PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Salat ayetleri ve anlam değişikleri


muvahhit
24. June 2009, 04:37 PM
Selamlar,

Kurandaki salat ayetlerini elimden geldiğimce toparlamaya çalıştım ve bazende tekrarlar olmuş olabilir..
Bazı ayetlerde salatın yanına şekilsel namazdan başka anlam koyamazken bazende salatın düşündüğümüzden çok daha farklı anlamlara ulaştığını kendimce fark ettim ve bunları ayetlerde / işaretiyle ayırarak belirttim..elbet eksiksiz olamaz,bu noktada sizlerinde düşüncelerinizi almak isterim ki Kuranı kavramada aramızda salat etmiş olalım..

saygılar cümleten


2:3 Onlar ki duyularıyla algılayamadıkları gerçeklere de inanırlar, salatı içten gelerek ve tam bir teslimiyetle uygularlar,kendilerine verdiğimiz rızıktan muhtaçlara verirler.

الذين يومنون بالغيب ويقيمون الصلوة ومما رزقنهم ينفقون

Ellezine yu'minune bil ğaybi ve yukîmunas salate ve mimma razaknahum yunfikûn.


2:43 Salatı/Allahın inanç,iman ve yaşam sisteminin doğruluğunu isteyerek ve içten gelerek kabul edin/, zekatı verin/Allahın rızasını gözeterek mallarınızdan insanlara pay ayırın ; rüku edenlerle birlikte rüku edin/boyun eğin/nefsinize ve önyargılarınıza yenilmeyin
وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَارْكَعُوا مَعَ الرَّاكِعٖينَ

Ve ekîmus salate ve atuz zekate verkeu mear rakiîn.


2:83 Ve bir vakit İsrail oğullarının şöyle misakını aldık: Allahdan başkasına tapmıyacaksınız; ebeveyne ihsan, yakınlığı olanlara da, öksüzlere de, biçarelere de; nasa güzellik söyleyin; salatı uygulayın; zekâtı verin; sonra pek azınız müstesna sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz

وَاِذْ اَخَذْنَا مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ لَا تَعْبُدُونَ اِلَّا اللّٰهَ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِحْسَانًا وَذِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينِ وَقُولُوا لِلنَّاسِ حُسْنًا وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ ثُمَّ تَوَلَّيْتُمْ اِلَّا قَلٖيلًا مِنْكُمْ وَاَنْتُمْ مُعْرِضُونَ

Ve iz ehazna misaka beni israile la ta'budune illellahe ve bil valideyni ihsanev ve zil kurba vel yetama vel mesakini ve kulu lin nasi husnev ve ekîmus salate ve atuz zekah, sümme tevelleytum illa kalilem minkum ve entum mu'ridûn.

2:110 hem salatı uygulayın/dininize sarılın ve zekâtı verin, nefsileriniz için her ne hayır da takdim ederseniz Allah yanında onu bulursunuz, her halde Allah bütün yaptıklarınızı görüyor

وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِ اِنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصٖيرٌ

Ve ekîmus salate ve atuz zekah, ve ma tukaddimu li enfusikum min hayrin teciduhu indellah, innellahe bi ma ta'melune besîr.

2:177 Erginlik değil: yüzlerinizi kâh gün doğu tarafına çevirmeniz kâh batı, ve lâkin eren o kimsedir ki Allaha, Ahıret gününe, Melâikeye, Kitaba ve bütün Peygamberlere iman edip karabeti olanlara, öksüzlere, bîçarelere yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal vermekte, hem salatı uygulamakta hem zekâtı vermekte, bir de andlaştıkları vakit ahidlerini yerine getirenler, hele sıkıntı ve hastalık hallerinde ve harbin şiddeti zamanında sabr-ü sebat edenler işte bunlardır o sadıklar ve işte bunlardır o korunan müttekiler

لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰـكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّٖنَ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّهٖ ذَوِى الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاكٖينَ وَابْنَ السَّبٖيلِ وَالسَّائِلٖينَ وَفِى الرِّقَابِ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرٖينَ فِى الْبَاْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ وَحٖينَ الْبَاْسِ اُولٰـئِكَ الَّذٖينَ صَدَقُوا وَاُولٰئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

Leysel birra en tuvellu vucuhekum kibelel meşriki vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahiri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyin, ve atel male ala hubbihi zevil kurba vel yetama vel mesakine vebnes sebili ves sailine ve fir rikab, ve ekames salate ve atez zekah, vel mufune bi ahdihim iza ahedu, ves sabirine fil be'sai ved darrai ve hînel be's, ulaikellezine sadeku, ve ulaike humul muttekûn.

2:238 Namazlara/salatlara dıkkat edin hele en kıymetli salata/namaza, ve kalkın Allah için divan durun.

حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ والصَّلٰوةِ الْوُسْطٰى وَقُومُوا لِلّٰهِ قَانِتٖينَ

Hafizu ales salevati ves salatil vusta ve kumu lillahi kanitîn.

2:277 İman edib eyi işler yapan ve salatı uygulayan zekât veren kimselerin Rabları ındinde ecirleri şüphesiz kendilerinindir ve onlara bir korku yoktur ve mahzun olacak değildir onlar

اِنَّ الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ لَهُمْ اَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ

İnnellezine amenu ve amilus salihati ve ekamus salate ve atevuz zekate lehum ecruhum inde rabbihim, ve la havfun aleyhim ve la hum yahzenûn.

4:43 Ey o bütün iman edenler! Sarhoş iken salata/namaza/din tedrisatına ve günlük konuları müzakeresini yapmaya yaklaşmayın: Söylediğinizi bilinceye kadar, cünüb iken de -yoldan geçmeniz başka- guslünüzü edinceye kadar, ve eğer hasta olur veya seferde bulunursanız veya biriniz hacet yerinden gelir veya kadınlara dokunursanız da suya güç yetiremezseniz o zaman temiz bir toprağa teyemmüm edin: Niyyetle yüzünüze ve ellerinize mesheyleyin, cidden Allah afvi çok bir gafur bulunuyor

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لَا تَقْرَبُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْتُمْ سُكَارٰى حَتّٰى تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ وَلَا جُنُبًا اِلَّا عَابِرٖى سَبٖيلٍ حَتّٰى تَغْتَسِلُوا وَاِنْ كُنْتُمْ مَرْضٰى اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَاءَ اَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعٖيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَاَيْدٖيكُمْ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ عَفُوًّا غَفُورًا

Ya eyyuhellezine amenu la takrabus salate ve entum sukara hatta ta'lemu ma tekulune ve la cunuben illa abiri sebilin hatta tağtesilu, ve in kuntum merda ev ala seferin ev cae ehadum minkum minel ğaiti ev lamestumun nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saiden tayyiben femsehu bi vucuhikum ve eydikum, innellahe kane afuvven ğafura.

