PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : 40 yaş


mavera
21. May 2009, 10:58 PM
Ahkaf 15.
Biz insana, anne-babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!"

çeşitli çeviriler: http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=46&ayet=15

----------------------

40 yaşın (çoğu zaman) bir insan için hem varlık hem güç olarak üst seviye olduğu gibi bir çıkarım ile, belki de yapılan her hareketin, söylenen her sözün sorumluluğu mazeret kabul etmez durumda mı olur?

(fazla matematiksel olacak ama belki diğer yaşlar için bir mazeret, bir azaltma faktörü olur da örneğin bebeğin yaptıkları sıfır ile, çocukların 0,1 ile, gençlerin 0,3 ile ağırlıklandırılır, 40 yaşında 1 ile çarpılıp aynen mi yansır)

nedir olgunluk / yiğitlik / güç çağı / (age of full strength) ?

dost1
22. May 2009, 12:38 AM
Selamun Aleykum! Değerli Mavera Kardeşim!

Ahkaf 15.
Biz insana, anne-babasına çok iyi davranmasını önerdik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Taşınması ve sütten kesilmesi otuz aydır. Nihayet, yiğitlik çağına gelip kırk yıla erdiğinde şöyle der: "Rabbim; beni, bana ve ebeveynime verdiğin nimete şükretmeye, hoşnut olacağın iyi bir iş yapmaya yönelt! Soyum içinde, benim için barışı gerçekleştir. Sana yöneldim ben, sana teslim olanlardanım ben!"

çeşitli çeviriler: http://www.kuranmeali.com/ayetkarsilastirma.asp?sure=46&ayet=15

----------------------

40 yaşın (çoğu zaman) bir insan için hem varlık hem güç olarak üst seviye olduğu gibi bir çıkarım ile, belki de yapılan her hareketin, söylenen her sözün sorumluluğu mazeret kabul etmez durumda mı olur?

(fazla matematiksel olacak ama belki diğer yaşlar için bir mazeret, bir azaltma faktörü olur da örneğin bebeğin yaptıkları sıfır ile, çocukların 0,1 ile, gençlerin 0,3 ile ağırlıklandırılır, 40 yaşında 1 ile çarpılıp aynen mi yansır)

nedir olgunluk / yiğitlik / güç çağı / (age of full strength) ?

Sorularına yanıt bulacağın bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ahkaf;15 – Ve Biz insana, ana ve babasına ihsanı [iyilik yapmayı/ güzel davranmayı] tavsiye ettik. Anası, onu, zahmetle taşıdı ve zahmetle bıraktı [doğurdu]. Ve onun taşınması ve ayrılması otuz aydır. Nihayet insan, olgunluk çağına ulaştığı ve kırk seneye geldiğinde: “Rabbim! Bana ve anama -babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve senin hoşnut olacağın salihi işlememi sağla. Benim için soyumun içinde düzeltmeler yap [salih kimseler ver]. Şüphesiz ben Sana yöneldim. Ve ben şüphesiz teslim olanlardanım” dedi.
Ahkaf;16 – İşte bu , vaat olunup durdukları doğru bir vaat olarak ve onlar zulmedilmeden, O’nun [Allah], onlara amellerini tam olarak ödemesi için kendilerinden, yaptıklarının en güzelini kabul edeceğimiz ve cennet ashabı içinde kötülüklerden koruyacağımız kimselerdir.
Ahkaf;17 – Ve anasına- babasına: “Öf size! Siz beni, benden önce nice nesiller gelip geçmiş iken çıkarılmakla [öldükten sonra dirilmekle] mı tehdit ediyorsunuz?” diyen kimse; … Ve o ikisi [anası-babası], Allah’a yalvararak: “Yazık sana! Gel iman et, şüphesiz ki, Allah'ın vaadi gerçektir” der. Sonra da o: “Bu [Kur'ân], öncekilerin masallarından başka bir şey değildir” der.
Ahkaf;18 - İşte onlar [anası babası ile inanç çatışması olan, ahırete inanmayan çocuklar], kendilerinden önce gelip geçmiş olan cinn ve insten [bilinen bilinmeyen tüm kesimden] ümmetler içerisinde aleyhlerinde Söz hak olmuş kimselerdir. Şüphesiz onlar, gerçekten hüsrana uğramışlar idiler.


