ölünün kulağına ne söylediğini sorar. Bekri Mustafa şu yanıtı verir.
-Gittiğin yerde sana dünyanın ahvalini soran olursa ‘’Bekri Mustafa imam oldu’’ de. Gerisini kolayca anlarlar.
Ak Parti Kilis Milletvekili Sayın Hasan Kara’nın doğup büyüdüğü beldenin sağlık ocağı bu durumda olunca gerisini sizler de kolayca anlarsınız.
Mehmet Nacar
( Sayin Mehmet Nacar´in izni ile ekledim...)