4:101 Sefer ettiğiniz vakıt o küfredenlerin size bir fenalık yapmalarından korkuyorsanız salatı/namazı kısmanız artık size bir günah olmaz muhakkak ki kâfirler size açık bir düşman bulunuyorlar

وَاِذَا ضَرَبْتُمْ فِى الْاَرْضِ فَلَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَقْصُرُوا مِنَ الصَّلٰوةِ اِنْ خِفْتُمْ اَنْ يَفْتِنَكُمُ الَّذٖينَ كَفَرُوا اِنَّ الْكَافِرٖينَ كَانُوا لَكُمْ عَدُوًّا مُبٖينًا

Ve iza darabtum fil ardi fe leyse aleykum cunahun en taksuru mines salah, in hiftum ey yeftinekumullezine keferu, innel kâfirune kanu lekum aduvvem mubina.

4:102 Ve o vakıt sen içlerinde olub da onlarla beraber salatı/namazı uyguladığında içlerinden bir kısmı seninle beraber salatı/namazı uygulasın, silâhlarını da yanlarına alsınlar, bunlar secdeye vardıklarında diğer kısım arkanızda beklesinler, sonra o henüz salatı/namazı yapmamış olan diğer kısım gelsin seninle beraber salatlarını/namazlarını yapsınlar ve ihtiyatlı bulunsunlar ve silâhlarını yanlarına alsınlar, kâfirler arzu ederler ki silâhlarınızdanve eşyanızdan bir gafil bulunsanız da size birdenbire bir basgın bassalar, eğer yağan yağmurdan(sağanak), bir eziyyet varsa veya hasta iseniz silâhları bırakmanızda beis yoktur, bununla beraber ihtiyatı elden bırakmayın çünkü Allah kâfirler için mühiyn bir azab hazırlamıştır

وَاِذَا كُنْتَ فٖيهِمْ فَاَقَمْتَ لَهُمُ الصَّلٰوةَ فَلْتَقُمْ طَائِفَةٌ مِنْهُمْ مَعَكَ وَلْيَاْخُذُوا اَسْلِحَتَهُمْ فَاِذَا سَجَدُوا فَلْيَكُونُوا مِنْ وَرَائِكُمْ وَلْتَاْتِ طَائِفَةٌ اُخْرٰى لَمْ يُصَلُّوا فَلْيُصَلُّوا مَعَكَ وَلْيَاْخُذُوا حِذْرَهُمْ وَاَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذٖينَ كَفَرُوا لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ اَسْلِحَتِكُمْ وَاَمْتِعَتِكُمْ فَيَمٖيلُونَ عَلَيْكُمْ مَيْلَةً وَاحِدَةً وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ اِنْ كَانَ بِكُمْ اَذًى مِنْ مَطَرٍ اَوْ كُنْتُمْ مَرْضٰى اَنْ تَضَعُوا اَسْلِحَتَكُمْ وَخُذُوا حِذْرَكُمْ اِنَّ اللّٰهَ اَعَدَّ لِلْكَافِرٖينَ عَذَابًا مُهٖينًا

Ve iza kunte fihim fe ekamte lehumus salate feltekum taifetum minhum meake vel ye'huzu eslihatehum, fe iza secedu felyekunu miv veraikum, velte'ti taifetun uhra lem yusallu fel yusallu meake vel ye'huzu hizrahum ve eslihatehum, veddellezine keferu lev tağfulune an eslihatikum ve emtiatikum fe yemilune aleykum meyletev vahideh, ve la cunaha aleykum in kane bi kum ezem mim metarin ev kuntum merda en tedau eslihatekum ve huzu hizrakum, innellahe eadde lil kâfirine azabem muhina.

4:103 İmdi salatı/namazı tamamladığınızda ayakta iken ve otururken ve yanlarınız üzerinde iken Allah Teâlâ'yı zikrediniz. Vaktâ ki emniyet haline gelirsiniz, artık salatı/namazı hakkıyla/hakkını vererek eda ediniz. Şüphe yok ki salat/namaz, mü'minlerin üzerine muayyen vakitlerde bir fariza olmuştur.

فَاِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلٰوةَ فَاذْكُرُوا اللّٰهَ قِيَامًا وَقُعُودًا وَعَلٰى جُنُوبِكُمْ فَاِذَا اطْمَاْنَنْتُمْ فَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنٖينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا

Fe iza kadaytumus salate fezkurullahe kiyamev ve kuudev ve ala cunubikum, fe izatme'nentum fe ekîmus salah, innes salate kanet alel mu'minine kitabem mevkuta.

4:142 Münafıklar, Allah’ı aldatmaya çalışırlar. Allah da onların bu çabalarını başlarına geçirir. Onlar, salatın uygulamasına kalktıkları zaman içlerinden gelmeyerek/dine tam teslim olmadıkları halde, insanlara gösteriş yaparlar ve Allah’ı pek az anarlar.

اِنَّ الْمُنَافِقٖينَ يُخَادِعُونَ اللّٰهَ وَهُوَ خَادِعُهُمْ وَاِذَا قَامُوا اِلَى الصَّلٰوةِ قَامُوا كُسَالٰى يُرَاؤُنَ النَّاسَ وَلَا يَذْكُرُونَ اللّٰهَ اِلَّا قَلٖيلًا

İnnel munafikîne yuhadiunellahe ve huve hadiuhum, ve iza kamu iles salati kamu kusala yuraunen nase ve la yezkurunellahe illa kalila.

4:162 Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve mü’minler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler. O salatı uygulayanlar, zekâtı verenler, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara büyük bir mükâfat vereceğiz.

لٰـكِنِ الرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ مِنْهُمْ وَالْمُؤْمِنُونَ يُؤْمِنُونَ بِمَا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ وَالْمُقٖيمٖينَ الصَّلٰوةَ وَالْمُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَالْمُؤْمِنُونَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ اُولٰـئِكَ سَنُؤْتٖيهِمْ اَجْرًا عَظٖيمًا

Lakinir rasihune fil ilmi minhum vel mu'minune yu'minune bi ma unzile ileyke ve ma unzile min kablike vel mukîmines salate vel mu'tunez zekate vel mu'minune billahi vel yevmil ahir, ulaike se nu'tihim ecran azîma.