Bu ayet gurubunda Rabbimiz, aile ilişkilerine, hukuka ve aile içi eğitime dikkat çekmiştir. Ayetlerde olgun, akıllı çocuk ile aklını kullanmayan asi çocuk örnek verilerek bu ikisinin Allah’a ve anne-babalarına karşı tutumları belirtilmekte ve uyarıda bulunulmaktadır. Ayrıca insanın anne-babasına ihsanda bulunması tavsiye edilmektedir.

Ana-baba ve çocuk deyiminden sadece analık-babalık ve evlatlık anlaşılmamalıdır. O dönemde okulların bulunmadığı, bu nedenle de ana-babanın aynı zamanda bir öğretmen, eğitmen; evladın da bir öğrenci olduğu unutulmamalıdır.

15. ayetteki “Anası, onu, zahmetle taşıdı ve zahmetle bıraktı [doğurdu]. Ve onun taşınması ve ayrılması otuz aydır” ifadesi, ana hakkının baba hakkından daha büyük olduğuna delâlet etmektedir. Çünkü Rabbimiz, bu ifadede anayı özellikle zikrederek onun çocuk yüzünden çektiği zahmet ve meşakkati vurgulamıştır.

Ayetteki “Ve onun taşınması ve ayrılması otuz aydır” ifadesi, hamileliğin başlaması ile çocuğun sütten kesilmesi arasındaki süreye işaret etmektedir.

[B]YİĞİTLİK/OLGUNLUK ÇAĞI
Ayette geçen “ اشدّEşüdd [yiğitlik/olgunluk] Çağı” ile ilgili olarak “onsekiz yaş”, “otuzüç yaş” ve “kırk yaş” gibi görüşler ileri sürülmüştür. Ancak Rabbimiz bu konuda herhangi bir rakam vermemiştir.

“Eşüdd’ün [olgunluk/yiğitlik yaşının]” kişiden kişiye, yöreden yöreye, ortamdan ortama değişeceği bir gerçektir. Bizim kanaatimize göre, bu yaş toplum idaresinin bilirkişi raporları doğrultusunda karar vereceği reşitlik yaşıdır.
Ve Allah’ın, ayakta kalmanız için size vermiş olduğu mallarınızı bu sefihlere vermeyiniz. Ve onları o mallarda rızıklandırın ve onları giyindirin. Ve onlara maruf söz söyleyin. Ve bu yetimlerinizi nikâha ulaşıncaya kadar belalandırınız [sıkı bir eğitim vererek olgunlaştırınız]. Sonra da eğer kendilerinde rüşd hissederseniz mallarını kendilerine hemen teslim ediniz. Onlar büyüyecekler diye onların mallarını saçıp savurup yemeyin de. Ve kim zengin ise artık o iffetli davransın. Kim de fakir ise artık o da maruf ile yesin. Sonra da onların [yetimlerin mallarını kendilerine teslim ettiğiniz zaman onlar üzerine şahit tutunuz. Hesap sorucu olarak da Allah yeter. (Nisa/5, 6)

Ayette “ اشدّeşüdd” ve “kırk sene” ifadeleri birbirine bağlı değildir. İki ifadeyi bir araya getiren, mutlak cem ifade eden
“ وvav” bağlacıdır. O nedenle insanın yiğitlik/olgunluk yaşına erişmesi ayrı bir şey; kırk yaşına erişmesi ise başka bir şeydir.

Kırk yaştan sonra bedensel fonksiyonlar ve şehvet, hırs, kin gibi duygu ve dürtüler zayıflamaya; akıl, muhakeme, merhamet, şefkat, tecrübe gibi zihinsel fonksiyonlar ise artmaya başlar. Kırk yaş, buluğ yaşı değil “bilgeliğin başlama yaşı”dır.

Nitekim kişi kırk yaşına varınca, “Rabbim! Bana ve anama-babama ihsan ettiğin nimetlerine şükretmemi ve senin hoşnut olacağın salihi işlememi sağla. Benim için soyumun içinde düzeltmeler yap [salih kimseler ver]. Şüphesiz ben Sana yöneldim. Ve ben şüphesiz teslim olanlardanım” şeklinde dualar etmeye başlamaktadır. Sadece yiğitlik çağı bu bilince yetmemekte, kişi ancak bilgeleşmeye başladığı zaman bu tür dualara yönelmektedir.
Kaynak:İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.