5:6 Ey iman edenler! Salatı/namazı uygulayacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi ve -başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i hacetten) gelir veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (Teyemmüm edin). Allah, size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz.

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اِذَا قُمْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ فَاغْسِلُوا وُجُوهَكُمْ وَاَيْدِيَكُمْ اِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُوا بِرُؤُسِكُمْ وَاَرْجُلَكُمْ اِلَى الْكَعْبَيْنِ وَاِنْ كُنْتُمْ جُنُبًا فَاطَّهَّرُوا وَاِنْ كُنْتُمْ مَرْضٰى اَوْ عَلٰى سَفَرٍ اَوْ جَاءَ اَحَدٌ مِنْكُمْ مِنَ الْغَائِطِ اَوْ لٰمَسْتُمُ النِّسَاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعٖيدًا طَيِّبًا فَامْسَحُوا بِوُجُوهِكُمْ وَاَيْدٖيكُمْ مِنْهُ مَا يُرٖيدُ اللّٰهُ لِيَجْعَلَ عَلَيْكُمْ مِنْ حَرَجٍ وَلٰـكِنْ يُرٖيدُ لِيُطَهِّرَكُمْ وَلِيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكُمْ لَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ


Ya eyyuhellezine amenu iza kumtum iles salati fağsilu vucuhekum ve eydiyekum ilel merafiki vemsehu bi ruusikum ve erculekum ilel ka'beyn, ve in kuntum cunuben fettahheru, ve in kuntum merda ev ala seferin ev cae ehadum minkum minel ğaiti ev lamestumun nisae fe lem tecidu maen fe teyemmemu saidan tayyiben femsehu bi vucuhikum ve eydikum minh, ma yuridullahu li yec'ale aleykum min haraciv ve lakiy yuridu li yutahhirakum ve li yutimme ni'metehu aleykum leallekum teşkurûn.

5:12 Celâli hakkı için ki Allah Beni İsrailden misak almıştı ve içlerinden on iki nakıb göndermiştik ve Allah buyurmuştu: haberiniz olsun ben sizinle beraberim, celâlim hakkı için eğer siz salatı uygular/Allahın inanç,iman ve yaşam sistemine tam teslim olarak içten ve isteyerek boyun eğer, zekâtı verir ve Rasullerime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allaha karzı hasenle ıkraz muamelesi yaparsanız elbette tarafınızdan kabahatlarınızı keffaretlerim ve mutlak sizi altından nehirler akar Cennetlere korum, bundan sonra da içinizden her kim nankörlük eder küfre saparsa artık düz yolun ortasında sapmış, kendini zayi' etmiş olur

وَلَقَدْ اَخَذَ اللّٰهُ مٖيثَاقَ بَنٖى اِسْرَایٖٔلَ وَبَعَثْنَا مِنْهُمُ اثْنَىْ عَشَرَ نَقٖيبًا وَقَالَ اللّٰهُ اِنّٖى مَعَكُمْ لَئِنْ اَقَمْتُمُ الصَّلٰوةَ وَاٰتَيْتُمُ الزَّكٰوةَ وَاٰمَنْتُمْ بِرُسُلٖى وَعَزَّرْتُمُوهُمْ وَاَقْرَضْتُمُ اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا لَاُكَفِّرَنَّ عَنْكُمْ سَيِّپَاتِكُمْ وَلَاُدْخِلَنَّكُمْ جَنَّاتٍ تَجْرٖى مِنْ تَحْتِهَا لْاَنْهَارُ فَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذٰلِكَ مِنْكُمْ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءَ السَّبٖيلِ

Ve le kad ehazellahu misaka beni israil, ve beasna minhumusney aşera nekiba, ve kalellahu inni meakum, lein ekamtumus salate ve ateytumuz zekate ve amentum bi rusuli ve azzertumuhum ve akradtumullahe kardan hasenel le ukeffiranne ankum seyyiatikum ve le udhilennekum cennatin tecri min tahtihel enhar, fe men kefera ba'de zalike minkum fe kad dalle sevaes sebîl

5:55 Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iyman etmiş olanlardır ki salatı uygulamada ısrar ederler ve rükû(boyun büküklüğü/tevzu/minnet bekleme) halinde zekât verirler

اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذٖينَ اٰمَنُوا الَّذٖينَ يُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ

İnnema veliyyukumullahu ve rasuluhu vellezine amenullezine yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve hum rakiûn.

5:58 Siz salata çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır.

وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًا ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ

Ve iza nadeytum iles salatittehazuha huzuvev ve leiba, zalike bi ennehum kavmul la ya'kilûn.

5:106 Ey o bütün iyman edenler! Her hangi birinize ölüm hali geldiği o vasıyyet zemanı aranızdaki şehadet ya kendinizden adalet sahibi iki adam, veya yolculuk ediyordunuz da ölüm musıybeti başınıza geldise sizin gayrinizden iki diğeridir. Bunları salattan/güvenilirliği veya şahitliği konusundaki emin oluşunuzdan/aranızdaki müşavereden sonra o iki kişiyi seçer ve alıkorsunuz, şübhelendiğiniz takdirde şöyle yemin ederler, «billâhi hısım da olsa yeminimizi hiç bir bedele değişmeyiz, Allahın şehadetini ketm de etmeyiz, biz o takdirde şübhesiz vebâle girenlerden oluruz.» (vasiyette nelerin söylendiğinin bir nevi zapt/garanti altına alınması)

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا شَهَادَةُ بَيْنِكُمْ اِذَا حَضَرَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ حٖينَ الْوَصِيَّةِ اثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ اَوْ اٰخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ اِنْ اَنْتُمْ ضَرَبْتُمْ فِى الْاَرْضِ فَاَصَابَتْكُمْ مُصٖيبَةُ الْمَوْتِ تَحْبِسُونَهُمَا مِنْ بَعْدِ الصَّلٰوةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّٰهِ اِنِ ارْتَبْتُمْ لَا نَشْتَرٖى بِهٖ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰى وَلَا نَكْتُمُ شَهَادَةَ اللّٰهِ اِنَّا اِذًا لَمِنَ الْاٰثِمٖينَ

Ya eyyuhellezine amenu şehadetu beynikum iza hadara ehadekumul mtu hînel vesiyyetisnani zevaadlim minkum ev aharani min ğayrikum in entum darabtum fil ardi fe esabetkum musibetul mevt, tahbisunehuma mim ba'dis salati fe yuksimani billahi inirtebtum la neşteri bihi semenev ve lev kane za kurba ve la nektumu şehadetellahi inna izel le minel asimîn.

6:72 Hem salatı uygulayın ve ondan korkun, haşrolunub varacağınız o.

وَاَنْ اَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُ وَهُوَ الَّذٖى اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ


Ve en ekîmus salate vettekuh, ve huvellezi ileyhi tuhşerûn.

6:92 İşte bu (Kur’an) da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri (ilâhî kitapları) tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke’yi) ve bütün çevresini (tüm insanlığı) uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır. Ahirete iman edenler, ona da inanırlar. Onlar salatlarını uygulamada ısrarcıdırlar.

وَهٰـذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ مُصَدِّقُ الَّذٖى بَيْنَ يَدَيْهِ وَلِتُنْذِرَ اُمَّ الْقُرٰى وَمَنْ حَوْلَهَا وَالَّذٖينَ يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ يُؤْمِنُونَ بِهٖ وَهُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ

Ve haza kitabun enzelnahu mubarakum musaddikullezi beyne yedeyhi ve li tunzira ummel kura ve men havleha, vellezine yu'minune bil ahirati yu'minune bihi ve hum ala salatihim yuhafizûn

6:162 Benim, de: cidden salatım, ıbadetlerim, hayatım, mematım hep rabbül'âlemîn olan Allâh içindir

قُلْ اِنَّ صَلَاتٖى وَنُسُكٖى وَمَحْيَایَ وَمَمَاتٖى لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمٖينَ

Kul inne salati ve nusuki ve mahyaye ve memati lillahi rabbil âlemîn.

8:3 Onlar salatı eksiksiz uygulayan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir

اَلَّذٖينَ يُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

Ellezine yukîmunes salate ve mimma razaknahum yunfikûn

8:35 Beytin huzurunda/Allahın onayladığı inanç ve iman sisteminde onların salatları ıslık çalıb el çırpmaktan/boşa çırpınıştan başka bir şey değil, o halde küfr-ü küfranınızdan dolayı tadın azâbı

وَمَا كَانَ صَلَاتُهُمْ عِنْدَ الْبَيْتِ اِلَّا مُكَاءً وَتَصْدِيَةً فَذُوقُوا الْعَذَابَ بِمَا كُنْتُمْ تَكْفُرُونَ

Ve ma kane salatuhum indel beyti illa mukaev ve tasdiyeh, fe zukul azabe bi ma kuntum tekfurûn.

9:5 O haram olan aylar çıktımı artık o bir müşrikleri nerede bulursanız öldürün, yakalayın, habsedin ve bütün geçid başlarını tutun, eğer tevbe ederler ve Allahın emrettiği inanç ve iman sistemine inanır/salatı uygularlarsa zekâtı verirlerse sebillerini tahliye edin, çünkü Allah gafur, rahîmdir

فَاِذَا انْسَلَخَ الْاَشْهُرُ الْحُرُمُ فَاقْتُلُوا الْمُشْرِكٖينَ حَيْثُ وَجَدْتُمُوهُمْ وَخُذُوهُمْ وَاحْصُرُوهُمْ وَاقْعُدُوا لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ فَاِنْ تَابُوا وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ فَخَلُّوا سَبٖيلَهُمْ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ

Fe izenselehal eşhurul hurumu faktulul muşrikine haysu vecedtumuhum ve huzuhum vahsuruhum vak'udu lehum kulle mersad, fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe hallu sebilehum, innellahe ğafurur rahîm.

9:11 Bundan böyle eğer tevbe ederler, Allahın emrettiği inanç ve iman sistemine inanır/salatı uygularlarsa, zekâtı verirlerse dinde kardeşleriniz olurlar, bilecek bir kavim için biz âyetlerimizi daha tafsıl ederiz

فَاِنْ تَابُوا وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ فَاِخْوَانُكُمْ فِى الدّٖينِ وَنُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

Fe in tabu ve ekamus salate ve atevuz zekate fe ihvanukum fid dîn, ve nufassilul ayati le kavmiy ya'lemûn.

9:18 Allah’ın mescitlerini, ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, salatı eksiksiz yerine getiren, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur.

اِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّٰهِ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَلَمْ يَخْشَ اِلَّا اللّٰهَ فَعَسٰى اُولٰـئِكَ اَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَدٖينَ

İnnema ya'muru mesacidellahi men amene billahi vel yevmil ahiri ve ekames salate ve atez zekate ve lem yahşe illallahe fe asa ulaike ey yekunu minel muhtedîn

9:54 Kendilerinden nefakalarının kabul olunmasına mani' olan da sırf şudur: çünkü bunlar Allaha ve Resulüne küfrettiler ve salata/Allahın emrettiği inanç ve iman sistemine razı değiller, verdiklerini de ancak istemiyerek veriyorlar

وَمَا مَنَعَهُمْ اَنْ تُقْبَلَ مِنْهُمْ نَفَقَاتُهُمْ اِلَّا اَنَّهُمْ كَفَرُوا بِاللّٰهِ وَبِرَسُولِهٖ وَلَا يَاْتُونَ الصَّلٰوةَ اِلَّا وَهُمْ كُسَالٰى وَلَا يُنْفِقُونَ اِلَّا وَهُمْ كَارِهُونَ

Ve ma meneahum en tukbele minhum nefekatuhum illa ennehum keferu billahi ve bi rasulihi ve la ye'tunes salate illa vehum kusala ve la yunfikune illa vehum karihûn.

9:71 Erkek, dişi bütün Mü'minler ise birbirlerinin velileridirler: ma'rufu emir, münkerden nehyederler, salatı bilinçle uygularlar, zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat eylerler, işte bunları Allah yarın rahmetiyle yarlıgayacak, çünkü Allah azîz, hakîmdir

وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَاءُ بَعْضٍ يَاْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَيُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَيُطٖيعُونَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ اُولٰـئِكَ سَيَرْحَمُهُمُ اللّٰهُ اِنَّ اللّٰهَ عَزٖيزٌ حَكٖيمٌ

Vel mu'minune vel mu'minatu ba'duhum evliyau ba'd, ye'murune bil ma'rufi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve yuti'unellahe ve rasuleh, ulaike se yerhamuhumullah, innellaha azizun hakîm.

9:103 Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekât) al ve onlara dua et. Çünkü senin onlara olan salatın/desteğin/yardımın onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.

خُذْ مِنْ اَمْوَالِهِمْ صَدَقَةً تُطَهِّرُهُمْ وَتُزَكّٖيهِمْ بِهَا وَصَلِّ عَلَيْهِمْ اِنَّ صَلٰوتَكَ سَكَنٌ لَهُمْ وَاللّٰهُ سَمٖيعٌ عَلٖيمٌ

Huz min emvalihim sadekaten tutahhiruhum ve tuzekkihim biha ve salli aleyhim inne salateke sekenul lehum vallahu semiun alîm.

11:87 Ya Şuayb, dediler: atalarımızın taptıklarını terketmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmamızı sana salatın/inanç sistemin/bizden gayri olan yaşam biçimin mi? emrediyor? Her halde sen, çok uslu akıllısın

قَالُوا يَا شُعَيْبُ اَصَلٰوتُكَ تَاْمُرُكَ اَنْ نَتْرُكَ مَا يَعْبُدُ اٰبَاؤُنَا اَوْ اَنْ نَفْعَلَ فٖى اَمْوَالِنَا مَا نَشٰٶُا اِنَّكَ لَاَنْتَ الْحَلٖيمُ الرَّشٖيدُ

Kalu ya şuaybu e salatuke te'muruke en netruke ma ya'budu abauna ev en nef'ale fi emvalina ma neşa', inneke le entel halimur raşîd.

11:114 Hem salatı/desteği/yardımlaşmayı ve öğretimini/dinin tedrisatını bırakma gündüzün taraflarından ikisinde ve gecenin gündüze yakın saatlerinde, çünkü hasenat, seyyiatı giderir, bu, idrâki olanlara bir öğüddür

وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ طَرَفَیِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ الَّيْلِ اِنَّ الْحَسَنَاتِ يُذْهِبْنَ السَّيِّپَاتِ ذٰلِكَ ذِكْرٰى لِلذَّاكِرٖينَ

Ve ekimis salate tarafeyin nehari ve zulefem minel leyl, innel hasenati yuzhibnes seyyiat zalike zikra liz zakirîn.

13:22 Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, salatı gereği gibi anlayıp uygulayan, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.

وَالَّذٖينَ صَبَرُوا ابْتِغَاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُنَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُولٰئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِ

Vellezine saberubtiğae vechi rabbihim ve ekamus salate ve enfeku mimma razaknahum sirrav ve alaniyetev ve yedraune bil hasenetis seyyiete ulaike lehum ukbed dâr


14:31 İnanan kullara söyle, salatı eksiksiz uygulasınlar, hiçbir alışveriş ve dostluğun bulunmadığı bir gün gelmeden önce kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda gizlice ve açıktan harcasınlar.

قُلْ لِعِبَادِىَ الَّذٖينَ اٰمَنُوا يُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْلِ اَنْ يَاْتِىَ يَوْمٌ لَا بَيْعٌ فٖيهِ وَلَا خِلَالٌ

Kul li ibadiyellezine amenu yukîmus salate ve yunfiku mimma razaknahum sirrav ve alaniyetem min kabli ey ye'tiye yevmul la bey'un fihi ve la hilâl.

14:37 “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin kutsal evinin (Kâbe’nin) yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Salatı eksiksiz anlamaları için (böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir, onları ürünlerden rızıklandır, umulur ki şükrederler.”

رَبَّنَا اِنّٖى اَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتٖى بِوَادٍ غَيْرِ ذٖى زَرْعٍ عِنْدَ بَيْتِكَ الْمُحَرَّمِ رَبَّنَا لِيُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ فَاجْعَلْ اَفْپِدَةً مِنَ النَّاسِ تَهْوٖى اِلَيْهِمْ وَارْزُقْهُمْ مِنَ الثَّمَرَاتِ لَعَلَّهُمْ يَشْكُرُونَ

Rabbena inni eskentu min zurriyyeti bi vadin ğayri zi zer'in inde beytikel muharrami rabbena li yukîmus salate fec'al ef'idetem minen nasi tehvi ileyhim verzukhum mines semerati leallehum yeşkurûn.

14:40 Rabbım! Beni salata/imanımda sabitliğe müdavim kıl, zürriyyetimden de, yarabbenâ! hem duâmı kabul buyur

رَبِّ اجْعَلْنٖى مُقٖيمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖى رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ

Rabbic'alni mukîmes salati ve min zurriyyeti rabbena ve tekabbel dua'.

17:78 Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) salatı uygula. Bir de sabah salatını. Çünkü sabah salatı şahitlidir/toplulukla yapılır.

اَقِمِ الصَّلٰوةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ اِلٰى غَسَقِ الَّيْلِ وَقُرْاٰنَ الْفَجْرِ اِنَّ قُرْاٰنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا

Ekimis salate li dulukuş şemsi ila ğasekil leyli ve kur'anel fecr, inne kur'anel fecri kane meşhuda.

17:110 De ki; Allah diyin rahman diyin hangisini deseniz hep onundur o en güzel isimler; bununla beraber salâtında pek bağırma, pek de gizleme ikisinin arası bir yol tut!

قُلِ ادْعُوا اللّٰهَ اَوِ ادْعُوا الرَّحْمٰـنَ اَيًّا مَا تَدْعُوا فَلَهُ الْاَسْمَاءُ الْحُسْنٰى وَلَا تَجْهَرْ بِصَلَاتِكَ وَلَا تُخَافِتْ بِهَا وَابْتَغِ بَيْنَ ذٰلِكَ سَبٖيلًا

Kulid'ullahe evid'ur rahman, eyyem ma ted'u fe lehul esmaul husna, ve la techer bi salatike ve la tuhafit biha, vebteği beyne zalike sebila.

19:31 Ve beni her nerede olsam mübarek kıldı ve berhayat olduğum müddetçe bana salatı uygulamayı ve zekât tavsıye buyurdu

وَجَعَلَنٖى مُبَارَكًا اَيْنَ مَا كُنْتُ وَاَوْصَانٖى بِالصَّلٰوةِ وَالزَّكٰوةِ مَا دُمْتُ حَيًّا

Ve cealeni mubaraken eyne ma kuntu ve evsani bis salati vez zekati ma dumtu hayya

19:55 Ailesine salat ve zekâtı emrederdi. Rabb’inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.

وَكَانَ يَاْمُرُ اَهْلَهُ بِالصَّلٰوةِ وَالزَّكٰوةِ وَكَانَ عِنْدَ رَبِّهٖ مَرْضِيًّا

Ve kane ye'muru ehlehu bis salati vez zekati ve kane inde rabbihi merdiyya.

19:59 Sonra arkalarından bozuk bir güruh halef oldu, salatı zayi' ettiler/Allahın inanç ve iman sisteminin dışına çıktılar ve şehvetleri ardına düştüler, bunlar da «Gayya» yı boylıyacaklar

فَخَلَفَ مِنْ بَعْدِهِمْ خَلْفٌ اَضَاعُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّبَعُوا الشَّهَوَاتِ فَسَوْفَ يَلْقَوْنَ غَيًّا

20:14 Hakıkaten benim ben Allah, benden başka ilâh yok. Onun için bana ıbadet et/kabul et/boyun eğ ve zikrim için salat et./benden başkasına salat edilmeyeceğini bil ve anla.

اِنَّنٖى اَنَا اللّٰهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا اَنَا فَاعْبُدْنٖى وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ لِذِكْرٖى

İnneni enallahu la ilahe illa ene fa'budni ve ekimis salate li zikri.

20:132 Hem ehline de salatı öğret ve salatı/Allahın inanç ve iman sistemini isteyerek kabul eder halde hakka ve doğruya çağıranlardan olmaları ile emret hem de kendin ona sabrile devam eyle, biz senden bir rızk istemiyoruz. Biz seni merzuk ederiz ve âkıbet takvânındır

وَاْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَا لَا نَسْپَلُكَ رِزْقًا نَحْنُ نَرْزُقُكَ وَالْعَاقِبَةُ لِلتَّقْوٰى

Ve'mur ehleke bis salati vastabir aleyha, la nes'eluke rizka, nahnu nerzukuk, vel akibetu lit takva.

21:73 Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi,salatı eksiksiz uygulamayı, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden/bizim sistemimize onay veren kimselerdi.

وَجَعَلْنَاهُمْ اَئِمَّةً يَهْدُونَ بِاَمْرِنَا وَاَوْحَيْنَا اِلَيْهِمْ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ وَاِقَامَ الصَّلٰوةِ وَاٖيتَاءَ الزَّكٰوةِ وَكَانُوا لَنَا عَابِدٖينَ

Ve cealna hum eimmetey yehdune bi emrina ve evhayna ileyhim fi'lel hayrati ve ikames salati ve itaez zekah, ve kanu lena abidîn.

22:35 Ki Allah anıldığı vakıt kalbleri oynar ve kendilerine isabet edene sabırlı ve salata/desteğe/inanmaya/şükretmeye devamlıdırlar ve kısmet ettiğimiz şeylerden infak da ederler

اَلَّذٖينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِرٖينَ عَلٰى مَا اَصَابَهُمْ وَالْمُقٖيمِى الصَّلٰوةِ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

Ellezine iza zukirallahu vecilet kulubuhum ves sabirine ala ma esabehum vel mukîmis salati ve mimma razeknahum yunfikûn

22:41 Onlar ki şayed kendilerini arzda makam-ı iktıdara getirirsek/maddi imkan verilince/söz sahibi olunca/sözü dikkate alınınca Salatı/Rabbin inanç ve iman sistemini tebliğ ederler , zekâtı verirler, ma'ruf ile emir ve münkerden nehiy ederler bütün umurun akıbeti de sırf Allaha aiddir

اَلَّذٖينَ اِنْ مَكَّنَّاهُمْ فِى الْاَرْضِ اَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتَوُا الزَّكٰوةَ وَاَمَرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَنَهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ وَلِلّٰهِ عَاقِبَةُ الْاُمُورِ

Ellezine im mekkennahum fil ardi ekamus salate ve atevuz zekate ve emeru bil ma'rufi ve nehev anil munker, ve lillahi akibetul umûr.

22:78 Ve Allah uğruna hak cihâdiyle mücahede eyleyin, sizi o seçti, üzerinize dinde bir harec de yükletmedi, haydin babanız İbrahimin milletine, bundan evvel ve bunda size müsliman ismini o (Allah) taktı, ki Peygamber size karşı şâhid olsun, siz de bütün insanlara karşı şâhidler olasınız, haydin salatı uygulayın, zekâtı verin ve Allah'a sıkı tutunun ki mevlânız odur, artık ne güzel mevlâ, ne güzel nasîr/yardımcı

مِنْ قَبْلُ وَفٖى هٰـذَا لِيَكُونَ الرَّسُولُ شَهٖيدًا عَلَيْكُمْ وَتَكُونُوا شُهَدَاءَ عَلَى النَّاسِ فَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاعْتَصِمُوا بِاللّٰهِ هُوَ مَوْلٰیكُمْ فَنِعْمَ الْمَوْلٰى وَنِعْمَ النَّصٖيرُ

Ve cahidu fillahi hakka cihadih, huvectebukum ve ma ceale aleykum fid dini min harac, millete ebikum ibrahim, huve semmakumul muslimine min kablu ve fi haza li yekuner rasulu şehiden aleykum ve tekunu şuhedae alen nas, fe ekîmus salate ve atuz zekate va'tesimu billah, huve mevlakum, fe ni'mel mevla ve ni'men nesîr

23:2 Ki onlar salatlarında huşu'ludurlar/saygılıdırlar/salatı uygulamanın öneminin bilincinde hareket ederler.

اَلَّذٖينَ هُمْ فٖى صَلَاتِهِمْ خَاشِعُونَ

Ellezine hum fi salatihim haşiûn.

24:41 Baksan â hakikat Allah, o Semavât-ü Arzdaki kimseler ve o kanad çırpıb süzülen dizilen kuşlar hep onun için tesbih ediyor, her biri cidden salâtını/Rabbin yüceliğini anlamayı/yaşayabilmeyi/üreyebilmeyi sağlayan(iç güdü) doğru ve güzele klavuzlayan yazılımın dışına isteselerde çıkamadı ve böylece tesbihini/dusını bilmiş oldular, Allah da, ne yapıyorlarsa hep biliyor

اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِى السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَالطَّيْرُ صَافَّاتٍ كُلٌّ قَدْ عَلِمَ صَلَاتَهُ وَتَسْبٖيحَهُ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ بِمَا يَفْعَلُونَ

E lem tera ennellahe yusebbihu lehu men fis semavati vel erdi vet tayru saffat, kullun kad alime salatehu ve tesbihah, vallahu alimum bima yef'alûn.

24:56 Hem salatı uygulayın, zekâtı verin ve Peygambere itaat edin ki rahmete irdirilesiniz

وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَطٖيعُوا الرَّسُولَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ

Ve ekîmus salate ve atuz zekate ve eti'ur rasule leallekum turhamûn

24:58 Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlar (köleleriniz) ve sizden henüz bulûğ çağına ermemiş olanlar, günde üç defa; sabah salatından/namazından önce, öğleyin elbiselerinizi çıkardığınız vakit ve yatsı salatından/namazından sonra (yanınıza girecekleri zaman) sizden izin istesinler. Bu üç vakit sizin soyunup dökündüğünüz vakitlerdir. Bu vakitlerin dışında (izinsiz girme konusunda) ne size, ne onlara bir günah vardır. Birbirinizin yanına girip çıkabilirsiniz. Allah, âyetlerini size işte böylece açıklar. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا لِيَسْتَاْذِنْكُمُ الَّذٖينَ مَلَكَتْ اَيْمَانُكُمْ وَالَّذٖينَ لَمْ يَبْلُغُوا الْحُلُمَ مِنْكُمْ ثَلٰثَ مَرَّاتٍ مِنْ قَبْلِ صَلٰوةِ الْفَجْرِ وَحٖينَ تَضَعُونَ ثِيَابَكُمْ مِنَ الظَّهٖيرَةِ وَمِنْ بَعْدِ صَلٰوةِ الْعِشَاءِ ثَلٰثُ عَوْرَاتٍ لَكُمْ لَيْسَ عَلَيْكُمْ وَلَا عَلَيْهِمْ جُنَاحٌ بَعْدَهُنَّ طَوَّافُونَ عَلَيْكُمْ بَعْضُكُمْ عَلٰى بَعْضٍ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمُ الْاٰيَاتِ وَاللّٰهُ عَلٖيمٌ حَكٖيمٌ

Ya eyyuhellezine amenu li yeste'zinkumullezine meleket eymanukum vellezine lem yebluğul hulume minkum selase merrat, min kabli salatil fecri ve hîne tedaune siyabekum minez zahirati ve mim ba'di salatil işa', selasu avratil lekum, leyse aleykum ve la aleyhim cunahum ba'dehunn, tavvafune aleykum ba'dukum ala ba'd, kezalike yubeyyinullahu lekumul ayat, vallahu alimun hakîm.

27:3 Ki salatı eksiksiz uygularlar ve zekâtı verirler, Âhırette de onlar yakîn edinirler

اَلَّذٖينَ يُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Ellezine yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve hum bil ahirati hum yukinûn.

29:45 Sana vahyolunan kitabı güzel güzel oku ve salatı uygula, gerçek salat edepsizlikten ve uygunsuzluktan nehyeder ve her halde Allahın zikri en büyük iştir ve Allah her ne işlerseniz bilir

اُتْلُ مَا اُوحِىَ اِلَيْكَ مِنَ الْكِتَابِ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ اِنَّ الصَّلٰوةَ تَنْهٰى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَلَذِكْرُ اللّٰهِ اَكْبَرُ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تَصْنَعُونَ

Utlu ma uhiye ileyke minel kitabi ve ekimis salah, innes salate tenha anil fahşai vel munker, ve lezikrullahi ekber, vallahu ya'lemu ma tasne'ûn.

30:31 Başkasından geçerek hep ona gönül verin ve ona korunun ve salatınızda ısrarcı olun/onlara meyletmeyin müşriklerden olmayın

مُنٖيبٖينَ اِلَيْهِ وَاتَّقُوهُ وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُشْرِكٖينَ

Munibine ileyhi vettekuhu ve ekîmus salate ve la tekunu minel muşrikîn.

31:4 Ki Rabbe salatın ne olduğunu bilirler/uygularlar ve zekâtı verirler, Âhırete de onlar yakîn edinirler

اَلَّذٖينَ يُقٖيمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ بِالْاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ

Ellezine yukîmunes salate ve yu'tunez zekate ve hum bil ahirati hum yukinûn.

31:17 Yavrum! salatının dışına asla çıkma, ma'rufu emir ve münkerden nehiy ve başına gelene sabr et, çünkü bunlar azmolunacak işlerdendir

يَا بُنَیَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَاْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَا اَصَابَكَ اِنَّ ذٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْاُمُورِ

Ya buneyye ekimis salate ve'mur bil ma'rufi venhe anil munkeri vasbir ala ma esabek, inne zalike min azmil umûr.

42:38 Ve onlar ki rabları için da'vete icâbet etmekte ve salatı uygulamaktadırlar, buyurukları da aralarında şurâdır (danışıklıdır), kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar masraf da verirler

وَالَّذٖينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَمْرُهُمْ شُورٰى بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ

Vellezinestecabu li rabbihim ve ekamus salate ve emruhum şura beynehum, ve mimma razaknahum yunfikûn.

58:13 Ya!.. Fısıltınızdan önce sadakalar takdim etmekten korktunuz mu? Mâdemki yapmadınız Allah da size tevbe lûtfetti artık salatınıza/elçinin getirdiği inanç ve iman sistemine bağlılıkta devam edin ve zekâtı verin ve Allah ve Resulüne itaat edin ki Allah habîrdir her ne yaparsanız

ءَاَشْفَقْتُمْ اَنْ تُقَدِّمُوا بَيْنَ يَدَیْ نَجْوٰیكُمْ صَدَقَاتٍ فَاِذْ لَمْ تَفْعَلُوا وَتَابَ اللّٰهُ عَلَيْكُمْ فَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَطٖيعُوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَاللّٰهُ خَبٖيرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ

Eeşfaktum en tukaddimu beyne yedey necvakum sadekat, feiz lem tef'alu ve taballahu 'aleykum feekîmussalate ve atuzzekate ve eti'ullahe ve resuleh, vallahu habirum bima ta'melûn

62:9 Ey o bütün iyman edenler! Cum'a günü namaz/salat/Allahın inanç ve iman sistemine boyun eğdiğinizin ikrarı için çağrıldığınızda hemen Allahın zikrine koşun ve alım satımı bırakın, o sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz

يَا اَيُّهَا الَّذٖينَ اٰمَنُوا اِذَا نُودِىَ لِلصَّلٰوةِ مِنْ يَوْمِ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ

Ya eyyuhellezîne amenu iza nudiye lissalati miy yevmilcumu'ati fes'av ila zikrillahi ve zerulbey', zalikum hayrul lekum in kuntum ta'lemûn.

62:10 Sonra da namaz/salat/Allahın inanç ve iman sistemine boyun eğdiğinizin ikrarını yaptıktan sonra yeryüzünde dağılın da Allahın fazlından nasîb arayın ve Allahı çok zikredin ki felâh bulabilesiniz

فَاِذَا قُضِيَتِ الصَّلٰوةُ فَانْتَشِرُوا فِى الْاَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَثٖيرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ

Feiza kudiyetissalatu fenteşiru fil'ardi vebteğu min fadlillahi vezkurullahe kesiral le'allekum tuflihûn.

70:23 Onlar ki salatlarını uygulamada ısrarcıdırlar.

اَلَّذٖينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ دَائِمُونَ

Ellezînehum 'ala salatihim daimûn

70:34 Ve onlar ki salatlarının/Allahı anmanın/Allahın inanç ve iman sistemine boyun eğmenin ne demek olduğuna yakinen kanidirler/salatlarını uygulamada titizdirler/salatkarına muhafızlık ederler

وَالَّذٖينَ هُمْ عَلٰى صَلَاتِهِمْ يُحَافِظُونَ

Vellezîne hum 'ala salatihim yuhafizûn

73:20 (Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur’an’dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah’ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O hâlde, Kur’an'dan kolayınıza geleni okuyun. Salatı eksiksiz uygulayın, zekâtı verin, Allah’a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükâfat olarak bulursunuz. Allah’tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

اِنَّ رَبَّكَ يَعْلَمُ اَنَّكَ تَقُومُ اَدْنٰى مِنْ ثُلُثَیِ الَّيْلِ وَنِصْفَهُ وَثُلُثَهُ وَطَائِفَةٌ مِنَ الَّذٖينَ مَعَكَ وَاللّٰهُ يُقَدِّرُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ عَلِمَ اَنْ لَنْ تُحْصُوهُ فَتَابَ عَلَيْكُمْ فَاقْرَؤُا مَا تَيَسَّرَ مِنَ الْقُرْاٰنِ عَلِمَ اَنْ سَيَكُونُ مِنْكُمْ مَرْضٰى وَاٰخَرُونَ يَضْرِبُونَ فِى الْاَرْضِ يَبْتَغُونَ مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاٰخَرُونَ يُقَاتِلُونَ فٖى سَبٖيلِ اللّٰهِ فَاقْرَؤُا مَا تَيَسَّرَ مِنْهُ وَاَقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَقْرِضُوا اللّٰهَ قَرْضًا حَسَنًا وَمَا تُقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْ مِنْ خَيْرٍ تَجِدُوهُ عِنْدَ اللّٰهِ هُوَ خَيْرًا وَاَعْظَمَ اَجْرًا وَاسْتَغْفِرُوا اللّٰهَ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَحٖيمٌ

İnne rabbeke ya'lemu enneke tekumu edna min suluseyilleyli ve nisfehu ve sulusehu ve taifetum minellezîne me'ak, vallahu yukaddirulleyle vennehar, 'alime el len tuhsuhu fetabe 'aleykum fakrau ma teyessera minelkur'an, 'alime en seyekunu minkum merda ve aharune yadribune fil'ardi yebteğune min fadlillahi ve aharune yukatilune fi sebilillahi fakrau ma teyessere minhu ve ekîmussalate ve atuzzekate ve akridullahe kardan hasena, ve ma tukaddimu lienfusikum min hayrin teciduhu 'indallahi huve hayrev ve a'zame ecra, vestağfirullah, innallahe ğafurur rahîm

98:5 Halbuki onlar ancak şununla emr olunmuşlardı: hakperest müvahhid (hanîfler) olarak dîni Allah için halis kılarak yalnız Allaha ıbadet etsinlerve salatı içten gelerek/Allahın dinine teslim olarak uygulasınlar ve zekâtı versinler ve odur «dîni kayyime»

وَمَا اُمِرُوا اِلَّا لِيَعْبُدُوا اللّٰهَ مُخْلِصٖينَ لَهُ الدّٖينَ حُنَفَاءَ وَيُقٖيمُوا الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُوا الزَّكٰوةَ وَذٰلِكَ دٖينُ الْقَيِّمَةِ

Ve ma umiru illa liya'budullahe muhlisîne lehud dîne hunefae ve yukîmussalate ve yu'tuzzekate ve zalike dînulkayyimeh.

107:5 Namazlarından/salatlarından/Allahın inanç,iman ve yaşam sisteminin doğrulunu isteyerek kabul etmemekten/karşı koymaktan dolayı,gerçek salat ettiklerini var saysalarda aslında yanılmaktadırlar

اَلَّذٖينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ

Ellezine hum an salatihim sahun.

hiiic
25. August 2010, 08:28 PM
Ellerine sağlık.
çok güzel olmuş.

Miralay
26. August 2010, 09:51 AM
Allah razı olsun Muvahhid kardeşim

Kur'an'daki, salatın kullanım ve anlamlarıyla ilgili çok güzel ayetler seçmişsin. Bunları okuduktan sonra salat-namazla ilgili kalbimdeki pek çok soru işaretinin giderilmesine vesile oldu.
Hiiiç kardeşimin telkinlerinden sonra, bu yazdıklarında perçinledi :)

vesselam

hiiic
26. August 2010, 09:02 PM
Hiiiç kardeşimin telkinlerinden sonra, bu yazdıklarında perçinledi
Okuyanda beni bişi biliyor sancak. ben ne öğrendiysem hanif müslümanlar sayesinde öğrendim, öğrendiklerimi kalbim de tastik etti yalanlamadı. Allah Kuran yolunda istikamet üzere dimdik giden hanif müslümanlardan razı olsun.
Yoksa hiiic kardeşin hakikaten hiiicbişi, kendi sapıklığımda burnumun dikine gidiyor olacaktım Allah bana acıdı da yolumu buralara düşürdü. Hayatımı sizlerle kesiştirdi, bu benim için çok büyük bir nimet, haniflere çok şey borçluyum (ömer hariç bide snob).
E hepte yiğidi öldürmeyelim tabiki bende biraz araştırmadım değil bişiler ehihi ehihi ehihi,,, şaka bir yana bu sitedeki dil ve tarihbilimsel çalışmalar okumakla araştırmakla öğrenliebilecek yada ulaşılabilecek türden bilgiler değil, heleki bu zamanda, islamın böyle yozlaştığı ve batıl inancın sahte dayanaklarının bu kadar arttığı bir dönemde heleki benim gibi yabani müslümanların yaşadığı bir atmosferde bu bilgilere ne okumakla ulaşılır ne araştırmakla, ancak sağlam kafalı müslümanların aklını ve bilimi bir arada kullanarak ulaşılabileceği vahyin orjinalidir bu (o kafa da bende yok). Gerçekleri inkar etmek, vahyin orjinalini inkar etmek Allahı inkar etmektir.



-----------------------------------------------------------------------------

5:55 Sizin veliniz evvel Allah, sonra Resulü, sonra o iyman etmiş olanlardır ki salatı uygulamada ısrar ederler ve rükû(boyun büküklüğü/tevzu/minnet bekleme) halinde zekât verirler

70:23 Onlar ki salatlarını uygulamada ısrarcıdırlar.